Meksika’da seçim tiyatrosuna karşı özerk öz-örgütlenme – Ryan A. Knight

Meksika’daki direnişin önemli bir kısmının, yetersiz reform vaatleriyle daha da uysallaşarak López Obrador’un sol popülizminin büyüsüne kapılabileceğine dair haklı bir korku varsa da, yine de yerli toplulukları kendi örgütlenme, direniş ve öz-savunma biçimleri yoluyla radikal toplumsal değişim meşalesini taşımaya devam edecekler, burası kesin. Nihayet, ulus-devletin ve kapitalizmin felaketlerini ilk elden bilenler de yerli topluluklarıdır. Yine, bu kurumların altını oyan ve radikal toplumsal değişim potansiyelinin taşıyıcısı olanlar da yine onlardır

Meksika’da seçimlerin ön sonuçlarının açık ve ezici bir zaferi göstermesinin ve iki önde gelen aday Ricardo Anaya Cortés ve José Antonio Meade’nin yenilgiyi Kabul etmelerinin ardından, Meksika’nın yeni seçilmiş başkanı Andrés Manuel López Obrador, ulusa seslenmek üzere Pazar gecesi bir basın toplantısı düzenledi. Obrador, Mexico City’nin merkezindeki Hilton Otel’den, bu zaferle birlikte Meksika’nın gerçekten de tarih yazdığını ilan ederek kampanyasının sloganını bir kez daha tekrarlamış oldu. López Obrador, Meksika halkının hükümete dönü yaygın güvensizliğine hitap eden popülist söylemini devam ettirerek, Meksika’da gemi azıya almış olan yolsuzluğun kökünü kazımaya ve bunların cezasız kalmasına son vermeye dönük bağlılığını bir kez daha yineledi.

López Obrador şunları söyleyecekti: “Gerçekleştireceğimiz dönüşüm, temelde, yolsuzluğu bu ülkeden söküp atmaya dayanacak. Bu hedefe ulaşamamamız için hiçbir neden yok çünkü Meksika halkı büyük uygarlıkların mirasçılarıdır ve bu anlamda, zeki, saygıdeğer ve çalışkan insanlardır. Yolsuzluk kültürel bir fenomen değil, çürüyen bir siyasi rejimin sonucudur. Bu sorunun, bugün acısını çektiğimiz toplumsal ve ekonomik eşitsizliğin ve şiddetin temel nedeni olduğuna kesinlikle eminiz. Sonuç olarak, yolsuzluğu ve cezasızlığı ortadan kaldırmak, yeni hükümetin asli görevi olacaktır.” Obrador “Değişimlerin çok etkili ve derinden olacağını fakat kurulu yasal düzene uygun olarak gerçekleşeceğini” de açıkça belirtti.[1]

López Obrador, Meksika Cumhuriyeti’ndeki yolsuzlukla, cezasızlıkla ve aşırı şiddet oranlarıyla mücadele etmeye dönük vaatlerinin ötesinde, kampanyasındaki çeşitli vaatler üzerinden ulusal ve uluslararası ilerici kesimlerden yardım istemektedir. Obrador, Peña Nieto yönetimi tarafında uygulanan ve enerji reformuyla petrol endüstrisini özel uluslararası şirketlerden geri almak ve ulusal öğretmen sendikası CNTE’nin protesto dalgalarıyla karşıladığı eğitim reformunu iptal etmek de dahil bir dizi neoliberal yapısal reform gözden geçirmeye ant içti. Dahası Obrador, asgari ücreti iki katına çıkarma ve –toprakları ve yaşamları inşaat nedeniyle etkilenen köylü topluluklarının süregiden direnişiyle karşı karşıya kalan bir proje olan– Mexico City’nin yeni uluslararası havaalanı projesini eleştirel biçimde gözden geçirme sözü verdi.

Seçim sonuçlarından başı dönen ilerici kesimler, López Obrador’un zaferini kutlayarak, bunun Meksika’da sol siyaset açısından kilit önemde bir başarı olduğunu benimserken, göze daha az görünen fakat faaliyetlerini sürdüren bir dizi toplumsal hareket ise siyasi ve toplumsal değişim için gözlerini yukarıya çevirmiş olanların görüş alanının dışında aşağıdan örgütlenmeyi sürdürüyorlar. 1 Temmuz seçimlerinin yaklaştığı günlerde, Jalisco, Michoacán, Morelos, Guerrero, Oaxaca ve Chiapas’ın çeşitli yerlerinde, yerli toplulukları, kendi kasabalarına, topluluk yaşam alanlarına ve topraklarına seçim sandıklarının konulmasını fiilen doğrudan engelleyerek sömürgeci devlet mantığına boyun eğmeyi reddettiler. Bu eylemler geçici sembolik işler değil, mücadeleci ve sabırlı toplumsal hareketlerin topluluk özerkliği, kendi kaderini tayin, toprak savunması ve öz-örgütlenmeye dönük mücadelesinin bir parçasıydı.

Kendi yapılagelişlerine –geleneksel karar alma ve ortaklaşmacı bir arada varoluş biçimlerini ayırt etmek için kullanılan bir kavram– ve geleneklerine dönük saygı talep eden yerli toplulukları, kararlarını en yüksek yetki organı olarak topluluk meclislerinde alarak siyasi parti çerçevesinin dışında kendi kendilerine kolektif biçimde örgütlenmektedirler. Çeşitli örgütsel biçimler ve süreçler dahilinde topluluk ve mahalle meclislerinin çalışmaları hayata geçirilirken, buradaki yaygın ve önemli duygu ise, insanların kendi topluluklarının gerekliliklerine yönelik olarak kendi kendilerine örgütlenmelerinin, kararları kolektif olarak almalarının ve kendi yetkililerini kendilerinin seçmelerinin daha iyi olduğudur.

Seçimin yaklaştığı aylarda ve günlerde, seçim sürecinde cisimleşen devlet mantığı ile halkın kendisinin belirlediği örgütsel süreçler arasındaki gerilim had safhaya çıkacaktı.

Chiapas’taki bir yerli Ch’ol topluluğunun yaşam alanı olan Ejido Tila’da, seçim sürecini uygulamak isteyen siyasi partiler tarafından çeşitli yıldırma faaliyetleri gerçekleştirildi. 7 Mayıs’ta, çeşitli siyasi parti temsilcileri, Ulusal Seçim Kurulu’nun yerel bürosundan, “hukukun üstünlüğü”nün sürdürülmesi adına bölgeye polis, asker ve jandarma tarafından korunacak seçim sandıklarının yerleştirilmesini ısrarla talep ettiler. Yien aynı günlerde, Ejido Tila topluluğu, aynı siyasi parti gruplarının ortaklaşmacı öz-örgütlenme ve devletin seçim sürecini reddetmelerine karşı bir yıldırma taktiği olarak paramiliter güçler oluşturmakta olduğunu bildirdiler.[2]

Haziran ayının son haftasında, Ejido Tila topluluğu bir kez daha, siyasi partilerin paramiliter gruplar örgütlemesiyle birlikte tehditlerin sürdüğünü ve topluluğa saldırı tehditlerinin söz konusu olduğunu açıklayan bir bildiri yayımladı.[3] Bu saldırı ve yıldırma eylemleri, Ejido Tila’da faaliyet gösteren hareketi tehdit etmenin peşindeydi. Aralık 2015’te, kendi topraklarını savunmak için verdikleri meşru savaşlardan 50 yıl yıldan fazla süre sonra, Ejido Tila, kendi topraklarını korumanın ve kendi kaderini tayinin tek yolu olarak özerklik mücadelesine giriştiler. İki buçuk yıl sonra bugün, Ejido Tila, ejido üyelerden oluşan genel meclisini en yüksek karar alma organı olarak kullanarak topluluklarını siyasi parti modelinin dışında örgütlemiş durumdalar.[4]

Seçimler yaklaşırken Chiapas’ta, Ulusal Yerli Kongresi, Lacandon Ormanı’ndaki Zapatista topluluk destek üslerinin üzerinde askeri helikopterlerin tacizkâr biçimde uçurulmasını kınadı. Dahası, Ulusal Yerli Kongresi, “23 Özerk İsyancı Zapatista Belediyesi (MAREZ) PRI’nın adayı kızılderili kabile reisi Roberto Albores’i Chiapas eyalet valiliği için destekliyor” sözlerine yer veren 26 Haziran’da yayımlanan yalan siyasi parti propagandasına yanıt vermeye zorlandı. Bu yapılanların da ortaya açıkça koyduğu üzere, Zapatistaların mücadelesi ömürlük bir mücadeledir ve siyasi partiler yaşamı yok eden güçlerin temsilcileridir.[5]

Michoacán’daki P’urhépecha Yaylası’nda, seçim sürecinin fiziksel altyapısını zorla uygulamaya çalışan devlet ile çeşitli çatışmalar yaşandı. 29 Haziran’da Nahuatzén topluluğun topraklarında, siyasetçiler ve silahlı gruplar, seçim sürecinin uygulanmasını fiziksel olarak engellemek için kurulan barikatları yıkmak ve seçim pusulalarını ve sandıklarını buralara getirmek adına havaya ateş açıp taşlı saldırılarda bulundular ve silahlı tacizler gerçekleştirdiler. Topluluk, şiddetle ve zorla seçim sürecinin uygulanmasına direnerek, seçim kabinlerini, sandıklarını ve siyasi parti propaganda materyallerini şenlik ateşinde yakmak üzere hızla örgütlendi ve hepsi yakıldı.[6]

2015 yılından itibaren, Nahuatzén halkı, topluluktaki güvenlik ve temel altyapı eksikliğine yanıt olarak, topluluklarındaki en yüksek yetki organı olarak Yerli Yurttaş Konseyi’nde örgütlendiler. Topluluk, Nahuatzén’deki belediye başkanını yönetici olarak görmeyi reddederek, kendi yapılagelişleri ve geleneklerine uygun bir ortaklaşmacı özerklik inşa etmek üzere meclis örgütlediler. Cherán’daki komşularının adımlarını izleyen Nahuatzén topluluğu, Meksika ulus devletinin siyasi partilerinden ve örgütsel biçimlerinden bağımsız bir öz-yönetim arayışındalar.

Nahuatzén, Michoacán Yüksek Yerli Konseyi’ni oluşturan ve seçim sandıklarının topraklarına konulmasına izin vermemiş olan P’urhépecha kasabalarından sadece biri. Bu kasabalar arasında, Santa Fe de Laguna, Aranza, Zopoco, San Felipe de los Herreros, Cocucho ve San Benito da var. Michoacán Yüksek Yerli Konseyi ise, “…özerk ve hükümetlerden, siyasi partilerden ve dini düzenlerden bağımsız” bir yerli toplulukları örgütlenme organı.[7] Konsey, bir bildirisinde, önceden kolektif olarak seçim sürecine katılmamaya karar vermiş olan Sevina adlı bir başka topluluğun topraklarında seçim altyapısının zorla kurulmasını kınamıştı.

Seçim süresince gerçekleşen bu çeşitli baskılar ve yıldırmalar, devletin halkın öz-örgütlenmesine karşı sürdürdüğü savaşın sadece bir kısmını gösteriyor. Örgütlü suç, kadın cinayetleri, zorla kaçırmalar, gazeteci suikastleri, askerileştirme, kaynakların yağmalanması, toprak gaspları ve kapitalizmin insanlara ve yeryüzüne dönük daha genel saldırısı ile delik deşik olmuş bir ülkede, kolektif örgütlenmenin ve karar almanın ortaklaşmacı biçimleri, kapitalist devleti temsil eden siyasi partilerin niyetlerine karşı öz-savunmanın araçları haline gelmiş durumda.

Ejido Tila’da ve Michoacán’daki P’urhépecha topluluklarında yaşananlar, Chiapas, Oaxaca, Guerrero, Morelos, Michoacán, Jalisco ve ülkenin dört bir yanında kendilerini ve kendi topraklarını savunmak ve örgütlemek arayışında olan ortaklaşmacı, yerli ve belediye ölçekli mücadelelerin ülkeye yayılan ağının birer parçasıdırlar. Bu mücadeleler kendi özerkliklerini ve öz-yönetimlerini savunmak adına bir yandan sıklıkla çeşitli ulusal ve uluslararası yasaları işe koşarken, diğer yandan ise bu mücadeleleri ortaya koyan hareketler de bu türden yasaları tanımayı reddetmeleri üzerinden devlet ile doğrudan çatışmaya giriyorlar. Dahası, yerli topluluklarını yasal olarak tanımaya dönük neoliberal siyasetin sınırlılıkları da, bu toplulukları özerklik ve öz-yönetim mücadelelerinde yasal eylem ile doğrudan eylemi bir araya getirmeye zorluyor.

López Obrador’un ilk basın toplantısı, özerklik için mücadele eden bu topluluklar ve hareketler açısından zaten ortada olan bir gerçekliği bir kez daha apaçık hale getiriyor: radikal değişim yukarıdan gerçekleştirilemez, ancak ve ancak halkın aşağıdan öz-örgütlenmesi yoluyla gerçekleştirilebilir. López Obrador seçim gecesi Hilton Otel’in balkonundan, yatırım ve ticaret özgürlüğünü, Meksika Merkez Bankası’nın özerkliğini, ulusal ve uluslararası sermayedarlar ve bankalar ile önceden yapılmış anlaşmaları ve tabii ki hukukun üstünlüğünü koruyacağını ilan etti.

Meksika’daki direnişin önemli bir kısmının, yetersiz reform vaatleriyle daha da uysallaşarak López Obrador’un sol popülizminin büyüsüne kapılabileceğine dair haklı bir korku varsa da, yine de yerli toplulukları kendi örgütlenme, direniş ve öz-savunma biçimleri yoluyla radikal toplumsal değişim meşalesini taşımaya devam edecekler, burası kesin. Nihayet, ulus-devletin ve kapitalizmin felaketlerini ilk elden bilenler de yerli topluluklarıdır. Yine, bu kurumların altını oyan ve radikal toplumsal değişim potansiyelinin taşıyıcısı olanlar da yine onlardır.

Notlar

[1] https://www.animalpolitico.com/2018/07/discursos-lopez-obrador/

[2] https://laotraejidotila.blogspot.com/2018/06/denunciamos-formacion-de-paramilitares.html

[3] https://laotraejidotila.blogspot.com/2018/06/denuncia-publica-de-operadores-del.html

[4] https://laotraejidotila.blogspot.com/

[5] https://www.congresonacionalindigena.org/2018/06/30/cni-y-cig-denunciamos-hostigamiento-a-comunidades-por-el-proceso-electoral-y-aclaramos-desinformacion-de-medios-de-paga/

[6] http://voicesinmovement.org/purhepecha-territory-michoacan-indigenous-community-of-nahautzen-resists-violent-state-repression-and-the-installation-of-voting-booths/

[7] http://voicesinmovement.org/statement-from-the-supreme-indigenous-council-of-michoacan-long-live-the-self-determination-of-the-indigenous-communities/

*Sendika.org