KORONA GÜNLÜĞÜ 19 EYLÜL 2020
GÜNDEM
- Erdoğan’ın 17 Ağustos tarihli AKP toplantısında söylediği yüksek adalet, demokrasi ve özgürlüklerin örneği olacak ‘Türkiye Modeli’nin belirtilerini görüyoruz!: Van’da tarlalarında çalışırlarken askerler tarafından helikoptere alıkonulup, helikopterden atılan Osman Şiban ve Servet Turgut’un yoğun bakımda tedavileri sürüyor. Yoğun çabalar sonucu yaralıların nerde olduklarını öğrenebilen ailelerin hastane önünde bekleyişleri sürüyor.
- Okullar pazartesi günü açılmayabilir. Cumhurbaşkanlığı’nın hafta sonu alacağı kararla okulların yüz yüze eğitime başlamasının yeniden ertelenme ihtimali gündeme geldi.
- Pandemide cezaevlerinde hak ihlalleri ve işkenceler yaygınlaştı. Diyarbakır Barosu, İHD, ÖHD, TUAY-DER duruma ilişkin düzenlediği basın açıklamasında; pandemi sürecinde yaşanan ihlallere ilişkin başvuruların çok fazla olduğunu, mahkumların fiziki koşulları yeterli hale getirilmeden açılan yeni hapishanelere sürgünü sırasında eşyalarına el konulduğu, tecrit koşullarının dayatıldığı ve bunlara karşı da artan sayıda mahkumun açlık grevine girerek mücadelelerini verdikleri bilgisi paylaşılıyor.
- ‘Almanya’nın Düssseldorf kentindeki bir hastanenin siber saldırı nedeniyle bilişim sistemi çöktü. Bu nedenle hastanenin kabul edemeyip başka bir kente yönlendirdiği bir hasta hayatını kaybetti.
- ‘Türkiye Modeli’ne yine bir örnek daha… HDP MYK üyesi ve Gençlik Eş Sözcüsü Serhat Aktumur Diyarbakır’da Ninova AVM önünde kendisine MİT kartı gösteren kişiler tarafından zorla bir araca bindiriliyor. Serhat’a şikayet için İHD’ye gitmeme ve basına demeç vermeme yönünde baskı yapılıyor. ‘’Bir daha seni burada görürsek kafana sıkarız’’ deyip Kent Orman’da gözü kapalı bir şekilde araçtan indiriliyor. Serhat’ın tüm bu saldırılara karşı duruşunun netliği ise ifadelerinden belli oluyor: “Bu saldırılar HDP fikriyatının en güçlü savunucuları gençliğe bir saldırıdır. Çünkü tarih boyunca çok iyi biliyoruz ki, gençlik diktatörlerin Dehakların en büyük korkusudur. Sürekli rüyalarına girer. Rüyalarında dahi onlara rahat uyku uyutmaz. Çok iyi bildikleri için özellikle gençliğe ve bir bütünen HDP’ye dönük saldırılar gelişmekte. Buna karşı duruşumuz nettir. Sonuçta gelmiş olduğumuz kültür, gelenek bize direnişi, mücadeleyi öğretmiştir. Bu çerçevede bizlerde sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ve Dehakların tahtını da sarsıp yerinden sökeceğiz”
- ABD’de işsizlik maaşı başvuruları geçen hafta beklentilerin üzerinde artarak 860 bin oldu.
- Covid-19 bağlı intiharlar da gündeme düşmeye başladı. Bursa’da, Covid-19 testi pozitif çıkan 36 yaşındaki kadın, hastanenin dördüncü katından atladı. Hastane kantininin tentesine düşen kadın yaralı olarak kurtuldu.
- Musa Anter katledilişinin 28. Yılında Diyarbakırda, vurulduğu yerde ve Mardin Nusaybin’deki kabri başında anılacak. Adına düzenlenen ‘Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Yarışması’ kapsamında ödül kazananlara İstanbulda düzenlenecek olan törende ödülleri takdim edilecek.
MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI
- Pandemi tüm hızıyla devam ediyor, küresel vaka sayısı 30.6 milyonun üzerine çıktı can kaybı 955 bine yaklaştı. Yarın toplam vaka sayısının 31 milyona dayanacağını biliyoruz. Böylece bir haftada dünya genelinde vaka sayısına 2 milyon kişi eklenmiş oluyor. Başka ifade ile 3-4 gibi kısa sürede 2 milyon kişi Covid-19’a yakalanmış oluyor. Bu istatistikler pandemide henüz birinci dalga tamamlanmadan devam ettiğini de gösteriyor.
- Günlük vaka sayısı 315 bini geçerek yeniden rekor kırdı. Dün de rekor yenilenmişti. Covid-19 pandemisinde vaka sayısı tırmanmaya devam ediyor. Kırılan her rekor pandeminin kontrolden çıktığının daha fazla kişiye bulaşacağının ve daha fazla can kaybına yol açacağının habercisi olmaya devam ediyor. Pandemi kontrolü küresel dayanışmayı, yeni bir toplumsallığı bizlere dayatıyor.
- Dünya genelinde 5 ülkede 10 binin üzerinde günlük bildirim var. Binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapan ülke sayısı 33’e yükseldi. Pandemi hem sayıca artıyor hem de tüm coğrafyalara yaygınlayışıyor diyebiliriz.
- Yeni vaka sayısının en yüksek olduğu 10 ülke şöyle: Hindistan (92.8 bin), ABD (51.3 bin), Brezilya (40 bin), Fransa (13.2 bin), Arjantin (11.9 bin), Kolombiya (6.5 bin), Peru (6.3 bin), Rusya (5.9 bin), İspanya (4.7 bin) ve İngiltere (4.3 bin).
- Avrupa kıtasında yeni vaka sayısı 51 binin üzerine çıktı. Yukarıda görüldüğü gibi yeni vaka sayısının en yüksek olduğu 10 ülkeden 4 tanesi Avrupa kıtasına ait. Rusya’da yeni vaka sayısı 5-6 bin aralığında sabit bir şekilde giderken diğer Avrupa ülkelerinde artış dikkati çekiyor. Salgının mayıs sonu gibi kontrol altına alan bu ülkelerde ikinci dalga başladı diyebiliriz.
- Latin Amerika’da Corona virüsü salgınının merkezinin Arjantin’e kaydığına dair işaretler geliyor. 26 Ağustos’tan beri günlük vaka sayısı 10 binin üzerinde seyrediyor. Perşembe günü ülkede yaklaşık 13 bin yeni vaka tespit edilerek rekor kırıldı. Toplam vaka sayısı 615 bini aşmış durumda, can kaybıberi 12 binin üzerinde. Mart ayında ülke çapında uygulamaya konan sokağa çıkma sınırlandırmaları, Ağustos ayında getirilen bazı yumuşamalara rağmen halen geçerliliğini koruyor.Geçen ay sonunda 10 kişinin açık alanda toplanmasına izin verilmişti. Bazı restoranlar da açılmıştı.
- Türkiye’de Covid-19 salgın tüm ciddiyeti ile devam ediyor. Son 24 saatte 1,711 yeni vaka tespit edildi, 62 kişi hayatını kaybetti. Toplam vaka sayısı 300 bine dayandı. Aktif hasta sayısı (27 bin 628) ve ağır hasta sayısındaki (1,402) artış devam etti. Test sayısı 111 bini geçti…
- Sağlık Bakanı Koca Ege Bölgesinde (Manisa, Aydın, Denizli, Uşak ve Muğla) Covid-19 vaka artışı yaşandığını teyit etti. İzmir’de vaka sayısındaki yüzde 42’e varan artış oranının son hafta itibariyle yüzde 10’a gerilediğini söyleyen Koca, diğer 5 ile ilişkin ise şöyle konuştu: “Aydın’da son 1 haftada 1 ay öncesine göre yüzde 5 oranında düşüş görüyoruz. Manisa’da son 1 ayda yüzde 30 olan vaka artışı son 1 haftada stabil göründü. Muğla’da son 1 ayda vaka sayımız stabil seyrediyor. Denizli’de son 1 aya göre yüzde 60 oranında artış görüyoruz. Uşak’ta ise son hafta yüzde 40 vaka artışı görülüyor.”
- İstanbul’da, kademeli mesai dönemi başlıyor. Salgın sürecinde, toplu taşıma araçları ve trafikteki yoğunluğun önüne geçmek için alınan karar uyarınca dört farklı zaman diliminde mesai yapılacak. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri 08:00-16:00 arasında mesai yapacak, sağlık personeli 08:30-16:30 arasında, diğer kamu personeli ise 09:00-16:30’da mesai yapacak. Özel sektörde esnek mesaiye henüz geçilemedi.
- Pandemi döneminde toplu ulaşım kullananların sayısında ciddi düşüş gerçekleşti. İstanbul Büyükşehir İETT verilerine göre, pandemi öncesinde ulaşımda günlük yolcu sayımız, yaklaşık 7,6 milyondan 4,1 milyon seviyelerine düştü.
- Cezaevleri Covid-19 bulaşının yoğun olduğu yerler olmaya devam ediyor. Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Necmi Kalçık’ın Corona virüsü testinin pozitif çıkması üzerine 17 tutuklunun karantinaya alındı. Maraş Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan çok sayıda tutuklunun Covid-19 testinin pozitif çıktığı bildiriliyor. Durumu ağır olanların hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındığı, diğer tutuklularında kendi koğuşlarında bırakıldığı ve tedavi süreçlerine dair bir bilgi alınamadığı belirtiliyor. Kaç tutukluya Covid-19 teşhisi konulduğu ise bilinmiyor.
- Antalyaspor, yarın oynayacağı Beşiktaş maçı için İstanbul’a gitme hazırlığı yaparken Coronavirus şoku yaşadı. Kırmızı beyazlı takım sabah antrenmanın ardından yolculuk için hazırlandığı süreçte dün yapılan test sonuçları geldi. Aralarında futbolcu, yönetici ve personelin bulunduğu 50 kişinin Coronavirus testinin pozitif çıkması üzerine kırmızı beyazlıların uçakla saat 15.00’da İstanbul’a yapacağı yolculuk iptal edildi.
- Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın salgın yönetiminde başarı algısı yaratmasına filyasyon çalışmasa da eklendi. Hatta filyasyon çalışmasının Türkiye’ye özgü olduğunu da öğrenmiş olduk. Bakan Koca’nın sözleri ile ‘’Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sistem yok. Sadece Türkiye’de var. Sadece biz uyguluyoruz bu sistemi. Dünyanın hiçbir ülkesinde kişiler evde izole edilip takip edilmiyor.’’ Bulaşıcı hastalalıkların kontrolü ve önlenmesi tarihini Türkiye yeniden yazacak görünüyor. Yakında yerli ve milli bulaşıcı hastalıklar mücadelesi söylemini de duymuş oluruz.
- Bilim Kurulu gerekeni yapmıyor, başarı öyküsü doğru değil’. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada salgınla mücadelede başarıya ulaşmış bir ülke olmadı” hatırlatmasında bulunan Prof. Şenol, şöyle devam etti: “Çünkü pandemi bir afet. Yani başarmak değil, sadece pandemiyle baş edebilmek mümkün. Başarı için pandemiyi sonlandırmanız lazım. Şu anda Türkiye’nin o noktada olmadığını Bakanlığın verileri de ortaya koyuyor. Ancak afetin felakete dönüşmesini engellemeye çalışan ülkeler var. Pandemiyi yönetilebilir kılmamız gerek. Elimizdeki tanı, tespit ve tedavi imkanlarını kullanabilmek için vaka sayıları azaltılmalı. Bunun için de insanları birbirinden uzak tutmak gerek. İnsanlar dolaştığı sürece salgın kontrolden çıkar.” Ayrıca ‘başardık’ algısının toplumu rehavete sürüklediğine dikkat çeken Şenol, “Bu algı nedeniyle insanlar düğün, nişan yapıyor, gençlere laf anlatamıyorsun… ‘Yok canım abartıyorsunuz’ diyorlar” dedi. Bilim Kurulunu da pandemi masasında oturmanın sorumluluğunu yerine getirmemekle eleştiren Şenol, “Bunu yapamadıktan sonra orada durmanın bir anlamı yok. Eğer duruyorsanız yanlışlara ortak oluyorsunuzdur. ‘Biz söyledik ama dinlemediler’ gibi sözler uygun değil. O pandemi masasına otururken bildikleri her şeyi masaya koymaları gerekiyor; bildikleri her şeyi masaya koyduklarında ulaştıramıyorlarsa bunu kamuoyu ile paylaşmaları gerekiyordu. Yapılanların onay mercii gibi davranmak yerine hiç değilse ekranlarda gerçekleri paylaşmaları gerekiyordu” dedi
TOPLUMSAL MÜCADELE– SAĞLIK MUHALEFETİ
- HDP esnaf ziyaretlerini sürdürüyor. Hakkari’de esnafları ziyaret eden Leyla Güven ziyaretler sırasında mücadele vurgusu öne çıkıyor. Van’da esnafları ziyaret eden heyet ise iktidarın ve kayyımın pandemi sürecinde esnafların yükünü arttırmaktan başka bir işe yaramayan politikaları ifşa ediliyor.
- Batman’da Tempo Çağrı Merkezinde yaklaşık iki buçuk ay önce müşteri memnuniyet anketinin, yöneticilerin zorla çağrı merkezi işçilerine yaptırması ortaya çıkınca işçiler işten atılmıştı. İşçilerin uzun süre boyunca eylemlilikler ve basın açıklamalarıyla, yöneticiler tarafından uğradıkları mobingi deşifre etmeleri sonucunda işe iade talebi olumlu sonuçlandı. Çalışanlar 1 Ekim’de göreve başlayabilecek, ayrıca son iki buçuk aya ait maaşları da yatırılacak.
- HDP Sözcüsü Ebru Günay, tekçi anlayışın yaygınlaştırıldığı, demokratik her çabaya saldırıların arttığı dönemde, tek çıkışın ortak mücadele olduğunu vurgulayarak anti-faşist blok oluşturma önerisi sundu. Muhalefete de eleştirel yaklaşımı sunarak şu sözleri kullandı: ‘’Muhalefete çağrımız ‘milli menfaat’ lafını her duyduğunuzda gaza gelmeyin. Aynı hatayı milyon kez yapmayın, aynı oyuna milyon kez gelmeyin. Sanmayın ki toplum bu palavralara inanıyor. Ülkenin kaynakları da bitti, halkın gözyaşları da. Artık barışı konuşmalıyız. Barışa katkısı, geçmiş deneyimlerle sabit olan en önemli aktör Sayın Öcalan’dır. Barışın ihtimali belirdiğinde tüm toplumsal sorunların nasıl kolay konuşulur olduğunu, birbirimizi nasıl daha rahat anlayabildiğimizi Sayın Öcalan’ın da içinde olduğu süreçte deneyimledik. Barışın sağlanamadığı her günse bu ülkenin sorunları çığ gibi büyüdü, buna da hep beraber tanıklık ettik. Tam da bu yüzden Öcalan’ın barışa katkı sunmasının önündeki engellerin kaldırılması, İmralı’daki tecridin sonlanması belki de Kürtlerden çok Türklerin talebidir. Çözüm isteyen herkesin talebi olmalıdır.’’
JİN
- ‘Em Xwe Diparezin’ ile çalınmadık kapı kalmayacak – Hikmet Tunç
‘’Kadınlar “Em Xwe Diparêzin” kampanyası kapsamında Van’da çalmadık kapı bırakmayacaklarını söyleyerek, “Özel savaş politikalarına, bedenimiz üzerindeki her türlü sömürüye karşı ortak çözüm yollarını arayacağız” dedi.
Tevgera Jinên Azad (TJA), İmralı tecridinin kaldırılmasına, erkek-devlet şiddetine, Kürt halkına yönelik saldırılara karşı “Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi Savunuyoruz) kampanyasını başlattı. 4 ay sürecek olan kampanyanın il il startı verilirken, dün de Van’da yapılan etkinlikle coşkulu bir şekilde kampanyanın duyurusu yapıldı.’’
http://www.jinnews.com.tr/TUM-HABERLER/content/view/146897
- Mersin’de kadına yönelik şiddete karşı mor zincir eylemi yapan kadınlara ilçe emniyet müdürlüğü tarafından para cezası verildi.
- Duygunun, Anlamın, Aşkın Yitimi – Derya Arslan
‘’Aşkın Evdî ve Rihme gibi ilkeleri vardır elbet. Ucuz aşklar pazarı olan lanetli bir sistemde boğulmaktan ve yok olmaktan çok “Aşkın aşktan önemli ilkelerini ve ölçüsünü “ bir kere daha anlamak tartışmak güncellemek gereği vardır. Bülbül de güle aşıktır ama onu yok etmez demeyi destur edinmek, yüreği aşk ile kutsamaktır. Bülbül kendi dilinde kendi kültüründe kendi toplumunda, arşı alem şakımış ise aşkını, eli gırtlağında boğmaya meyilli kirli duyguları kim aşk diye yutturabilir yada yaşamaya tenezzül edebilir? Burada aşkın felsefik tanımında İyi ve kötü ikilemini de bilmek gerekir. Güzellik iyilik ve ahlakı merkezine almak ölçüyü ortaya koyacaktır. Tersi tüm kavramlarla savaşmalıdır aşk. Gerçek bir aşk “beni “aşar “Biz”de karşılığını bulur. Güzel olan iyi olan ahlaklı olan sevilesidir. Aksi, aşkın kutsal varlığına ihanettir. Asıl hedefi varlığını sonsuzlaştırmak ise bu Evdî misali fikri zihni bir yaşamla mümkündür. Yaşam ve aşk tek başına kalp değil beyin gücü gerektirir. Aksi halde kaybediş ve yok oluşlar çöplüğüne dönüşür evren.
Duygusu anlamı ve aşkı yitmiş bir evren ölümdür bunu bilip öyle yaşamalıdır. Aşkı koruyalım duyguyu koruyalım anlamı koruyalım, yani “Em biparezin” sesini tüm kutsal aşklara hürmeten yükseltelim…’’
http://www.jinnews.com.tr/components/3590310750/content/view/146777
SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK
- Vaka sayısı, işsizlik ve yoksullaşma tavan yaptı!- Selma Akkaya
‘’Tüm veriler ışığında ülkede sadece vaka sayısında artış yaşanmıyor; yoksulluk ve işsizlik tavan yapmış durumda. Banliyö sokaklarında maske takmadıkları için kendilerine ceza yazan polise; “zaten ölüyoruz, yoksullukla, işsizlikle ya da koronadan ne fark ediyor!” diyenlerin haklı isyanı Fransa’nın şuan ki gerçekliğini gösteriyor!’’
https://www.ozgurpolitika.com/haberi-vaka-sayisi-issizlik-ve-yoksullasma-tavan-yapti-4775
- Kapitalizmin Anlatı Kodları – İlham Bakır
‘’Özellikle koku meselesi burada çok güçlü bir metafor olarak karşımıza çıkıyor. Yoksulların, zenginlerin burnuna pis kokan, onları midesini bulandıran kendine özgü bir kokusu vardır. Zenginler yoksullukla temaslarında bu kokuyu hemen fark ederler. Üstelik bu neredeyse genetik bir özelliğe dönüşmüştür. Zengin evine yerleşen yoksulların yaydığı ilk kokuyu fark eden evin küçük çocuğu olmuştur. Bütün dünyada hakim beyaz erkek sınıfın yoksulların, göçmenlerin, siyahilerin, kısacası bütün ötekilerin pis koktuğuna dair inşa ettikleri bu sınıf bilgisi filmin içinde sınıf çelişkilerinin en keskin ayrımının tarif edildiği yer aslında.(Türklüğün, Kürtlük karşıtı inşasında olumsuzlamalarından bir değil midir Kürtlerin kötü koktuğu söylemi mesela.) Zenginler ne kadar bu bilgiye sahiplerse, yoksullar da zenginler tarafından kendilerine dair kokuyla ilgili bu tanımlamadan haberdardırlar.’’
https://www.ozgurpolitika.com/haberi-kapitalizmin-anlati-kodlari-4749
- Yıkımın, Mülksüzleştirmenin ve El Koymanın Mimarisi – Ariella Aisha Azoulay
‘’Filistinlilerin hayatlarının manzarasından mahrum bırakılması, etraftı saran perişanlıkta kayda geçilmekle kalmadı yalnızca; aynı zamanda, Yahudi yurttaşların habitus’larının temel dayanaklarından biri haline geldi. Yıkım, başkalarının başına gelen felaketi katlanılır kılacak ve genellikle olduğundan farklı gösterecek bir dizi mazeret ve argümanla sarmalandı. Yahudi yurttaşların yıkıma bilfiil katıldıkları bazı durumlar oldu; ama çoğunlukla, bir zamanlar birilerinin evi olan yapıların enkazına bakarken buldular kendilerini.’’
https://www.e-skop.com/skopbulten/yikimin-mulksuzlestirmenin-ve-el-koymanin-mimarisi/5878
- Susuzluk yakıcı biçimde geliyor – Yusuf Gürcüsu
‘’Bu yaz boyu hemen tüm bölgelerde ciddi bir susuzluk yaşandı. Susuzluğa çare olarak ortaya koydukları tek proje barajlar inşa etmek. Barajların iklim değişimi üzerindeki olumsuz etkisi bilinmesine rağmen bu süreç ilerletiliyor ve suyun doğada özgürce akmasıyla yarattığı, var ettiği ekosistem bozuluyor. Yapılan barajların neredeyse tamamı enerji üretmek amaçlı. Bazı bölgelerde sulama gerekçesi öne sürülürken asıl amaç ise gizlenmekte. Madencilerin özellikle altın ve gümüş madenciliğinin çok miktarda suya ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Birçok baraj inşasının arka planında madenlerin su ihtiyacının karşılanmasının hedeflendiği proje bölgelerine bakınca anlaşılmaması mümkün değil.’’
https://yeniyasamgazetesi1.com/susuzluk-yakici-bicimde-geliyor/
EKLER
- ‘Koronadan tehlikeli’ sağlıkçılar haykırıyor: #YönetemiyorsunuzTükeniyoruz! – Özgür Müftüoğlu
‘’TTB, sağlıkçıların haklarını ve toplum sağlığını savunduğu için iktidarın hedefi olmuştur. AKP iktidarının doğrudan ifade etmekten kaçınacağı kadar absürt sayılacak açıklamaları dillendirmekle görevlendirdiği ortağı Devlet Bahçeli’nin, TTB’yi “koronadan daha tehlikeli”olmakla ve “vatana ihanet”le itham etmesi bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Neticede Bahçeli haklıdır: TTB, sermayenin toplumun ve sağlıkçıların yaşam hakkını hiçe sayan hükümetin politikalarını eleştirerek ve toplumun gerçekleri öğrenmesine vesile olarak siyasi iktidarın bekâsı için -Bahçeli’nin ifadesiyle- “koronadan daha tehlikeli” olmuştur.’’