SAĞLIĞIN TOPLUMSALLAŞMASI-SAĞLIK HİZMETLERİNİN DEMOKRATİKLEŞMESİ- Mehmet Zencir

Sağlığın toplumsallaşması (ST) ve sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi (SHD) birlikte yürütülmesi gereken süreçlerdir.  Her iki süreç de birbirini besleyen ve iç içe geçmiş faaliyetleri barındırır. Bu iki kavram önümüze koyacağımız işleri belirlemeye yardımcı olduğu için bu yazıda ayrı ayrı ele alınacaktır. Her iki kavram da genel olarak toplumsallaşma ve demokratikleşme tartışması yapılmadan yürütülemez ve anlamsızlaşır. Toplumsallaşma ve demokratikleşme zemini oluşturmadan sağlık alanına dönük faaliyet yürütmek de mümkün değildir. Aynı zamanda ST ve SHD çalışmaları, genel olarak yürütülen toplumsallaşma ve demokratikleşme faaliyetlerini de besleyecek, genişletecek ve güçlendirecektir. Yeni toplumsal inşada bu kavramların rolünün altı mutlaka çizilmelidir.

Sağlığın toplumsallaşması ve sağlık hizmetlerin demokratikleşmesi demokratik özerklik, demokratik cumhuriyet ve konfederalizm kavramsal seti ile yakından ilişkilidir. Konfederalizm, toplumun devlet dışı öz örgütlenmesi olurken bu örgütlenme ile inşa edeceği toplumsallık ve yaratacağı örgütlenme/kurumsallıklarla her türlü iktidar ve iktidar üreten odaklardan kendini arındırmadır. Yeni yaşam olarak tanımlanan bu yeni toplumsallık aynı zamanda bir devrim-dönüştürücü odak olması nedeniyle kapitalist modernite içinde yürüyen mücadele için liberalizmin geliştirdiği hegemonyayı aşma gücü sağlayacağı gibi aynı devletin geriletilmesini sağlayacak; toplumu korumak ve geliştirmek için yapılacak eyleyişlerin çarpıtılması ve zemin kaymasını engelleyecektir. Bu durumun sürdürülmesi yeniyi inşa için komün-meclis-akademi kurumsallıklarının örgütlenmesi ve güçlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bu örgütlü güç ve kurumsallıklar devletin etki gücünü azaltarak toplumun bu örgütlü durumunu kabul etmeye zorlayacaktır. Oluşan bu durum ve kabul hali demokratik özerklik olarak ifade edilmektedir. Bunun belirli bir anayasal çerçeveye oturtulması ise demokratik cumhuriyet olarak kavramsallaştırıldığı gibi bunun temel bir toplumsal form olarak oluşması uzun soluklu olan demokratik uygarlık mücadelesi için bir gereklilik olarak tanımlanmaktadır. Yapılacak sağlık tartışmaları ve geliştirilecek eylemsellikler yukarıda ifade edilen  toplumsal devrim kavramlarıyla ele alınmalı ve ona uygun bir eyleyiş içinde olmalıdır. Toplumu korumak ve yeni toplumsal inşa için tanımlanacak sağlık; kapitalist, eril ve iktidar üreten sağlık ve sağlık algısından kendini arındırmalıdır. Toplumun var oluşu ve korunması için toplumun, kendi sağaltım gücüne erişmesi gerekir. Kendi öz örgütlülüğü ve bilinci ile yeni bir sağlık düşünme odağı ve eylemi-kurumsallığının yaratılması sağlığın toplumsallaşması olarak ele alınmaktadır. Gelişen bu anlayış, doğal toplum referans alınarak doğal sağlık olarak tanımlanmaktadır. Ancak verili devletli sistem içinde biyolojik tıbbi model kültürü ve onun yaratığı sağlık bilgisi, anlayışı, kurumsallığı ile mücadele etmek aynı zamanda devletin toplum içinde var olma ve yayılmasını engellemek ve devleti sağlık alanı üzerinde geriletmek önemlidir. Bu her düzeyde sağlık ve sağlık hizmetinde yaratılmış çarpıtma ile mücadele etmek gerekliliğini doğurmaktadır. Sağlık meclisleri, sağlık akademileri ve komünleri ile yaratılacak bilinç ve örgütlülük düzeyi bu alanda bir gücü ortaya çıkaracağı için aynı zamanda bir kabulü de sağlayacaktır. Bunu sağlık hizmetlerinde demokratikleşme olarak tanımlayabiliriz.

Bir odak yaratmak ve aynı zamanda verili olanla mücadele etmek bir iç içelik barındırmaktadır. Bundan dolayı sağlığın toplumsallaşması ve sağlık hizmetlerin demokratikleşmesi iç içe yürüyen süreçlerdir. Tanımlanan bu iki hattı ayrıntılandırmak önemlidir.

Sağlığın toplumsallaşması

Sağlığın toplumsallaşması kavramı birkaç yönden ele alınabilir.

Birinci olarak toplumun ve bireyin sağlık düzeyinin (sağlılıklılık durumunun) eşitlenerek, yükseltilmesi (geliştirilmesi) anlamında ST ele alınmalıdır. Bu açıdan sağlıklı var olabilme koşulları tüm toplum ve bireyler için elde edilebilir olmalıdır. Bu, sağlıklı olmayı koşullayan (belirleyen) fiziksel, biyolojik, sosyal, kültürel, siyasal ve ekolojik düzlemlerde yer alan ögelerin adım adım yaşama geçirilmesini zorunlu kılar. Bu anlamda yürütülecek faaliyetler mutlaka sağlık hizmetleri ile de güçlendirilmelidir. Her düzeyde (birinci, ikinci ve üçüncü basamakta); koruyucu, tedavi edici, esenlendirici ve geliştirici sağlık hizmetlerinin tümünün ulaşılabilir olması sağlanmalıdır.

İkinci olarak ST toplum ve bireyin sağlıkta özyeterliliğinin güçlendirilmesi, özsavunma bilincinin elde edilmesi ve kendi sağlıklılık durumunun kendi kontrolünde yürütülmesi koşullarına sahip olmasını da içerir.

Üçüncüsü de sağlık bilgisinin toplumsallaşmasıdır: Beden (biyolojik bütünlük-fiziksel-zihinsel), sağlık hizmetleri, sağlıklılık ve hastalık süreçlerinin bilgisi. Toplumsallaşan sağlık bilgisiyle hedeflenenler; kendi sınırını bilebilme (ne zaman sağlıkçıya başvuracağının, kişinin kendisinin ne yapabileceğinin bilgisi ve farkındalığına sahip olması), kendi sağlığı için yapabileceklerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, sağlık-hastalık süreçlerinin mutlaklaştırılmaması (ne tümden sağlıklılık ne de tümden hastalık merkezli bakış temel olmamalıdır. Bu anlayışların her ikisi de diğerini yok sayar. Bunun yerine sağlıklı-hastalıklı olma halinin birbirinin içine geçtiği, döngüsel özellikler taşıdığı ve doğal yaşamın bir parçası olduğu gerçeğinin bilince çıkarılması), sağlıklılığı koşullayanları tanımlayabilme ve bu bileşenleri yaşama geçirme iradesinde olma, sağlık hizmetlerinden yararlanma ilişkisinin bağımlılık oluşturmadan sürdürülebilmesi, kendisinin sağlıkçısı olabilmesi, herkesin sağlıkçı olabilmesi olarak sıralanabilir. Bu kapsamda inşa için bu hedeflerin yaşama geçirilmesine yönelik ortam, yapı ve mekanizmaların kurulması gereklidir.

Sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi

Demokrasi kavramının gerek uygulamada sıkça kullanımı, gerekse özüyle ters yorumlanması doğru tanımını önemli kılmaktadır. Üzerinde kavram kargaşası yoğun olan demokrasinin dar ve geniş tanımları yapılabilir. Geniş anlamda devlet ve iktidar tanımamış toplulukların kendilerini yönetmesi olarak tanımlanabilir. Klan, kabile ve aşiret topluluklarının kendilerini yönetmeleri bu kategoriye dahildir. Dar anlamda, demokrasiyi; iktidar ve devlet olgularının yoğun yaşandığı toplumlardaki iktidar ve devlet yönetiminin dışındaki özyönetimler kapsamında değerlendirmek mümkündür. Devletli toplumlarda saf haliyle ne demokrasi ne de despotik yönetimler geçerlidir. Daha çok iç içe geçmiş yönetim olgusu geçerlidir. Bu da hem iktidarı güçlendiren hem demokratik yozlaşmaya açık rejimleri üretir. Devlet iktidarı toplumla ilişkisinde doğası gereği demokrasiyi geriletmek ve sınırlandırmak durumundadır. Topluma düşen tarih boyunca uygarlık güçleriyle çağımızdaki kapitalist modernite güçlerine karşı kendi demokratik modernite güçlerini inşa etmektir. Devleti yıkıp devlet olmayı amaçlamamak kadar verili devlet içinde erimeden, sivil uzantısı olmadan kendini tüm toplumsal alanlarda yapılandırmak ve anlamsal kılmak demokratik modernitenin tarihsel rolüdür.

 

Sağlık hizmetlerinde demokrasi, devletin her türlü sağlık kurumu ve her türlü hizmet türüne sirayet etmiş olan, toplumu ve sağlık emekçilerini yok sayan, hem toplumu hem de sağlık emekçilerini nesneleştiren anlayışlara karşı örülecek sağlıkta özyönetim inşasıdır. Sağlık hizmetlerinde iktidarlaşmaya neden olan tüm odakları geriletme sağlıkta özyönetim için olmazsa olmazdır. Sağlıkta iktidar çok çeşitli olarak kurulmuş, toplumu ve sağlık emekçilerini bağımlı kılınmıştır. Sağlıkta iktidar odaklarını şu şekilde sıralayabiliriz: Sermayenin iktidarı, tıp endüstrisinin iktidarı, tıbbileştirilen sağlık anlayışının kurduğu iktidar, sağlık emekçilerinin toplum üzerine olan iktidarı (başta hekim, uzman hekim olmak üzere), akademinin iktidarı, aşırı uzmanlaşamanın getirdiği iktidar odakları, hekimlerin sağlık emekçileri üzerine kurduğu iktidar, tedavi edici hizmetlerin koruyucu ve geliştirici hizmetler üzerine kurduğu iktidar, cerrahi branşların dahili ve temel tıp ile ilgili branşlara kurduğu iktidar, tıbbi teknolojinin sağlık emekçileri üzerine kurduğu iktidar, üçüncü basamağın birinci basamak üzerine kurduğu iktidar vb. Tüm bunların ötesinde köklü bir iktidar türü de eril tıbbın iktidarıdır. Bilimi arkasına almış, tedavi ve tanı sürecinin hegemonyasını sahiplenmiş erkek hekimin, gelenekten beslenen, bakımı ve korumayı önceleyen kadın sağlık emekçileri üzerine kurduğu iktidar odağı…

Sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi özetle; sağlık hizmetlerinde tüm iktidar ilişkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik atılacak adımlar ve bunun için sağlanacak ortam, yaşama geçirilecek yapı ve mekanizmaların tümüdür. Bu anlamda daha da genişletilebilecek başlıkları şöyle sıralayabiliriz; Sağlıkta eşitlik ve özgürlüklerin önünün açılması ve bu açıdan eşitlik ve özgürlükten ne anlaşıldığını net olarak tanımlamaya yönelik tartışmalar yürütülmesi,iktidar odaklarının gelişimine izin vermeyen mekanizmalar/yapıların kurulması, toplumsal cinsiyet, etnisite, sınıf, din, mezhep, cinsel yönelim vb. iktidar odaklarının geriletilmesi, sağlık hizmetlerine özgü disiplinler/meslekler arası hiyerarşilerin geriletilmesi, yönetsel iktidar odaklarının geriletilmesi, iktidardan arınmaya yönelik birimlerde meclislerin inşa edilmesi, bilgi üretiminde tüm sağlık çalışanlarının ve toplumun önünün açılması, sağlık hizmetlerinin planlama, değerlendirme, denetleme ve izlenmesi süreçlerinin tümüne toplumun ve sağlık emekçilerinin katılımın sağlanması, tıbbın iktidarı ile hesaplaşılması, çarpık sağlık algısının alaşağı edilmesi, sağlık hizmet üretimine katkı sağlayan başta hekimler olmak üzere sağlık hizmeti üreten emekçilerin üretken emeğinin, diğer üretken emeklere olan üstünlük algısının geriletilmesi, üretken emeklerin eşitlenmesi, karar alma süreçlerinin demokratikleşmesi ve bu amaçla toplum, sağlık emekçileri, disiplinler ve tüm alanların sağlık alanı ile ilgili eşgüdüm içinde karar alabilmesi ve takip edebilmesi, sağlıklı toplum için, tüm alanların (eğitim, beslenme, güvenlik, çalışma yaşamı vb.) eşzamanlı ve eşit katkılarının sağlanması;tüm alanların sağlık açısından ele alınması, yaşam ve çalışma zamanlarının birbirinden soyutlanmasının önüne geçilmesi, bilginin iktidar olmadan nasıl paylaşılabilir olacağına yönelik çalışmalar yürütülmesi, profesyoneleşmeden arınma…

 

Sağlığın toplumsallaşması ve sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi doğal sağlık anlayışının yaşama geçme hedefleri ve mottosudur, sağlıkta özyönetimin inşasına yönelik atılan adımlardır. Yerel Demokrasi ve Sağlık üzerine yürütülen tartışmalar da bu perspektif de değerlendirilmelidir. Kadın Sağlık Hareketi ise bütünlüklü olarak doğal sağlık anlayışının yaşamsallaştırılması olarak okunmalıdır.

 

Yararlanılan Kaynaklar;

-DTK Sağlık Kongre Belgeleri

-DTK Amatör Sağlık Çalıştayı

-Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu Kollektif Tartışmaları