Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ  30 NİSAN 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ  30 NİSAN 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde görev yapan radyoloji teknisyeni Evran Demirbağ ve Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’nde çalışan sağlık içisi Orhan Balcı Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

Sosyal cinayete dönnüşen pandemi ölümlerine karşı öfke büyüyor. Yanlış sağlık politakaları ve salgın mücadelesine karşı yaşam hakkını savunmak için demokrasi güçleri harekete geçiyor.

***

Ünlü Hint yazar Arundhati Roy, Hindistan’daki Narendra Modi hükümetinin Covid-19 kriziyle mücadele biçimini eleştirerek, krizi “insanlığa karşı suç” olarak tanımladı. Oksijenin “Hindistan’ın hastalıklı yeni borsasında yeni para birimi olduğunu” belirten Roy, “üst düzey siyasetçiler, gazeteciler, avukatlar –Hindistan seçkinleri- Twitter’da hastane yatağı ve oksijen tüpü dileniyor. Gizli oksijen silindiri piyasası yükseliyor” dedi.

***

Dünyada Covid-19 ölümlerinin en çok olduğu ikinci ülke Brezilya’da koronavirüs kaynaklı olarak yaşamını yitirenlerin sayısı 400 bini geçti. Devlet Başkanı Bolsonaro’nun Covid salgınına yaklaşımı hakkında Ulusal Kongre bünyesinde soruşturma başlatıldı.  Brezilya’da resmi veriler, Rio de Janeiro şehrinde ve nüfusu yarım milyondan fazla olan 10 şehirde daha, ölenlerin sayısının, doğanlardan fazla olduğunu gösteriyor. Mart ve Nisan aylarında yalnızca 37 gün içerisinde Brezilya’da 100 bin ölüm yaşandı. Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, kapanma önlemlerine ve maske kullanımına açıktan cephe alması ve etkisi onaylanmamış Hidroksiklorokin gibi ilaçları tedavi için önermesi nedeniyle yoğun eleştiriyle karşı karşıya. Bolsonaro’ya yönelik desteğin ülkedeki Covid krizinin derinleşmesiyle düşüş yaşadığı da bildiriliyor.

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 151 milyon 114 binin üzerine çıkarken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyon 179 bine dayandı.

Yeni vaka sayısında yükselme eğilimi devam ediyor. Son 24 saatte 892 bin 764 kişiye Covid-19 tanısı kondu, 15 bin 142 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Günlük vaka bildiriminde Hindistan açık ara fark ile zirvedeki yerini koruyor. Hindistan ile birlikte Brezilya, ABD ve Türkiye ilk dördü paylaşmaya devam ediyor. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (386.9 bin), Brezilya (69.1 bin), ABD (59.3 bin), Türkiye (37.7 bin), Fransa (26.5 bin), Arjantin (26.1 bin), Almanya (22.1 bin), İran (19.9 bin), Kolombiya (17.3 bin), İtalya (14.3 bin), Ukrayna (11.6 bin) ve İspanya (10.2 bin).

Ölümlerdeki artış kaygıları artırıyor. Hindistan 3 bin 501 ve Brezilya 3 bin 74 ölüm bildirimi ile ilk sırada yer alırken bu ülkeleri ABD (870 ölüm), Arjantin (561 ölüm), Polanya (541 ölüm) ve Kolombiya (505 ölüm) izliyor.

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Hergün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 06.00) alıyoruz.

***

Türkiye’de hala kontrol altına alınabilmiş değil. Yeni vaka, ağır hasta, aktif hasta ve can kaybı oldukça yüksek hızda seyrediyor. Son 24 saate yeni vaka sayısı 37 bin 674 yükselirken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetdenlerin sayısı 339 kişi oldu. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 2,715 kişi. Toplam vaka sayısı 4 milyon 788 bin 700, toplam can kaybı 39 bin 737 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 278 binin üzerinde. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz. Worldmeters’a göre Türkiye’de 500 binin altına inmiş olsa da aktif hasta sayısı oldukça yüksek seyrediyor. Dün aktif hasta sayısı 493 bin 249 kişiye gerilemesine karşın, hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak isteriz. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayısımız ise hala 3 bin 581 kişi, oldukça yüksek seyrediyor. Aktif vakanın yükselmesi ile %0.6’ya kadar düşen ağır hasta oranının oldukça yüksek düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin daha da artacağı uyarısı ısrarla vurguluyoruz. Resmi istatistiklerde yer alan günlük ölüm ve ağır hasta sayılarına göre salgının yüksek hızda devam ettiği açıkça görülüyor.

***

Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı haftalık 100 binde görülen vaa sayılarına göre 79 kent ‘çok yüksek riskli’ kırmızı kategoride. Yalnızca Mardin (95) ve Şırnak (55.04) ‘yüksek riskli’ turuncu kategoride

***

CHP’li belediyeler 17 günlük ‘tam kapanmada’ tam seferberlik başlattı. Devam eden yardımların yanı sıra borcu olan kişilerin suyu kesilmeyecek, belediyelere ait iş yerlerinin kiraları ertelenecek.

***

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Tam kapanma döneminde sadece kısıtlamalardan muaf olan ailelerin çocukları için kreşlerimiz açık olacak” açıklamasını yaptı

***
CHP sağlık politikalarından sorumlu Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel, Covid-19 sürecinde sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, “Önümüzdeki dönemde, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastanelerinde istifa furyası yaşanacak” dedi.

***

Cumhurbaşkanı Kararı ile işten çıkarma yasağı, 17 Mayıs’tan itibaren 30 Haziran’a kadar uzatıldı.

***

Metropoll Araştırma Şirketi, Türkiye’nin Nabzı Nisan 2021 anketine katılanlara, “Pandemi döneminde siyasi partilerin kongre ve toplantılar yapmasını doğru buldunuz mu?” diye sordu. Katılımcıların yüzde 79,1’i, kongreleri doğru bulmadığını ifade etti.

***

Türkiye halkının AB’ye bakışı nasıl ilerliyor? “Avrupa Birliği ve Türkiye-AB ilişkileri” sonuçlarına göre AB’nin pandemi ile mücadelesi AB’ye sempatiyi artırmış durumda.

***

Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat Sen) Genel Merkez Yönertim Kurulu, 5 Aralık 2020’de Kostüm Tasarımcısı Ali Cem Köroğlu’nun Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmesi üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Sendika, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereğince ilgililer hakkında soruşturma izni verildiğini duyurdu. İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünde; ‘Karıncalar- Bir Savaş Vardı’ isimli eserin provalarında ve temsilinde görev alan on dokuz kamu çalışanının Covid-19’a yakalanmıştı.

***

Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinden yapılan açıklamada ülkede Hindistan’da mutasyona uğrayan Kovid-19 türünün tespit edildiği belirtildi. Çin’in Cıciang eyaletinin Couşan kentinde, bir kargo gemisinin mürettebatından 11’inde, Hindistan’dan döndükten sonra Kovid-19 tespit edildiği belirtildi.

Ulusal Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamaya göre, ülkede son 24 saatte tamamı yurt dışı kaynaklı 20 yeni vaka görüldü.

 

[su_box title=”AŞI TARTIŞMALARI” box_color=”#aee324″][/su_box]

Sağlık Bakanlığı, ikinci doz BioNTech aşısının erteleme kararını iptal etti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, BioNTech aşısında ikinci doz için 4 hafta olarak belirlenen bekleme süresinin 6-8 haftaya çıkarıldığı dün duyurmuştu. Yeni bir karar alan bakanlık isteyenlerin ikinci doz aşıyı olabileceğini açıkladı.

***

Türkiye’de şu ana kadar 13 milyon 667 bin 94 kişiye birinci doz, 8 milyon 939 bin 826 kişiye ise ikinci doz aşı vuruldu. İki doz aşılıların oranı %10’u geçmiş oldu, 18 yaş üstüne göre hesap edildiğinde de %15’e yaklaştı.

***

AB’de onaylı BioNTech, Moderna, AstraZeneca ve Johnson and Johnson aşıları için sertifika kararı alındı. “Dijital Yeşil Sertifika” adı verilen belge, “AB Covid-19 Sertifikası” olarak adlandırıldı.  “AB Covid-19 Sertifikası” düzenlemesinin yaz başında son halini alması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün acil kullanım onayı verdiği aşıları olan kişilere AB ülkelerinde verilen sertifikaların da tanınıp tanınmayacağına her ülkenin kendisinin karar vermesi konusunda uzlaşıldı. Ayrıca, sertifika bilgilerinin saklanması ve verilerin korunmasının önemine işaret edildi.

***

Tüm dünyada 2025 yılına kadar corona virüsü aşıları için harcanan tutarın 157 milyar dolar seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. ABD merkezli IQVIA Holdings tarafından açıklanan raporda, tüm dünyada devam eden aşılama çalışmalarını her iki yılda bir yapılacak ‘ek aşıların’ izleyeceğine işaret edildi. IQVIA, virüs ile mücadelede ilk aşılama dalgası ile 2022 sonuna kadar dünya nüfusunun yüzde 70’inin aşılanmasını öngördüğünü belirtti. IQVIA’nın açıklamasında, ‘corona’ aşıları için yapılan harcamaların aynı dönemde yaklaşık 7 trilyon dolar seviyesinde olması beklenen toplam reçeteli ilaç harcamalarının yüzde 2’si seviyesinde olacağı ifade edildi.

***

Rusya’da geliştirilen Sputnik V aşısını Türkiye’de üretecek Viscoran’ın yönetim kurulu başkanı Öztürk Oran, yaklaşık 10 aydır yoğun bir bürokrasi trafiği yürütüldüğünü söyledi.

***

CHP Milletvekili Murat Emir, Rus aşısının üretimi ile ilgili yeterliliği olmayan firmanın seçildiğini, konunun aracı yoluyla ithalata dönüştüldüğünü ve bu nedenle aşıya 14 ay ulaşılamadığını belirti.

***

Aşı yok, yalan çok!

Salgının en başından bu yana hükümetin şeffaf bir politika izlemediğinin altını çizen İstanbul Tabip Odası başkanı Prof. Dr. Saip, şöyle devam etti: “Hükümet aşı ile ilgili iddialarını gerçekleştirmedi. Mayıs-Haziran ayına kadar 140 milyon doz aşı gelecek ve yapılacaktı. Toplumsal bağışıklığı sağlayacak doz yani 140 milyon aşının hızlıca yapılması lazım. Bize baştan hazirana kadar bitireceklerini vaat etmişlerdi. Ama bu gerçekleşmedi. Daha sonra bu eylül-ekime bırakıldı. Zaten bu süreçte günlük yapılan aşı miktarları da çok düşük. Günde 120 bin 140 bin aşı yapılıyor. Aslında bir milyon doz yapabilme kapasitesi var. Aşı olsa çok hızlı aşılama süreci tamamlanabilir. Söylemler sadece oyalamaya yönelik maalesef.”

 

Aşı konusunda ülkeler arasında sipariş yarışı yaşanırken, Çin, Almanya, Rusya, ABD ve İngiltere’de üretilen aşılar dünya genelinde dağıtılıyor. Bazı ülkeler birden fazla aşı firmasıyla anlaşırken, zengin ülkelerin ihtiyacından fazla aşı sipariş etmesiyle yoksul ülkelerin aşıya ulaşamaması acı bir gerçek. Türkiye’de ise sadece nüfusun yaklaşık yüzde 15,34’üne aşı yapıldı.

http://yeniyasamgazetesi2.com/asi-yok-yalan-cok/

***

Rus aşısı hakkında ne biliyoruz?

Ruslar aşının güvenlik ve etkinliğinden kuşkusu yok. Ancak Brezilya’nın sağlık otoritesi önceki gün tam da bu konularda, dahası yan etkilerine ilişkin ciddi ‘şüpheler’ bulunduğunu belirterek kati bir dille Sputnik V kullanılmayacağını bildirmişti. Uluslararası otoriteler de henüz aşıyı onaylamış değil. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Ağustos 2020’de Covid-19’a karşı geliştirilen bir aşının onay aldığını duyurduğunda dünya şüpheyle yaklaşmıştı. Aşının güvenliği ve etkinliğine dair hiçbir çalışma yoktu. Ama şimdi 60’a yakın ülkeden onay alan bu aşı Avrupa’ya ayak basmak üzere.

İlk ve en önemli neden bilimsel çalışmalarda çıkan sonuçlar. 21 Şubat’a kadar pek çok uzmanın şüpheyle yaklaştığı aşıya dair üçüncü faz sonuçları o gün saygın tıp dergisi Lancet’ta yayınlandı ve sonuç etkileyiciydi: Yüzde 91.6 etkinlik oranı. Lancet’taki değerlendirme yazısı şöyle bitiyordu: “Artık Covid-19’a karşı savaşa bir aşı daha dahil olabilir.” Bununla da kalmadı, Rus bilim insanları 3.8 milyon kişiden verilerin incelendiği gerçek zamanlı bir çalışmada Sputnik V’in etkinliğinin yüzde 97.6 çıktığını duyurdu.

Tüm bunlara karşılık Brezilya Sağlık Düzenleme Kurumu (Anvisa) Sputnik V için onay vermedi. Kurum aşının ‘etkinliği’, ‘güvenilirliği’ ve ‘üretimi’ne ilişkin belirsizliklerden dolayı ithal edilmesine karşı çıktı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de Avrupa İlaç Ajansı’yla ortak olarak Sputnik V’in üretim sürecini incelemeye 10 Mayıs’ta başlayacağını bildirdi. DSÖ halen bu aşıya acil kullanım onayı vermiş değil. https://www.diken.com.tr/turkiyeye-de-geliyor-rus-asisina-talep-neden-artti/

***

Üç soruda desteksiz ve eksik kapanma – Ali Rıza Güngen

Kapsamlı sosyal destekler verilerek eksiksiz bir kapanmaya gitmenin bu ortamda, bunca badire sonrasında dahi mümkün olduğu; son 14 ayda olan bitenin hesabının sorulacağı ısrarla vurgulanmalı.

Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının resmi olarak ilan edilmesinin üzerinden neredeyse 14 ay geçti. Gelinen noktada adı “tam”, kendisi eksik 18 günlük bir “kapanma” görüyoruz. Üstelik salgının yeni dalgasında milyonlarca insana yeterli sosyal destek verilmemesi nedeniyle tahribatın ağırlaştığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Böyle olmak zorunda mıydı sorusunun net bir yanıtı bulunuyor: Hayır! Türkiye’nin istikrarsız piyasalarına bakıp salgın sırasında devlet desteğinin daha büyük çalkantılar yaratacağını düşünmeye kalkan aklı evveller bulunabilir. Ancak salgının seyrini göz önünde bulundurarak daha az maliyetli ve daha kapsayıcı müdahale imkânı bulunduğunu söylemeliyiz. Kısaca şöyle açıklayayım: Salgının ilk aylarında ve daha sonrasında bulaş oranına bakarak salgını kontrol altına almak üzere hareketliliğin kısıtlanmasına yönelik sistematik biçimde uygulanacak kararlar alınabilir ve bu sürelerde kayıplara uğramış yurttaşlara kapsamlı destekler verilebilirdi. Salgın döneminin verdiği hasara ve kur krizlerine karşın bugün dahi yeni ve esaslı sosyal destekler verilebilir.  Devlet, harcamaları artırırken, bir yandan da döviz cinsi borçlanmaktan kaçınabilirdi. Merkez Bankası Hazine’nin çıkartacağı tahvilleri alırken, finansal piyasa istikrarsızlığı arka planında bu tarz bir genişleme nedeniyle oluşacak kur ataklarına karşı sınırlı ve akılcı bir sermaye kontrolü rejimi ortaya konabilirdi. Aynı zamanda vergi reformu ile (kurumlar vergisi artışı ve bir seferlik servet vergisi aracılığıyla) toplumsal desteklerin kısa bir zamanda borç krizine dönüşmemesi temin edilebilirdi. Devlet bankaları görev tanımları gereği destek amaçlı kredi temin ederken tempoyu ve hacmi farklılaştırabilirlerdi. Kısacası 2018-19 krizinin yarattığı tahribata ve devletin finansal aygıtlarının manevra alanı son derece daralmış olmasına karşın yine de daha kapsamlı destek verme yolu bulunabilirdi (halen bulunabilir).

Öyleyse neden insan hayatının ve sağlığının korunması ile mümkün olan en az zararın kaydedilmesi amaçlı bir salgın yönetimi gereğince sistemli bir şekilde kısıtlamalar uygulayarak ölümleri azaltacak, daha az zarara neden olacak daha istikrarlı bir toparlanma yolu tercih edilmedi? Bu sorunun cevabını Mart 2020’den sonra yapılan açıklamalara bakarak vermek mümkün. Pandeminin hızlı bir şekilde geride bırakılacağı öngörüsü (Mart 2020’den Haziran 2020’ye), küresel koşulların da elvermesiyle eşikte çok hızlı bir toparlanma olduğu düşüncesi Erdoğan yönetimini gözlemlediğimiz tercihlerde bulunmaya itti. Kriz yönetimi hafızası (daha önceki krizlere verilen tepkinin iktidarı korumaya elverişli bir ortam yaratması) halk sağlığı açısından zararlı, salgının yaratacağı uzun soluklu etkileri okumaktan uzak, sosyal destek sunmaktan aciz bir yönelim ve müdahaleye yol verdi. Ancak “ekonomi bilmiyorlar” argümanının açıklayıcı olmadığını da not edeyim. Erdoğan yönetimi ve aparatçikler mevcut iktidar konfigürasyonunu değiştirmemeyi ve iktidar blokunun organik bileşenlerinin daha az zarar görmesini tercih ederek adım atıyorlar, o kadar.
https://www.gazeteduvar.com.tr/uc-soruda-desteksiz-ve-eksik-kapanma-makale-1520783

 

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...