KORONA GÜNLÜĞÜ 29 NİSAN 2020

GÜNDEM

  • Adana’da Ali El Hemdan’ın emniyet görevlileri tarafından öldürülmesi ile ilgili olarak Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, “Otopsi raporuna ve görgü tanıklarının ifadesine göre; polis memurunun kimlik kontrolü yaptığı esnada 3 metre mesafeden gencin göğüs (kalp) bölgesine tek el ateş etmesi sonucu yaralandığı ve sonrasında hayatını kaybettiği ifade edilmektedir” dedi. Ali’nin 20 yaş altında olduğu için işten dönerken ceza almamak için polisten kaçtığı ancak dur ihtarına uyup durduğu halde 3 metreden vurulduğu bilgisi görgü tanıkları ve ailesi tarafından verildi.
  • Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), İngiltere ve Galler’de virüs kaynaklı ölüm oranının, 17 Nisan itibariyle hükümet tarafından açıklanan hastane ölümlerinin sayısından yüzde 35 oranında daha fazla olduğunu duyurdu
  •  Almanya’nın Frankfurt kentinde IŞİD üyesi 27 yaşındaki Irak vatandaşı Taha El-C., yabancı bir terör örgütü üyesi olmak, insan öldürmek, insanlığa karşı suç işlemek ve Ezidilere yönelik soykırım iddiasıyla hakim karşısında. Almanya’nın talebi üzerine sığındığı Yunanistan’da gözaltına alınan ve iade edilen zanlının davası, IŞİD üyesi bir kişinin Ezidilere yönelik soykırım suçundan dünya çapında yargılandığı ilk dava olma özelliğini taşıyor.
  • Adalet Bakanı Abdulhamit Gül korona virüsü salgınından dört ayrı cezaevinde 120 tutuklu ve hükümlünün etkilendiğini açıkladı.
  • Gül, yargıda koronavirüs önlemleri ile ilgili “Duruşmaların ertelendiği tarih 15 Haziran’a kadar uzatılmıştır. 15 Haziran olarak belirlenen tarih duruma göre daha öne çekilebilir” dedi.
  • Almanya’da, kalp hastalıkları uzmanı Metin Çakır’ın sosyal medya hesabından eşcinselliği “hastalık” olarak nitelendirmesinin ardından görevinden alındığı belirtildi.
  • Birleşik Kamu-İş’in raporuma göre nisan ayında gıda fiyatları bir önceki aya göre yüzde 1,9 artarken, yıllık enflasyon yüzde 29,1 oldu. Araştırmaya göre yoksullar gıda harcamalarının büyük bölümünü ekmek, tahıl ve sebzeye, maddi durumu iyi olanlar et, balık ve deniz ürünlerine ayırıyor. Meyve fiyatları son bir yılda yüzde 80 zamlandı.
  • Geçtiğimiz ocak ayında Antarktika’da sıcaklık, tarihte ilk kez 20 santigrat derecenin üzerine çıkmış ve 2020’nin bu dönemi, tarihin en sıcak ocak ayı olmuştu. Devam eden süreçte yeni hesaplamalar yapan ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi, ölçümler başladığından beri gelen veriler ışığında 2020’nin en sıcak yıl olma ihtimalinin yüzde 75 seviyesinde olduğunu açıkladı. Devam eden koronavirüs salgını yüzünden uygulanan karantina önlemleriyle gökyüzünün geçici olarak temizlendiği söylense de çok daha güçlü ve uzun vadeli bir şeyler yapılması gerektiğini belirtiyorlar.
  • Anayasa Mahkemesi, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin, bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşların arşivlerinden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, bazı kayıtlara ulaşmaya, soruşturma ve mahkeme kararlarını almaya yetkili olduklarına ilişkin kanun hükmünü özel hayatın gizliliğine aykırı bularak iptal etti.
  • Yasal hakkı olmasına rağmen yıllardan beri siyasal iktidarların keyfi tutumu nedeniyle ailesiyle telefon görüşmesi yapamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan 21 yıl sonra 25 dakikalık görüşme yaptı.
  • Diyanetle ilgili açıklama yapan Ankara Barosu ve Diyarbakır Barosu ile ilgili soruşturma başlatıldı.TBB başkanı Feyzioğlu,ankara barosunu gündemi değiştirmekle suçladı.

MEVCUT DURUM

  • Dünyada vaka sayısı 3.110.000’i yaşamını yitirenlerin sayısı 215.000’i geçti.Türkiye’de yeni vaka sayısı 2.392, hayatını kaybeden 92 kişiyle birlikte toplam vaka sayısı 114.653’e, toplam can kaybı ise 2.992’e yükselmiş oldu. Açıklanan verilere göre düşüş eğilimi devam ediyor ancak tedbirler de devam ediyor. Bu hafta 1-2-3 Mayıs tarihlerinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
  • Türk Hava Yolları (THY), korona virüsü (Covid-19) salgınına yönelik uçuş durdurma kararının 28 Mayıs’a kadar uzatıldığını duyurdu.
  • Van Çaldıran’da Salahane Mahallesi’ne il dışından gelen bir yurttaşın koronavirüs tespitinin pozitif çıkması üzerine mahalle muhtarı Ali Rıza Yığrap, ‘görevlilere yardım etmemek” ve “görev ihmali” gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldı.
  • Sinop’ta 11 köyde karantina sona erdi. 7 köyde ise karantina uygulaması devam ediyor.
  • Koronavirüs salgını sonrası yurt dışındaki 60 bin vatandaş ülkeye geri getirildi.
  • Şanlıurfa İl Hıfzısıhha Kurulu, Viranşehir ilçesinin Yenişehir Mahallesi ve Karaköprü ilçesi Narlıkuyu Mahallesi’nde yaşayan iki kişiye korona virüsü bulaşması nedeniyle iki binanın karantinaya alınmasına karar verdi.Ceylanpınar ilçesindeki Maden Mahallesi’nde de bir kişi de korona virüsü tespit edilmesi üzerine mahalle karantinaya alındı.
  • Korona virüsünün geç yayılmaya başladığı ülkelerden biri olan Rusya’da son bir günde hem vaka sayılarında, hem ölümlerde rekor bir artış kaydedildi. Rusya’da son bir günde 6 bin 411 yeni vaka tespit edilmesiyle, toplam sayı 93 bin 558’e yükseldi.  Ülkede son 24 saatte hem vaka hem ölü sayılarında rekor artış kaydedildi. Toplam vaka sayısının 93 bini aşmasıyla, Rusya Çin’in ardından İran’ı da geçti.Putin ülkede yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman olmadığını kabul etti.
  • Avusturya Sağlık Bakanı Rudolf Anschober, 30 Nisan’dan itibaren karantina önlemlerinin hafifletileceğini duyurdu. Sosyal mesafe kurallarına uymak şartıyla, en fazla 10 kişiden oluşan grupların bir araya gelmesine izin verilecek
  • Yeni Zelanda’da beş hafta süren korona virüsü önlemleri hafifletildi. Ülkede korona virüsü vakalarındaki artış yavaşladığında ve istikrar sağlandığında, alarm seviyesi üçe indirildi. Mecburi olmadığı gerekçesiyle geçici olarak kapatılan iş yerleriyle birlikte paket servis yapan kafe ve restoranlar da açıldı ve çok kısa bir süre içinde kafelerle fast food zincirlerinin önünde uzun kuyruklar oluştu
  • İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock;İngiltere ve italya’da 9 yaş altı çocuklarda Kawasaki hastalığının görülme sıklığının artmasının Covid-19 la ilgili olabileceğini ancak yeterli araştırma sonucu olmadığını belirtti.

ÖNLEME VE KORUMA

  • Korona virüs salgınını kontrol altına alıp hafta başında kademeli olarak açılmaya başlayan Almanya’da, virüsün yayılma hızının yeniden yükselişe geçtiği açıklandı. Buna göre, geçtiğimiz hafta 0.9, önceki hafta da 0.7 olan oran, yeniden 1’e yükseldi.
  • Almanya Başbakanı Angela Merkel de geçtiğimiz hafta yaptığı konuşmada R değerinin 1’in üzerine çıkması halinde sağlık sisteminin salgınla başa çıkmakta zorlanacağının altını çizmişti.
  • Maske dağıtımında yeni düzenleme yapıldı. Buna göre kamu çalışanlarına maskeleri valilik dağıtacak. Özel sektörde çalışanlar ise taleplerini iş yerine iletecek. Valilik başvuruda bulunan iş yerlerine maskeleri gönderecek. Kapsam dışında kalanlar yine eczanelerden maske almaya devam edecek.Ancak özel sektördeki şirketlerde en az 10 kişi çalışması şartı var talep oluşturabilmek için.
  • New York merkezli uluslararası yardım örgütü, Afganistan, Suriye ve Yemen gibi savaş bölgelerinde hızla harekete geçilmezse Covid-19 salgınının ciddi boyutlara ulaşabileceğini ortaya koyan bir rapor açıkladı. Dünya genelinde 1 milyar kişinin enfekte olabileceği ve özellikle savaş bölgelerinde 3,2 milyon kişinin virüs nedeniyle ölebileceği uyarısı yapılan raporda, IRC Başkanı David Miliband, “Bu rakamlar bizim için uyarı niteliği taşımalı” değerlendirmesinde bulundu.
  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, kendi koordinasyonunda hazırlanan normale dönüş planının ana eksenini anlattı., özetle şunları söyledi:

“Tüm sektörleri, kamu ve özeli yavaş yavaş, kademeli olarak açma sürecine gireceğiz. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun görüşlerini dikkate alarak, bütüncül bir yaklaşımla çalışıyoruz. Sona gelindi.”

“Her sektör, her işletme, her iş yeri genel kurallara uyacak. ‘Virüsten önceki normale ya da her şey bitti normale dönüyoruz’ değil. Hijyen, maske ve sosyal mesafe kuralları sürecek. Hizmet alan da hizmet veren de dikkat edecek. Kurallara uyulup uyulmadığı konusunda sıkı bir denetim yapılacak.”

“Çalışmamızda her türlü senaryoya göre hazırlık yapıyoruz. Süreç bitmedi, kimse virüs bitti demiyor. Her olasılığa hazırız. Mesela normale dönüş planı hayata geçtikten sonra, olası bir yerde virüs tespit edilmesi durumunda nasıl hareket edileceğine ilişkin protokoller hazırlanıyor.”

“Böylece ilgili tüm kurumlar, böyle bir durumda ne yapılacağını biliyor olacak. Panikle, apar topar değil şimdiden şartlar belirleniyor. Bunlar rehber haline getirilerek ilgililere verilecek.”

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • NewYork-Presbyterian Allen Hospital’da görev yapan Lorna Breen Covid-19 tanısı alıp iyileştikten sonra evinde izolasyon sürecindeyken intihar etti.Sağlık çalışanlarında pandemiye bağlı post tramvatik stres bozukluğu sıklığı arttı.
  • Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi’nde görev yapan hemşire Tuğba Kuşdemir (35) tedavi gördüğü koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

SAĞLIK MUHALEFETİ

  • Fethiye, İzmir, Diyarbakır’daki bazı hastanelerdeki hekimler yapılan Covid-19 ek ödemesini hastanedeki ödeme yapılmayan sağlık çalışanları ile bölüştü.
  • TTB Asistan Hekim ve Genç Uzman Kolu ek ödemeler ve nöbet ücretleri ile ilgili twitter eylemi gerçekleştirdi.
  • Ankara Tabip Odası Şehir hastanesinde başlayan ve diğer yerlerde de ödenmeyen nöbet ücretleri ile ilgili basın açıklaması yapacak.
  • Robert Koch Enstitüsü (RIK) Başkanı Lothar Wieler;sürü bağışıklığının savunulmasının safça ve tehlikeli olduğunu ve kontrollü sürü bağışıklığına geçmenin düşünülmediğini belirtti.
  • TTB COVID-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Ölüm sayılarının beklenen artışı göstermemesi memnuniyet verici olmakla birlikte, dünyanın diğer ülkelerinde gözlenen örüntü ile örtüşmemesi dikkat çekiyor” dedi. Yaptığı açıklamada sağlıkta dönüşüm adı altından sağlık ocaklarının listeli aile hekimliklerine dönüştürülmesinin salgın sırasında hasta takibini zorlaştırdığından bahsetti. Sağlık Bakanlığı’nın PCR testi pozitif olanlar dışında hiçbir olguyu ve ölümü açıklamaması, COVID-19 pandemisi sırasında olgu sayılarının ve ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açabileceğini vurguladı.
  • TTB Konsey Başkanı Sinan Adıyaman sağlık çalışanlarına teşekkür videosu yayınladı.
  • KESK Antalya Şubeler Platformu tarafından oluşturulan İl Salgın İzleme Komisyonu Nisan ayı Covid-19 raporunu yayınladı. Raporda Antalya’da 27 sağlık emekçisi (11 doktor, 16 hemşire-temizlik-güvenlik-klinik destek personeli) Covid-19 tanısı alıp tedavi edildiği belirtildi.

TOPLUMSAL MÜCADELE

  • Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN),corona pandemisiyle birlikte gelişen süreçte ev işçilerinin çalışamadıkları için mağdur olduklarını, belediyelerden kumanya dağıtmak vb yardımlar için arandıklarını ancak bunun yeterli olmadığını söylediler.65 yaş üstü bakımı için istihdam talep ettiler.
  • BM Nüfus Fonunun Raporu: BM’nin açıkladığı veriler 193 ülkeyi kapsıyor ve rapor edilmesi beklenmeyen olası vakaları da içeriyor.
  • Uzmanlara göre karantina önlemlerinin devam ettiği üç ay için 15 milyon daha aile içi şiddet vakası yaşanacak.
  • Salgın nedeniyle şiddeti önlemeye yönelik programların kesintiye uğraması ve kaynakların başka alanlara yönlendirilmesi yüzünden 2030’a kadar engellenebilecek vakaların sayısı üçte bir oranında azalacak.
  • Düşük ve orta gelirli 114 ülkede koronavirüs önlemlerinin üç ay devam etmesi halinde 44 milyon kadın da doğum kontrol haplarına erişemeyecek. Bunun bir milyon istenmeyen hamilelikle sonuçlanabileceği belirtiliyor.
  • CHP, HDP, EMEP, Sol Parti tüm emekçilere 1 Mayıs günü her yerde 1 Mayıs kutlaması çağrısında bulundu. CHP, HDP, EMEP, Sol Parti temcilcileri, özellikle zorunlu olmayan üretimin durması, ücretli izin ve zorunlu çalışacak işyerlerinde üst düzey önlemlerin alınması taleplerinin hayati olduğunu vurguladı. 1 Mayıs’ın hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla birleştirilmesi nedeniyle partiler, tüm emekçilerin o gün bulunduğu her yerde 1 Mayıs kutlaması çağrısında bulundu.
  • Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi 1 Mayıs nedeniyle “Kapitalizme, salgına karşı çarkları durdur!” başlığıyla yaptığı basın açıklaması yaptı. “Artık Yeter! Bu salgına dur de! Çarkları durdur!” çağrısının yapıldığı açıklamada, ”Artık bir çağ dönümünün eşiğindeyiz. Sermayenin kanlı sömürü düzeninin karşısına, emeğin özgür dünyası, kardeşliğin, dayanışmanın dünyası çıkacak. Emekçiler, ezilen halklar, göçmenler, kadınlar ölüme terk edilmeyecek. Eskisi ölüyor, yenisini hep birlikte kuracağız! Bu düzen gidecek, sosyalizm gelecek!” dendi.
  •  EBA’da Jiyan isminin “uygunsuz ve yasaklı” olarak tanımlanmasına tepki gösteren Kürt yazar Qahir Bateyî, “Birleşme ve güçlü bir strateji bu asimilasyon politikalarını kırabilir. Yoksa daha çok Jiyanlarımız ‘yasak’ ve ‘uygunsuz’ olur” dedi.
  • İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Sirkeci, Tuzla ve İkitelli’de 1 Mayıs dolayısıyla açıklama gerçekleştirecek. 

YENİ YAŞAM

  • Venezuela sınırı yakınındaki Brezilya Amazonu’nun ücra bir köşesinde yaşayan 15 yaşındaki bir çocuk, 19 Nisan günü Covid-19 nedeniyle öldü. Otuz beş bin kişilik Yanomami halkının bir üyesi olan çocuk, şu anki salgın sırasında Brezilya’nın yerli toplulukları arasında bilinen ilk kayıptı. Ve şimdi Covid-19’un Amazon’da hasara yol açacağı yolundaki korkular artıyor.
  • Amazon’daki yerli federasyonları, hükümetin harekete geçmesinden çok daha önce, salgını ve sosyo-ekonomik sonuçlarını hafifletmek amacıyla kapsamlı kampanyalar başlattılar.
  • Amazon’daki yerli kabileler sorunları kendi başlarına halletmeye çalışıyorlar. Ulaşım yollarını kapatıyor ve ormanın derinliklerine çekiliyorlar. Mümkün olduğunca atalarının topraklarına, bazen de kültürel veya manevi öneme sahip yerlere çekiliyorlar.
  • Salgınla birlikte yerel üretimin desteklenmesi için öncelikle kümes hayvancılığı ve tohum desteği başlatan Kars Belediyesi, tüm ilçelerinde üreticilerin dahil olacağı kooperatifleşme çalışmalarına başladı. Üretici ve tüketiciyi destekleyen Kars Belediyesi’nin Karsbel markalı ürünleri, Bizim Değirmen Kooperatifi aracılığıyla artık Ankara’da ulaşılabilir olacak. 

GÖRÜŞLER

  • İstanbul‘da, Eminönü Sirkeci gibi turistik bölgelerde turistlerin olmamasından kaynaklı sakinlik göze çarpıyor. Başta nimet abla olmak üzere milli piyango bayilerinin önünde fiziksel mesafe kuralına uyarak bilet almayı bekleyenlerin görüntüsü ilginç. Milli piyango, spor toto, sayısal loto, iddaa yönelimlerde son 5 yılda gözle görünür bir artış var. Alım gücü ve emek karşılığı elde edilen paranın sürekli enflasyonla erimesi bu yönelimi daha da arttırıyor. Ayrıca gençlerin maske kullanımı gibi tedbirleri ya çok abartılı olarak uyguladığı ya da hiçbir tedbire dikkat etmediği de göze çarpıyor.

EKLER

  1. İstatistiklerin ardında tutamadığımız yasımız: “Göremediğimiz, tanıyamadığımız ve anısını yaşatamadığımız ölüler, iki arada bir derede kalan hayaletlere dönüşüyor; Ölüm Terbiyesi (2018) kitabının yazarı, sanat kuramcısı Prof. Dr. Zeynep Sayın ve psikiyatr Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu ile yapılan görüşmede devletlerin salgınla mücadelede ‘görünmez bir düşmanla savaş’ tanımlamasının kullanmasının anlamsız olduğu,salgın hastalıklara savaş ve düşman algısıyla yaklaşmanın yersiz olduğu belirtildi. Elias Canetti’nin “Bir ölü artı bir ölü iki ölü değildir” sözü devreye giriyor. Ölüm, sayı ile ölçülebilir bir şey değildir çünkü her canlı biricikliği ile vardır. Tüm bu istatistiksel ve nüfussal tanımlamalar, ölümün biricikliğini elinden alıyor. Şu an ölülerimizi tanıyamamak ve onların hatıralarını yaşatamamak, ölülerimizi tıpkı virüs gibi tanımı olmayan bir şeye dönüştürüyor.Tehlikenin ne olduğunu, nerede olduğunu ve yaygınlığını bilmiyorsanız, sizinle siz farkında olmadan bir ilişki içerisinde olabilecek bu tehdit daha da korkutucu olacaktır. Bu yüzden yetkililer öncelikle tüm topluma karşı dürüst ve şeffaf olmalı, hakikatten korkmamalıdır. Çünkü hakikatin her zaman iyileştirici etkisi vardır. Şu an yaşadığımız şey ölülerimizi tanıklıklar yoluyla ortak bilinç altındaki kolektif yasa dahil edememe hali. Zaten yüzleşmeme, yarayı ve travmayı sürekli açık tutma ve dolayısıyla kapatamama geleneğinden gelen bir ülkeyiz. Şu anki kayıplarımız ve ölülerimiz de tıpkı cumartesi annelerinin çocukları gibi… Birdenbire evden çıkıyor ve üç gün sonra ölüyorlar. 
  2. Nicole Aschoff:Covid-19 feministler için bir uyarı işareti olmalı; Salgın sırasında tüm dünyadaki kadınların çektikleri ve kırılganlıkları hayli kendine özgü, ama birkaç ortak başlık var. Sıkıntının asıl kaynağı dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kadının zaten eksik olan gelir kaynağını kaybetmesi. Hem zengin hem de fakir ülkelerde, düşük ücretli işlerde büyük çoğunlukla kadınlar çalışıyor. Bu işler, sosyal mesafelenme çabaları sırasında kolaylıkla kaybediliyor ve çoğu zaten yoksulluk sınırında yaşayan kadınlara yemek alma ya da faturalarını ödeme imkânı kalmıyor. Güvencesizlik, tehlikeli çalışma koşulları ve evdeki eşitsiz iş bölümü baskısına ekleyeceğimiz bir şey de dünya çapında kadınlara karşı ev içi partnerleri ve aile üyeleri tarafından uygulanan şiddetin artışı. Bazı ülkeler bu artışı kontrol etmek için çaba sarf ediyorlar. Örneğin, Fransa boş otel odalarını, şiddet uygulayan partnerlerinden kaçan kadınlar için sığınma evleri hâline getirdi. Birçok ev içi şiddet sığınma evleri enfekte riski, çalışan eksikliği ya da resmî emirler nedeniyle kapatılıyor ve kapana kalmış ve korkmuş kadınlar çoğunlukla bir yardım çağrısında dahi bulunamıyor. Bu nedenlerle; Temel kazanımları savunmalı ve onlar için örgütlenmeliyiz. Ancak, kriz zamanlarında tüm kadınların güvenebileceği sağlam programlar ve ağlar, taş duvarlara sahip destek ve dayanışma alanları oluşturmamız gerekiyor. Bu kriz, tüm feministlerin karşılık vermesi gereken bir uyarı işareti oluyor.
  3. Bilim insanları:Doğanın tahribatı durmazsa,daha ölümcül ve yıkıcı salgınlar gelecek; Dünyanın önde gelen biyoçeşitlilik uzmanları, ‘salgınların altındaki asıl neden’ olarak tanımladıkları ‘vahşi dünyanın kontrolsüz tahribatının’ hızla durdurulmaması halinde, koronavirüs salgınını çok daha ölümcül ve yıkıcı salgınların izleyeceği uyarısında bulundu. “Yaygın ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz genişlemesi, yoğun çiftçilik, madencilik ve altyapı gelişimi ve vahşi türlerin sömürülmesi hastalıkların yayılması için ‘mükemmel fırtına’ bir yarattı” . Bu durumun kentleşme ve küresel hava seyahatlerindeki hızlı büyümeyle birleşerek, Asya’daki yarasalarda görülen zararsız bir virüsü insanlarda “görülmemiş bir acıya dönüştürdüğü” ve dünya genelindeki toplumları ve ekonomileri durdurduğu belirtildi. “Bugün yaptığımız seçimlerin olası etkileri konusunda aşırı derecede dikkatli olmazsak, gelecekteki pandemiler büyük ihtimalle daha sık olacak, daha hızlı yayılacak, daha büyük bir ekonomik etkisi olacak ve daha çok sayıda insan öldürecek.” Uzmanlar “Çevre standartlarını gevşetmek ve yoğun tarım, havayolu, fosil yakıt bağımlı enerji sektörlerini güçlendirmek siyaseten faydalı olabilir, ancak bunu acil ve köklü değişiklikler olmadan yapmak, özünde gelecekteki pandemilerin ortaya çıkmasını sübvanse eder” dedi. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52450456
  4. Küresel gıda sistemi göçmen işçilerin omuzlarında; Küresel gıda sistemi, tarımsal işgücünün büyük bir bölümünü oluşturan göçmen nüfusa dayanmakla kalmayıp, bu göçmen emeğinin sorunsuz bir şekilde çalışmasına bağlanmış durumda. Ancak pandemi koşulları, hem zaten ağır sömürü koşulları altındaki göçmen işçileri hem de gıda üretimini ve tedarik zincirini riske atıyor. İngiltere’nin en büyük üretici tedarikçilerinden biri olan G’s Fresh, Nisan ayının ortasında Romanya’dan İngiltere’ye mevsimlik işçi taşıyacak bir uçak kiraladığını ilan etmişti. İngiltere’nin vatandaşlarına gıda sunabilmek için doğu Avrupa’dan işçi getirme ihtiyacı, ülkenin gıdasının düşük ücretli, güvencesiz göçmenlere dayandığını yeniden gösterdi. Benzer şekilde, İspanya’da meyve ve sebze üreticilerinin endüstri grubu olan Fedpex, ülkenin Mayıs ayında 18 bin, Haziran ayında 28 bin göçmen işçiye ihtiyacı olacağını tahmin ediyor.Bunun çözümü olarak da İspanya bir Kraliyet kararnamesi ile, 100 bin ila 150 bin arasında işsizin ve belgesiz göçmenin gıda hasadında çalışmasına izin verdi. https://avrupaforum1.org/kuresel-gida-sistemi-gocmen-iscilerin-omuzlarinda/
  5. Onlar ki sayıları dünya genelinde 100 milyonları aşan, toplumun en güvencesiz ve en kırılgan grupları arasında yer alan ev işçileridir. Dolayısıyla ev işçilerinin koronavirüs döneminde özel yaşamlarında ve çalışma yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar, Ev İşçileri Dayanışma Sendikası adına hazırlanan bu raporda dile getirilmeye çalışılmıştır. Kısacası bu rapor aracılığıyla, emekleri görünmez, değersiz, kırılgan, güvencesiz kılınan ev işçilerinin yani en alttakilerin hikâyelerine yer verilmiştir. http://www.evid-sen.org/2020/04/23/evid-sen-covid-19-raporu-peki-en-alttakiler/
  6. Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının sivil toplum kuruluşlarına etkisi üzerine bir anket raporu hazırladı. Ankete katılan 170 STK’dan 98’i kuruluş türünü dernek, 59’u vakıf, 5’i inisiyatif, 3’ü kooperatif, 3’ü platform, 1’i sosyal girişim ve 1’i ise üst kuruluş. Salgının kuruluşlarının faaliyetlerine olan etkisine yönelik soruya katılımcıların yüzde 75’i seminer, konferans ve gösteri gibi organizasyonlarını iptal ettikleri cevabını verdi. Kuruluşların yüzde 43’ü salgının kaynak geliştirme faaliyetlerini etkilediğini aktarırken, yaklaşık üçte biri de (yüzde 29) tüm faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldıklarını aktardı. Ayrıca “Salgını mevcut çalışma alanınıza ek olarak, farklı bir alanda faaliyet yürütme/ savunuculuk yapma konusunu gündeme getirdi mi?” sorusuna ankete katılan STK’ların yüzde 57’si “Hayır, getirmedi” cevabını verdi. http://m.bianet.org/bianet/yasam/223549-koronavirus-nedeniyle-stk-larin-yuzde-29-u-tum-faaliyetlerini-durdurdu
  7. Koronavirüs Yeni Bir İşçi Sınıfını Nasıl Yaratabilr-Olga Kazan; Şu son birkaç hafta içinde, kişinin enfeksiyon riskinin, mensubu olduğu sınıfa ne kadar da bağlı olduğunu gördük. Tüm gelir gruplarından insanlar işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya olsa da evden çalışabilenlerin hastalanması daha az olası. Bu arada hala çalışacak bir işi olan düşük gelirli işçilerin diğer insanlarla dar mekânlara sıkışması daha olası. Örneğin market kasiyerleri, sağlık çalışanlarının dışında, koronavirüse en yüksek maruz kalma olasılıklarından birine sahiptir. George Mason Üniversitesi’nde kamu politikası öğretim üyesi ve The New Minority’nin yazarı olan Justin Gest, “kendi kendini izole etmenin iktisadi bir lüks olduğunu” söyledi. Hala işi olan işçi sınıfından insanlar için “çalışma koşulları, virüse maruz kalacakları yerlerde bedensel olarak bulunmalarını muhtemelen zorunlu kılar.” Salgınlar ve diğer doğal felaketler var olan bölünmeleri hem görünür kılma hem de güçlendirme eğilimindedir. Harvard’da kamu yönetimi öğretim üyesi olan Peter Hall, “Toplumumuzda, işlerini koruyabilen ve evden çalışabilen bizlerle, işlerini kaybeden ya da virüs tehlikesiyle yüz yüze çalışanlar arasında bir bölünme var. Bunun daha da yoğunlaşmasının güçlü bir olasılık olduğunu düşünüyorum,” dedi. Amazon, Instacart ve Whole Foods işçileri çalışma koşullarını protesto etmek için şimdiden greve gitti. Bu kendi başına oldukça sıra dışı çünkü ABD’li işçiler nadiren greve gider. 2017’de kayda değer sadece yedi iş bırakma eylemi yapıldı. Belli başlı 15 salgını ele alan bir çalışma, salgınların sonraki otuz yıl için ücretleri arttırdığını saptadı. 541’deki Justinianus Veba Salgını işçi gelirlerinin ikiye katlanmasına neden oldu. Kara Ölüm 1300’lerde Avrupa’yı yerle bir ettikten sonra Kuzey Fransa’daki tekstil işçileri yılda üç kez zam aldı. Eski kurallar altüst oldu: İşçiler önceden soylulukla özdeşleşen kırmızı renkte giyinmeye başladı. Toz duman dağıldığında düşük gelirli işçilerin önceden olduğu kadar güçsüz olma olasılığı elbette bulunmaktadır. Ama tarih, salgının işçiler için – sapkın bir şekilde – iyi olduğu bir öncül sunuyor. Düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı kolektif öfke kalıcı toplumsal değişiklikler üretebilir ve insanlar, yüksek işsizlik dönemlerinde devlet yardımlarını daha fazla destekleme eğilimindedir. Hangi yoldan gideceğimizse, öncelikli olarak, işçilerin “seçkinler” olarak kimi damgalayacağına bağlı. Bu, işçileri bu duruma sokan şirket CEO’ları mı yoksa görece kıskandırıcı karantina koşullarına sahip hesap koordinatörü orta sınıflar mı olacak? İşçilerin öfkesi şirketleri hedef alırsa, şirket politikalarını gereğince değiştirmeye zorlayabilirler. Ama ABD işçi sınıfı, düşmanının profesyonel sınıf olduğuna karar verirse – yılda 50.000 dolar kazanan Bushwick blogger’ları – aslında “seçkin” olmayanlara karşı yanlış yönlendirilmiş bir öfkeye tanıklık edebiliriz. Son olarak, son yıllarda örgütlü emeğin içi öyle boşaldı ki, sürdürülebilir herhangi bir işçi hakları hareketi zor görünmektedir. Buna rağmen yoksulluk ve zenginlik hakkındaki değişmez inançlar şimdiden sarsılıyor. ABD’liler hiyerarşinin tepesindeki yerlerini hak ettiklerine inanarak, zenginliğe uzun süre saygı gösterdi. Bazı çevrelerde ileri sürülen sav, insanların ardiyelerdeki ya da marketlerdeki “çıkışsız” işlerden kurtulmak için basitçe daha çok çalışması gerektiği ya da daha fazla eğitim alması gerektiğidir. Ama günümüzde bu işler, beyaz yakalı şirketlerdeki orta düzey yöneticiliklerden daha hayatidir. Zenginliğe karşı duyulan nefret, alçakgönüllü kasiyerlerin ya da teslimat şoförlerinin ne kadar önemli olduğunu öğrendiğimizde, Occupy düzeyine erişebilir. Bu tür bir değişim, düşük ücretli işlerin bir haysiyet algısı sunduğu, 1950’ler tarzı bir işçi sınıfı görüşüne geri dönüş olabilir. Gest, “O dönem bu işçilerden biriyseniz kendinizi ‘Amerika’nın omurgası, kalbi ve ruhu’ olarak görürdünüz,” diyor. Hiç kimse uzun, ürkütücü bir haftanın sonunda yiyecek getiren bir kişiden daha asli değildir. https://dunyadanceviri.wordpress.com/2020/04/26/koronavirus-yeni-bir-isci-sinifini-nasil-yaratabilir-olga-khazan/
  8. Umudun Tam vaktindeyiz-Nujiyan Yıldırım; Toplumlara hizmet eden tüm öğretiler de  insan, doğanın sahibi, tüketeni değil doğanın bir parçasıdır. Bu öğreti ve inanışlar sayesinde toplumların sosyal, psikolojik bilincinde ekolojik olgular yer edinmiştir. Kurd kültüründe doğaya karşı kolektif bilincin oluşmasında tarım toplumu olmasından kaynaklı olduğu kadar, doğayı anlatan efsane ve hikâyelerin de etkisi yadsınamaz. Küresel salgın felaketini yaşadığımız günümüz dünyasını, neoliberal küresel kapitalist güçler yönetmektedir. Antidemokratik rejimler, koronovirus salgınıyla birlikte bir kez daha asıl telaşlarının sermaye, piyasa ve ekonomik büyüme olduğunu ortaya koydukları zamanlardayız. Ekonomik büyüme uğruna belirli bir nüfusu gözden çıkaran söylemlerini kitlelerin önünde bile dillendirmekten çekinmeyen, bu ırkçı ve otoriter rejimlere karşı, toplumlarda doğa ve insan merkezli örgütlenmeler kaçınılmazdır. 21. yüzyılın başında içinde bulunduğumuz toplum-insan-doğa sorunlarının düğümünü çözecek böylesi hareketlerin başarılı olması için bunları yaratan sistemlere karşı mücadele ile mümkün olur. Mücadelenin ruhunu da yeşil ağaçlar korkmasın diye baltayı paltosunun içinde saklayan çevreci hassasiyeti ve hikâyelerimizden alalım. http://yeniyasamgazetesi1.com/umudun-tanm-vaktindeyiz/
  9. Egemen Medya ve Egemen Siyaset Bizi Virüslerden Koruyamaz-Bülent Şık; Virüsün yol açtığı COVID-19 hastalığını önleyecek bir aşı ya da hastalığın kesin bir tedavisi bulunduğunda her şeyin yoluna gireceği, hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edebileceğimize dair beklenti de ne yazık ki gerçekleşmeyecek. Eğer koruyucu, önleyici tedbirler alınmazsa bir kuş gribi salgını şu an yaşanan SARS-CoV-2 salgınını mumla aratacaktır. Meseleyi ilaç, aşı tartışmalarının ötesine taşımak, salgına yol açan toplumsal koşullar üzerinde durmak gerekiyor. Yaşanan salgın toplumsal hayatta gözlenen çeşitli sorunların bir bileşkesi olarak görülebilir pekâlâ. virüs salgınının en önemli nedenlerinden biri kitlesel-endüstriyel hayvan yetiştiriciliği.Yüz binlerce hayvanın bir arada tutulduğu yetiştiricilik sistemi bakterilerin, virüslerin çoğalması ve yayılması için çok uygun bir ortam oluşturuyor.Bu hayvanları beslemek için kullanılan yemlerin en önemli bileşeni soya ve mısır. Soya ve mısır üretimi için dünya genelinde ormanlar tahrip edilerek sürekli yeni tarım alanları açılıyor. Ormanların tahribi ise yol açtığı diğer sorunlar bir yana çeşitli virüs ve bakterilerin toplumsal hayata geçişini kolaylaştırıyor.Soya ve mısır üretiminde çok yüksek miktarda pestisit kullanılıyor. Pestisit kullanımı biyoçeşitlilğe zarar veriyor, toprağı ve suyu kirletiyor ve zamanla verimlilik kaybına yol açıyor. Sadece pestisit kullanımı bile yeni tarım alanları açılması için yaban hayatın tahribini teşvik eden bir işlev görüyor. Yaban hayatın tahribi ise virüslerin toplumsal hayata sıçramasını kolaylaştırıyor.

Bu bağlamda baktığımızda pestisitler başta olmak üzere tarımda toksik kimyasal kullanımını azaltma, ekolojik üretim yöntemlerini yaygınlaştırma, aile çiftçiliğinin desteklenmesi, yerel üretim-tüketim ağlarının oluşturulması, işçi sağlığını koruma, çocuklar/yaşlılar ve mülteciler gibi toplumsal olarak kırılgan grupların korunması, çevre kirliliğinin engellenmesi gibi birbirinden ayrışık görünen meseleler ve mücadele alanları ile koronavirüs salgını arasında derinden ilişkiler var.

http://m.bianet.org/bianet/saglik/223575-egemen-medya-ve-egemen-siyaset-bizi-viruslerden-koruyamaz

10.HDK SAĞLIK MECLİSİ toplantı raporunu açıkladı.