Korona Günlüğü 9 Ağustos 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 09 AĞUSTOS 2020

GÜNDEM

  • Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, Sağlık Bakanı Koca’ya verileri gerçekçi bir şekilde açıklama çağrısında bulunarak “Denetim altına aldık, tedbire ihtiyaç var, endişeliyiz, kaygı içerisindeyiz’ şeklinde romantik açıklamaları aynı zamanda meslektaşım olan sayın bakana yakıştıramıyorum” eleştirisinde bulundu. Rakamlardaki artışın en temel iki nedeninin Ayasofya’nın açılışı ve Kurban Bayramı olduğunu vurguladı. Bilim kurulunun da işlevsiz hale geldiğine dikkat çekerek istifa çağrısında bulundu.
  • Koronavirus salgını nedeniyle Türkiye ve Gürcistan arasındaki sınır kapılarından yaya geçişleri karşılıklı olarak durdurulmuş, daha sonra Türkiye (İran hariç) uygulanan yasağı kaldırdığını açıklamıştı, Gürcistan uyguladığı yasağı bugüne kadar sürdürdü. Gürcistan’ın vatandaşlarına uyguladığı yasaklara karşı, Türkiye’de Karadeniz Bölgesi’nde her yıl çay ve fındık tarımında çalışan ve Artvin Kemalpaşa ilçesinde bavul ticareti yapan onlarca kadın Gürcistan’ın gümrük kapılarını açması için protesto eylemleri gerçekleştirmişti. Gürcistan hükümeti tarafından altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından mevsimlik işçilerin Türkiye’ye gelebilmeleri için yapacakları başvuru aşamaları belli oldu. Tüm işlemler sonrası Türkiye’ye giriş yapacak işçiler 3 ay çalışma izni almış sayılacak.
  • MHP vekili Baki Ersoy Kayseri’de Negatif çıkan PCR testi sonucuyla Sağlık Bakanlığı’ndan onay alarak gittiği Kıbrıs’ta yapılan testin sonucu pozitif çıktı. Günboyu Gazetesi‘nden Fatih Ergin de Ersoy’un aldığı negatif test sonucunun sahte olduğu bilgisine ulaştığını açıklayarak Sağlık Bakanına sorusunu yöneltti.
  • Fabrikalarda denetim patronların inisiyatifine bırakılmış durumda. İşçiler yetersiz koruyucu ekipmanla mesafe önlemi alamadan çalıştırılmaya devam ediliyor. 1 Haziran’da 2 bin vaka bulunan Manisa’da bilinen 5 bin vaka var, bunlardan bini sadece vestel fabrikasında.
  • Cezaevlerinde hak ihlalleri devam ediyor. Marmara Bölgesi cezaevleri raporunu açıklayan MATUHAY DER, salgın gerekçe gösterilerek tutukluların birçok hakkının yasakladığını kaydetti. Raporda; koğuş baskınlarında el konulan kitapların geri verilmediği, yemeklerin kötü olduğu, Kürtçe mektupların mahkumlara verilmediği, diş sorunuyla revire çıkma taleplerine 2 ay sonra cevap verildiği belirtildi.
  • Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) Türkiye’deki salgın riskinin 3. derece (en yüksek) olduğunu belirterek, yolcuların Türkiye’ye gerekli olmayan tüm uluslararası seyahatlerden kaçınmalarını tavsiye ediyor.
  • 2017’de iş makineleriyle talan edilen Bitlis’te 268 PKK üyesinin mezarının bulunduğu  Garzan Mezarlığı için “Kişinin hatırasına hakaret“ suçunu işledikleri gerekçesiyle bulunulan  suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
  • HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret eden Sezgin Tarıkulu, Demirtaş’ın buzdolabı alma talebinin cezaevi idaresince reddedildiğini yazdı.
  • Muharrem İnce’nin partiden ayrılacağı ve yeni bir parti kuracağı iddiaları gündemde. “Yüzde 31’le bıraktım. Şimdi onu 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum.” dedi. 
  • Kürt Halk Önderi Öcalan’ın makalesi Amerika’da yayın yapan Jakobin dergisinde yayımlandı. Öcalan’ın Ortadoğu için çözüm olarak sunduğu ‘Demokratik Ulus‘ kavramlaştırmasının yer aldığı makale “Kürt sorununun politik çözümü açısından kilit kişi olarak görülmektedir. Yazar birçok seneden beri komple tüm dünyadan bağı koparıldığı ve avukatları ile görüşmesine ve ziyaretçi almasına izin verilmediği için bu yazı onun savunmalarından ve yakın zamandaki açıklamalarından alınmıştır” açıklamasıyla dergide yer buldu
  • 1915’teki Ermeni soykırımında annesi ve babası dışında bütün akrabaları katledilen; 53 yıllık müzik yaşamında Ermenice, Kurmancî, Süryanice, Zazaca, Arapça, Türkçe ve Yunanca şarkılar olmak üzere 500’e yakın şarkı besteleyip okuyan Aram Tigran’ın 11. ölüm yıldönümü.

“Dünyaya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım.” -Aram Tîgran

Ölümünün 11. yılında sevgi ve saygıyla..

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 19.8 milyona yaklaştı. Toplam vaka sayısı ABD’de 5 milyonu, Brezilya’da 3 milyonu ve Hindistan’da 2 milyonu geçti. 100 binin üzerinde vaka bildiren ülke sayısı 25 oldu.
  • Covid-19 bağlı can kaybı 730 bine yaklaşıyor. Bildirilen ölüm sayısı ABD’de  165 ninin, Brezilya’da 100 binin üzerine çıktı. Son bir hafta içinde günlük ölüm bildiriminin ortaması 5 bin 787 oldu. Geçtiğimiz hafta 5 bin 699 idi. Günlük ölüm bildiriminde artış söz konusu.
  • Küresel yeni vaka bildiriminde artış devam ediyor. Yeni vaka bildiriminde son bir haftanın ortalaması 254 bin 566 oldu. Geçtiğimiz hafta 259 bin 631 idi. Yeni vaka bildirimi bir miktar azalmış olsa da oldukça yüksek bir hızda devam ediyor.
  • Dünya genelinde aktif hasta sayısı da artış göstererek 6 milyon 353 bini geçti. Aktif hastaların 65 bini, yani %1’i ağır-ciddi hasta.
  • Sağlık Bakanı Koca’ya göre de yeni vaka sayısında artış devam ediyor. Sağlık çalışanlarının “tanı kiti yok, yoğun bakımlar doldu, servisteki yataklar boşalmadan hasta alamıyoruz..” dedikleri dönemde yaptığı açıklamada: “24 saatte 16 yurttaş virüs nedeniyle yaşamını yitirdi, bin 172 kişi de enfekte oldu. Hastane doluluk oranlarımızda, yeni yatan ve taburcu olan hastaların yakın sayılarda olması sebebiyle değişiklik yok” dedi. Toplam hasta sayısı 240 bine yaklaştı. Ağır hasta sayısı 587 kişi olup mevcut hastalrrın %5.3’ünü oluşturuyor. Pnömonilı (zatürre) hasta oranı (%8.1) ciddiyetini sürdürüyor. Test sayısında yükselme devam ediyor, bir günde yapılan test sayısı 63 bin 842 oldu.
  • Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan il genelinde günde 300 vaka geldiğini, normalleşme sürecinin başında 95 sağlık çalışanın enfekte olduğunu fakat şuan bu sayının 345 olduğunu aktardı.
  • Van’da bayram öncesi günlük vaka sayısının 10-20 bandında iken Kurban Bayramı’nda yaşanan yoğunluk sonrası ciddi bir artış yaşandı. Son 2 hafta içinde 12 kişinin hayatını kaybettiği kentte hastanelerin acil servis alanlarındaki yoğunluk da arttı. Van Eğitim Bölge ve Araştırma Hastanesi, Van YYÜ ve İstanbul Hastanesi’nde yeniden korona virüsü alanları oluşturuldu. Şehirde 1 Haziran’dan sonra başlayan normalleşme süreci ile birlikte gevşetilen sokak kontrolleri ve tedbirler de yeniden uygulanmaya başladı. Polisler yeniden sokaklara çıkarak vatandaşlara sosyal mesafeye uymaları ve maske takmaları konusunda uyarılarda bulunuyor.
  • Konya’da koronavirüs vakaları alarm veriyor. Sağlık çalışanları hiçbir hastanede yer kalmadığını söylerken, şehre giriş çıkışlar kısıtlandı. Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin, henüz bayramın etkisinin görülmediğini vurguluyor: “Bayramda da maalesef kuralların hafife alındığını gördük. Hiç istemesek de sonuçlarını on-on beş gün sonra hep birlikte göreceğiz. Sürecin iyi yönetilmediğini söyleyenlere şunu hatırlatmak isterim; hastanelerimizin personel, ekipman ve yatak olarak bir kapasitesi ve sınırı var. Bu sınırları aşan başvurular, sistemde mecburen bir tıkanmaya yol açıyor.” Turizmi canlandırmak amacıyla kıyı kentlerinden covid hastalarının Konya ve Kayseri’ye gönderildiği iddiaları da gündeme geldi. Ancak resmi makamlar bu iddiayı yalanladı. 
  • Ayasofya’da 3 bin kişiye korona bulaştı. Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sarp Üner, Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün önlemlerin göz ardı edildiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı 350 bin kişinin katıldığını söyledi. O gün orada belirtisi olmayan bin civarında hasta vardı. Basit bir bölme çarpmayla orada bin civarında hasta vardı, bu hastaların bulaştırma kat sayısını da düşünürsek 2 bin- 3 bin kişiye hastalığı bulaştırdı. O bir araya gelmenin İstanbul’daki vaka sayılarını arttıracağını düşünüyorum. Üner, “Salgının başından beri verilen mesajlar yerine ulaşmıyorsa demek ki farklı yöntemler yapılması gerekiyor. Bizim topluma yönelik mesajlar verilmesi gerek. Toplumun neden uyarılara uymadığının araştırılması gerekiyor. Sadece medya aracılığıyla uyarmakla olmuyor” dedi.
  • İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi tarafından yürütülen ve Kovid-19 küresel salgınının mavi yakalı sendikalı işçilere etkilerinin incelendiği araştırma sonuçlandı. Tek gelir kaynağı ücret olan işçilerin gelir güvencesi sağlanması durumunda evde kalmayı tercih ettikleri, yüzde 92’sinin ücret dışında başka bir gelir kaynağının bulunmadığı, yüzde 82’sinin ücret kaybına uğradığı, yüzde 42’sin işsiz kalma endişesi taşıdığı saptanmıştır. Araştırma sonuçlarıın Prof. Dr. Sayım Yorğun, “Araştırma sonuçlarından, salgının ilk dönemlerinde, virüse yakalanma riskine karşın kalabalık fabrikalarda çalışmaya devam eden mavi yakalı işçilerin, gelir ve iş kaybı riskinden ziyade, sağlık riskini göğüsledikleri anlaşılmaktadır. Yaşamın idamesi için başlıca gelir kaynakları ücret olan işçiler, ailelerine hastalık taşıma korkusuna rağmen, işlerini kaybetmeyi göze alamadıkları için üretimi sürdürmüşlerdir” olarak degerlendirmiştir.
  • “Biber gazı COVID-19’un yayılmasına neden oldu”. Af Örgütü, ABD’deki Black Lives Matter protestocularına karşı polis şiddeti raporunu açıkladı: “Polisin aşırı güç kullanması, protestocuların sokağa çıkma nedeni olan sistematik ırkçılığı ve cezasızlığı teşhir etti. Gözaltılar sırasında da insanların hakları ihlal edildi. COVID-19 salgını sırasındaki göz yaşartıcı gaz kullanımı bilhassa sorumsuzcaydı. Sokaklara çıkan göstericiler virüs nedeniyle maske takıyor ve sosyal mesafelerini korumaya çalışıyorlardı. Fakat polisin göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullanımı solunum yolları sorunları yaratarak, virüsü yayabilecek partiküllerin havaya salınmasına neden oldu.
  • YÖK, ‘Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci’ genelgesinde uygulamalı derslerden, sınavlara kadar nasıl yapılacağı tarif edilirken tıp, diş hekimliği, eczacılık gibi uygulamalı derslerin yoğunlukta olduğu bölümlerde eğitimlerin yüz yüze yapılacağı açıklandı. YÖK genelgesi ile ilgili Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kampüsü öğrencileri ‘Öğrencileri riske atmayacak önlemler alınmasını’ ve ‘alınacak kararlara öğrencilerin de dahil edilmesi gerektiğini’ söylüyor.
  • Eğitim Sen, ‘Pandemi Koşullarında Eğitim’ başlıklı araştırma gerçekleştirdi. Eğitimcilerin yüzde 96,4’ü okulların açılması halinde kendilerinin ve ailelerinin sağlığının tehlikede olacağını düşünüyor. Eğitimcilerin yüzde 48,1’i okullar pandemi tehdidi ortadan kalkana kadar açılmamalı derken yüzde 29,9’u gerekli önlemler alınarak açılmalı, yüzde 22’si ise okullar açılmamalı ve uzaktan eğitim yapılmalıdır görüşünde…
  • Dardanel fabrikasında hayata geçirilen kapalı devre üretim sistemini protesto eden işçiler, bu uygulama son bulana kadar mücadele edeceklerini söyleyerek, yurttaşları Dardanel ürünlerini boykot etmeye çağırdı.
  • Türk Standartları Enstitüsü’nün(TSE) dağıttığı ‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgeleri’ işçileri pandemi döneminde iş sağlığından uzak çalıştırmanın aracı olurken işçilerin işten kaçınma hakkı yok sayılıyor. Vaka sayılarının arttığı, ölümlerin olduğu Vestel’in Manisa’daki fabrikasından her geçen gün yeni detaylar geliyor. 17 bin kişinin çalıştığı Manisa Vestel fabrikasında şimdiye kadar öğrenilebilen 299 vaka sayısı var ancak üretim devam ediyor. İşçilerin iddialarına göre en az 7-8 işçi yaşamını yitirdi. High End fabrikası Plastik Enjeksiyon bölümünde denetim operatörü olarak çalışan Ömer Tatlıkalıp’ın Coronavirus nedeniyle yaşamını yitirdiği belirlendi. Fabrikada Covid-19 olduğundan şüphelenilen işçilere mavi eldiven verildigi iddia ediliyor.
  • Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan vaka sayısının artışıyla birlikte kısıtlamaların gelebileceğini söyledi. “İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları her konuda yetkili. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu o il için, o hafta sonu için, o ilde sokağa çıkma yasağı ilan edebilir, sokakta bulunulan saatlere kısıtlama getirebilir, AVM’leri kapatabilir. Okulların açıldığını düşünürsek okullar ile ilgili kısıtlamaya gidebilir. Her türlü yetki ilin kendisinde. Örneğin; A ilinde vakalar sürekli artıyor, B ilinde artmıyor. Türkiye genelinde kısıtlamaya gitmek diğer illerle ilgili de bazı sıkıntılar ortaya çıkarılabilir. Kurallara uyulmayan illerde kısıtlamaya gidilmesi, kurallara uyulan illerde kısıtlamaya gidilmemesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Tabi rakamlar çok ilerler, 2 binleri, 3 binleri geçer tabi ülke genelinde de benzer kısıtlamalar getirilebilir. Şu an böyle bir düşünce söz konusu değil.”
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Hekimlerimizle, sağlık sistemimizle gurur duyalım” sözlerinin ardından “#BakanKocaÖzürDile” diyen sağlık emekçilerine “Özür dile kampanyası başlattığınız doğru mu?” diye sordu. Sağlık emekçilerinden yanıt gecikmedi: #DoğruSayınBakanım
  • Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, pandeminin devam ettiğini ancak mart, nisan ve mayıs aylarında sağlıkçılara verilen ek ödemelerin 2 aydır durdurulduğunu söyledi.
  • Britanya’nın Preston kentinde, Covid-19 vakalarının artması nedeniyle salgına karşı tedbirler yeniden sıkılaştırılmaya başlandı. Lancashire’e bağlı şehirde alınan önlemlerin arasında, farklı evlerde yaşayanların birbirleriyle görüşmesinin yasaklanması da var.
  • ABD’de Covid-19 raporu: Irksal eşitsizlik çocuklara da yayıldı. Cuma günü yayımlanan raporlardan ilkinde ABD’de Covid-19’a yakalandıktan sonra hastaneye kaldırılan çocuklar incelendi. Buna göre ülkedeki beyaz çocuklara göre hispanik çocuklar 8 kat daha fazla, siyahi çocuklar ise 5 kat daha fazla hastanelik oldu. İkinci raporda ise Covid-19’a bağlı çocuklarda görülen ender bir hastalık olan “çoklu sistem enfeksiyonu” (multisystem inflammatory syndrome) araştırıldı. Bu raporda da söz konusu hastalık nedeniyle tedavi edilen çocukların dörtte üçünün hispanik veya siyahi olduğu belirtildi.
  • Koronavirüs salgınının etkilediği en önemli kesimin başında yaşlıların gelmesi tüm dünyada huzur evlerinin içinde düştüğü durumu gözler önünde serdi. İngiltere’de de bu evlere yapılan yetersiz yatırımlar gündemde daha fazla vefatın engellenmesi için acil bir talep olarak tartışılıyor.
  • Fransa’da Kovid-19 konusunda yeniden bir canlanma ihtimali giderek güçlenirken ülke ekonomindeki türbülans devam ediyor. Milli gelirde ciddi bir daralma yaşanırken yok edilen istihdam oranı da devasa boyutlarda.
  • Öte yandan Yeni Zelanda’dan bir gencin 2016’de sorduğu ve bugüne kadar 30 bin yanıt verilen, “Zenginler yaptığında şık, yoksullar yaptığında adi görünen şey nedir?” sorusu korona salgınıyla günlerinde yeniden viral oldu. Salgının yoksullaşmayı artırması uçurumun derinliğini daha da görünür kıldı. Dünya çapında yoksullaşmanın hızla artması, yoksullarla zenginler arasındaki uçurumun günlük yaşama yoksulların damgalanması olarak yansıması Almanya’da yayınlanan Neues Deutschland gazetesinde “Yoksulsan yaşamın damgalanmıştır” başlığıyla yorumlandı:

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • HDK Eş Sözcüleri Sedat Şenoğlu ve İdil Uğurlu, Ülke gündemlerini değerlendirdikleri ropörtajda her alanda demokratikleşmenin anahtarının İmralı’da uygulanan tecriti kırmak olduğunu vurguladılar.
  • 68 Devrimci kuşağının öncülerinden Ulaş Bardakçı’nın ismi CHP’li Hacıbektaş Belediye Meclisi’nin aldığı kararla, doğduğu Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde bir sokağa verildi.
  • Ankara Diş Hekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy, filyasyon ekiplerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan algoritma ile temaslı ve semptomlu kişilere evde ilaç başlanacağını ifade eden Özsoy, “Hastanelerimizde yeterli yer bulunmadığı için değişiklik yapıldığını düşünüyoruz. Bu uygulamada bütün sorumluluk yine meslektaşlarımıza bırakılmıştır. Bakanlık, verileri asemptomatik olup testi pozitif çıkanlara dikkatli olmak kaydıyla hidroksiklorokin başlanabileceğini söyledi. Vatandaşımızın sağlık durumunu bilmeden, sadece algoritmaya dayanarak ilaç başlanmasının hastanelerdeki yükü azaltmak adına riskli bir girişim olduğunu herhalde bilim kurulları değerlendirmiş diye düşünmek dışında bir şey söylemek oldukça zor”.
  • Dardanel fabrikası, salgını fırsat bilerek işçileri çalışma kampı düzenine koymuş, 1570 işçiyi fabrikada tutma kararı almıştı. Dardanel’in Tarabya’daki binası önünde toplanan işçiler fırsatçı tavırla işçi sömürüsünü arttıran uygulamaya karşı tüm toplumu Dardanel’in ürünlerini boykot etmeye çağırdı.  “Sömürü her yerde, çözüm devrimde”, “Dardanel işçisi yalnız değildir, çalışma kamplarına son” yazılı pankartları açan işçiler, çalışma kampı düzeni uygulaması son bulana dek eylemlerini sürdüreceklerini söylediler.
  • 4 Ağustos’ta Lübnan’da yaşanan patlamanın ardından “Üç gün temizlik yaptıktan, molozları taşıdıktan ve yaralarımızı sardıktan sonra şimdi sıra öfke patlamasına ve onları cezalandırmaya geldi” diye konuştu Lübnanlı bir genç. Lübnanlı’lar günü ‘‘Öfke günü‘‘ olarak ilan etti. ‘‘Halk rejimi devirmek istiyor‘‘ sloganlarıyla sürdürdükleri eylemlerde bazı bakanlıkları bastı.  Lübnanlı emekli subayların önderliğindeki bir grup protestocu Dışişleri Bakanlığı’na girerek burayı “devrimin karargâhı” ilan etti. Binaya ayrıca “Silahsızlandırılmış Beyrut” yazılı pankart asıldı. Yaşananlar üzerine Başbakan Hasan Diyab erken seçim önerisiyle ilgili çalıştıklarını ve yapısal reformları uygulamak için iki ay görevde kalmaya hazır olduğunu söyledi.

YENİ YAŞAM İNŞASI  

  • Kobane’deki kadın fırınında ekmek para karşılığı satılmıyor, fırın 15 kadının emeğiyle işletiliyor. Üç yıl önce açılan Nane Jiyane Savaş bölgelerinden göç eden ve dar gelirli olan ailelere destek oluyor, her gün üretilen ekmekler de ihtiyaç sahiplerine karşılığında ücret alınmadan dağıtılıyor. Fırını çalıştıran kadınlar burada hem ekonomik açıdan hem de sosyal açıdan dayanışma geliştirdiklerini söylüyor.
  • Li rojavayê Kurdistanê xebatên çandî

Di mehên havînê de li rojavayê Kurdistanê çalakiyên çandî zêdetir dibin, li aliyekî mîhrîcan, li aliyê din pêşangeh, panel û her wekî din. Mînaka herî nêz beriya hefteyekê Mîhrîcana Heftemîn a Hevgirtina Rewşenbîrên Rojavayê Kurdistanê (HRRK) li dar ket, piştî wê jî Pêşangeha Pirtûkan a Şehîd Herekol a Çaremîn. 

Azad Evdikê têkildarî armanca lidarxistina mîhrîcanê ev tişt anî ziman: “Piştî ku di kongreya Hevgirtina Rewşenbîrên Rojavayê Kurdistanê de biryar hate dayîn, her sal mîhrîcan tê lidarxistin. Evdikê diyar kir ku îsal çalakiyên mîhrîcanê ji salên din cudatir bû û wiha got: “Îsal şanoger, belgefîlm û hejmara çîroknivîsan bêhtir bû û vê yekê hişt em zêdetir hanedanî lidarxistina mîhrîcanê bibin. Lê armanca me ji birêvebirina mîhrîcanê ew e ku em bibin tayê navbera kesên rewşenbîr, şanoger, helbestnivîs, çîroknivîs û civakê. Bi vê yekê em rûyê fediyê bişikînin û rengê wêje û çandê bi civaka xwe bidin nasîn.” 

Azad Evdikê bal kişand ser dorpêça li ser herêmê ku bandoreke neyînî li lidarxistina çalakiyên çandî û hunerî dike û wiha pêde çû: “Sedema vê yekê hem şerek li vir li bakur û rojhilatê Sûriyeyê heye, sînor girtî ne, hem jî nexweşiya vîrusa koronayê deriyê her kesî girtiye. Salên berê hin mêvan dihatin, ew jî ji Rojava bi xwe bûn, lê em dixwazin hin kes ji Ewropa û welatên din jî tev lê bibin û rengîniya çandê derkeve holê.” 

Pêşangeha Pirtûkan a Şehîd Herekol

Ronahî Hesen destnîşan kir ku pêşangeh di salvegera şehadeta şehîd Herekol (Hisên Çawîş) de pêk tê û îsal çalakiyên pêşangehê li gorî salên din serkeftîtir bûn û wiha got: “Li ser asta bakur û rojhilatê Sûriyeyê ev pêşangeha çaremîn bû, îsal beşa zarokan jî vebû. Hejmara nivîskaran û ya semîneran zêdetir bû, her wiha 120 hezar pirtûk di pêşangehê de hatin pêşandan.”

JİN

  • Kadınların özgürleşmesinin maliyeti ölüm – Neşe Erdilek

”Baş edemedikleri güçlü, baş kaldıran, direnen, başarılı, öz güvenleri olan kadınları fizik güçleri ile ezmek, hatta yok etmek, öldürmek bazısı için son çare oldu. Oluyor. …İnsanlık tarihi boyunca, anaerkil toplumlar hariç kadınlar hiç günümüzdeki kadar kendine güvenli, mücadeleci ve özgür olmadılar. Bu kazanımlarında verdikleri uzun ve sancılı mücadelenin yanı sıra teknolojinin de rolü büyük oldu.’’

http://m.bianet.org/bianet/kadin/228631-kadinlarin-ozgurlesmesinin-maliyeti-olum

  • Türkler kadın hakları sözleşmelerinden neden korkar? – Fırat Kaplan               

‘’2020 yılında Türkiye’deki iktidar ve iktidara tapınan “erk-eklik” halleri İstanbul Sözleşmesi’nden değil; sözleşmenin imlediği değişimin, dönüşümün ihtimalinden, yani bir çeşit hayaletten, bir ejderha anlatısından korkuyor. Hayata geçirilmemiş, kör topal işleyen bir sözleşmeden bucak bucak kaçınıyor olmalarının temel nedeni bu.’’

http://m.bianet.org/bianet/kadin/228618-turkler-kadin-haklari-sozlesmelerinden-neden-korkar

  • Parti- Örgüt İçi Şiddet ve Erkek Figürü – Ayça  Hazar

‘’Parti ve örgütlerde cinsiyet eşitsizliği sözlü olarak ortadan kalkmış gibi dursa da zehirli bir şekilde yayılmış durumdadır. “Aman başkalarının ağzına düşmeyelim” diye düşünmekten üstü kapatılan tüm şiddet ve tacizlerin artık açıklanıp bir sonuca bağlanması gerekmektedir. Şiddet ve taciz kelimeleri sol ile yan yana gelemez demeyin. Özellikle “X partisi elbette yapar, onlar zaten şöyle…” deyip kendi partinize toz konduramamaktan vazgeçin. Hiç kimse taciz ve şiddeti göz ardı etmemeli, kimseye kefil olmamalı. Bunları dile getirenlere de türlü yaftalamalar yapılmamalı. Çünkü kimse sol düşmanlığı yapmıyor, sosyalizmi lekelemeye çalışmıyor. Erkek egemenliğini aştığı yanılgısına düşen tüm partiler bunun yanlış olduğu ile yüzleşmeli ve önlemler almalı. Sadece toplum içinde bu başlıklarda mücadele etmek yetmez deyip parti içinde de kadınlarla dayanışma halinde olup hem içeride hem de dışarıda tüm araçlar kullanılarak mücadele edilmeli. Son olarak twitterda imzasız bir grup kadının yazdığı açıklamadaki devrimci yapıların alması gereken tutum için yazılmış 12 maddeyi yazının sonuna ekleyip herkesin aklına kazımayı istiyorum. Açıklamanın tamamını okumak isteyenler aşağıdaki linke tıklayabilir.’’

https://www.catlakzemin.com/parti-orgut-ici-siddet-ve-erkek-figuru/

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

  • Almanya’da demokratik kitle örgütleri ve aktivistlerin baskısıyla ekosistemde önemli yerleri bulunan  böcekleri korumak için  sokak ışıklandırmalarının kaldırılması için yasal hazırlıklar yapılıyor.
  • Mardin Ekoloji Derneği Üyesi Derya Akyol, Kürdistan’daki orman yangınlarının yaşattığı ekolojik ve toplumsal tahribatlara değindiği açıklamada bulundu. Akyol Yangınların askeri operasyonlarla ‘‘güvenlik‘‘ gerekçesiyle yapıldığı için halktan yangına müdahale olmasına da izin verilmediğine, canlı kıyımının gerçekleştiğine yerel toplumsal hayatın hiçe sayıldığına değinerek, tüm bunlara karşı ses olmamız gerektiğini söylüyor.

·      Türkiye tarımında yol ayrımı ve karar zamanı – Bahadır Aydın

‘‘Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarıyla başlayan neo-liberal politikalar ve geçen 40 yıllık sürede bu politikalar çerçevesinde IMF-DB aracılığı ile dayatılan programlarla tarımda tasfiye süreci devam etmektedir. Bunun tipik göstergesi bu 40 yıllık dönemde tarımsal işletme sayısı ve kullandıkları arazi büyüklüğüdür. Hemen şunu söyleyerek başlamak gerekmektedir. Dönem dönem iktidar partilerinin birim başına verimlilik artışının işletme sayısı ve arazi miktarındaki düşüşü telafi ettiği yönündeki ifadeleri, günümüzde tarımsal üretimdeki sorunları tartışıyor oluşumuzla bile anlamsızlaşmaktadır. Kaldı ki özellikle pandemi döneminde sorunun büyüklüğü tüm çıplaklığı ile gün yüzüne çıkmış durumdadır.

… Ne yapılmalı sorusu için ise çok net bir cevap mevcuttur. Bu işbölümüne dahil oluşun ülkede iktidarların hataları sonucu değil tercihleri sonucu gerçekleştiğini kabul ederek işe başlamak gerekmektedir. Dolayısıyla bu rolü reddedecek bir iktidarın ve tüm topluma alternatif bir yapının kurulabileceğini anlatmak gerekiyor. Pandemi sürecinde kurulan dayanışma ağları gelecekte böyle bir iktidarın umut ışığını vermektedir.‘‘

https://www.birgun.net/haber/turkiye-tariminda-yol-ayrimi-ve-karar-zamani-311283

GÖRÜŞLER

  • Sağlık öğrencileri de risk altında! Normalleşme süreciyle bazı fakültelerde staj eğitimleri başlayan stajyer doktorların eğitim için gittikleri servislerin covid servisi olduğu söylenmeyerek kendi ve ailelerinin sağlıkları için tedbir almalarına izin verilmedi. Aynı zamanda covid servisleri dolduğu için covid+ hastaların yatışları diğer servislere yapılmaya başladı. Buradaki intörnlerin ulaşabildikleri tek kke cerrahi maske ve kendi imkanlarıyla buldukları siperlikler. Pandemi sürecinin başından itibaren iyilik halleri düşünülmeyen öğrencilerin mağduriyetleri bu “yeni normal dönem”de derinleşiyor.

EKLER

  • Garo Paylan: ‘’Aram Tigran onbir yıl önce bugün sürgünde öldü. Vasiyeti, memleketi Diyarbakır’a gömülmekti. Erdoğan’dan izin çıkmadı. Aram Tigran hâlâ sürgünde.. Vasiyeti boynumuzun borcu… Ruhu şad olsun!’’
https://www.youtube.com/watch?v=WHONr-g–0g

Aram Tîgran – Şev Çû