Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 3 HAZİRAN 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 3 HAZİRAN 2020

GÜNDEM

  • ”Sağlıklı olma hali, özgür olma halidir. Dil özgür değilse sağlıktan bahsedilemez.”Siirt’te Celadet Elî Bedirxan Kütüphanesi’nin kayyum tarafından yıkılmasına ilişkin, 45 kültür ve sanat kuruluşu Kürtçeye yapılan ırkçı saldırılara karşı direniş  mesajı verdi.
  • Bilim Kurulu Üyesi Prof. Demircan: ”Hastaların yüzde 50’si hastaneleri aşırı kullanıyor.” Sorun hastaneyi kullanan hastalarda diyerek bir zihin karmaşası yaşıyor bilim kurulu üyesi. Biz Ata SOYER Sağlık ve Politika Okulu olarak diyoruz; çarpıttığınız sağlık algısı toplumda kışkırtılmış bir talep yaratıp toplumu hastalık hastası haline getirdi. Bir hakikatin çevresinde dolaşıyorken hakikati doğru yerden görmeye ihtiyacınız var, toplumu suçlamayı bırakıp çuvaldızı kendinize batırın. 
  • Mayıs ayında İstanbul’da fiyatı en fazla artan harcama kalemi yüzde 106,45 ile şehirler arası otobüs bileti oldu.
  • Pandemiden en fazla etkilenen ülke olan ABD ve New York kenti Covid-19’a rağmen sokaklarda. Irkçılığa karşı toplumsal direniş ile siyasal sağlık mücadelesi biyolojik sağlığın önüne geçti. Yedinci gününe girilen protestolar ise aralıksız sürüyor. New York ve Washington’da sokağa çıkma yasağı hafta başına kadar uzatıldı. 
  • George Floyd’un gözaltına alınırken polis şiddeti sonucu ölmesini protesto etmek amacıyla, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da düzenlenen gösteri, siyasi tartışmaya neden oldu. Aşırı sağcı muhalefet, yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı ve 1,5 metrelik sosyal mesafe kuralının ihlal edildiği toplantıyı dağıtmadığı gerekçesiyle Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema’nın istifasını istiyor. Halsema, “Gösteri özgürlüğü çok önemlidir ve insanlar da kendilerinden sorumludur” tespiti ile eleştirilere yanıt verdi.
  • Dünya Sağlık Örgütü, yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadelede antibiyotik kullanımının artmasının tehlikeli boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, antibiyotik kullanımının virüsün bakteri direncini güçlendirdiği ve ileride daha fazla ölüme yol açabileceği uyarısında bulundu.
  • Memur Sen Konfederasyouna bağlı Birlik Haber Sendikası yetki süreci için bir üyelik getiren herkese 60’er tl ücret vereceğini belirten bir mesaj üyeleriyle paylaştı.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 6.5 milyona ve aktif vaka 3.1 milyona yaklaştı. 
  • Yeniden yükselişe geçen yeni vakalar (27 bin) ile Brezilya ABD’yi geçerek yeni vaka sayısında dünya birinciliğine yerleşti. Pandeminin en çok etkilediği bu ülkelerde günlük can kaybı sayısı da binin üzerinde.
  • Güney Asya’da (Hindistan, Pakistan, Bangladeş) ve Ortadoğu’da (İran, Suudi Arabistan, Katar) pandemi pik yapmaya devam ediyor. 
  • Pandeminin sert geçtiği İspanya’da iki gündür ölüm yaşanmadı. Bununla birlikte yeni vakalar devam ediyor, son 24 saatte 294 yeni vaka tespit edildi. Aktif vaka sayısı 62 binin üzerinde, bunların 617’sinin (%1) kliniği ciddi-kritik düzeyde.
  • Türkiye’de yeni vaka sayısı 800’ün altına indi. Hastalığı bulaştırma potansiyeli olan aktif vakaların sayısı ise 31 binin üzerinde. 
  • Kürdistan’da yükseliş trendi devam ediyor. Amed’de karantina altına alınan mahallede vaka sayısı 59’a yükseldi. Hastanelerde yatan hasta sayısı ise 200’ü geçmiş durumda.
  • HDP’li Silopi Belediyesi, kentte maske takmanın zorunlu hale getirilmesinin ardından yurttaşlara ücretsiz maske dağıtmaya başladı. 
  • Gevşeme politikaları büyük rehavete yol açmış görünüyor, sosyal hareketlilik çok arttı. Sağlık çalışanları hastalığın yeniden yayılacağı kaygısı taşıyor
  • Koronavirüsün en çok etkilediği ülkelerden olan İran’da atılan erken ‘normalleşme’ adımları salgında ikinci dalgayı da beraberinde getirdi. Ülkede, 30 Mart’tan sonraki en yüksek yeni vaka sayısı (3,117) bugün kaydedildi. Koronavirüs kaynaklı ölümler de yeniden artma eğiliminde.
  • Covid-19 salgınının çıkış yeri olarak kabul edilen Çin’in Wuhan kentinde 15 günde yaklaşık 10 milyona yakın kişiye ‘corona’ testi yapıldığı, tek bir yeni vakaya rastlanmadığı bildirildi.
  • Ankara Tabip Odası: ”Ankara’da Covid-19 tanısı konan sağlık çalışanı sayısı 391’e yükseldi.”
  • İsviçre’deki büyük hastanelerde yapılan bir araştırmaya göre, Mayıs ayı ortası itibariyle yaklaşık 2,100 sağlık çalışanının koronavirüs ile enfekte olduğu belirtildi.
  • Salgın süresince çalışmaya devam eden meslek gruplarından biri de gazeteciler.  Cenevre merkezli sivil toplum örgütü PEC’e göre son üç ayda en az 127 gazeteci covid-19 nedeniyle yaşamını kaybetti.

TOPLUMSAL MÜCADELE

  • Barış için akademisyenler corona zamanında bir arada. 

YENİ YAŞAM

  • Gezi, alternatif yaşam örneğidirİtiraz gibi komünal yaşam da insanlık tarihinde çok eskidir, hatta insanlığın ilk toplumsal varlığına içkindir. O günden bugüne toplumsal zincirdeki devamlılığa işaret etmek mümkün. Daha öncesine gitmeden Zerdüştler, Maniler, Mazdekler, Karmatiler üzerinden de; Spartaküs, Bedreddin, Münzer üzerinden de; “Kendini bil” diyen Sokrates, “Bana bak onu gör hep aynı şeyiz” diyen Hallâc-ı Mansûr, “Ne ararsan kendinde ara Kudüs’te Mekke’de Hac’da değildir” diyen Hacı Bektaş-ı Veli üzerinden de bütünlük, üretkenlik ve devamlılık ifade eden zincir görülebilir. Her kolektif bir araya gelişte insanların düşü, ütopyası, gelecek tasarımı olmuştur. Örneğin Spartaküs’ün Güneş Ülkesi’nde geleceğin düşsel tasarımını görmek mümkün. Cennet ve cehennemi yeryüzünde arayan ve “dünyanın toprağı ve bu toprağın bütün ürünleri insanların ortak malıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim, sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir ve hepimizin malıdır.” diyen Bedreddin de kolektif yaşam arayışında önemli bir halkadır. Bu, sınıflar mücadelesinin en sert kesitlerinde dahi yapıcı yanlar da taşıdığını, mücadelenin geleceğe de işaret eden boyutlar içerdiğini gösteriyor. Tam da bu örneklerden yola çıkıp Marks’ın sözüne atfen söylersek kitleler, geçmişten miras aldıkları koşullar içinde 2013 Haziran’ında, siyaset yapılış tarzına, tekleşmiş siyasal iradeye, yaşamlarına ve tercihlerine karışılmasına, yok sayılmaya “dur” dedi. Toplumsal bir hamleyle, çoklu bir iradeyle, toplumsal bir koroya dönüşmüş (hem marş hem şarkı) bir sesle kendini ortaya koydu; yüz binler kendi eylemiyle kendisi oldu.İşte yukarıda sözünü ettiğimiz komünal mirası hafıza edinerek Paris Komünü idealleriyle yürüyen ve birbirini tanımasa da toplam oluşturan insanların alternatifi giderek soyuttan somuta indirmelerinin pratiklerinden/örneklerinden biridir Gezi/Taksim Komünü. Önce barikatlarla tahkim edilen, güvenceye alınan komün daha sonra “forumlarda tartışan meclislerde karar alan” bir pratiğe dönüştü. (https://artigercek.com/haberler/gezi-hem-barikat-hem-komun)

JİN

  • Barê jina barê civakê ye.
  • Dayîka Eyşê, bi teşiya destê xwe çanda xwe diparêze. Jiyana wê tim bi zor û zehmetê derbas bûye û wiha dibêje: ”Jiyan tim bi destê jinê ava dibe û tê meşandin. Me berê debara xwe bi xwedîkirina ajalan dikir. Em diçûn zozanan, lê em niha naçin. Ev nêzî 30 salan e em nikarin biçin . Em dema li zozanan bûn me mast, penêr û hemû berhemên ji şîr çêdikirin. Bi taybetî di demên bere de ji mûyê bizinan û hiriya mîyan  me gelek amûrên cûda çêdikirin. Em kengî biçûna zozanan me teşiya xwe jî dibir. Me bi teşiyê hirî û mû  dirêsa û bi  rîsê ku çêdikir gelek tişt çêdikirin. Hirî tiştek gelek xweşik û pîroze. Lê êdî wek berê eleqe jê re nayê dayîn. Demên berê gelek xweş bûn. Demên niha êdî newek berê ne. Me çanda xwe bi destê xwe dirêsa. Ne çand û ne jî kevneşopiyên berê nema ne.”  http://www.jinnews9.xyz/kr/HEMU-NUCE/content/view/139452

SİYASAL SAĞLIKEKOLOJİK SAĞLIK

  • Oscar ödüllü oyuncu George Clooney: “Bu protestoların ne zaman dineceğini bilmiyoruz. Başka kimsenin ölmemesi için dua ediyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki çok az şey değişecek. Sokaklarımızda bir kez daha boy gösteren öfke ve gerilim ilk günahımız olan kölelikten bu yana ülke olarak ne kadar az büyüdüğümüzü gösteriyor. İşte bu da bizim pandemimiz. Hepimize bulaşmış durumda ve 400 yıldır bir aşı geliştiremedik. Bütün yurttaşlara eşit davranan ve temel bir hakkaniyete sahip olan siyasetçilere ihtiyacımız var. Nefreti ve şiddeti korükleyen, yağmacıları vurmak fikrinin ırkçı bir köpek düdüğü olduğunu anlamayan liderlere değil” 

(Sağlık Çağı-Zeki Gül):

  • Eğer dünyada milyarlarca insan tuvaletten, su ve yeterli gıdadan, sağlık hakkından mahrum olmasaydı muhtemelen COVID ve cümle salgın hastalıklar dünyayı bu denli kasıp kavuramayacaktı. Enteryonalist çözümler ise ertelenemez bir zorunluluk.  COVID 19 ulasal sağlık sistemlerinin tek başına çözüm olamayacağını gösterdi aynı zamanda. Bağımlılık ilişkisinin değil dayanışmanın boy verdiği bir evrensel sağlık sistemi hayata geçmeden hiçbir birey, ülke için sağlıklılık ayrıcalık olamayacak artık. İnsanlık tarihinin “sağlık çağı” bu olmadan mümkün değil. İlk Çağ, Orta Çağ, Yakın Çağ, Uzay Çağı: Eksiğimiz ve asıl ihtiyacımız ‘sağlık çağı’. Yani ‘ bedensel, ruhsal, sosyal ve siyasal iyilik’ çağı! 
  • Hüseyin Cevahir’de siyasal sağlık mücadelesine gönül verenlerden. (Hüseyin Cevahir’in entelektüel yanı ve Kürt meselesi-Erdal Boyacıoğlu)… İlk okulu Muhundu’da ortaokulu Pülümür’de, liseyi Erzincan Lisesi’sinde bitiren Cevahir; İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı. İstanbul Tıp Fakültesi’nde üç yıl okudu. Okulda başarılıydı ama doktor olmak istemiyordu. Cevahir; bilginin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen bir entelektüeldi. Siyasal Bilgiler okumak istiyordu. Üniversite imtihanlarına tekrar girdi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazandı. … Cehavir’i, Türkiye devrim hareketinde özgün kılan en önemli yanlarından biri de Kürt soruna olan duyarlılığı. Hüseyin Cevahir’in Kürdistan konusunu araştıran ve rapor haline getiren bir görevi vardı. Parti tarafından Doğu Anadolu bölge sorumluluğuna getirildi. Bölgede yapılan Doğu Mitingleri‘ne de katılmıştı. Raporu hazırlama sürecinde buralarda yaptığı çalışmalardan beslendi. Hazırladığı raporun bir kısmı dergilerde yayınlandı. Bu özelliğiyle kemalizmin tekçi ulus yapısını eleştiren devrimci önderlerden biri olarak öne çıktı. ‘’Ben Türk ve Kürt halklarının ortak kurtuluş mücadelesine inanmış bir Kürt Marxist Leninistiyim’’ diyen Cevahir’in ‘Orta Doğu Devrimci Çemberi’ üzerinden Orta Doğu halklarının ortak kurtuluş mücadelesi değerlendirmesi çok önemlidir.

GÖRÜŞLER

EKLER

(COVID-19 pandemisinde Türkiye nerede? -Onur Hamzaoğlu)

… son 14 günde toplam hasta sayısı artış hızında ‘Avrupa üçüncüsü’ olmuşuz. Yetkili(ler) de ilk günlerden beri dünyanın en başarılı ülkesi olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyor. Oysa, hastalananlar da ölenler de insan. Bunlar sayı değil. Birilerimizin annesi, babası, karısı, kocası, kardeşi, çocuğu, arkadaşı, meslektaşı, tanıdığı. Her biri tek tek insan. Bizden birisi. Yetkili(ler) aklından çıkarmamalı, salgınla mücadele insanlar hastalanmasın, ölmesin diye yapılır. Yarışmak için değil.

Sorunuza döneyim ve tek cümleyle söylemeye çalışayım; “Türkiye’de salgın yönetiminde tutarsızlık söz konusu”. Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı eliyle, 11 Mayıs’ta kamuoyuna 4 Mayıs 2020 tarihli “Normalleşme Planı” açıklanıyor. Gerekçesi kamuoyuna açıklanan rakamlar çerçevesinde “anlaşılamayan” bir biçimde, Reisicumhur üç hafta dolmadan neredeyse hemen her alandaki yasakların kalkması ve kısıtlılıkların azaltılması konusundaki tarihleri bir ay ile bir hafta arasında değişen sürelerde erkene çektiğini açıklıyor. Sözcünün haberi olmadan İçişleri Bakanı sokağa çıkma yasağı ilanını açıklayıp, o zamana kadar verilen emeği boşa düşürebiliyor vb.

İkincisi, iktidar, toplumun “bilme hakkı”na yönelik ihlalini kararlılıkla sürdürüyor.

Üçüncüsü, iktidar,“Ben bütün bilgilere sahibim. Bu bilgilerin değerlendirme ve yorumunu ben yapıyorum. Sizin iyiliğiniz için bu, şu karar(lar)ı verdim. Uyun ve bana güvenin” diyor. Toplumun koşulsuz “itaat etmesini” istiyor.

Halbuki salgın gerçeği farklı. Halkların, emeğin dostları bunları sergilemeye devam etmeliyiz. Parti(ler)de gereğini yapabilmeli. (http://yeniyasamgazetesi1.com/covid-19-pandemisinde-turkiye-nerede/)

Minnesotalılar dört yüz yıllık esarete artık yeter diyor. (Zozan PEHLİVAN)

Geçtiğimiz pazartesi günü, Minneapolis Minnesota’da George Floyd’un polis tarafından boynunun 8 dakika 46 saniye boyunca basılması, bu sırada nefes alamıyor diye inlemesi ve sonrasında hayatını kaybetmesi şehirde günlerdir devam eden protestoları beraberinde getirdi. İlk protesto Salı günü öğleden sonra Chicago Caddesi’nde idi. Binlerce insan barışçıl bir şekilde bu durumu protesto ediyor ve Floyd için adalet talep ediyordu. Protestonun sonlarına doğru polis olanca öfkesiyle göstericileri gaz bombalarına boğdu. Polisin bu sert müdahalesi ile birlikte günlerdir devam eden ve Amerika’nın onlarca şehrine yayılan halk ayaklanmasının fitili böylece ateşlenmiş oldu. Peki Minneapolis’te bir haftadır devam eden bu halk ayaklanmasını nasıl okumak lazım? Bütün bu halk ayaklanmasını tetikleyen sosyal, kültürel, ekonomik ve politik faktörler nelerdir ve bu faktörleri hangi tarihsel bağlam üzerinden okumak gerekir? Yaklaşık iki senedir bu kentte yaşayan ve çalışan bir tarihçi olarak, bu şehirde George Floyd’un bir beyaz polis tarafından öldürülmesine varan ırkçılığa ve protestoların gelişimine dair gözlemlerimi, bu olayların sosyal, ekonomik ve tarihsel altyapısına da değinerek sizlere bu yazıda aktarmaya çalışacağım. https://www.gazeteduvar.com.tr/konuk-yazar/2020/06/02/minnesotalilar-dort-yuz-yillik-esarete-artik-yeter-diyor/



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...