Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 23 MART 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 23 MART 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! Pandeminin başından bu yana Türkiye’de 390 sağlık emekçisi Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
***
Türk Eczacıları Birliği, hayatını kaybeden eczacı İsmail Durmuş’un ailesinin başvurusunun SGK’ca reddedildiğini, COVID-19’un koşulsuz meslek hastalığı sayılması gerektiğini açıkladı. Türk Eczacıları Birliği, bugün yaptığı yazılı açıklamayla COVID-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için illiyet bağı arandığını ancak bu bağın kurulmasının fiilen imkansız olduğunu ifade etti. Birliğin açıklamasında, sağlık çalışanının ya da yakınlarının bunu ispata yükümlü olmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.
***
Covid-19 salgınının kökenlerini araştırmak üzere Çin’i Vuhan kentini ziyaret eden DSÖ heyetinde yer alan zoolog Peter Daszak, salgının yayılmasının nedeninin vahşi hayvan ticareti olabileceği öngörüsünde bulundu. Daszak, yaptığı açıklamada, Vuhan kent merkezindeki Huanan gıda pazarında tutulan ve satılan misk kedisi gibi koronavirüs taşıma potansiyeli olan hayvanların, yüksek olasılıkla yarasalardan aldıkları koronavirüsü insanlara aktardıklarını söyledi.
Daszak, “Çalışmanın bu aşamasında elde edilen esas netice – ve elbette henüz bitmiş değil – SARS’ın ortaya çıkarken izlediği yolun, Kovid ortaya çıkması için de geçerli olduğu” dedi. Öte yandan bilim insanı, pazarın; büyük kalabalıklar, fazla sayıda hayvansal ürün, yetersiz su tahliyesi ve havalandırma nedeniyle, ortaya çıkacak bir salgın için ‘fevkalade bir ortam’ olduğunu belirtti.
***
Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 124 milyon 490 bine yaklaşırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da 2 milyon 735 bine yükseldi. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısında da yükseliş devam ediyor, 21 milyon 290 binin üzerine çıkan aktif hasta sayısı pandeminin daha da büyüyeceğini gösteriyor.
Dünya genelinde haftanın ilk günü alıştığımız gibi düşük yeni vaka bildirimi ile başladık, ilgili buna rağmen yeni vaka sayısının yüksek hızda devam ettiğini hatırlatırız. Son 24 saatte 405 bin 372 kişide Covid-19 pozitifliği saptandı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 7 bin 38 kişi oldu. Günlük vaka bildiriminde Brezilya zirvedeki yerini koruyor. Geçtiğimiz hafta olduğu gibi bu haftanın ilk günü de Türkiye günlük bildirimlerinde dördüncülüğe yükseldi. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Brezilya (53.4 bin), ABD (45.7 bin), Hindistan (40.6 bin), Türkiye (22.2 bin), Fransa (15.8), Polanya (14.6 bin) ve İtalya (13.8 bin). Haftanın ilk günü bildirim yetersizlikler ve test sonuçlarının beklenmesi gibi nedenlerle vaka sayısındaki azalma dikkatli değerlendirilmelidir. Haftanın seyri deneyimimiz özellikle çarşamba ve sonrası gerçek rakamlara ulaştığımızı gösteriyor.
***
Salgın kontrol altına alınamıyor. Yeni vaka, ağır hasta, aktif hasta ve can kaybı artıyor. Toplam vaka sayısı 3 milyon 35 binin üzerine çıkarken, toplam can kaybı 30 bin 178 kişiye yükseldi. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 22 bin 216 kişi olup yüksek hızda devam ediyor. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 117 kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 981 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 200 binin üzerine çıktı. Test sayısı arttıkça vaka sayısı da artış gösterdi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.
Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısındaki ciddi yükseliş devam ediyor. Dün aktif hasta sayısı 160 bininde üzerine çıktı, 160 bin 479 kişiye yükseldi. Aktif hasta sayısındaki bu ciddi yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayısımız ise 1,644 kişiye yükseldi. Aktif vakanın yükselmesi ile %1’e kadar düşen ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) halen iki buçuk katına yakın! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.
***
Koronavirüsü vakalarına ilişkin son sayılara göre, risk haritasında 39 il kırmızıya dönerken, tek mavi yani düşük riskli ili olarak Şırnak kaldı. Henüz güncellenmeyen haritaya göre kırmızı il sayısı 30’a yükseldi. Vaka oranında en yüksek il 100 binde 509 ile Samsun. Sağlık Bakanlığı illerdeki 100 bin kişide haftalık vaka sayısı ortalamasına göre, bir hafta önce 25 olan kırmızı il sayısı 39’a yükseldi. 70 ilde vaka sayısı artarken 11 ilde azaldı.
İstanbul’da 100 binde 60 olan vaka sayısı önce 178’e, son olarak ise 251’e çıktı. Ankara 100 binde 68’den 107’ye, İzmir’de 100 binde 78’den 111’e yükseldi. Samsun’da vaka sayısı 6 bin 902. Son verilere göre, 100 bin kişide vaka sayısı 10’un altında olan tek il 8,18 ile Şırnak. 26 Şubat’ta 14 il maviydi. Yeni tabloya göre bir il mavi, 11 il sarı, 30 il turuncu, 39 il kırmızı renkte oldu. 6-12 Mart haftasında ise 25 il kırmızı, 41 il turuncu 12 il sarı, 3 il maviydi
***
Koronavirüs testi pozitif çıkan bazı vatandaşların temaslı olduğu kişileri filyasyon ekiplerine eksik bildirdiği, bu durumun da Samsun’da vaka sayılarında ciddi artışa neden olduğu açıklandı. Testi pozitif çıkan vatandaşların temaslı oldukları kişileri bildirmediğine dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Temaslı listesini eksik verdiği, bunun da vaka sayılarında ciddi artışları beraberinde getirdiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Belirtilerin başlangıcından iki gün öncesine kadar temas ettiğiniz kişileri kendilerini takip etmeleri için bilgilendirmeniz ve filyasyon ekiplerimize de temaslı listesini kimseyi atlamadan vermeniz salgınla mücadelede hayati önem taşıyor.
***
Adıyaman’da Covid-19 tedbirleri kapsamında son iki günde 125 ev karantinaya alındı.
***
Eskişehir’de Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 65 yaş ve üzeri vatandaşlar için yeni kısıtlama kararı alındı. Yalova’da ise ev ziyaretlerine kısıtlama getirildi. Evler, filyasyon ekipleri tarafından denetlenecek.
***
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Dört hafta içinde İzmir’de yüzde 160’lık bir vaka artışı var. Geçen hafta Pazartesi günü, normal şartlarda İzmir’de vaka artışı ortaya çıktığında yeniden değerlendirme yapılması ve kararların gözden geçirilmesi gerekiyordu. Ama ‘bir süre daha izleyelim’ denildi. Giderek hızla üçüncü pike doğru yol aldığımızı bütün bilim insanları söylüyor. Ülke nüfusunun yüzde 87’si yüksek ve çok yüksek riskli illerde yaşıyor. Durum böyleyken, bir süre daha izlemek, bakmak gibi bir şey kalktı. Tüm ülkenin kızardığı süreçte, en hızlı bir şekilde yerinde ya da merkezi kararların alınması gerekiyor” dedi. Ayrıca, vaka artış oranına kıyasla alınması gereken önlemlerin de çerçevesini belirleyen Çamlı, “Böyle bir vaka artışı varken, kontrollü bir açılım değil, kapanmanın hayata geçmesi lazım. Bu kapanmada da sosyal ya da ekonomik mağduriyet yaşayacak kesimlerin mağduriyetlerinin karşılanması gerekiyor. Aşılanma hızının artırılması şart. Hastanelerin yoğun bakımlarının şu anda cevap veriyor olması kimseyi rahatlatmasın! Böyle giderse çok kısa süreçte aynı Kasım’da ve Aralık’ta olduğu gibi sağlık sistemimiz ciddi sıkıntılar yaşayabilir” uyarısında bulundu.

***
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, risk haritasında rengi kırmızı olan il sayısının 25’den 39’a çıkması üzerine, “Avrupa’da olduğu gibi Türkiye de çok büyük olasılıkla üçüncü dalganın içerisinde. Bu tırmanış trendi daha devam edecek olursa, Türkiye’nin tamamen kapanması dahi söz konusu olabilir” dedi. Şener, “İngiltere, Afrika, Brezilya mutantı gibi tanımlanmış mutantlar var. Türkiye’de de henüz adı konmamış bir Türkiye mutantı olabilir. Karadeniz mutantı, İstanbul mutantı olabilir” dedi.
***
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, Karadeniz bölgesinin 6 haftadır kırmızı bölgede olduğunu ve tüm ülkenin kırmızıya doğru gitmeye başladığını söyledi. Vakaların artmasına rağmen insan davranışlarında değişiklik olmadığını ifade eden Prof. Dr. Aydın, “Virüs daha hızlı bulaşmasına rağmen bizim davranışlarımızda hiçbir değişiklik yok. Bu virüsün öne geçtiği anlamına gelir. Virüs daha fazla bulaştırıcılığını sürdürürken biz normalleşmeye çalışıyoruz. Virüsle bir bakıma inatlaşmaya çalışıyoruz gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu doğru değil” diye vurguladı.
***
Koronavirüs yüzünden en çok vaka ve can kaybıyla karşılaşan ülke konumundaki ABD’de pandeminin sosyo-ekonomik zararının telafisi soru işareti olarak kalırken, daha pandemi öncesi evsizliğin patlama yaptığı ortaya çıktı. Ocak 2020 durum raporuna göre, gece başını sokacak yeri olmayan evsizler yüzde 28, uzun süreli evsizler yüzde 40 oranında arttı. Evsizliğin tüm önemli ölçütlerinin yükselişe geçtiğini saptayan rapora göre, 2020 yılının başında ABD’de 580 binden fazla evsiz vardı, yani yaklaşık 500 kişiden biri evsizdi. 2020, ABD’de evsiz sayısının üst üste arttığı dördüncü yıl oldu. Trump döneminde evsiz nüfusunun 30 binlik, yani yüzde 5 artış gösterdiğini kaydeden rapor, daha vahim veçheleri de ortaya serdi.
***
Kongo Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Guy Brice Parfait Kolelas, seçim gününde Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
***
Almanya’da, Coronavirus salgını nedeniyle alınan karantina önlemleri, hasta sayısının beklenenin üzerinde seyretmesi nedeniyle 18 Nisan’a kadar uzatıldı. Buna göre son 7 günde 100 bin kişide yeni vaka sayısının 100’ü aştığı bölgelerde, özel araçlarda sürücüyle aynı haneden olmayan diğer yolculara tıbbi maske takma zorunluğu getirilmesi, maske ve mesafe kurallarına riayet edilmesinin zor olduğu yerlerde hızlı testlerin yapılması, sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanması ve insanlar arasındaki temasların kısıtlanması gibi ek önlemler alınabileceği aktarıldı. Paskalya Bayramı kapsamında temasların azaltılması amacıyla kısıtlamaların getirilmesinin kararlaştırıldı. -5 Nisan’da evde kalma prensibinin geçerli olacağına işaret edilen açıklamada, bu dönemde en fazla iki hane halkının bir araya gelmesine izin verileceği ancak toplanan kişilerin sayısının 5 ile sınırlandırılacağı, 14 yaş altındaki çocukların bu sınırlama kapsamına alınmayacağı aktarıldı.
Son 7 günde 100 bin kişide yeni vaka sayısının 3 gün üst üste 100’ün üzerinde çıkması durumunda ‘acil fren’ uygulanmasının kararlılıkla tatbik edilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, bu durumda 7 Mart öncesindeki tedbirlerin yeniden uygulanmaya konulması istendi.Robert Koch Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, son bir haftadaki vaka ortalamasının Pazar günü yoğun bakım ünitelerinin kapasitesinin tükenmeye başlayacağı 100 eşiğinin üzerinde olan 103,9 olduğunu açıkladı.
***
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hasta ve hasta yakınları muayenelerin ücretli yapılması nedeniyle tedavi olmadan döndüklerini belirtti. Yüksek Öğrenim Kurumu’na (YÖK) bağlı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, kamu hastanesi statüsünde bulunmasına rağmen son dönemde sunulan sağlık hizmetleri nedeniyle, özel hastane uygulamasından farksız olmaya başladı. Ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi beklenirken, sağlık hizmetinde her geçen gün fahiş fiyat uygulamaları hayata geçiriliyor. Bunun yanı sıra hastanelerde pandemiye rağmen hastalar acil giriş bölümlerinden uzun kuyruklar oluşturuyor. Hastaneye gelen hasta ve hasta yakınları muayenelerin ücretli yapıldığını, hastane yönetiminin ise bu duruma göz yumduğunu belirterek, sağlık hizmetinde yetersizliklerini eleştirdi.
http://jinnews16.xyz/SAGLIK/content/view/157917
***
İşsizlik azalmış! Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye’de işsizlik oranının 2020’de bir önceki yıla göre 0,5 puan azalarak yüzde 13,2 olarak gerçekleştiğini  istihdam edilenlerin sayısı1 milyon 268 bin kişi azalarak 26 milyon 812 bin kişi, istihdam oranı ise 2,9 puanlık azalış ile %42,8 oldu.duyurdu. TÜİK sayıları yine düşürürken DİSK-AR’ın raporuna göre pandemi döneminden her üç kişiden biri işsiz kaldı.  DİSK-AR’ın raporuna göre Covid-19 etkisiyle yaşanan toplam iş kaybı ve işsizlik 12 milyon 115 bin. Rapora göre, İşgücüne katılım oranında büyük düşüş yaşanmaya devam etti. 2019’da yüzde 53 olan işgücüne katılma oranı son bir yılda 3,6 puan gerileyerek yüzde 49,3’e düştü.
***
Covid-19 nedeniyle zor günler geçiren İzmir’deki sanatçılar: Sektörün emekçileri olan bizler; iyilik değil, sosyal ve ekonomik haklarımızı istiyoruz
***
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya verdiği soru önergesi TBMM Başkanı Mustafa Şentop’tan veto yedi. Lebalep sorusunun cevaplanamayacağı ifade edilen önergeye ilişkin olarak Kaya, “AKP hükümeti pandemi şartlarında, sosyal mesafeyi hiçe sayarak kongre salonlarını lebalep dolduracak, ama biz hükümete bu konuda soru soramayacağız öyle mi? Bu nasıl adalettir?” dedi.
***
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Bergama ilçesindeki bir mahallede şap hastalığı tespit edilmesi üzerine, hayvan pazarı ve 20 mahalle için alınan karantina kararına ilişkin iddiaları TBMM gündemine taşıdı. Polat, “Geçtiğimiz ay Bursa ilinde de görülen hastalık yeterli tedbirler alınmadığı için Bergama’da da görülmüştür. Avrupa’da neredeyse yok sayılacak kadar az görülen hastalığın Türkiye’de sık görülmesi zaten zor durumda olan besi üreticisini daha da güç bir durumda bırakmaktadır. Hastalığın ithal hayvanlardan kaynaklandığı iddialarının araştırılması gerekiyor. İthal ise gelen bütün hayvanlar incelenmelidir. Ayrıca şap nedeniyle pazarların kapatılması ve hayvan alım satımının durdurulması, süt ve et üreticileri ile besicilerin ekonomik kayıplar yaşamasına neden olmaktadır. Zor durumda bulunan üreticilere destek olunmalıdır” dedi.
***
TTB: ”Yaşamın Vazgeçilmezi: Su”
Yaşadığımız pandemi günleri, suyun önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Maske kullanımı, mesafe ve ellerin sık sık yıkanması önerileri yapılırken yeterli, güvenilir ve parasız suyun insanlara sağlanması gerekir. Oysa yine TUİK’in verilerine göre yıllık su tüketimi ülkemizde kişi başına bölgelere göre değişmekle birlikte; 35-40 m3’ü geçmemektedir. Buna karşın üyelik görüşmelerini sürdürdüğümüz Avrupa Birliği ortalaması yıllık 100 m3’ün üzerindedir. Üstelik birçok Avrupa kentinde çeşmelerden akan güvenilir su ücretsizdir. O nedenle artık belediyelerimiz içilebilir suyu çeşmelerden akıtmalı, damacana şirketlerine de para ödemek zorunda bırakılmamalıyız. Ayrıca son yıllarda bazı büyük kentlerimizde hazırlıklarını gördüğümüz “suyun özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi” ile ilgili girişimlerden de derhal vazgeçilmelidir.
https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=0f21ed06-8aff-11eb-9f45-e823f4620c17&utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter
***
Pandemiyle mücadelede başarılı olan ülkeler neleri doğru yaptı? – Jane Corbin
Yaptığım araştırmada, virüsün yayılması ve can kayıplarının önüne geçilmesinde dört kritik konunun öne çıktığını tespit ettim:
Sınırları kontrol etmek ve ülkeye girişleri takip etmek için erken ve etkili şekilde harekete geçilmesi
Enfekte olduğundan şüphelenilen herkese test yapılması, izlenmesi ve temas takibi yapılması
Virüsü kontrol altına almak için karantinaya alınanlara maddi destek verilmesi
Etkili liderlik gösterilmesi, kamuoyuyla tutarlı ve zamanında iletişim kurulması
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56492233
***
Vefat eden sağlık çalışanlarının çocukları için… – Murat Sevinç
Büyük emek harcanmış, pırıl pırıl insanlarca, özenle hazırlanmış bir çalışma “100 Doktor 100 Tarif.” Yinelemenin zararı yok, tüm gelir vefat eden sağlık çalışanlarının çocuklarının eğitiminde kullanılacak. Bu kez yalnızca önermiyorum, ‘hararetle’ öneriyorum.
https://www.gazeteduvar.com.tr/vefat-eden-saglik-calisanlarinin-cocuklari-icin-makale-1516851
***

AŞI TARTIŞMALARI
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, zengin ülkelerde uygulanan Coronavirus (Covid-19) aşı sayısı ile yoksul ülkelere aşı erişimini sağlayan uluslararası Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programının (COVAX) tedarik ettiği aşı sayısı arasındaki uçurumun her geçen gün büyüyerek “kara mizaha” dönüştüğünü söyledi.
AstraZeneca’nın Covid-19 salgını sürecinde üretilen aşılardan kâr elde etmeyen tek şirket olduğunu belirten Ghebreyesus, aşı üretimini hızlandırmak ve aşıları yaymak konusunda firmanın karşılaştığı zorluklar hakkında AstraZeneca CEO’su Pascal Soriot ile konuştuğunu bildirdi. Ghebreyesus, “Şimdiye kadar AstraZeneca, salgın sırasında Covid-19 aşısından kâr elde etmemeyi taahhüt eden tek şirkettir. Şimdiye kadar Güney Kore’deki SK Bio ve Hindistan Serum Enstitüsü de dahil olmak üzere teknolojisini birkaç şirkete lisanslayarak aşı sermayesine önemli bir katkıda bulunan tek aşı geliştiricisidir” dedi.
***
AstraZeneca firması- Oxford Üniversitesi ortaklığında geliştirilen ve 50’den fazla ülkede kullanımına onay verilen koronavirüs aşısı üzerinde ABD’de yapılan çalışmanın ilk sonuçları paylaşıldı. 32 bin gönüllünün 20 binine gerçek aşı, geri kalanına da plasebo verildiği araştırmanın sonuçlarına göre AstraZeneca- Oxford aşısının koronavirüs semptomları karşısındaki etkililiği yüzde 79. Aşı, insanların yoğun bakıma kaldırılma veya hastalığı ağır geçirmesi karşısında da yüzde 100 etkili.
***
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’den yoksul ülkelere Covid-19 aşılarını gönderemeyeceklerini söyledi. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, “AB’nin aşıyı doğrudan diğer ülkelerle paylaşma mekanizması ancak AB’de daha iyi bir üretim durumuna sahip olduğumuzda başlayacaktır” ifadelerini kullandı.
***
Biri İsrailli, diğeri Hindistanlı iki şirket,, hap şeklinde ağza atılıp yutulacak ve evde tatbik edilecek Kovid-19 aşısı geliştirme çalışmalarını insanlar üzerinde klinik deneylere taşımaya hazırlanıyor.
***

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Koronavirüs ile mücadelede hedefin toplumun en az yüzde 60’ını aşı ile bağışık hale getirmek olduğunu söyledi. Ceyhan, “Bizim bu amaca ulaşabilmemiz için toplumun yüzde 80’ine yakınını aşılamamız lazım. Toplumun yüzde 20’si çocuk zaten, o yaş grubuna bu aşıları uygulayamıyorsunuz. O halde yetişkinlerin tamamının aşılanması lazım” dedi.
***
Koronavirüs aşılarının ekonomi politiği (II): Aşılar “kar için sağlık” amacıyla üretiliyor – Ekin Çakıcı
Her şeyden önce AstraZeneca isimli firma bir aşı firması değil. Daha doğrusu uzmanlık alanı aşı üretimi değil. İngiltere’nin aşı piyasasına girmek için kapı kapı gezdiği firmalardan sadece bir tanesi AstraZeneca. Oxford aracılığıyla fonlanan aşı çalışması ilk olarak ABD’li şirket Merck ile yapılmak istendi. Ancak ilk üretimlerini İngiltere’ye vermeyi kabul etmeyen Merck ile İngiliz hükümeti anlaşamadı. Ardından ise AstraZeneca şirketine 100 milyon dozu garanti ederek bir ön ödeme yapılarak anlaşma sağlandı. Bu noktada karşımıza büyük ilaç şirketlerinin “patent hakları” karşımıza çıkıyor. Halk için sağlık anlayışı yerine adeta “kar için sağlık” anlayışıyla hareket eden firmalar, patent haklarını zorunlu kılıyorlar. Zorunluluğun sebebi ise aşı veya ilaç geliştirme konusunda başlangıç maliyetlerinin yüksek olması ve ilaç veya aşı içeriklerinin kolayca uyuşturucu madde olarak kullanılabilmesi olarak ileri sürülüyor. Ancak Jayati Ghosh’un belirttiği gibi koronavirüs aşıları konusunda her şeyden önce daha fazla gönüllü insan olması şirketlerin ilk maliyetlerini düşürüyor. İkinci olaraksa AstraZeneca örneğinde gördüğümüz gibi devlet destekleri koronavirüs aşıları konusunda oldukça yüksek. Elbette İngiltere ve AstraZeneca tek bir örnek değil. ABD toplamda 6 şirkete 12 milyar dolardan fazla sübvansiyon ödemesi gerçekleştirmiş durumda. Bunun yanı sıra Pfizer şirketinden ön ödemeli siparişlerde de bulundu. Piyasaya yeni çıkan Jonhson Jonhson isimli aşı içinse üretici firmaya 100 milyon dolarlık ön ödemenin yapılmasının ardından firma aşıyı üretmeye başladı.
Daha üretilmemiş olan, üretimi planlanan aşılara satın alan gelişmiş kapitalist ülkeler ile sömürge ve yarı sömürge ülkelerin aşıya ödedikleri fiyatlar arasında da oldukça büyük farklar var. Buna göre, AstraZeneca’nın geliştirdiği aşı için 27 Avrupa Birliği üyesi ülke bir doz için 3.5 dolar öderken, Bangladeş şirkete her bir doz için 4 dolar, aracı firma için de fazladan 1 dolar ödüyor. Dolayısıyla AstraZeneca’nın geliştirdiği aşıya Avrupa ülkeleri 3.5 dolara ulaşırken, Bangladeş 5 dolara ulaşıyor. Aynı durum birçok ülke için geçerli. Örneğin Nepal ve Meksika da aynı aşıya her bir doz için 4 dolar ödemiş durumda. Güney Afrika ise 5.25 dolar ödüyor aldığı her bir doz AstraZeneca aşısı için. Öte yandan aşı endüstrisinin koronavirüs ortaya çıkana kadar değeri sadece 35 milyar dolardı. Bugün için Pfizer isimli üreticinin bu yılki beklenen karı 15 milyar dolar.https://www.yolculukhaber.net/koronavirus-asilarinin-ekonomi-politigi-ii-asilar-kar-icin-saglik-amaciyla-uretiliyor-ekin-cakici

***



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...