İyi insan, iyi hekim ve iyi doktora dair-Zeki Gül
‘İyi’ insanın hekimliği ile ‘iyi’ hekimin insanlığı arasında geçirgenlik sanıldığı kadar belirgin olmayabilir. ‘İyi hekimliğin’ kapsamını uluslararası bildirgeler eşliğinde tıbbi etik şekillendirirken, ‘iyi insan’ yer aldığı toplumun değerler bütününden ve yasalarından azade değildir. ‘İyi insan’ için ‘iyilik’ halinde Bertolt Breht’in “İyi İnsana Birkaç Soru” başlıklı şiirinin öznesi olma ihtimali yüksektir.
İyi hekimlik salt mesleki pratiğinde başarılı olmak demek değildir. İlla ki onu da kapsayan ama fazlasıyla aşan bir yerdedir. Bu bağlamda doktorluk, hekimlik ve iyi hekimlik arasında birkaç farkı aralamakta yarar var. İşin başında hekimliğin doktorluğu da kapsadığını lakin doktorluğun hekimliğin eksik hali olduğunu belirtmekte yarar var. Doktorluk, hekimlik, iyi hekimlik aşamalarını Mevlana’nın “hamdım, piştim, yandım” sözünden Esin’le de ele almak mümkün.
Bir örnek üzerinden, misal, çocuk felcine yaklaşımdan yola çıkacak olursak:
– Doktorluk: Kılavuzlar ışığında aşı yapılacak çocukları belirler, olası yan etkilerini izler ve günü gelince diğer dozları uygular. Bir anlamda mesleki pratiğini insan bedeni ve kliniğe hapseder.
– Hekimlik: Doktorluk pratiğine ilaveten çocuk felcinin en sık görüldüğü yerleri, yaş aralıklarını araştırıp ek önlemler ve öncelikler tanımlar. İnsan sağlığına yaklaşımı bedene ve kliniğe hapsolmuşluktan sıyırıp sosyal iyilik hali ile bütünleştirir. Ama zaman zaman mahalleye / kente / ilişkilere fark etmeden hapsolabilir.
– İyi hekimlik ise hekimliğin ‘olmuş’ halidir. Hekkimlik pratiğinin ulaştığı sosyal iyilik hali düzleminin siyasal iyilik ile şekillendiğinin farkındalığı ile sosyal ve siyasal iyilik hali için müdahil olur ‘iyi hekimlik’. Bir taraftan aşı yapar ama aynı zamanda “sağlığı salt bedensel ve ruhsal iyilik hali” olarak ele almayıp ‘sosyal ve siyasal iyilik hali’ olarak görür.
Olası bir tıp kongresinde bu üç ekolün misal, yine çocuk felci bağlamında sunum yaptıklarını varsayalım. Muhtemel tablo şöyle olacaktır:
– ‘Doktorluğa’ hapsolmuş olanlar aşı oranları, farklı aşı markalarının başarı yüzdeleri vb. ağırlıklı bir sunum yapar genelde.
– ’Hekimlik’ pratiğinden gelenler ilaveten çocuk felcinin sık görüldüğü bölge haritaları, sağlığa ulaşımdaki eşitsizliklerin harita ve çıktılarını sunarlar.
– ‘İyi hekimlik’ ekolü ise sunumunu sosyal ve siyasal iyilik hali ile birlikte ele alır. Bunun en sofistike örneklerinden birini TTB Büyük Kongresinde, doksanlı yılların sonunda ‘İyi Hekimlik’ ekolünün ülkemizdeki öncülerinden sevgili Ata Soyer sergilemişti. Sunumunda ilk gösterdiği harita, Türkiye’de çocuk felcinin haritasıydı. İkinci harita ise yine aynı yıl ülkedeki faili meçhul cinayetler haritasıydı. Üçüncü ve son harita ise bu iki haritanın çakıştırıldığı yeni bir haritaydı ve birebir örtüşüyordu. Çocuk felcinin ülkede en sık görüldüğü yerler ile faili meçhul cinayetlerin en sık görüldüğü illerin birebir örtüşmesinin bize gösterdiği, faili meçhul cinayetleri önleyemeden, çocuk felcini salt sosyal iyilik halinin gerekliliklerinden gelir ve eğitim düzeyini yükselterek çözmenin mümkün olmadığı, sosyal iyilik hali ve siyasal iyilik halinin sağlanması gerektiğidir. Ve iyi hekimlik burada ‘örgütlü’ mücadeleyi, sağlıklı insan, sağlıklı toplum için mesleki pratiğinin olmazsa olmazı kılar. Demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet talebini reçetedeki başlangıç sembolü ‘Rp’ üzerine yerleştirir. ‘Sosyal ve siyasal iyilik hali olmadan sırf aşılayarak sağlıklı bir toplum yaratmak mümkün değil’ cümlesinin iyi bir örneğidir bu.
TTB (Türk Tabipleri Birliği) on yıllardır işte bu ‘iyi hekimlik’ değerleri üzerinden tanımlıyor kendisini. “Sağlığın salt bedensel ve ruhsal iyilik hali olmayıp aynı zamanda sosyal ve siyasal” iyilik hali olduğunun ayırdında bir meslek örgütüdür. Dünya Tabipler Birliği ve daha bir çok uluslararası tıp kurumunun sözlerine değer verdiği, üretim süreçlerine kattığı bir ‘iyi hekimlik’ halidir TTB.
Hekim örgütlenmelerinin bir başka versiyonu ise uzmanlık dernekleri olup ekseriyeti TTB değerleri ile hemhaldır. Ama dönemsel de olsa istisnalar çıkabiliyor elbet. Misal bugün gazetelerde bir tıp uzmanlık derneğine dair “ibretlik” bir haber yer aldı. “Türk Nöroloji Derneği (TND), AKP hükümetinin çıkardığı KHK’ler ile üniversitelerden ihraç edilen bilim insanlarını derneğin bilimsel çalışmalarından da uzaklaştırıyor. Dernek yönetiminin tutumunu protesto eden bilim insanlarını da dernek, onur kurulu kararı ile cezalandırıyor.” imiş. Üstelik TND yönetimi bu kararlarını meşru kılmak için de “Türk Tabipleri Birliği’den (TTB) onay alınmış gibi gösteriyormuş”. Söylenecek tek kelime var: ‘Haddinizi bilin’
Bu yazı mevcut “ibretlik” TND yöneticileri ile başta Prof. Dr. Gencay Gürsoy olmak üzere ilgili dernekten istifa edenlerin izdüşümü olarak kaleme alındı. Hekimliği doktorluğa daraltanların ‘trajik’ bir öyküsü bu aynı zamanda. Belki de aranızda TND yöneticilerini tanıyanlarınız vardır ve içinizden “iyi insandı ama” diye geçiriyorsunuz. Geçmiş olsun! Sağlıcakla kalın.
https://www.evrensel.net/yazi/80135/iyi-insan-iyi-hekim-ve-iyi-doktora-dair