KORONA GÜNLÜĞÜ 2 HAZİRAN 2020
GÜNDEM
- Emekli Amerikan Futbolu oyuncusu Chris Beaty, George Floyd’un polis tarafından öldürülmesini protesto etmek için katıldığı eylemde vurularak öldürüldü.
- Liverpool’da futbolcular, ABD’nin Minneapolis kentinde ırkçı polisler tarafından katledilen George Floyd’u unutmadı. Irkçılığı protesto eden futbolcular Anfield Stadı’nın ortasında diz çökerek Floyd’u andı. Kulübün sosyal medya hesabından fotoğrafla birlikte, “Birlik olmak kuvvetli olmak demektir” mesajı paylaşıldı.
- Demokratik Kongo Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Eteni Longondo, ülkenin kuzey batısında ‘yeni bir ebola salgını’ olduğunu duyurdu. Longondo, ebola nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
- Özel okullar Ağustos’ta en az 3 hafta yüz yüze eğitim verecek. pandemi sürecinde de özel okul öğrencileri kendi öğretmenleriyle online eğitime devam ederken eba ve trt’yle yetinmek zorunda kalan devlet okullarında eğitim gören öğrencilerle aradaki eşitsizliği daha da arttıracak.
- Tecride karşı sesler yükseliyor. Britanya’da birçok sendikanın desteklediği Öcalan’a Özgürlük kampanyasına müzisyenlerde katıldı.
- Gezi direnişinin 7. Yılında Taksim’de basın açıklaması düzenlendi. Taksim Dayanışması adına yapılan açıklamada “7 sene önce talanın ülkenin kalbindeki meydana kadar inmeye niyetlenmesiyle milyonlarca insan; kenti, doğayı, emeği, kardeşliği savunmak, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti kazanmak için 80 ilde sokağa çıktı. Çünkü bu sistem üretimden değil, tüketimden besleniyor. Sadece doğayı betonla değiştirmiyor, insanı da tüketiyor. Sağlık hizmeti isteyen hastanın eline sadaka sıkıştıran, kadını hayatın içinden, istihdamdan çekip eve kapatan, işçinin sağlığını değil, inşaatların hızını önemseyen, nitelikli eğitimi bir ayrıcalık haline sokan, halkı ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran bu düzene karşı artık susma mecburiyetini tanıdığımız kitlesel bir haykırış, halkın “artık yeter” çığlığıydı” denildi.
- Gezi Direnişi sırasında Ankara’da polis kurşunuyla hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ü anmak için Güvenpark’ta toplanan insanlara polis saldırdı. Ethem Sarısülük, katledildiği yer olan Güvenpark’ta saat 16.40 sıralarında anılacaktı ancak polis kitleye saldırarak, anmaya gelenleri yerlerde sürükleyip 21 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanların tamamı serbest bırakıldı
- Grup Yorum’un konser başvurusu kabul edildi: “Bu konser Helin ve İbrahim’in dünya halklarına armağanıdır” Direniş kazandı fakat en basit taleplere kulak tıkayan devlet aklı İbrahim ve helinin hayatını kaybetmesinin sorumlusudur. Bu gelişmenin ardından İstanbul Valiliği “Yenikapı Miting Alanı’nda 9 Ağustos Pazar günü yapılacağı belirtilen konser başvurusunun Valilikçe kabul edildiği” iddialarını yalanladı.
MEVCUT DURUM -SALGININ KONTROLÜ-SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI
- Covid-19 pandemisinde toplam vaka sayısı 6.4 milyonu yaklaşırken, can kaybı 377 bini geçti. Pandeminin yerleştiği üçüncü dünya ülkeleri ile birlikte vaka sayında artışa rağmen hastalığa bağlı ölümlerin azaldığı dikkatleri çekiyor. Bu durum, bu ülkelerde yaşlı nüfusun az olması ile açıklanıyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı azalarak 103 bine geriledi (Brezilya’da son iki gündür yeni vaka sayısında azalarak yeniden 15 binin altına indi).
- Ferzin Rezai; Iran Kürdistan Üniversitesi Tıp Bilimleri Fakültesi Dekanı: dün 100 yeni vakanın eklenmesi ile Kürdistan’da vaka sayısı 3bine dayandı. Bölgede özellikle Sine (Sanandaj) ‘de son birkaç günde vaka sayılarının iki katına çıkması ile Kürdistan eyaletinde kırmızı alarm verildi. Çin’den sonra ilk vakaların görüldüğü ülke olan İran önce inkar sonra kısmi tedbir sonra ise tamamen gevşetme politikalarıyla ile eleştiriliyor. Günlük vaka sayısı 2-3bin arasında.
- Afrika’da toplam vaka sayısı 150 bine yaklaştı, can kaybı sayısı da dört bini geçti. Pandemi Afrika’nın kuzey, güney ve batı bölgelerini daha fazla etkiliyor.
- Türkiye’de toplam vaka sayısı 165 bine yaklaşırken, yeni vaka sayısı 900’ün altına düşmesi ile hala yüksek. Avrupa’da üçüncü sıradayız. Dünya genelinde de yeni vaka artışında beşinci sırdayız. Gevşeme politikalarının devreye sokulduğu süreçte daha çok test yapılarak hasta kişilerin erken saptanması ve bulaşın önüne geçilmesi çok daha önemli hale gelmesine rağmen test sayısında düşme de devam ediyor, 31 binlere kadar düşüldü.
- Türkiye’de koronavirüs salgını nedeniyle yürürlüğe konan kısıtlamaların önemli bölümü 1 Haziran itibarıyla kaldırıldı. Bu yeni dönem ‘normalleşme’ ya da ‘yeni normal’ olarak tanımlanıyor. Sağlık muhalefeti ve akademik çevreler kararın oldukça erken alındığını söylüyor. Herkes hemfikir sürü bağışıklığı stratejisine geçildi. HDK Sağlık Meclisi ve SES’e göre sürü bağışıklığı stratejisi yeni değil, hep bu strateji ile hareket edildi.
- Toplu taşımada %50 kapasite sınırlamasının kaldırılması ile fiziksel mesafe kuralından da vazgeçiliyor açıkça… Sadece maskenin verdiği sahte güven duygusu ile hastalıkla mücadele edeceğiz, görünen bu. 66 bin askere mesafeli terhis haberinde paylaşılan fotoğraf maskenin sağladığı sahte güveni kanıtlar nitelikte.
- Bilim Kurulu üyeleri ise beklendiği gibi bu görüşe katılmıyor. “İdareciler ülkenin genel gidişatını da düşünmek zorunda. Biz Bilim Kurulu olarak bilimsel açıdan ne kadar destek verebiliriz, o kısma bakıyoruz. Normalleşmenin de bir şekilde olması gerektiğini biz de kabul ediyoruz açıkçası” diyerek sermaye-iktidar adına bilim yapmaya devam ediyorlar.
- Bilim Akademisi tarafından yapılan “Türkiye’de COVID-19 salgını normalleşme süreci ve dalgalanmalar” araştırmasına göre haziran ayı ‘normalleşme sürecine’ geçiş için erken. Araştırmada, “Birinci senaryoda normalleşme sürecine haziran başı, Temmuz başı veya Ağustos başında girildiği takdirde olacaklar tahmin ediliyor. Simülasyonlar beklendiği gibi her üç durumda da ikinci dalganın oluşacağını fakat Haziran’ın normalleşme için hala erken olduğunu gösteriyor. Temmuz veya Ağustos’ta normalleşme sürecine girdiğimiz takdirde ikinci dalga çok daha kontrol edilebilir olacak” deniliyor.
- Covid-19 pandemisi devleti-iktidarı daha görünür kıldı, önlem bahanesiyle devlet yatak odasına kadar girdi. İngiltere’de aynı hanede oturmayanların seks yapması yasa dışı hale geliyor. Sağlık Koruma Yasası’nda değişiklik düzenlemesi, “kişinin kendi hanesi dışından bir ya da daha fazla kişiyle kendi evi gibi özel bir alanda bir araya gelmesini” yasaklıyor. Düzenlemede “Kapalı kapılar ardında kamusal ya da özel alanda iki ya da daha fazla kişiden oluşan bir toplantıya kimse katılamaz” deniliyor. Sadece “makul bir mazereti” olanların özel alanda buluşmasına izin veriliyor: “Kimse makul mazereti olmadan kendi yaşadığı yer dışında bir yerde gece kalamaz.” Önceki uygulamada seks yapmak için bir başka kişinin evine gitmek, korona virüsü önlemlerinin ihlali anlamına geliyordu. Şimdiyse eylemin yasa dışı hale getirilmesiyle ilgili tarafların bu suçtan yargılanmasının önü açıldı. Yasayı ihlal edenlere 100 sterlin para cezası kesilecek, 14 gün içinde ödemeleri halinde ceza yarıya, 50 sterline inecek.
- Ülkedeki ilk corona virüsü vakasını tespit etmeye çalışan Fransız bilim insanları, yaklaşık 2 bin 500 göğüs filmi röntgenini inceledi. Çalışmanın sonucunda yeni tip corona virüsünün Avrupa’ya kasım ayında geldiğine yönelik bulgular ortaya çıktı.
TOPLUMSAL MÜCADELE
- Hrant Dink Vakfı’nın tehdit edilmesine 209 aydın ve sanatçı tepki gösterdi. Ortak açıklamada, “Bir bebekten katil yetiştiren” bir anlayışı ve bunun egemen olduğu bir düzeni asla benimsemiyoruz’ denildi
- “Hep Birlikte Demokratik Bir Geleceğe” HDP Eş Genel Başkanları Pervin BULDAN ve Mithat SANCAR yeni dönem strateji hattı ve tutum belgesini açıkladı. Yeni yol haritasında, “Demokratik bir toplumda, kendi kendimizi yöneterek, barış içinde yaşamak için hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde birleşelim” denildi.
- Denizli’de köylülerle birlikte termik santral projesini durduran muhtar İlhan Kulaç, ‘’Zehir insana ne yaparsa toprağa da onu yapar. 50 bin zeytinlik olan yerde termik olmaz dedik, konuya siyaset üstü baktık başardık. Havamıza suyumuza dokunmasınlar’’ dedi.
YENİ YAŞAM
- Erkekliğin virüs halleri -İlham Bakır Eğer anti-kapitalist bir mücadeleye ivme kazandırılacaksa, başka bir dünyanın mümkün olduğu fikri pratiğe geçirebilecekse, bu düzenin bir erkek düzeni olduğu, erkek aklının ürünü olduğu ve erkeklikle mücadele edilmeden kazanılamayacağı fikri bu mücadelenin odağında yer almak zorundadır. Ancak kadınların öncülük ettiği bir devrim, bitkiler, hayvanlar ve insan için; tüm türler ve tüm insanlar için bir arada ve eşit yaşamı örebilir. Kazanacaksak ancak erkek aklını yenerek kazanacağız…her şey bir böceğin ömrüne biçtiğimiz değerle başlar. Yuvasına yiyecek götüren bir karınca kolonisinin bizim yol saydığımız yol üzerinden geçişine saygı duyup duymadığımızla. İçine doğduğumuz yaşam koşulları içinde nasıl ve neye karşı, nasıl ve neden yana tavır alacağımız, yolumuz üzerinden geçen karınca kolonisinin üzerine basıp geçme dikkatsizliği ile onların üzerine basmamak için bir atlama eylemi gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğimiz, karıncaların üzerine basmamak için yolumuzu uzatıp uzatmadığımız ile inşa eder kendini. İyi olmak için “insanlığı” kurtaracak büyük kahramanlıklar yapmak gerekmiyor, kötü olmak için büyük katliamlar yapmış olmak gerekmediği gibi. Türcülük, ırkçılık, kapitalizm, emperyalizm, faşizm, fundamentalizm, velhasıl kötülüğe dair ne varsa hepsinin üzerinde inşa edildiği alan kadınlıktır. Erkeğin kadınlık üzerinde geliştirdiği hegemonyadır diğer bütün kötülük alanlarının gelişimini ortaya çıkaran. 301 madenciyi biraz daha fazla kâr etmek için o madene gömen sermaye sahibi ile kendinin ve ailesinin karnını doyurabilmek için o madene inen emekçinin aynı erkek dilde buluşması, ezen ulus milliyetçisi ile ezilen ulus milliyetçisinin birbirlerine aynı cinsiyetçi küfürlerle saldırması örgütlü erkek aklın ürünüdür. Emek mücadelesi veren bir sendikada, sosyalist bir dünya inşa etmek için mücadele eden bir örgütte, ulusal kurtuluş mücadelesi veren bir harekette, demokrasi mücadelesi veren bir siyasi parti veya dernekte ve tüm bunları yaparken bunun için bedel ödeyen bu yapılarda başarısızlığı ortaya çıkaran temel iki hastalık vardır. Kadına ve insan olmayan türe karşı yaklaşım.Erkeklik tüm insanlık tarihinin en bulaşıcı, en tehlikeli, en öldürücü virüsüdür. (http://yeniyasamgazetesi1.com/erkekligin-virus-halleri/)
JİN
- Rosa Kadın Derneği, üyelerinin tutuklanması ile ilgili yaptığı açıklamada, yürüttüğü faaliyetlerin raporunu yayınladı ve ‘Bugüne kadar ne yapmışsak yapmaya devam edeceğiz’ dedi (http://yeniyasamgazetesi1.com/rosa-kadin-dernegi-ne-yaptiysak-yapmaya-devam-edecegiz/)
- KADIN YAZILIMCILAR ÖRGÜTLENDİ. İş yerlerinde yaşadıkları sorunları çözmek için örgütlenen yazılımcı kadınlar mobbing, taciz, fırsat eşitsizliği gibi sorunlarla mücadele etmenin yanı sıra klasik meslek örgütlülüğünü aşarak kapitalist sistemin sorunlarını değerlerle, dayanışma ve beraberlikle çözebilecekleri bir model arayışındalar. Patronsuz, aracısız bir çalışma hayatı, herkese açık ücretsiz eğitimler ve açık kaynaklı yazılımlar ile dayanışma içinde üreten bir kadın kolektif örgütlendi. (http://www.etha15.com/haberdetay/kadin-yazilimcilar-orgutlendi-119391)
- Annemiz, nenemiz, onun da annesi, büyükannesi bu teşilerde yün eğirdi. Hatırladığımız kaç kuşak varsa bunu yaptı, ben de yaptım ama benim çocuklarım yapmadı öğrenmediler yün yapmayı. Şimdi hayat kolay gibi görünüyor ama hiçbir şeyin tadı yok, her şey fabrikalarda üretiliyor. Şehirlere tıkılıp kaldık yaylalara dönmek istesek de dönemiyoruz. Oysa yaylada yoğurdumuzu peynirimizi her türlü ihtiyacımzı karşılayabiliriz. Bu teşiden yün eğiririm ben, yünden giysi, hurç, torba, hayvan yuları, urgan ne gerekirse yapabilirim. Kültürümüzün yok olmasına izin vermemeliyiz, Ben bu teşiyi annemden öğrendim , yöresel giysilerimi de teşimi de asla bırakmayacağım… http://www.jinnews9.xyz/kr/HEMU-NUCE/content/view/139452
SİYASAL SAĞLIK
- Mülteciler için bu kayıtdışı sektörlerde çalışmak hem bir mecburiyetti hem kök salmamanın başka bir biçimiydi. Ama diğer yandan bu onların yoksul ve emekçi mahallelerinde yoğunlaşmalarını sağlayan bir durumda yarattı. Gün geçtikçe şehirlerdeki eski yoksul ve emekçi semtleri göçmen gettolarına dönüşmeye başladı. Özellikle Antep, Urfa, Kilis, Hatay gibi tarihî kentlerde iki binli yılların başından itibaren, lüks sitelere taşınan, sahipleri tarafından boşaltılıp yıkılmaya terk edilen eski evler ve tarihî mahalleler bugün yoksul Suriyelilerin yaşam alanlarına döndü. Bugün Antep, Urfa, Hatay, Adana ve tabii ki İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük metropollerde de geçmişin yoksul ve emekçi mahallerinde mülteciler yaşıyor. Üniversite bitirmiş, eğitimli ve vasıflı pek çok kişi de bu vasıfsız işlerde, kayıtdışı sektörlerde çalışıyor ve buralarda yaşamlarını sürdürüyor. Ve yine bugün Covid-19 salgınından en çok etkilenen mahalleler buralar. Sağlık Bakanlığı’nın salgınla ilgili veriler için hazırladığı aplikasyonda kırmızıların yoğunlukta olduğu, risk bölgeleri olarak tanımlanan bölgeler işte bu mahalleler…” (https://www.birikimdergisi.com/guncel/10125/pandemi-gunlerinde-gocmen-multeci-emegi-gecmis-bugun-gelecek)
- Mücadeleyi belirsiz bir gelecekte değil, hemen şimdi büyütmek için, “yeni normalde” yeniden biçimlenen neo-liberal faşist rejimlerin, erkekliğin ve iktidarın; kadınlara, emeğe ve doğaya yönelik yeni saldırıların birleşik anlamını kavramak; örgütlenme ve direnme yollarımızı geliştirmek için tecrübelerimizi ve ezberlerimizi zorlamak gerektiğini de biliyoruz. Bu bilgilerle, yeni normalin yarattığı “kadınlık krizini” ve bu krizden çıkışın yollarını tartışmaya başlıyoruz (https://sendika63.org/2020/06/pandemide-kadin-kadina-tartisma-normaliniz-batsin-cigdem-cidamli-kadin-savunmasi-588928/)
EKLER
Türkiye’nin Değişen Covid-19 Stratejileri
Osman ELBEK
“Sınıf bağışıklığı” stratejisinden “sürü bağışıklığı”na geçiyoruz.https://www.birikimdergisi.com/guncel/10123/turkiyenin-degisen-covid-19-stratejileri