KORONA GÜNLÜĞÜ 20 TEMMUZ 2020

GÜNDEM

  • HDP 8. Yılında Rojava Devrimini selamladı. Açıklamada ”Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin de bir ışığı olan Rojava Devrimi’ni selamlıyoruz. 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de başlayan Rojava Devrimi, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına ve tüm dünya halklarına kutlu olsun.” dendi.
  • 20 Temmuz 2015’te Kobani’ye gitmek üzere Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu öncülüğünde Suruç’ta bir araya gelen 33 genç, devlet destekli gruplarca katledildi.. Dün İstanbul’un birçok semtinde Suruç şehitleri için anma düzenlendi. Katliamın 5. yıl dönümü dolayısıyla yapılacak eylemlere katılım çağrısı yapıldı.
  • Suruç katliamının Türkiye’deki  tek sanığı 5 yıldır mahkemeye bile getirilmiyor. Katliam davasının avukatı Eski: bu şahıs 14 duruşmadır mahkeme salonuna getirilmedi. Araştırmasını istediğimiz bütün hususlar mahkeme tarafından sürekli olarak reddedildi. Mahkemeye getirilen görüntülerin 5 saatlik bölümü kesilmiş, bu ve benzeri hukuksuzluklara dair tüm itirazlarımız reddediliyor.
  • HDP’den patron fonuna şerh.. AKP-MHP “mini istihdam paketi” adıyla işsizlik fonundan sermayeye para aktarma peşinde. Yine kelime oyunlarıyla işçilerin mücadeleyle kazandıkları temel haklarını gasp edip patronları daha da zengin etme derdine düşen hükümete HDP muhalefet şerhi koydu.
  • Damat’ın “ekonomik istikrar kalkanı” ve “büyüyen ekonomi”  safsatalarının aksine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nün 2019 faaliyet raporu, Türkiye’deki yoksullaşmayı ve giderek derinleşen ekonomik bunalımı bir kez daha gözler önüne serdi. Gelir tespit raporuna göre 3,4 milyon kişinin aylık geliri 852 TL’nin altında çıktı. Semirenler ve büyüyenler yalnızca sermayedarlar., Orta ve alt gelirli hanelerin gitgide küçüldüğünü kedi yaşantılarımızdan da deneyimliyoruz.,
  • Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen yasa teklifinin sorunlarını ortadan kaldırmadığını dile getiren Somalı madenciler, Hükümet Meydanı’nda oturma eylemi başlattı.
  • Kürt çocuklarına düşmanlıkları bitmiyor.. Batman ve Şırnak’ta güvenlik güçlerince Kürt çocuklarının cinsel istismara maruz bırakılmasının yankıları sürerken, Van’ın Çaldıran ilçesinde koyun güderken askerlerce vurulan 15 yaşındaki Azat düşmanlığın boyutunu anlattı: Benim bulunduğum yerden çok uzaktan atlarla ‘kaçakçılar’ geçiyordu. Askerler de benim bulunduğum yere çok yakınlardı ve beni görüyorlardı. Birden zırhlı araçlardan ateş edilmeye başlanıldı. Bana değen kurşunla ben yere düştüm. Askerler beni vurduklarını ve düştüğümü çok iyi görüyorlardı. Buna rağmen arkalarına bakmadan çekip gittiler.
  • Sermaye, Mermer ocaklarıyla doğayı, emek sömürüsüyle de emekçileri katletmeye devam ediyor. Muğla’da mermer ocağında çalışan 20 yaşındaki genç, mermer keserken kullandığı makinenin zincirinin kopması ve gövdesini kesmesi sonucu yaşamını yitirdi.
  • Sabah gazetesi yazarı Barlas 65 yaş önlemleri üzerinden Sağlık Bakanını eleştirdi; bakan her akşam canlı yayında demeç verme cazibesiyle sağlık bakanı olmaktan çıkıp korona bakanı oldu değerlendirmesini yaptı. Yandaş gazete Sabah’ta çıkan yazı büyük yankı uyandırdı. Öte yandan bir TV programında Soylu ve Metiner’in canlı yayında hakarete varan tartışması AKP’nin iç krizlerini yeniden gündeme getirdi.
  • Dünya halkları isyana devam ediyor.. İsrailliler, hem salgınla mücadelede başarısız olduğu gerekçesiyle hem de hakkındaki yolsuzluk davası nedeniyle Netanyahu’nun istifası için eylem düzenlenmeye devam ediyor. Tel Aviv’deki Rabin Meydanı’nda düzenlenen eylemlere binlerce kişi katıldı.
  • Nerdeyse tüm dünyada sermayeye halel gelmemesi adına, vaka sayısı 15 milyona yaklaştığı halde göstermelik tedbirler dışında salgının yok sayıldığı bu günlerde ülkeler birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Macdonald-Laurier Enstitüsü ve Kanada Güvenlik Araştırma Grubu tarafından ortaklaşa hazırlanan bir raporda, Çin ve İran Covid-19’un yayılması konusunda sorumlu tutuldu.  Hükümetlerin Çin ve İran’dan hesap sormak için izleyebilecekleri yasal yollar önerildi.
  • İzmir’in Urla ilçesinde iki gündür yunuslar öldürülüyor. Vurularak öldürülen dört yunusla ilgili açıklama yapan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Basın Sözcüsü Şule Baylan, “Yunuslara bile kurşun atabilecek kadar tehlikeli insanların aramızda dolaştığını görüyoruz” dedi.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

•     Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün yaptığı açıklama ile son 24 saatte tespit edilen yaklaşık 260 bin vakayla, salgının başlangıcından bu yana bir gündeki en büyük artışın görüldüğünü kamuoyuna duyurdu.

•     Dünya genelinde toplam vaka sayısının 14.6 milyonun, can kaybın 609 binin üzerine çıktı. Yeni vaka sayısı bir miktar düşmüş olsa da 220 bin gibi oldukça yüksek devam ediyor. Yeni vaka sayısı ABD’de 65 binin, Hindistan’da 40 binin, Güney Afrika’da 13 binin üzerinde. Latin Amerika ülkelerinden Brezilya’da 24 bine düşerken, Meksika’da 7 bin 600’ün, Kolombiya’da 6 bin 500’ünün üzerinde devam ediyor. Halen dünya genelinde 24 ülke binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapıyor.

•   Güneydoğu Asya ve Ortadoğu ülkelerinde salgın yayılmaya devam ediyor. Suudi Arabistan, Bangladeş, Irak, Filipinler ve İran’da yeni vaka sayısı 2 binin üzerinde seyrediyor. Kırgızistan, Endonezya, Kazakistan, Pakistan ve Umman’da 1-2 bin arasında yeni vaka bildiriliyor. İçlerinde Türkiye’nin de bulunduğu 6 ülkede toplam vaka sayısı 200 binin üzerinde.    

•   Resmi istatistiklere göre Türkiye’de son 24 saatte 924 kişi hastalığa yakalandı, 16 kişi hayatını kaybetti. Toplam vaka sayısı 220 bine, can kaybı ise 5 bin 500’e yaklaştı.

•   Türk Tabipler Birliği Covid-19 İzleme Grubu’nun hazırladığı dördüncü ay raporunda, normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte hastanelerde Covid-19 polikliniklerinin kapatılması nedeniyle hastanelerin acil servislerinin “risk barındıran alanlar” haline geldiği uyarısında bulunuldu. TTB İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Serkan Yılmaz, raporda yer alan yazısında acil servislerle ilgili şu tehlikelere dikkat çekti:

      ‘Acil Servis yeşil alan başvuruları acil olmayan ve ayaktan poliklinik hizmetine uygun hastalardan oluşmaktadır. Bazı hastanelerde günlük yeşil alan hasta sayıları binlerle ifade edilmektedir. Bu durum yeşil alanda muayene olabilmek için uzun bekleme süreleri ve bekleme alanlarında kalabalığa yol açmaktadır. Salgın süresince acil servislerin bulaş açısından en riskli alanları olan yeşil alanların kapatılması en uygun çözüm olacaktır.

      Normalleşme süreci ile birlikte bazı hastanelerde Covid-19 polikliniklerinin kapatılarak bu hizmetlerin acil servis üzerinden yürütülmeye çalışılması bir diğer önemli sorundur. Pandemi süresince hastanelerde doğru bir uygulama olarak oluşturulan Covid Poliklinikleri, acil servis ve hastane dışında konuşlandırılmış ve şüpheli hastaların hastanede diğer hastalar ve çalışanlar ile mümkün olduğunca daha az karşılaşması sağlanmıştır.

      Covid-19 şüphesinin devam ettiği ancak hastaneye yatışı veya müdahalesi gereken diğer acil durumlarda  hastanın acil serviste bekletilmesi yerine hastanelerde veya ilgili servislerde oluşturulacak gri odalar/servislerde takip ve tedavisinde aksama olmaksızın yatırılması ve bu hastaların bakımı için tüm çalışanların etkin iş birliği uygun olacaktır.

•   İngiltere’de yapılan bir araştırmada, korona virüs hastalarının gösterdikleri semptomların altı ana grup altında toplandığı tespit edildi. Buna göre, hastaların ilk beş günde şikayet ettiği belirtilerin türü, ilerleyen günlerde solunum desteğine ihtiyaç duyup duymayacaklarının yüzde 79 oranında tahmin edilmesini sağlayabilir. (https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2020/07/19/arastirma-alti-farkli-grup-korona-hastasi-var/)

•     Korona virüs salgını karşısında sağlık sisteminin yetersiz kaldığı Kerkük, yine bir hastane trajedisiyle gündemde. Covid-19’a yakalanan eşine yeterli oksijen verilmeyince kendisi gidip üç tüp oksijen getiren, bu tüpler başka hastalar için ellerinden alınınca hastane personeliyle kavga eden bir adam eşinin hasta yatağına kelepçelendi. Bir öğretmen olan Muhammed Kerim, bu şekilde eşinin ölümünü izlemek zorunda kaldı. Görüntüler sosyal medyada yayılınca soruşturma başlatıldı.

•      İran ve Afganistan’a yapılan uçuşların Koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye tarafından askıya alındığı açıklandı.

•      Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sağlıkta kamusal önlemler alma sorumluluğu olduğunu tamamen unutmuş durumda. Yeni fetvalarla vatandaşa sorumluluk yüklemeye devam ediyor. Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Süper Lig’in 33. haftasında Başakşehir-Kayserispor müsabakasının İstanbul’da, Trabzonspor-Konyaspor karşılaşmasının Trabzon’da oynandığını anımsatarak, “Taraftarı maç sonunda salgın tedbirlerine uymaya davet ediyoruz. Covid-19 günlerinde centilmenlik kurallarına maske, mesafe ve toplum sağlığı da eklendi. İyi seyirler” uyarısında bulundu.

•     Çin’in başkenti Pekin’de, son 13 gündür yeni Covid-19 vakası bildirilmemesi üzerine acil durum seviyesi üçten ikiye düşürülüyor. Buna göre, müzeler, spor salonları ve kütüphaneler yarı kapasiteli çalışacak. Sergiler, spor etkinlikleri ve diğer faaliyetlere de aşama aşama  izin verilecek.

•    İngiltere’de salgın nedeniyle 45 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Can kaybı bakımından Avrupa’da birinci, dünya genelinde ABD ve Brezilya’dan sonra üçüncü sırada bulunuyor. İngiltere Başbakanı Johnson Noel’de büyük ölçüde normale dönmeyi umduğunu, tüm ülkeyi kapsayan karantina uygulamasını kullanmayacağını,  bundan sonraki süreçte gerek duyulması halinde ‘yerel düzeyde‘ karantina kararları alabileceklerini ifade etti.

•    ABD’nin Teksas ve Arizona eyaletlerinde, Covid-19 kaynaklı can kaybı sayısının artması nedeniyle morglarda yer kalmadı. İki eyalet de soğutuculu kamyon tedarik etmek için girişimlerde bulunuyor. Salgının başından bugüne dek Teksas’da 3 bin 700, Arizona’da ise 2 bin 500 kişi hayatını kaybetti. Teksas eyaletinin San Antonio kenti belediye başkanı Ron Nirenberg, “Onları (cesetleri) koyacak yerimiz yok. Bu korkunç bir durum ama gerçek” ifadesini kullandı.

•     Almanya’da Covid-19 tedbirlerine rağmen sosyal mesafe kurallarının gözetilmediği ‘korona partileri’nin sayısı artıyor. Alman polisi cumartesi günü Frankfurt’ta düzenlenen bir açık hava etkinliğine müdahale eden polise içki şişeleriyle saldırdığı belirtilen 39 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. 5 polis memurunun da yaralandığı belirtildi. 39 kişinin tutuklandığı partiye 3 bine yakın kişinin katıldığı açıklandı.

•     Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin de sağlığını ciddi olarak etkileyecek 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu dördüncü kez erteleniyor. Oysa yasa Temmuz 2014 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak kanunlaşmıştı. İşçi sağlığı için hayati öneme sahip olan bu düzenleme böylece kanunlaşmasının üzerinden 8 sene geçmesine karşın yürürlüğe konmamış olacak. Covid-19 pandemisinin yaşandığı günlerde işçilerin, sağlık emekçilerinin bulaşı artıran çalışma koşulları, alınmayan önlemler, toplanmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, yapılmayan risk değerlendirmeleri, Covid-19’a yakalanmanın iş kazası/meslek hastalığı sayılmaması vb. bir çok başlık yasa içerinde işverene yüklenmiş durumda. Covid-19 günlerinde AKP-MHP blokunun sermaye yanlısı tutumu fabrikaların çalışmaya devam etmesi, kıdem tazminatının kaldırılması çabası şimdi de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanununun uygulanmasının  ertelenmesi ile devam ediyor.   

SAĞLIK MUHALEFETİ-TOPLUMSAL MÜCADELE

  • SES salgının seyri ile ilgili yaptığı açıklamada özellikle Kürdistan’daki tehlikeli tırmanışa dikkat çekip ayrımcılık vurgusu yaptı. Devletin sorumluluklarından kaçarak tüm sorumluluğun topluma yüklemesini eleştiren SES , böylesi bir sürü bağışıklığı sisteminin ayrımcılıklarla birleşince ayrımcılığa uğrayan toplumsal kesimler için tam bir yıkıma dönüştüğünü ifade etti. Bölge ile ilgili açıklamada; Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlükle birlikte var olan baskı ve şiddet politikaları sonucu kırsal kesimlerin boşaltılarak kentlerde nüfusun yoğunlaşması ile birlikte hane nüfusunda yoğunluk artmış ve bu da bulaş oranını arttırmıştır. Kötü yaşam koşullarının nüfus yoğunluğu ile birleşmesi sorunun büyümesine neden olmuştur. Seçilen belediye başkanlarının yerlerine atanan kayyumların toplum yararına kullanılan kaynakları yandaşlarına peşkeş çekmesi de bu süreçte toplum sağlığını olumsuz etkilemiştir. Batman Belediyesinin kayyum öncesi ücretsiz su verilmesi çalışmaları yerini salgından korunmak için en çok ihtiyaç duyduğumuz, temizlik için olmazsa olmaz olan şebeke suyunun kesilmesine bırakmıştır. Salgınla mücadelede yerel yönetimlerin toplum katılımını esas alarak yürüttüğü çalışmalar iktidar tarafından zor kullanılarak engellenirken, kayyumlarla birlikte oluşturulmaya çalışılan “tekçilik”, yani yerel ve merkezi yönetimin tek elde toplanması kamu yönetimine olan güvensizliği pekiştirmiştir, denildi.
https://ses.org.tr/2020/07/covid-19-salgini-devam-ediyor-ayrimcilik-salgini-yayginlastiriyor/
  • Bakanlık kendi salgın  yönetememezliğini örtbas etmek için sağlık meslek örgütlerini suçlayıp hedef gösteriyor. Salgına dair veri paylaşımında şeffaf olmayan bakanlığı eleştirip salgının seyri konusunda yorum yapan TTB Covid-19 İzleme Kurulu üyesi Kayıhan Pala hakkında açılan soruşturma devam ediyor. 21 Temmuz günü üniversite yönetimine savunma vermesi beklenen Pala’ya 44 tabip odasından ortak destek açıklaması geldi: Açılan soruşturma odalara ve TTB’ye saldırıdır, kabul etmiyoruz!
  • SES Mersin Şubesi Başkanı Doğan, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren doktor arkadaşlarının kayıtlara ‘zatürre’ olarak geçtiğini aktararak Sağlık Bakanı’nın paylaştığı verilerin kuşkulu olduğunu dile getirdi. Özellikle aile hekimlerinin KKE yetersizliğine vurgu yapan Doğan Sağlık çalışanlarının şiddet tehdidi olmadan sağlıklı bir ortamda çalışabilmesi gerektiğini vurguladı.
  • Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde halklar, 19 Temmuz Devrimi’nin 8’inci yıldönümünü alanlara çıkarak coşkuyla kutladı. Kitlesel geçen kutlamalarda mücadele ve direniş sözü ile halklar arasında birlik ve beraberlik mesajları verildi. 
  • Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı’nın 5’inci yılında, “Düşlerimizin izinde aynı kararlılıkla yürüyoruz” şiarıyla oyuncak toplama kampanyası başlatmıştı. Toplanan oyuncaklar mülteci çocuklara ulaştırdı.

YENİ YAŞAMIN İNŞASI

  • HDP’nin henüz kayyum atanmayan nadir belediyelerinden olan Kars Belediyesi, yerel yönetimler konusunda örnek çalışmalar sergiliyor. Kadın dayanışma merkezi, sokak hayvanları için aşevi ve kooperatifler gibi birçok çalışma yürüten belediyenin eşbaşkanı Şevin Alaca Kars’taki değişimi anlatıyor..
http://yeniyasamgazetesi1.com/karsin-cehresi-degisiyor/
  • “Bin Kitap Bin Hücre” hedefiyle  cezaevindeki siyasi tutsaklara kitap gönderme kampanyası devam ediyor. Salgına rağmen insanlık dışı koşullarda tutulan ve her gün işkence-hak ihlali haberleri aldığımız cezaevlerine tutsakların talep listesinde olan kitaplardan göndermek için sosyal medya üzerinden  “Bin Kitap Bin Hücre” hesabıyla iletişime geçilebilir.
  • Dersim’de Uluslararası 3’üncü Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali başladı

Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi ve Dersim Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği, Yılmaz Güney Vakfı’nın da desteklediği Uluslararası 3’üncü Yılmaz Güney Kültür Sanat Festivali’nin startı verildi. Festival, 12 filmin gösterimiyle başladı.

JİN

  • TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, gözaltında alınmasına gerekçe yapılan suçlamalara ilişkin verdiği ifadesinde “Devlet gözaltına almakla, tutuklamakla, katletmekle kadına savaş açmış durumda” diyerek, TJA çalışmalarını savundu. 14 Temmuz’da gözaltına alınan 28 kadından 23’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Hasret Alp, Figen Ekti, Bahar Akyapı, HDP Sur İlçe Eşbaşkanı Hatun Yıldız ve MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Elif Haran, Cuma günü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.
  • AKP’nin İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmasına kadınlar tepki gösterdi. Ankara Kuğulu Park’ta bir araya gelen kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi deyince akla Ayşe Paşalı’nın gözleri, Emine Bulut’un ‘yaşamak istiyorum’ çığlığı, onu öldürmeye çalışan failin adını kanıyla yazan Nurten Canan gelmeli. İstanbul Sözleşmesine el sürülmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
  • 20 Temmuz Pazartesi saat 21:00’de de “Kadınlar tartışıyor: “Yeni normalde saldırılar” başlığıyla youtube üzerinden biraraya gelecek kadınlar İstanbul sözleşmesi ve kıdem tazminatı başlıklarını tartışacaklar.
  • Feminist yazarlar Zoë Faibairns, Sara Maitland, Valerie Miner, Michele Roberts ve Michelene Wandor’ın öyküleri “Anneme Masallar” adlı kitapta toplandı.

Beş feminist yazarın, toplumsal cinsiyet ilişkilerini anlamaya ve sorgulamaya davet eden öykülerinin bir arada olduğu “Anneme Masallar” adlı kitap Dipnot Yayınları’ndan çıktı. Kürtaj, cinsellik, ayrımcılık gibi başlıkların işlendiği kitapta;   kadın-erkek ilişkisinin, anneliğin ve toplumsal geleneklerin kadınlara yönelik dayatmacı tutum ve tavırların egemen olduğu bir toplumda nasıl sorunsallaştığı da tartışılıyor.

OHAL darbesi kalıcılaştı/

Yeniyaşam Gazetesi

Kadın kurumları hedefte

..OHAL’de ve sonrasında insanların basın toplantısı dahi yapmaktan kaygı duyduğu her dönemde hakları için sokağa çıkmaktan vazgeçmeyen kadınlar da iktidarın hedefindeydi. Çok sayıda kadın kurumu da KHK’ler gerekçesiyle kapatıldı. Diyarbakır’da 10 kadın merkezinin faaliyetleri durduruldu.Diyarbakır Bismil Belediyesi Nujin Kadın Merkezi “Evlendirme Dairesi”ne dönüştürüldü. Diyarbakır’da faaliyet yürüten Ceren Kadın Derneği ve Selis Kadın Derneği, KHK ile kapatıldı.Van Rojin Kadın Yaşam Merkezi’nin adı değiştirildi, merkezde çocuklar için Kuran kursu verilmeye başlandı.Edremit Belediyesi kayyumu, cenazesi bir hafta sokakta bekletilen Taybet İnan adına kurulan kreşin önce ismini değiştirdi sonra kreşi tamamen kapattı. Van İpekyolu Belediyesi’nde şiddetle mücadele biriminin telefonuna kayyum tarafından el konuldu, şiddete karşı kadınlara sağlanan hizmetlerin tümü engellendi. Van Büyükşehir Belediyesi’nin 2014’te kadına yönelik şiddetin bildirilmesi için kurduğu ‘Alo Şiddet’ hattı kapatıldı. Şırnak Belediyesi’ne atanan kayyum, Zahide Kadın Merkezi ve Cudi Kültür Merkezi’ni kapattı. Ayrıca SitiyaZîn Kadın Merkezi’ne kilit vurarak danışmanlık hizmetinden faydalanan kadınların bilgilerine ve dosyalarına el koydu. SitiyaZîn Kadın Merkezi binası bir süre sonra, AKP Kadın Kolları’na tahsis edildi…

http://yeniyasamgazetesi1.com/ohal-darbesi-kalicilasti/

SİYASAL SAĞLIK-EKOLOJİK SAĞLIK

Su uyur sermaye uyumaz: Doğayı yok edip, devlete borç takan Limak’ın ekopolitiği

Pelin CENGİZ /artıgerçek

 

İklim krizinin de etkisiyle başta Doğu Karadeniz olmak üzere Türkiye’nin farklı coğrafyalarında her yıl can ve mal kayıplarına neden olan şiddetli yağışların, sel, heyelan ve su taşkınlarının giderek daha fazla sıklaştığını görüyoruz.

Geçen hafta Artvin ve Rize’de, daha önce Trabzon’da defalarca yaşanan aşırı yağışlarla meydana gelen heyelan ve taşkınların HES ve baraj inşaatlarının olduğu yerlerde yaşanması tesadüf değil. Bunlar, sonuç.

Bunlar ormanları yok ederek, dağları paramparça ederek, suları kelepçeleyerek betona gömmenin sonucu…

Ancak, bunu “HES yatırımları kötüdür” diyerek geçiştirmemek, gerçek failleri işaret etmek gerekiyor. Çünkü, bu geniş açı bakış aynı zamanda bize AKP hükümetleri dönemindeki sermaye-iktidar ilişkisinin gerek kağıt üzerindeki gerekse uygulamadaki yanlarını sergiliyor.Geçen haftaki sel felaketleriyle gündeme gelen HES gerçeğine Limak Holding özelinden bakalım…

https://amp.artigercek.com/yazarlar/pelincengiz/su-uyur-sermaye-uyumaz-dogayi-yok-edip-devlete-borc-takan-limak-in-ekopolitigi

Kızıl geyikler, keçiler, karacalar candır!

Önder Algedik/gazete duvar

Ama tabii ki propaganda çok bilimsel. Mesela Karadeniz Teknik Üniversitesi “Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi” Bölümü öğretim üyesi profesörümüz Türkiye’den her yıl dünyanın farklı ülkelerine av yapmak için gidenlerin olduğunu belirterek, ülkemizde avcılara gereken şartların sağlanmadığını söyleyebiliyor (2).

Düşünsenize, propaganda ve akademi el ele..

İhaleye avcılık acenteleri giriyor. Türkiye’de an itibariyle hayvanları öldürmek için “turizm izin belgesi” alan 191 acente var. Bu acenteler aldıkları öldürme iznini hemen ülke dışına pazarlıyorlar ve yabancı acenteler ile avcı arıyorlar.

AKP öncesi yılda 400 civarı hayvan para karşılığı öldürülürken, AK Parti ile bu sayı 1500’lere çıkmıştı. Bakanın gelmesiyle 2017-2018 sezonunda rekor kırıldı. 2018-2019 döneminde para karşılığı öldürülen hayvan sayısı 4255 oldu!

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/07/20/kizil-geyikler-keciler-karacalar-candir

GÖRÜŞLER

8 yıl önce Daiş’in  virüs misali Ortadoğu halklarını kırımdan geçirmesini tüm dünya dehşetle izlerken Rojava topraklarında Kürt Özgürlük Hareketinin öncülüğü ile bir devrim başlatıldı. Kadın-doğa-tarih düşmanı Daiş  ve destekçisi devletlere karşı mahalle mahalle, genç yaşlı demeden örgütlenen Rojava halkları tüm dünyaya öz savunmanın, örgütlülüğün ve umudun gücünü gösterdiler. Miştenur tepesinde kadınların esir alınamayacağını haykıran Arin Mirkan’ın ölümsüzlüğüyle  kuşanan Rojava kadın hareketi Rojava devrimini kadın devrimi ile birleştirdi. Kobane düştü düşecek nararları atılırken binlerce Rojavalı gençle birlikte  sosyalist devrimciler devrim saflarına katılmaya devam ettiler. Rojava savaşında iniş çıkışlarla mevziler değişse de gerçek zafer toplumsal devrimde yaşanıyor. Kadınların öncülüğünde, halkların öz gücüyle ekolojik özgür bir dünyanın mümkünlüğünü gösterdi bize Rojava..

EKLER

Büyük oranda Latin Amerika ülkelerinde takip edilen Encuentro de Comunicación Libre (Uluslararası Bağımsız İletişim Ağı) tarafından 15 Temmuz 2020 tarihinde “Enternasyonalist Mücadele: Rojava’daki Devrimci Hareketler” başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansaa Eduardo Correra Senior moderatörlüğünde Ekrem Demirci ve Beritan Sarya konuşmacı olarak katıldılar.

Bölgedeki devrimci dinamikler ve Rojava’daki enternasyonalist mücadele

Ekrem Demirci/komündergi

 “Rojava sosyalist devrim iddiasında değil, meclisler ve komünler üzerinde yükselen özerk konfederatif bir toplum kurmaya çalışıyor. Bu deneyimlerin nasıl sonuçlanacağını buradaki mücadele belirleyecek. Rojava’ya uluslararası güçler üzerinden bakanlar, buradaki devrimci enerjiyi göremiyorlar.  Dünyanın en büyük zorbaları arasında var olmaya çalışan devrim, elbette birçok kusurlar ve eksiklikler taşıyor. Bütün bunlara rağmen, şu anda komün ve devrim adına bayrağın yükseldiği yerdir. Belki emperyalizm ve gericilik burayı boğacak, ama burada yaşananlar ve yapılanlar tarihten silinemez. Burada başka bir şey, yeni bir şey yaşanıyor; halkların bir arada, özgür ve eşit yaşayabilmesinin örgütsel formları oluşturuluyor, deneniyor. Rojava’da kadın, her yerde ve en önde; savaşta, siyasette, pratikte, yönetimde, ideolojide özcesi yaşamın her alanında kadının eli var. Kadının katılımı, kendinde demokrasi demektir. Kadın yaşamda etkinse, en alttakiler etkin demektir. Ekonomik, toplumsal, yönetsel tüm yaşam alanlarında temsili değil doğrudan demokratik katılım esas alınarak meclisler ve komünler kuruluyor ve bütün bunlar amansız bir savaş koşullarında yapılıyor. Önemli bir ekleme yapmak istiyorum. Rojava yalnız Kürt değil, burada yolu açan Kürt dinamiğidir ama Kürtlüğe daralmıyor, milliyet ve mezhep farklılıklarını aşan evrenseli arayan enternasyonal yanıyla kendisini tanımlıyor.”

http://komundergi2.com/ekrem-demirci-rojava-bugun-madridtir-madridin-dusmesi-butun-avrupada-ne-tur-sonuclar-yarattiysa-burada-da-o-olacaktir/