KORONA GÜNLÜĞÜ 5 EYLÜL 2020

GÜNDEM

  • Sağlıkçılar tedbirsizlik kurbanı. Hükümetin tedbirsizliği ve koruyucu ekipman yetersizliği sağlık emekçilerini vuruyor. Dünyada en çok yaşamını yitiren sağlık emekçiler sıralamasında Türkiye başı çekiyor. Çoğu zaman seslerini duyurabilmek için toplu bir şekilde görevlerinin başındayken bulundukları hastanenin bahçesinde hükümete seslenerek, ‘yaşatırken ölmek istemiyoruz’ diye haykırıyor. Ancak hükümet birçok konuya olduğu gibi sağlık emekçilerinin çığlığına kulak tıkıyor. Hekimler ve sağlık çalışanları salgının başladığı günden bu yana koruyucu ekipman eksikliği, çalışma şartlarının ağırlığı, tedbirlerin yeterince alınmaması, özlük hakları gibi konularda hükümete çağrılarda bulunuyor. Bugüne kadar 37’si hekim 73 sağlık emekçisi koronadan yaşamını yitirdi. Ambulans şoföründen temizlik işçisine, hemşiresinden teknisyenine, hasta bakıcısından hekimine sağlık emekçileri, ihmaller zincirinin sonucu can verdi.

 

  • Diyarbakır’da Körhat Aile Sağlığı Merkezi’de çalışan Dr. Mehmet Kan’ın Covid-19 tedavisi gördüğü Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

 

  • Sakarya’da fındık toplama işçiliği yapan Kürt işçiler faşist saldırıya uğradı. Mardin Mazıdağı’dan mevsimlik işçi olarak Sakarya’ya giden Kürt işçiler, işverenleriyle daha önce yaşadıkları bir problem olmamasına rağmen dün sabah çalışmak için bahçeye gittiklerinde işveren ve köylüler tarafından hakarete uğradı ve sopalı saldırıya maruz bırakıldı. Faşist saldırıyı gerçekleştirenlerin ‘’Siz burayı memleketiniz mi sandınız, Burası bizim Memleketimiz’’ dediği aktarıldı. Yaşadıkları saldırının ardından işçiler memleketlerine döndüler.

 

  • Devletin Halkı, muhalefeti kişiliksizleştirme ve boyun eğdirme çabalarında Soylu’nun mantığı da alışıldık şekilde işliyor. Pandemi sürecinde Halkevi üyesi iki kişiye sosyal yardım için çağırıldıkları kaymakamlıkta, ajanlık teklifi edildi. Ajanlaştırma faaliyetlerinin 90’lı yıllarda sıkça, son yıllarda da tekrar arttırılan bir pratik olduğunu belirten Halkevleri önceki dönem Genel Başkanı Oya Ersoy “Buradaki yöntemin tek bir amacı var muhalif olan kişileri demokrasi güçlerini sindirme politikasının bir parçası olarak yapmak. Kişiliksizleştirmek, demokrasi, eşitlik, özgürlük mücadelesinden vazgeçirmek için yapıyorlar.”  dedi ve özellikle gençlerin hedef alındığını vurguladı. Diğer pratiklerden farklı olarak doğrudan bir resmi kurumda gerçekleşmesi dikkat çekti. Konu üzerine Halkevi yönetici ve üyeleri Çağlayan Adliyesinde suç duyurusunda bulundu.

 

  • Kayseri’de vaka sayısında artış olduğu uyarısı yapan Vali Şehmus Günaydın, hastanede Corona tedavisi gören 80 yaşındaki kadının 72 saatte 5 düğüne gittiğini söyledi.

 

  • The Lancet’te yayınlanan raporda, ‘Sputnik V’ ismi verilen ve Rusya’da geliştirilen korona virüsü aşısının antikor üretimini sağladığı belirtildi. Sputnik V isimli Covid-19 aşısı hakkında yayınlanan ve hakem değerlendirmesine tabi tutulan raporda, Faz 1 ve Faz 2 klinik araştırmalarının sonuçlarına yer verildi.

 

  • Adana’dan Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumuna sürgün edilen İnan Akın’a 30’a yakın gardiyan tarafından ‘yaşasın işkence’ sloganları eşliğinde işkence yapıldı. Amed Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), tutuklu İnan Anık’ın ailesiyle yaptığı görüşme içeriği sebep gösterilerek hakkında disiplin soruşturması açıldığını ve can güvenliğinin olmadığını belirterek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu

 

  • Van F tipi cezaevinde hasta tutuklu İbrahim Alkan kendisine verilen yanlış ilaç sebebiyle zehirlendi, ölümden döndü. Gelini Pınar Alkan, “Kayınpederim ilaçları içince zehirleniyor ve revire kaldırılıyor. Kendisi ile birlikte ilaçları da götürüyor ve doktorlara, ‘Sizin bana verdiğiniz yanlış ilaçlar nedeniyle zehirlendim’ diyor. Askerler elinden ilaçları alıp yok ediyorlar. Bu konuda kendisi de dilekçe yazarak cezaevi yönetimine durumu bildirdi. Biz de bu dilekçelerin bir örneğini talep ettik ama gardiyanlar ‘biz o dilekçeleri çöpe atıyoruz’ dediler. Kayınpederim olaydan sonra hiçbir şekilde hastaneye de götürülmedi. Maske ve eldiven talebi için tutsakların yaptıkları eylem nedeniyle de kayınpederimin ayda bir kez olan açık görüşü de yasaklandı” dedi.

 

  • Aile hekimlerine yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle ek ödeme yapılacak. 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olmak üzere aile hekimlerine 3 ay boyunca aylık 3 bin TL net ek ödeme yapılacak. Aile Sağlığı Merkezleri çalışanlarına ise aylık net 850 TL ek ödeme yapılacak. Koronavirüse yakalanan aile hekimlerinin görevde olmadığı günler nedeniyle maaşları kesilmeyecek.

 

  • Mersin’de testleri pozitif çıkan işçinin ölüm sebebi ‘doğal’ ölüm olarak kaydedildi. Ailenin tepkisi üzerine el yazısı ile ‘Covid-19’ notu düşüldü.

 

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 için dünya genelinde yaygın aşılama çalışmalarının gelecek yılın ortasından önce beklenmediğini bildirdi. DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, Covid-19 aşı çalışmalarında uzun yol katetmiş 6-9 çalışma olduğunu, bunların Faz III klinik denemelerine girdiğini aktardı.
  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 26.8 milyona dayandı. Günlük ölüm sayısı 6 bin civarında devam ediyor. Toplam vaka sayısı ABD’de 6 milyon 400 bine yaklaşırken Hindistan ve Brezilya’da  4 milyonun üzerine çıktı. Yüz binin üzerinde vaka sayısına sahip ülke sayısı 30’a yükseldi.
  • Küresel can kaybı 878 bini geçti. Covid-19 nedeniyle en fazla ölüm, toplam vaka sayısında oldugu gibi ABD (192.1 bin), Brezilya (125.6 bin) ve Hindistan’da (69.6 bin) meydana geliyor.
  • Küresel olarak yeni vaka sayısı 300 bin sınırında… Hindistan rekor kırmaya devam ediyor. Son 24 saatte Hindistan’da (87.1 bin), ABD (52.9 bin), Brezilya’da (45.7 bin), Arjantin (10.9 bin), Kolombiya (8.5 bin), Peru (6.7 bin) ve Meksika’da (5.9 bin) yeni vaka tespit edildi.
  • Fransa’da son 24 saatte 8 bin 975 artışla 309 bin 156’ya yükseldiği belirtildi. Böylece salgının başlangıcından bu yana ülkede en yüksek günlük vaka sayısı kaydedildi.
  • Dünya genelinde aktif vaka sayısı da 7 milyonu geçti. Aktif hasta sayısındaki bu yükseklik, pandemide ciddiyetin arttığını gösteriyor.
  • Resmi istatistiklere göre yeni vaka, ölüm, zatürreli hasta oranı ve ağır hasta sayısı artıyor. Günlük ölüm bildirimi 50’nin üzerine çıktı. Son 24 saatte Türkiye’de yeni vaka sayısı 1,612’ye yükseldi. Covid-19 nedeniyle 53 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı 20 bin 883, ağır hasta sayısı 1,076 ile tırmanmaya devam ediyor. Test sayısı 117 binin üzerine çıktı.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Urfa, Siirt’teki vaka artışlarına dikkat çekerek, bunun nedenini düğün, nişan, cenaze gibi toplu bulunulan etkinlikler olarak açıkladı. Bakan Koca bu illerdeki yoğun bakım yatağı ve doluluk oranlarını da açıklayarak, Urfa, Diyarbakır ve Mardin’e şehir hastanesi, Batman, Şırnak ve Siirt’e de devlet hastanesi yapılacağını duyurdu.
  • Bakan Koca’nın açıklmasına göre Bölge illerinde yoğun bakım doluluk ornları şöyle: Mardin %81, Batman %79, Urfa %74, Diyarbakır %66, Siirt %62, Şırnak %58. Türkiye genelinde yoğun bakım yatak doluluk oranı %68.
  • Bakan Koca temaslı izlenmesi hakkında da bilgi verdi: “Temaslı taraması bu salgın ile mücadelemizde hayati öneme sahip. Diyarbakır’da filyasyon ekibi sayımızı 450’ye çıkaracağız. Şanlıurfa’da 330’a çıkardık. Şırnak’ta 54 ekibimiz var. Diyarbakır’da temaslı kişilerinin yüzde 91’inin aile içinde bulaştığını tespit ettik. Temaslıların vakaya dönüşme oranında ise düşüş var. Ancak bu veri bize aile ziyaretlerini ertelenmesi gerektiğini gösteriyor. Filyasyon ekiplerimizin sayısını hızla arttırıyoruz. Temaslı ve şüpheliler kendilerini izole etmeliler. Diyarbakır’da temaslılara ulaşma süresini 12 saate indirdik. Aktif hasta sayıları düşmeye başladı. Temaslı kişilerin yüzde 91’nin aile içinde bulaştığını tespit ettik. Vakaya dönüşme oranlarında düşüş var. Sosyolojik faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini gösteriyor. Filyasyonda adresinde bulunamayanların oranları yüzde 7. Yeni hasta sayısındaki artışlar kontrol edilebilir seviye çekildi.”
  • Diyarbakır’da toplantı öncesi yaptıgı açıklamalarda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca vaka sayısındaki düşüşe ve can kayıplarındaki artışa dikkat çekti: “Bugün rahatlıkla söyleyebilirim ki Diyarbakır’da 3 hafta öncesine göre vaka oranımız yüzde 49 oranında düşmüş durumdadır. Bir diğer önemli hususu da vurgulamak istiyorum; hastaların ortalama yaşındaki yükseliş, ağır hastalarımızın ve vefatların da artışına sebep oluyor.”
  • Gazi Üniversitesi Başhekimi Prof. Dr. Arhan Kurban Bayramı sürecinde ve tatil döneminde kent dışına çıkanların Ankara’ya dönmesinin, vaka sayılarının artmasına yol açtığına dikkat çekerek, “Şu anda 3 yataklı servisimiz ve 3 yoğun bakım ünitemizle COVID-19 sağlık hizmetini sürdürüyoruz, servis ve yoğun bakımlarımızda doluluk oranı yüzde 100” dedi
  • Ankara’da Covid-19 polikliniklerine başvuran ya da bu servislerde yatan hastalardan edindikleri gözlemi aktaran ATO Başkanı Ali Karakoç’a göre tablo gün geçtikçe daha da kötüleşiyor. Ankara’da çalışma alanlarının bürokrasinin ve idari kurumların olduğu kapalı alanlarda yoğunlaştığını belirten Karakoç, Ankara’da pozitif vakalarının çoğunluğunun kamu kurumlarında çalışan kişiler olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Servislere başvuran ve servislerde yatan hastaların büyük bir kısmı kamu kurumunda çalışan kişiler. Örneğin Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlıklarda çalışan pozitif vaka sayısı fazla. Bunun yanı sıra Kazan, Ostim gibi sanayinin yaygın olduğu kapalı çalışma alanlarında çalışan hastalarımız da bize başvuruyor. Temaslı ve pozitif vakalarımızın çoğu kamu kurumlarında kapalı alanlarda çalışanlar. Bu süreçte insan hareketlerini arttıran en önemli nedenin de geride bıraktığımız bayramın olduğunu düşünüyoruz. Ankara memur kenti olduğu için insanlar geride bıraktığımız tarihlerde genelde memleketlerine gittiler. Vaka artışında bunun etkisinin de olduğunu düşünüyoruz.”
  • Çalışma alanlarında işyeri hekimlerinin iki günden fazla süre rapor yazamadığını, pozitif olma ihtimali olan çalışanların ya yataklı tedavi kurumlarına ya da aile sağlığı merkezlerine gitmek zorunda kaldığını söyleyen Karakoç, “Bu da toplu taşıma aracı kullanmalarına, toplumla temas etmelerine, diğer insanlara da bulaştırmalarına neden oluyor. Salgını bulunduğu yerde karşılamamız gerekiyor. Hastanede değil. Mahallede, sokakta karşılayıp orada temaslı vakayı bulacaksınız ve toplumdan uzaklaştıracaksınız. Bu şekilde salgınla mücadele edilir. Ama çalışma alanında işyeri hekimi bir temaslıya iki günden fazla rapor yazamıyor. Bu insanların hepsi zar zor geçimlerini karşılıyor ve birçoğu temasını saklıyor. Ya da yataklı hastanelere, aile sağlığı merkezlerine başvuruyor. Şu an bütün hastaneler dolu ve kuyruklar var. Giderek temas sayısı ve bulaş riski artıyor” diye konuştu.
  • 10 Ağustos tarihinde yaptıkları açıklamayla Ankara’daki pozitif vaka sayısının 50 bin olduğunu duyurduklarını hatırlatan SES Ankara Şube Eş Başkanı Yalçınkaya, eylül başı itibariyle Ankara’daki pozitif toplam vaka sayısının 60-70 bin arasında olduğunu belirterek, “Türkiye genelinde bugün 250 bin ile 300 bin arasında toplam vakadan bahsediliyor. Ankara’nın İstanbul’dan iki kat daha fazla vakaya sahip olduğu açıklandığına göre bu durum, bugün Ankara’daki vaka sayısının 60-70 binleri bulduğunu gösteriyor” dedi. Pandemi öncesinde kamu hastanelerinde aylık ayakta hasta başvuru sayısının Ankara’da 3 milyon olduğunu, bu sayının pandemi döneminde 500 bine gerilediğini, hükümetin açıkladığı normalleşme adımlarının ardından hastanelerin yeniden yoğunlaştığını belirten Yalçınkaya, “Üç ay boyunca gelmeyen nüfus hastanelere yığıldı ve hastaneler de bulaş alanı oldu. Öte yandan Ankara’daki merkez idare binalarında merkezi klimalar var, geniş alanda çok yoğun çalışan var. Bu arkadaşların yazın dönüşümlü çalışmalarının ortadan kalkmasıyla beraber işyerine gidip gelmeye başladılar. Ulaşımdan işyerlerindeki yoğunluğa kadar her gün çevresinden çalışma alanlarına virüsü taşıdılar. Çalışma alanlarından da yeniden sosyal hayata ailelere taşıdılar. Bundan kaynaklı sayı artışı oldu” diye konuştu.
  • Esin Şenol, 1 ay içinde ağır vaka rakamlarının yüzde 74 kadar arttığını anlatarak “Normalde ağır olgular dünyada baktığınız zaman yüzde 1’dir, bizde çok daha yüksek bir rakam çıkıyor. Bu da bize şunu gösteriyor toplumda virüs yükü çok yüksek. Bu da kişilerin çok fazla enfekte kişilerle karşılaştığını gösterir. Baktığınız zaman bireysel koruma kurallarına çok uyan insanlar bile enfekte olmaya başladılar, maskesini takıyor, evinden hiç çıkmıyor ama bir kere devlet dairesine gitmiş, bir kere bankaya gitmiş, bir kere yakınını acile götürmüş sonra kendisi enfekte olmuş ve bütün evde yaşayanları enfekte etmiş. Bu ciddi virüs ve enfeksiyon yükü anlamına geliyor” dedi. Şenol, sağlık sisteminin artık tıkanma noktasında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Acile giren bir hasta Covid ile enfekte olup çıkıyor. Ameliyatı gelen bir hasta Covid kapıp çıkıyor. Bu, şu demek: Hastaneler bu karma sistem yüzünden sıkıntıdalar. Onun için bir an önce hastanelerin normal temiz hastane ve Covid hastanesi olmak üzere ikiye ayrılması lazım. … “Bilimle yönetim bir türlü aynı masaya oturmuyor. Kısıtlama için çok geç kalındığını düşünüyorum. Hayatın anahtarı olmayan bütün alanlar, açılışlar, mitingler, toplu ibadetler hepsi iptal edilmeli. Nüfusun sosyal hareketliliği en çok neredeyse onu görüp, hangileri gereksiz onları yüzde 50 kısıtlamak lazım. ”
  • İSİG Meclisi: “Ulaşabildiklerimiz çok sınırlı sayıda ve yerel basın, işçilerin mesai arkadaşları-aileleri ve tabip odaları kaynaklı. Şu ana kadar tespit edebildiğimiz kadarıyla ‘en az 224 işçi’ çalışırken Covid-19 hastalığına yakalanarak hayatını kaybetti. Resmi olarak 6472 ölüm açıklandı ve bu ölümlerin yaklaşık yüzde 10’una dair bilgimiz bulunuyor. 224 işçi ölümü de bu bilgi ışığında tespit edebildiklerimiz. Gerek bilgimiz olmayan resmi yüzde 90 ölüm gerek salgın sonucu ölen ama kayıtlara salgın olarak kaydedilmeyenleri de düşündüğümüzde salgının ortaya çıkardığı işçi kırımının boyutlarını daha iyi anlayabiliriz. Bu duruma bir de işçi ailelerini ve emeklileri eklemeliyiz.
  • Sağlık Bakanlığı, YÖK’e 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının güz döneminde örgün eğitimlerde, teorik derslerin mümkün olduğunca uzaktan yapılmasını tavsiye etti. YÖK tavsiye kararını rektörlere iletti.
  • Rize’nin en kalabalık mahalesi merkez çarşı mahallesi muhtarı İbrahim Topçu isyan etti ve Rize’deki vaka sayısı ile ilgili bilgi verdi. Topçu’ya göre Rize’de toplam vaka sayısı 5 bine yaklaştı, 43 kişi hayatını kaybbetti. Günlük vaka sayısı ise 100’ün üzerinde. Topçu’nun isyanı siyasetin kullanımı ile ilgili: “Sahi bu kadar zor mu maskeyi doğru takmak ve sosyal mesafeye uymak? Yoksa son 40 yıla yakın bu ülkeyi Rizeliler yönettiğinden ve siyaseten güçlü olduğundan kentte yaşanan özgüven patlamasıyla haksız da olsan her türlü olumsuzluğun bir telefonla siyasi mecralarca halledileceğini düşündüğünden Covid-19’un da siyaseten yok edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?’’
  • Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, korona virüsü salgını nedeniyle ildeki vaka sayısının 6 bin 75’e ulaştığını, 52 kişinin de vefat ettiğini açıkladı. Şu anda Çorum’da ve ilçelerde 277 hastanın yatarak tedavi gördüğünü kaydeden Vali Çiftçi, “22 tane hastamızın yoğun bakımda tedavi sürerken, 7 hastamızda entübe yani yaşam destek ünitesine bağlı tedavileri sürüyor. 4 bin 369 vatandaşımızın evde izalasyonları sürüyor” dedi.
  • Bursa’da, İçişleri Bakanlığı’nın “Covid-19 Tedbirleri” konulu genelgesi kapsamında yasak olmasına rağmen kına gecesi yapılan otele polis ekiplerince baskın düzenlend. Söz konusu adrese giden ekipler buradaki eğlenceyi sonlandırdı. Polis, Covid-19 tedbirlerine uymayan 24 kişiye 75 bin 600 lira ceza kesti. Ekipler, işletmeci A.G. hakkında adli işlem yaptı.
  • Avrupa’da Covid-19’dan en çok ölümün yaşandığı Britanya’da yeni vaka sayısı yeniden yükselişe geçti. Ülkede 27 Haziran – 8 Ağustos tarihlerinde 1000’in altında görülen günlük yeni vaka sayıları son 25 günde yeniden yükseldi. 8 Ağustos – 3 Eylül tarihlerinde günlük ortalama yeni vaka sayısı yaklaşık 1300 oldu. Britanya’da son 24 saatte 1940 corona virüsü (Covid-19) vakasının tespit edilmesiyle son 97 günde görülen en yüksek günlük vaka sayısı kaydedildi.
  • Avrupa ülkelerinde korona virüsü vaka sayıları artarken Avrupalı siyasetçiler riskli bölgelere seyahat edenlere dönüşte 10 gün karantina uygulanması konusunda anlaştı. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülke sağlık bakanlarının toplantısında bu kararın alındığını duyurdu. Spahn negatif test sonucu belgelenmesi halinde karantinanın beş güne indirilmesi konusunun ise görüşülmeye devam edildiğini belirtti.
  • İngiltere’de okulların yaklaşık yüzde 40’ı önceki gün yeniden öğrencilere kapılarını açtı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, ülkedeki 7 okulda eğitim gören öğrencilerin evlerinde karantinaya alındığını duyurdu. Yetkilier, Greater Manchester, Yorkshire, Leicestershire, Lancashire ve Buckinghamshire’daki ilk ve orta dereceli okulların Coronavirusten etkilendiğini duyurdu.

 

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • SES tacize, tecavüze ataerkil sömürüye karşı üç gün boyunca kurumlarda siyah kurdele taktı ve ‘’İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’’ bildirilerini dağıttı. Dayanışma ve mücadelenin görünürlüğü ve ataerkiye karşı farkındalık sağlanarak kadınların yalnız olmadığı görünür kılındı. Sosyal medyada da #sağlıkçıkadınlarsusmuyor etiketiyle, ‘’Sağlıkçı kadınlar yalnız değildir. İstanbul Sözleşmesi Uygulansın’’ denilerek twitter çalışma gerçekleştirildi.

 

  • Gülten Kışanak ve Sabahat Tuncel haklarında görülen SEGBİS aracılığıyla katılım gösterdikleri duruşmada tarihi bir sorumluluk gerektirdiğinden savunmalarını ancak ciddi bir ortamın sağlandığı koşullarda savunma yapabileceklerini belirterek savunma yapmadılar. Gülten Kışanak ”Ama bunun koşulları oluşturulmuyor. Üç aydır dışarıdan sadece iki kitap alabiliyorum. Avukatlarımı göremiyorum, bu koşullarda nasıl savunma yapacağım” dedi.Sebahat Tuncel ise şunları ifade etti: ”Sorumluluk sahibi insanlarız. Bu savunmalarımızı kamuoyuna açık yapmak istiyoruz.

 

YENİ YAŞAM İNŞASI 

  • ‘’11. Londra Kürt Film Festivali (LKFF) bu yıl ilk kez çevrimiçi ortamda gerçekleşti. 15-24 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalde 50’yi aşkın film gösterildi, yönetmenlerle 30’u aşkın tartışma, panel, masterclass gibi etkinlikler organize edildi. Kısa metrajlı filmlere odaklanan, özellikle de genç yönetmen kuşağın film endüstrisindeki varlığını görünür kılan, ilk online Kürt film festivali özelliği de bulunan LKFF deneyim ve sonuçlarını Londra Kürt Film Festivali Direktörü Ferhan Stêrk anlattı.’’

https://www.ozgurpolitika.com/haberi-100-bin-izleyici-filmlere-eristi-4261

 

  • Yeni Medya ve Yeni Dünya – Zygmunt Bauman

‘’Bir cümleyi telaffuz etmeden önce durup iki kez düşünmeye zaman olmayan hızlı bir teatide, “kabul görmüş fikirler” –yani herkesçe paylaşılan, sıradan fikirler; apaçık göründükleri ve aksiyomlar gibi kanıta ihtiyaçları olmadığı için ne düşünmeye sevk eden ne de üzerinde düşünülmeye ihtiyacı olan fikirler– ister istemez öncelik kazanır. “Bariz” olduğu varsayılan şeyleri sorgulamak, çoğunlukla dile getirilmeyen hususları masaya yatırmak, genelde dikkate alınmayan ve sessizlikle geçiştirilen şeylere dikkat çekmek… bunlar zaman ister. Zamansa, malum, televizyonun en kıt kaynağıdır. Fransız bir gazetecinin şakayla karışık dediği gibi: Emile Zola’ya Dreyfus savunmasını televizyonda yapma fırsatı verilmiş olsa, ancak “Suçluyorum!” diye haykırmasına yetecek kadar süre tanınırdı.’’

https://www.e-skop.com/skopbulten/pasajlar-yeni-medya-ve-yeni-dunya/5855

 

JİN

  • MeeToo hareketinin küresel yayılımının üzerinden üç yıl sonra İran’lı kadınlar kendi MeeToo hareketini gerçekleştiriyorlar. Cinsel suçlarla yüzleşmenin olmadığı İran’da kadınlar başlarına gelen cinsel saldırıları ailelelerine dahi anlatamazken, sosyal medyada yürüttükleri kampanyada durum görünür kılınarak tahakküme ilişkin duyarlılık geliştiriliyor ve kadınlar bu yolla deneyimleri üzerinden dayanışma geliştiriyorlar. Kampanyalar devlet kademelerinde de karşılık buluyor, yürütülen kampanyalar üzerine konuşan İran Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri İran’ı cinsel suçlarla yüzleşmeye çağırdı. Gelişmeler sosyal medyanın örgütlenme ve farkındalık gelişimine aracı olabileceği yönünü de tekrardan gösteriyor

 

  • ‘’Dört Anne’’ Savaşa Karşı – Murat Türker

İsrail’in prestijli belgesel festivali Docaviv’in bu seneki programında yer alan “Four Mothers” (Dört Anne) başlıklı belgesel ataerkil düzene her şeye rağmen meydan okumayı başarmış kadınlara odaklanıyor. Son zamanlarda liderliği geniş kitleler tarafından protestolarla iyiden iyiye sorgulanan Netanyahu’yu bir ara koltuğundan eden anti militarist annelerin direnişi takdire şayan.
Film bildik belgesel diline dayandırılmış olsa da, çocuklarını beyhude bir savaşta kaybetmek istemeyen annelerin etkili ifadeleri seyirciyi hemen kavrayıp sarsıyor. Askerlik görevini yerine getirdikten sonra çocuklarının eve sağlıklı ve tek parça dönmesini istemenin her annenin hakkı olduğu belirtilirken, biz mevzuyla alakalı kalıplaşmış düşünce yapısının sarsılışına şahit oluyoruz.
Yönetmenliğini Rephael Levin ve Dana Keidar Levin‘in üstlendiği 79 dakikalık belgesel yakın coğrafyayı yıllarca çalkalamış, İsrail’in Güney Lübnan işgaline kesinlikle faklı bir bakış atmamızı sağlıyor.

http://m.bianet.org/bianet/yasam/230236-dort-anne-savasa-karsi

 

  • Kadınların Suskunluğu: Konuşursak Ne olur? – Özengül Ergün

‘’Kızların Suskunluğu Troya Savaşı’nı kadınların gözünden, kadınların diliyle anlatan bir roman. Yazar Pat Barker, bu zamana kadar izlediklerimize (örn. Truva filmi 2004), okuduklarımıza (örn. İlyada destanı) dönüp bakmamızı; neden tarihi susturulanların sesiyle yeniden değerlendirmek gerektiğini çok güzel söylüyor. Gücüyle, yakışıklılığıyla hayranlık uyandıran, adına methiyeler düzülen büyük savaşçı, kahraman Akhilleus’u, “Muhtaçlığına şahit olmuştum” diyen savaş “ganimet”i Briseis’ten dinliyoruz. Güzellikleriyle olduğu kadar kötü kadınlar olarak da ün salan, “Daha on yaşındayken bir nehir kıyısında tecavüze uğramıştı. Ona inanmıştım elbette. Daha sonra başka kimsenin inanmadığını öğrenince enikonu şoka uğramıştım” dediği Helene’in hikayesine ve Thetis’in mutsuz evliliğine tanık oluyoruz. Odysseus’un, Agamemnon’un bambaşka yüzleriyle tanıştırıyor bizi Briseis. Kahraman diye anılan erkeklerin acizliğine, Patroklos’la Akhilleus’un ilişkisine, köleler arasındaki hiyerarşiye, birbirlerini yaralarından bilen kadınların dayanışmasına, kadınların başlarına gelen her şeye rağmen yaşama nasıl sıkıca tutunduklarına bakmamızı istiyor.’’

https://www.catlakzemin.com/kizlarin-suskunlugu-konusursak-ne-olur/

 

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

  • İzmir Büyükşehir Belediyesi, maskeler nedeniyle iletişim kurmalarında sorun yaşayan işitme engelliler için şeffaf maske üretimini başlattı. Şeffaf maskeler sayesinde işitme engelliler dudak okuyabilecekler.

 

  • Selay Dalaklı – Karantina İsyanları

‘’Salgınlar, kısıtlamalar, isyanlar… Bu kısa tarihçede de görüldüğü üzere, tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalıklar da farklı dönemlerde, farklı coğrafyalarda uygulanan karantina ve önlemlere karşı yükselen itiraz, protesto ve isyanlar da -sebepleri her ne olursa olsun- günümüze özgü bir durum değil.

Bu noktada, alınan önlem ve kararların halk sağlığı için ne kadar elzem olduğunu unutmadan, fakat aynı zamanda protesto ettikleri için yalnızca insanları suçlama kolaylığına kaçmayıp söz konusu kesimlerin karşı karşıya kaldığı toplumsal, siyasi ve ekonomik zorlukları sürekli göz önünde bulundurmak, bu insanların neye, niçin itiraz ettiğini anlamaya çalışmak alınabilecek en makul tutumlardan biri gibi görünüyor.’’

http://m.bianet.org/bianet/toplum/230284-karantina-isyanlari

 

  • “Türkiye’nin altını üstüne getirecek” diye tanıtılan Afşin Termik Santrali bölgesinde kanser vakaları gizleniyor

‘’Filtresiz çalışmadan dolayı oluşan kül yağmurları günlük yaşamı da etkilemeye başladı. Özellikle rüzgarın yoğun olduğu günlerde sokağa çıkamadığını belirten yurttaşlar, çamaşırlarını da dışarı asamadıklarını, külün büyün çamaşırları siyaha büründürdüğünü belirtti. Büyük kentlere yönelik artan göç ile birlikte büyük bir kısmı yaşlılardan oluşan köylerde yaşlılar arasında kronik hastalıklar artmaya, kanser, nefes darlığı gibi hastalıklar ortaya çıkmaya başladı.

Sadece termik santralin yakınında olan köylerde değil, çevre köylerin çoğunda kanser vakaları çocuklarda bile görülmeye başlandı. Yeni doğan çocuklara kanser teşhisi konulmaya başlandı. Kayseri, Ankara gibi illerde bulunan devlet hastanelerine başvuran kanser vakalarının yüzde 60’ının Afşin ve Elbistan bölgesinden geldiği açıklandı.’’

https://www.gazetefersude.net/turkiyenin-altini-ustune-getirecek-diye-tanitilan-afsin-termik-santrali-bolgesinde-kanser-vakalari-gizleniyor

 

  • Korona inkarcıları – Nevra Akdemir

‘’Dünya çapında henüz aşısı veya ilacı geliştirilememiş bir pandemi yaşanıyor demek, bugün malumun ilanı. Ancak özellikle Almanya’da politik olarak giderek güçlenen bir grup, durumu farklı anlıyor ve anlatıyor. Sayıları epey artan bu karmaşık grupta temel fikir korona mikrobunun bir nevi grip virüsü olduğu. Onlara göre, pandemi bir dizi yalandan ibaret ve devletler özgürlükleri kısıtlamak için bu yalanları medya kuruluşları aracılığıyla yayarak kontrol için rıza üretiyor ve elbette dünyanın büyük patronları da bu oyunun baş aktörleri. Gerçeği bir büyük oyun senaryosu kıvamında tamamladıkları ilişkilenemeyecek gerçekleri yanyana koyarak ürettikleri komplo teorilerini de sosyal medyada aracılığıyla yaygınlaştırıyorlar sıklıkla.

Bu grubun en önemli özelliği öfkeyle ve sarsılmaz bir inançla fikirlerini savunmaları. Öfke o kadar büyük ki, sloganları gibi eylemleri de yaratıcı. Tükürmek gibi yaratıcı yöntemlere de sahipler hatta. Siz maske takmama özgürlüğünü veya yanınıza oturmama özgürlüğünü kısıtladığınız anda bu öfkeli kişiler küfrederek, biz korona müminlerine tükürerek haddimizi bildiriyorlar. Zira korona bir yalan.’’

https://justpaste.it/7opgf

 

GÖRÜŞLER

  • Koronavirüs ile mücadele eden Kuzey ve Doğu Suriye Sağlık Komitesi yetkilisi Dr. Ciwan Mustafa, sağlık ekipmanlarının yetersiz olduğunu, Til Koçer kapısının açılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Son bir ayda vaka sayılarının artmasına ilişkin konuşan Dr. Mustafa, “Sıkı denetimler alınmış olsa da Qamışlo havaalanı Suriye rejiminin elinde ve Özerk Yönetim orayı kontrol edemiyor. Kaçak geçişler oluyordu. İlk iki vaka da Şam’dan gelmişti” dedi. Sağlık çalışanları sayısının ve ekipmanlarının kısıtlı olduğuna dikkat çeken Dr. Mustafa, “Rojava’nın toplamında yoğun bakım yatağı 50’yi bulmaz. Qamışlo gibi bir yerde hastanemiz yok. Bir tane kalp göz hastanesi var, o da ihtisas hastanesi. Ciddi sıkıntı yaşıyoruz” diye kaydetti.

Hastane eksikliği nedeniyle pozitif vakaların çoğunu evlerinde karantina altında tuttuklarını söyleyen Dr. Mustafa, şöyle devam etti: “Karantina yerlerimiz var. Ancak buralarda daha çok dışardan gelenleri tutuyoruz. Buranın yerleşik halkı ise 14 günlük süreyi evlerinde geçiriyor. Evde ya da karantina merkezinde olanların her türlü ihtiyacı karşılanıyor. Evlerdeki karantina takibini Heyva Sor a Kurd yapıyor. Testleri 5 günde bir yapılıyor. Virüsün etkisi açıkçası burada çok yüksek değil. Hastalar süreci çok ağır geçirmiyor.” Yine salgınla mücadelede hijyenin önemi büyük. Buna rağmen Türkiye tarafından Hesekê’nin sularının kesildiği sık sık basına yansıyor. “Hesekê’de çok ciddi su sıkıntısı yaşanıyor” diyen Dr. Mustafa, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Vaka sayısının en fazla olduğu yer Hesekê. Su yok, dezenfektan yok, dolayısıyla salgınla mücadelede önemli olan hijyen faktörü sağlanamıyor. Özerk Yönetim ve Suriye rejiminin su sorununu çözme çabası var. Özerk yönetim kuyu çalışmalarını sürdürüyor. Aldığımız bilgilere göre Özerk Yönetimin çalışmaları sonucu kısa bir süre sonra su sorunu kısmen de olsa çözülmüş olacak. Rejim de 17 su kuyusu açarak suyu vereceğini söyledi. Onların çalışmasının ne aşamada olduğunu bilmiyorum.”

Dr. Mustafa, sözlerini şöyle noktaladı: “Rojava açısından en önemli şey WHO ve diğer kuruluşların korona ile ilgili gerekli girişimleri yapıp malzeme ve ilaç konusunda destek sağlamaları. En büyük sıkıntımız tıbbi cihazları ilaçları alamıyoruz. Sorun sadece ekonomik değil bunları alacak para var ancak sınır kapısı yok. Dünya kamuoyuna çağrımız koalisyon güçlerine baskı yaparak Til Koçer kapısını açmalarını sağlamak. Bakın yoğun bakım üniteleri için cihazlar almamız gerekiyor, alamıyoruz. Suriye rejimi de sorun yaratıyor, oradan da getirtemiyoruz. Türkiye tarafı zaten kapalı. Sadece Til Koçer kapısı var ve eğer o açılırsa buradaki salgınla mücadelemiz daha güçlü şekilde ilerleyecektir.”

http://yeniyasamgazetesi1.com/til-kocer-kapisi-acil-acilmali/

 

 

EKLER

 

  • Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4-12 Eylül 2015 arasında ilan edilen ilk uzun süreli sokağa çıkma yasağının üzerinden 5 yıl geçti.

‘’ Sekiz günü kapsayan birinci yasak döneminde aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 21 kişinin katedildiği, onlarca kişinin yaralandığı yasak boyunca yaşananların izleri aradan geçen bunca zamana rağmen silinmedi. Katledilen 10 yaşındaki Cemile Çagırga’nın buzdolabında bekletilen cenazesi ve henüz nüfus cüzdanı bile çıkarılmayan 35 günlük Muhammed bebek, yasak süreci ve sonrasında en çok tepkiye neden olayların başında geldi. Başlatılan soruşturmalara ilişkin şimdiye kadar henüz olumlu bir sonuç alınmazken, yıllardır adalet beklentisi içerisinde olan yakınlarını kaybeden aileler, yasağın yıl dönümü dolayısıyla yasak döneminde yaşadıklarını anlattı. ‘’

https://www.ozgurpolitika.com/haberi-cemile-10-yasinda-kaldi-4267

 

  • Ankara’dan Urfa’ya, Yedi İlde Covid-19 Tablosu

Salgına Körükle Gitmek

‘’Sağlık Bakanlığı 8 Ağustos’tan beri pozitif test sonuçlarının ortak sisteme girilmediğini duyurdu, ama Sağlık Bakanı günlük resmi verileri açıklamaya devam ediyor. Bu turkuaz tablolu rutin açıklamalarda ortalama vaka sayısı 1500 –inanmak için gerçeklikle bağı koparmak lâzım. 1 Haziran öncesinde, resmi rakamlar en az 3’le çarpılmalı deniyordu, ağustos sonu-eylül başı itibarıyla, 7-8’le çarpmak yerinde görünüyor. Zira, gerçek günlük vaka sayısının 12 bin civarında olduğu güvenilir basında yüksek sesle söyleniyor. Sağlık Bakanı’na bakılırsa salgın kontrol altında. Gelgelelim, birçok ilde hastaneler dolu, hastalar yatak sırası beklerken yaşamını yitiriyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tedavi için kullanılan ilaçların temininde zorluklar yaşandığını belirtiyor. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) bildirgesinde, sağlık sisteminin yükü kaldıramadığı, sağlık çalışanlarının tükenme noktasına geldiği vurgulanıyor. 1 Haziran’da başlatılan “normale dönüş”ün bedeli her geçen gün ağırlaşıyor. Ankara, Batman, Diyarbakır, İzmir, Manisa, Mardin ve Urfa Tabip Odası’nın gözüyle Covid-19 tablosu.’’

https://birartibir.org/siyaset/825-salgina-korukle-gitmek