KORONA GÜNLÜĞÜ 6 TEMMUZ 2020

GÜNDEM

  •  ‘İmralı tecridi bütün cezaevlerine yayıldı.’ HDP İstanbul İl Örgütü öncülüğünde, salgın adı altında Türkiye cezaevlerinde artan tecrit, işkence ve hak ihlalleri protesto edildi.
  • “İşçi Sağlığı ve Güvenliği”ni görmezden gelen işverenler Mardin’de iki işçinin yaşamını yitirmesine, bir işçinin yaralanmasına neden oldu. Kızıltepe’de yevmiyeli işlerde çalışarak geçimini sağlayan Engin Tekin (30) ile Şeyhmus Akatay (38) adlı iki işçi, Tarihi İpekyolu üzerinde bulunan Denktaş Dinlenme Tesislerinde kamyona buğday yüklerken kullandıkları helezon makinesinin yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu akıma kapıldı. Tekin ve Akatay olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan Engin Gürkan isimli işçi ise 112 Acil Sağlık ekiplerince Kızıltepe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
  • MÜSİAD’ın yemeğine ölen işçilerin yakınlarından sert tepki: ‘Aldıkları canların kutlamasını yapıyorlar’. MÜSİAD Sakarya Şubesi Başkanı Yaşar Coşkun’a ait havai fişek fabrikasında yaşanan patlamaların ardından henüz kurtarma çalışmaları devam ederken patron örgütünün üyeleri tarafından düzenlenen dayanışma yemeğine, ölen işçilerin aileleri tepki gösterdi.
  •  Bilim insanlarından DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü)’ne hitaben bir açık mektup kaleme alındı, DSÖ uyarıldı: yeni tip korona virüsünün sıkı önlemlere rağmen dünya çapında yayılmasını durdurmakta zorluk yaşanırken, şu ana dek virüsün sadece büyük damlacıklarla yayıldığı yönünde uyarıda bulunan DSÖ’nün tavsiyelerini güncelleyerek havadan küçük damlacıklar yoluyla da bulaştığını kabul etmesini, böylelikle hükümetlerin özellikle havalandırmalı kapalı alanlarda daha fazla önlem almasını istiyor.
  •  Angela Merkel’in başbakanlığındaki Federal Hükümet iki yıl sonra Türk devletinin Rojava Kürdistanı ile Kuzey Doğu Suriye’deki varlığına karşı olduğunu ilk kez açık ve somut ifadelerle dile getirdi.
  • Geçtiğimiz günlerde Türk faşistlerinin Viyana’daki saldırılarına ilişkin konuşan Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer olayların arkasında Türkiye’nin bulunduğunu söyledi.
  • EGE TUHAY-DER Eşbaşkanı Ahmet Ertaş, Ege bölgesindeki cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığını belirtirken, özellikle tedavi hakları gasp edilen hasta tutukluların “ölüm” sınırına geldiğine dikkat çekti.
  •  Eşit paylaşımın ve dayanışmanın olmadığı dünyada virüse karşı koruyuculuğu konusunda emin olmadığı halde  4 bin dolara altın maske yaptırdı. Maharaştra eyaletindeki Pune kentinde yaşayan Kurhade, sosyal medyada gümüş maske takan bir kişinin videosunu gördükten sonra altın maske yaptırmaya karar verdiğini ifade etti.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Pandemide dünya genelinde vaka sayısı 11.5 milyonun, can kaybı ise 536 binin üzerine çıktı. 3 temmuz tarihinde 212 bin ile rekor yapan vaka sayısı iki gündür düşme eğilimine girerek 175 bin 500’e kadar geriledi.
  • ABD’de toplam vaka sayısı 3 milyona ulaşırken can kaybı 132 bini geçti. Günlük vaka 45 bin civarında bir seyir izliyor. Avrupa genelinde yeni vaka sayısı 10 binin üzerinde. Bu vakaların 8 bini üç ülkeden: Rusya, Ukrayna ve İngiltere.
  • Afrika’da vaka sayısı 500 bine dayandı. Güney Afrika, Mısır, Nijerya ve Gana vakaların yoğun olduğu ülkeler.
  • Türkiye’de son 24 saatte 1,148 yeni vaka tespit edildi, 19 kişi hayatını kaybetti. Son 3 günde, ortalama vaka sayısının en çok arttığı iller: İstanbul, Ankara, Gaziantep, Mardin, Konya, Bursa, Diyarbakır. Yoğun bakım hasta sayısı artış eğiliminde. Test sayısı 46 bine düştü.
  • Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında yeni bir kararname yayımladı. Kararnamede, tedbirler kapsamında tüm sınır geçişlerinin kapatılacağı duyuruldu. Kararnamede, şu maddeler yer alıyor: Tüm kapılar 13.07.2020 Pazartesi gününden itibaren tamamen kapalı olacak. 13 Temmuz’dan itibaren bölgeye girenler 14 güne kadar karantinaya alınacak. Corona virüsü salgını nedeniyle, hiçbir cenazenin Özerk Yönetim Bölgesi’ne girmesine izin verilmeyecek. Dini mekanlarda, taziye çadırlarında, kutlamalarda ve büyük toplantılarda gereken tedbir alınması sağlanacak. Sadece öğrenciler sınavlarını tamamlayana kadar bu kararın dışında tutulacak. Ancak bu kararda sağlık denetimi altında tutulacak.
  • Covid-19 vakalarının artış gösterdiği Batman’da yaşanan su kesintileri, halkı salgına karşı savunmasız bırakmış durumda. Batman Tabip Odası Başkanı Selahattin Oğuz, suya doğrudan erişimi engelleyen tüm nedenlerin acilen ortadan kaldırılması gerektiği söyledi.
  • Cizre’de ‘normalleşme’ adı altında önlemlerin gevşetilmesi artan vakalar salgının komşu diğer ilçelere de yayılmasına sebep oldu. İdil ve Silopi ilçeleri ile Şırnak kent merkezinde salgın yayılmaya başladı. Ramazan Bayramı sonrasına kadar Şırnak genelinde yaklaşık 20 hasta varken bu günlerde hasta sayısının gün geçtikçe arttığı belirtiliyor. Ancak resmi verilere ilişkin milletvekillerine dahi bilgi verilmiyor. Cizre Devlet Hastanesi’nde yer kalmayınca virüse yakalananlar komşu ilçelerdeki hastanelere sevk edilmişti. Ancak şu an komşu ilçelerdeki hastanelerde de yer kalmadığı belirtiliyor. Komşu illere hasta gönderilirken, bazı hastalar da yurtlara yerleştirildi. Yurtlar da yetersiz kalınca hastalığı hafif geçiren hastalar evlerine gönderildi. Salgının bu denli yaygınlaşmasına rağmen hala bazı hastaların evlerinde karantina uygulaması yapılmaması ve filyasyon uygulanmaması tepki çekiyor. Batman’da olduğu gibi Cizre’nin birçok mahallesinde de bir haftadır sular kesik. Şırnak’ta hastanelerde yer olmadığı için yurtlarda tutulan vatandaşlar ise katlarda 30-35 kişi tek banyoyu kullanmak zorunda.
  • Fabrikalar Covid-19 bulaşı için tehlike bölgeleri haline geldi. Antep’te 550 fabrikanın bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nde 50’den fazla fabrikada vaka tespit edildi. Karantina önlemlerinin alınmadığı, önlemlerin yetersizliği dile getiriliyor.
  • Yeni vaka artışında suçlamalardan biri de düğünler.  Çare kolluk kuvvetlerinde! Vaka sayılarının arttığı Gaziantep’te düğünlerde resmi/sivil polis/jandarma görevlendirilecek…
  • Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu tarafından hazırlanan “Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi”nde, 31 Ağustos’ta açılacak okullarda alınacak önlemler yer aldı. Hazırlanan rehbere göre; okullarda temassız ateş ölçer, maske, sıvı sabun ve el antiseptiği veya en az yüzde 70 alkol içeren kolonya bulundurulacak. Kullanılmış maskeler için kapaklı çöp kutuları temin edilecek. Okullarda en az 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde personel ve öğrenci planlaması yapılacak, içeriye alınması gereken kişi sayısı buna göre düzenlenecek.
  • Adana’da Covid-19 tedbirlerini ihlal ettiği gerekçesiyle polisin para cezası verdiği yurttaş mahkemeye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, 789 liralık para cezasının geçersiz olduğuna karar verdi
  • Bakanlık tarafından hazırlanan ‘Türkiye Covid-19 Durum Raporu’nda ölüm hızlarına ait verilere yer verilmiş. Türkiye genelinde mortalilite (ölüm) hızı milyon nüfusta 61 iken İstanbul’da 173, Doğu Marmara’da 66, Ege Bölgesinde 46 Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 34’dür. Dünya genelinde mortalite ise 68.4’dür. Türkiye mortalite açısından dünyada 43.sırada yer alıyor. İstanbul ölümleri ülke çapında yaşansaydı Türkiye 23. sıraya yerleşecekti.
  • İngiliz toplumsal yaşamında büyük önem taşıyan publar (barlar) aylar süren korona virüsü tedbirlerinin ardından dün gece yeniden açılırken, polisten sosyal mesafe uyarısı gecikmedi. İngiltere Polis Federasyonu’nun Başkanı John Apter, ‘sarhoş insanların sosyal mesafeyi koruyamadığı’ uyarısında bulundu.
  • Kanalizasyon atıklarındaki koronavirüs miktarının incelenmesi bölgesel salgınların, sağlık kuruluşlarının yaptıkları testlere kıyasla 10 gün daha erken tespit edilmesini sağlayabilir. Birleşik Krallık’taki Ekoloji ve Hidroloji Merkezi’nden bilim insanları, lağımdaki koronavirüs oranını tespit edebilecek standart bir test üzerinde çalışıyor.
  • Katalonya’nın ardından Galiçya’da da karantina uygulaması İspanya’nın kuzeybatısındaki Galiçya bölgesinde Corona virüsü vakalarında artış nedeniyle 70 bin kişiyi kapsayan kısıtlamalar getirildi. Katalonya bölgesinde de 210 bin nüfuslu Segria ilçesi Covid-19 vakalarının artması nedeniyle karantinaya alınmış, giriş ve çıkışlar yasaklanmıştı.
  • Rus viroloji uzmanı Prof. Dr. Anatoliy Altşteyn, yeni tip Koronavirüs’ün (SARS-CoV-2) saldırganlığının en erken bir yıl sonra düşüşe geçeceğini söyledi. Virüsün insandan insana geçtikçe adapte olduğunu ve taşıyıcısını öldürmemeyi öğrendiğini, bu sayede yayılmaya devam edebildiğini vurgulayan Altşteyn, ağır hastalandırmanın Koronavirüs’e yarar sağlamadığını, zira öyle bir durumda hastanın diğer kişilerle teması kestiğini ve enfeksiyonu o kadar aktif yaymadığını ifade etti.

SAĞLIK MUHALEFETİ-TOPLUMSAL MÜCADELE

  • MUÇEP(Muğla Çevre Platformu)’in Milas’ta yapılan 19. Meclis toplantısına HDP M.vekili Serpil Kemalbay da eşlik etti. Gülük, Karacahisar ve İkizköylülerle yerel sorunlar ve çözüm önerilerini konuşuldu.#İkizköyİnsancaBirYaşamİstiyor #Güllük #feldspat madeni #slikozis hastalığına neden ifade edildi.
  • Barış Akademisyenlerinin İş, Özgürlük, Demokrasi ve Hukuk(la) Mücadelesi  webinar serisinin ilkini 6 Temmuz 2020 Pazartesi günü saat 20.00’de yapılacak. Barış Akademisyenlerinin Sendikal/Mesleki Mücadelesi başlıklı ilk oturumumuzda  Aysun Gezen (KESK), Beyzade Sayın (Eğitim-Sen), Hafize Öztürk Türkmen (TTB) ve Gül Köksal (TMMOB) ile birlikte örgütlü mücadelede nasıl yol aldığımızı, sendikalarımıza/meslek örgütlerimize yönelik baskıları ve dayanışma-direniş yöntemlerini konuşacaklar. İstihdam rejimindeki artan güvencesizleşme ekseninde, Barış Akademisyenlerinin çalışma haklarının gasp edilmesini, OHAL Komisyonu aracılığıyla bekletilmelerini ve sendikal-mesleki mücadelenin önemini değerlendirilecek. Barış Akademisyenleri çerçevesinde 1 yıl önce verilen AYM kararının ardından yaşananları yorumlayarak önümüzdeki süreçte mücadelelerimize nasıl devam edileceği anlatılacak.  Webinar programına Barış İçin Akademisyenler YouTube kanalından canlı olarak katılabilirsiniz.https://www.youtube.com/watch?v=WSERmH-DOJA
  • “Covid 19 in Kürdistan”:Kürdistan’ın dört parçasından bir konuşmacının olacağı seminerin dili Kürtçe ve İngilizce olacak. Pandemi sürecinin Kürdistan açısından değerlendirilmeleri yapılacak ve soru cevapla seminer kapatılacak.

YENİ YAŞAM

  • Refikler Komünü

Yeni bir toplumsallığın ve başka bir dünyanın mümkün olduğu iddiasında olan Refikler; tahakkümün, hiyerarşinin ve ayrıcalığın olmadığı bir dünya hayaliyle ortak yaşam pratikleri yaratmayı ve çoğaltmayı hedefleyen bir komündür. Muğla Fethiye ve Çanakkale Bayramiç’de toplamda 60 dönüm arazide tarım ve doğadan toplayıcılık yapıyor, gıda üretiyoruz. Ekolojik bir yaklaşımla hareket ediyor, insan merkezli, doğa üzerindeki tahakküm kurma anlayışının dışında, mistik ve ilkelci tutumları reddeden bir yaşantıyı sürdürüyoruz. Aynı zamanda,  toplumsal mücadelelerin içinde olmayı önemsiyor, bunun için işbirlikleri, ortak çalışmalar örgütleme çabası içinde oluyoruz. İlkesel bir zeminde kurduğumuz yaşamı, aklı-fikri birlikte çoğaltmaya,  katılıma ve yol arkadaşlığına açık bir yapıyız.

  • Refikler (Yeni bir toplumsallık);Tahakküm, hiyerarşi ve ayrıcalık üreten bir toplumdan geldiğimiz bilgisiyle, bunları dışarıda bırakan bir yaşam mümkündür iddiasıyla, her türlü tahakküm, eşitsizlik ve ayrıcalık ilişkisinin meşruiyetinin ve giderek kendisinin reddi kabulüyle, mevcut halimizi birlikte değiştirmek ve istediğimiz yaşama dair çoğaltıcı bir çabada olmak için bir aradayız. Aşağıdaki hususları istediğimiz yaşamı şekillendirecek çoğaltıcı yol ve yöntemler olarak görüyoruz. http://www.refikler.com/?p=1316

JİN

  • Hayretler içindeyim, Ne yapılsın, kadına şiddet mi uygulansın? Pandemi sürecinde toplumun içe kapanma halini iktidar lehine çevirip beğenmediği ye da kabul etmediği her şeyi değiştirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün başkanlık yaptığı MYK ve il başkanları toplantılarında, kamuoyunda tartışılan İstanbul Sözleşmesi gündeme geldi. Edinilen bilgiye göre, Erdoğan kurmaylarına, “Çalışıp, gözden geçirin. Halk istiyorsa kaldırın. Halkın talebi kaldırılması yönündeyse, buna göre bir karar verilsin. Halk ne derse o olur” talimatı verdi. 2011 yılının Mayıs ayında İstanbul’da gerçekleşen, Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi’nin yazan Prof. Dr. Feride Acar, sözleşme üzerindeki tartışmalara ilişkin, “Hayretler içindeyim, Ne yapılsın, kadına şiddet mi uygulansın?” dedi. 
  • Özgür kadın ve özgür halk kazanacaktır. Kürt kadını Saraların, Zilanların ve Zehraların çizgisinde soykırımcı sömürgeciliğe karşı mücadelesini güçlendirerek ve büyüterek sürdürecektir. Mutlaka bir gün kadın ve halklar düşmanı soykırımcı sistem yenilecek, özgür kadın ve özgür halk kazanacaktır
  • Eril zihniyetin maskeye yaklaşımı. Dünyanın birçok ülkesinde salgının ikinci bir dalga olarak geri dönmesini engellemekte maske kullanımının önemi vurgulanırken, erkeklerin maske kullanımı konusunda kadınlardan daha isteksiz olduğuna dair veriler ve göstergeler var. Guardian gazetesi Moda editör yardımcısı Priya Elan, maskeyi de pembe giymek, kedi beslemek ya da prezervatif kullanmada olduğu gibi imajlarına yakıştırmayan, ‘cool’ bulmayan geniş erkek kesimleri olduğunu, daha da kötüsü maske takmamayı eril bir şova dönüştüren erkekler olduğunu söylüyor.
  • Mor Dayanışma Derneği, kadına yönelik şiddete karşı ‘Harekete Geçiyoruz’ kampanyası başlatarak, tüm kadınları birlikte mücadele etmeye davet etti.  “Cinayeti şiddeti meşrulaştıran erkek egemenliğine, işsizliğe ve yoksulluğa karşı Harekete geçiyoruz” pankartı açıp, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Acil önlem paketini uygula” dövizleri taşıyan kadınlar açıklama yaptılar. Pandemi süresince artan kadın cinayetleri, istismar ve şiddet vakalarındaki artışın erkek egemen sistemin ve iktidar politikalarının sonucu olduğunu söyleyen Baklacı, “Bu süreçte şiddet vakalarına dönüş yapmayan 183 hattı, kadınları doğru yönlendirmeyen ve hatta geri gönderen kolluk kuvvetleri, yetersiz sayıdaki ŞÖNİM ve kadın sığınma evleri, 6284 sayılı kanunun eksiksiz uygulanmaması kadınların yaşamlarına kastediyor ve her gün kadınların, çocukların öldürülmesine açık kapı bırakıyor” dedi.
  • Oyuncu Ozan Güven’in Deniz Bulutsuz’a şiddet uygulamasıyla ilgili tepkiler sürerken, 103 senarist de ortak bir bildiri yayınlayarak kadına şiddete karşı tavır alınması çağrısında bulundu. Senaristler, Güven ile iş anlaşması buluna bütün yapımcı, kanal, menajer ve ilgili kuruluşların açıklama yaparak, tavır almalarını istedi.

SİYASAL SAĞLIK-EKOLOJİK SAĞLIK    

  • Jonathan Safran Foer’in gezegenin içinde bulunduğu krizi ve onu ortadan kaldırmak için yapabileceklerimizi kaleme aldığı kitabı “Bu Bizim Havamız- Gezegeni Kurtarmak Kahvaltıyla Başlar”, Siren Yayınları’ndan yayımlandı.  “Bu Bizim Havamız”, topluca gerçekleştirebileceğimiz bireysel bir eylem planına odaklanıyor ve bizi, çok geç olmadan, yaşadığımız yaralı dünyayı iyileştirmeye çağırıyor. Giderek ısınan gezegenin saçtığı tehditleri insan faaliyetlerinin yol açtığı onulmaz hasarın ışığında ele alan yazar, hakikatin öyküsünü kendi öyküleriyle, kendi iç hesaplaşmasıyla birleştiriyor.
  • Alman ilaç devi Bayer, Roundup tarım ilacının etken maddesi glifosat yüzünden mahkemelik oldu. Davacılar ilacın kanser yaptığını ileri sürüyor. Bayer, ABD’deki davacıların bir kısmı ile anlaşarak vazgeçenlere yaklaşık 11 milyar dolar tazminat ödeyecek. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) “insanlarda muhtemel kanser yapıcı etkileri var” dediği glifosatlı kimyasal kullanımı Türkiye’de de oldukça yaygın. Üstelik ilacın yüzde 99 hedef olmayan canlılara zarar veriyor. İlaç kullanımın tercih edilmesinin nedeninin ‘etkisinin 1-2 ay sürmesi’dir. https://www.gazeteduvar.com.tr/saglik/2020/07/05/bayere-milyar-dolarlik-tazminat-odeten-ilac-turkiyede-yaygin-kullaniliyor/
  •  Kürt siyasetine yönelik basınç veya Kürt hareketinin tanımlamasıyla “siyasi soykırım” bir yandan da iktidar koalisyonunun çatlamasını engellemeye dönük bir rutin halini aldı. Atılan her yeni adım, yapılan her siyasi operasyon AKP ile MHP’yi birbirine daha fazla bağımlı kılarken, İslamcı-Türkçü koalisyonun ömrünü uzatıyor, HDP dışı muhalefeti de susturuyor. Böylece iktidarın kendisinin de baskı politikasına her geçen gün daha fazla bağımlı hale geldiği görülüyor. Öte yandan özellikle Kürt hareketine yönelik, sadece son bir aylık baskı pratiklerine bile bakıldığında, “büyük resmin” Türkiye’yi nasıl bir felaket iklimi içine konumlandırdığını daha iyi görebiliriz. https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/07/06/haziran/

GÖRÜŞLER

  • 6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü. Covid-19 pandemisi ile birlikte hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar olarak bilinen zoonozlar gündemde. Bu hastalıklar neden artıyor sorusuna yanıt aranıyor. Akademi dünyası genellikle apolitik bir yaklaşım izliyor. Kök nedenlerle uğraşmıyor. Endüstriyel hayvancılık, endüstriyel tarım, ormansızlaştırma, yer altı ve yer üstü varlıkların yok edilmesi, yabanı hayatın işgali gibi doğanın tahakküm altına alınması, sömürgeleştirilmesi apolitik olarak analiz ediliyor. Bunların altında yatan kapitalist, kalkınmacı, insan merkezli anlayış masaya yatırılmıyor. Çare olarak önerilenlerde hakikattan oldukça uzak oluyor. Zoonozlar için çare ‘tek sağlık’ konsepti olarak ele alınıyor ve bunun yaşama geçirilmesinin ne kadar güç olduğu makalelerin zeminini oluşturuyor. Hesaplaşmadan kaçınılıyor. Covid-19 ile birlikte akademik çevrenin bu sınırlarını aşması için toplumun baskısının daha da artmasına tanık olacağız. Lancet dergisi de son sayısında Zoonozlar gündem yapmış ve editor yazısını buna ayırmış. Bu editor yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Zoonozlar: İnsan-Hayvan-Çevre arayüzünin ötesi

6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü, 1885’te genç bir erkek çocuğun kuduza karşı ilk aşıyı (hayvanlardan insanlara bulaşan bir patojenin neden olduğu bir zoonoz) aldığı günü işaret eder. Dünya Zoonoz Günü bu hastaliklarin ve toplumda yarattıkları yıkımların gözden geçirilmesi adına degerlendirilebilecek bir gündür. Yeni zoonotik hastalıklar yeniden ve yeniden katlanarak artarak ortaya çıkmakta. Kongo Demokratik Cumhuriyeti 1970’lerden beri 11 kez Ebola virus salgını geçirdi, bunların 6’sı ise son 10 yılda. Koronavirus enfeksiyonları da daha sık ortaya çıkmakta; SARS, MERS ve şimdi de Covid-19. Her zoonotik hastalık pandemi yaratmamakla beraber, pandemilerin çoğunluğu zoonozlar kaynaklıdır ve Antroposen dönemin karakteristiği haline gelmiştir. Yoğun hayvancılık ve tarım, egzotik hayvanların uluslararası ticareti ve uluslararası seyahat ağları ve şehirleşmenin yanı sıra yaban hayatı yaşam alanlarına artan insan saldırısı, insan-hayvan-çevre arayüzünü bozmuştur. Patojenler her zaman hayvanlardan insanlara sıçrar, ancak nüfusun eksponansiyel artışı ve çevrenin sömürülmesi bu yayılmayı daha olası hale getirir. 2012 yılında, pandemik zoonozların önlenmesine yönelik hazırlanan Lancet Serisi, pandemik potansiyele sahip zoonoz patojenlerin keşfi, takibi ve tahmininin önemini tartışmıştı. Günümüzde patojen yayılımını ve yoğun olduğu bölgeleri analiz etmek için tüm genom sekanslama ve diğer teşhis yöntemleri kullanılmaktadır. Halk sağlığı için gözetim şimdi cep telefonu uygulama verilerine dayanmaktadır ve erken uyarı sistemleri sosyal medya, taşınabilen cihazlar ve coğrafi verilerden derlenen büyük verileri analiz etmektedir. Hangi virüslerin insanları enfekte edebileceğini ve bu virüslerden hangilerinin pandemik potansiyele sahip olduğunu tahmin etmek için stratejiler test edilmektedir. Evrensel aşı geliştirme çabaları, salgınları erken engellememizi sağlayabilir. Uzmanlar zoonozlara ‘Tek Sağlık’ kavramıyla çevresel sürdürülebilirlik, hayvan sağlığı ve insan sağlığına bütünsel, çok sektörlü bir yaklaşımın halk sağlığını iyileştirmenin en iyi yolu olduğunu uzun zamandır dile getirmekteler. Geçen hafta, uluslararası bir yaban hayatı ve veterinerlik uzmanı ekibi, hayvanlarla ilişkimizi değiştirmenin ve COVID-19 gibi başka bir pandemi riskini azaltmanın yollarını gösteren kapsamlı bir liste yayınladı. Farklı hayvan türlerinin çiftlestirilmesini önleme, çiftliklerde hayvan yoğunluklarını sınırlandırarak hayvan sağlığını iyileştirme, yüksek veterinerlik bakımı standartları sağlama ve bitki bazlı gıdalara geçme yasaları uygulanması gayet makul seceneklerden bazıları. Zoonozları tüm karmaşıklıklarıyla ele almak için geleneksel ‘Tek Sağlık’ yaklaşımı dahi yeterli olmayabilir. Örnek olarak zoonotik hastalıklarının oluşmasını önlemek için hayvan pazarlarının kapatılmasını değerlendirelim. Global sağlık güvenliği açısından mantıklı görünmesine rağmen, acaba bu önlem ekonomiyi, kültürü ve toplumu gözetmekte mi? Toplum gıda, sosyal uyum ve de gelir açısından hayvan pazarlarına bağımlıdır. Bu piyasanın kapatılması ticareti kara borsaya dönüştürebilir ki bu da tüm düzenlemelerin, hijyen kurallarının rafa kaldırılması ve hayvanlara işkencenin artırılmasının önünün açılması anlamına gelir. Tüm bunlar ise zoonotikler için riski azaltmakla değil aksine artırmakla sonuçlanır. Güvenli, pratik ve sürdürülebilir çözümler, sadece sağlık ve çevre sektörlerinden değil, farklı uzmanlıklardan disiplinlerarası ve uluslararası işbirliğinden gelecektir. DSÖ, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve BM Gıda ve Tarım Örgütü arasında ülkelerin Tek Sağlık yaklaşımını uygulamalarına yardımcı olmak için üçlü bir işbirliği kuruldu. BM Çevre Programının da onlara eklenmesi bu yönetim mekanizmasını daha da güçlendirecektir. Ancak, zoonotiklerin ortaya çıkmasını, yayılmasını ve halkın zarar görmesini önlemek için gerçek bir Tek Sağlık yaklaşımını işletebilmek, sağlık ve çevreciliğin çok ötesine geçer. Sosyal ve politik bilim adamları, antropologlar, ekonomistler ve diğerleri, surveyans, kapasite geliştirme ve risk azaltma konularına mutlaka katılmalıdır. Sanayi, seyahat ve turizm temsilcileri bu gidişatı değiştirmekle meşgul olmalıdır. Zoonotik pandemi riski hakkında alarm vermek büyük ölçüde bir avuç bilim insanının ve sağlık uzmanının emrinde olagelmiştir. Ta ki bugüne kadar. COVID-19, araştırma topluluğunu geniş yapısal degişimler yapma gerekliliği çağrılarıyla birleştirdi. Bu salgın, doğal dünyayı duraklamadan sömürmeye karşı açık bir uyarıdır; zoonozlar sadece sağlığı değil, toplumun dokusunu da etkiler. COVID-19 ne sonuncusu ne de en kötüsüdür. İklim değişikliği, insan uygarlığına yönelik varoluşsal bir tehdidin, multisektoriyel bir aciliyet hissini olusturabildiğini göstermektedir. Zoonozlarla mücadele etmek için de tıpkı bunun gibi bir topyekünlüge ihtiyaç vardır.

Çeviri: Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu öğrencilerinden Cansu KÖSE

(Zoonoses: beyond the human–animal–environment interface. Editorial. Vol 396 July 4, 2020, https://www.thelancet.com/action/showPdf?pii=S0140-6736%2820%2931486-0)

EKLER

  • Belediyelerimizin korona karnesi (Önder Algedik): Hekimler çok basit ve temel şeyler istiyor. Ama geçen bu dört ayda belediyelerimizin hiçbiri ellerimiz yıkayacak bir altyapı sunmadı, yayalara 1,5 metre fiziksel mesafeyi çok gören kaldırım şartını sağlamadı, toplu taşımayı verimli, konforlu ve entegre hale getirecek adımlar atmadı. Bu kıstaslarla bin 397 belediyemizin tamamına yakını sıfır çekti! Buna muhalif belediyeler de dahil.

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/07/06/belediyelerimizin-korona-karnesi/

  • TMMOB MMO İklimlendirme Teknik Kurulu’nun, Covid-19 Pandemisi nedeniyle hazırladığı “Otellerde Pandemi Tedbirleri” ve “Toplu Taşıma Araçlarında Pandemi Tedbirleri” metni, Kurulda yer alan dokuz meslek kuruluşunun başkanlarının katılımıyla yapılan online basın açıklaması ile kamuoyu ile paylaşıldı.

https://www.mmo.org.tr/merkez/basin-aciklamasi/oteller-ile-toplu-tasima-araclarinda-alinmasi-gerekli-pandemi-tedbirleri