Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / Korona Günlükleri 10 Temmuz 2020

Korona Günlükleri 10 Temmuz 2020

GÜNDEM

  • ‘Çoklu Baro’ teklifine karşı çıkan Baro Başkanları Ankara Kuğulu Park’ta nöbet tutuyor. Ankara Barosu adına yapılan açıklamada, “Tüm meslektaşlarımızı cübbeleri ile birlikte sesimize ses, gücümüze güç katmak ve TBMM’ye dilekçe vermek üzere Kuğulu Park’a davet ediyoruz” denildi. Polis başkanların etrafını sararak desteğe gelen avukatlara şiddet uyguladı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop, görüşmelerini takip etmek isteyen baro başkanlarını TBMM’ye davet etti. Kırşehir ve Sinop baro başkanları Meclis’e giderken diğer baro başkanları daveti kabul etmedi.
  • Adil yargılama hakkı için ölüm orucu eylemi yapan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumlarının kritik aşamaya geldiği açıklandı.
  • Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz’da patlama yaşanan Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda patlamayan malzemeleri imhaya götüren kamyonda patlama yaşandı ve 3 kişi öldü.
  • Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının işyeri ve hastane basması sırasında yaşamını yitiren Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Celal ve Adil ile Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız’a ilişkin açılan davanın 2’nci duruşması Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. İlk söz verilen olayda yaşamını yitiren Celal Şenyaşar’ın eşi Huriye Şenyaşar, hastanede yaşadıklarını anlattı: “Ben hastaneye gittiğimde eşim Celal’in yaralı olduğunu gördüm. Celal beni gördü ve bana elini kaldırdı. Daha sonra odaya alındı. Baktım odadan beyaz gömleği kana bulanmış şekilde karşı taraftan birinin çıktığını gördüm. Eşimi bunlar öldürdü.” dedi.
  • Sırbistan’da koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele kapsamında açıklanan yeni tedbirler protesto edilmeye devam ediyor. Başkent Belgrad’da başlayan eylemler, başka kentlerde de düzenlendi. Belgrad’daki ulusal meclis binası önünde toplanan binlerce kişi, polisin güvenlik kordonunu aşarak binaya girmek isterken, polis göz yaşartıcı gazla saldırdı. Halk ölümlerin artmasından da hükümeti sorumlu tutuyor.
  •  Kıbrıs’ın kuzey sahillerinde bu sabah saatlerinde hareketli saatler yaşandı. Kıbrıs Türk medyasındaki haberlere göre, KKTC polisi bu sabah Yayla-Sirianoxori Köyü sahiline çıkmaya çalışan 20’si erkek, üçü kadın ve yedisi çocuk toplam 30 Suriyeli sığınmacıyı engellemeye çalışırken iki kişiyi vurdu.
  • TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu, DEDAŞ’ın 100’ü aşkın kırsal mahallede 14 Mayıs’tan bu yana yaptığı elektrik kesintisi nedeniyle “Haksız ve hukuksuz uygulamadan vazgeçin” çağrısında bulundu.
  • ABD ilaç şirketi ALEXION ürettiği ilaçların hastalara reçete olarak yazılması için 2010 ve 2015 yılları arasında AKP’li sağlık bakanlığı yetkililerine rüşvet verdiğini mahkemede kabul etti.

 MEVCUT DURUM- SALGININ KONTROLÜ- SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Pandemi tırmanmaya devam ediyor. Dünya genelinde yeni vaka sayısı yeniden rekor kırararak 223 bine yaklaştı. Bu şekilde devam ederse bir hafta içinde toplam vaka sayısına 1 milon kişi daha etkilenmiş olacak. Son 24 saatte tespit edilen Covid-19 vaka sayısı ABD’de 61 bine geçerken Brezilya’da 42 bin, Hindistan’da 26 bin sınırına dayandı. İki binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapan ülke sayısı da 12’den 16’ya yükseldi.  var. Yeni vaka sayısında en büyük sıçramayı Güney Afrika (13,676), Meksika (7 bin civarında), Kolombiya (5,335), Arjantin (3,663), Suudi Arabistan (3,183), Endonezya (2,657) ve Irak (2,170) gerçekleştirdi. Rusya da 6 bin 500’ün üzerinde günlük vaka sayısı ile istikrarlı artışın olduğu ülkeler arasında. Rusya’da toplam vaka sayısı 707 bini geçerken can kaybı 10,843’e yükseldi. Rakamlar pandeminin ABD ve Rusya’nın yanında Latin Amerika, Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yerleştiğini gösteriyor.
  • Pandemiye bağlı ölümler 550 binin üzerine çıktı. Ölümlerde de ABD (136 bin) ve Brezilya (69 bin) zirvede yer alırken bunu erken dönem salgından etkilenen İngiltere (44 bin) ve İtalya (35 bin) izliyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülkede ölüm sayısı 5 binin üzerinde.
  • Günlük can kaybı 5 binin üzerinde seyrediyor.  Toplam can kaybı 550 binin üzerine çıktı. Dünya genelinde ölüm hızı bir milyon nüfusta 71’e yükseldi. Halen tedavi altında bulundurulan aktif hasta sayısı da yükselerek 4 milyon 580 bin kişiye ulaştı. Özetle pandemi hız kazanmış durumda, tehdit oldukça büyük! Dünya’da artışın tüm ülkeleri etkilemesi kaçınılmaz. Küresel dayanışma olmadan pandemi kontrol altına alınamaz.
  • Türkiye’de son 24 saatte 1,024 yeni vaka saptandı, 18 kişi hayatını kaybetti. Salgının başladığından bu yana Covid-19’dan ölenlerin sayısı 5,300’e yükseldi.
  • Normalleşme sürecinin başladığı 1 Haziran’dan bu yana korona virüsü vakalarında artış olduğunu söyleyen Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir : “Diyarbakır da son bir haftadır Covid-19 tanısı ile pandemi hastanelerinde 50’ye yakını yoğun bakım olmak üzere 300’ün üzerinde hasta yatmaktadır. Pandeminin başlangıcından bugüne kadar Diyarbakır’da hastanelerde takip edilen en yüksek hasta sayılarına ulaşılmış durumdadır. Her gün 40-50 hasta taburcu edilmesine rağmen yerleri hemen dolmakta, hastanelerde artan hasta sayısı nedeniyle hasta odalarında çift hasta yatırılmak durumunda kalınmaktadır. Vaka sayılarındaki bu artışın yansıması olarak son zamanlarda PCR testi ile doğrulanmış ya da klinik ve radyolojik olarak Covid-19 uyumlu hastalardan her gün 2-3 hastayı maalesef kaybetmekteyiz. Vaka sayılarının artışına paralel olarak enfekte sağlık çalışanı sayısı da artmaktadır. Şu ana kadar tespit edebildiğimiz kadarıyla Diyarbakır’da Covid-19 tanılı sağlık çalışanı sayısı 185’tir. Bu sağlıkçılardan 100’den fazlası 1 Haziran sonrasında enfekte olmuştur.”
  • Aç kalmamak için küçük yaştaki çocuklarıyla çıktıkları yollarda canından olan mevsimlik tarım işçileri hem salgın hem de kötü çalışma koşullarıyla mücadele ediyor. Aç kalmamak için küçük yaştaki çocuklarıyla çıktıkları yollarda canından olan mevsimlik tarım işçileri bu yıl hem pandemi hem de kötü çalışma koşullarıyla mücadele ediyor. Günde en az 12 saat çalışarak 45 ile 75 TL arasında bir yevmiye alan mevsimlik tarım işçilerin yolculukları bazen tarlalara varmadan da bitiyor.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, fazla yolcu taşıyan minibüsle ilgili paylaşımından sonra ilgili taşımacılık kooperatifinin özürlerini ilettiği bir mektup aldığını belirterek, “İstanbul’daki tüm dolmuş kooperatifleri ve duraklarından söz istiyoruz; dolmuşlar, fazla yolcu almayacak” ifadelerini kullandı.
  • İstanbul Ataşehir’de fiziki mesafe kuralını hiçe sayarak sokak düğünü yapan Roman vatandaşların düğününe polis baskın yaptı. Katılımcılar evlerine gönderilirken, düğün sahibine ve maskesi olmayan 10 kişiye ceza kesildi.
  • Kocaeli Büyükşehir Belediyesi maske kullanımı konusunda farkındalığı artırmak için ilginç bir kampanyaya imza attı. Kentin en kalabalık yerlerinden Yürütüş Yolu’nda maske takmayan ya da doğru şekilde kullanmayanların yolu, koruyucu kıyafet giyen kişiler tarafından sedyeyle kesildi. Başka bir koruyucu kıyafetli kişi de bu esnada elinde megafonla “Sağlık çalışanlarımız hala nöbette. Rehavete kapılma, tehlike hala devam ediyor. Kurallara riayet edelim. Maskemizi düzgün takalım” diyerek uyarıda bulundu.
  • Bilim insanlarının DSÖ’yü hava yolu ile bulaşma yolu ile uyarması mevcut önlemlere yeni önlemlerin eklenmesini de zorunlu kılıyor. DSÖ’yü uyaran bilim insanları mektuplarında şu önlemlere de yer verdi: Kamu binalarının aşırı kalabalıklaşmasını önleyecek önlemlerin alınması, iç mekanların doğru düzgün bir şekilde havalandırılması ve hava filtre sistemlerine antiseptik ultraviyole ışıkların eklenmesi.
  • Beyaz Saray’da 6 ve 8 Temmuz tarihlerinde düzenlenen basın brifinglerine katılan bir muhabirde yeni tip Koronavirüs (Covid-19) tespit edildi. Beyaz Saray basın ekibinde de Covid-19 alarmı verildi.
  • İtalya, corona virüsü salgınında risk arz eden 13 ülkeden İtalya’ya girişleri ve transit geçişleri yasakladı. Son 14 günde Ermenistan, Bahreyn, Bangladeş, Brezilya, Bosna Hersek, Şili, Kuveyt, Kuzey Makedonya, Moldova, Umman, Panama, Peru ve Dominik Cumhuriyeti’nden gelen ya da bu ülkelerden transit geçiş yapan kişilere, İtalya’ya giriş ve transit geçiş yasağı getirildi.
  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr.Hans Kluge, Türk hükümetiyle bir anlaşma imzalanacağını bu sayede DSÖ İstanbul ofisinin kurulmasının da önünün açılacağını söyledi. Yeni ofis, Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa geneli ve bölgede insani kriz ve sağlık krizlerine karşı cevap verebilmesini sağlayacak.
  • Oxfam, halihazırda açlığın yaygın olduğu Afganistan, Suriye ve Güney Sudan’ın bu dönem açlıktan en çok etkilenebilecek ülkeler olduğunu duyurdu. Oxfam’ın hazırladığı Açlık Virüsü adlı raporda dünya genelinde 122 milyon kişinin açlık sınırına gelebileceğini belirtti. Oxfam, koronavirüs önlemlerinden kaynaklanan açlığın günde 12 bin kişiyi öldürebileceğini vurguladı. Oxfam hükümetlere “Açlık zincirini kırmak için hükümetlerin, küçük üreticilerin ve işçilerin yaşayabilecekleri bir ücret kazandığı, daha adil ve sürdürülebilir gıda sistemleri kurulması lazım” tavsiyesinde bulundu.
  • ABD’de KKE kıtlığı: Aylar önce koronavirüs krizi kendini ilk hissettirdiğinde aynı sorunu yaşayan ABD ’deki sağlık çalışanları yine maske, eldiven ve önlük gibi koruyucu ekipmanların tükenmesiyle karşı karşıya. Kişisel koruyucu ekipman sıkıntısı yüzünden muayenehanelerini açamayan doktorlar ve aynı maskeyi günlerce kullanmak zorunda kalan hemşireler, yeniden Amerikan kamuoyunun gündeminde. National Nurses United isimli hemşire sendikasının başkanı Deborah Burger, “Mart ayında alarm zilleri çaldığında pek çok insan federal yönetimin bunu çözeceğini düşünüyordu ama bu olmadı” dedi.

SAĞLIK MUHALEFETİ – TOPLUMSAL MÜCADELE

  • Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesine ilişkin, “Kıdem tazminatına dönük saldırılar kölelik düzeninin işaretlerini veriyor” dedi. Kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin farklı yollar ve adlandırmalarla daha önce de denendiğini belirten Çalışkan, “Örneğin, 20 yaşın altındakilerin ve 50 yaşın üstündekilerin sözleşmeli çalıştırılmasının önü açılmak isteniyor.  25 yaşından küçükler ayda 10 günden az çalışırsa (ayın yarısı) sigorta yatırma zorunluluğu olmayacak. Belirli süreli iş sözleşmelerinde, sözleşme sürenin bitiminde kendiliğinden sona eriyor. Bu sayede işveren ihbar ve kıdem tazminatı ödemek zorunda kalmıyor. İşte bunu sürekli hale getirerek, kalıcı yaparak kıdem tazminatını uzun vadede ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Çok kurnazca bir politika uygulanıyor” dedi.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Haziran ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı.Haziran ayında yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin sayısı en az 188.Rapora göre içinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında ise en az 934 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

https://gazetekarinca.com/2020/07/is-cinayetleri-raporu-2020nin-ilk-yarisinda-bine-yakin-isci-oldu/

YENİ YAŞAM İNŞASI

  • Sakarya’nın Hendek ilçesindeki 3 Temmuz’da Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında yedi kişinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından, bugün de (9 Temmuz) fabrikadaki atıkları taşıyan araçta yaşanan patlama sonucu üç asker yaşamını yitirmişti.Söz konusu can kayıplarına yol açan havai fişek patlamalarının ardından İstanbul, Kars ve İzmir belediyeleri artık kutlamalarda havai fişek kullanmayacaklarını duyurdu.
  • Kürtçe mizah: Mîrkut, Tewlo, Pîne…’den Zrîng’e – Sultan Eylem Keleş
    Kürtçe, konuşma oranının okuma oranına göre daha yüksek olduğu bir dil ve bunun en büyük sebebi Kürtçe okuma-yazma eğitiminin, yani anadilinde eğitimin olmayışı. Anadilinde eğitim eksikliği, insanların konuştukları, rüya gördükleri, kendilerini en iyi ifade ettikleri dilde kitap ve dergi okuma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiliyor. Mizah dergilerinin burada bir avantajı var, o da anlatılmak istenenin görüntüyle (çizimle) desteklenmesidir. Ama bu yine de insanların Kürtçeyi konuşur gibi okuyamadıkları gerçeğini değiştirmiyor. Bu noktada, Kürtçe mizah ancak Kürt dili ile bağlantılı olarak kendisini ifade edebilir. Yazılı anlatım olmadıktan sonra, sözlü anlatım bunu bir yere kadar taşır. Ezcümle, Kürt mizahı/Kürtçe mizahın gelişimi Kürtçeye yönelik asimilasyon politikalarına göbekten bağlıdır. https://gazetekarinca.com/2020/07/kurtce-mizah-mirkut-tewlo-pine-den-zringe-sultan-eylem-keles/
  • Diyarbakır’da çalışmalarını sürdüren Ma Müzik Akademisi, ‘Ninnilerden senfonilere ezgilerin yolculuğu’ projesiyle piyano ve keman için ilk kez Kürtçe metotların yer aldığı bir kitap hazırlayacak. Diyarbakır’da, “Herkes için müzik, her yerde müzik” şiarıyla 2017’de çalışmalarının startını veren Ma Müzik Akademisi, yeni projelerle yoluna devam ediyor. Doğal Ritim Orkestrası, MA Çocuk Orkestrası, MA Kadın Orkestrası ve MA Orkestrası’yla geleneksel Kürt müziği noktasında büyük başarılara imza atan Akademi, “Sanatın yaratıcı yöntemleri ile çocuklara müzik eğitimi nasıl verilir”, “Her yerde herkes için müzik” ve “Şarkılardan köprü yaptık” projelerinin ardından “Ninnilerden senfonilere ezgilerin yolculuğu” projesinin hazırlıklarına başladı. Akademi, ekonomik sorunları aşmak için ilk 3 projede olduğu gibi bu proje için de Goethe Enstitüsü’nün İsveç, Hollanda, Fransa ve Almanya konsolosluklarının destek verdiği Kültür İçin Alan’a (Space of Culture) başvuru yaptı. Akademi’nin başvurusu kabul edildi. Mezopotamya Ajansı’ndan Fethi Balaman ve Fahrettin Kılıç’ın haberine göre, 1 Haziran’da başlayan proje kapsamında hazırlanacak kitapta, keman ve piyano için Kürtçe metotlar yer alacak. Kürtçe için bir ilk olma özelliği taşıyan projenin Aralık ayında bitirilmesi hedefleniyor.

JİN

  • Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerine karşı 237 kadın örgütünün oluşturduğu Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu açıklama yaptı. Açıklamada, “Çocuk cinsel istismarı faillerine yönelik af girişimlerinden ve İstanbul Sözleşmesi’ni karalamaktan vazgeçin” çağrısında bulunuldu.Türkiye’nin her yerinden farklı siyasi görüşten kadınların bir araya gelerek oluşturduğu platformun üyesi Avukat Hülya Gülbahar, cinsel istismar affı girişiminin iddia edildiği gibi 264 mağdur aile ile sınırlı kalmayacağını belirtti. Kadınlar, af tasarısına karşı Meclis kapanana kadar nöbette olacaklarını söyledi.
  • Silopi Belediyesi Kadın Politikalar Müdürlüğü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakılan kadınlar için ‘Alo Şiddet Hattı’nı oluşturdu. HDP yönetimindeki Şırnak’ın Silopi Belediyesi önceki dönem kayyumun kapattığı Kadın Politikalar Müdürlüğü’nü tekrar açtı.
  • Kırkyama Kadın Dayanışması ve Femin Amfi’li kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi uygulansın, kadınlara yaşam iş ve gelir güvencesi sağlansın” talebiyle dün Taksim’deki İstanbul Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nü işgal ederek eylem yapmıştı. Gözaltına alınan yedi kadın emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Kadınlar adli kontrol şartı ile ayda bir imza ve yurt dışı yasağı konularak serbest bırakıldı.

SİYASAL SAĞLIK- EKOLOJİK SAĞLIK

  • Muğla Valiliği ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı iştiraki MUÇEV’in bünyesinde bulunan sahiller, plajlar, yat bağlama tesisleri ve koyların Anayasa’ya aykırı biçimde “Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonim Şirketi” adlı özel kuruluşa devredildiğini ortaya çıktı.16 Mayıs tarihinde kurulan şirketin, tüm sahilleri dilediği gibi kullanabilecek.
  • Merkez Av Komisyonu, nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türlerinin avlanmasına izin verdi. Buna göre avcılar, bir av gününde üç üveyik ve iki elmabaş patka avlayabilecek. Bu durumun Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirten doğa koruma örgütleri, kararın iptali için yargıya başvurmaya hazırlanıyor.
  • Tarım ve Orman Bakanlığı 15. Bölge Müdürlüğü’nün, Dersim’de kutsiyet atfedilen ve “Hızır’ın davarı” olarak kabul edilen dağkeçilerini avlatmak için ihale açtığı belirtildi. Dersim’in Aliboğazı ve Salördek bölgesinde 5, Darıkent ve Gökçek bölgesinde 5, Büyükyurt ve Çıralı bölgesinde 5 ve Derindere ile Kocatepe bölgesinde 2 olmak üzere toplamda 17 dağ keçisinin katledilmesinin planlandığı ihalenin 13 Temmuz günü yapılacağı kaydedildi.
  • COVID-19, Politikleşen Kent ve Müşterekler… FIRAT GENÇ
    “COVID-19 salgını, tıpkı kentleri ve kentsel yaşamı derinden sarsan diğer felaket deneyimlerinde olduğu gibi, şehrin bir müşterek olarak varlığının en az iki boyutunu ortaya koymuş oldu: Birincisi, küresel düzeyde bakıldığında, kentsel mekanın giderek daha yoğun biçimde metalaşmış olması, barınmadan kentsel hizmetlere kent sakinlerinin maddi koşullarına doğrudan etki eden her alanda tavizsiz bir piyasalaşmanın yaşanmış olması, sayıları her geçen yıl daha da artan kent nüfusunun ezici çoğunluğunun varlık koşullarını son derece kırılgan hale getirmiş durumda. Salgın, bilhassa metropollerin çeperlerinde yığılan geniş yoksul kitleler açısından yalın bir varlık sorununu ortaya çıkardı, bizatihi barınma ya da kent içi ulaşım meselelerini bir hayatta kalma problemine dönüştürdü. Bu çarpıcı yüzleşmenin kentsel mekanın ve hizmetlerin piyasa dışı yollarla örgütlenmesine yönelik bir arzuyu tetiklemesi, dolayısıyla bu alanlarda dayanışmacı pratikleri kışkırtması beklenebilir. İkincisi, salgın, eve kapanmayı kaçınılmaz kıldığı ölçüde, kent sakinleri arasındaki kimi işbirliği biçimlerinin ne denli elzem olduğunu, dahası bu türden ikame edilemez işbirliklerinin ne ölçüde kentli işçi sınıfının omuzlarında olduğunu ortaya çıkardı. Temizlik görevlilerinden sağlık hizmetlilerine kargo taşımacılarından hazır yemek işçilerine devasa ama bir o kadar da görünmez bir kesimin emek gücünün, biyolojik ve toplumsal varlığımızı mümkün kıldığını anlamış olduk. Kent mekanı, birçokları nezdinde, sermaye hareketleri kadar bireyler arasındaki işbirliği ağlarının bir toplamı olarak tebarüz etmiş oldu.”
    https://xxi.com.tr/i/covid-19-politiklesen-kent-ve-musterekler

GÖRÜŞLER

  • Covid-19 in Kurdistan adı altındaTürkiye, İran, Suriye ve Irak’tan sağlıkçıların katılımıyla zoom toplantısı yapıldı. Toplantıda öne çıkan notlar;
    İRAN:
    Covid19 yüzünden binlerce insan etkilendiği gibi İran’ın da tüm parçalarına yayıldığı gibi en çok etkilenen kuzey parçası oldu. Kuzey Azerbaycan, Kürdistan, Kirmansah parçaları da fazla etkilenen alanlardı. Virüs bir şekilde kontrol altına alınmışken haziran ve temmuzdan itibaren yine tekrar yayılmaya başladı, çünkü kontroller azaldı ve insanlar da dikkat etmemeye başladı.
    Şimdiye kadar en kötü parça Azerbaycan’dı. İkinci en çok etkilenen parça ise Kürdistan bölgesiydi,338 insan hayatını kaybetti. Kürdistan da ve Saqız ile Serendiz yine en çok etkilenen şehirlerdi. Kuzey Azerbaycan’ın çok etkilenmesinin en önemli nedeni ekonomik yoksulluk ve devletin de orayı çok önemsememesiydi. Bu nedenle de virüs hızlı yayıldı. Gelecek birkaç hafta içerisinde rakamların daha da artmasından endişe etmekteyiz
    Soru: hastanedeki ekipmanlar yeterli mi
    Hastanelerin durumu ve kapasitesi bölgeden bölgeye değişebiliyor.
    Soru: Sosyal mesafe konusunda insanlar duyarlı davranıyor mu
    Gördüğüm kadarıyla şunu söyleyebilirim: özellikle Mahabat için şehire girişler iki hafta yasaklandı, ortak kullanım alanları kapatıldı.
    Geçen haftalarda bazı kötü deneyimlerimiz oldu, özellikle bazı değerli medikal üyelerimizi kaybettik bu yüzden de insanlar bayağı korktular. Devlet bu ölümlerden sonra maskesiz dışarı çıkmayı yasakladı ama bazı bölgeler çok yoksul ve maskeye ulaşmaları imkansız, dolayısıyla bu da onları hastalığı karşı açık hale getiriyor.
    ROJAVA:
    Savaş nedeniyle farklı koşullar da hareket ediyoruz
    Ben önce paramedik olarak başladım şimdi de yöneticilik yapıyorum ama şu anda koşullarımız daha iyi, çünkü daha fazla sayıda çalışanımız ve 66 tane de ambülansımız var. Neredeyse yüzde 50 çalışanımızı savaş koşullarıyla kaybettik. Savaş koşulları nedeniyle burayı terketmek zorunda kaldılar bu da omuzlarımıza daha fazla yük koydu. Burada ki rakamları tam bilmiyoruz. Suriye 372 rakamını veriyor ama biz biliyoruz ki rakamlar bunun çok üstünde. Rojava ve Kuzey Suriye de PCR makinemiz yoktu teşhis koymak için. Güney Kürdistan hükümetinin yardımıyla şimdi bu alete sahibiz.
    Yine dışarıya karşı hava ve kara yollarının kapalı olması işimize yaradı, böylece hastalık fazla yayılmadı. İlk vaka 29 Mart’ta ortaya çıktı, 2 Nisan’da da bu kamuoyuna açıklandı yine ilk ölümde aynı gün oldu.
    16 Nisan’a kadar da Suriye hükümeti bunu bizimle paylaşmadı, iki hafta kadar bir kaybımız oldu bu süreçte. Haberimiz olur olmaz Haseki başta olmak üzere tam karantina uygulandı.
    Bütün hastalar iyileşti ve hiçbir yere de yayılmadı. Kürtçe ve Arapça yayınlarımızla halkları bilgilendirdik, her ne kadar vakalardan geç haberimiz olsa da insanları bilgilendirmeye erken başladık ki bu da işimizi kolaylaştırdı. Büyük bir hastaneyi Haseki de sadece bunun için ayırdık.
    Avrupa Kürt Kızılay’ının da yardımıyla tabi 500 yatak ayırdık bunun için haseki dışında da bazı hastaneler buna ayrıldı. Hastanelerin bunun için özel olarak ayrılması çalışanlar üzerinde ki yükü de azalttı fakat ne yazık ki komşularımız da özellikle de Kuzey ve Güney Kürdistan da yine vakaların artması bizi endişelendiriyor. Tabi ki ayrıca mültecilerin durumu da bizi endişelendiriyor. Bazı kamplar sadece ISIS üyelerine ait. Biz kamplara gidip bilgilendirme yapıyoruz. Örneğin bir ziyaretimizde kamp üyeleri dediler ki Türkiye Hasekiye giden suyu kesiyor, biz şimdi ellerimizi neyle yıkayacağız, hastalığa karşı nasıl korunacağız dediler. Yani sadece hastalıkla mücadele etmiyoruz, aynı zamanda bu hastalığı bize karşı bir politik saldırı olarak da kullanıyor. Kısaca bu şekilde özetleyebilirim.
    Doktor, hemşire ve diğer çalışanlar için de şunu diyebilirim ki çalışanlar 5 gruba ayrıldı. 20 ambulans sadece bu virüsle mücadeleye ayrıldı. Makinemiz vardı ve şimdiye kadar 10000 kişiye test yapıldı.
    Birleşmiş milletler Rojava ile Güney Kürdistan arasındaki sınırın açılmasına izin vermedi, dolayısıyla sadece Damasküs üzerinden malzemeleri alabiliyoruz, maskeler için de yerli üretimden yararlanıyoruz.
    Ekonomik olarak da pek çok aile zaten savaş nedeniyle kötü etkilenmişti, virüsün etkisiyle ekonomik yoksulluk daha da arttı, Avrupa’daki halkımızın yardımıyla kardeş aile kampanyası başlattık ve şimdilik 800 kardeş aile var aylık 100 Euro yardım yapılıyor bu ailelere. Yine insanlara evde kal ve çalışma demek bizi yine ekonomik bir krizle karşı karşıya bırakıyor, dolayısıyla sosyal mesafeye dikkat edip maskeyle korunup insanların işe gitmesini istiyoruz.
    Şimdilik 6 vakamız var ama asıl sorunumuz su, malzemeler ve ekonomi diyebilirim.
    PCR makinelerini pek çok yere ulaştırdık ama ne yazık ki Türkiye’nin işgali altındaki Afrin gibi bölgelere ne yazık ki ulaşamıyoruz. Aldığımız bazı bilgilere göre Türkiye’nin hastalığın yayılmasını önleme konusunda yavaş olduğu hatta bunun bilinçli yayılmasına izin verdiği söyleniyor. İnsan hakları açısından da o bölgeler çok kötü durumda ve ne yazık ki yine bizim ulaşmamız mümkün değil.
    Medya da orada ki durumu zaten göstermediği gibi yanlış bilgilendirme yapıyor. (Türk medyası)

EKLER

  • Hem iktidarla hem muhalefetle mücadele etmek… Özlem Akarsu Çelik
    “Tüm kamuoyu yoklamaları 18 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin oyunun giderek eridiğini gösteriyor. Peki muhalefet ne yapıyor? Tek insan rejimine karşı yan yana durması gereken, ancak bu şekilde güçlü olabilecek muhalefet partileri iki ileri bir geri sayıyor, kimi zaman siyasi iktidarın değirmenine adeta su taşıyor. Zulme isyan edenlerin en büyük zorluğu, iktidarın yanı sıra muhalefetle de mücadele etmek zorunda kalması.”
    https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/07/09/hem-iktidarla-hem-muhalefetle-mucadele-etmek
  • Uzaktan çalışma… Murat Birdal
    “Şirketlerin uzaktan çalışma pratiğini oturtması ile birlikte iş yükü hızla artmaya, bireylerin özel yaşam alanını sınırlandırmaya başladı. ABD nüfus sayım bürosunun yaptığı bir çalışmaya göre bireylerin karantina sürecine dönük en büyük şikâyeti sabah 9 akşam 5 uygulamasının tarihe karışması, iş ve ev yaşamının arasındaki sınırların giderek muğlaklaşmasıydı. Günün üç öğününü bilgisayar başında patron karşısında yiyenler, sabah 8’de patronun toplantı mesajıyla uyananlar, artık herkes işe bir bilgisayar tuşu uzaklığındaydı. İş yolunda dinlenen müzik, öğle arasında, sigara molasında edilen 5-10 dakikalık sohbet dahi özlenir olmuştu.”
    https://www.evrensel.net/yazi/86709/uzaktan-calisma


İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...