Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 3 HAZİRAN 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 3 HAZİRAN 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! Gaziantep SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde radyoloji teknisyeni olarak görev yapan İlyas Kök Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

Sosyal cinayete dönüşen pandemi ölümlerine karşı öfke büyüyor. Yanlış sağlık politakaları ve salgın mücadelesine karşı yaşam hakkını savunmak için demokrasi güçleri harekete geçiyor.

***

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Direktörü Guy Ryder, “Covid-19 krizi nedeniyle toplam çalışma saatlerinde yüzde 4,8 kayıp yaşandı ve bunun 140 milyon tam zamanlı işe tekabül ettiğini tahmin ediyoruz.” dedi. ILO, işgücü piyasasında eşitsizliğin artması, yoksulluğun yayılması ve insana yakışır işlerin azalması nedeniyle, Covid-19’un izlerinin uzun sürebileceğine dikkat çekti. Küresel işsizliğin 2022 yılında 205 milyon kişi olacağını ve 2019 yılındaki 187 milyon rakamını fazlasıyla aşacağını vurgulayan ILO, bunun da yüzde 5,7 işsizlik oranına karşılık geldiğini ifade etti. Covid-19 krizinin kapsadığı dönem hariç tutulduğunda, böyle bir oranın en son 2013 yılında görüldüğünü hatırlattı.

COVID-19 krizi kadınları da orantısız biçimde etkiledi. Kadın istihdamı 2020 yılında %5 geriledi, öte yandan aynı dönemde erkek istihdamı ise yüzde 3,9 geriledi. İşgücü piyasasından ayrılan kadınların oranı, erkeklerden daha yüksek oldu. Kriz bağlamında genel tecritlerden kaynaklanan ilave ev içi sorumluluklar da, toplumsal cinsiyet rollerinin “yeniden geleneksel hale dönüşmesi” riskine yol açtı.

***

1 Haziran’dan itibaren “kademeli normalleşme” adımları atılırken Sağlık Bakanlığının 22-28 Mayıs illere göre haftalık 100 binde vaka haritası hâlâ pandemide riskin sürdüğünü gösterdi. Bakanlığın tablosuna göre; 11 il çok yüksek,  47 il yüksek,  20 il orta ve sadece 3 il düşük risk grubunda yer aldı. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek, mevcut durumumuzun 1 Mart 2021’le çok benzerlik gösterdiğine dikkat çekti. Vaka sayısı, bulaşıcı varyantların varlığı, aşılama oranları ve açılmanın benzer olduğuna işaret eden Yavuz “Sonucunun aynı olmaması için, ülkede yeterli oranda aşılama yapılıncaya kadar bireysel önlemleri gevşetmemenizi öneririm” dedi.

***

Düşüş eğiliminde olsa da Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 172 milyon 407 binin üzerine çıkarken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyon 706 bine dayndı. Aktif hasta sayısı 13 milyon 453 binin üzerinde, düşüş eğiliminde.

Küresel düzeyde son 24 saatte yeni vaka bildirimi 489 bin 890 kişi, Covid-19 nedeniyle nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 10 bin 952 kişi… Hindistan’da yeni vaka bildiriminde düşüş devam ediyor. Pandemi Asya ve Latin Amerika’ya yerleşti. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (134.1 bin), Brezilya (94.5 bin), Arjantin (35 bin), Kolombiya (27 bin), ABD (17 bin), İran (11.6 bin), Rusya (8.8 bin), Fransa (8.7 bin), Malezya (7.7 bin) ve Türkiye (7.2 bin).

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 06.00) alıyoruz.

***

Türkiye’de 17 Mayıs ve 1 Haziran ‘’kademeli normalleşme’’ denilerek önlemler gevşetilmesine rağmen salgın henüz kontrol altına alınabilmiş değil. geldi. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 7 bin 181 kişiye yükselirken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 112 kişiye geriledi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 586 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 5 milyon 264 bine yaklaşırken toplam can kaybı ise 47 bin 768 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 224 binin üzerinde. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Türkiye’de dün aktif hasta 90 binin altına indi, 84 bin 476 kişiye geriledi. Bulaştırma potansiyeli yüksekliği dikkate alındığında aktif hasta sayısının hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak isteriz. Ağır hasta sayımısında azalma eğilimi devam ediyor, dün 1,213 kişiye geriledi. Aktif vaka sayısının gerilemesi ile ağır hasta oranımız %1.4’e yükseldi, bu oran dünya ortalamasının iki buçuk katı! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin yüksek hızda devam edeceği uyarısını ısrarla vurguluyoruz.

***

TTB Pandemi Çalışma Grubu ‘Pandemide Ekonomi Yönetimi: Borçlandırma, Yetersiz Destek ve Derinleşen Yoksulluk’ adlı Pandemi Bülteni’ni paylaştı. Bülten grup üyelerinden Ali Rıza Güngen tarafından hazırlandı. Raporda ‘Sosyal destek salgının ilk 14 ayında aktarılan 638 milyar TL’ye yaklaşan toplam mali desteğin ancak yüzde 10’una ulaşıyor. Son bir yılda şirketlere verilen vergi indirimi, affı, iadeleri ve teşvikler bu miktarın çoğunu teşkil ediyor” denildi. Raporda şu bilgiler paylaşıldı:

  • Salgının ilk dalgasında 2 milyon yurttaş ilk defa kredi kullandı, 5 milyonu aşkın yurttaş bankalardan tekrar borçlandı.
  • Sosyal destek ödemelerinin tamamı, kredilerin ve borç yapılandırmalarının ancak 9’da 1’ine denk düştü.
  • 17 günlük kapatma öncesinde; sosyal destek ödemelerinin toplam ödemeler içindeki oranı ancak yüzde 1,3 oldu. İşsizlik Fonu kaynakları kullanılarak sunulan destekler hesaplandığında ise bu oran ancak yüzde 10’a ulaştı.
  • 17 günlük kapatmaya gidilmesinden sonra esnaf ve sanatkarlara sunulan ve hangi kıstaslara göre belirlendiği anlaşılamayan destek, bazı işletmelerin ancak birkaç haftalık cirosu kadar olabildi.
  • Toplam mali desteklerin yüzde 90’ı şirketlere yönelik kredi temini, borç yapılandırması ve prim ertelemeleri oldu.

 

***

Bangladeş, koronavirüsle mücadele kapsamında 11 ülkeye 4 Haziran’dan itibaren seyahatleri yasakladı. Öte yandan ülke çapında sokağa çıkma yasağı da 6 Haziran’a kadar uzatıldı. Bangladeş’te Covid-19 salgınının başından bu yana 802 bin 305 kişi virüse yakalanırken 12 bin 660 kişi hayatını kaybetti.

***

California Berkeley Üniversitesi, Milano Politeknik Üniversitesi ve Yeni Zelanda Massey Üniversitesinden bilim insanlarının iş birliği ile yürütülen çalışmada, Batı Avrupa’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan bir bölgede at nalı yarasalarının doğal yaşam alanları incelendi. Çalışmaya ayrıca insan hayvan etkileşiminin en sık görüldüğü yerleşim yerleri ile tarım ve besi hayvanı üretimi bulunan konumlar da dahil edildi. Yarasaların doğal yaşam alanları ile bu bölgelerin kesiştiği alanları inceleyen araştırmacılar, başta insanlar olmak üzere diğer canlılara da bulaşması muhtemel hastalıkların yeni merkezi olabilecek noktaları tespit etti. Yeni koronavirüs türleri için merkez olabilecek konumların çoğunun Çin’de bulunduğunu not eden araştırmacılar, Japonya ve Kuzey Filipinler’de orman bölünmeleri görülen bazı bölgelerin de risk altında olduğuna dikkat çekti.

***

Hindistan’da Covid-19 salgınıyla birlikte “kara mantar” (mukormikoz) hastalarının sayısı da arttı. Nadir görülen ve burun, göz ve bazen de beyni etkileyen bu agresif mantar enfeksiyonu ölümcül olabiliyor. Mukormikoz, bağışıklık sistemindeki sorunlar ve diyabet ile bağlantılı görülüyor. Covid-19 tedavisinde kullanılan ve bağışıklık sistemini baskılayan steroid türü bazı ilaçların kullanımındaki artışın bu enfeksiyonun artmasına yol açtığı sanılıyor. Bu nadir hastalığın son haftalarda Hindistan’da 5 binden fazla kişiyi etkilediği biliniyor.

 

AŞI TARTIŞMALARI

Kanada Sağlık Ajansı, ülkede yeni tip Coronavirus (Covid-19) aşılarının karıştırılmasıyla ilgili yönergelerinin değiştiğini ve Kanadalıların ikinci dozlarını farklı bir aşıyla olabileceklerini duyurdu. Kanada’da Covid-19 aşılamalarında iki dozun farklı iki aşıdan alınmasına onay çıktı. Kanada Sağlık Ajansı, ilk dozu AstraZeneca aşısı alanların ikinci doz için Pfizer/BioNTech veya Moderna aşısı alabileceğini söyledi. Ülkenin baş halk sağlığı yetkilisi Dr. Theresa Tam, “Aynı aşıyı, özellikle aynı mRNA aşısını olmaya çalışın. Ama böyle bir imkanınız yoksa o zaman bunların birbirinin yerine geçebileceğini de bilin” dedi. Uzman doktor, “Bu tavsiye, eyaletlere ve bölgelere aşı programlarını yönetmek için güvenli ve etkili seçenekler sunuyor” diye ekledi.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Maskelerin yüzümüzü terlettiği son yaz bu yaz olacak, lüften aşı sırası gelen vatandaşlarımız aşılarını olsunlar. … Önümüzdeki hafta aşılama programımız için yeni bir dönem daha başlıyor. 7 Haziran Pazartesi gününden itibaren yaş sınırı olmaksızın tüm öğretmenlerimiz aşı olabilecekler” dedi.

***

Bilim Kurulu üyesi Prof. Levent Akın, “Gelen bilgilere göre 100 kişi aşı randevusu alıyorsa tahminen 25 kişi aşı oluyormuş. 75 kişilik kontenjan gereksiz bloke ediliyormuş” dedi. Prof. Dr. Akın, 65 yaş üzerinde aşılama oranının yaklaşık yüzde 70-80 olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Buna bağlı olarak bu yaş grubunda hastalanan sayısı, ağır vaka, yoğun bakıma yatan ya da ölenlerin sayılarında dramatik bir düşüş görüyoruz. Demek ki, 2 doz almış 65 yaş grubunda aşının önemli bir etkisi oldu” diye konuştu.

***

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), öğretmenlerin aşı durumuna ilişkin yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Ankete katılan öğretmenlerin sadece yüzde 38’i iki doz aşı olmuş olması dikkat çekti. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 22’si henüz aşı olmadığını, yüzde 40’ı ise ikinci doz aşıyı beklediğini belirtti.

***

Rusya Sağlık Bakan Yardımcısı Sergey Glagolev, Rus Sputnik V Koronavirüs aşısının gelecek aylarda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmasını umduklarını söyledi.

***

Almanya’da hükûmetin pandemiyle mücadelesinde rol alan Robert Koch Enstitüsü, ülkede Koronavirüs’ün üçüncü dalgasının kırıldığını açıkladı. Almanya’da yeni enfeksiyon sayılarının sonbahardan bu yana en düşük seviyesine geldiği belirtildi. Almanya’da günde 900 bin ile bir milyon arasında Koronavirüs aşısı uygulanıyor. Aşılama programı hızla ilerlerken günlük yeni vaka sayısı sonbahardan bu yana en düşük seviyesine geldi. Öte yandan virologlar nüfusun yüzde 70’i iki doz aşı olmadan temkinli olmaya devam edilmesi gerektiğini belirtiyor.

***

Koronavirüs tedbirleri kapsamında güncellenen seyahat kuralları çerçevesinde, havayoluyla  ABD, Almanya, Fransa, Azerbaycan, Rusya ve İspanya’nın da aralarında bulunduğu 146 ülkeden gelen yolculardan, yurda girişte aşı olduğuna dair belge gösterenlere PCR testi zorunluluğu kalktı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında güncellenen seyahat kuralları çerçevesinde, havayoluyla  ABD, Almanya, Fransa, Azerbaycan, Rusya ve İspanya’nın da aralarında bulunduğu 146 ülkeden gelen yolculardan, yurda girişte aşı olduğuna dair belge gösterenlere PCR testi zorunluluğu kalktı.

***

Rusya’nın geliştirdiği üçüncü Covid-19 aşısı olan CoviVac’ın ön bulgularına göre Koronavirüs’e karşı yüzde 80’den fazla etkili olduğu belirtildi.

***

İngiltere’de Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, yaklaşık altı ay önce başlayan aşılamada bugüne kadar toplam 39 milyon 585 bin 665 ilk doz aşı yapıldı. Bu sayı 18 yaşından büyüklerin yüzde 75,2’sine denk gelirken, ülkedeki yetişkinlerin yaklaşık yarısı da (yüzde 49,5) her iki doz aşıyı oldu. Hükümet, 21 Haziran’a kadar ülkedeki 50 yaş ve üstü yetişkinlerin aşılanmasını tamamlamayı amaçlıyor.

***

Covid aşısı uygulaması kıpırdanmaya başladı! Türkiye’de 24 saatte 281 bin 645 doz aşı uygulandı. 3 Haziran, saat 06.00 itibariyle Türkiye’de 1. doz aşı uygulanan kişi sayısı 16 milyon 860 bin 806, 2. doz aşı uygulanan kişi sayısı 12 milyon 676 bin 503, toplam uygulanan aşı sayısı ise 29 milyon 537 bin 309. Nüfusunun %15.16’sına iki doz aşı uygulanmış oldu, halen toplum bağışıklığı için gerekli %70 kriterinin oldukça gerisindeyiz. Covid-19 bulaş tehdidi ciddi düzeyde devam ediyor.

***

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 12 ila 18 yaş arasındaki çocukların 15 Haziran’dan itibaren Covid-19 aşısı vurulabileceğini duyurdu.  Pfizer/BioNTech, Moderna AstraZeneca ve Janssen aşılarının uygulandığı Fransa’da, toplam 37 milyon 396 bin 759 kişi Covid-19’a karşı aşılanırken, bunlardan 26 milyon 176 bin 709’una tek doz, 11 milyon 220 bin 50’sine ise iki doz aşı yapıldı.

***

Erdoğan’a “3. doz” tepkisi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Esin Şenol da, Erdoğan’ın açıklaması için “Aşıyla geç buluşmuş, bırakın 3. dozu ikinci dozunu olamamış milyonlarca insan varken ne diyebiliriz ki. Şu an dünyada da Türkiye’de de 3.doz için gerekli mi, değil mi diye veri oluşturulmaya çalışılıyor tüm dünyada. Sayın cumhurbaşkanı neyi, niçin yapmıştır, yaptırmıştır” yorumunu yapmakla yetiniyor. TTB Merkez Konseyi 2.Başkanı Ali İhsan Ökten “Erdoğan’ın 3.doz açıklaması skandallarla dolu”,  “5 ayda 3 doz uygulaması dünyada görülmüş şey değil. Türkiye’de 14 Ocak’ta başlayan aşı kampanyası çerçevesinde ikinci dozların ilk dozdan iki hafta sonra yapılabileceği açıklandı. Sonra bu ara sırasıyla 4 ve 6 haftalara çıkarıldı. Cumhurbaşkanı hangi takvimle aşılanmıştır bilmiyoruz. Açıklamasının hem bilimsel temeli yok hem kafa karıştırıcı. Toplumun aşı beklediği bir dönemde böylesi bir karışıklık yaratmak büyük skandal. 14 Ocak’tan önce aşı olmuşsa ve 14 Ocak’ta da aşı oluyormuş gibi yapmışsa o ayrı skandal. Böyle anlaşılıyor açıklamalarından. Ülkeyi yöneten kişinin güven vermesi, doğruyu söylemesi gerekir.”

***

Avukat Seda Zengin: Pandemi bahanesiyle mahpuslar tecrit ediliyor

Mahpusların korona virüsüne karşı korunmasız olduğunu dile getiren avukat Seda Zengin, “Beş günde bir test alınıp, pozitif çıkma durumuna göre karantina süreleri uzatılıyor, mağdur ediliyorlar” dedi.

Hapishaneler birçok açıdan özen ve tedbir isteyen, gerek fiziki gerekse de işleyiş bakımından birçok alandan farklı bir konuma, yapıya sahip kurumlardır. Hapishanelerde, normal şartlarda bile dış çevreden ayrı bir sistematikle ayrıcalıklı olarak işleyiş sürdürülmekteyken, son zamanlarda her anlamda hapishane şartları kötüleşmeye başladı. Gerek korona virüs salgını gerekse yapılan infaz kanunu değişiklikleri ve buna dayalı olarak çıkan yeni yönetmeliklerle hapishanelerde bulunan mahpusların yaşam alanları ve içinde bulundukları koşullar giderek zorlaştırılmaya başlandı. Her ne kadar salgın sebebiyle hapishanelerde önlemler alındığı söylenmiş ve buna dair açıklamalar yapılmış olsa da bizzat kendi deneyim ve gözlemlerimiz üzerinizden şunu açıkça söyleyebiliriz ki, mahpusların özellikle sağlık ve yaşam hakları konusunda alınan yeterli bir tedbir söz konusu değil. Aksine uzun zamandır salgın bahane edilerek tüm mahpuslar tümden tecrit haline alınmaya çalışılıyor, kısmi olarak da olsa yaptıkları tüm faaliyetler ve sahip oldukları haklar yine salgın gerekçesiyle ellerinden alınıp engellenmeye çalışılıyor. Odalarda yapılan aramalarda tedbir alma durumu yok. Hijyen konuları birçok anlamda sorunlu, temizlik malzemeleri yetersiz, hastaneye götürülüp getirilme durumunda sorunlar olduğundan çoğu kez mahpuslar hastaneye gidemiyor. Verilen yemekler yetersiz ve iyi değil. Bir örnek verecek olursak, Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi’nde korona vakaları mahpusların da dile getirdiği üzere alınmayan önlem ve personellerin tedbirsiz davranışları yüzünden görüldü. Personeller oda aramalarını yaparken hiçbir şekilde eldiven ve koruyucu kıyafet değişimi yapmadan aramaları yaptığı için, bir odadan diğerine giderken hastalık taşıma olasılığını arttırdı ve mahpusların yaşamlarını tehlikeye attı. Aynı şekilde aynı odada yapılan aramalarda da çöp karıştırılıp arama yapıldıktan sonra akabinde kıyafetlere dolaplara ya da en vahimi yiyeceklere dokunularak arama yapılıyor. Bunlar yapılırken yine dediğimiz gibi eldiven değişikliği yapılmadığı için adeta mahpusların can güvenliği hiçe sayılıp kasıtlı hareket ediliyor. Bu ve daha nice durumlara baktığımızda, örnekler bize açıkça gösteriyor ki, hapishanelerde özellikle salgın için alınan hiçbir önlem yok. Alındığı söylenen önlemler de tamamen yetersiz ve yapılan uygulamalar da salgın gerekçe gösterilerek keyfiyete göre uygulanmaya devam ediliyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/avukat-seda-zengin-pandemi-bahanesiyle-mahpuslar-tecrit-ediliyor-haber-1524175

***

Tek kişilik pandemi yönetimi – Dağhan Irak

Rejimin temel pandemi stratejisinin Erdoğan’ın iktidarına yönelik bir hasar kontrolü olacağı ilk günden belliydi aslında. Hemen hemen bütün ülkelerde, dünyanın en sorumsuz insanının o sırada başkan olduğu ABD’de bile devlet başkanları ilk günlerden itibaren ulusa seslenerek pandemi yönetiminin liderliğini, yani sorumluluğunu aldı.

Salgının Türkiye’de başlamış olabileceğinin konuşulduğu şubat ayının başında, salgına önlem olarak ‘bir kaşık dut pekmezi yemeyi’ öneren Erdoğan ise, ilk vakanın açıklandığı 11 Mart’tan itibaren uzun süre ortalıkta görünmedi. İlk vaka açıklaması ise o güne kadar kamuoyunun pek tanımadığı, hastane zinciri sahibi ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapıldı. Koca’nın, Erdoğan’ınkine hiç benzemeyen yumuşak ve teskin edici tarzı, bu ilk günlerde halktan takdir görürken, perde arkasında Erdoğan rejimi, daha önce benzeri görülmemiş şekilde sahadaki doktorların ağzını kapama tedbirlerine başlamıştı bile. Mart başındaki bir mesleki eğitim toplantısında “Aslında kontrollü gidiliyordu ama Umre işi mahvetti. Şu an artık binlerle konuşabiliriz vaka sayısı olarak. Söylendiği gibi 100’lerde değiliz artık” konuşması kayda alınarak internette yayınlanan Dr. Güle Çınar’a zorla özür diletilmişti örneğin. Doktorların meslek örgütü Türk Tabipleri Birliği de (TTB) itinayla sürecin dışında bırakılıyordu; örgüt, 23 Mart’ta Sağlık Bakanlığı’na bir yazı göndererek sorduğu 19 soruyu kamuoyuyla paylaştı. TTB’nin sorduğu soruların bir kısmına bugün bile yanıt verilmiş değil.

Öte yandan pandemi yönetiminin en önemli mücadele araçlarından biri olan kapanma da yine rejimin çıkarına göre yönetildi. ‘Tam kapanma’ sırasında bile özellikle fabrikalar kapatılmazken, sınıf temelli bir sürü bağışıklığı stratejisi uygulandı. Hafta içi insanlar toplu taşımaya bindirilip çalışmaya gönderilirken olmayan riskler, hafta sonu dinlenecekleri zaman var sayılıp insanlar evlerine tıkıldı. Pandeminin ilk günlerinden itibaren zengin semtler ile komşu fakir semtler arasında uçurumlar oluştu. Devlet, yalnızca kapanma sürecinde halka destek olmamakla kalmadı, halka IBAN numarası vererek bağış istemek gibi utanç verici bir hamleye de imza attı.

Diğer taraftan pandemi yönetimi, rejimin zorla dindarlaştırma politikasının da bir aracı oldu. İçkili mekanlar ve eğlence sektörü iflasa itilirken ‘tam kapanma’ süreci bile Ramazan’a göre ayarlandı. İnsanların evinde içki içmesi ile hastalığın yayılması arasında insan aklını zorlayan bağlar kurularak yasaklar getirildi. Sokağa çıkma yasağı uygulaması, Soylu-Albayrak çekişmesinin bile aracı oldu, insanların hayatı üzerinden hesaplar görüldü.

Pandeminin iletişim stratejisi ise, hayali bir başarı tablosu çizmek üzerine kuruldu. Daha ilk günden, yandaş ve kiralık gazetecilere ‘Kimsenin şüphesi olmasın, hükümet süreci çok çok iyi yönetiyor’ mesajı verdirildi; bütün dünyaya diz çöktüren hastalığın Türkiye’yi teğet geçtiği izlenimi yaratıldı.

Tek kişilik pandemi yönetimi

 

 

 

 

 

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...