Korona Günlüğü 4 Ağustos 2020
GÜNDEM
- Adil yargılanma talebiyle başlattıkları ölüm orucunda kritik evrede olmalarına rağmen tahliye edilmeyen avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için yazılı bir açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, yargıda yaşanan haksızlık ve hukuksuzluğun tahammül sınırlarını aşmış durumda olduğuna dikkat çekti. “Ülkemizde açlık grevlerinin – ölüm oruçlarının yaşanmayacağı bir ortam tesis edilmelidir” denilen açıklamada, en demokratik hak olan adil yargılanma talebinin dikkate alınması istendi.
- HDP Kadın Meclisi Êzidî kadınlar şahsında bütün dünya kadınlarının özgürlük iradesine ve mücadelesine yapılan saldırılara ve işlenen savaş suçlarına karşı sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye devam edecekleri açıkladı. Açıklamada 3 Ağustos günü, “Kadın Kırımı ve Soykırıma Karşı Uluslararası Eylem Günü” ilan edilmesi ısrarı vurgulandı.
- DAİŞ’in gerçekleştirdiği katliam nedeniyle hayatta kalma umuduyla Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılan Êzidîler, 6 yıl boyunca birçok sorunla karşı karşıya kaldı. Êzidîler bu kez de 6 aydır muayene ve ilaç parası nedeniyle sağlık hizmetine erişemiyor.
- HDP’nin ulaşımda kürtçe anons talebi ortak dil olmadığı gerekçesiyle reddedildi.
- Bingöl’ün Solhan ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki Cengiz Uçar, Solhan Belediyesi’nin girişinde intihar etti. Cengiz Uçar’ın ailesi ‘Yerel seçimlerde Solhan Belediye Başkanı tarafından iş sözü verildiği, ancak bu sözün yerine getirilmemesi üzerine sayısız kez belediyeye gidip iş istediği’ belirtti. Cengiz Uçar Geçen yıl iş talebiyle Solhan Belediyesi önünde kendini yakma girişiminde bulunmuş ve çevrede bulunan yurttaşlar tarafından ikna edilmişti.
- Koronavirüs salgınının başlangıcından itibaren sosyal medya hesabından Türkiye’nin verilerini yorumlayan sinir ve genetik uzmanı Doç. Dr. Çağhan Kızıl, koronavirüs testlerinin yetersiz olduğunu savundu. Sosyal medya hesabından, Cumhurbaşkanlığı çalışanlarına üç günde bir koronavirüs testi yapıldığını belirten Kızıl, kalan test sayısının kapsamlı bir pandemi taraması için yeterli olmadığını belirtti. Kızıl, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı etiketleyerek, “Cumhurbaşkanlığının 42 bin personeline üç günde bir düzenli test yapılma zorunluluğu var mı? Varsa bu kişilere yapılan günde ortalama 15 bin test günlük verilere dahil mi? Geri kalan günlük 30 bin test kapsamlı bir pandemi taraması için yetersiz değil mi?” sorularını gündeme getirdi.
- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Aliağa Kapalı Cezaevi’nde 1 Ağustos tarihinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Jandarma Er Osman Özçalımlı’ya ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Hiçbir suç cezasız kalmayacak” denilen açıklamada, ülkenin her yanında kadınların, çocukların, işçilerin, tutukluların, Kürtlerin ve göçmenlerin ölüm haberlerinin ajanslara düştüğü hatırlatıldı.
- Motorlu araçların trafikteki baskınlığı bisiklet kullanıcıları için ciddi tehdit oluşturmaya devam ediyor; İstanbul’dan Hatay’a giden triatlon sporcusu Taner Beştek, Arsuz ilçesinde bisikletiyle giderken, bir minibüs şoförünün sıkıştırması sonrası bankete düştü. Beştek, çıkan tartışma sonrası minibüs şoförü tarafından beş yerinden bıçaklandı. Ağır yaralı olarak hastane kaldırılan Beştek’in hayatı tehlikesi sürüyor.
- Kadınların protestolarıyla aynı gün yapılacak olan AKP MYK ertelendi.
MEVCUT DURUM– SALGININ KONTROLÜ- SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI
- Korona virüsü salgınına karşı alınan önlemlerin dünya çapında haziran başında hafifletilmesiyle salgın yeniden hız kazanmışken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) küresel vaka sayısının her altı haftada ikiye katlandığını açıkladı. DSÖ’nün hafta sonunda yayımladığı bir raporda, haziran ayına küresel verilerin incelenmesiyle bu sonuca varıldı. Raporda, DSÖ Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un şu ifadelerine yer verildi: “Haziran 2020’nin sonuna gelindiğinde, DSÖ’ye yaklaşık 10 milyon vaka ve yarım milyon ölüm bildirilmişti. Pandemi hızlanmaya devam ediyor: Mevcut hızında, vakalar yaklaşık altı haftada bir iki katına çıkıyor.”
- The Guardian gazetesinin derlemesine göreyse, temmuz ayı birçok ülke açısından en kötü dönem oldu. Temmuzda, dünya genelinde 8 milyondan fazla vaka bildirimi yapıldı. Verilere göre sadece temmuz ayında, salgının ilk altı ayı boyunca bildirilene yakın sayıda vaka tespit edildi. Son yedi günün beşimde ise günde 250 binden fazla yeni vaka saptandı. Yani her dört günde bir, bir milyon kişi daha korona virüsüne yakalandı.
- Küresel vaka sayısı 18.4 milyonun üzerine çıktı. Toplam vaka sayısında ABD 5 milyona, Brezilya 3 milyona ve Hindistan 2 milyona yaklaşırken Güney Afrika 516 bini geçti. Dünya genelinde aktif vaka sayısı da tırmanmaya devam ederek 6 milyonu geçti.
- Resmi istatistiklere göre Türkiye’de son 24 saatte 995 kişi Covid-19’a yakalandı, 19 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 580 kişi. Aktif hastaların %8.4’ünde pnömoni (zatürre) mevcut. Toplam vaka sayısı 234 bine yaklaştı.
- Diyarbakır’da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışan Dr. Halil Yücel Kutun Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
- Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan, Diyarbakır özelinde gerçek verilere ulaşamadıklarını açıkladı. Resmi verilere göre Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 265 yeni vaka olduğu bilgisini hatırlatan Turan, “Sahadaki arkadaşlarımız bize farklı bilgiler veriyorlar. Diyarbakır’da günde 300 yeni vaka var. Urfa’daki arkadaşlarımız ise günlük 300-350 yeni vakadan bahsediyor. Yalnızca Diyarbakır ve Urfa’daki günlük yeni vaka sayısı bile açıklanandan çok daha fazla” diye konuştu.
- Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 01 Ağustos 2020 tarihli Covid-19 Günlük Durum raporuna göre Türkiye genelinde 997 yeni vaka tespit edildi. Yeni vakaların 265’i Güneydoğu Anadolu Bölgesine ait. Yine yeni vakaların yaklaşık yarısı (%48) hastaneye yatış verilmiş. Hastaneye yatış Doğu Marmara’da (%69), Batı Karadeniz’de (%67), Batı Anadolu’da (%59), Akdeniz’de (%55), Ege’de (%54), Batı Marmara’da (%53) ve Güneydoğu Anadolu’da (%51) daha yüksek. Yeni vakalarda yüksek hastane yatış oranları semptomu hafif olan ya da olmayanlarda, 50 yaşın altındakilerde, temaslılarda test yapılmadığı ve filyasyon çalışmasının da ciddi sorunlar olduğunu güçlendiriyor. Yine bu orandan akıl yürütmeye devam edersek gerçek vaka sayısının 10-20 kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
- Sağlık Bakanı Koca bayram sonrası vaka sayısının ülke genelinde artmasından endişeliymiş: “Bayram kutlamalarında, tatil yerlerinde, salgın faktörü ne yazık ki yeterince dikkate alınmadı. Daha önce, bazı illerle sınırlı olan vaka artışlarının önümüzdeki günlerde ülke geneline yayılmasından endişe duyuyoruz. Tedbirde güç birliğine ihtiyacımız var.”
- Bakan endişe duyar da Bilim Kurulu duymaz mı? Artan vaka sayılarına dair Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyeleri de endişelerini belirttiler. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz Twitter hesabından yaptığı açıklamada, kitlesel hareketlerin artışının, COVID-19’lu vaka sayısındaki artışla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti: “Önümüzdeki haftalar herkes kendisine çok daha fazla dikkat etsin, mümkünse kalabalıklara ve kapalı ortamlara girmesin. Bu ortamlarda maskesiz durmasın, diğer insanlarla mesafesini korusun ve bol bol ellerini yıkasın.”
- Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan Kurban Bayramı ile ilgili açıklamalarda bulundu: ‘’Sayın Bakanımız Fahrettin Koca tarafından kurban kesim alanlarında, bayram ziyaretlerinde, cemaatle kılınan namazlarda bazı tedbir kararları açıklanmıştı. Bugün bayramın son günü ve uyuma baktığımızda maalesef istenilen düzeyde olmadığını düşünüyorum. Cemaatle kılınan namazlarda vatandaşlar uyum içindeyken, zaman zaman kurban kesim yerlerinde pazarlıklarda ya da hayvan seçimi sırasında istemediğimiz görüntülerle karşılaşabildik. En büyük sıkıntı ise maalesef, meydanlar ve özellikle plajlarda ve buraya gitmek için kullanılan toplu taşım araçlarında oldu. Plajlarda şezlonglar arası 1,5-2 metre kuralının ihlal edildiğini, birçok kişinin maske takmadığını ve çok yakın oturduğunu gördük. Vapur, tramvay gibi toplu taşım araçlarında kuralları ihlal eden çok sayıda vatandaşımızın olduğunu gördük. Keza yine kalabalık bayram ziyaretleri görüntüleri ile karşılaşıldı. Bunlar, önümüzdeki günlerde yeni vaka olarak karşımıza çıkacaktır. Bugünlerdeki ihlallere ilişkin vaka artışları yaklaşık 10-15 gün sonra tabloya yansıyacaktır.”
- Bir diğer Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ‘’Tatil yerlerinde oluşan yoğun kalabalıkların etkisine dair “Bayram sonrası bunun yansıması olacaktır. 7-10 gün içerisinde bu tablo kendini belli edecektir” dedi. Özlü‘vatandaşları uyarmayı da ihmal etmedi: “Bayram tatili dönüşü yurttaşlarımız 14 gün süreyle dikkatli olmalılar; kendilerini ve yakınlarını izlemeliler. Kendilerine ve yakınlarına virüs bulaşmış olabilir. Eğer koku ve tat alma duyusunda kayıp, boğaz ve baş ağrısı, ateş, öksürük, kas ve vücut ağrıları, bulantı, ishal, halsizlik, nefes darlığı gibi şikayetleri ortaya çıkarsa gecikmeden sağlık kuruluşuna başvursunlar.” Her nedense bayram öncesi, bayram süresince ve bayram sonrasında kamusal önlemlerle ilgili bir kelam eden Bilim Kurulu üyesi henüz çıkmadı.
- Yeniden yasaklamaların gelme ihtimalini de Özlü şöyle değerlendirdi: “Bu yasaklamalar uzun süre sürdürülebilirliği yok. Bunu bütün dünya anladı. Normalleşme adımları atılmak zorunda. Önümüzdeki bir yıl daha muhtemelen virüsle mücadele devam edecek. Hayatı sürdürmemiz lazım. Ancak yasaklara geri dönüş olabilir. Eğer rakamlar tekrar yükselme trendine dönerse yasaklamalar gelebilir. Maalesef bayramlaşma sürecinde, tatil yerlerinde görüyorum çok yakınlaşmalar var. Yeniden vakalarda bir patlamaya yol açabilir.” Bilim Kurulu AKP-MHP hükümetinin sermaye yanlısı salgın kontrolü çalışmalarına zemin oluşturan, sorumluluğu vatandaşa yükleyen bir yol izlediği gözlerden kaçmıyor. Bilim iktidarın tahakkümü altında!
- Ayasofyacılarda Covid-19 pozitifliği. AK Parti Manisa Milletvekili İsmail Bilen ve Hatay Milletvekili Hüseyin Şanverdi’nin ardından AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Akay’ın da Covid-19 testi pozitif çıktı.
- Toplu biraraya geliş olan etkinlikler Covid-19 bulaşı için büyük risk. CHP’nin 37.Olağan Kurultayı’na katılan İstanbul delgesi Aydın Yıldırım’ın Coronavirus testi pozitif çıktı. Yıldırım karantina altına alındı.
- Ayasofya’da toplu namaz ve CHP kurultayı ardından yaşanan Covid-19 vakalarının temaslı izlenimi nasıl yapılacak? Sağlık Müdürlüğü’nün işi oldukça zor. 350 bin kişiyi aşan katılım olduğu söyleniyor, Covid-19 pozitif vakalarının bulaştırma olasılığı dikkate alındığında oldukça ciddi bir bulaş olma ihtimali akla geliyor. Bayram ve tatil nedeniyle uyarılarda bulunan Bilim Kurulu üyelerinden bu konuda da herhangi bir ses çıkmadı!
- Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Kurban Bayramı sonrası vaka sayılarının, okulların açılma tarihi ve uygulama şekli üzerinde etkili olacağının altını çizerek şunları söyledi: “Normal seyrinde okullar 31 Ağustos’ta açılacak ancak bayram sonrası vaka tablosu bu eğitimin uzaktan, hibrit veya karma eğitim tarzında mı olacağını belirleyecektir. Tedbirlere uyum, çocuklarımızın geleceği için çok büyük önem taşıyor” dedi.
- 45 gündür cezaevindeki Covid-19 verileri açıklanmıyor! CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Cezaevlerinde kaç Coronavirus vakası olduğu bilinmiyor ve açıklanmıyor. Vermiş olduğum bilgi edinme başvurusuna ‘17 Haziran’da açıkladık’ diye yanıt veriliyor. 45 gündür cezaevindeki Covid-19 verileri açıklanmıyor. 17 Haziran verisine göre 6 tutuklu veya hükümlü yaşamını yitirdi, virüs tanısı konulup iyileşen tutuklu ve hükümlü sayısı 374 olarak açıklandı. Aktif vaka sayısı ise 72’ydi. 45 günde ne oldu?” diye sordu.
- Şırnak’ın Silopi ilçesinden Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) sınırlarına açılan Habur Sınır Kapısı yolcu ve turistler için bir hafta süreyle kapatıldı. Sınır kapısı sadece ticari geçişler için açık olacak. Sınır kapısında özel durumlar için Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınmak koşuluyla geçişler yapılabilecek.
- Urfa ve Mersin’de artan Coronavirus vakaları nedeniyle yeni kararlar alınırken, toplu taziyeler yasaklandı.
- Alaçatı’daki The Beach of Momo’nun da aralarında bulunduğu altı mekana ‘sosyal mesafe’ kurallarına uymadıkları gerekçesiyle 15 gün kapama cezası verdi.
- Çeşme’de maske ve sosyal mesafe kurallarına yönelik kontrollerin yapıldığı denetimde maske takmayan 116 kişiye toplam 104 bin 400 lira idari para cezası uygulandı, 32 işletmeye sosyal mesafe kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle toplam 100 bin 800 lira para cezası kesildi.
- BBC Farsça Servisi’nin araştırması, İran’da koronavirüs salgınından ölenlerin sayısının hükümetin açıkladığının üç katı olduğunu ortaya çıkardı. Hükümetin kayıtları, 20 Temmuz itibarıyla Covid-19’dan ölenlerin sayısının yaklaşık 42 bin olduğuna işaret ediyor. İran Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı ölü sayısı ise 14 bin 405. Yine hükümetin elindeki verilere göre vaka sayısı da Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı gibi 278 bin 827 değil 451 bin 024.
- Covid-19 salgınında seferlerini durduran lüks tatil gemilerinde, seferlerin tekrar başlamasıyla vaka görüldü. Norveç’te bulunan MS Roald Amundsen ve Tahiti’de bulunan Paul Gauguin gemilerinde Coronavirus tespit edildi.
- Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Covid-19 aşısı için umut olduğunu ancak hiçbir zaman bulunamama olasılığı da bulunduğunu açıkladı.
- Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Covid-19 için 24 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla aralarında Türkiye’nin de olduğu ondan fazla ülkede toplam 165 aşı çalışması devam ediyor. Türkiye’den Boğaziçi, Ege, Ankara, Ortadoğu Teknik, 9 Eylül, Selçuk, Acıbadem, Erciyes ve Bezmialem Vakıf üniversiteleri de aşı geliştirme yarışına dahil olan kurumlardan.
- Dünyada şu anda temel olarak iki farklı aşı çalışması yürütülüyor. Birinci kategoride, virüsün genetik kodu üzerinden aşı üretilmesi amaçlanıyor. Diğerinde ise zayıflatılmış veya etkisizleştirilmiş virüs üzerinden çalışma yürütülüyor.
- Korona virüsü salgınını kontrol altına almak için sürdürülen küresel yarışta, aşı cephesinden umut verici haberler geliyor; bir dizi potansiyel aşı adayı geliştiriliyor ve umut verici bazı ilk neticeler söz konusu. Şimdiye dek öğrendiklerimize dayanarak, şu anda Covid-19’a yol açan SARS-CoV-2 virüsüne karşı korunma amacıyla tasarlanan çoğu potansiyel aşının, düzenli olarak verilecek rapel dozlara ihtiyacı olması muhtemel görünüyor.
- İngiltere’de önümüzdeki haftadan itibaren 90 dakikada sonuç veren yeni bir koronavirüs ve grip testi bakımevlerinde ve laboratuvarlarda kullanılacak. Yetkililer yapılacak testlerin, bilhassa kış aylarında, Covid-19’u sık görülen mevsimsel griplerden ayırt etmekte faydalı olacağını söylüyorlar. Bu testler için alınan sürüntü örneklerini hızla incelenmesini sağlayacak binlerce DNA testi cihazının da Eylül ayından itibaren hastanelerde kullanıma hazır olacağı açıklandı. Yetkililer 5 bin civarındaki yeni DNA testi cihazı ile önümüzdeki aylarda 6 milyona yakın test yapılabileceğini söylüyorlar.
- İngiltere, salgın sürecinde ekonomik zorluk çeken yeme-içme sektörünü desteklemek için yeni bir program başlattı. Hükümetin koronavirüs salgınında yeme-içme sektöründe zora giren işletmeleri desteklemek amacıyla başlattığı program kapsamında, ülke genelinde 72 bin lokanta, pub ve kafelerde 20 sterline kadar olan hesapların 10 sterline kadar olan bölümü devlet tarafından karşılanacak. Yemekle birlikte tüketilen alkollü içecekler ise kapsam dışı bırakıldı. Uygulama Ağustos ayı boyunca Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri geçerli olacak.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın önde gelen sağlık danışmanlarından Deborah Birx, ülkesinin koronavirüs salgınıyla mücadelede yeni bir aşamaya girdiği uyarısında bulundu. Deborah Brix, CNN televizyonunda yayınlanan mülakatında hastalığın ülkenin bir çok yerinde “olağanüstü boyutlarda” yayıldığını ve salgının başlangıcından daha büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Brix, salgının artık büyük şehirlerin yanısıra kırsal bölgeleri de etkilediğini kaydetti, nüfusun bağışıklığının sıfır olduğu kırsal kesimde insanların maske takması ve sosyal mesafe kurallarına riayet etmesi gerektiğini vurguladı.
- ABD Başkanı Donald Trump, ülkelerde yeni tip Koronavirüs’e karşı alınan karantina önlemlerini manalı bulmadığını, çünkü karantina sonrası tekrar bulaş riski olacağını ifade etti: ‘’Karantina gelecekteki enfeksiyonları önlemiyor. Bu iş böyle. Enfeksiyon geri gelip duruyor. Karantina önlemlerinin amacı kapasite sağlayacak süre oluşturmak; örneğin hastanelere hastalığa karşı daha etkili tedaviler bulmak için zaman tanımak.”
- Hollanda’nın Kraliyet Havayolu Şirketi’nin Amsterdam-İbiza uçuşu sırasında maske takmayı reddeden 2 yolcu diğer yolcular tarafından darp edildi.
TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ
- Şırnak/Cizre’de sağlık emekçileri kendi imkanları ile ürettikleri 1000 adet maskeyi mahallelerde dağıttı. Çalışmada hükümetin politikaları eleştirilip salgının devam ettiği hastanelerde yer kalmadığı, bakanlığın açıkladığı verilerin doğru olmadığı, hükümetin önlem almakta yetersiz kaldığı, salgınla mücadele konusu özgücümüzle ve beklemeden kendi önlemlerimizi almamız gerektiği vurgulandı.
YENİ YAŞAM İNŞASI
- Kapitalist modernitenin en karanlık yüzü olan İşid’in Ezidlerin yurduna yaptığı soykırım girişimi üzerinden 6 yıl geçti. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen katliama karşı bölgedeki devletler üç maynunu oynadı. Bölgeye yakın olan bir grup PKK gerillasıyla başlatılan direnişe Ezidilerin de katılmasıyla soykırım girişimini engellendi. Şengal dağına kaçmak zorunda bırakılan ezidilerin acılarını anlatmaya kelimeler yetmez. Her sabah yüzünü güneşe dönen, doğayla kurduğu ilişkiyle bölgede tüm toplumlarından farklılık gösteren Ezidiler, soykırım girişimi sonrasında başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldılar. Bir grup Ezidi ise yurtları olan Ezidihan’ı terk etmedi. Bu 6 yıllık süre içerisinde Ezidilerin kendi özgücüne dayalı toplumsal yapılarının güçlenmesi, öz savunma temelli örgütlenmesi dikkat çekti. Kültürden ekonomiye, Kadın özsavunmasından, ordulaşma örnekleri yeni yaşamın anahtarı olmuştur. Işid’in başladığı ve tamamlayamadığı soykırımı girişimini sürdürmek üzere Türk devletinin yapmış olduğu dahi yeni yaşam inşasını engelleyemeyecektir. Ezidiler kendi topraklarında kendi özgüçleriyle yeni fermanlar yaşanmaması için direniyor.
JİN
- Avrupa’da çıkan aylık kadın gazetesi Newaya Jin, ağustos sayısını okurlarıyla buluşturdu. Gazete bu ay, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ya da çekince belirtme tartışmalarını mercek altına aldı. “Güvence örgütlülüğümüzdür” manşeti ile çıkan gazetenin 185’inci sayısında AKP-MHP iktidarının kadın kazanımlarına dönük saldırılarına işaret edildi.
Bu ayki sayıda, “Türkiye’de iktidar koalisyonunun geri almaya çalıştığı kadın kazanımları ile topluma dönük hak ihlalleri” gündemini yazar Ayşe Berktay yorumladı. Ayşe Berktay, bu kritik eşikte kadın kazanımlarını korumanın en büyük güvencesinin kadınların örgütlülüğü ve özgürlük mücadelesi olduğunu vurguladı.
- İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı bugünlerde kadınlar katledilmeye devam etti. Temmuz ayında, 35 kadın katledildi, 8 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Yine temmuzda 20 kadın şiddete tacize maruz kalırken, 4 çocuk katledildi.
. Erkek şiddeti ve cezasızlık sonucu koronavirüs (Covid-19) pandemisinde de kadınlar ve çocuklar şiddete maruz bırakıldı, katledildi. Pandemi sürecinde iktidarın, kadın mücadelesinin kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açması da erkeklere cesaret vererek şiddeti artırdı. Ancak cezasızlık politikalarına karşı kadınlar “#İstanbulSözleşmesiYaşatır” diyerek mücadelesini sürdürmeye devam etti.
Kadın hakları örgütleri, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasına karşı 4 ve 5 Ağustos’ta birçok kentte “haklarımızdan vazgeçmiyoruz” sloganıyla alanlara çıkıyor.
“Haklarımızdan vazgeçmiyoruz” diyen kadınlar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı olan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için 4 ve 5 Ağustos’ta sokaklarda olacak.
Söz konusu tarihte, AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmenin tartışılması bekleniliyor.
Kadınların gerçekleştireceği eylemlerden tarih ve saati netleşenler şöyle:
Bodrum: 4 Ağustos saat 19.00 – Tepecik Cami Meydanı
Datça: 4 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet Meydanı
İstanbul: 5 Ağustos saat 19.00 – Kadıköy Beşiktaş İskelesi
İzmir: 5 Ağustos saat 18.30 – Alsancak ÖSYM önü
Samsun: 5 Ağustos saat 19.30 – Süleymaniye Geçidi
Hatay: 5 Ağustos saat 19.00 – Antakya/ Köprübaşı
Didim: 5 Ağustos saat 18.30 – İş Bankası önü
Antalya: 5 Ağustos saat 19.00 – Attalos Meydanı
Adana: 5 Ağustos saat 18.00 – Heykelli Park
Kocaeli: 5 Ağustos saat 19.00 – Belediye İşhanı önü
Ankara: 5 Ağustos saat 19.00 – Sakarya Meydanı
Ayvalık: 5 Ağustos saat 19.00 – Cumhuriyet alanı
Antakya: 5 Ağustos saat 19.00 – Köprübaşı
- Kadınların direnişi geri adım attırmaya devam ediyor; İstanbul sözleşmesinin iptaline yönelik çalışmalar yürüten iktidara yakın Türkiye Düşünce Platformu bir açıklama yayınlayarak ‘artık imkan kalmadı’ diyerek çalışmalardan çekildiklerini duyurdu.
SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK
- Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), bugün (3 Ağustos) 2020 yılının ilk 6 ayında yaşanan hayvan hakkı ihlalleri raporunu online düzenlediği basın toplantısında açıkladı; 6 aylık sürede 522 milyon hayvanın yaşam hakkı gasp edildi. Toplantı HAKİM’den Fatma Biltekin “Hayvan hakkı ihlallerini raporlamamızdaki en temel amaç toplumun büyük bir kesimi tarafından yok sayılan hayvanların yaşadıkları acıyı görünür kılmaktı” diyen Biltekin, pandemi döneminde artan hayvan hakkı ihlallerine dikkat çekti.İhlallerin yargı ve yasamadaki yansımasına değinen Biltekin, hayvan hakkı ihlallerinin yoğun olduğu Ocak- Haziran 2020 tarihleri arasında yalnızca hayvan haklarıyla ilgili 2 kanun teklifi kaydı bulunduğunun altını çizdi.
- Kapitalizm, çokça bahsedildiği gibi sadece bir vahşi/ekonomi üzerine kurulduğu gerçeğinin artık bir anlamda ekonomiden başka her şey olduğu gerçeği göstermektedir. Öyle ki Kapitalist Moderniteye evrilmesi durumuna değin, aslında yaratılan bir zihniyet tasarımının da görülmesi gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Yaratılan kavram kargaşısından, tamamen sistem için üreten bilimine kadar ve bugün ulus-devlet mantığı üzerine yarattığı şekillenmeye kadar ve bunların sonucu toplum-birey karmaşasının yanında, halklar ve coğrafyalar arasına konulan suni sınırlara da bakarsak yaratılanın aslında daha çok kapsamlı vahşi bir sistem olduğu açıktır. Özellikle toplum-birey çelişkisi, böl-yönet mantığının zihnen de işgali ile tamamlanınca aslında her şey tam da sistemin istediği şekilde bir çarkın işleyişini hiç durdurmayacak cinsten durum halini alıyordu. Ve yaşanan en ufak bir kaos durumunda toplum-birey ve halklar arasında yaratılan düşmanlaştırma sonucu var olan çelişkiler gün yüzüne çıkınca bu durum daha çok kendini acı bir şekilde hissettirmektedir.
- (http://yeniyasamgazetesi1.com/sizin-agaclar-hangi-dili-konusur/)
GÖRÜŞLER
- Bölge illerinde salgın kontrolü ile ilgili devletin ilgisizliği yoğun tepki alıyor. Salgının pik yaptığı günlerde, erken dönem alınan kamusal önlemlerin hiçbirinin devreye sokulmaması, sorumluluğun vatandaşa yüklenmesi, verilerin düşük gösterilmesi, hafif vakalara ve temaslılara test yapılmaması, temaslı izleminin ve filyasyon çalışmasının yapılmaması, maske desteği başta olmak üzere sosyal destek programlarının devreye sokulmaması, yerel sağlık örgütlerinin salgın yönetimine katılımına izin verilmemesi, HDP’nin ve toplumun öz örgütlerinin salgın kontrolü çalışmalarına katılmasına izin verilmemesi vb. bir çok konuda ciddi eleştiriler yükseltiliyor. Eleştiriler ‘ayrımcılık’, ‘kayyım yönetimi’, ‘sağlık krizinin kirli savaşın parçası haline gelmesi’, ‘bir soykırım tekniği olarak Covid-19 kriz yönetilmeyişi’ gibi oldukça sert ifadelerle dile getiriliyor.
EKLER
- COVID-19 Salgını Sırasında Okulları yeniden açmak İçin Bir Yol Bulma
Bu korkunç salgının hızlı bir çözümü yok. Bununla birlikte, dünyadaki hükümetlerin, çocukların ve genç yetişkinlerin tam zamanlı eğitime olabildiğince güvenli ve hızlı bir şekilde dönmelerine izin veren çözümler bulması gerektiği giderek daha açık hale gelmektedir.
COVID-19’un UNESCO, dünyadaki öğrencilerin % 60’ından fazlasının COVID-19 salgını sırasında eğitiminin ulusal okul kapanması nedeniyle kesintiye uğradığını tahmin etti. Bu kapanışların, çocukların sosyal, psikolojik ve eğitimsel gelişimlerine zarar vermesinin yanı sıra, çocuk bakımı sorumlulukları nedeniyle çalışamayan yetişkinlerde gelir ve üretkenlik kaybına yol açması muhtemeldir. Düşük gelirli kökenli çocuklar muhtemelen yüksek gelirli kökenli çocuklardan daha olumsuz etkilenecektir.
COVID-19’un klinik özelliklerini ve epidemiyolojisini anlamaya başladığımız için, grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının çoğuna kıyasla, çocukların büyük ölçüde korunmuş gibi görünmektedir. Enfekte olursa, çocuklar tipik olarak hafif bir hastalığa sahiptir. Bu karşılaştırmalı şiddetli hastalık eksikliği, kapanış okullarıyla ilişkili fayda-zarar oranını değiştirmektedir
Orijinal metin için; (https://www.thelancet.com/journals/lanchi/article/PIIS2352-4642(20)30249-2/fulltext)
- Eşcinsel olduğu gerekçesiyle Naziler tarafından toplama kamplarına götürülen ‘Pembe Üçgen’in hayatta kalan son temsilcisi Rudolf Brazda, Fransa’da hayatını kaybetti.
(https://www.catlakzemin.com/3-agustos-2011-pembe-ucgen-rudolf-brazda-hayatini-kaybetti/) - Josep Hasek KILÇIKSIZ: Masal demişken, masallar olağanın dışında bir akışı betimler. Alışılagelmiş bir düzen içinde akıp giden yaşamın bir yerinde, bu düzenin, bu alışılmışlık dokusunun yırtılmasından ortaya çıkarlar. Çirkin gerçekliği dayanılabilir kılmanın başka bir yoludur masal
(http://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/228397-cirkin-gercekligi-dayanilabilir-kilmanin-baska-bir-yoludur-masal)
- Son dönemde bir Z kuşağı tartışması almış başını gidiyor. Sebebi de olası 2023 seçimlerinde sandığa gitmesi beklenen 7 milyonluk Z kuşağı seçmeninin ülkenin geleceğinde etkin bir rol oynayacağı beklentisi. Muhalefet, medyada “teknolojiyle barışık, özgürlüklerine düşkün, daha bireyselci” gibi sıfatlarla tanınan bu kuşağın seçimlerde kendi lehine bir değişim yaratacağı inancında. Ancak içinde farklı ırkları, cinsiyetleri ve sınıfları barındıran bu kuşağın homojen bir yapı olarak ele alınması ne kadar doğru? Z kuşağı içindeki Kürtlerin dertleri ve yaşam tarzları genel tanımlara uygun mu? Kürt gençliği üzerine pek çok araştırma yürüten Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu’na göre Z kuşağı homojen bir grup değil. “Özellikle Kürtler içinde muhafazakar, kadın, seküler, AK Parti’ye ya da HDP’ye oy veren çok heterojen bir yapı var. Ama genelde Kürtleri konuşurken homojen bir grup olarak ele alma hatasına düşüyoruz” diyen Ruhavioğlu, Z kuşağının sadece teknoloji bağımlısı ya da kişisel özgürlüğüne düşkün olarak ele alınmasının yanıltıcı olduğunu vurguluyor.
https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/08/04/z-kusagi-kurtler-ne-istiyor/