KORONA GÜNLÜĞÜ 28 NİSAN 2020
GÜNDEM
- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamasını eleştiren Ankara Barosu hakkında jet hızında soruşturma başlattı.
- Asrın Hukuk Bürosu, ailelerin İmralı’da bulunan yakınlarıyla konuştuğunu açıkladı. Aileler, sağlık durumlarının iyi olduğunu belirtirken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ise yaptığı görüşmede ağırlıklı olarak Güney konusunda değerlendirmeler yaptığı ve birlik çağrısında bulunduğu söylendi. Ayrıca sağlıklarına dikkat etmek için İmralı’da bulunan diğer tutuklularla yaptıkları iç görüşmelerin yapılmadığını söylediği bildirildi.
- Belçika’da Çevre, Turizm, Enerji ve Adalet Bakanı Zuhal Demir, ‘Evler saatli bir bomba’ diyerek korona virüs salgını sırasında şiddete uğrayan kadınların sığınabilmesi için otel zinciriyle anlaştı, eczanelerde şifreli destek uygulaması başlattı ve şiddetle mücadele için 280 bin Euroluk kaynak ayırdı.
- Koronovirüs salgınıyla mücadele için Dünya Bankası’nın vereceği küresel hızlandırılmış fondan Türkiye’ye sağlanacak 100 milyon dolar tutarındaki kredi onaylandı. Kredinin kullanım amacı iki ayaklı… Birinci etapta, kredinin 98 milyon dolarlık kısmının, salgından etkilenen vakaların teşhisi için gerekli testlerin temini, acil olarak ihtiyaç duyulan tıbbi cihaz, malzeme ve eğitim hizmetlerinin sağlanması, hastaların takip sistemlerinin güçlendirilmesi ve yoğun bakım tıbbi cihazlarının sağlanması için kullanılması amaçlanıyor. Kredinin 2 milyon dolarının ise idari tasarruflarda kullanması hedefleniyor.
MEVCUT DURUM
- Türkiye’de Covid-19 tanısı konulanların sayısı 112 bini geçti, can kayıpları 2 bin 2.900’ü buldu. Dünyada koronavirüs vaka sayısı 3 milyonu aştı, hastalıktan ölenlerin sayısı da 211 bini aştı. İyileşen hasta sayısı sayısı ise 922 bin olarak bildirildi.
- Birçok ülkenin karantina uygulamalarını yumuşatmaya hazırlandığı bir dönemde DSÖ Başkanı virüs salgınının bitme noktasından hâlâ uzak olduğunu söyledi.
- Financial Times gazetesi, yaptığı bir analiz sonucunda koronavirüs kaynaklı can kaybının açıklananın yüzde 60’ından fazla olabileceğini ifade etti.
- Rusya’da son bir günde 6 bin 198 yeni korona virüsü vakası tespit edildi. Bu veriyle ülkedeki toplam vaka sayısı Çin’i geçti. Ölüm oranları ise düşük seyretmeye devam ediyor. Ülkede son olarak 50 kişinin öldüğü açıklandı.
- Hindistan ve Brezilya’da da toplam vaka sayıları artmaya devam ediyor.
- Yeni Zelanda Başbakanı hastalığın yayılmasını fiilen durdurduklarını belirterek “Savaşı kazandık” dedi. Salgının ilk günlerinden itibaren sınırlarını kapatan ve çok sıkı önlemler uygulamaya başlayan yaklaşık beş milyon nüfuslu ülkede pazar günü sadece bir yeni vaka rapor edildi.
- Bugüne kadar sadece ateş, öksürük ve nefes darlığını Covid-19 belirtisi olarak sayan ABD Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi korona virüsü semptomlarına altı madde daha ekledi: Üşüme, titreme, kas ağrısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı, tat ve koku alma kaybı da eklendi.
- Dünyada yaşlı bakım evlerinde kalan yaşlıların hastalanması ve ölümüne ilişkin haberler artıyor. Hastaneye kabul edilmeme gibi etik dışı yaklaşım haberleri geliyor.
- Yaklaşık 12 bin maden işçisinin fiili olarak çalıştığı Soma’da, Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Kamil Kartal, madenlerde çalışan yaklaşık 200 işçinin koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyurdu. Soma’daki tüm maden işçilerine ve ailelerine test yapılması gerektiğini belirten Kartal, madenlerde salgının yayılması durumunda büyük bir felaketin yaşanacağına dikkat çekerek, üretimin derhal durdurularak gerekli önlemlerin alınmasını istedi.
ÖNLEME VE KORUMA
- 31 büyükşehirde, 1-2-3 Mayıs’ta sokağa çıkma yasağı uygulanacak, 1 Mayıs cuma günü marketler saat 09.00’dan 14.00’e kadar açık olacak.
- Tır şoförlerine yurt dışı çıkış yolu açılıyor: Ticaret Bakanlığı Covid-19 semptomu taşımayan tır şoförlerinin, İran ve Irak sınır kapılarından giriş-çıkışlar hariç yurtdışına çıkabileceğini bildirdi.
- Almanya’nın 12 eyaletinde daha korona virüsü salgınına karşı önlem olarak maske takılması bugünden itibaren zorunlu hale geldi. Ancak ülkede yeterli maske bulunmadığı belirtilirken, bazı eyaletlerde eşarp ve atkıya izin verilmesi tepki çekti.
- İçişleri Bakanlığının genelgesi nedeniyle göçerler de yolculuklarına 1 Mayıs’a kadar ara verdi, bu süreyi hayvanlarını otlatarak geçiriyorlar.
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI
- TTB Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, COVID-19 tanısı veya tedavisi alan sağlık çalışanlarının hastalıklarının meslek hastalığı olarak kabul edilmesinin bir hak olduğunu belirterek, sağlık çalışanlarından hastalıklarının meslek hastalığı olarak bildiriminin takipçisi olmalarını istedi ve Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na birer yazı gönderdi.
- SES İstanbul Şubeleri hala zorla çalıştırılan engelli rapor bulunan ve kronik hastalığı olan sağlık çalışanlarına yönelik bir açıklama yaparak geçen hafta hayatını kaybeden engelli sağlık emekçisi İbrahim Arslan’ı göz göre göre ölüme gönderen Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekiminin derhal görevden alınmasını talep etti. Mevcut sağlık çalışanı açığı için bekleyen binlerce Sağlık Emekçisinin bir an önce atamasının yapılması, güvenlik soruşturmasına takılanların bir an önce görevlerine başlatılması ve ihraç edilen Sağlık Emekçilerinin görevlerine iade edilmesini talep etti.
- İzmir Tabip Odası İzmir’de Covid-19 tanılı sağlık çalışanlarının güncel (26 Nisan tarihli) sayısını yayınladı; 142 hekim, 2 diş hekimi, 137 hemşire/ebe/sağlık memuru, 81 personel, 16 tıbbi sekreter, 23 teknisyen, 30 memur, 6 eczacı, 2 psikolog, 5 güvenlik görevlisi, 1 şoför ve 2 mühendis olmak üzere toplam 447 sağlık emekçisi olduğu bildirildi.
- Ankara Numune Hastanesi’nde çalışan ve koronavirüs nedeniyle vefat ettiği bildirilen Prof. Dr. Refika Ferda Artüz’ün oğlu bir açıklama yaparak annesinin yaklaşık 2 senedir tedavi gördüğü beyin kanseri nedeniyle vefat ettiğini bildirdi.
SAĞLIK MUHALEFETİ
- Pandemi sürecinde iyi hekimlik kriterlerini savunan Urfa Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr Ömer Melik ve Genel Sekreteri Dr Osman Yüksekyayla dün gözaltına alındı, yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrolle serbest bırakılan yöneticiler için sağlık meslek örgütlerinden yoğun tepkiler geldi.
- TTB Trabzon’da saldırıya uğrayan hekim için “Bu şartlarda hekimlik yapılamaz, sağlık hizmeti sunulamaz! Nasıl ki COVID-19 virüsünü yenmeyi başaracaksak, “sağlıkta şiddeti” ülkemizin gündeminden çıkarmayı başaracağız” başlıklı basın açıklaması yayınladı.
- Türk Tabipleri Birliği işyeri hekimlerinin COVID-19 pandemisi ile mücadele kapsamında işyerlerinde yapılması gerekenleri kontrol edebilmeleri amacıyla bir rehber hazırladı. Rehberde, toplum sağlığının korunması ve işyerlerinde çalışanların sağlıklı ve güvenli olacakları bir ortamda işlerini devam ettirebilmeleri temel prensipleri doğrultusunda, işyeri hekimlerinin işyerlerinde uygulayabilecekleri COVID-19 pandemisi ile mücadele yöntemlerine yer veriliyor.
- SES Ankara Şubesi Covid-19 salgını ile görülen sorunlara ilişkin raporları kapsamında yapmış olduğu saha gezilerinde, asistan hekimlerin süreç içerisinde yoğun olarak yaşadığı sorunlara yönelik tespitlerde bulundu.
- Ankara Tabip Odası Asistan hekim Komisyonu ile TTB Asistan Hekim ve Genç Uzman Kolu ek ödemelerdeki adaletsizliğe son verilmesi için 28 Nisan saat 20.00’da Twitter kampanyası düzenleyecek.
- İstanbul Tabip Odası “Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-VI 20-26 Nisan Haftası” başlıklı raporu yayınladı: “Hastanelerde kişisel koruyucu ekipman eksikliği ilk haftalara göre azalsa da sürüyor; Aile Sağlığı Merkezleri açısından sıkıntı daha önce olduğu gibi devam ediyor. Sağlık emekçilerinin sağlıkta özelleştirmeye karşı sürdürdükleri mücadeleyle kamu hastanelerinin korunabilmiş olmasının değeri salgın günlerinde daha iyi anlaşılıyor. Bölge/nüfus tabanlı değil liste tabanlı aile hekimliği siteminde temaslı/hasta takibi zorlukları sürüyor; aynı evde oturan aile bireylerinin bile farklı aile hekimlerine bağlı olmaları, son infaz düzenlemesi sonrasında salıverilenlerin aile hekimi kayıtlarının eski adreslerine göre yapılması takibi zorlaştırıyor.”
- Yunanistan’da, ‘kemer sıkma politikaları’ nedeniyle salgınla mücadelede doktorlara ödenmesi gereken fazla mesai ücretlerini ödemiyor. Atina ve Selanik gibi büyük şehirlerde doktorların mesaileri 30 saatin üzerine çıkabiliyor. Sağlık emekçileri mart ve nisan ayları boyunca, fazla mesailerde geçmiş dönemlere kıyasla yüzde 27 oranında daha fazla başvurulduğunu söylüyor.
- SES Manisa Şube yöneticileri, üyelerine ihtiyaç ve moral amaçlı gıda ikramı için gittikleri Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne Başhekim talimatıyla alınmadı.
- Türkiye Psikiyatri Derneği, TTB ve CETAD Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı ayrımcı açıklamaya ilişkin “Ayrımcılık Salgınla Mücadeleye ve Topluma Zarar Verir” başlıklı bir açıklama yayınladı.
TOPLUMSAL MÜCADELE
- İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs programını açıkladı. Bu yıl kitlesel kutlamalar yapılmayacak ancak emekçiler 1 Mayıs gününe kadar kentin farklı yerlerinde gerçekleştireceği açıklamalarla taleplerini dile getirecek. Talepler ise şöyle:
- Tüm kaynaklar halk sağlığı için seferber edilmelidir.
- İşten çıkartmalar, ücretsiz izinler yasaklanmalı, tüm çalışanlar ücretli izne çıkarılmalıdır.
- Çalışmanın zorunlu olduğu sektörlerde, işçilerin salgına karşı korunması için hekimler ve işçilerin denetiminde önlemler alınmalıdır.
- Salgın süresince tüm faturalar devlet tarafından karşılanmalıdır.
- Kayıt dışı çalışan ve şu anda hiçbir geliri olmayan, işçi-emekçilerin, yoksul halka doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır.
- Tüm hastaneler kamulaştırılmalıdır.
- Salgına karşı toplumun korunması için gerekli kaynak, sermaye sınıfı ve rantiyeye konaca servet vergisi ile karşılanmalıdır. Bu kaynağın kullanımı toplumun denetimine açık olarak organize edilmelidir.
- İnfaz yasasındaki ayrımcılık, devam eden kayyım politikaları ve belediyelerin çalışmalarının engellenmesi üzerinden sürdürülen siyasi baskılar son bulmalıdır.
- Gözaltına alınarak yerine kayyım atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Demir “Salgına karşı örnek mücadele veriyorduk. Halktan su borcunu almayacağız dediğimiz günün ertesinde, adeta çalışmalarımızı önlemek için kayyım atandı. Su kaynakları yeterliyken Batman 10 gündür su sıkıntısı yaşıyor, toplumcu belediyecilik yaptığımız için pişman değiliz” dedi.
- DİSK Araştırma Merkezi DİSK-AR’ın hazırladığı COVID-19 DİSK Raporu’nun üçüncüsü yayınlandı. Rapora göre işçiler arasında COVID-19 pozitif vaka oranı hızla yükseliyor. “işçiler arasında Covıd-19 pozitif vaka oranı Türkiye’nin en az 3,2 katı, işçiler arasında pozitif vaka sayısı daha hızlı artıyor, 60 binden fazla disk üyesi salgından doğrudan etkilendi, en az 535 DİSK üyesi Covıd-19 pozitif.”
- Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Geçmişte yapılan açlık grevi eylemlerinde en azından müzakereler yürütülüyordu ancak şimdi hiçbir iletişim kanalı yok” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini konuşmak için randevu istediğini ve yanıt beklediğini bildirdi.
- Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Dr Gülüstü Salur, önlemlerle yaşlıların yekpare bir kitle olarak değerlendirmesini eleştirdi. “Yaşlılar en çok bağımsızlıklarını özlüyor” “65 yaş üstü bireylerin ihtiyaçlarını ve ikamet ettiği bölgenin koşullarını merkeze alan bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yerele özgü çözümler, genel bir çözümden daha iyi sonuç verecektir.”
- Kargo çalışanları salgın sürecinde çalışmaya devam ediyor. Yurtiçi Kargo çalışanları önce şikayet ve taleplerini duyurmak için kendi aralarında örgütlenmeye başladı, şimdi ise “Patronların Ensesindeyiz” dayanışma ağı üzerinden tüm ülkedeki farklı firmalardan kargo çalışanlarını bir araya getirmeye çalışıyor.
- Korona nedeniyle hiçbir etkinliğin yapılamadığı bir dönemde Bursa’nın Çalı mahallesinde bir anda Hidro Elektrik Santrali inşaatına başlandı. Mahalle halkı Çalı Çevre ve Kültür Derneği (ÇEKÜDER) çatısı altında birleşerek koronaya rağmen yüzlerce kişinin katıldığı eylemler düzenledi.
- Kadıköy’den Fenerbahçe Mahallesi muhtarı Tuba Aldeniz, Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir ve Rasimpaşa (Yeldeğirmeni) Mahallesi muhtarı Sultan Aksu; Üsküdar’dan Acıbadem Mahallesi muhtarı Semra Aydın, Bakırköy’den Kartaltepe Mahallesi muhtarı Didem Koryürek ve Cevizlik Mahallesi Muhtarı Hülya Özdemir ile röportaj-(GazeteDuvar)- Muhtarların yetki alanının kısıtlı olduğunu, bütçelerinin ise olmadığını ifade ediyor ve önemli bir sorun olarak nüfus kayıtlarının kendilerine açık olmamasına değiniyor. Örneğin Covid-19 vakalarının kendilerine resmi olarak bildirilmemesi sorunundan bahsediyor. Aydın, kalabalık bir mahallede bilgilere ulaşım hakkı olmadan iletişim kurmakta zorlandıklarını ekliyor. Bu koşullara rağmen muhtarlıklarda çok sayıda dayanışma örneği sergileniyor.
YENİ YAŞAM
- Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi (CREA), geçmişte ve günümüzde hava kirliliğine maruz kalan bölgelerde, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının yayılımı ve etkilerinin arttığını belirtti. Yüksek seviyedeki hava kirliliği, vücudun hava yoluyla taşınan virüslere karşı doğal savunmasını etkiliyor ve insanların viral hastalıklara yakalanma olasılığını arttırıyor. Bu durumun COVID-19 için de geçerli olduğu tahmin ediliyor. Bu da, hava kirliliğine maruz kalmanın hastalığın yayılımında etkili olduğuna işaret ediyor.
- Dayanışma Ağları ve Mücadele Üzerine- Ergin Çevik- (Sendika.org) “Halk koronavirüs krizi ve iktidar saldırısı karşısında dayanışma ihtiyacı hissederken, dayanışma ağları da yardım faaliyetlerinde açığa çıkan boşlukları doldurma amacıyla değil, halkın hayatın öznesi olarak birbirine tutunmasını sağlama ve mücadelesini örgütleme amacıyla hareket ediyor” … “Dayanışma ağları ve Gezi forumları arasındaki temel farklardan birini de ortaya çıktığı dönemin özelliklerine bakarak görebiliriz. Dayanışma ağları Gezi forumları gibi bir ‘yenilgi-geri çekilme’ sürecinin örgütü değil. Aksine koronavirüs salgını ile birlikte bugün tüm dünyada kapitalizm sorgulanıyor. Kapitalizm ileride kısa ve orta vadede kendini onarır mı sorusu tartışma götürür. Ama bugün baktığımızda sorgulanan kapitalizm ve onun kurumlarıdır. Dayanışma ağları da bu sürecin örgütüdür.”
GÖRÜŞLER
Ata Soyer Sağlık Politika öğrencisi ve TTB Merkez Konsey üyesi Dr Halis Yerlikaya: “Virüsün Haziran ayında kontrol altına alınması bu koşullarda bile gerçekçi değildir. Henüz aşısı olmayan, herhangi bir tedavisi bilinmeyen bir enfeksiyon etkeni ile karşı karşıyayız. Toplumun tamamı bulaşıcılığı çok yüksek olan bu enfeksiyona karşı duyarlı durumundadır” “Ekonomik ve toplumsal kimi gerekçelerle karantina koşullarının gevşetilmesi durumunda, örneğin 65 yaş üstü insanların dışarı çıkması, fiziksel mesafeye uyulmaması durumlarında yeniden bir alevlenme ve toplum içerisinde hızla enfeksiyonun yayılma olasılığı vardır. Dolayısıyla bugünden yarına salgının tamamen kontrol altına alınması ve yaşamın olağan eski haline dönmesini beklemek gerçekçi değildir. Veriler sınırlı olmakla birlikte bir süre daha alınan önlemlerin etkinliğine bağlı olarak bu şekilde hastalığın seyretmesini beklemekteyiz.”
EKLER
Dr. Ece Öztan ve Dr. Özgün Biçer röportajı (Politik Akademi): Koronavirüsün cinsiyeti – Farklı kadınlık halleri salgından nasıl etkileniyor? (https://medyascope.tv/2020/04/26/politik-akademi-16-dr-ece-oztan-ve-dr-ozgun-bicer-ile-koronavirusun-cinsiyeti-farkli-kadinlik-halleri-salgindan-nasil-etkileniyor/)
Müge Yetener- (Çatlak Zemin)- Masrafları Kim Ödeyecek?- “Hastalıkların birdenbire ve nedensiz oluştuğunu düşünmüyor ya da her şeyi doğuştan getirdiğimiz özelliklere bağlayıp işin içinden çıkmıyorsak bedende hastalıkları oluşturan mekanizmanın nerede ve nasıl bozulduğuna bakmak; neden o insanda değil, şu kişide olduğunu düşünmek ve vücudun kendi kendini onarma, düzenleme mekanizmasını harekete geçirmek üzere örgütlenmiş bir tıbba ihtiyacımız var. Sadece ilaç yazabilmek için hastalıklara son bir isim veren, nedenlerine eğilmekten uzak tıp eğitimi üzerine düşünmemiz gerekiyor.” … “Bilimin bağımsızlığı düşüncesi bir kere sarsıldığında çorak bir çölde zeminsiz bırakılma, hurafelerin ya da bilimdışı uygulamaların kucağına düşme, şarlatanlığa teslim olma korkusu yüzünden bağımsızlığı sorgulamaktan uzak duruyoruz. Korkular nedeniyle var olana teslim olmak tercih ediliyor. Oysa tıp dediğimiz uygulamalar bütünü, bilimden kaynak alsa da her zaman bilimin kendisi olmayabiliyor. Sıklıkla var olan politikalardan, siyasal tercihlerden, patriyarkal geleneklerden etkileniyor. Bilimin bağımsız olabilmesi için, binlerce dolarlık araştırma fonlarının şirket kârları için değil, halk sağlığı yararına yapılan yayınlara harcanması; bilime yön veren bilim insanlarının da işsizlik tehdidinden uzakta, gerçek bilimsel tercihlerle halk sağlığı yararına yayınlar üretmesi gerekiyor.” (https://www.catlakzemin.com/masraflari-kim-odeyecek/)
Pınar Okyay- (T24)- Covid-19 nedeni ile bir kez daha ezberimizi bozan bir bilim insanı: John P.A. Ioannidis: “Ioannidis bu konuda ilk kez, 17 Mart’ta bir görüş bildirdi. Dedi ki, “Bu bir fiyasko: Koronavirüs pandemisi ile ilgili güvenilir veriler olmadan kararlar veriyoruz”… “Ioannadis’in dikkat çektiği pandemi ortamı nedeni ile normaldeki değerlendirme sürecinden de geçmeyen yayınlarda çok fazla hata olabilmesi. Üstelik dergiler yeni bir makaleyi yayınlama konusunda hiç bu dönemdeki kadar istekli olmamıştı.” … “Beşinci olarak, alınan aşırı önlemlerin hangi bilimsel temellere dayandığını sorguluyor. Bu tip aşırı önlemler ile ilgili ne yazık ki kanıt eksikliğinden bahsediyor. El yıkama ile ilgili öneriler en çok işe yarayanı, kanıta dayalı biliniyor. Ama baştan beri yaptığımız sınır girişlerindeki taramalar bir sistematik derlemede-çok önemli bir çalışma türü- faydalı bulunmamış örneğin. (İşte tam da bu nedenle ‘ülkemizde daha çok kanıt üreten araştırmalar yapmalıyız’a geliveriyorum hemen. Müdahale araştırmaları halk sağlıkçılar arasında artıyor. Bu çok sevindirici bir durum çünkü gereksinim duyduğumuz kanıtlar en çok bu araştırmalardan geliyor.)” (https://t24.com.tr/yazarlar/pinar-okyay/covid-19-nedeni-ile-bir-kez-daha-ezberimizi-bozan-bir-bilim-insani-john-p-a-ioannidis,26389)
Deniz Kimyon- Sorunsal Mekan: Şehir Hastaneleri- “Salgınla mücadele anında şehir hastanelerini kapasiteleri, büyüklükleri, yeni inşa edilmiş olmalarıyla, yeni tıbbi teçhizatı vesaire ile doğru, gereksinim duyulan projeler olduğunu düşünerek meşru kabul edemeyiz. Neden? Cevap aslında, şehir hastanelerinin (projeleri) ne olduğunda yatıyor.” … Böylelikle, üretilen maddilik ve sermaye ilişkileri üzerinden güç hakim kılınmaya çalışılmaktadır. Tam da pandemi sürecinde, AKP bu mekanlar üzerinden iktidarını diri tutmaya çalışmakta, bu alandaki kentsel müdahalelerini meşru kılmaya çalışmaktadır.” … “ Mülksüzleşme yoluyla sermaye birikimi, AKP döneminde büyük ölçekli kentsel altyapı, enerji, ulaşım, alışveriş merkezleri, konut gibi projelerin üretilmesiyle elde edilmektedir. Şehir hastanelerini merkeze alan bir ağ haritasında bu proje ile hangi sermaye gruplarına kaynak aktarıldığı aşağıdaki görselde gösterilmektedir.” … “Şehir hastaneleri projeleri ile birlikte gerçekleştirilen kamu sağlık hizmetinin tasfiyesi, Türkiye’nin bugün salgınla mücadeleki en zayıf noktalarından biri. Çelişki bugün daha da belirginleşti. Şehir hastaneleri projelerinin icadı dolayısıyla, siyasi iktidarın salgınla mücadelede hareket kabiliyeti sınırlı. Etkili politika ve program üretilememesinin temel sebeplerinden biri sağlık sistemindeki dönüşüm ve bunun büyük bir ayağı olan şehir hastanelerinin finansal kurgusu.” … “Şehir hastaneleri projeleri, merkezi yerler kuramına aykırı bir oluşumdur ve Covid19 salgını göstermiştir ki, “şehircilikte benimsediğimiz sağlık hizmet alanlarının örgütlenmesindeki dengeli olarak mekansal dağılım, sağlık alanlarının biçimsel ölçeği ve erişilebilirliği bir kez daha anlam kazanmıştır. Büyük ve sınırlı sayıda yeni hastaneler yapmak ve insanları bu sınırlı mekanlara yönlendirmek yerine, (öngörülen) vaka sayılarına göre yerleşimlerde küçük ve kent bütününde yaygın olan sağlık hizmet alanları (altyapısı ve tıbbi teçhizata uygun) kurgulanmalıdır.” … “sağlık emekçilerinin şehir hastanesinde çalışırken, yapının biçimsel özellikleri dolayısıyla artan emek-zaman kapsamında artan yürüme mesafeleri, çok yorulup, yıprandıkları idi. Emeğin yeniden üretimini amaç eden bir alanın, sağlık hizmet alanının, bizatihi bu mekanın biçimsel nedenlerinden ötürü içerisinde çalışan emekçilerin daha da çok sömürülmesine neden olması oldukça çarpıcı bir çelişki. Şehir hastanesinin mekanı olağan durumda bu kadar sorunlara içkin iken, aşırı bulaşıcı bir virusün etkili olduğu bu salgın gibi olağandışı dönemde, emek yoğun olan salgınla mücadele döneminde şehir hastanesindeki çalışma koşullarının daha ağırlaştığı ifade edilebilir.” (http://kenthali.org/yazi-detay.php?entry_id=58)
Mahmut Üstün- (GazaeteDuvar)- Devlet Kapasitesi mi dediniz?: “Tam da bu anda aklımıza kaçınılmaz olarak şu soru takılmaktadır: Otoriterlik ve liberal demokrasi ikilemi yalnızca gerçekleri açıklamakta analitik bakımdan hayli yetersiz kaldığı için değil, acaba aynı zamanda bugünkü egemen devlet anlayışından farklı ve daha başarılı kamusal bir devlet seçeneği olabileceği fikrine açık kapı bıraktığı için mi yerini hızla “devlet kapasitesi” argümanına bırakmıştır? Bu kadar spekülasyona hakkımız olduğunu düşünüyorum” … “Devlet kapasitesi kavramı gerçekten çok ışıltılı; çok parlak; her parlak şey gibi kendisi dışındaki her şeyi karanlıkta bırakarak yalnızca kendisine odaklanmamızı sağlıyor. Oysa bu arada ne oluyorsa işte o karanlık alanda vuku buluyor.” … “Dolayısıyla işin esası bakımından devlet kapasitesi kavramının bir açıklayıcı değeri yoktur. Sürecin bizi gösterdiği en temel olgu bütünüyle sermaye çıkarlarına göre şekillenmiş bir devlet yapısı-sağlık sistemi ile halk sağlığı hizmetleri arasındaki tezatlıktır. Salgınla mücadeledeki göreli başarı ne otoriter-liberal devlet ne de devlet kapasitesi kavramı ile anlaşılamaz. Göreli başarının arkasındaki sır, bazı devletlerin sosyalist ya da sosyal devlet bakiyelerini az da olsa koruyor olmalarındadır.” (https://www.gazeteduvar.com.tr/forum/2020/04/27/devlet-kapasitesi-mi-dediniz/)
İbrahim Kaboğlu ile röportaj-(GazeteDuvar)- “Üç çelişki var. Bu tür bir afta ya da infazda öncelikli olarak yararlanması gereken kesim tutuklular olmalıydı. Çünkü tutuklular, tutuksuz yargılanma hakkının ihlali sonucunda hapishanede tutulan kişilerdir. Tutuklular yerine hükümlülere öncelik verilmiş olması birinci ana çelişkisidir bu infaz yasasının. İkinci çelişki ise böyle bir affın ‘infaz’ adı altında af düzenlemesidir. Afta bütün hukuk sistemlerinin suç saydığı suçlar, eylemler affedilmez. Esasen siyasal suçlar ancak affedilir. Bunun yerine tam tersi yapılmıştır ve adi suçlular affedilmiştir. Üçüncü ise esasen ‘siyasal suçlular’ dediğimiz suçlu kategorisi düşünce suçlularıdır. Siyasal suçlu denen kişi düşüncesi nedeniyle içerde tutulan gazeteciler, avukatlar, öğretim üyeleri, seçilmişledir. Siyasal suçlarla düşünce suçu arasında bir bitişiklik söz konusu. Bunlar benim adlandırmamla ‘sanal’ suçlular. Son ayrım ise terör suçlarına ilişkin… Bu da torbaya koydu. Oysa bu konuda bir ayrım yapmak gerekiyor. Şiddete bulaşmayan suçlular esas itibariyle siyasal suçlu veya düşünce suçluları kategorisinde yer alır. Bunlar seçilmiş kişilerdir, insan hakları savunucularıdır, sivil toplum örgütü temsilcileridir. İşte bu nedenlerle infaz yasası bir af düzenlemesidir. Çelişkilerle doludur. Eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Haliyle anayasaya aykırıdır.” (https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2020/04/27/ibrahim-kaboglu-derin-devletin-nerede-basladigi-belirsizlesiyor/)
Covid19’un ciddiyetine yönelik tahminler: model tabanlı bir analiz-Lancet: COVID19 un şiddetinin belirlenmesi, salgını yavaşlatma stratejilerinin uygunluğu belirlemek ve sağlık hizmetlerinin planlanmasını sağlamak için şarttır. Fakat, doğrudan kaba olum hızının ölen kişi sayısının toplam vaka sayısına bölünmesiyle bulunması yanlış çıkarımlara neden olabilir. Öncelikle, semptomların ortaya çıkışı, bunun saptanması ve raporlanması ile vakanın neticesi arasında 2-3 hafta gibi bir zaman var. Büyüyen bir epidemide, raporlanan vakaların çoğunun nasıl sonuçlandığı genellikle bilinmez. Bu neden epideminin başlangıcında toplam ölümlerin toplam vakalara bölümüyle hesaplanan olum oranları gerçek olum hızlarından daha düşüktür. Ayrıca, epideminin eksponansiyel büyüme evresinde, semptom başlangıcı ve sonuçlanması arasındaki sure sansürlenir ve bu naif zaman aralığı gerçek dağılımın tahmin edilmesini olumsuz etkiler. Tahminleri etkileyen bir diğer faktör de sudur: yeni bir patojenin takibi, özellikle başlarında ve tanı kapasitesi düşükken, kliniği ciddi olan vakalara dayanır. Bu nedenle olum oranlarının tahminleri, hastalığı hafif atlatanların tespiti yapılabilene kadar yüksek gözükür.
-Çin anakarasında salgının başlangıcında meydana gelen COVID-19’dan 24 ölüm alt kümesinden, başlangıçtan ölüme kadar geçen ortalama sürenin 17.8 gün (% 95) olduğu tahmin edildi.
-Çin anakarasının dışında bildirilen 169 vakanın sonuçlarına ilişkin veriler kullanarak, semptom başlangıcından iyileşme zamanına kadar gecen surenin ortalaması 24 .7 gün olarak bulunmuştur.
-Tahmini vaka ölüm oranı, 60 yaşın altında %1.4, 60 yaş ve üstünde % 4.5 olarak bulundu.
Dünyanın farklı bölgelerinden gelen verilerin kapsamlı bir analizinden, Çin’de COVID-19 vaka ölüm oranı için bu çalışmada en iyi tahmin %1.38’dir. Bu değer SARS24 ve Orta Doğu solunum sendromu (MERS) dahil olmak üzere diğer koronavirüslerin tahminlerinden daha düşük kalsa da 2009 H1N1 influenza pandemisi tahminlerinden önemli ölçüde daha yüksektir. Çalışmada, Cin’deki Enfeksiyon ölüm oranı tahmini (%0.66) ülkesine geri donen Wuhan’daki yabancı uyrukluların PCR testlerine dayanmaktadır. Bu değer, 5 Mart 2020’ye kadar Diamond Princess yolcu gemisinde yolcularda gözlenen enfeksiyon ölüm oranı ile tutarlıdır, ancak 25 Mart’a kadar gözlenen yaşa göre düzeltilmiş enfeksiyon ölüm oranınından daha yüksektir. Bu fark, uçuşlarla donen yolcuların hafif enfeksiyonlarının atlanmasından veya gemi yolcularının potansiyel olarak ortalamadan daha yüksek bir sağlık hizmet kalitesi nedeniyle daha iyi sonuçlara sahip olmasından kaynaklanıyor olabilir.
–Vaka ölüm oranı tahmini, bugüne kadar gözlemlenen vakalara ve ölümlere dayanarak Çin’den elde edilen kaba vaka ölüm oranından ve şu anda literatürdeki tahminlerin çoğundan önemli ölçüde düşüktür. Bu farkın temel nedeni, kaba tahminin vakaların ciddiyetini dikkate almamasıdır.
–Çin’den çıkan verilerden, ölüm oranının yaşla birlikte önemli ölçüde arttığı açıktır. Calismanin sonuçları, 20 yaşın altındakilerde çok düşük bir ölüm oranı olduğunu göstermektedir. Bu yaş grubunda çok az vaka olduğu için, bunun erken ölüm riskini mi yoksa duyarlılıktaki farkı mı yansıtıp yansıtmadığı belirsizliğini korumaktadır, ancak erken sonuçlar gençlerin yetişkinlerden daha düşük enfeksiyon riski altında olmadığını göstermektedir. Bu yaş gurubu icin serolojik testlerin artması, hastalığın yayılmasındaki rollerinin anlaşılması için şarttır. Yaşla birlikte şiddetin tahmini artışı, ortalama yaşın 50-60 yaş aralığında olduğu vaka raporlarına açıkça yansıtılmaktadır. Seyahat öyküsü ile tespit edilen daha hafif semptomları olanların, hastane sürveyansı ile tespit edilenlerden ortalama olarak daha genç olduğunu görüyoruz, bu da seçilen farklı örneklemlerdeki farklı sonuçların nedenidir. Dolayısıyla, bu sürveyans yanlılığına yönelik düzeltmemiz, farklı vaka karışımlarına ve demografik nüfus yapılarına uygulanabilecek tahminler elde etmemizi sağlar. Bununla birlikte, bu düzeltmenin, popülasyonda eşit bir enfeksiyon saldırı hızı (yani maruz kalma) varsayımı altında uygulanabilir olduğuna dikkat edilmelidir. Bu çalışmada en doğru vaka bilgilerin popülasyonlarına göre daha fazla vaka sayıları olan 50-59 yas için olduğunu varsayılmıştır; ancak, birçok vaka gözden kaçırılmışsa, vaka ölüm oranı ve enfeksiyon ölüm oranı tahminleri daha düşük olabilir. Enfeksiyon prevalansı ile ilgili rasgele popülasyon anketlerinin yokluğunda, yas spesifik olmayan vaka ölüm oranından enfeksiyon ölüm oranı çıkarımları, Wuhan’dan kendi ülkelerine donenlerin verilerine dayanmaktadır. Diamond Princess’te asemptomatik olan enfekte bireylerin bildirilen oranı, bu yaklaşımı destekleyerek yaşa göre önemli ölçüde değişmemiştir, ancak gelecekteki daha büyük ölçekli surveyans ve seroprevalans araştırmaları bu tahminler için daha önemli olacaktır. (orijinal metin: https://www.thelancet.com/pdfs/journals/laninf/PIIS1473-3099(20)30243-7.pdf)
- SES İstanbul Şubeleri’nin engelli raporu bulunan ve kronik hastalığı olan sağlık çalışanlarının çalıştırılmasına dair yaptığı basın açıklaması(https://ses.org.tr/2020/04/istanbul-subelerimiz-kronik-hastaligi-olan-ve-60-yas-ustu-tum-saglik-emekcileri-idari-izne-tabi-tutulmalidir-bir-arkadasimizi-daha-kaybetmeye-tahammulumuz-yok/)
- SES Ankara Şubesi Asistan hekimlerle ilgili rapor (https://ses.org.tr/2020/04/ankara-subemizden-salginla-mucadelede-asistan-hekim-raporu/)
- TTB İşyeri hekimleri için rehber https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=3665418c-887c-11ea-911b-f85bdc3fa683&utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook
- İstanbul Tabip Odası “Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-VI 20-26 Nisan Haftası” başlıklı raporu: https://www.istabip.org.tr/koronavirus/Haberler/5771/korona-gunlerinde-istanbul-da-saglik-vi-20-26-nisan-haftasi-raporu
- TPD-TTB-CETAD “Ayrımcılık Salgınla Mücadeleye ve Topluma Zarar Verir” basın açıklaması-https://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/274202018734-AyrimcilikSalginAciklama.pdf
- TTB’nin “COVID-19 Tanısı veya Tedavisi Alan Sağlık Çalışanlarının Hastalıklarının Meslek Hastalığı Olarak Kabul Edilmesi Bir Haktır” başlıklı açıklaması için- https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=fe400c4c-8853-11ea-911b-f85bdc3fa683&utm_source=dlvr.it&utm_medium=facebook
- TTB’nin Trabzon’da yaşanan hekime şiddet olayına ilişkin basın açıklaması için: https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=cb5528b2-885d-11ea-911b-f85bdc3fa683