KORONA GÜNLÜĞÜ  (08 MART 2021)

KORONA GÜNLÜĞÜ  (08 MART 2021)

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu yıl kadınlar yine sokakları terk etmiyor. Söyleyecek sözümüz değiştirecek gücümüz var diyerek özgürlüğümüzü kazanacağız şiarıyla bir çok ilde mitinler yapıldı, yapılmaya devam ediyor. kadınlar 8 Mart pazartesi akşamı Türkiye’nin bir çok ilinde feminist gece yürüyüşünde olacak.

***

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! İSİG Meclisi’nin her ay düzenli olarak açıkladığı iş cinayetleri raporuna göre, Şubat ayında en az 138 işçi hayatını kaybetti. Ölen işçilerden yedisi kadın. Yine rapora göre, Şubat’ta her dört iş cinayetinden biri Covid-19 kaynaklı.

***

Science Advances dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, dünya genelinde uygulanan kısıtlamalar atmosfere zararlı sera gazı emisyonunda gözle görülür bir azalmaya neden olmuş olsa da kısıtlamaların iklim değişikliği üzerindeki etkisi uzun dönemde “az” hatta “kanıtlanamayacak derecede az” olacak. East Anglia Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, kısıtlamalar dolayısıyla dünya genelinde 2020 yılında karbondioksit salınımı 2019’a kıyasla yüzde yedi oranında azaldı. Bunun şu ana kadar tespit edilen en büyük azalma olduğu ifade edilse de kısıtlamalar nedeniyle emisyonlarda meydana gelen geçici düşüşün iklim üzerinde uzun vadeli etkileri olmamasının beklendiği belirtiliyor.

***

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip Coronavirus (Covid-19) pandemisi nedeniyle oluşan ‘kitlesel travmanın’ İkinci Dünya Savaşı’ndan daha yoğun olduğunu belirtti. DSÖ’deb epidemiyolog Maria Van Kerkhove da insanların ruh sağlığının öncelikli olması gerektiğine vurgu yaparak, pandeminin uzun vadede insanlık üzerinde psikolojik açıdan önemli etkisinin olacağı konusunda uyarıda bulundu.

***

TTB: “Son bir hafta içerisinde çok yüksek riskli il sayısı 17’den 26’ya çıktı. Çoğu ilimizde vakalarda %50-%100 arası artış var. Bir yılı geride bıraktığımız Pandemiye karşı yaygın testle taramaya dayalı etkili bir stratejimiz yok. Pandemi yönetilemiyor, bedelini toplum olarak ödüyoruz.”

***

Sağlık Bakanlığının, CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin soru önergesine verdiği yanıtla; sağlık emekçilerinin emeklilik hakkını yeniden yasakladığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığının 27 Ekim 2020’de uygulamaya koyduğu istifa ve emeklilik yasağı, 19 Ocak 2021’de sadece istifa yasağına döndürüldü. 19 Ocak’tan sonra emekliye ayrılan sağlıkçı sayısında ciddi artış yaşanınca bakanlığın 3 Mart’ta tekrar emeklilik hakkını yasakladığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın cevapladığı soru önergesinde, istifa yasağının kalktığı 8 Haziran 2020 tarihinden 8 Eylül 2020 tarihine kadar 792’si doktor toplam 2 bin 537 sağlıkçının emekli olduğunu, aynı dönemde 2 bin 107’si doktor olmak üzere toplam 3 bin 487 sağlıkçının da istifa ettiğini aktaran İlgezdi, “3 ayda 2 bin 899’u doktor toplam 6 bin 24 sağlıkçı istifa etti ya da emekli oldu. Yani pandemide günde 32’si doktor olmak üzere 67 sağlıkçı görevi bırakmak zorunda kaldı” dedi.

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 117 milyon 441 binin, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 605 binin üzerine çıktı. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısı 21 milyon 887 bin civarında olup hala oldukça yüksek sayıda olduğunu hatırlatıyoruz.

Dünya genelinde haftanın son günü yeni vaka sayısı 372 bin 306 kişi iken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 bin 736 kişi oldu. Günlük vaka bildiriminde Brezilya devam eden vaka artışı ilk sırada yer alıyor: Brezilya (80 bin), ABD (42 bin), Fransa (21.8), İtalya (20.8 bin), Hindistan (18.7 bin), Polanya (13.6 bin), Türkiye (11.2 bin) ve Rusya (10.6 bin).

Küresel olarak bir önceki hafta başlayan vaka artışı, geçtiğimiz hafta da devam etti. altı haftadır eden düşme eğilimi geçtiğimiz hafta durdu ve yükselişe geçti. Bir önceki hafta 385 bin 397 kişi olan yedi günlük yeni vaka ortalaması, geçtiğimiz hafta 399 bin 519 kişiye yükseldi. Bununla birlikte ölümlerde düşüş eğilimi devam etti. Bir önceki hafta 8 bin 977 olan ortalama günlük ölüm bildirimi, geçtiğimiz hafta 8 bin 706 ölüme geriledi.

***

Yeni kontrollü normalleşme dönemine geçişin birinci haftasında salgın ciddiyetini koruyor. Vaka-ağır hasta-aktif hasta sayısı yüksek hızda devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 11 bin 187 yeni vaka bildirimi yapıldı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 65 kişi olup, düşme eğiliminde olsa da hala oldukça yüksek olduğuna dikkat çekiyoruz. Toplam vaka sayısı 2 milyon 780 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı 29 bin 30 kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 735 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 129 bine indi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısındaki ciddi yükseliş devam ediyor. 07 Mart itibarıyla aktif hasta sayısı 127 bin 463 kişiye yükseldi. Bu sıçrama tarzı yükseliş bulaş tehdidinin artacağını da gösteriyor. Ağır hasta sayısımız ise 1,261 kişi. Aktif vakanın yükselmesi ile %1’e kadar düşen ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) halen iki buçuk katına yakın! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son bir haftada 100 bin nüfusta vaka görünme oranının en çok arttığı illerin, Sinop, Kilis, Samsun, Amasya ve Edirne olduğunu söyledi. Bakan Koca, vaka sayısı azalan illerin ise Ordu, Bolu, Trabzon, Nevşehir ve Karaman olduğunu kaydetti.

***

Yapılan toplantılarda, vaka sayısındaki artışın hareketlenmeyle doğrudan ilişkisi olduğu, temaslıları ortaya çıkarmak için test sayısının arttırıldığı, daha da arttırılması gerektiği belirtildi. Sağlık altyapısının 15-20 bin arası vakaya kadar kaldırabileceği, ancak ondan sonrasında risk oluşacağı yorumları yapılıyor. Yasaklar kaldırılmadan önce pozitif çıkan bir kişinin 3-4 kişiye bulaştırma riski varken, yeni dönemde bu riskin 7-8 kişiye çıktığı da belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde kontrollerin sıklaşması nedeniyle Karadeniz Bölgesi’nin biraz rahatlayacağı, havaların ısınmasına bağlı olarak ‘mavi’ renkteki Doğu ve Güneydoğu’da ise riskin artacağı belirtiliyor. Bu nedenle il yönetimlerine büyük görev düştüğü, gelişmelere göre halkın sürekli uyarılarak, yeni kurallarla sürecin yönetilmesi gerektiği vurgulanıyor.

***

Koronavirüs risk haritasına göre çok yüksek riskli kategoride bulunan Konya’da vaka sayısı her geçen gün artıyor. Vakaların çoğunluğunun mutasyonlu virüs olduğunu söyleyen Konya Tabipler Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin, vaka artışının nedenin ise, aile içi ziyaretler ve toplu organizasyonlar olduğunu açıkladı. Kenti yönetenlerin yeterli denetimlerde bulunmadığını da aktaran Çetin, kent için ek tedbirler alınması gerektiğini belirtti.

***

2 Mart’ta başlayan normalleşme sürecinde ilk verilere göre vaka sayıları yurt genelinde artarken, uzmanlar ‘kademeli normalleşme’yerine ‘dalgalı normalleşme’ modelini gündeme getirdi. ‘Dalgalı’ uygulamada kent sorumluları kendi bölgelerini korumak adına lokal kararlar alabilecek. Hafta sonu 14 günlük harita çıkınca yeniden değerlendirme yapılacak. Buna göre, valiler, ilin risk haritası sarı olsa bile, şehirde yoğunluk ve risk yarattığı saptanan bölgeler için kırmızı kuralları uygulayabilecek. Kırmızı bir ilden düşük riskli sarı illere geçişleri önlemek için sınır geçişlerinde bekletme, HES kodu kontrolleri, ileri aşamada şehirlerarası geçişin yasaklanması gibi kurallara geçilebilecek.

Bu haber yorumsuz geçmemeli. Aldıkları kararlar ile büyütülen salgın ve kaosa dönen yaşam için hesap vermek yerine ‘dalgalı normelleşme’ diyerek toplumla dalga geçiliyor.

***

Samsun Valisi’nden çağrı: Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın

Muhalefet belediyeleri de iktidar gibi sızlanmaya, sorumluluğu bireylere yüklemeye başladı. Tek adam rejimi ile toplumdan bağımsız yürütülen salgın kontrolünde hesap sormak yerine yine vatandaşa dönüldü. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbullular’ı Covid-19 tedbirlerine uymaları konusunda uyardı: “Lütfen evde kalmaya devam edelim, veriler bize bunu gösteriyor. Tüm İstanbullulara bu şehrin belediye başkanı olarak uyarımdır; Önlemlerin esnetilmesi hiçbir şekilde rehavete yol açmamalı, herkes uyarı ve tedbirlere harfiyen uymalı. Salgın hala gücünü koruyor.” İmamoğlu başta tüm muhalif belediyelere soruyoruz: Daha once günlük açıkladığınız ölüm istatisitiklerini, özellikle bulaşıcı hastalık ölümleri neden paylaşmıyorsunuz? Salgının boyutunun anlaşılmasında en çarpıcı olan ölüm istatisitiklerini paylaşmayı neden kestiniz? Salgın kontrolünde yerinden yönetim modeline geçilecek dendi, İl Pandemi Kurulu toplantılarına giderken toplumun taleplerini öğrenmek için ne yapıyorsunuz?Bu kurullara hangi talepler ile gidiyorsunuz? Toplumsal önlemler adına neler yapıyorsunuz? Yerel demokrasi adına salgın kontrolünde hangi adımları attınız?… sorular bitmez.

***

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın, kapalı ortamlarda uzun süre maskesiz kalmanın hastalığın yayılımı açısından risk olduğunu söyledi. Akın, “Lokantaya gidenlere önerim var; kuralları çok iyi takip etsinler, yemek yerken elbette maskelerini çıkaracaklar; ama olabildiği kadar az konuşsunlar ya da alçak sesle konuşsunlar. Kısa sürede işlerini bitirip, lokantadan ayrılsınlar. Bir bakıma virüs şu anda startta bekliyor, ‘ben biraz daha yayılma fırsatı bulabilir miyim’ diye” dedi. Prof. Dr. Akın, tam kapasite açılmanın doğru olmadığını söyleyerek, “Çünkü şunu iyi görüyoruz, bu sene biz Kovid-19 ile beraber yaşayacağız, 2021’de belli oldu bu. Hastalığın bir süre sonra düşeceğini biliyoruz. Düşecek ama yok olmayacak. Yok olmadığı için siz önlemleri bıraktığınız anda aynı hızla yayılmayı ve vaka artışını tekrar yaşarız. Çünkü virüsün özelliği bu. Bu özellikler hakkında çok fazla bilgi sahibi olduk. O yüzden de yaz ayında kontrollü normalleşme esas bunun ismi. Herkes kendi koruyucu önlemlerini alması lazım ve çevresini kontrol ederek, hastalığın kendilerine bulaşmasını engelleyecek önlemlerin riayet etmesi lazım. Her halükarda 2021 yılı vatandaşlar ve işletmeler için kontrollü bir dönem olması lazım” ifadelerini kullandı.

***

Güneydoğu ve Doğu Anadolu nasıl ‘mavi’ oldu?

Diyarbakır’da görev yapan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, “Pandemi Güneydoğu’da yaz ayları boyunca ciddi düzeyde etki gösterdi. Her aileden bir kişi sevdiğini kaybetti. Ameliyathaneler yoğun bakıma çevrildi. Diyarbakır’da servislerde hasta seçmek zorunda kaldığımız oldu. Görünen o ki her iki kişiden biri hastalığa yakalanmış. Yani, sürü ve toplum bağışıklığı gerçekleşmiş denebilir.” yorumunu yaptı.

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol da Güneydoğu’daki mavi tabloyu kitle bağışıklığına bağladı. Şenol şöyle devam etti:“Bu bölge yazın yüksek düzeyli salgın geçirdi. Aile hekimlerinin tespitine göre insanlar ürküp sosyalleşmedi” Haritada, illerde binde kaç test yapıldığını belirtmedikleri sürece bilemeyiz. Yüksek olasılıkla daha az test yapılıyordur. Temaslı takibi iki aydır aksadı. Siz sadece hastaneye gelenleri yaparsanız ancak yüzde 20’yi yakalarsınız. O zaman bunu beşle çarpacaksınız.

Bilim Kurulu üyesi olan Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Alpay Azap ise kitle bağışıklığının yanı sıra kış koşullarından ötürü sosyal ilişkinin azalmış olabileceğini belirtti. Azap, “Burada kara kış var. İnsanlar evden çıkamıyor, ilçe ve köyler arasında insan hareketliliği olmamış olabilir” ifadesini kullandı.

***

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağababa, Kovid-19 Salgınının 1. Yılında Emekçilerin Durumu Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Raporda pandemi sürecinde çalışan yoksulluğundaki artışa dikkat çekildi. Ağbaba, koronavirüs salgını döneminde çalışan yoksulluğunda artış olduğunu belirterek “Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin uygulaması ve bu süreçte işsizlik ödeneği alarak gelir kaybına uğrayan çalışan sayısı 7,2 milyona yükseldi” dedi.

***

Ertelenen İşçi Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri pandemi döneminde hastanelerde tehlike ve risklerin artışına neden oluyor. Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bir binasında elektrik kablosundan kaynaklı yangın çıktı. Hastalar başka bir binaya nakledildi.

***

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) yeni raporu, koronavirüs salgını nedeniyle önümüzdeki on yıl içinde on milyon kız çocuğunun daha erken yaşta evlendirilme riskiyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. UNICEF, salgın başlamadan önce bile önümüzdeki on yıl içinde 100 milyon çocuğun çocuk yaştaki evliliklere zorlanacağı tahmin ediyordu.

***

Kadın Hakları Dijital Veri Platformu, pandemi döneminde kendi internet sitesine gelen aramaları analiz etti. Analiz sonucunu rapor haline getiren platform, pandemi döneminde “Zorla evlendiriliyorum”, “Kardeşim beni dövüyor” ve “Kocam beni dövüyor” diye yapılan aramaların artış gösterdiğini belirtti.

 

 

AŞI TARTIŞMALARI

Avusturya’nın kuzeyindeki Zwettl’de bulunan bir klinikte AstraZeneca aşısı yaptıran bir kadın kan pıhtılaşması nedeniyle öldü, bir diğer kadın akciğer embolisi geçirdi. Bu kliniğe gönderilen aşılar inceleme için askıya alındı. Avusturyalı yetkililer ise şu an için aşıyla doğrudan bağlantılı bir kanıt bulunmadığını vurguladı.

***

İtalya’da sırası gelmeden koronavirüs aşısı yaptırdığı ortaya çıkan Corleone Belediye Başkanı Nicolo Nicolosi, tepkiler üzerine görevinden ayrılacağını duyurdu.

***

Covid-19 pandemisi aşı üreticisi şirketlere milyarlarca dolar kazandırdı

Pandemi birçok ülkede yaygın aşılama programlarında kullanılmak üzere milyonlarca dozluk aşı için kesenin ağzını açtı.

BioNTech ve Pfizer, Covid-19 aşısı için, Avrupa Birliği’nden (AB) 300 milyon doz, ABD’den 200 milyon doz, Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı’ndan (COVAX) 40 milyon doz dahil toplamda 780 milyon doz sipariş aldı. BioNTech ile maliyetleri ve karlarını eşit olarak bölen Pfizer, mevcut anlaşmalara dayalı olarak 2021’de 15 milyar dolarlık satış bekliyor. Şirketler bu yıl 2 milyar doz tedarik edebilecek kapasitede olduğunu bildirdikleri için toplam satışın 30 milyar dolara kadar çıkabileceği öngörülüyor.

ABD’li Moderna ise yaptığı anlaşmalarla Pfizer-BioNTech’in ardından geliyor. Şirket, AB’den 2021’de 310 milyon, 2022’de de 150 milyon olmak üzere toplamda 460 milyon doz sipariş alırken, ABD’den 300 milyon, Japonya’dan da 50 milyon doz sipariş aldı.

Moderna’dan yapılan açıklamada, 2021’de 18,4 milyar dolarlık satış beklendiği bildirildi. 11 yıl önce kurulan şirketin hisseleri ise son 12 ayda yüzde 372 arttı.

Johnson & Johnson’ın Belçika’daki bağlı şirketi Janssen, ürettiği tek dozluk Covid-19 aşısı ile ABD ve İngiltere’den 52 milyon doz, AB’den 400 milyon doz, COVAX’tan ise 2022’ye kadar 500 milyon doz aşı siparişi aldı. Bu yıl sonuna kadar 1 milyar doz aşı teslim edecek kapasitesi olduğunu bildiren şirketin hisseleri son 12 ayda yüzde 7,7 değer kazandı. Janssen’in 2021’de 10 milyar dolarlık satış yapması bekleniyor.

İngiliz-İsveç ilaç firması AstraZeneca da Oxford Üniversitesi ile geliştirdiği aşıya, AB’den 400 milyon doz, ABD’den 300 milyon doz, Japonya’dan 120 milyon doz, İngiltere’den 100 milyon doz sipariş aldı. 2021’de 3 milyar dolarlık satış yapması öngörülen şirket, iki dozluk aşı için 10 dolar gibi düşük bir ücret belirledi. Şirketin hisseleri ise diğer şirketlerin aksine son 12 ayda yüzde 8,6 değer kaybetti.

Çinli ilaç şirketi Sinovac tarafından geliştirilen aşı ise başta Türkiye olmak üzere, Brezilya, Şili, Singapur, Malezya ve Filipinler gibi ülkelerde onaylanarak kullanılmaya başlandı. COVAX ülkelerine de 10 milyon doz aşı sağlamayı planlayan şirketin satışları net olarak bilinmezken milyarlarca dolarlık satış yapması öngörülüyor. Sinovac’ın hisseleri de son 12 ayda yüzde 21,6 değer kaybetti.

Rus Gamaleya Enstitüsü’nün aşısı, ABD’li Novavax ve Alman CureVac ilaç şirketlerinin ürettiği aşılar da 100 milyonlarca doz aşı siparişi alırken şirketlerin toplam satışlarına ilişkin bilgilere ulaşılamadı.

Novavax, aşı üreticileri arasında son 12 ayda yüzde 1128 artış ile hisseleri en çok değerlenen şirket oldu.

***

Hadi Canım  – Şebnem Korur Fincancı

İşin trajikomik yanı 73 yıl önce kabul edilmiş İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin maddelerini alt alta sıralayınca yeni plan yaptıklarını zannetmeleri. Planlar öyle olmuyor. Ağzından innovasyon, uzay lafları düşmeyip aya çıkma hayalleri kuranların geçmiş metinleri kopyalayıp yapıştırmanın plan olmadığını bilmesini diliyorum ya, dilekle de bir yere varılmıyor.

“İnsan Hakları Eylem Planı’nı pandemiyle mücadele yöntemlerinden ayıran ne?” diye sorarsanız ne pandemiyi ne de ülkeyi yönetebildikleri durumda plan da o hatta salınıp duruyor. Pandemiyi yönetememenin bedeli on binlerce insanın yaşamını yitirmesi oldu, malum. Kendi resmi verileriyle 30 bine yaklaşan ama fazladan ölümleri de ekleyince 100 bine doğru giden rakamlara baktığımızda, bu topraklarda bu iktidarla neden İnsan Hakları Eylem Planı olamayacağı açıktır. En temel hakkımızı, yaşam hakkını ihlal eden yönetememe söz konusuyken, bir planı hem de insan hakları eylemine dair bir planı yönetmelerini de beklemiyoruz haliyle.

“Biz daha aşı planlamasını yapamadık, hangi eylem planı?” diye sorarım böyle olunca. Elimizde ne kadar aşı var, emin değiliz! Ne kadar aşı gelecek, onu da bilmiyoruz! Günde 1-2 milyon aşı yapmaktan söz edip, yeter ki aşı olsun diyen hükümet yetkilisine soralım. Vergileri denetleyen, toplayan, bütçeyi oluşturan, aşı şirketleriyle anlaşmayı yapan ben miyim ki aşıyı da getireyim. Ben bir yurttaş, bir meslek örgütünün başkanı olarak meslektaşlarımızın özverili çalışmasından dem vurarak günlük aşı yapabilme olanaklarımıza değinebilirim, ardından da “Yeter ki aşı olsun” diyebilirim. Hükümetin bakanı diyemez, çünkü yukarıda saydığım yönetme iradesi onlarda. Hatta gerçeklikten uzak bir şekilde 5 dakikada bir aşı randevusu vermeye kalkışmak da eldeki aşılar azalınca aşılamayı yavaşlatın diyenler de kendileri. Günde 200 bine dahi varmayan aşılama ile bizi gelecek yüzyıla mı taşımayı hedefliyorlar, hadi canım!

https://www.evrensel.net/yazi/88295/hadi-canim

***