KORONA GÜNLÜĞÜ 30 HAZİRAN 2020

GÜNDEM

  • HDP Sevil Rojbin Çetin’in evine yapılan baskın sırasında 3 buçuk saat boyunca polis tarafından köpekli ve fiziki işkenceye maruz bırakılmasına dair acil toplanma çağrısı ile Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na dilekçe sundu. Devamında yapılan açıklamada yapılan işkencenin Ortaçağ işkence yöntemiyle yarışır düzeyde vahim olduğu ve bu işkencenin Sevil Rojbin Çetin şahsında kadın iradesine yönelik açık bir saldırı olduğu belirtildi. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Rojbin Çetin’ e yapılan işkence hakkında “ Diyarbakır zindanın işkencecisi Esat Oktay Yıldıran’ın ruhu Diyarbakır Emniyetine hakim olmuş, sadece oraya değil, belli ki bu işi teşvik eden yürütme kademelerine de hakim olmuş durumda.” açıklamasını yaptı.
  •  Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “(Salgında) En kötüsü henüz gelmedi. Bunu söylediğim için üzgünüm. Ama bu tür ortam ve koşullarda en kötüsünün gelmesinden endişeliyiz. Bu yüzden eylemlerimizi bir araya getirmeli ve bu tehlikeli virüse karşı birlikte savaşmalıyız” uyarısında bulundu.
  • Bitlis’te çatışmada ölen çocuklarının cenazesini 20 yıl sonra bulan aile, Garzan mezarlığının devlet tarafından  yıkılmasıyla yeniden kaybetti. Aile, cenazeyi bu kez Kilyos mezarlığının kaldırımına gömülü halde buldu. Kaldırıma gömülen cenaze PKK’li Abdulhamit Döner’e ait. Ailelerin uzun süren çabalarından sonra şu ana kadar  kaldırıma gömülen 21 cenazenin DNA eşleşmesi yapılarak teslim edildi.
  • Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), HDP Yerel Yönetimler Kurulu Üyesi ve TJA aktivisti Sevil Rojbin Çetin’in gözaltına alındığı sırada köpekli ve fiziki işkenceye maruz bırakılması ile ilgili rapor hazırladı. Raporda “Polisler mağdurun sırtına ayaklarıyla basmış ve ezmeye çalışmışlardır. Kendisinin sırt bölgesinde bot izleri hala daha mevcuttur. Üç buçuk saat ters kelepçe ile yüzüstü bırakılmıştır. Sevil Çetin, evinde tutulduğu süre içinde kolluk tarafından cinsel tacizde bulunulmuş ve kendisinin yarı çıplak fotoğrafları çekilmiştir. Yine defalarca kendisine küfür ve hakaretler edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
  •  DTK Eşbaşkanı Leyla Güven Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye çağrıldı. Nedeni  tam olarak bilinmemekle birlikte DTK ‘ya yapılan baskın ile ilgili olabileceği düşünülüyor.
  • Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde AYT sınavı öncesi istifra etmesi sonucu sınava alınmayan Ömer Ateş adlı gencin  eve döndükten sonra intihar ettiği iddia edildi. Diyarbakır’a sevk edilen Ateş’in yolda yaşamını yitirdiği belirtildi.
  •  İran hükümeti, Kasım Süleymani suikastindeki dahli nedeniyle, ABD Başkanı Donald Trump hakkında tutuklama emri çıkardı. Hükümet ayrıca uluslararası polis teşkilatı Interpol’den Trump’ın yakalanması için yardım talep etti.
  • Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin salgının nasıl algılandığına dair 11 bin kişiyle yaptığı anketin sonuçlarına göre katılımcıların  yüzde 63’ü Avrupa Birliği içinde daha fazla dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Katılımcıların neredeyse yarısı AB’nin rolünün kriz sırasında etkisiz kaldığını belirtti.
  • ABD’de televizyon dünyasındaki siyahileri ödüllendiren BET(Black Entertaintment Television ) ödülleri kapsamında İnsancıllık ödülüne layık görülen şarkıcı Beyonce ödülünü ırkçılık karşıtı protestolara adadı.
  •  ABD’nin San Diego kentinde, Lenin Gutierrez isimli Starbucks çalışanı, maskesiz gelen bir müşteriye hizmet vermeyi reddetti. Bu duruma sinirlenen müşteri çalışanı ‘ifşa etmek’ adına sosyal medyada “Maske takmadığım için bana hizmet etmeyi reddeden Starbucks’tan Lenin ile tanışın”  yazısıyla paylaştığı görüntüler ters etki yarattı. Halk tarafından yapılan bahşiş kampanyasında çalışan için 89 bin dolar para toplandı.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 10 milyon 400 bini geçti. ABD’de yeni vaka sayısında yükseliş devam ediyor. Sekiz ülkede yeni vaka sayısı 4 binin üzerinde… Son 24 saatte 44 binin üzerinde yeni vaka tespit edildi.
  • Türkiye’de son 24 saatte yeni vaka sayısı yeniden yükselişe geçerek 1,374 kişi oldu. Can kaybı da 18’e yükseldi. ‘Yeni normalleşme’ süreci beklendiği gibi gitmiyor. Yeni vaka sayısı 500’ün altına düşerek hızla 200-300’lere iner düşünülüyordu. Turizm, mevsimlik tarım ve gelenek ve göreneklerle ilgili ritüeller korkutuyor.
  • Afrika’da salgın tırmanışta… Toplam vaka sayısı 400 bine, can kaybı ise 10 bine yaklaştı. Özellikle Güney Afrika ve Mısır’da salgın etkili. Güney Afrika’da toplam vaka sayısı 144 bini geçerken yeni vaka sayısı 6 binin üzerinde seyrediyor.
  • Hindistan’da son 10 gündür yeni vaka sayısı 15 binin üzerinde, 20 bine yaklaşıyor. Toplam vaka sayısı 567 bini geçerken, can kaybı 17 bin civarında. Pakistan ve Bangladeş de salgının tırmanışta olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Toplam vaka sayısı Pakistan’da 206 binin üzerine çıkarken Bangladeş’te 141 binin üzerine çıktı. Yeni vaka sayısı ise iki ülkede de 3-4 bin arasında seyrediyor.
  • İran makamları, son 24 saat içinde yeni tip Koronavirüs nedeniyle 162 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu rakamla birlikte ülkede nisan ayından bu yana virüs kaynaklı en yüksek günlük ölü sayısı kaydedildi. İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Sima Sadat Lari, , yaptığı açıklamada ülkede toplamda 10 bin 670 kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini ve 225 bin 205 vakanın tespit edildiğini belirtti.
  • ABD’de vaka görülen eyalet sayısı 31’e çıktı. Virüsün artması üzerine en az 12 eyaletin salgın tedbirleri kapsamında kapalı bulunan ekonomiyi açma sürecini durdurduğu, bazı eyaletlerde de sürecin yavaşlatılarak işletmelerin kullanımına yeni sınırlamalar getirildiği kaydedildi. Covid-19 salgını nedeniyle 12 Mart’ta kapılarını seyircilere kapatan New York Broadway gösterilerinin açılmasının Ocak 2021’e kadar uzatıldığı duyuruldu.
  • Filistin yönetimi, Batı Şeria’nın Beytullahim kentinin, Koronavirüsü vakalarındaki artış nedeniyle iki günlüğüne giriş ve çıkışlara kapatıldığını duyurdu. Kentteki tüm sosyal etkinlikler durdurulurken, sokağa çıkma yasağı da getirildi. Kentte son bir haftada 120 yeni vakanın tespit edildiği belirtilirken, salgının şehre bağlı Filistin mülteci kamplarının tamamına yayıldığı da aktarılıyor.
  • Çin Halk Cumhuriyeti, başkent Pekin’in komşusu olan Hebei bölgesinde koronavirüsü vakalarının hızla artışa geçmesi üzerine 400 bin kişinin yaşadığı bölgeye giriş çıkışları yasakladı.
  • Yunanistan, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında kapattığı 14 sınır kapısından yedisini 1 Temmuz itibariyle açıyor. Açılan sınır kapıları arasında Türkiye-Yunanistan sınır kapısı da var.
  • Almanya’da Bavyera eyaleti vatandaşlara hastalık semptomu taşısın ya da taşımasın koronavirüs testi yapmaya hazırlanıyor. PCR testleri sağlık sigortaları tarafından değil, eyalet bütçesinden karşılanacak.
  • Almanya’da üç istihbarat kurumunun başkanı koronavirüs salgınının ekonomi ve siyasete etkileri karşında uyardı. Alman iç istihbaratına göre, aşırı hareketlerde şiddet eğilimi artışta.
  •  ‘Yeni normalleşme’ süreci oldukça etkili oldu, salgın Türkiyelileşti! Gevşeme politikaları bulaşın metropollerden tüm ülke sathına yayılmasına neden oldu. Vaka çıkmayan ilçemiz kalmadı! Koronavirüs salgınının yoğunlaştığı dönemde hiç bir pozitif vakanın bulunmadığı Sivas’ın Gürün ilçesinin Yolgeçen köyünde şüphe üzerine test yapılan 4 kişinin sonuçları pozitif çıktı.
  • Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan bir seyyar satıcı ve ailesinde, Gaziantep’te katıldıkları cenaze töreni sonrası koronavirüs tespit edildi. Dört kişilik ailenin temas ettiği 54 kişi takibe alındı. 
  • Artvin’de tedbirlerden sonra sıfırlanan koronavirüs vakalarında yeniden artış yaşandı. Kentte testi pozitif çıkanların sayısı 20’ye çıktı. İl Pandemi Kurulu’nu toplayan Vali Yılmaz Doruk, “Bursa’dan gelen bir kişi, ertesi gün döner partisi yapmış ve diğer kişilere de virüsü bulaştırmış” dedi.
  • Salgın fabrikalardaki üretimi engellemiyor. Sahra hastanesi başta olmak üzere çok sayıda işçinin yaşadığı fabrika ve şantiyelerde pozitif olan kişiler tutulmuş, çalışma devam etmişti. Bulaşı arttıran benzer tavırlar, ‘yeni normalleşme’ sürecinde artarak devam ediyor. İki örnek Mardin Mazıdağı ve Mersin Akdeniz ilçelerinden geldi.
  • Cengiz Holding’e ait Mardin Mazıdağı’ndaki Eti Bakır’ın demiryolu şantiyesinde çalışan işçilerden 40’ı Covid-19’a yakalandı. 40 işçide virüs tespit edilmesine rağmen şantiyede çalışan diğer yüzlerce işçinin çalışmaya devam ettiği, işçilerin “tedbir” olarak evlerine gitmelerine de izin verilmediği iddia ediliyor. Ayrıca işçilerin şantiyede yatmaya zorlandığı, evine gitmek isteyenlerin de işten çıkarılmakla tehdit edildiği belirtiliyor. Aynı şantiyede geçtiğimiz Mayıs ayında salgın tehdidine rağmen çalışmaya zorlanan işçiler eylem gerçekleştirmiş, eyleme katıldıkları gerekçesiyle 118 çalışanın işine son verilmişti.
  • Mersin’de kurulu Çukurova Metal Fabrikasında (ÇİMSATAŞ) bir işçinin Kovid-19 testi pozitif çıktı. İşçiyle temas halinde olan işçilere test yapılmazken, bu işçiler evlerine karantinaya gönderildi. Fabrika hala üretime devam ediyor.
  • Maske tartışması sağlıkta şiddete döndü. İzmir Karabağlar 4 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’ne gelen iki kişi, muayene için aile hekimi Savaş Avcı’nın odasına gitti. Doktorun maske takma uyarısında bulunması üzerine tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesinin ardından dışarıda bekleyen hasta yakını da içeri girdi ve biri kadın 3 kişi Avcı’yı darp etti. Araya girmek isteyen aile hekimi Mehmet Akça da kafasına sert cisimle vurularak yaralandı.
  • Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Koronavirüs Bilim Kurulu’nun üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan peş peşe açıklamalara devam ediyor. Bakanlık tarafından başlatılan seroprevalans araştırması (Covid-19 tarama testleri) erken sonuçları ile ilgili Özkan ; “153 bin kişiye uygulanacağı açıklanan Covid-19 tarama testlerinde şu ana kadar 118 bin kişiye ulaşıldığını, antikor gelişmesi yani hastalığı geçirmiş ve bağışıklık kazanmış kişilerin ancak binde 8’i bulabildiğini” ifade etti. Oysa salgının kontrolü için toplumsal bağışıklık düzeyinin en az %60’ın üzerine çıkması gerektiği biliniyor.
  • Adana Tabip Odası ve SES Adana Şubesi: “Koğuş sistemi olan hastanede (Dr.Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi) hekimlerin önerileri idare tarafından dikkate alınmamıştır. Yatan ona yakın hasta da korona testi pozitif çıkmış ve bu hastalar hiçbir hastane tarafından kabul edilmemiştir. Hastane ve ilin sağlık yöneticileri de bu duruma sessiz kalmış hastalar koğuşlarda kalmaya devam etmektedir. Bu durum hem diğer hastalar için hem de sağlık çalışanları için ciddi risk oluşturmaktadır. oğuş sisteminin olması erkek servislerinde 50 ve üzeri hastaya, kadın servislerinde 40 ve üzeri hastaya, nöbetlerde 2 yada 3 hemşirenin hizmet vermesi tedavinin doğru düzgün yapılamamasına, sağlık emekçilerinin kendini korona enfeksiyonundan koruyamamasına, güvenlik açısından sıkıntılar yaşanmasına, çalışanların tükenmişliğine neden olmuştur.”
  • Yeni bir araştırmaya göre, Covid-19 hastalarının yaklaşık yüzde 45’i herhangi bir belirti göstermiyor. ACP Journals‘da yayınlanan bu araştırmada, belirti göstermeyen bu hastaların virüsün yayılmasında büyük rol oynadığı vurgulanıyor. Çalışmayı yürüten Moleküler Tıp Profesörü Dr. Eric Topol: ‘Virüsün sessiz bir şekilde yayılması, kontrol edilmesini daha güç bir hale getiriyor. Araştırmamız yaygın testin önemini vurguluyor. Bu kadar yüksek bir asemptomatik vaka oranıyla, daha geniş bir test ağı kurma zorunluluğu ortada; aksi takdirde virüs bizi atlatmaya devam edecek”.  Araştırmada gündüz bakımevlerinde kalanlar, kruvaziyer gemisi yolcuları ve cezaevinde yatan mahkumlar dahil çeşitli gruplardaki yeni tip koronavirüs enfeksiyonu vakalarından gelen veriler analiz edildi. Topol; Davranış Bilimci Daniel Oran’la birlikte PubMed, bioRxiv ve medRxiv’de yayınlanmış dünyanın farklı yerlerinden gelen 16 çalışmanın bulgularını değerlendirdi. Oran, “Neredeyse hepsinin tek ortak noktası, enfekte bireylerin çoğunluğunun hiçbir belirti göstermemesi. 4 eyalette bulunan cezaevinde Covid-19 testi pozitif çıkan 3000 mahkum arasında rakamlar ise astronomikti: Yüzde 96’sı asemptomatik!” şeklinde konuştu.
  • Yeni ve ölümcül bir grip dalgası ihtimali, koronavirüs pandemisi sırasında bile bilim insanlarının yakından takip ettiği bir konu. Çin’deki bilim insanları, dünya çapında salgın şeklinde yayılma ihtimali bulunan yeni bir grip virüsü türü keşfetti. Domuzlarda tespit edilen virüsün insanlara da bulaştığı açıklandı. Araştırmacılar virüsün mutasyon geçirerek hızla yayılmasından endişe ediliyor. Virüsün Çin’deki domuz endüstrisinde çalışan kişilere bulaştığını gösteren kanıtlar da bulundu. Mevcut grip aşıları bu yeni türe dair koruma sağlamıyor. Fakat ihtiyaç haline üzerlerinde oynama yapılarak buna koruma sağlamaları mümkün.

SAĞLIK MUHALEFETİ-TOPLUMSAL MÜCADELE

  • İzmir Barosu, “Baroları bölme, savunmayı susturma projesine karşı hiçbir otoriteye, hiçbir güce teslim olmayacağımızı” sloganıyla Alsancak semtinde bulunan İzmir Barosu Merkez binası önünde bir araya geldi. Baro üyesi avukatlar yürüyüş yapmak istediği esnada polis tarafından engellenince oturma eylemine geçti.
  • Denizli’de Baro avukatları Denizli Valiliği önünde toplandı. Yürüyüş yapmak isteyen avukatlara çevik kuvvet barikat kurarak izin vermedi.
  • Hükümetin kıdem tazminatı fonu oluşturma hazırlığına tepki gösteren Türk-İş ve DİSK 81 ilde eylem kararı aldı. DİSK tarafından yapılan açıklamada “Kıdem tazminatımızda en ufak bir daralma, geriye gitmeyi kabul etmeyeceğiz. Kıdem tazminatı bizim alınterimiz, çocuklarımızın geleceğidir” denildi.
  • DİSK Ankara Bölge Temsilciliği tarafından Ankara Bölge Temsilciliği binası önünde “Kıdem Tazminatı” konulu basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamada “Türkiye işçi sınıfının doksan yıla yakın bir süredir sahip olduğu kazanılmış en köklü hakkı olan kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına yönelik girişimler hız kazanmıştır. Sermayenin ve iktidarların 45 yıllık düşü olarak, 11. Kalkınma Planı’ndan Yeni Ekonomik Program’a kadar bütün politika belgelerinde yer alan hedefler ve IMF’nin tüm raporlarında geçen “tavsiyelerini” hayata geçirmek doğrultusunda işçi sınıfının “sinir uçları” ile oynanmaktadır. Kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya, daraltmaya, budamaya, işçi sınıfının belirli kesimlerini bu haktan mahrum etmeye yönelik her girişim, direniş ile karşılanacaktır. İşçi sınıfının kıdem tazminatına dair hassasiyetini, örgütlü ve kararlı bir irade olarak işyeri eylemlerine, yürüyüşlere, meydanlara, direnişlere, grevlere ve dişe diş bir mücadeleye taşıma kararlılığının altını çizen DİSK Başkanlar Kurulu, DİSK örgütünün bir bütün olarak tüm sendikalarımızla birlikte önümüzdeki günlerde açıklanacak eylem takvimini hayata geçirmek için hazır olduğunu ilan eder.”  denildi.
  • Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde  SES öncülüğünde yemek boykotu başlatıldı. Başlatılan boykotta çalışanlara SES tarafından  simit ve ayran dağıtıldı.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, siyasal iktidarın kıdem tazminatının ortadan kaldırılması ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması için gündeme getirdiği yeni yasal düzenlemelerle ilgili açıkladığı raporda Türkiye’de çalışırken ölen her 5 işçiden birinin emeklilik çağında çalışırken öldüğü görülüyor. Yoksulluk ve yasal düzenlemelerle emeklilik hakkının fiilen ortadan kaldırılması 50 yaş üzeri işçileri güvencesiz çalışma koşullarına itmiş ve güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağı haline getirmiş durumda. Ölümlerin en çok gerçekleştiği işkollarında (inşaat, taşımacılık, tarım) sigortasız çalışmak ya da sigortanın düzensiz yatmasından dolayı emekli olmak da oldukça zor. Başka mesleklerden emekli olup geçinemeyen ve yaşa takılanlar da özellikle inşaatta çalışmakta, şoförlük yapmakta, mevsimlik tarım işçisi olmakta ya da katı atık toplayarak hayatlarını sürdürmeye çalışmaktalar.51-64  yaş arası ölen işçilerin sadece %2 ‘si bir sendikaya üyedir.
  • Antalya LGBTİ+ Platformu tarafından Antalya 4’üncü Onur Haftası etkinlikleri kapsamında yapılan açıklamada “Homofobiye, bifobiye, transfobiye, ırkçılığa, türcülüğe, cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, şiddete, hoşgörüsüzlüğe, adaletsizliğe sosyal mesafe koyuyoruz” denildi.
  • ABD’de her yıl düzenlenen onur yürüyüşü için toplanan binlerce kişiye, Washington Square Park’ta polis müdahale etti.
  • Brezilya’nın önde gelen gazetelerinden Folha de Sao Paulo, popülist sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun ülkeye tehdit oluşturduğu gerekçesiyle demokrasi yanlısı bir kampanya başlattı. Gazete, demokrasiye olan desteklerini göstermeleri için okuyucularını sarı giymeye ve oy verenlerin Brezilya’da yüzlerce siyasi muhalifin kaybolduğu ya da öldürüldüğü 1964-1985 yılları arasındaki askeri rejimi acilen hatırlamaya çağırdı.
  • Kendi özel mülkü olarak gördüğü Kongo’da çoğunluğu çocuk 6 milyon insanın ölümünden sorumlu 2. Leopold’un Belçika’daki  heykeli halkın tepkisi sonucu Kongo’nun bağımsızlık günü olan 30 haziranda kaldırılıyor. Irkçılık karşıtları karardan memnun olmakla birlikte sadece heykelleri kaldırmanın yeterli olmadığını, bununla birlikte Belçika’da hala var olan ayrımcılığın da ortadan kaldırılması gerektiğini belirtiyor.

YENİ YAŞAM

Bulaş zinciri ve iyileşme hareketi

Nejla Kurul

Durumu sorunsallaştırmalıyız. (1) Kederin azalması bulaşın nedenlerini öğrenmemize bağlı, sezgisel bilgimiz güçlenmeli. (2) Bulaş zincirini kırmamız için hem bireylerin, toplumsal örgütlerin hem de devlet kurumlarının yapabileceklerini öngörmeli ve eylemeliyiz. (3) Fırsatçı devletleşme pratikleri ve sermaye aksiyomatiği karşısında yapabilirliklerimizi düşünmeliyiz. (4) Cesaret, dayanışma, duyarlık, ortak zenginlik duyguları gibi yeni olumlu bulaşlar üretebilir miyiz?

 Salgın günlerinde asıl olan hayatta kalmak Yaratık, kapitalizmin gündelik yaşamını, değişim değerini askıya aldı. Küresel ekonomik beden büyük bir hasar aldı. Kırk yıllık neo-liberal ivme sonrasında, finansal kapitalizmin yarışı durma noktasına geldi. Ekonomiye para enjeksiyonunun da çok az anlamı var. Yani para şimdi iktidarsız.Sadece sosyal dayanışma ve bilimsel zekâ canlı. Yararlı olan sosyal alana geri döndü. İktisat alanının üvey evladı olan kullanım değeri geri döndü. Şimdi neye ihtiyacımız var? Hastalığa karşı bir aşıya, koruyucu maskelere ve yoğun bakım ekipmanına ihtiyacımız var. Toplum sağlığını önceleyen bir sağlık sistemine ihtiyacımız var. Yine yemeğe, sevgiye ve sevince ihtiyacımız var.

Bu durumda iki politik alternatifle karşı karşıyayız: Birincisi siyasal iktidarların pek de istekli olduğu kapitalist makineyi şiddet yoluyla yeniden başlatacak tekno-totaliter bir sistemdir. İkincisi, insan etkinliğinin kapitalist soyutlamadan kurtarılması ve kullanışlılığa dayalı yeni moleküler bir toplumun yaratılmasıdır. Eş deyişle yeni bir hassasiyet, dayanışma ve tutumluluk kültürü: birikim ve ekonomik büyüme zorunluluklarından uzak bir toplum…

http://yeniyasamgazetesi1.com/bulas-zinciri-ve-iyilesme-hareketi/ 

JİN

Özlem Hanım bir şey diyor

Gülfer AKKAYA /siyasihaber.org

AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Bu ülkede Ak Parti gelene kadar ‘kadın’ kelimesinin adı yoktu demişti. Devamında şunları söylemişti: Türkiye’de kadınların yüzde 70’i de yoktu, hiçbir mesleği olamıyordu, üniversiteye gidemiyordu, milletvekili bile olamıyordu. Önemli bazı isimlerin eşi bile olamıyordunuz. Şimdi böyle baktığınız zaman inanılmaz bir mağduriyet vardı. Kim geçirdi bu mağduriyetleri, AK Parti iktidarı geçirdi. Yaptığı açıklamadan da anlaşıldığı üzere partisi gibi Zengin de kadınların değil, partisinin çıkarlarını önceliyor. Özlem Hanım kadınların ve toplumun yıllardır aştığı başörtüsü meselesini AKP’yi destekleyen cemaatler arasında kızışan kapışmayı serinletmek ve partisinin düşen oylarını yükseltmek için gündemleştirmeye çalışıyor. Partisinin iktidarda kalmasını garantilemek için kadınları başı açık ya da örtülü olarak karşı karşıya getirerek kutuplaştırma siyasetini sürdürmeye çalışıyor.

http://siyasihaber4.org/ozlem-hanim-bir-sey-diyor

SİYASAL SAĞLIK-EKOLOJİK SAĞLIK          

  • Halkların Demokratik Kongresi 10. Dönem 4. Genel Meclis Toplantısı Sonuç Bildirgesi 27-28 Haziran 2020

AKP-MHP iktidarının, pandemi sürecinden çok önce başlayan ve giderek derinleşen ekonomik krizin yarattığı devasa yoksullaşma ve çözümsüzlük karşısında, çalışanlardan, işsizlerden, yoksullardan yana hiçbir politika geliştiremeyeceği, toplumun geniş kesimleri tarafından her gün biraz daha görülüyor.

Saray rejimi, toplumsal desteği eridikçe, baskıyı, şiddeti ve otoriter uygulamaları arttırıyor. Militarist ve saldırgan politikalara yöneliyor. Bu çerçevede Suriye ve Libya’da uyguladığı işgalci yönelişini Güney Kürdistan’a gerçekleştirdiği sistematik hava taarruzları ve karadan geliştirdiği işgal harekâtıyla genişleterek sürdürüyor. Irak’ta emperyalizmin ve KDP’nin de göz yummasıyla gerçekleşen bu operasyonlarda sivil ölümlerine her gün yenileri ekleniyor. Halkların Demokratik Kongresi olarak, sivil ölümlerine neden olan hava saldırılarını kınıyoruz. Kürt sorununun savaş politikasıyla çözülemeyeceğinin, tarihi geçmişten bilindiğini belirtiyoruz.

Faşizmin kurumsallaşması önündeki en büyük engellerden biri de kitlesel demokratik eylemlerdir. Bütün demokrasi güçlerini bu tür eylemler etrafında kenetlenerek, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

https://halklarindemokratikkongresi.net/haber/halklarin-demokratik-kongresi-10-donem-4-genel-meclis-toplantisi-sonuc-bildirgesi-27-28-haziran-2020/2834

‘Çevresel tepki değerlendirmesi’ 

Tunahan GÖZLÜGÖL /siyasihaber.org

Doğanın talan edildiği ve/veya davalık olduğu her olayda bir kavram duyuyoruz: ÇED. Ne anlama geldiğini az çok tahmin ediyoruz veya zaten biliyoruz. Ancak kısaca açıklamak gerekirse Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), yapılacak eylemin çevreye etkisinin ne olacağını belirlemek için yapılan bir uygulamadır. ÇED, burjuva hukukunda 2872 sayılı kanunun 10. maddesi ile koruma altındadır. Bu maddeye göre ÇED olumlu veya gereksizdir kararı çıkmadığı müddetçe ruhsat verilemez. Yani yapılacak işlemler hukuksuz olur ve müdahale edilir. Eylem eğer inşaat alanı içinde gerçekleşiyorsa o alan mühürlenir. Yasal süreç bu şekilde işler ancak bunun bir de kapitalist süreci var ki pek yaygın ve yasal (!) olanı bu süreç olarak görülüyor.

http://siyasihaber4.org/cevresel-tepki-degerlendirmesi

  • GÖRÜŞLER

EKLER

  • Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ve 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 8 kişi ile ailelere bilgi verdiği iddia edilen Uzman Çavuş Bilal Batır’ın kaybedilmesine ilişkin açılan ve sonrasında nakledilen davanın 19’uncu duruşması görüldü. Aralarında dönemin karakol komutanının da bulunduğu 18 kişi hakkında “taammüden öldürme” suçlamasıyla açılan dava 19. Duruşması Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dargeçit JİTEM Davası’nın 19’uncu duruşmasında da sanıklar hakkında tutuklama kararı çıkmazken, 4 yıldır dinlenmesine karar verilen dönemin Savcısı Adem Kul hakkındaki “zorla getirilme” kararı yinelendi. 4 yıldır savcının yerini bile tespit etmeyen bir anlayışla devam eden  mahkemenin oyalama amaçlı olduğu aşikardır.

http://siyasihaber4.org/3u-cocuk-8-kisinin-yok-edildigi-jitem-davasinda-4-yildir-donemin-savcisi-bulamadilar

  • Mezarda Emeklilik, EYT, BES, TES, Düşük Emekli Maaşları, Esnek/Sigortasız Çalışma, İş Cinayetleri’ne Karşı: Güvenceli Çalışmak ve Emekli Olmak Hakkımız…

Türkiye’de emeklilik yaşı farklı statülere ve farklı koşullara göre kanunla belirlenmişti, emekli olma yaşı daha düşüktü. Ancak 1999 yılında yapılan değişiklikler ve sonrasında 2008 yılında yürürlüğe giren ‘SSGSS Yasası’ ile birlikte emekli olabilme yaşı ve prim ödeme gün sayısı kademe kademe (nihai olarak 65 yaş ve 9 bin prim günü) yükseltildi.Türkiye’de 2013-2019 yılları arasında ‘emeklilik çağında çalışan’ en az 1925 işçi (50 yaş üstü ücretli) iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

http://isigmeclisi.org/20453-mezarda-emeklilik-eyt-bes-tes-dusuk-emekli-maaslari-esnek-sigortasiz

Diyarbakır’daki köpek Co mu?

İrfan AKTAN / GEZETE DUVAR

Diyarbakır’da yapılan köpekli baskınlar 12 Eylül işkenceleri kadar, o dönemin rejimini de, işkencelerin yarattığı toplumsal, siyasal sonuçları da akıllara getirmiyor mu? Esat Oktay Yıldıran’ın hapishanedeki insanları yıldıramadığını, çözüm sürecinde tüm AKP’liler altını çizerek, yüzlerce kez söylemediler mi? Bizzat Bülent Arınç, 16 Aralık 2012 tarihinde, 12 Eylül döneminde Co’nun saldırısına uğrayan ve şu anda tekrar hapiste olan Gülten Kışanak için ne demişti, hatırlayalım: “17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, o kadar kendisini zorlamışlar ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır’da cezaevinden çıkanların yarısından fazlası dağa gitti, yarısından fazlası da dağdakilere övgüler düzüyor. İnsanlara zulmederseniz, haksızlık, fena muamele yaparsanız bunun karşılığı sabır gösterenler de, reddedenler de, bunun hesabını sormaya kalkanlar da olabilir.

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/06/29/diyarbakirdaki-kopek-co-mu/