CORONA GÜNLÜĞÜ 15 MAYIS

  • Salgını toplumsal muhalefeti sindirmek için fırsat olarak gören iktidar HDP’li belediyelere kayyum atamalarına devam ediyor. Siirt , Baykan ,Kurtalan ve Iğdır belediyelerinin seçilmiş eşbaşkanları görevden alınarak yerlerine kayyum atandı. Eş zamanlı olarak eş başkanlar gözaltına alındı.
  • Erken seçim tartışmaları ülkenin gündeminde yer almaya devam ediyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , iktidar tarafından yapılacak olan olası bir erken seçimde Gelecek ve DEVA  partisine  seçime girebilmeleri için milletvekili verebileceğini söyledi.
  • HSK , İbrahim Gökçek’in yaşatılması gerektiğini söyleyen ve “ Türküler kimseye zarar vermez “ diyen Yragıçlar Sendikası Başkanı Hakim Ayşe Sarısı Pehlivan’ı görevden uzaklaştırdı.
  • Aydın’ın Efeler ilçesinde bir çok JES’in atıklarını Büyük Menderes nehrine bırakmasından kaynaklı nehirde kirlilik dördüncü aşamaya gelmiş durumda.Nehirdeki kirlilik tarımı olumsuz etkiliyor. Ayrıca nehirdeki doğal yaşamı da tahrip ediyor.
  • Müsiad tarafından pandemi ve benzer krizlerde çarkların durmadan dönebileceği “ İzole üretim üsleri “ adıyla modern  bir toplama kampını andıran bir proje çalışması yapıldığı duyruldu.Dünya’dan kopuk ve giriş çıkışların izne tabi olacağı belirtildi. Bin işçi ve ailelerin yaşayabileceği şekilde tasarlanan  izole üretim üslerinde hayattan izole üretim gerçekleştirilecek. İnşası tamamlanan ilk izole üretim üssünün Tekirdağ’ 15 haziran’da açılması planlanıyor.
  • Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yabancı uyruklu bir hasta korona testi yaptırmamak için hastanenin 3’üncü katından bağladığı çarşaflarları camdan sarkıtıp kaçmaya çalıştı. Çarfların boyu zemine kadar ulaşmayınca hasta 1’inci kat hizasında asılı kaldı. Gelen görevliler tarafından hasta bulunduğu durumdan kurtarıldı.
  • Gaziantep’te Merinos fabrikasının yönetim kurulu , fabrikanın kapalı olduğu dönemde çalışanların kendini evde izole etmeleri gerektiğini aksi takdirde korona virüsü bulaştığı tespit edilen  personeline cezai işlem uygulayacağını duyurdu.Aynı fabrika sokağa çıkma yasaklarında dahi işçileri çalıştırmaya devam etmişti.
  • Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş , 12 haziran’dan itibaren camilerin avlularında namaz kılınmaya başlanacağını duryurdu.

  • Türkiye’de azalma eğilimi durdu, geçen hafta sonuna göre hafif yükseliş dikkati çekiyor. Toplam vaka sayısı 145 bine yaklaşırken, ölüm sayısı dört bini geçti.
  • İstabul’da vaka sayısının fazlalığı futbol takımlarında da kendini gösterdi. BJK futbolcuları, teknik heyeti ve tesis çalışanlarına ikinci kez Covid-19 testi yapılmış ve sekiz kişide hastalık tespit ediliştir. Bu olay aynı zamanda riskli gruplara periyodik yapılan testlerin ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur.
  • Fizik mesafeye özen göstermeme, maske kullanmama, el yıkamama gibi bireysel önlemlerdeki sorunların yanında taziye, iftar gibi toplu törenler de salgının yayılmasında etkisi oldu. Bunlara bir de üfürükçü hocada eklendi. Kayseri’de bir Üfürükçü hocanın virüs bulaşmaması için tüm mahalle sakinlerini ‘okuyup-üflediği’ ve mahalle geneline virüsü yaydığı iddia edildi. Kayseri Tabip Odası ise yayılmanın altında yatan nedeninin ‘üfürükçü’ olmadığını, bir cenazeden sonra toplu mevlide katılım olduğunu açıkladı.
  • Maskesiz sokağa çıkmanın yasaklandığı il sayısı 12 oldu: Adıyaman, Afyonkarahisar, Aydın, Balıkesir, Bartın, Denizli, Düzce, Kastamonu, Muğla, Siirt, Burdur ve Uşak. Gaziantep, İzmir, Adana gibi kentlerde de insan yoğunluğunun oluştuğu bazı cadde ve çarşılara maskesiz girilmesi yasaklandı. İnsanların yeterli maske temini yapamadığı göz önünde bulundurulduğunda bu kararın ancak sağlıksız maske kullanımı ile yerine getirilebileceği anlaşılmaktadır.
  • Mevsimlik tarım işçilerinde fiziki mesafeye uyum için ne devlet ne de patronlar hiç bir çaba göstermiyor. Adana’da, koronavirüs tedbirleri kapsamında en fazla 7 kişinin taşınması gereken 14 yolcu kapasiteli minibüsten sürücüyle birlikte 35 tarım işçisi çıktı.
  • DİSK’in uyarılarına kulak tıkanması ile faaliyete devam eden madenler hastalığın bulaştığı yerler olmaya devam ediyor. Kastamonu’nun Hanönü ilçesindeki maden ocağında 8 işçide Covid-19 saptandı. İşçilerle temas halinde olduğu düşünülen 117 işçi de karantinaya alındı.
  • Evde kalamayanlarda Covid-19 haberleri peşi sıra gelmeye başladı. Tarama testlerinin sıklaşması ile bu haberleri daha fazla duyacağız. Yaklaşık 2 bin işçinin çalıştığı Gedik Piliç’te, yetersiz önlemler sonucunda 86 işçide korona virüsü tespit edildi. Gedik işçilerinin anlatıları ders niteliğinde, evde kalamayanlara ve önlemlerdeki yetersizliği açıkça ortaya koyuyor. “Salgın başladığından beri bize sadece bir adet maske verildi. Bu olay patlak verene kadar yaklaşık 45 gündür herkes aynı maskeyi kullanıyor. Kendimiz, tek kullanımlık maskeleri yıkıyoruz, tekrar kullanıyoruz. Ancak insanlar ekmek parası için çalışmak zorunda, kimse işini kaybetmek istemiyor. Hepimiz korkuyoruz. Yöneticiler bize sosyal mesafe kurallarına uymamızı söylese de çalışma ortamı sosyal mesafeye uygun değil. Yan yana çalışmak zorunda kalıyoruz. Herkesin bir başkasına virüs bulaştırma riski var. Yemekhanede iç içe yemek yemiyoruz mesafeye ayak uyduruyoruz. Dezenfektan gibi ürünleri hepimize verdiler. Benim test sonucum negatif çıktı. Fabrikada şu an ne kadar vaka olduğunu işçiler olarak biz bilmiyoruz. Pozitif vakalar ortaya çıkınca işe gelmek istemeyen arkadaşlar oldu. Patronlar işe gelenlere teşvik için bin lira gibi ek ödeme yaptı. Ben evime gidemiyorum. Apart kiralayıp dışarıyla temasımı kestim. Anneme virüs bulaştırmaktan korkuyorum. Ayrıca patronların işçileri toplayıp, sosyal medyada yazıp çizenleri ve basına konuşanları işinden etmek ve dava açmakla korkuttuğunu da duydum.”
  • Enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan İstanbul için uyarıda bulundu: “Açıklanan vakaların yüzde 60’ı İstanbul’daydı, dolayısıyla bu hastalığının taşıyıcılarının 250 bini İstanbul’da. Her 100 kişiden bir buçuğu bu virüsü bilmeden taşıyor. Bir de maske takmamış, ya da maskeyi düzgün takmamışsa siz düzgün taksanız bile yüzde 30 koruyor”
  • Gevşeme politikaları test yapılmasını daha da önemli kılmış durumda. Test, test, test diye çığlık atıyor DSÖ. Bunun altında yatan neden Koronavirüs bulaşan kişilerin yüzde otuzunun hiöbir semptom vermeden hastalığı taşıma potansiyeli. Yine viris taşıyanların yüzde ellisi hastalığın tipik bulguları ile değil, sağlık kurumuna başvurmayı gerektirmeyen halsizlik, kırgınlık, boğaz ağrısı gibi müphem şikayetlerle geçiririyor. Bu iki grubun yani Koronavirüsü bulaşmış fakat hasta olmayan, hasta olduğunun farkında bile olmayan yüzde seksenin bulunması, izolasyona alınması, bulaştırmaması için önlemlerin alınması ve temaslılarının izlerinin sürülmesi halk sağlığı için çok önemli. Bunun yolu da bilinen en iyi tarama testi ile toplumun periyodik olarak test edilmesinden geçiyor. Nitekim Wuhan’da yeni vakaların (5 kişi) ortaya çıkması ile tüm nüfusun, yani 11 milyon kişinin on gün içinde taranacaki yani test yapılacak. Yine etkin test yapılması ve pozitif saptananlara yönelik önlemlerle salgını başarı ile kontrol eden ülke örnekleri olarak Güney Kore, Tayvan, Singapur, İzlanda, Avustralya, Almanya ilk akla gelenler arasında. Buna örnek verilebilir. Bu açıdan en önemli sorun elimizde yeterli test kitinin olması ve bakanlığın-hükümetin bunun ekonomik açıdan maliyet olarak düşünmemesi. Tarama için riskli toplum kesimlerinden başlanması en sık izlenen yoldur. Burada kast edilen hastalığın geçirilmesinde riski fazla olan (yaşlılar, kronik hastalığı olanlar) değil Covid-19’a yakalandığında bulaştırma potansiyeli yüksek olan kişilerdir. Fizik mesafe kuralına uyma olanağı olmayan işçiler (tüm işçi sınıfı başta mevsimlik tarım işçileri, dağıtım işçileri, belediye işçileri, market işçileri, hizmet sektöründe çalışan işçiler, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olmak üzere), toplu yaşama alanlarında kalanlar (cezaevi, yurtlar, şantiyeler, kamplar, vb.) ilk akla gelenlerdir.
  • Ordu’da Vali tarafından şehirde yeni korona virüsü vakası görülmediği   açıklamalarının ardından insanların büyük kalabalıklar halinde sokağa çıktıkları görüldü. Bu durum iktidarın normalleşme süreci yaklaşımından kaynaklı halkın tedbirleri kontrolsüz bir şekilde  azaltmaya başladıklarını  göstermektedir.
  • Urfa’daki işsizlik problemine “koronavirüs “ işsizliği de eklenince devletin yaptığı yardım için yüzlerce metrelik kuyruklar ortaya çıkmaya başladı. Salgın tehlikesinin kol gezdiği bu günlerde insanların canları pahasına yaşanan bu durum , yoksulluğun halini gözler önüne serdi.
  • Dünyada toplam vaka sayısı 4.5 milyonu, ölüm sayısı 300 bini geçti. Kuzey ve Güney Amerika kıtası ile birlikte Rusya salgında ön plana geçerken Güney Asya, Afrika ve Ortadoğu’da salgın büyüyor.
  • Brezilya’da toplam vaka sayısı 200 bine yaklaşırken yeni vaka sayısı 8 bin yedi yüz civarında. Salgının her yıl büyük kalabalıkların katıldığı Rio karnavalından önce yayılmaya başladığı düşünülüyor.
  • Suudi Arabistan’da yeni vaka sayısı iki bini ve Katar’da bin yedi yüzü geçmiş durumda. Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’te yeni vaka sayısının tırmanışı dikkat çekiyor.
  • ABD’de korona virüsünden ölenlerin sayısı 85 bini aştı. Toplam vaka sayısı da 1.5 milyona yaklaştı.
  • Covid-19 kaynaklı can kaybı bakımından Avrupa ‘da birinci dünya da ABD’den sonra ikinci olan İngiltere’de son 24 saatte 428 kişinin daha öldüğü belirtildi. Toplam can kaybı 34 binlere vaka sayısı da 220 binlere yükseldi.
  • İtalya’da yapılan bir araştırma, son dönemde çocuklarda görülen Kawasaki hastalığı benzeri rahatsızlığın korona virüsü salgınıyla bağlantılı olabileceğini gösterdi. Bergamo’daki Papa Giovanni XXIII Hastanesi’nde yapılan araştırmada korona virüsü salgını süresince Bergamo’da Kawasaki benzeri bir hastalığın 30 kat arttığı tespit edildi.
  • Almanya’da federal meclisin korona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında kabul ettiği ikinci önlem paketi ile testler yaygınlaşacak , sağlık çalışanlarına prim uygulaması getirilecek.
  • Ekonomik olarak zor durumda olan halkın maske ihtiyacını temin etmeyen iktidar korona önlemleri kapsamında 10 ilde sokağa maskesiz çıkmayı yasakladı Bazı illerde de bazı cadde ve çarşılar için maskesiz çıkılmaması kararı alındı.

  • Türk Tabipler Birliği Covid-19 Danışma ve İzleme Kurulu iki aylık değerlendirme raporu yayımladı. Rapor Türkiye’deki il vakanın durulduğu 10 mart 2020 tarıhınden sonra geçen iki aylık sürede pandeminin küresel durumunu ve ülkemizde pandemiye karşı yürütülen çalışmaları değerlendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığının pandemi ile ilgili epidemiyolojik verileri yayınlamaktan kaçınmasından kaynaklı    ülkemizle ilgili değerlendirmelerin sınırlı oldığu belirtilmektedir.
  • TTB Merkez Konseyi covid-19 pandemisi ikinci ay raporuna dair online basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada sağlık çalışnları arasındaki pozitif vakanın 10 binin üzerinde olduğu belirtilti. Ayrıca  Türkiye’nin stratejisinin salgını baskılamak değil sadece etkisini azaltmak olduğu vurguladı.Ayrıca R0 değerini 1’in altına düşüremezseniz salgını kontrol altına alınmazsınız değerlendirmesinde bulunuldu.
  • Pandemi sürecinde büyük özveriyle , zorlu koşullar altında çalışan sağlık çalışanlarına üç ay süreyle verileceği ifade edilen ek ödemelerin , performans sistemi baz alınarak yapılması , dolayısıyla adaletsiz , eşitsiz bir biçimde ücretlendirme yapılmasına tepki olarak SES öncülüğünde Türkiye genelinde üniversite hastanelerinin önünde basın açıklamaları yapıldı. Yapılan eylemlere Diş Hekimleri Odaları  , Tabip Odaları ve  Devrimci Sağlık-İş de destek verdi.Türkiyenin bir çok ilinde yapılan eylemler de“Pandemiyle mücadele ayrımcılık olmaz performans değil temel ücret „ ve“Sağlık ekip işidir  herkese adil bir ücret verilsin“,“ Sadakaya tokuz hakkımızı istiyoruz“ pankartlarıyla basın açıklamaları yapıldı.
  • SES Eş Genel başkanı Gönül Erden sağlık emekçilerinin pandemi sürecinde derinleşen sorunları üzerine değerlendirmelerde bulundu;“ Bizlerin sorunları pandemiyle başlamadı. Biliyorsunuz, yaşadığımız sorunların hepsi alanlarda yaşadığımız sorunlardı. Ama pandemiyle birlikte daha fazla görünür oldu, daha fazla derinleşti ve artarak devam ediyor. Covid-19 salgını başladığı andan itibaren ilk olarak şunu ifade ettik: Bu salgınla mücadelede sağlık kurumları ve sağlık emekçileri çok kritik bir noktada duruyor. Salgınla mücadele etmek için öncelikle sağlık emekçilerini korumak gerekir, sağlık emekçilerini korumadan salgınla mücadele edilemez, sağlık emekçilerini korumadan toplum sağlığı mücadelesi yürütemezsiniz.”https://gazete.alinteri1.org/pandemi-ve-saglik-emekcilerinin-derinlesen-sorunlari-i

  • İktidarın muhalif meslek odalarını sindirmek amacıyla baro ve odalar seçim sistemlerinde yapmak istediği değişikliğe TMMOB , TTB , TÜRKMOB ve TDB ortak tepki göstererek “Bütün demokratik kanalları kulllanarak , girişimi durdurmak için çalışacağız “ dedi.
  • Eğitim-Sen İzmir 4 Nolu Şubedeki Eğitim çalışanları , Khk ‘larla hukuksuzca işlerinden ihraç edilip bu zulüm sebebiyle yaşamını yitirenlerin anısına youtube ta bir klip yayınladı.
  • HDP Genel Merkezi iktidarın yaptığı kayyum atamalarına karşı açıklamalarda bulundu.” Saray rejimi bir kez daha halka ve halk iradesine düşmanlığını gösterdi  . İktidar halka yaptığı bu düşmanlığın hesabını er geç verecek , halkımız saldırılara boyun eğmeyecektir.”
  • Film yapımcısı Eugene Jarecki tarafından Times meydanında “Trump ölüm saati “ adı verilen bir pano asıldı.Covid-19 ölümlerinden,  yeterince önlem almayan ABD Başkanı Trump’ı sorumlu tutan Jarecki, “bu acı unutulamaz “değerlendirmesinde bulundu.
  • HDP , 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’na ilişkin yayınladığı açıklamada anadilde eğitim talebini yineledi.

  • Almanya 2016 yılında yaşanan Fukuşima faciasının ardından , ülkedeki nükleer santrallaerinin 2022 yılına kadar kapatılmasına ,sonra da yıkılmasına karar vermişti. Almanya bu kararla yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmeyi amaçlıyor. Bu karar doğrultusunda Almanya’nın Stuttgart şehri yakınlarındaki Philippsburg 2 Nükleer Santrali’nin 40 yıllık soğutma kuleleri bugün sabahın erken vakitlerinde kontrollü bir şekilde yıkıldı.

  • İstanbul sözleşmesinin iktidar tarafından kaldırılmasının düşünüldüğü bu dönemde kadına şiddet artarak devam ediyor. İstanbul Beykoz’da bir kadın boşanmak istediği eşi ve ailesi tarafından gece yarısı kaçırılarak öldüresiye işkence edildi. Ardından ormanlık alana brakılarak ölüme terk edildi. Eşi ve yakınları gözaltına alındı.
  • Gülistan Doku’nun kaybolmasının üzerinden 130 gün geçmesine rağmen herhangi bir gelişme kaydedilemedi. Dersim’deki kadın örgütleri bir açıklama yaparak , Gülistan’ın bulunması için görüntü çözümlenmesinin bitirilmesini, cinayet ihtimalinin araştırılmasını ve barajın boşaltılmasını istedi.
  • Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) , sosyal medyada hedef gösterilen ve tehdit edilen sinema ve tiyatro oyuncusu Berna Laçin , CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu  ve Gazeteci Nevşin Mengü’ye destek açıklaması yaptı. TKDF’in açıklamasında “ Troller eliyle kadınların can güvenliğine yönelik saldırıyı kınıyor , kadın düşmanlığı anlamına gelecek her türlü tutum ve eylemi baştan reddediyoruz “denildi.
  •  Birleşik Kürt Kadın Platformu koronavirüs salgını nedeniyle 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı sosyal medya üzerinde yayınladığı videoyla kutladı.

  • Doç.Dr. Göğüs Cerrahisi Uzmanı Necati Çıtak, “Toplumsal Eşitsizlik, Covid-19 ve Buna Bağlı Ölümler İçin Önemli bir Risk Faktörüdür.” başlığında bir değerlendirme yazısı oluşturdu.  Yazı da geçen bazı değerlendirmeler ;Covid-19 ve bununla ilişkili ölüm oranlarının demografik ve sosyoekonomik faktörlere bağımlılığı toplumsal eşitsizlikle ilgili yayınlanmış çalışmalarla birlikte irdelenmiştir. Düşük gelirli toplulukların yüksek gelirli topluluklara göre daha yüksek Covid-19 hastalığına yakalanma ve buna bağlı ölüm oranlarına sahip olduğu görülmüştür. Toplumsal eşitsizliğe sahip olanlar ile Covid-19 ilişkili ölümler arasında güçlü bir pozitif korelasyon görülmüştür. Hane halkı medyan geliri yüksek olan şehirlere göre en fazla ırksal / etnik azınlık oranına sahip, en çok yoksulluk içinde yaşayan ve eğitim düzeyi en düşük insanlara sahip şehirlerde Covid-19 ile ilişkili hastaneye yatış ve ölüm oranları daha yüksektir. Toplumsal eşitsizliklerin zamanla artacağı kesindir. Toplumsal ve örgütsel/üretimsel değişimler uygulanmaz ise, dünyamızın daha kötü senaryolara hazırlıklı olması gerekmektedir.                                                                            Kapitalizmin sınırları içerisinde üretilen bilim ‘’toplumsal eşitsizlik’’ terminolojisinden sıklıkla uzak durmaktadır. İleri yaş, vücut kitle indeksinin yüksekliği, immünsüpresyon, sigara içme, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıkların varlığı, günümüzün hastalığı olan, Covid-19 nedenli ölüm riskini artıran altta yatan durumlar olarak çok fazla sayıda çalışmada ortaya konulur iken toplumsal eşitsizliğin Covid-19 üzerindeki etkisini araştıran çalışma sayısı çok azdır. Örneğin, Pubmed’de Ocak 2020’den bugüne kadar Covid-19 ile ilgili yapılan dolaylı ve doğrudan çalışma sayısı 11 bin iken, toplumsal eşitsizlik ve Covid-19 arası ilişkiyi araştıran dolaylı ve doğrudan çalışma sayısı sadece 34’dür (%0.3) ve bu çalışmaların da sadece küçük bir kısmı bizlere bu konu hakkında geniş bilgiler verebilmektedir . Bunda yukarıda belirttiğim kapitalizm sınırları içerisinde üretilen bilimin etkisi olduğu gibi önleyici/koruyucu olmaktan çok tedavi edici tıbbın kutsallaştırmasına ikincil sağlığın sosyal belirleyicilerinin göz ardı edilmesi ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen standart Covid-19 vaka formunda  toplumsal eşitsizliği ortaya koyabilecek bölümlerin yer almaması da etkilidir.
  • Marx ve ekoloji: ‘Devasız bir yarılma’ :Marx’ın en verimli yıllarını kapsayan ve aynı zamanda çalışma tarzı hakkında da bir fikir veren “Büyük Defter”de (Tarıma Dair Defterler) öncelikle toprak rantı ve fiyatı hakkındaki tartışmalar irdeleniyor. Bunların başında Justus von Liebig’in toprağın tüketimine dair teorisini formüle ettiği “Tarımsal Kimya” (1862) adlı kitabı geliyor. Toprağın verimliliğinin doğa bilimsel araştırmalarla geliştirilmesinin söz konusu olduğu bir zamanda, Marx’ın yakından irdelemeye çalıştığı husus, toprağın tarımsal ekonominin yoğunlaşması suretiyle tüketilmesi sorunudur. Liebig’in kitabı bu bakımdan önemli bir eserdi. Nitekim bu ünlü bilim adamı, kitabının giriş kısmında, modern tarım sistemini “sürdürülebilir olmayan” bir “yağma ekonomisi” olarak eleştirmekteydi. Liebig, bir kıtlık ve ham madde savaşları çağının olabileceği ve toprağı tüketmesi itibarıyla Avrupa uygarlığının varlığının maddi temellerini yitirebileceği konusunda uyarıyordu.                                                                                                                                                 Marx, Kapital’in birinci cildini kaleme alırken, Liebig’in bu eserini incelerken çıkarttığı sonuçları “Büyük sanayi ve tarım” başlıklı bölümde formüle eder. Örneğin: “Kapitalist tarımdaki her gelişme, yalnız emekçiyi soyma sanatında değil, toprağı soyma sanatında da bir ilerlemedir; belli bir zaman için toprağın verimliliğinin artmasındaki her ilerleme, aynı zamanda, bu sonsuz verimlilik kaynağının mahvedilmesine doğru bir ilerlemedir.”[2] İlgili sayfalar okunduğunda, Marx’ın burjuvazi tarafından üretken gücün geliştirilmesini tek yanlı övdüğüne dair ithamların gerçek olmadığı kolaylıkla görülebilir.https://www.evrensel.net/haber/404748/marx-ve-ekoloji-devasiz-bir-yarilma
  • Covid-19 salgınında Japonya’daki intihar oranları bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 azaldı. 7 Nisan’da  ülkedeki toplam nüfusun yüzde 44 ‘ünü oluşturan başkent Tokyo ve diğer altı bölgede olağanüstü hal ilan edilmişti.16 Nisan’da ise hükümet olağanüstü halin kapsamını ülkenin 47 bölgesini de içerecek şekilde genişletme kararı almıştı.     İntihar oranındaki bu düşüşün temel nedeninin ülkedeki gündelik yaşamın yoğunluğu , toplumsal ulaşım ve iş yerlerinde uzun mesai yapma gibi stres faktörlerinin  ortadan kalkması olduğu düşünülüyor.Ayrıca gençler için yoğun bir stress kaynağı olan okullara  nisan ayında gidilmemesinin de etkili olduğu düşünülüyor.
  • Kürtçe’ye Yönelmek En Güzel Eser  Kürt dil mücadelesinin sembolü olarak kabul edilen Kürtçe edebiyat dergisi Hawar’ın 15 Mayıs 1932’de Suriye’nin başkenti Şam’da Celadet Ali Bedirxan tarafından yayıma başladığı gün aynı zamanda her yıl Kürt Dil Bayramı Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de cumhuriyetin kurulmasından bu yana yasaklamalarla, baskıyla bugünlere gelen Kürtçe, belki de tarihte yok olmaya karşı en büyük direnişi gösteren dillerden biri.Kürtçe üzerindeki baskılar AKP döneminde de hız kesmeden sürüyor. Değişen tek şey kişiler ve iktidara gelen isimler oldu. Kürtçe Hawar’ın Türkçe karşılığı olan ‘İmdat’ sözcüğü yüz yıldır Türkiye’de anadilleri yasaklanan Kürtlerin adeta çığlığı gibi. http://yeniyasamgazetesi.info/kurtceye-yonelmek-en-guzel-eser/
  • Koronavirüs salgını fırsat bilinerek gerçekleştirilen 54 ekolojik yıkım  Ekoloji Birliği, koronavirüs sürecinde ekolojik yıkıma yol açan projeleri listeledi. 54 olayın yer aldığı listede şu gelişmelere dikkat çekildi:      Çanakkale Kumarlar Köyü’nde baraj inşa etmek isteyen Doğu Biga Madencilik isimli şirket tarafından, köylülere mera alanlarını boşaltmaları için baskı yapıldı.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize Güneysu Gürgen köyünde halkın tepkisine rağmen HES projesini yürüten şirket, koronavirüs gündemini fırsat bilerek çalışmalarını hızlandırdı.Artvin’deki maden ve HES çalışmaları devam ediyor. Cengiz Holding’e ait Eti Bakır’ın işlettiği Artvin Cerattepe ve Murgul’daki maden sahalarında faaliyete ara verilmedi.

‘Nükleer anlaşması imzalandı’

Artvin Yusufeli’nde ilçe halkının itiraz ettiği HES projesiyle ilgili çalışmalara başlanıldı. İlçe halkı tepki gösteriyor.

İngilizlerle Nükleer Anlaşması İmzalandı.

EÜAŞ International ICC, İngiliz şirketi Rolls-Royce ile kompakt nükleer güç santrallerinin teknik, ekonomik ve hukuki uygulanabilirliği ile birlikte üretim imkânlarını değerlendirmek üzere bir mutabakat zaptı imzaladı.

‘Salda Gölü’nün kumulları taşındı’

Salda Gölü 1.derece doğal sit ve korunan alan statüsüne sahip olmasına rağmen, millet bahçesi yapmak amacıyla iş makineleri ile Salda’ya girip bölgeye özel kumulları taşıdılar ve Millet Bahçesi kapsamında yapacakları yol ve otopark alanına serdiler. Tepkiler üzerine faaliyet durdu.

https://yesilgazete.org/blog/2020/05/04/koronavirus-salgini-firsat-bilinerek-gerceklestirilen-54-ekolojik-yikim/

  • MÜSİAD tarafından açıklanan İzole üretim üsleri projesi önümüzdeki dönemde üzerinde yoğunlaşılması gerekilen bir konu. Yoğun mesaiye maruz kalan işçiler aslında ev ile iş arasında zaten kısmen toplumdan izole olarak yaşamaktaydı.İşten eve gelen çalışanlar aşırı yorgunluktan toplumla hatta kendi aileleri ile bile aynı evde bulunmak dışında yeterince temas kurmakta zorlanıyorlardı. Ancak toplumun içinde olduklarından toplumsal konulara maruz kalmaya devam etmekteler.Ayrica  toplum da işçilerin çalışma durumlarına ve yaşam koşullarına tanık olmaktadır. İzole üretim üsleriyle amaçlanan işçileri tamamıyla toplumdan koparıp etkili bir şekilde sömürmektedir. Toplumdan kopuk bir mekanın içine hapsedilen işçilerin kontrol edilmesi daha kolay olacaktır.Ayrıca olası bir örgütlenme ve hak talep edilme durumunda istanbul havalimanında  inşaat işçilerine yapıldığı gibi kolluk kuvvetleriyle olayı bastırma gibi yöntemlerin uygulanması için de elverişli bir mekan tasarımı olmuş olacak. Olayın başında örgütlü kurumlar tarafından bu  durum teşhir edilmezse bu toplama kampları iktidar ve sermaye tarafından yaygınlaştırılmaya devam edilecektir.Bu zihniyetin amacı pandemiyi bahane edip  işçi gettoları  oluşturarak  işçilerin hayatını bir kamp ile sınırlandırıp daha fazla sömürmektir.
  • Şırnak’ta 80 korona virüsü  vakası tespit ettiklerini söyleyen Tabip Odası  Başkanı Serdar Küni ,kırsal kesime yeterli derecede yardım yapılamadığını belirtti. Ayrıca koruyucu ekipman konusunda ilk dönemde ciddi eksiklikler yaşandığını belirtti. Serdar Küni devamında ;

“Türkiye’de Covid-19 pozitif ilk vakanın ortaya çıkması ile Şırnak’ta da çalışmalara başlandı. Bu süreçte İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşme taleplerimize olumlu yanıt verilmedi. Valilik bünyesinde İl Pandemi Kurulu oluşturuldu. Kurula tüm meslek odaları, Diyanet gibi kurumlar çağrılmasına rağmen, diğer illerin çoğunda olduğu gibi Şırnak Tabip Odası çağrılmadı. Verilere üyelerimiz ve yerelden edindiğimiz bilgiler üzerinden ulaşabildik. Veriler hem bizle hem halkla paylaşılmadı. Salgının sağlıklı analizinin yapılabilmesi ve eksikliklerinin gösterilmesi için gerekli olan veriler anlamsız bir şekilde gizlendi. Halen doğru dürüst bir veri aktarımı yapılmadı.“ değerlendirmesinde  bulundu.https://www.gazeteduvar.com.tr/saglik/2020/05/15/tabip-odasi-baskani-serdar-kuni-sirnakta-80-kisinin-testi-pozitif/

EKLER

  • Almanya’da koronayla yeni sağcı hareket mi doğuyor ?Almanya’da korona ile mücadele kapsamında uygulanan tedbirler son haftalarda protestolara neden oluyor. Kim bu protestocular ve uzun sürecek koronalı yaşam yeni bir sağcı hareketin doğmasına neden olabilir mi?       Almanya’da Mart sonunda Berlin’de başlayan ve daha sonra farklı kentlere yayılan gösterilerden en büyüğü geçen hafta sonu Stuttgart’ta düzenlendi. Uzmanlar, kentten kente farkılık gösteren protestolara solcuların, aşırı sağcıların, demokrasi karşıtlarının, komplo teorilerine inananların, antisemitiklerin, muhafazakarların, aşı karşıtlarının, sağ popülistlerin, esoteriklerin ve sadece korona tedbirleri karşı çıkan sade vatandaşın katıldığını, ancak ağırlıklı olarak eylemlere aşırı sağın damgasını vurduğunu belirtiyor.

https://www.dw.com/tr/almanyada-koronayla-yeni-sa%C4%9Fc%C4%B1-hareket-mi-do%C4%9Fuyor/a-53431073