KORONA GÜNLÜĞÜ 5 NİSAN 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ  (5 NİSAN 2021)

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor!

***

Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 27 Mart-2 Nisan’ı kapsayan 100 binde görülen Covid-19 vaka sayısı bir önceki haftaya oranla azalan il bulunmuyor.

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 131 milyon 906  bine, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da 2 milyon 866 bine dayandı. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısı 22 milyon 488 binin üzerine çıkması pandeminin daha da büyüyeceğini gösteriyor.

Dünya genelinde haftanın son günü 535 bin 111 kişide Covid-19 pozitifliği saptandı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 6 bin 746 kişi oldu. Günlük vaka bildiriminde Hindistan, Fransa ve Türkiye ilk üçü paylaştı. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (103.8 bin), Fransa (60.9 bin), Türkiye (42 bin), ABD (37 bin), Brezilya (31.4 bin), Polonya (22.9 bin), İtalya (18 bin), Ukrayna (13.7 bin), İran (11.7 bin) ve Filipinler (11 bin). Haftanın son günü bazı ülkeler bildirim yapmıyor, bunun yanında sağlık hizmetlerine erişim, test yapma konusunda sorunlar nedeniyle yeni vaka sayısının gerçeği yansıtmadığını yeniden  hatırlatıyoruz.

Günlük vaka ve ölüm sayısında yedi günün ortalaması pandeminin seyri konusunda daha sağlıklı değerlendirme yapma imkanı veriyor. Küresel olarak yedi günlük yeni vaka ortalamasındaki vaka artışı devam ediyor. Bir önceki hafta 551 bin 879 olan yedi günlük yeni vaka ortalaması, geçtiğimiz hafta 585 bin 947 kişiye yükseldi. Şubat ayının ortasından beri yeni vaka bildiriminde yükseliş hız kesmeden devam ettiğini hatırlatmak isteriz. Ölümlerde de yükselme trendi devem ediyor. Bir önceki hafta 9 bin 602 olan ortalama günlük ölüm bildirimi 9 bin 815 ölüm bildirimine yükselerek 10 bin sınırına dayandı.

***

Türkiye’de salgın artık dizginlenemiyor. Yeni vaka, ağır hasta, aktif hasta ve can kaybı oldukça yüksek seyrediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 42 bin civarında, 185 kişide Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 1,508 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 3 milyon 487 binin üzerine çıkarken  toplam can kaybı 32 bin 263 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 246 bin civarında. Test sayısı arttıkça vaka sayısı da artış gösterdi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısındaki ciddi yükseliş devam ediyor. Dün aktif hasta sayısı 350 bine dayandı. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayımız ise 2,311 kişiye yükseldi. Aktif vakanın yükselmesi ile %0.7’e kadar düşen ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) halen iki katına yakın! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “65 yaş üstü büyüklerimizin son bir ayda toplam vakalar içindeki oranı yüzde 14,39’dan 11,3’e düştü. Gençlerin aktif vakalar içindeki oranı ise artıyor. Gençlerimizi de koruyacağız” dedi.

***

Vakaların artmasının ardından, Ankara İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, 5 Nisan’dan itibaren ortaokul 5, 6, 7. sınıflar ile lise hazırlık 9, 10, 11. sınıflarda tam zamanlı uzaktan eğitime geçilmesine karar verdi. Ortaokul 8. sınıflar ve lise 12. sınıflar seyreltilmiş olarak yüz yüze eğitime devam edecek.

***

Tunceli’de hayır yemeği dağıtımı yapılan köyde aşçıda Britanya mutasyonlu virüs tespit edilmesi üzerine karantina kararı alındı.

***

İngiltere’de hükümet Covid salgınıyla mücadele kapsamında koronavirüs test programını genişletiyor. Cuma gününden itibaren ülkede isteyen herkes haftada iki kez hızlı koronavirüs testi yaptırabilecek. Yaklaşık 30 dakikada sonuç alınabilen bu testler, test merkezlerinde ve eczanelerde ücretsiz dağıtılacak. Hızlı koronavirüs testleri isteyenlere ise postayla gönderilecek. Ülkede halen okul çağındaki çocuklar ile evde değil ofiste çalışanlar bu testleri kullanabiliyor.

***

İngiltere’de hükümet, spor müsabakalarının, konferansların ve gece hayatındaki kitlesel etkinliklerin yeniden güvenli bir şekilde yapılabilmesi için Covid pasaportu da dahil bir dizi önlem hazırlığı yapıyor. Pilot uygulamalar Mayıs ayında Londra’da oynanacak FA Cup yarı final ve final müsabakaları, Sheffield’taki Dünya Snooker Şampiyonası ile birlikte Liverpool’daki bir iş konferansı ve gece etkinliklerinde yapılacak. İlk deneme etkinliği ise 16 Nisan’da Liverpool şehrinde bir komedi programı olacak. İzleyicilerden etkinlik öncesinde ve sonrasında Covid-19 testi istenecek.

***

Pandemi sürecinde kovid dışı hastaların sağlığa erişimde sorunlar yaşadığını aktaran İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Pandemi sırasında yeterli organizasyon yapılamadığı için kronik ve kanser hastalığı olanlar sağlığa erişimde ciddi sorunlar yaşadı. Birçok hastanın takibinde aksamalar oldu. Sağlığa erişimde problemler yaşandı. Pandemi sırasında yönetilememe sorunlarından bir tanesi kovid dışı hastalığı olan hastaların sağlığa erişememesidir. Aslı gibi birçok insan bu durumdan dolayı mağdur oldu” dedi. Sağlığın ticarileştirilmesini eleştiren Çamlı, “Sağlığın ticarileşmesi, sağlıktan para kazanmaya çalışmak bir kere yanlış bir zihniyet. Sağlığı kâr getiren bir taciri faaliyet olarak görmek, sağlık turizmi diye bir sektör oluşturmaya çalışarak ülkedeki sağlık sorunları çözülemez. Toplum sağlığını ya da koruyucu hekimliği bir kere ön planda tutarak bu çerçevede gerekli alt yapıların, birinci basamağın özellikle güçlendirilmesi gerekli. Bizim yıllardır savunduğumuz bir durum” diye konuştu.  Çamlı, “Bunca sıkıntı varken hâlâ sağlıktan para kazanmaya çalışmak, sağlık turizmine teşvik etmeye çalışmak gerçekten çok kabul edilemez bir düşünce. Bir kere temel prensip olarak doğru değil. Bu övünülerek anlatılıyor, sağlık turizminden şu kadar para kazandık falan diye ama sağlıktan ticari bir faaliyet olarak para kazanma düşüncesi bir kere temelden yanlış” diye vurguladı.

AŞI TARTIŞMALARI

Türkiye ve bölge kentlerindeki aşılama programının nasıl seyrettiğini de değerlendiren Pala, “Aşı programına başlayalı 70 gün geride kaldı, yeterince aşı sağlanamadığı için aşı yapılan doz sayısı 14 milyonu biraz aşabildi ve 60 milyon kişi hedefinin (18 yaş ve üzeri yurttaşlar ile 18 yaşın üzerindeki sığınmacılar) ancak yüzde 11’i ikinci doz ile aşılanabildi” diye konuştu. Etkin, hızlı, eşit ve organize bir aşılamanın mümkün olduğuna dikkat çeken Pala, “Türkiye’de deneyimli ve özveriyle çalışan sağlık personeli sayesinde bir günde 600 binin üzerinde aşı yapılabileceği gösterildi. İyi bir organizasyonla ben ülkemizde günde bir milyona yakın aşı yapmanın olanaklı olduğunu düşünüyorum, aile sağlığı merkezlerimiz ve kamu hastanelerimiz böyle bir düzenleme için uygun” dedi.  Aşılama hızının yetersiz olduğunun altını çizen Prof. Dr. Pala, “Aşılamaya 14 Ocak gibi geç bir tarihte başlayabildik ve henüz hedef nüfusun çok az bir bölümünü aşılayabildik. Bu hızla pandemiye güçlü bir yanıt vermek olanaklı değil” diye belirtti.

http://yeniyasamgazetesi2.com/asilama-yetersiz-seffaflik-da-yok/

***

Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, Paskalya Yortusu ayini esnasında verdiği mesajda, uluslararası toplumu özellikle yoksul ülkelere yönelik Covid-19 aşılarının dağıtımında yol kat etmeye davet etti. Papa, pandemi sırasında yapılan silahlı çatışmaları ve yapılan silah harcamalarını ise ‘skandal’ olarak nitelendirdi.

***

Virüse karşı mücadelenin sınıfsal karakteri daha öne çıkacak! – İhsan Çaralan

Pandeminin üçüncü pikinin yaşandığı ve 1 yılı aşan mücadele deneyimleri dikkate alındığında, Erdoğan-AKP iktidarı;

* Bilim çevrelerinden gelen 3-4 haftalık tam kapatma çağrılarını dikkate almayarak,“Aşılama”nın bir “aşı sorununa”, onun da bir yılan hikayesine dönüşmüş olmasını önemsemeyerek,

* Açılım adına, sosyal hareketliliği artıran kararlar alarak, örneğin şehirlerarası otobüslerde yüzde 50 taşıma kapasitesini yüzde 100’e çıkararak,

* İstanbul’da spor salonları, halı saha, yüzme havuzlarını açarak,

* Okulları kısmen yüz yüze eğitime açarken eğitimcilerin aşılanması ve okulların fiziki imkanları ile ilgili hiçbir adım atmadan açarak,

* Ramazan vesile edilerek kafelerin ve restoranların yeniden kapatılması, hafta sonu iki gün “tam kapanma” önerileri yeniden getirilirken, teravih namazlarının kısıtlamaların dışında bırakılarak, pandemiye karşı mücadele önlemleri konusunda tüm uygulamaları da etkisiz kılacak çifte standartçı tutumunu devam ettirerek,

Pandemi yeni zirveler yaparken, “kısa çalışma ödeneği”nin (KÇÖ) kaldırılmasının hiçbir mantıki ve meşru bir gerekçesinin olmaması, iktidarın, iktidarın işçi cephesinden gelen; “KÇÖ’nün devam etmesi”, “Ücretsiz izinlerin kaldırılması”, “İşten çıkarma yasağının devam etmesi”, “Kod 29’dan işçi çıkarmanın yasaklanması”… gibi talepleri hiç umursamadığını da göstererek, 2020 martında girdiği, “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” diyen “sürü bağışıklığı”nı esas alan pandemiye karşı mücadele stratejisinde ısrar etmektedir.

Bundan böyle de iktidarın bu yolda ilerleyeceği anlaşılmaktadır.

Bu yüzden önümüzdeki dönemde pandemiye karşı mücadelenin sınıfsal karakteri daha öne çıkacaktır.

https://www.evrensel.net/yazi/88476/viruse-karsi-mucadelenin-sinifsal-karakteri-daha-one-cikacak

***

Hükümetin sadık kulları – Şebnem Korur Fincancı

Hem virüs hem de şiddet salgınıyla karşı karşıyayız ne zamandır. İktidarın her iki salgına da körükle gittiği hepimizin malumu. Türk Tabipleri Birliği virüs salgınına dair alınması gereken önlemleri var olan durum ve olabilecekler üzerinden tanımlamaya, yapılan açıklamalarla kamuoyunda bilgi eşitliği oluşturmaya gayret ediyor en başından beri. Şeffaf olmayan bir iktidarın eksiklerini itiraf etmesine bir nebze de olsa katkı sunmak kıymetlidir. Şiddet salgını ise zaten kendilerinin açıklamalarından eylemlerine ayan beyan ortada, işaret etmek yetiyor.

Hekimin hastasına sadakat borcu vardır, malum… Evrensel etik belgeler böyle tanımlar. Gözaltı muayenesi için getirilen yurttaşlar için de bu borç bakidir. Eğer kalkıp Sağlık Bakanlığı çalışanları hükümete sadakat borcu dillendirirse ne durumda olacağımızı düşünmenizi isterim. Hükümeti eleştiren bir eylemde gözaltına alındığınızda gözaltındaki işkence uygulamasının koruyucu mekanizması hekimin yaptığı gözaltı muayenesinde bu uygulamanın tıbbi sonuçlarının belgelenmesi olacak ama hükümete sadakat açıklayan bir hekimle karşılaşırsanız böyle bir mekanizma bir anda ortadan kalkacak. Peki, yargı hükümete sadakat açıklarsa? O zaman koruyucu mekanizmanın diğer ayağı da kırılıp koruma yerle yeksan olacak. Zaten öyle mi dediniz?

Kul değil yurttaş olmak gerekir, bir kez daha söyleyelim. Yurttaşlar kamu görevinde hükümetlere sadakat açıklamaz, açıklayamaz! Açıklarsa birbirinin boğazına sarılmakta zerre tereddüt etmez, o zaman da hiçbirimiz güvende olmayız. Güven deyince, farklı anlamlar yüklediğimiz bir sözcükle karşı karşıya olduğumuz da unutulmasın, güvenlikçi değil güvenli bir yaşamı birlikte kuracağımız günler için…

https://www.evrensel.net/yazi/88475/hukumetin-sadik-kullari