Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ (21 ARALIK 2020)

KORONA GÜNLÜĞÜ (21 ARALIK 2020)

  • Salgın yönetilemiyor! Sağlık emekçileri tükenmeye, ölmeye devam ediyor! Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) paylaştığı bilgiye göre 20 Aralık’ta 11 sağlık çalışanı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti: Giresun İl Sağlık Müdürlüğünde sağlık memuru olarak çalışan Ali İhsan Kabadayı, Isparta Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden emekli Patoloji Uzmanı Dr. İbrahim Zühtü Altuğ, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden emekli Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cahit Günhan, İstanbul’da özel bir hastanede çalışan Dahiliye Uzmanı Dr. Orhan Çaşkurlu, Manisa’da çalışan Eczane Teknisyeni İlhan Sağıroğlu, Trabzon’da çalışan Eczacı Mehmet Raşit Uzar, Kastamonu’nun eski İl Tarım Müdürü ve Tosya’nın eski belediye başkanı olan Veteriner Hekim Sait Gülabacı, Samsun Çarşamba 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde şoför olarak görev yapan Rıfat Ataseven, Balıkesir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin eski başhekimlerinden olan Diş hekimi Serkan Munis, Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’ne bağlı semt polikliniğinde görev yapan Hemşire Hamza Mesut Özaslan, Mersin Tarsus’ta özel bir hastanede çalışan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Nuri Ocak ve Gaziantep’te çalışan Eczane Teknisyeni Cuma Kara.
  • İngiltere Başbakanı Boris Johnson, başkent Londra dahil ülkenin güneydoğusunda son dönemdeki vaka artışlarının mutasyon geçirmiş yeni koronavirüs türünden kaynaklandığını açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü, İngiltere’nin açıkladığı yeni koronavirüs mutasyonuyla ilgili olarak “İngiltere, analizlerinin sonuçlarını paylaşmaya devam edecek. Bu virüsün özellikleri hakkında bilgi edindikçe üye devletleri ve halkı bilgilendireceğiz” dedi.
  • Dünya Sağlık Örgütü mutasyona uğrayan koronavirüsün İngiltere dışında, Hollanda, Danimarka ve Avusturya’da tespit edildiğini duyurdu.
  • İngiliz hükümetine bağlı Yeni ve Gelişmekte Olan Solunum Virüsü Tehditleri Danışma Grubu (Nervtag) üyesi Dr. Müge Çevik, Sars-Cov-2 virüsünün şimdiye kadar 4000’den fazla mutasyonunun tespit edildiğini söyledi. Guardian gazetesinin haberine göre Çevik, ‘yalnızca birkaçının önemli mutasyonlar olduğunu’ ifade etti. Hükümetin baş danışmanı Whitty de, koronavirüsün yeni mutasyonunun bulaştırma katsayısı olan R değerini 0.4 oranında artırabileceği uyarısında bulundu. Danışma grubu Nervtag’in Pazar günü yayımladığı açıklamada, ‘değişime uğrayan virüsün diğer değişim gösteren türlere kıyasla bulaşıcılığında artış olduğunu’ belirtti ama bilim insanları, verilerin henüz ilk aşama bulgular olduğunu ve modellemeye dayandırıldığını ifade etti. Dr. Çevik, bulguların, aktarılan verilerin kalitesi ve miktarına bağlı olduğunu söyledi ve “Şimdilik rastlantılar bir bağ kuramayız, bu sadece birleşimin etkisi” dedi. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55390150)
  • Antep’te özel Sani Konukoğlu Hastanesinde meydana gelen oksijen tüpü patlaması sonucu ölenlerin sayısı 11’e yükseldi. İşçi sağlığı ve hasta güvenliği pandemi günlerinde rafa kaldırıldı.
  • Küresel düzeyde toplam vaka sayısı 77.2 milyona yaklaştı. Geçtiğimiz bir haftanın ortalama yeni vaka bildirimi 639 bin 352’ye yükseldi. Bir önceki haftanın ortalaması 625 bin 78 kişiydi. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 1 milyon 700 bine dayandı. 2 bin 3447 kişi olarak bildirildi. Pandemi büyük bir hızda devam ediyor.
  • Dünya genelinde alıştığımız gibi en düşük bildirim Pazar gününe denk geliyor. Bu hafta da böyle oldu, son 24 saatte 546 bin 756 yeni vaka bildirimi yapıldı. Bu istatistiğin bile ne kadar yüksek olduğunu hatırlatmak isteriz.
  • Yeni vaka bildiriminin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (183.2 bin), İngiltere (35.9 bin), Rusya (28.9 bin), Brezilya (25.4 bin), Hindistan (24.6 bin), Almanya (20.8 bin), Türkiye (20.3 bin), İtalya (15.1 bin), Hollanda (13 bin), Fransa (12.8 bin), Meksika (12.1 bin) ve Kolombiya (11.2 bin).
    Türkiye’de yeni vaka bildirimi azalırken, ölümler yüksek hızda devam ediyor. Son 24 saatte 246 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 18 binin üzerine çıktı. Son 24 saatte 20 bin 316 kişiye Covid-19 tanısı kondu. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısında da düşüş devam ediyor, dün 4 bin 103 yeni hasta tespit edildi. Toplam vaka sayısı ise 2 milyonu geçti. Günlük test sayısı da alışılageldiği gibi 158 bine indi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.
  • Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısı da düşme eğiliminde, 206 bin 218 aktif hastaya sahibiz. Bu hastaların 5 bin 347’sinin (%2.6’sının) durumu ağır. Hala ağır hasta yüzdemiz dünya ortalamasının beş katından yüksek.
  • Koronavirüs ölüm sayıları tartışmasına tepki gösteren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, eleştirilerle milletin zihninin bulandırılmaya çalışıldığını öne sürdü: ‘’ Covid-19 tedavisi sürerken test sonucu pozitiften negatife dönenlerin Covid-19 ölüsü kabul edilmediği iddia edilmektedir. Bu durum kesinlikle doğru değildir. Sistemimizde bir kişinin testi bir kere pozitif çıkmış ve tedavi sırasında vefat etmişse bu kişi testi daha sonra negatif çıksa da Covid-19’dan ölmüş kabul edilmektedir. Evet, birçok Avrupa ülkesi, ilk testinden 21-28 gün sonra tedavi sırasında vefat edenleri Covid-19 nedenli ölüm kabul etmemektedir. Bizse ölüme neden olan Korona virüsü ise onu Covid-19’dan vefat etmiş kabul ediyor ve istatistiklerimize böyle kaydediyoruz.’’ Açıklamada Sağlık Bakanı’nın yer vermeye çalıştığı temel neden-ara neden-son neden sistematiği, Bakanı’nın bu sistematikten ne anladığı kafaları daha da karıştıracak. Bu kadar karmaşaya gitmeden ‘’aşırı ölümler – fazladan ölüm’’ denilen istatistik gerçeği daha net ortaya koyacağını hatırlatmak isteriz. Geçtiğimiz yıl ya da son beş yılda bu dönem ne kadar ölüm olduğu referans kabul edilip bu yıl yaşanan ölümler ile karşılaştırılması ile aşırı ölüm-fazladan ölüm miktarının ne kadar olduğunu öğreniriz. Bu durum Covid-19 bağlı doğrudan ve dolaylı ölümlerin etkisini daha net ortaya koyar. Bakanlık bu istatistiği açıklarsa gerçek durum daha net ortaya çıkar.
  • Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Corona virüsünden en çok etkilenen meslek grubunun sağlık çalışanları olduğunu belirterek, dünyadaki rakamlara göre Türkiye’deki durumun daha çarpıcı olduğunu söyledi. Prof. Dr. İlhan, “Gerçekten en ön safta olan sağlık çalışanları tüm enfekte olan 1 milyon 900 bin kişinin arasında 120 binini oluşturuyor. Bu açıdan baktığımızda gerçekten çok ciddi bir yoğunluk söz konusu. Yani her 15 enfekte olan kişiden birisi sağlık çalışanı, her Corona virüsü hastası olan 10 kişiden birisi sağlık çalışanı” diye konuştu.
  • İngiltere’de ortaya çıkan ve mutasyona uğradığı belirtilen yeni tip koronavirüsle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “İngiltere’den bildirilen B.1.1.7 virüsü, 2021’de yeni bir küresel dalgalanmaya neden olabilir” ifadesini kullandı.
    İngiltere’de yeni bir koronavirüs mutasyonunun tespit edilmesinin ve hızla yayıldığının duyurulmasının ardından, Türkiye, Hollanda ve Fransa dahil birçok ülke İngiltere’den seyahatleri yasakladı. Yasak kararı alacak ülkelerin sayısının artabileceği bildiriliyor.
    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüsünün yaklaşık yüzde 70 oranında daha bulaşıcı olacak şekilde mutasyona uğradığı İngiltere ile Danimarka, Hollanda ve Güney Afrika’dan uçuşların geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.
  • DSÖ tarafından, hastaneye yatarak tedavi almış olan hastalara taburculuk sonrası destek olmak amacıyla hazırlanmış olan “COVID-19 ilişkili hastalık sonrasında rehabilitasyon ve özyönetim” broşürünün çevirisi Prof. Dr. Rengin Güzel tarafından tamamlandı. (https://drive.google.com/file/d/1RpEYCdO66J7VEl63JuK9FSpqs4nPD-Bf/view?usp=drivesdk)
  • Pandemide bilinçsiz C ve D vitamini kullanımı böbrek taşı yapma, vitamin zehirlenmesi, tüberküloz hastalarında ölüm riski gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. TEİS Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, pandemi döneminde bağışıklık sistemini güçlendirmek adına C, D vitaminleri ile diğer ilaç ve gıda takviyelerine olan artan talebi değerlendirdi: “Sağlık Bakanlığınca gıda takviyeleri ile aynı miktarda C ve D vitaminlerini içeren ilaçların reçetesiz satışına izin verilmiyor ve dozları çok sıkı takip ediliyor. Ancak ilaç formundaki takviye edici gıda ruhsatlı vitaminler için Tarım Bakanlığınca hiçbir kontrol olmadan, saklanma koşulları gözetilmeden kontrolsüzce satışına izin veriliyor. Market ve sosyal medya ile online alışveriş sitelerinde ilanlar yolu ile bu ürünlerin serbestçe reklamı yapılarak vatandaşımız özendiriliyor. Oysa ki eczacılarımız vatandaşların sağlık bilgilerini Sağlık Bakanlığı’nın Reçetem Bilgi Sistemi ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Medula sistemi üzerinden kontrol ederek bu tip takviye edici vitaminler için ücretsiz danışmanlık hizmeti vererek öneriyor. Aksi takdirde hekim ve eczacı gözetimi olmadan kullanılan bu ürünler çok ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor.”
  • Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü, filyasyon ekibinde 6 aylığına çalıştırmak üzere İŞKUR üzerinden Toplum Yararına Programı (TYP) kapsamında 100 şoför alımı için 14 Aralık’ta ilan verdi.  Başvurular için sadece 14-15 Aralık 2020 tarihleri belirlenmesine rağmen bu kısa süre içerisinde 7 bin 53 kişi iş başvurusunda bulundu.
  • Cezaevlerinde pandemi tehdidi büyüyor. Hilvan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hakan Ergün, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, koronavirüse yakalanan ve belirti gösteren tutukluların diğer tutuklularla aynı koğuşta tutulduklarını belirtti.
  • DSÖ: Pandemi mültecilerin hayatlarını ağır biçimde kötüleştirdi. Uluslararası Göçmenler Günü’nde yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporuna göre, ankete katılanların yüzde 35’i finansal zorluklar, yüzde 22’si ise sınır dışı edilme korkusu nedeniyle Covid-19 tedavisi için gerekli mercilere başvurmak istemiyor. DSÖ ayrıca pandemi sırasında, sokakta veya sığınma merkezlerinde yaşayan mültecilerin “beşte birinin akıl sağlığının kötüleşmesinden, artan uyuşturucu ve alkol kullanımından yakındığını” belirtti.
  • Ev eksenli çalışan kadınlar zor durumda: Devlet bizi pandemide de yok sayıyor. “Biz de işçiyiz, tek farkımız şu: Bizim işyerimiz ev” diyen EV-EKSEN Genel Başkanı Nazlıoğlu, pandemide koşullarının daha da kötüleştiğini, büyük gelir kaybı yaşadıklarını anlatıyor. Devlet ise her zaman olduğu gibi ev eksenli çalışanları yok sayıyor. (https://www.birgun.net/haber/ev-eksenli-calisan-kadinlar-zor-durumda-devlet-bizi-pandemide-de-yok-sayiyor-327301 https://www.birgun.net/haber/ev-eksenli-calisan-kadinlar-zor-durumda-devlet-bizi-pandemide-de-yok-sayiyor-327301)
  • Eğitimdeki Eşitsizlikler Pandemi Sürecinde Daha da Derinleşti! Salgın koşullarında eğitim hizmetinin yegâne üreticisi, velilerle iş birliği içinde çalışan eğitim emekçileridir. Uzaktan eğitim süreci, eğitim ve bilim emekçilerinin toplumsal emeği ile sürdürülmektedir. Eğitim ve bilim emekçileri evlerini okullaştırmış, bilgisayar, internet erişimi, öğretim materyalleri gibi üretim girdilerini kendileri sağlamış veya satın almıştır. Yasalarla tanımlanmış sekiz saatlik çalışma süreci öğrencileri ve velileri desteklemek üzere daha uzun saatlere uzamıştır. Okul çağında çocukları olan eğitim ve bilim emekçileri evde “sessiz bir yer bulmak” da dâhil, ciddi bir özveri içinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çabalara karşın, eğitim ve bilim emekçilerinin yoğun ev içi emeği, eğitim alanının genel görünmezliği durumunun uzantısı olarak daha da görünmez kılınmıştır. Eğitim-Sen’in açıklaması şu başlıklarda devam ediyor: Öğretmenlerimizin Görev Tanımları Dışındaki Alanlarda Çalıştırılması Kabul Edilemez, Uzaktan Eğitimdeki Sosyal ve Ekonomik Eşitsizlikler Bir An Evvel Giderilmelidir ve Merkezi Standart Sınavlar Aşamalı Biçimde Ortadan Kaldırılmalıdır (http://egitimsen.org.tr/egitimdeki-esitsizlikler-pandemi-surecinde-daha-da-derinlesti/)
  • ABD’de, aylarca süren anlaşmazlıklarından ardından, 900 milyar dolarlık bir yardım paketinde anlaşmaya varıldı.
  • Pandemide fabrikaların sesi olmak – Ercüment Akdeniz
    Pandemide, ölüm riskine rağmen işçileri fabrikalara sürmek, kapitalist sistemin vahşilikte sınır tanımadığını gösterdi. Bir gıda fabrikasını düşünün… Makinelerin işaretleyip ayıkladığı çürük yumurtalar gibi dışarı atılıyor hasta ve ölü işçiler. Koronavirüs ölümleri meslek hastalığından sayılmıyor, işçi ailelerine tazminat yolu açılmıyor. Hasta işçilerin 14 günlük karantina süresi, burjuvaların kasası etkilenmesin diye düşürülüyor. Onlarla temaslı olan işçiler ise işten atma baskısıyla çalıştırılmaya devam ediyor.  Patronlar dünyasını üzen, sinirlendiren, yeri geldiğinde hiddetlendiren şey nedir? İşçi ölümleri, yetim kalan işçi çocukları mı? Tam tersine! Sermaye birikiminin önüne engel olacak işçi itirazları. (https://www.evrensel.net/yazi/87787/pandemide-fabrikalarin-sesi-olmak)
  • Anne biz nerede yanlış yaptık? – L. Gülden Treske
    Hastalık artıp mızrak çuvala sığmayınca kurallara uymayan, kabahatli gene biz olduk. Bu arada anamızı, canımızı üç beş kişi ile gömdük. Ama bazıları bizim ölülerimizden daha kıymetli idi, yetkililerin katıldığı kalabalık cenazeler yapıldı, hatta miting bile gördük. Hangi aşıları kimler olacak duymayacağız, görmeyeceğiz, bilgi alamayacağız. Sağlık Bakanımız bazı milletvekilleri ve aileleri aşı oluyormuş sorusuna, ‘Çin’de eczanelerde satılıyor isteyen gider alır’ demiş. Sayın Bakancığım, herhalde duymadınız, millet köşedeki parka gidemiyor. Hadi oğlum jeti hazırla, bir eczane işim var, ‘Hasibe hanım teyzene de sor bakalım bir şey lazım mı?’ diyecek halimiz olmadığını aslında siz de biliyorsunuz. Bunu hep yapanları da biliyorsunuz. Siz bizimle eğleniyorsunuz. Siz bizimle eğlenmeyi seviyorsunuz! Biz de kuzular gibi, kuzuların sessizliğinde bekliyoruz. Arada telefonumuza bakıyoruz. Ne öğreneceksek! Kaygıdan başka… Belki dayanışma umuduyla? (https://www.birgun.net/haber/anne-biz-nerede-yanlis-yaptik-327288)
[su_box title=”AŞI TARTIŞMALARI” style=”soft” box_color=”#cb7f31″ title_color=”#080404″ radius=”0″][/su_box]
  • Dünya Ticaret Örgütü, Covid-19 aşısında patentin kaldırılmasına engel oluyor.
  • Sağlık Bakanlığı’nın 60 yaş üstü riskli vatandaşlara gönderdiği “Grip aşınızı Aile Sağlığı Merkezi’nde olabilirsiniz” mesajına TTB-MK Üyesi Dr. Doğan Eroğulları’,ndan cevap: ” ASM’lere vatandaş sayısı kadar aşı gelmedi. “Yarın sabah bizi bir kaos bekliyor”
  • HaberTürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Çin’den gelen koronavirüs (Covid-19) aşısının belirtildiği gibi ilk gönderimde 10 milyon değil, 3 milyon dozla sınırlı kalacağını yazdı. Sarıkaya, “Gönüllü müracaatının patlamasıyla, Aşı Merkezi ara değerlendirme yapıp, 12 bin 500 olarak hedeflenen başvuru sürecini kapattı. Şimdi bu 40 bini aşkın gönüllüden kaçına yapılacağı bilinmiyor” dedi. Sarıkaya, Türkiye’ye bu hafta içi geleceği söylenen fakat gelmeyen Çin aşılarıyla ilgili son gelişmeleri köşesinden duyurdu. Sarıkaya, ilk sefer 10 milyon değil, 3 milyon aşı geleceğini, bunların da 24 Aralık Perşembe günü Türkiye’de olacağını yazdı.  Sinovac aşısının Türkiye’ye henüz gelmemiş olması ile ilgili de Sarıkaya şunları yazdı: “Sorunun Türkiye ve Çin kesiminden kaynaklanan nedenleri…Türkiye’deki nedenin 3 ayağı görülüyor; ilki ruhsatlanma ile ilgili sorun…Çünkü Helsinki Deklarasyonu gereği aşının henüz ruhsatı yok; bu durumda alımın da buna uygun hale getirilmesi gerekiyordu; son yönetmelik değişikliğiyle bu sorun da aşıldı. İkincisi Dışişleri ve Sanayi Bakanlığı’nı ilgilendiren durum… Sanayi ve Sağlık bakanlıklarında konuyla ilgilenenler meseleyi biliyor; sorun aşılmış görünüyor” ifadesini kullandı.
  • Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Almanya’nın biyoteknoloji şirketi BioNTech ile Amerikalı ilaç şirketi Pfizer’ın birlikte geliştirdiği koronavirüs aşısıyla ilgili ortaya çıkan alerjik tepkileri araştırdıklarını açıkladı. ABD’nin Alaska eyaletinin Juneau şehrindeki Bartlett Bölge Hastanesi’nden Perşembe günü yapılan açıklamada, aşının, 10 dakika içinde iki sağlık çalışanında “aşırı alerjik tepkiye” yol açtığı belirtilmişti. Aşının yaygın kullanımına onay verilen İngiltere’de de geçen hafta benzer iki vaka görülmüştü.
  • 10 soruda Oxford-AstraZeneca aşısı – Pınar Okyay
    İlk klinik etkililik sonuçları, birleştirilmiş dört klinik çalışmaya dayanmaktadır. Bu çalışmalar, toplam 23.848 katılımcıyı içermektedir. Dört merkezdeki çalışmaların ikisi İngiltere’de, biri Brezilya’da ve biri Güney Afrika’da. Bu aşamada bildirilen sonuçlar, aşının güvenliğini ve semptomatik Covid-19’a karşı sağlanan korumayı içerir. Bu çalışmanın sonucuna göre, aşı kabul edilebilir bir güvenlik profiline sahiptir.  Bu aşı ile de korumanın ne kadar süreceğini bilinmiyor. Ancak, antikorların ve T hücrelerinin sayısı aylar için de düşse de, bağışıklık sisteminin Koronavirüs hakkındaki bilgileri hafıza hücreleri ile uzun yıllar sonra bile hatırlama olasılığı bulunuyor. Beklenip görülecek.  (1222,29144)
  • CHP Covid-19 Danışma Kurulu, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan ‘acil kullanım onayı’ yönetmeliğine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Aşılarla ilgili sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Yönetmeliğin mutlaka bilimsel bir çerçeveye dayanması sağlanmalı ve belirli asgari koşulların sağlanması teminat altına alınmalıdır” denildi ve şu öneriler sıralandı:
    • Aşı ile ilgili üretim sürecinin kalite güvencesi de dahil olmak üzere tüm bilgiler ve verilerin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na verilmesi sağlanmalıdır.
    • Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu duruma ilişkin “Acil Kullanım Onayı” vermek üzere konularında yetkin, devlet ve şirket çıkar çatışması bulunmayan, liyakat ile belirlenmiş, bağımsız bilim insanlarından oluşan bir Kurul kurulmalıdır.
    • Karar süreci öncesinde ABD’de Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından yapıldığı gibi Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından aşıya ilişkin tüm bilgi ve veriler şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
    • Kararın verileceği kurul toplantısı yine ABD’de Gıda ve İlaç Dairesi tarafından yapıldığı gibi çevrimiçi olarak kamuya açık biçimde gerçekleşmelidir.
  • Pek çok ülkenin yatırım yaptığı genetik aşılar ve Türkiye’nin yatırım yaptığı inaktif aşı-Esin Şenol
    DSÖ’nün yayınladığı bir bildirgede altını çizdiği şu konu da çok önemlidir, ulusların yönetemedikleri pandemi telaşı ile zaten aşı güvenilirlik ve etkiliklerinden ödün vermeden azami kısaltılmış süreçleri de devre dışı bırakarak oldu bittiye getirmeleri, en güçlü aşıyı bile uluslararası kullanımda devre dışı bırakacaktır.
    Bu da dünyanın ihtiyaç duyduğu, etkili aşılardan birinden mahrum kalması anlamına gelmektedir.
    Dün sosyal medyada gördüğüm, ABD’de aşı için kolunu uzatan bir yoğun bakım uzmanı; “Aşıya sevinemiyorum, dün doğum yaptıktan 3 gün sonra ölen 33 yaşındaki hasta gözümün önümde” notunu paylaştı.
    Ve gene orada çocuk yoğun bakım uzmanı olan arkadaşımın aşı yaptırırken çekilmiş fotoğrafına eklediği şu not, boğazımı yaktı.
    “Bu bir başarı değil, artık çok geç, yüz binler gitti.”
    Aşı bizi mi, süreci böyle yöneterek yüz binlerce ölüme yol açanları mu kurtaracak bilemiyorum? https://t24.com.tr/yazarlar/esin-senol/dort-yanimiz-pandemi,29136


İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...