KORONA GÜNLÜĞÜ 4 OCAK 2021

Salgın yönetilemiyor! Sağlık emekçileri tükenmeye, ölmeye devam ediyor! Mersin’de işyeri hekimliği yapan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Doğan Yıldırım, İzmir’de özel bir hastanede görev yapan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. A. Uğur Yılmaz, Kayseri Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Sağlık Memuru Oğuzhan Özkan, Tekirdağ Çorlu’da çalışan Eczacı Halit Usluel ve Gaziantep’te çalışan Eczacı Mehmet Çinpolat Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti. Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanı sayısı bu ölümlerle birlikte 326’ya çıktı.

***

2021’in ilk günleri itibarıyla küresel düzeyde toplam vaka sayısı 85 milyonu geçti ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyon 850 bin oldu. Yeni vaka sayısı 510 bin 153 kişi olarak seyrederken, bir günde gerçekleşen ölüm sayısı 7 bin 099 oldu. Aktif vaka sayısı ise 23 milyon 200 bini geçti. Bulaş tehdit çok ciddi düzeyde devam ediyor.

Dün yeni vaka bildiriminin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (194 bin), Brezilya (17 bin), İngiltere (54 bin), Rusya (24 bin), İtalya (14 bin), Almanya (10 bin), Fransa (12 bin), Hindistan (16 bin), Güney Afrika (12 bin), Kanada (12 bin), Kolombiya (10 bin), Türkiye (10 bin),  Bir günde 5 binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapan ülke sayısı 19’a indi.

***

Türkiye’de Covid-19 vaka ve ölümleri azalma eğilimine girse de resmi istatistiklerde paylaşılan hızlar bile oldukça yüksek. Son 24 saatte 193 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 21 bin 488 kişiye yükseldi. Yeni vaka bildirimi 9 bin 877 kişiye düşmesine rağmen hala oldukça yüksek hızda olduğuna dikkat çekebiliriz. Toplam vaka sayısı ise 2 milyon 241 bini aştı. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 1515 kişi. Günlük test sayısı 138 bin 941. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye toplam vaka sayısında dünyada 7.sırada yer alıyor, aktif hasta sayısı 83 bine kadar indi. 03 Ocak itibarıyla 83 bin 890 aktif hastaya sahibiz. Ağır hasta sayısı ise 3 bin 612 kişi. Aktif hastaların içinde ağır hastaların payı yükselmeye devam ediyor, %4.5 oranında ağır hasta sayısı dünya ortalamasının (%0.5) dokuz katına düzeyinde!! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

***

Hollanda’da “pandemi” tedbirleri: Grev yapma, çalış!

Hollanda’da bir süredir bir araya gelme olanakları kısıtlandı ve sınırlandırıldı. Grevler de bu kapsamda değerlendirildi ve FNV sendika merkez yönetiminin aldığı kararla grevler 19 Ocak 2021’e kadar hükümetin yapacağı yeni bir açıklamayı beklemek üzere ertelendi. Bu işçiler nezdinde çok da hoş karşılanmadı. Çünkü pandemi süreci ile ilgili tedbirler deniliyordu ama üretim en ileri düzeyde devam ediyor. Yasal tedbirler üretim söz konusu olunca uygulanmıyor ve de yeni baskılarla üretim sürdürülüyor. (sendika.org)

***

Pandemi döneminde cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eyleminin daha önceki eylemlerden iki kat risk taşıdığını belirten CİSST Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, sorunların çözülmesi için yetkililere diyalog çağrısında bulundu. Pandemiyle birlikte cezaevlerinde tutukluların birçok hakkının askıya alındığını söyleyen Korkut, derneklerine bu konuda birçok başvurunun olduğunu kaydetti. Tutukluların pandemi sürecinin başladığı ilk aylardan bu yana koğuşlardan çıkarılmadığını ve bu durumun tutuklular üzerinde psikolojik ve fiziki yönden birçok olumsuz etkisi olduğunu dile getiren Korkut, “Salgına karşı önlem alınması anlaşılabilir bir şeydir. Ama önlemler alınırken mahpusların hakları da gözetilmeli. Mahpuslar üzerindeki tecrit her şeyi gözler önüne seriyor. Bir yıldır koğuşundan çıkarılmayan mahpusların olduğunu biliyoruz. Mahpusların günlük aktivitelerin engellenmesi dahi onları çok olumsuz etkiliyor” diye belirtti. (MA)

***

Ender de olsa Avrupa’da bazı uzmanlar, Avrupa’nın neden Asya ülkelerinin deneyimlerinden yararlanmadığını araştırıyorlar.  Bu araştırmaların sonuçları da ilginç. Asyalı bilim insanlarının ne Avrupalı karar alıcılar ne de uzmanlar tarafından ciddiye alınmasının ardında “her şeyi ben daha iyi bilirim” anlayışı ve hatta ırkçılığın yattığı ifade ediliyor. Hatta bu ırkçı davranışın pandemi sırasında arttığı, postkolonial üstünlük duygusunun hala devam ettiği tespit edilmiş. Almanya’da yapılan bir ankette, vatandaşlar metro ya da otobüste Asyalı maske takan biri yerine, Avrupalı birinin yanında oturmayı tercih edeceğini belirtmişler. Bu anket sonuçları sosyal medyada #benvirüsdeğilim hashtagi ile protesto edilmişti. Alman Bielefeld Üniversitesi’nden sosyolog Marius Meinhof, Avrupa’nın Asya’ya karşı bu dışlayıcı tutumunu ‘virüsün ötekileştirmesi’ olarak adlandırıyor. Meinhof’un önemli bir tespiti daha var. Araştırmacı virüsün ötekileştirilmesi ile Batı toplumlarının “Salgına neden hazırlıklı değiliz?” sorusundan uzaklaştırıldığını ifade ediyor. Buna ben de Batı’nın kolaycılığını eklemek istiyorum. Asya veya Afrika ülkelerinden öğrenmek yerine, aşıya güvenmek çok daha konforlu ve çok daha karlı gelebiliyor. Aman bu sözlerimden Çin’i ya da diğer Asya ülkelerini olduğu gibi taklit edelim dediğim anlaşılmasın. Elbette Çin salgının başında, bazı bulguları saklayarak, bilim insanlarını ve gazetecileri susturarak çok büyük hatalar yaptı. Elbette Çin baskıcı bir rejim. Ama pekala başta Çin olmak üzere, bazı Asya ve Afrika ülkelerinin neyi doğru yaptığına bakarak ders çıkarmak, yani işe yarar bazı önlemlerin aynısını yapmak mümkündü. (Fulya Canşen, T24)

AŞI TARTIŞMALARI

Almanların korona virüsü salgınında görüşüne en çok başvurduğu uzmanlardan biri olan virolog Christian Drosten, normalleşme ve rahatlamanın aşılanan kişi sayısına bağlı olduğunu söyledi. Drosten, “İkinci yarıdan itibaren rahatlamanın başlayacağını düşünüyorum ama bunun şartı çok sayıda kişinin yılın ilk yarısında aşılanması” dedi. (Gazeteduvar)

***

Britanya’da hükümet, Koronavirüs aşılarıyla ilgili güncellediği önergede, kişi acil risk durumundaysa ve ilk yaptırdığı dozun aşısı erişilebilir değilse başka bir biyoteknoloji firmasının geliştirdiği Koronavirüs aşısının yapılmasının “mantıklı” bulunduğunu açıklamıştı. İngiltere Kamu Sağlığı Birimi’nden Dr. Mark Ramsay, yaptığı açıklamada “Covid-19 aşılarını karıştırmayı önermiyoruz. İlk dozunuz Pfizer aşısıysa bir sonraki doz AstraZeneca olmamalı” dedi. Ramsay “Aynı aşının erişilebilir olmadığı çok nadir durumlar olabilir. Ancak kişilere aynı aşıyı yapmak için mümkün olan tüm yollara başvurulmalı. İkinci aşıyı başka yapmak yerine ikinci dozu yapmamak daha iyi olur” dedi. (T24)

***

MetroPOLL Araştırma Şirketi, Covid-19 aşısı ile ilgili araştırma yaptı. MetroPOLL araştırmaya katılanlara “Koronavirüs aşısı geldiğinde yaptıracak mısınız?” sorusu yöneltti. Ankete katılanların yüzde 51,5’i bu soruya “Evet, yaptıracağım” yanıtını verirken, “Hayır, yaptırmayacağım” diyenlerin oranı yüzde 48.5 oldu. (Bianet)

***

Ege Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl, aşılama öncesi PCR ve antikor testinin yapılmayacağını söyledi. Kurugöl, “Milyonlarca kişinin en kısa sürede aşılanması gerekiyor. Bu kadar çok kişiye test yapmak hem zaman hem de maliyet bakımından olanaksız.” dedi. Kurugöl, “Çin aşısının (Sinovac) henüz 60 yaş üzeri kişilerde ve kronik hastalığı olanlarda faz-3 çalışması sonuçları açıklanmadı. Ama, Türkiye’ye ocak ayında geleceği söylenen Alman (Pfizer- BionTech) aşısının 60 yaş üzeri kişiler ve kronik hastalığı olanlarda faz-3 çalışması sonuçları var ve bu gruplarda etkili olduğu açıklandı. Bu nedenle, 60 yaş üzerindekilere ve kronik hastalığı olanlara, şu andaki bilgilere göre, bu gruplarda faz-3 sonucu olmayan Sinovac aşısının değil, çalışması olan Pfizer-Biontech aşısının yapılmasının daha doğru olacağı kanısındayım.” ifadesini kullandı. (T24)