Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 6 EKİM 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 6 EKİM 2020

GÜNDEM

  • Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde akademisyenlik yapan emekli Prof. Dr. Erol Turaçlı korona virüsü nedeniyle vefat etti.
  • Dün yapılan kabine toplantısının ardından Tayyip Erdoğan yüz yüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldıklarını açıkladı. İlkokul 2., 3. ve 4. sınıflar ile ortaokul 8. ve lise 12. sınıflarda da yüz yüze eğitime geçileceğini belirten Erdoğan, uzaktan eğitim gören ve ihtiyacı olan öğrencilere 500 bin tablet dağıtılacağını söyledi. Öte yandan Eğitimde Eşit Haklar Platformu yaptığı yazılı açıklama ile engelli öğrencilerin uzaktan eğitimde yaşadıkları sorunlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
  • Türkiye’de sağlık bakanlığı alenen verileri gizlerken İngiltere hükümeti, tespit edilmesine rağmen korona virüsü tablolarına eklenmeyen yaklaşık 16 bin vakanın peşine düştü. Hükümet, sistemdeki teknik hatanın niçin geç fark edildiğini soruşturuyor.
  • Güney Kafkasya halklarından bir grup genç, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmaları durdurmak amacıyla ortak bir metin hazırladı. “Bu savaşın kazananı yok. Bütün Kafkasya’ya sefalet, ölüm, fakirlik ve bölgenin bağımsızlığının kaybını getiriyor. Dış güçleri daha fazla çatışmayı kışkırtmamaya ve savaş yapma sürecinin bir parçası olmamaya çağırıyoruz” denilerek taraflara acil ateşkes çağrısı yapıldı.
  • Çok sayıda hukuk kurumu, İçişleri Bakanlığı’nca yayınlanan genelgeyle koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek baro seçimleri ve Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunun ertelenmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Baro genel kurullarına yönelik bu ertelemenin tek sebebi, Baroların bağımsızlığına müdahale niteliğinde siyasi iktidara yandaş baroların kurulmasına zaman kazandırmak ve TBB genel kuruluna müdahale etmektir” denildi. İstanbul ve İzmir Baroları karar rağmen genel kurullarını yapacağını duyurdu.
  • Çok eşliliği savunan ve Medeni Kanun’un kaldırılmasını isteyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ali Edizer tepkiler üzerine görevden alındı.
  • İstanbul’da maske takmadığı gerekçesiyle darp edilerek, gözaltına alınan Rana Batı hakkında 9 yıl 4 aya, Zeynep K. hakkında ise 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Polisler hakkında “Görevi kötüye kullanma”, “Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması”, “Cinsel saldırı” ve “Cinsel taciz” suçundan yürütülen soruşturmaya ise takipsizlik kararı verildi.

MEVCUT DURUM-SALGININ KONTROLÜ- SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Acil Durum Programı Direktörü Dr. Michael Ryan, dünya genelinde her 10 kişiden birinin Covid-19’a yakalanmış olabileceğini dile getirdi. “En iyi tahminimizle, nüfusun yaklaşık yüzde 10’u enfekte olmuş olabilir” diyen Ryan, ‘dünyanın büyük çoğunluğunun risk altında olduğunu’ söyledi. Ryan, Güneydoğu Asya’da vakalarda, Avrupa ve Doğu Akdeniz’de ise Covid-19 kaynaklı ölümlerde artış görüldüğünü ancak Afrika ile Batı Pasifik’te mevcut durumun ‘daha olumlu’ olduğunu dile getirdi.
  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 35.7 milyona yükseldi.
  • Pandemide yeni vaka sayısının en yüksek olduğu Hindistan’da belirgin azalma olsa da küresel olarak günlük vaka sayısı yeniden yükselişe geçti. Son 24 saatte 264 bin 209 kişiye Covid-19 tanısı kondu.
  • Yeni vaka bildirimi yüksek olduğu 10 ülke şöyle: Hindistan (59.9 bin), ABD (41.6 bin), Brezilya (25.2 bin), İngiltere (12.6 bin), Arjantin (11.2 bin), Rusya (10.9 bin), Kolombiya (7.1 bin), İsrail (5.5 bin), Fransa (5.1 bin) ve Hollanda (4.6 bin).
  • Asya’da günlük vaka bildirimi 100 binin altına indi. Bununla birlikte Ortadoğu ülkeleri olan İsrail (5.5 bin), İran (3.9 bin) ve Irak’ta (3.8 bin) yeni vaka sayısı yüksek hızda devam ediyor.
  • Avrupa’da pandemi tırmanışta. Son 24 saatte 61.9 bin kişiye Covid-19 tanısı kondu. Yeni vaka sayısı İngiltere (12.6 bin), Rusya (10.9 bin) ve Hollanda (4.6 bin) artış eğilimindeyken Fransa ve İspanya’da düşüş gözlendi.
  • Resmi istatistiklere göre Türkiye’de son 24 saatte 1,603 yeni hasta tespit edilirken 57 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı 31 bin 178 ve ağır hasta sayısı 1,412 olup hala oldukça yüksek hızda devam ediyor. Test sayısı da 115 bin 632’ye yükseldi
  • Öğrenci ve öğretmen pozitif çıksa da yüz yüze eğitime devam edilecek. Sağlık Bakanlığı Coronavirus Bilim Kurulu’nun yüz yüze eğitim için hazırladığı yeni tebliğe göre, sınıflarda yeni tip Coronavirus testi pozitif çıkan öğrenci olması durumunda da eğitime devam edilecek. Sınıfta bir vaka tespit edildiğinde sınıfta maske ve sosyal mesafe kuralına uyuluyorsa öğrenciler temaslı kabul edilecek ve 14 gün boyunca eğitimlerine devam edebilecekler. Teneffüslerde ise temaslı öğrencilerin diğer sınıflardan ayrı tutulması sağlanacak. Yine bir öğretmende pozitif vaka çıkarsa tüm öğretmenler temaslı kabul edilecek, maske ve mesafe kuralına uyarak okuldaki eğitime devam edecek.
  • İstanbul ve Ankara’nın ardından İzmir’de de Covid-19 tedbirleri kapsamında şehir içi toplu ulaşımda ve konaklama tesislerinde Hayat Eve Sığar (HES) kodu zorunluluğu getirildi.
  • Cezaevlerinde Covid-19 nedeniyle can kaybı devam ediyor. Maraş Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 57 yaşındaki Muhammed Emir, 2 Ekim’de kaldırıldığı İlçe Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Cezaevindeki tutuklular, cezaevindeki birçok kişinin salgına yakalandığını ve aralarında durumu ağır olanların bulunduğunu aktardı.
  • İstanbul Valiliği, 13-15 Kasım tarihlerinde yapılacak Formula 1 Türkiye Grand Prix’sinin seyircisiz yapılacağını duyurdu.
  • Mardin’de Covid-19’la mücadelede fiilen görev almayan sağlık çalışanlarının‘ek ödeme’ listesine yazılmasının ‘sebepsiz zenginleşme’ sayılacağına hükmedildi. Mardin İl Sağlık Müdürlüğü, bakanlığın yazısının valilikleri ulaşmasından bir gün sonra, 25 Eylül’de hastanelere bir yazı gönderdi. Yazıda ‘ek ödemeyle ilgili liste hazırlanırken gerekli hassasiyetin gösterilmesi, sadece fiilen Covid-19 salgınıyla sahada mücadele eden isimlerin bildirilmesi gerektiği’ Müdürlük, yazıda aksi durumun ‘sebepsiz zenginleşme nedeni’ sayılacağını kaydederek şu uyarıda bulundu: “Devletin malvarlığında azalmaya neden olan bu uygulamaları bilerek yapanlar, ilgili kanun hükümlerine göre idari ve cezai açıdan sorumludurlar.”
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği’nin hastane emekçilerin pandemide yaşadıkları sorunlar nedeniyle yaptığı eylemler sonrası baskıları devam ediyor. Son olarak Başhekimlik tarafından pandemi sürecinde yapılan eylemler gerekçe gösterilerek 16 işçiye birer yevmiye kesinti cezası verildi.
  • İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED), Covid-19 nedeniyle karantinaya alınan kişilerin sağlık raporlarının filyasyon (hasta takip) ekibi hekimlerince verilebileceğini duyurdu. Dernek pandemi boyunca işyerinden rapor talep edilen kişilerin rapor almak için evden çıkıp sağlık kuruluşuna, en çok da aile hekimine gittiği ve çok sayıda bulaşa sebep olduğunu dile getirmiş ve karantina listesindeki kişilerin SGK’ya otomatik olarak bildirilerek raporlu sayılabileceği veya filyasyon ekibine bu yetki verilerek bulaşın önlenebileceğini önermişti. Teklifin Bakanlık tarafından kabul edilmesi 7 ay sürdü.
  • Latin Amerika ülkesi Peru’da, koronavirüs pandemisi nedeniyle durdurulan uluslararası uçuşlar yaklaşık 7 ay sonra pazartesi günü yeniden başladı.
  • Yunanistan’da korona virüsüyle mücadele kapsamında alınan yeni tedbirleri yetersiz bulan öğrencilerin başlattığı protesto ve grev dalgası, ülke geneline yayılmaya başladı. Öğrenci grupları, yeni eğitmen atamalarıyla okullardaki kalabalık ve yığılmanın önüne geçilmesini ve yeni derslikler ile eğitim mekanlarının oluşturulmasını talep ederken, bu planlar devreye sokulmadan yüz yüze eğitime geçilmemesi gerektiğini aktardı.
  • ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) resmi internet sitesinde yayınlanan güncellemede, yeni tip Coronavirus’ün (Covid-19) kapalı mekanlarda 2 metreden uzaktaki kişilere de sınırlı şekilde hava yoluyla bulaşabildiği uyarısı yapıldı. Kılavuzda, “Şarkı söyleme veya spor yapma gibi ağır nefes alma gerektiren aktivitelerin yapıldığı havalandırması zayıf kapalı alanlar virüs taşıyan parçacıkların havada birikmesine katkıda bulunabilir” ifadelerine yer verildi.

TOPLUMSAL MÜCADELE– SAĞLIK MUHALEFETİ

  • “Sağlık çalışanlarının hakkı ödenmez” dediler, ödemediler. Mayıs ayında İstanbul’da açılan ve pandemiye karşı mücadelede önemli bir merkez olması hedeflenen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde hekimler ‘ek ödeme’ adaletsizliğine karşı eylem yaptı. Yaklaşık 100 hekim başhekimliğe yürüdü. Yapılan açıklamada, haziran ve temmuz aylarında hiç ek ödeme yapılmadığı, ağustos, eylül ve ekim aylarında verilen performans ücretlerinin ise yetersiz olduğu belirtildi. Açıklamada, kasım sonrasına dair de bir güvence verilmediği ifade edildi. Hekimler ayrıca hastanede çalışma güvenliği konusunda da sıkıntılar yaşadıklarını vurguladı.
  • SES Ankara Şubesi “Güvenceli iş, güvenli gelecek” kampanyası çerçevesinde sağlık ve sosyal hizmet kuruluşlarında çalışan bütün emekçilerin kadroya alınması, sağlık ve sosyal hizmet kuruluşlarında yetersiz olan emekçi sayısının OECD ortalamasına göre ve kadrolu bir şekilde istihdam edilmesi için hazırlanan yasa teklifi ile kampanya çerçevesinde topladığı imzaları HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ile CHP ve HDP Ankara İl Örgütlerine iletti.
  • Karaman Ermenek’te bir yılı aşkın süredir maaş ve tazminatlarını alamayan Cenneve Seba Maden Ocağı işçileri ile Manisa Soma’da 8 yıldır tazminatları ödenmeyen Uyar Madencilik işçileri 12 Ekim’de gerçekleştirecekleri Ankara yürüyüşü öncesinde dayanışma çağrısı yaptı. “İnsanlardan mücadelemizle dayanışma göstermelerini hem de yürüyüş süresince madencilerin sesinin büyütülmesi için çaba içinde olmalarını bekliyoruz” çağrısı yaptı.

JİN

  • İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısıyla İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına karşı birçok kentte yine alanlara çıkan kadınlar, “Haklarımızı savunmak ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
  • Zuhal Atlan- “Diyarbakırlı erkeğin feminizm cevabı Kürt kadınların başarısıdır”
    • “Geçen hafta sosyal medyaya bir görüntü düştü. Görüntüde, “sizce feminizm nedir?” diye soran muhabire Diyarbakırlı bir erkek şu cevabı veriyor: “Kadına bakış açısında özgürlükçü bir mantıktır. Feminizm olması gereken bir yaşam biçimi. Özgürleşme adı altında erkekleşme de çok tehlikeli. Oysa kadını kadın olmaktan çıkaran, erkek egemenlikli zihniyetin ta kendisidir. Doğru temelde mücadelesi verilirse özgürlükçü tarafı olmazsa olmazdır.”
    • Kadın olmanın zorluklarının bilincinde olan Kürt kadını, değişimi önce kendinden başlattı, sonra ait olduğu toplumu değiştirip dönüştürmek için çabaladı, bunun için bedeller ödedi, ödüyor.”
    • Bulunduğu coğrafyada şiddeti iki kat yaşayan Kürt kadınlar mücadelelerinden vazgeçmiyor. İşte bu yüzden önce kendini, çevresindeki kadını, erkeği sonra da toplumu değiştirerek aslında egemen erkek zihniyetini tersyüz edeceğini biliyor.”

https://gazetekarinca.com/2020/10/diyarbakirli-erkegin-feminizm-cevabi-kurt-kadinlarin-basarisidir/

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

  • Ekoloji Birliği, son dönemde Ortadoğu’dan Afrika’ya yayılan savaşlara Ermenistan-Azerbaycan savaşının da eklendiğini hatırlatarak, “Savaşlar aynı zamanda ekolojik yıkımdır. Barış hemen şimdi” çağrısı yaptı. Bildiride öne çıkan başlıklar;
  • “Yaşamın bulunduğu tek gezegen olarak bilinen Dünya, tüm canlıların ve insanlığın bir arada ortak bir yaşam sürdüğü evrendeki tek ortak evdir.
  • Savaşlar yalnız insanları yok etmiyor, ekolojik bir kırıma da yol açıyor. Bombalanan, yakılan yıkılan şehirler, ormanlar, tarlalar, su kaynakları… Bu süreçte yok olan yaban hayat ve biyoçeşitlilik.
  • Yaşanılan iklim değişikliği nedeniyle iklim krizi geri dönülmez noktalara gelmişken bir de bu kırıma savaşın neden olduğu ekolojik krizin de eklenmesi ile kriz katmerlenerek büyüyor.
  • Her geçen gün etkisini daha da hissettiren iklim krizinin, tüm dünyayı etkisi altında tutan Covid-19 pandemisine yol açtığı bilimsel araştırmalarla ortaya konuldu. Covid-19 pandemisi bizlere tarihi bir uyarıdır.
  • İklim krizi ve pandemi günlerinde doğanın insanlığa verdiği mesajı iyi okuyabiliyorsak, dünyaya hakim olan savaş çığırtkanlığına acilen karşı çıkmamız ve barışı cesaretle savunmamız gerekir.
  • Başlı başına bir yıkım olan savaşların aynı zamanda ekolojik bir yıkım da olduğunun farkında olarak, tüm dünyada, Orta Doğu’da ve yanı başımızda Azerbeycan ve Ermenistan’da savaşa karşı çıkıyoruz.  Ekoloji Birliği olarak, yaşamı ve barışı ısrarla savunuyoruz. Yaşasın dünya halklarının kardeşliği!”

 

  • Serhat Tutkal- “Kolombiya’da Korona ve Paramilitarizm”
  • “19 Mart 2020 tarihinden itibaren Kolombiya’da çeşitli şehirlerde karantina ilan edilmeye başlamıştı. 25 Mart 2020 tarihinde ise ulusal karantina ilan edildi. 1 Eylül’e kadar devam edecek olan bu ulusal karantina süresince Kolombiya’da paramiliter gruplar tarafından çok sayıda cinayet işlendi.”
  • Paramiliter grupların COVID-19 salgınını fırsata çevirdiklerini gösteren tek şeyin bu saldırılar olmadığını da belirtmek gerekir. Paramiliter gruplar pandemi koşullarını yalnızca aktivistleri, sendikacıları, yerli liderleri ortadan kaldırmak için değil aynı zamanda meşruiyet kazanmak için de bir fırsat olarak görmüş, bu fırsattan istifade edebilmek adına da cinayet işlemeye başlamış durumdalar.
  • Paramiliter grupların faaliyetlerine aralıksız devam edebilmelerine olanak sağlayan pandemi koşulları toplumsal muhalefetin önüne ise ciddi engeller çıkarmakta. Gösteri ve yürüyüşler karantina gerekçesiyle engellenmekte, engellenmediği takdirde ise Yeşiller Partisi gibi sol partilerin üyelerinden dahi halk sağlığını tehlikeye atmamak benzeri gerekçelerle eylemlere katılınmaması gerektiği yönünde açıklamalar yapılmaktadır. Büyük çaplı yürüyüşlerin yerine halkın evinden, pencerelere çıkarak eylem yapmasını salık veren sol oluşumlar yükselen aşırı sağ karşısında şehirli muhalefetin zaten kısıtlı olan etkisini iyice azaltmakta, bir yandan da ezilenler arası dayanışma imkânlarını zayıflatmaktadır. Görece üst sınıf mensuplarının yaşadığı muhitlerde pencereden slogan atan, tencere-tava çalarak tepkisini gösteren vatandaşların başına bir şey gelmezken işçi mahallelerinde ve dar gelirli muhitlerde polisin gerçek silahla pencerelere ateş açtığı videolar dahi sosyal medyaya düşmüş durumdadır. Bu koşullar altında toplumsal muhalefetin devamlılığını sağlamanın son derece güç bir hâl aldığını söyleyebiliriz.
  • 21.yüzyılın neoliberalleşme dalgası sonucu gittikçe zayıflayan toplumsal dayanışma Kolombiya gibi yoksulluğun ve şiddetin had safhada olduğu ülkelerde COVID-19 salgınının sonucu olan izolasyonu teşvik edici sağlık politikalarının da etkisiyle eskiye kıyasla dahi çok daha zayıf düşmüş durumda. Bir an önce dayanışmayı tekrar inşa etmenin yolları bulunmadığı takdirde çok sayıda ülkede muhalefetin kaderinin Kolombiya’dakine benzer olabileceğini söylemek umuyorum ki felaket tellallığı olarak yorumlanmayacaktır. Hayatın eve sığıp sığmayacağı konusunda bir fikir belirtmeyeceğim ama toplumsal muhalefeti evlere sığdırmanın mümkün olmadığı aşikâr. http://www.abstraktdergi.net/kolombiyada-korona-ve-paramilitarizm/

YENİ YAŞAM

  • Srishti Yadav- Kızıl Kerala’nın Covid Başarısı Hikayesi- Dersler ve Sınırlar
  • “Kerala Covid’in yayılmasını nasıl engelledi? Cevap, eyalet hükümetinin ve toplumun birleşik kolektif çabasında yatmaktadır. Birincisi, Kerala hükümeti Hindistan merkezi hükümetinden çok önce sıkı bir tecrit başlattı. İkincisi, Kerala ‘zinciri kırmak’ için başarılı bir strateji uyguladı. Bu başarı, Covid hastalarının tüm temaslarını tanımlayarak, onlarla temasa geçip evde karantinaya alarak, günlük olarak takip ederek ve tüm temasta olanların semptomlarını test ederek kazanıldı. Hükümet ayrıca öz-raporlamayı teşvik etti ve ana noktalarda arabayla içinden geçilerek girilen test kioskları kurdu. Kerala, 2018 yılında Nipah virüsü ile savaştı ve ilk vakalar rapor edilir edilmez kurulan protokoller ve stratejiler hızla uygulandı.”
  • “Kudumbashree programı kapsamında olan Kerala’daki öz yardım grupları, ülkenin geri kalanındakilerden farklıdır çünkü eyalet hükümeti ile işbirliği içinde çalışırlar. Hükümet tecride başladıktan sonra, bu öz yardım grupları yoksullara ve karantina altındaki kişilere yiyecek sağlamak için hükümet tarafından topluluk mutfakları kurmaya yönlendirildi. Binlerce topluluk mutfağı kuruldu ve hükümet, devlet kantinlerinde finanse edilen besleyici yemekler sunuyor. Devlet Kadın ve Çocuk Dairesi, okullar kapalı olsa bile okul çocuklarına gün ortası yemeklerini göndermeye başladı. Hükümet aynı zamanda ülkedeki gıda ve tahıl dağıtımı krizi sırasında, gıda tahıl dağıtım sistemini genişleterek tüm halka gıda teminini sağlamıştır.”
  • “Öyleyse Kerala neden bunu başardı ama Hindistan’daki diğer devletler yapamadı? Diğer tüm şeylerde olduğu gibi, mesele tarihtir. Kerala’nın güçlü bir topluluk katılımı ve örgütlenme geleneği vardır – bu, 2019’daki Kerala selleri sırasında da görülmüştür ve topluluğun olağanüstü çabaları felaketi azaltmaya yardımcı olmuştur. Özellikle sağlık hizmetleri gibi önemli konularda, kilit meseleler için karar verme ve uygulama hükümette topluluk düzeyinde dağıtılmış haldedir. Bu, hükümetin genellikle planları ve stratejileri diğer eyaletlerden çok daha iyi uygulayabileceği anlamına gelir. Kerala’nın nüfusunun ülkedeki en eğitimli ve aynı zamanda en politik nüfus oluşu da yardım etmiştir. Hükümet bunların çoğunu komünist kökenlerine borçludur. Hükümet tarafından benimsenen genişletici maliye politikası da CPM’nin ideolojik konumlarıyla uyumludur.”

http://www.abstraktdergi.net/kizil-keralanin-covid-basari-hikayesi-dersler-ve-sinirlar/

  • Beşiktaş Tüketici Kooperatifi-
  • “… Önümüzdeki dönemde pandemilerin yarattıkları riskler, gıda güvenliği açısından tehdit olmaya devam edecek. Gelecekteki olası sağlık krizleri gıda üretiminin kesintiye uğramasına, dolayısıyla gıdaya ulaşmaya yönelik sorunları daha da yakıcı hale getirecek. Bu durum gıdanın adil dağılımı ve gıda fiyatları üzerindeki baskının da temel belirleyicilerinden biri haline gelebilecek.
  • Bu öngörüler ışığında endüstriyel tarımsal üretimin gelecekte daha çok sorgulanacağı ve ekolojik gıdaya ulaşma motivasyonunun daha da yaygınlaşacağını öngörmek mümkün. Zira insanın gıda üretimi konusunda doğayla ve diğer türlerle kurduğu ilişkinin yarattığı sağlık krizi, pandemiyle birlikte daha görünür hale geldi. Tüketim kooperatiflerinin ve gıda topluluklarının aracılar olmaksızın doğrudan üreticiyle temas etmeleri, sadece lojistik aracısıyla doğrudan tüketiciye ulaşması süreci ilk basamak olarak sürmekteyse de, ikinci basamak gıdaya ulaşmanın herhangi büyük çaplı bir tedarik ağına ihtiyaç duymaksızın daha yakından temin edilmesi, üretici ile tüketici arasındaki birbirini görmeyen bu ilişkisiz durumun ortadan kaldırılmasıyla sürebilir. Yaşam alanına yakın ve yerel olanla beslenmenin sağlanması hem pandemi gibi koşullarda beslenmenin herhangi bir tedarik ağına ihtiyaç duymadan kendi içselliğinde gerçekleşmesi hem de açlık veya yeterli beslenememe (olası) krizine kalıcı bir çözüm olabilecek.
  • Bu kapsamda Türkiye’de daha önceki örneklerinden farklı olarak dayanışma ağı formatındaki örgütlenmelerin daha çok gündeme geleceğini öngörmek mümkün. Burada dayanışma ağı kavramıyla gelecekteki benzer sağlık krizlerinin ya da farklı nitelikteki krizlerin etkiledikleri tüm kesimlerin sorunlarına koordineli çözüm oluşturacak modellerin anlaşılması gerekiyor. Dayanışma ağı modeli; çiftçileri, tarımsal üretimde ve ürünlerin tedarik süresinde çalışan işçileri ve kentlerdeki tüketicileri aynı anda odağına alma pratiklerini merkeze alıyor. Bu ağlarda hiyerarşiden uzak olma, her düzeyde katılım mekanizmalarını işletme ve bir ağ üzerinde bulunan tüm aktörlerle temas içinde olma; tüketim kooperatifleri tarafından deneyimlenen pratik bir sonuç olarak öne çıkıyor.”

https://www.researchgate.net/publication/343481394_Spektrum_02_Pandemide_ve_Post-pandemide_Toplum_ve_Mekan_Gorusler_Ongoruler_Oneriler

EKLER

  • Nejat Uğraş- “Paylaşım Savaşlarının Dip Akıntıları”
  • “Paylaşım savaşları üçüncü bin yılda da bütün şehveti ve şiddetiyle sürerken, küresel pandeminin bile bu emperyalist haydutluğu durduramadığına her gün şahitlik ediyoruz. 20. yüzyılın son döneminin karakteristik özelliği, yerkürenin paylaşım mücadelesinin yoğunlaşmasını takiben paylaşım sürecinin sonlanmadığını ve dahi 21. yüzyılın başında, yerkürenin tamamının sömürgeci güçler tarafından yeniden paylaşmak için bütün güçlerini seferber ettiği yeni sömürgeci zamanlara sirayet etti. Görüldü ki Lenin’in “savaşlar, devrimler ve krizler çağı” analizini, Rosa Luxemburg’un insanlığın “ya sosyalizm, ya barbarlık” ikilemiyle karşı karşıya olduğu tespitini tümüyle doğruladı. Faşizmin ve dünya savaşlarının neden olduğu yıkımlar, sefaletin ve işsizliğin yaygınlaşması, salgın hastalıklar, bölgesel savaşlar, soykırımlar, çevre felaketleri… Kapitalist emperyalizmin bütün bu dönemde insanlığa ödettiği faturalar olmuştur.[7] Beterini de ödetmeye devam ediyor.” https://gazetekarinca.com/2020/10/paylasim-savaslarinin-dip-akintilari/

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...