KORONA GÜNLÜĞÜ (16 KASIM 2020)

  • Salgın yönetilemiyor! Sağlık emekçileri tükenmeye, ölmeye devam ediyor! Bursa 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde şoför olarak görev yapan Mehmet Çalışkan ve İzmir Kemalpaşa İlçe Sağlık Müdürlüğünde sağlık memuru olarak görev yapan Tansel YILDIZ Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti.
  • Sağlık emekçilerinin emeklilik, istifa, yıllık izin vb. haklarının kullanımının yasaklanmasının ardından şimdi de semptom gösterse dahi çalışma talimatı verilmeye başlandı. Dicle ve Ankara Üniversite Hastaneleri tarafından gönderilen yazılar sağlık emekçilerine yönelik baskıyı gözler önüne seriyor.
  • Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde anabilim dalları ve idari birimlere rektörlük tarafından gönderilen talimat yazısında, koronavirüse yakalanan sağlık çalışanlarının, test yapıldıktan sonra 10 gün, kliniklerde virüs tedavisi gören sağlık çalışanları test yaptıktan sonra 14 gün, tedavisi yoğun bakımlarda devam eden sağlık çalışanları test yaptıktan sonra 20 günün ardından işlerine dönmesini istedi. Rektörlük, koronavirüs tedavisinin ağırlığına göre, işe dönmelerine gün verdiği sağlık çalışanlarının semptom gösterseler dahi, çalışmaları yönünde talimat verdi.
  • Ankara Üniversitesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi başhekimliği tarafından gönderilen yazıda da, “Hastaneler Başhekimliği Enfeksiyon Komitesi’nin ilgi (a) sayılı yazısında Covid-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının tedavi bitimi sonrası işe geri dönüşlerinde ayaktan tedavi gören çalışanların 10 gün, yatarak tedavi gören çalışanların 14 gün, yoğun bakımda yatarak tedavi görev çalışanların 20 gün sonra PCR negatifliğine bakılmaksızın göreve başlayacakları belirtilmiştir” denildi.
  • Türk Tabipler Birliği (TTB), Covid-19 tanısı alan sağlık çalışanlarının işbaşı yaptırılmasına tepki göstererek, “Sağlık çalışanları hasta iken çalışmaya zorlanılıyor. Yaptıklarınız/yapamadıklarınızla teamülden sağlıkçıları öldürüyorsunuz” dedi.
  • Pandemide toplam vaka sayısı 54,8 milyonu geçti. Alışılagelen hafta sonu bildirim yapmama, tespit ve yetersiz bildirimlere rağmen dünya genelinde son 24 saatte yeni vaka sayısı 490 bin 700’ün üzerinde. Geçtiğimiz haftanın günlük vaka bildirimi ortalaması 575 bin 650’ye yükseldi. Bir önceki hafta bildirim ortalaması 554 bin 720 idi.
  • ABD 138 bin 373 pozitif vaka tespiti ile yeni vaka bildiriminde zirvedeki yerini koruyor. ABD’yi şu ülkeler izliyor: İtalya (34 bin), Hindistan (30.7 bin), Fransa (27.2 bin), İngiltere (25 bin), Rusya (22.6 bin), Polonya (21.9 bin), Brezilya (14.1 bin), Almanya (14 bin), İran (12.5 bin) ve Ukrayna (10.7 bin).
  • Türkiye’de Covid-19 salgını tırmanışını sürdürüyor. Hafta sonu olmasına rağmen son 24 saatte yeni hasta sayısı 3 binin üzerine çıkarak 3,223 kişiye yükseldi. Covid-19 nedeniyle 89 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı 49 bin 108 ve ağır hasta sayısı 3,439 kişiye yükseldi. Toplam hasta sayısı 415 bine dayanırken toplam can kaybı 11 bin 500’ü geçti. Kısıtlanmalar ve hafta sonunun etkisi ile test sayısı 142 bine düştü.
  • Denizli Acıpayam’ın AKP’li Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, ilçedeki Coronavirus vakası artışlarına dikkat çekerek, “Hastaneler doldu, yoğun bakımlar yetmiyor” dedi. Şevkan, “Sağlık çalışanlarımız da hasta ve yorgun. Ne hastanelerde, ne de sahada personel yetmemekte. Solunum cihazına bağlanan hastalarımız bile bir süre acillerde beklemektedir” ifadelerini kullandı.
  • CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, koronavirüs hastası 65 yaşındaki Dinçer Gergin’in hastanelerde yer olmadığı için hayatını kaybettiğini açıkladı. Bakırlıoğlu, “Tüm çabalarımıza rağmen Alaşehir’de, Manisa, İzmir ve hatta Denizli’de yoğun bakım ünitelerinde yer bulamadık. Dinçer Gergin tedavi olamaması sebebiyle Covid-19’dan öldü” dedi. Bakıroğlu salgının boyutu ile ilgili şu bilgilere yer verdi: ‘Açıklanan hasta sayısının 20 katı kadar vaka sayısı olduğu bilinmekte. Bugün biliyoruz ki İstanbul’daki günlük vaka sayısı 15 bin ile 20 bin arasında değişmekte. İstanbul’dan yola çıkarsak Türkiye’deki günlük vaka sayısı 35 bin ile 50 bin arasında olduğunu tahmin etmekteyiz.”
  • Sağlık Bakanı Koca’nın sosyal medya hesabından Pazar günü için ‘maske tatili’ tabirini kullanarak “Yarın Pazar. Evinizde, ailenizle zaman geçirin. Başkalarıyla paylaşacağınız mekânlarda risk almayın. Bir mecburiyetiniz yoksa en güzeli bu! Giderek artan COVID-19 riskine karşı, kuralların geçersiz olduğu tek yer eviniz. Günü evde geçireceklere bu akşamdan çok teşekkür ederiz” açıklamasının altına çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tarafından tepki yağdı.
  • İçişleri Bakanlığı: Bir haftada 41 bine yakın kişiye maske cezası verildi, 107 işyeri faaliyetten men edildi, 991 şehir içi ve şehirlerarası toplu ulaşım aracı ile ticari taksi seferden men edildi.
  • Ankara’daki dört pandemi hastanesinin hem yataklı servislerinin hem de yoğun bakımlarının dolu olduğunu belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, kademesiz normale dönüş politikaları, AVM, kafe ve restoran gibi alanların ani bir kararla açılmasının salgının kontrolden çıkmasında etkili olduğunu söyledi. Karakoç, salgının bu denli yayılmasında bir diğer sebebin de turizm sezonunun açılması olduğuna işaret ederek “Turizmdeki gelir insan sağlığına tercih edildi’’ dedi. Salgının çalışma alanlarının nerdeyse hepsinde hızla yayıldığını kaydeden Karakoç “Ankara’da özellikle kamu alanlarında çok fazla. Aslında evden dönüşümlü olarak çalışılabilir. Üretim alanlarında, iş alanlarında Ostim’de, Sincan Organize Sanayi’de, Kazan ve Gölbaşı’ndaki sanayi alanında enfekte vatandaş sayısı fazla. Mesai saati değişiklikleri de bilimsellikten uzak ve günü birlik uygulamalar. Bu uygulamayla işyerlerinde yine aynı sayıda insan çalışıyor.” dedi.
  • En az vaka olanlar arasındaydı, şimdi kırmızı alarmda! Vaka sayılarının yükseldiği Hatay’da normalden kırmızıya geçiş sürecini değerlendiren Tabip Odası Başkanı Sadık Nazik, Arap ülkeleriyle geçişlerin artışları etkilediğini vurguladı. Doktor Nihat Eraslan ise yerel yönetimlerin sorumsuzluklarını halk üzerinden kapatmaya çalıştığını söyledi.
  • Cezaevlerinde pandemiye karşı sözde önlemler! Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Üyesi Avukat Vedat Ece, Silivri 5 ve 9 No’lu Kapalı Cezaevinde bulunan siyasi mahpusların koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yaşadıkları hak ihlallerine dikkat çekti.  Ece, “Karantina koğuşları otuz kişilik. Otuz kişi dolmadan karantina sürecini başlatmıyorlar. Otuz kişi dolduktan sonra ‘On beş gün sayacağız’ diyorlar. Görüşme yaptığımız bir mahpus, 18 Eylül tarihinde çıkmış olduğu duruşmasının dönüşünden bu yana 60 günü aşkın süredir karantina koğuşunda tutulduğunu ifade etti. 30 kişilik koğuşta şu an 8 kişi bulunduklarını fakat her cezaevi dışına çıkartılan mahpusun yanlarına getirildiğini ve bu nedenle dışarıyla temas halinde bulunan tüm mahpusların aynı anda aynı koğuşta ‘karantinada’ tutulduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.

https://www.evrensel.net/haber/418922/karantina-koguslarinda-mahpuslarin-yasam-haklari-ellerinden-aliniyor

  • Korona virüsü pandemisinde en çok hak ihlalinin yaşandığı yerlerden biri cezaevleri oldu. Sağlığa erişme, karantina koşulları, hijyen sorunu, haberleşme hakkı… Bu sorunlar cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden sadece bazıları. Bu sorunlara bir yenisi daha eklendi: Grip aşısına ücret dayatması.

https://www.gazeteduvar.com.tr/korona-virusu-cezaevinde-neler-yasandi-haber-1504446

  • İtalya’da yapılan yeni bir araştırma, Koronavirüsün geçtiğimiz yılın Eylül ayından bu yana dolaşımda olabileceğini ortaya çıkardı. Milano’daki IRCCS Ulusal Tümör Enstitüsü ve Siena Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, Eylül 2019-Mart 2020 tarihleri arasında alınan kan örnekleri incelendi. Akciğer kanseri taramaları için 959 kişiden alınan kan örnekleri üzerinde yapılan incelemelerde, Eylül ayında alınan kan örneklerinin bir kısmında da virüs antikorları tespit edildi. 959 kişinin yüzde 11,6’sının Koronavirüse karşı antikor geliştirdiği, bunların yüzde 14’ünün de Eylül ayında alınan kan örneklerinin sahipleri olduğu belirlendi. Bu kişilerin büyük kısmının kuzeydeki Lombardiya bölgesinden olduğu açıklandı.
  • Hollanda hükümeti, koronavirüs salgını nedeniyle yılbaşı gecesi havai fişek atılmasını yasakladı. Yasağı ihlal edenler, 100 Euro’dan başlayan para cezalarına çarptırılacak ve bu suç adli sicil kaydına işlenecek. Yasak kararı nedeniyle zarar uğrayacak olan havai fişek satıcılarına ise, 40 milyon Euro tazminat ödenecek. Hükümet bu kararı, salgın nedeniyle zaten yoğun olan sağlık çalışanları ve hastanelere havai fişek yaralamaları nedeniyle ek yük binmemesi amacıyla aldı. Geçen yılbaşında havai fişek sonucu yaralanan yaklaşık bin 300 kişi sağlık merkezlerine başvurdu. Bunlardan 400’ü acil servislerde, 900’ü de aile hekimi kliniklerinde tedavi edildi.
  • Romanya’da, Covid-19 hastalarının tedavi gördüğü bir hastanede yangın çıktı. 10 hasta hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

 

  • ‘Tükendik ışık yak!’ – Nejla Kurul

Geçen hafta bir eylem çağrısı geçti yaşamımızdan, sessizce. Çağrı, hem kamu vicdanına ve hem de siyasal iktidara sesleniyordu. TTB’nin çağrısı, Covid-19 salgınında yaşamını yitiren ve ağır çalışma koşulları altında günbegün tükenen doktor, hemşire ve diğer emekçilerin sorunlarına dikkati çekiyor ve somut bir talep içeriyordu: “Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilsin.” Öyle ya, 60’ı hekim, toplamda 141 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi, sağlık emekçileri çalışırken sıradan insanlara göre 5 ila 15 kat daha fazla Covid-19’la karşılaşıyor ve hastalanabiliyorlar.

… ışık söndürme eylemi, ‘Sağlık çalışanları tükendikçe karanlık çöküyor’ cümlesi ile başlıyor, bir duygudaşlık içeriyor. “Ses veremiyorsunuz, bunu anlayabiliyoruz” ama “ışık verin yeter” diyor TTB.  Ardından hepimizi ilgilendiren ikinci söz geliyor: Gerekli önlemleri alarak “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.” Işık söndürme eyleminde beklenti şu: beş gün boyunca akşam saat 9’da, sadece bir dakika, yaşadığımız mekândaki ışıkların “açılması ve kapanması.” Eylem bir tür sivil  hareket, ama bir sivil itaatsizlik de değil!  Çünkü ihlal edilen bir yasa yok, kamusal alanda bir yer kaplamıyor, akşam saat 9’da evde yapılacak bir eylem. Eylem, 24 saatin sadece bir dakikasına karşılık geliyor. Birlikte geçirilecek bir dakika, öznel ve nesnel zamanın bir dakika için örtüşmesi!

Düşünelim ki tüm çoğul renkleri ile milyonlarca insan akşam saat 9’da oturduğu yerden kalksın, öfkesini, isyanını ve umudunu yanına alsın, elektrik düğmesinin olduğu yere gitsin.  Ağır baskı nedeniyle açık ya da kapalı mekânlarda rahatça söyleyemediği sözü için, “itirazım var” diyerek bir dakika, sadece bir parmak teması ile ışık versin.

Milyonlarca insanın zamansal olarak birbiriyle uyumlu dev bedenleşmesi, Öteki için, bu eylemde sağlık çalışanları için “parmağını kıpırdatmak” anlamına gelir. Bir dakikalığına bile olsa, yönetenlerin yönetemediği Anadolu ve Mezopotamya’da, “yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyen bir iyileşme hareketi doğsun.

‘Tükendik ışık yak!’ – Nejla Kurul