SAĞLIK TARTIŞMALARINA ZEMİN HAZIRLAYAN KAVRAMLAR-Fikret Çalağan

“Devrimci bir doktor olmak için ya da sadece bir devrimci olmak için, öncelikle ortada bir devrim olması lazım. Yalıtık bireysel çaba, tüm saf ve temiz amaçlarına karşın yararsızdır ve en yüksek idealler için bütün bir hayatı adama isteği eğer biri yalnız başına çalışıyorsa -Amerika’nın herhangi bir köşesinde, yalnız başına- ilerlemeyi engelleyen kötü hükümetlere ve toplumsal koşullara karşı mücadele açısından anlamsızdır…”Che Guevara.

Kapitalizm toplum kırımı ile toplumsallaşmayı engellemektedir. Bu kırımda en önemli araçlardan biri kapitalist/modern tıptır. Toplumun kendini yeniden inşası kendini sağaltım yeteneği ile ilgilidir. Genel olarak devletli uygarlık özel olarak kapitalizm bu yeteneğin yitimi için çok yoğun olarak saldırmaktadır. Modern tıbbın hegemonik yapısı; yarattığı sağlık anlayışı ile bir bütün olarak toplumsal değerlere saldırırken; diğer taraftan bilme hallerine müdahale etmekte ve çarpıtmaktadır. Toplumun hastalık-sağlıklılık, yaşam-ölüm, şifa,tedavi, beslenme algılarına sürekli olarak saldırmaktadır. Kapitalist tıbbın dayandığı biyolojik tıbbı model çok güçlü bir kültür yaratmıştır. Bu kültürü aşmak başlı başına bir devrim sorunudur.

Yeni toplum inşasının önemli ve en güçlü alanları arasında sağlık alanı yer almaktadır. Toplumsal yeniden inşa sadece daraltılmış siyasal zemin üzerinden yürütüldüğünde toplumsal alan yeniden ve yeniden kapitalist sistemi üretir. Bundan dolayı sağlık alanına da devrimsel bir perspektifte bakmak önemlidir. Sağlık tartışmalarını yaparken, pratiğini yürütürken ve kurumsal inşasını gerçekleştirirken Toplumsal Özgürlük Felsefesini odak alıp, tüm bu süreçleri bu odakla yürütmek gerekir. Bu açıdan Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü özgürlük felsefesinin temel kavramsal setleri ile düşünmek sağlık tartışmaları için bir zorunluluktur. Eğer bu devrimin bir parçası olmak istiyorsak bundan vazgeçemeyiz.

Sağlık tartışmalarına zemin hazırlayan temel kavramlara bakarsak;

1.Kavramsal ve kuramsal çerçeveyi iyi bilmek gerekir. Demokratik uygarlığa ait olup da devletli uygarlık tarafından gasp edilen kültür-dil-yönetim-politika-ahlak-demokrasi-ekonomi kavramlarını anlamlarına uygun ele almak ve bu çerçevede sağlıkla ilişkilerini kurmak gerekir. Aynı zamanda devletli uygarlığın, temel bozucu kavramları olan uygarlık-iktidar-hukuk-asimilasyon-soykırım kavramlarını toplumlara dayatarak, kendi egemenliği için yarattığı bilinç bulanıklığına karşı aydınlatıcı bir faaliyet yürütmek ve sağlık tartışmalarındaki çarpıtmalarına/sızmalarına karşı da duyarlı olmak gerekir. Devrimin düşünme sistematiğini anlamak için bu kavramsal setlerle birlikte kuramsal çerçevenin oluşumunda yer alan “merkezi hegemonik uygarlık-iktidar-kapitalizm ve demokratik yönetim-demokratik ulus-sosyalizm-özgür eş yaşam“ başlıklarını göz önünde bulundurmalı ve yol yürüyüşümüzü bu temelde sürdürmeliyiz.

2. Tartışmalarımızı ve pratiklerimizi devlet-toplum düzleminden bağımsız ele almamamız gerekir. İnşa bir sistemsel çalışma olduğu için devlet (güncel anlamda Kapitalist Modernite) ve topluma (Demokratik Modernite) ait sistemleri bütünlüklü ele almak gerekir. Bu anlamda Kapitalist Modernitenin; Azami kar-Ulus devlet-Endüstriyalizmine karşı Demokratik Modernitenin; Ahlaki politik toplum-Konfederalizm-Ekolojik toplum bütüncüllüğünü görmek önemlidir.

3.Her türlü çalışmada toplumsallık-bireysellik, evrensellik-yerellik, tarihsellik-güncellik ilişkisini karşıtlaştıran değil bütünleyen, birlikte ele alan ve yıkıcı olmayan bir diyalektikle yaklaşmak gerekir. 

4.Kapitalist moderniteyi sağlık üzerinden eleştirip çarpıtılmış sağlık eleştirisini sürekli olarak inceltirken , yeni toplumun inşasında sağlığı doğal sağlık anlayışı ile yorumlamakla mümkündür. Bu anlamda her gün siyasalı tartışırken sağlığı da bu çerçevede yürütmek gerekir.

5.Siyasal olarak yürütülen yeni inşanın temel kavramsal seti ve yeniyi inşa adımları demokratik ulus-demokratik konfederalizm-demokratik özerklik bütünlüğü ile ele alınmalıdır. Sağlık da bu bütünsel yaklaşımla ele alınıp; sağlık bilinci olarak doğal sağlık anlayışı geliştirilmeli ve tartışmalarla yeniden kavramsallaştırarak teorik zemin oluşturulmalıdır. Bu teorik zeminle birlikte toplumsal yeniden inşada sağlığın temel bir alan olarak ele alınması, sağlığın toplumsallaşması faaliyeti ile kendi yapısallığını kurması önemlidir. Bu odağı kurmak aynı zamanda alternatif olmayı sağlayacaktır. Sağlık komünleri bu inşanın temel alanlarıdır. Bu odaktan mevcut sağlık sistemini eleştirmek ve hegemonyasını geriletmek için de sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi önemli bir çalışma alanıdır. Sağlık Meclislerinin de modern tıp ve kurumlarının hegemonyasını kırmak ve sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi için mücadeleyi yürütürken aynı zamanda yeniyi inşanın karar gücü ve pratik alanı olarak kendilerini örgütlemeleri gerekir.

6.Demokratik modernitenin inşası için yol alırken; toplumun her boyutta demokratikleştirilmesiyle toplum kırımını durdurmak, toplumun kendini yeniden kurmasını sağlamak, düşünme biçiminin gelişmesi için yöntemi (özne-nesne ayrımı) demokratikleştirmek, kadın devrimi için sürekli olarak kadın özgürlük anlayışının ve hareketinin geliştirilmesi bütünlüğü ile hareket etmek gerekmektedir. Sağlık alanında inşa için yol alırken ise; toplumu, sağlıktaki bağımlılığından kurtararak kendini sağaltım yeteneğini kazanmasını ve kendini yeniden kurmasını sağlamak, özne-nesne ayrımına dayalı olan beden-ruh, hizmet alan-veren, hasta merkezli tıp anlayışına karşı durmak, “kadının tarihi aynı zamanda sağlığın tarihidir” anlayışı ile hareket ederek, kadının tarihsel olan bu birikimine el konulup yok sayılması ile sağlıkta kaybettiklerimizi kadının şahsında kadın sağlık hareketi ile yeniden kazanmak gerekir.

7.Tüm bu tartışmaları amatörlük ruhu ve otonomu kurarak yapmak, yani yatay olanı sürekli örgütlemek gerekir. Meclisleri en geniş anlamda tartışmak ve kurmak, sağlık/sağaltım bilgisini üretmek için sağlık akademileri geliştirmek, toplumun her hücresinde yeniden inşa için sağlık komünlerini hayata geçirmek gerekir.

Sonuç olarak bu gün yaşanacak olan devrim bir kadın devrimi olacaksa kadının temel yürütücüsü ve öncüsü olduğu sağlık hareketi bir kadın hareketi/kadın sağlık hareketi olacaktır. Hareket olarak sürekli kendini kurarken diğer taraftan bireyden başlayarak toplumun yeniden kendi sağaltım yeteneğine kavuşması önemlidir. Yeni yaşamın inşası için öncelikle toplumsal kırıma karşı durmak ve öz savunma geliştirmek gerekir. Bu da ancak toplumun kendini sağaltımıyla mümkündür.

Son olarak CHE’nin dediği gibi; sağlık alanının devrimci özne olabilmesi için öncelikle bir devrime sahip olması ve bu devrimin kavramları ile düşünmesi gerekir.