KORONA GÜNLÜĞÜ 27 MART 2021
Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor!
***
Türkiye’de koronavirüs vaka sayısının 3 milyonu aştığını duyuran TTB Merkez Konseyi, Sağlık Bakanlığı’nın başarısız olduğunu kabul etmesini ve tüm sorumluların istifa etmesini istedi. Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi, pandemi sürecine dair online basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, önlenebilir ölümlerin her gün arttığını ifade ederek, bunun bir “sosyal cinayet” olduğunu söyledi. Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de tırmanışta olduğunu gösterdiğini ifade edildiği açıklamada şu talepler sıralandı:
* Ekonomik ve sosyal tedbir paketleriyle ekonomik sıkıntısı olan yurttaşlar desteklensin.
* Başta yoksul kesimler olmak üzere halka parasız ve nitelikli maske dağıtılsın su ve hijyen ürünleri ücretsiz sağlansın.
* Vaka sayıları başta olmak üzere ölüm sayıları açıklansın. Aşıyla beraber topluma şeffaf bilgiler verilsin
* Gelinen aşamada bilim kurulunun aldığı kararlar açıklansın, alınan kararlar iktidar tarafından uygulansın, uygulanmıyorsa da bilim kurulu buna ortak olmasın ve durumlarını yeniden gözden geçirsin.
* Sağlık Bakanlığı başarısız olduğunu kabul etsin, tüm sorumlular istifa etsin. Başta sağlık örgütleri olmak üzere toplum katılımının önemsenerek dayanışma içerisinde ortak akılla bir mücadele stratejisi yürütülsün.
* Aşıda patentin kaldırılmasına yönelik uluslararası çaba gösterilsin.
* Son haritalamaya göre 100 bin kişiye yeni vaka sayısının 100’ü aştığı şehirlerde seyahat kısıtlaması getirilsin.
* Sağlık çalışanlarının talepleri ve gerekli koşulları karşılansın, Covid 19 meslek hastalığı olarak kabul edilsin.
***
Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 126 milyon 694 bine dayanırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da 2 milyon 779 bini geçti. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısında da yükseliş devam ediyor, 21 milyon 757 binin üzerine çıkan aktif hasta sayısı pandeminin daha da büyüyeceğini gösteriyor.
Dünya genelinde son 24 saatte 630 bin 99 kişide Covid-19 pozitifliği saptandı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 11 bin 572 kişiye yükseldi. Günlük vaka bildiriminde Brezilya yüksek yeni vaka ve ölüm sayısı ile zirvedeki yerini koruyor. Türkiye günlük bildirimlerinde ilk altıda yer alıyor. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Brezilya (82.6 bin), ABD (77 bin), Hindistan (62.3 bin), Fransa (41.9), Polanya (35.1 bin), Türkiye (29.1 bin), İtalya (24 bin), Almanya (21.9 bin), Ukrayna (18.1 bin), Arjantin (12.9 bin), Peru (11.9 bin= ve Macaristan (11.3 bin). Pandemi Avrupa’ya yerleşirken, Asya ve Güney Amerika’da da yükselişe geçti.
***
Salgın kontrol altına alınamıyor, logaritmik vaka artışı devam ediyor. Yeni vaka, ağır hasta, aktif hasta ve can kaybı oldukça yüksek. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 29 bin 81 kişi olup, oldukça yüksek hızda devam ediyor. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 153 kişi, yüksek ölüm hızı da devam ediyor. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 1,253 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 3 milyon 149 binin üzerinde, toplam can kaybı 30 bin 772 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 221 bine dayandı. Test sayısı arttıkça vaka sayısı da artış gösterdi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.
Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısındaki ciddi yükseliş devam ediyor. Dün aktif hasta sayısı 197 bin 285 kişiye yükseldi. Aktif hasta sayısındaki bu ciddi yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayısımız ise 1,810 kişiye yükseldi. Aktif vakanın yükselmesi ile %1’e kadar düşen ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) halen iki buçuk katına yakın! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.
***
Kadınlarla Dayanışma Vakfı’nın Ocak-Şubat raporuna göre pandemi yönetimi en çok kadınları etkiledi. Özellikle göçmen ve anadili Türkçe olmayan kadınların sosyal yardım, hizmet ve korumaya erişimi pandemide güçleşti
***
Hollanda hükümeti, Covid-19 salgını döneminde turizmi açmanın sonuçlarını gözlemlemek için 200 kişiyi Yunanistan’a tatile göndereceğini duyurdu. Hollanda merkezli bir seyahat acentesinin tüm masrafları karşılayacağı ‘tatil deneyi’ için en az 25 bin kişi başvuru yaptı. Hollanda’da koronavirüsle ilgili en büyük saha deneyi: Letonya maçına 5 bin seyirci alınacak. Hollanda’da hükümeti, “Filedlabs” projesi kapsamında bir süreden beri salgın döneminde gösterilerin seyircili olarak nasıl düzenlenebileceğini test ediyor. Bugünkü Hollanda-Letonya maçı, 5 bin izleyici ile en büyük deney olacak. Yerel saatle 18:00’de başlayacak karşılaşmaya bilet alan taraftarlar, son 48 saat içinde alınmış bir negatif PCR testi sonucu göstermeden stada alınmayacak.
***
Spor alanında çalışan bilim insanlarıyla gerçekleştirdiği ankete katılan 749 kadının yüzde 53’ü, pandemi sürecinde adet düzenlerinde değişiklik olduğunu, psikolojik etkilerin arttığını ve daha uzun döngüler yaşayarak adetlerinin geciktiğini söyledi. Jinekolog Anita Singh’in mayıs ayında Instagram’da açtığı ankette de benzet bir sonuç çıktı. Singh, kadınların adet döngülerinde bir değişim veya farklı hormonal semptomlar görüp görmediklerini sordu; 5 bin 677 katılımcının yüzde 65’i ‘evet’ yanıtını verdi. Uzmanlara göre, sürekli stres altında olmak insanları daimi bir ‘savaş ya da kaç’ modunda tutuyor. Böbreküstü (adrenal) bezleri, insan vücudunu tehditlere yanıt vermeye hazır tutmak için beyine stres hormonu kortizonu salgılama talimatı veriyor. Ancak beynin vücüda, pandemi sürecinde ortaya çıkan anksiyete, değişen koşullar, çocukların evde eğitim alması, evden çalışma, ev işleri, yalnızlık veya hastalık endişesi gibi durumlar için sürekli ‘yanıt verme’ ve kortizon salgılama talimatı vermesi, üreme hormonlarını bastırarak normal seviyelerin altına düşürebiliyor. Bu da, düzensiz yumurtlamaya yani adet döngüsünde kesintilere veya bazı durumlarda hiç adet görmemeye kadar varabiliyor.
***
Avrupa ülkelerinde Coronavirus pandemisinin üçüncü dalgasının başladığını söyleyen Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumun ‘endişe verici’ olduğunu kaydetti. Avrupa’da hızla aşılama yapılmasının önemine işaret eden Von der Leyen, “Aşılama artık nihayet istikrarlı bir şekilde ilerliyor. Şimdiye kadar 88 milyon doz teslim edildi ve toplamda 62 milyon doz uygulandı” bilgisini paylaştı. Leyen, “Avrupa’da üçüncü dalganın başlangıcındayız. Birçok Avrupa ülkesinde B-117 (İngiliz) varyantı nedeniyle enfeksiyonlar yeniden artıyor” diye konuştu
***
Türkiye’de vaka sayısının en çok görüldüğü Samsun’da, asker uğurlamak üzere otogarda bir araya gelen yüzlerce kişi, sosyal mesafe kurallarını hiçe saydı. Bölgeye sevk edilen polis ekiplerince, meşale yakarak kutlama yapan kişiler hakkında adli ve idari işlem başlattı.
***
İngiltere’de Ocak ayı başlarında günde 65 bine kadar vuran vaka sayıları geçtiğimiz hafta ortalama 5 bin düzeyine kadar indi, ölümler de günde 1300’lerden 100’ün altına kadar düştü. İngiltere İstatistik Kurumu’nun tahminlerine göre, belirti göstermeyen vakalarla birlikte şu anda 68 milyonluk toplum nüfus içerisinde 100 bin kadar enfekte insan olabilir. Ayrıca 8 Mart’tan itibaren okulların açılmasıyla birlikte çocuklar arasında vakalarda az da olsa bir artış gözleniyor. Ama uzmanlar bu artışın bir kısmının ortaokul düzeyinde öğrencilerin düzenli olarak test edilmesinden kaynaklanıyor olduğuna işaret ediyorlar. Çocuklar arasında test sayısındaki artış ve artık belirti göstermeyen vakaların da tespit edilmesiyle sayılar ister istemez yükseliyor. Fakat çocuklar arasındaki vakalardaki artışın bir kısmının da okulların açılışı ve temasın artışıyla ilintili olduğu düşünülüyor. Bu ise çocukların virüsü henüz çoğu aşılarının birinci dozunu olmamış olan 50 yaş altındaki anne ve babalarına taşıması ve salgının yeniden yayılması anlamına gelebilir.
***
Almanya, Fransa’yı Covid-19 için yüksek riskli bölge ilan etmeye hazırlanıyor. Fransa’nın bazı bölgelerinde son yedi günde 100 bin kişiye düşen vaka sayısı 200’ü üstünde seyrediyor. Covid-19 salgınının bir bölgedeki etkisini belirlemek için kullanılan bu sayı, Paris’in merkezinde bulunduğu Ile-de-France bölgesinde 600’ü bile aştı.
***
Diyarbakır Sağlık Platformu, sağlıkta dönüşüm adı altında sağlığın piyasalaşmasına ve Dicle Üniversitesi Hastanesi’ndeki sorunlara ilişkin Dicle Üniversitesi Hastanesi önünde açıklama yaptı. “Ücretsiz, ulaşılabilir ve anadilde sağlık herkesin hakkı” pankartının açıldığı açıklamada, “Sağlık haktır, cüzdana değil anayasaya bakın”, “Hastalığın kadar değil, paran kadar konuşturmayacağız” dövizleri taşındı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, sağlıkta dönüşüm adı altında, sağlığın piyasalaştığını ve sermayeye peşkeş çekildiğini belirterek, “Paran varsa kapılar sonuna kadar açılıyor. Ama çok iyi biliyoruz ki sosyal devlet anlayışında vatandaşın ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetini almasını sağlaması elzemdir. Zaten halkımızın ekonomik olarak çok zor durumda olduğunu biliyoruz. Bunun yanında sağlık çalışanları da bu maddi haklarını emeğinin karşılığını alamamaktadır. Ülkeyi yönetenler hem vatandaşa hem de sağlık çalışanına gerekli desteği vermeyerek çözüm olarak da sağlık hizmetini paralı hale getirmektedir” diye belirtti.
***
Brezilya’da hakkındaki yolsuzluk davalarında verilen kararların iptalinin ardından 2022 seçimlerinde yeniden aday olmasının önü açılan eski solcu lideri Luiz Inacio Lula da Silva, görevdeki aşırı sağcı başkan Jair Bolsonaro’ya yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Lula, “Salı günü Brezilya’da 3158 kişi hayatını kaybetti. Tarihimizin en büyük soykırımı” ifadelerini kullandı ve toplam ölü sayısının 300 bini geçtiği ülkede Bolsonaro’nun halka pandemi konusunda yalanlar söylediğini vurguladı.
***
Histate adlı distribütör firma; İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Ajansının (MHRA), 20 saniyede sonuç veren Covid-19 testinin kullanımını onayladığını açıkladı. Reuters’in haberine göre, iAbra ve TT Electronics tarafından geliştirilen, ağızdan sürüntü yoluyla uygulanan Virolens testi, Heathrow Havaalanında denendi ve etkili sonuçlar verdi. Yapılan denemelerde testin yüzde 98,1 hassasiyet, yüzde 99,7 spesifisite gösterdiği belirtildi.
AŞI TARTIŞMALARI
TTB Aile Hekimliği Kolu’nun “Aile Sağlığı Merkezi Mekânları İçin Harekete Geçiyoruz” başlığıyla 6 Nisan 2021 tarihinde başlatacağı programla, ASM ve mobil sağlık birimlerinin kötü, uygunsuz mekân ve binalarda hizmet vermesine dur demenin amaçlandığı, pandemi koşullarında daha da belirginleşen bu sorunun çözülmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı’nın görev ve sorumluluğunu yerine getirmeye çağrılacağı aktarıldı.
***
Avrupa İlaç Dairesi (EMA), Covid-19’a karşı geliştirilen BioNTech aşısının geçici olarak eksi 25 ila eksi 15 derecede iki haftaya kadar depolanabilmesine onay verdi. Şimdiye kadar aşının saklanmasında özel soğutucularda eksi 90 ila eksi 60 dereceye izin veriliyordu. Bu durum, özellikle aşının yoksul ülkelere dağıtımı önünde engel teşkil ediyordu.
***
İngiltere’de yapılan bir araştırmada Pfizer-BionTech’in Covid-19 aşısının ilk dozunu yaptıranların yüzde 99’unda “güçlü bağışıklık tepkisi” oluştuğu bildirildi. Araştırma sonuçlarının, ilk dozu yüksek koruma sağlayan Pfizer-BionTech’in Covid-19 aşısının ikinci dozunun uzun süre sonra yapılabileceği görüşünü desteklediği öne sürüldü ve ilk doza öncelik verilmesiyle risk grubunda yer alan daha fazla kişinin korunabileceği bildirildi.
***
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, birçok kuruluşun ve bakanlığın Koronavirüs aşılarının tedariki hususunda şüpheli teklifler aldığını belirterek, sahte aşı satışlarına karşı uyarıda bulundu. Bazı sahte ürünlerin, internet üzerinden Covid-19 aşısı olarak satıldığını belirten Direktör Ghebreyesus, “Suç örgütleri tarafından yeniden kullanılmalarını önlemek için kullanılmış ve boş aşı şişelerinin, güvenli bir şekilde imha edilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
***
Dünya genelinde tüm ülkelerde Covid-19’a karşı aşılamanın, yılın ilk 100 günü içinde başlaması için ülkelere birlikte çalışmaları çağrısında bulunduğunu hatırlatan Ghebreyesus, “177 ülke aşılamaya başladı ve COVAX yalnızca 1 ay içinde 61 ülkeye, 32 milyondan fazla aşı dağıttı” ifadelerini kullandı. Şu anda yılın 100. gününe ulaşılmasına sadece 15 gün kaldığını kaydeden Ghebreyesus, “Sağlık çalışanlarını ve yaşlıları aşılamaya başlayabilmek için hâlâ aşı bekleyen 36 ülke var. Bunlardan 16’sının ilk dozlarını COVAX’tan önümüzdeki 15 gün içinde alması planlanıyor. Geriye aşı bekleyen 20 ülke kaldı” dedi. COVAX’ın, acilen 10 milyon doza ihtiyacı olduğunu belirten Ghebreyesus, DSÖ Acil Kullanım Listesi’ne sahip olan ülkelerden ellerinden geldiğince çok doz bağışlamalarını ve üreticilerden bu aşı dozlarını hızla bağışlamalarını talep etti.
***
Almanya aşılama kampanyasının 90. gününde nüfusunun yüzde onuna en az bir aşı yaptı. Ülkede aşılamada önceliği yaşlılar, sağlık çalışanları ve yüksek risk grubunda olanlar oluşturuyor. 24 Mart 2021 günü Almanya’da 285.947 doz aşı yapıldı. Şu ana kadar toplam nüfusun % 4’ünü oluşturan 3.603.619 kişiye aşının iki dozu da olmak üzere toplam 8 milyon 143 bin 296 kişiye en az bir doz aşı vuruldu. Bu sayı Almanya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’na denk geliyor. Aşılama, 400’ün üzerindeki aşı merkezlerinde gerçekleştiriliyor. Nisan ayı itibariyle ülke çapında aile hekimlerinin aşı kampanyasına dâhil olmaları hedefleniyor.
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Covid-19 salgınına karşı aşılama çalışmasının mayıs-haziran ayları gibi tamamlanmasının amaçlandığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında yapılan “Yerli Aşı Çalışmaları Değerlendirme Toplantısı”nda, ilk aşama klinik çalışmaların yapıldığı merkez sayısının 9’dan 20’ye yükseltilmesine karar verildi. Ayrıca, devam eden aşı çalışmaları, korona virüsünün mutant varyantlarını da kapsayacak.
***
Yetişkin nüfusun yarısından fazlasını en az bir doz aşılayan İngiltere, önümüzdeki haftadan itibaren koronavirüs önlemlerini adım adım kaldırmaya başlıyor. Mart sonundan itibaren insanlar açık havada küçük gruplar halinde biraraya gelebilecek. Ulusal Edinburgh Üniversitesi’nden salgın hastalıklar uzmanı Profesör Mark Woolhouse, aşılamanın koronavirüse yakalanmakla, ölüm ve ağır hastalık arasındaki ilişkiyi ciddi şekilde zayıflattığını söylüyor. Fakat taşıyıcı insan sayısı yüksek olduğu müddetçe virüsün aşılanmamış, ya da aşının yüksek koruma sağlamadığı insanlara ulaşmanın yolunu bulacağına dikkat çekiyor. Şu ana kadar yapılan denemeler aşıların etkili olduğunu, hastalığı ağır geçirme riskini ciddi şekilde azalttığını ve hastalığa yakalananların bile en fazla hafif bir öksürük ve kısa süren bir nefes darlığı geçirebileceğini gösterdi. Fakat bu aynı zamanda aşıların yüzde yüz başarılı olmadığını da ortaya koyuyor.
***
Sürdürülebilir pandemi! – Dr.Ali Tepe
İstifa sonuç itibarıyla etik bir durumdur; kuşkusuz bu vargımız nispeten demokratik ülkeler için geçerli. Totaliter ve otoriter ülkelerde ise bu kelime kullanılsa bile asıl olan durum atma-atılmadır ve atma atılmanın da tıpkı istifada olduğu gibi durumu etik kılacak, meşru kılacak, onu istifalaştıracak gerekçesi vardır: Mesela “metal yorgunluğu” bir etik gerekçe oluşturabilir! İşte söz ettiğimiz türden ülkelerde bu bağlamda istifa durumunun/kurumunun yerini istifra hali alır. İşin pisliği seyirci konumundakilere sıçrar ve işin pisliğini temizlemek de haliyle seyirci konumundakilere düşecektir. Sorun, seyirci konumundan kurtulabilecek güç ve cesarete sahip olabilmektir. …Pandemi “yönetimi” ve “politikası” bu sayılar eşliğinde sürdürülebilir kılındı. Başarılı ilan edildi ve ben, başarılı ilan edenler ve destekçileri açısından başarılı olduğunu düşünüyorum!
Otorite ve pandemi yönetimi kazanmıştır. Çünkü pandemi şartlarını sürdürülebilir kılma becerisini göstermişler ve “kitleyi” ve “sürüyü” pandemi meşruiyetine dayanarak kontrol etmişlerdir. Kaybedenler ise pandemide yönetilen kitleler olmuştur.
Sermaye katbekat kazanmıştır. Üstünkörü sermaye raporlarını okumak bile bu kazancın sadece ve sadece okur yazar olanlar tarafından bile anlaşılmasını sağlar. Kaybedenler ise çalışanlar, emekçiler, yoksullar ve yoksunlar olmuştur.
…Küresel ve yerel ölçekte hiçbir farklılık olmamak kaydıyla otoriter rejimler ve onların sağ ideolojileri sonuç itibarıyla bu sürecin kazananıdır. …Bu aşamada sol “pandemi sürecinin yıkımını atlatmayı” başlıca söylem alanı seçmiş ve tam da otoritenin istediği şekilde faşizan pandemi sloganlarına, sırtını bilime dayadığını iddia ederek sahip çıkmıştır. Kapanmaya sahip çıkan ve emeğe ve emekçiye pandemi üzerinden saldırılara karşı ancak tweet atarak kafa tutan (!) sol böyle bir ortamda örnek olsun genel grev örgütleyemiyorsa -biliyoruz ki Ortodoks sol genel grev söylemini çok sever- bunun pratikteki karşılığı, adı yenilgidir. Onun pandemideki eylemsizliği rejimin sürdürülebilir pandemi ortamı yaratmasını kolaylaştıran unsurlardan biri olmuştur.
Türkiyeli bilim insanları sürecin kaybedenidir. Reel ve rasyonel öneriler yerine çağ dışı / eskimiş bilgilere dayalı muhalefet yolunu seçerek mistifikasyon ve dezenformasyon aracı olmuşlardır. Şu zamana kadar pandemi sürecine yönelik araştırmalar yok denecek kadar azdır, yapılmamıştır. Yaptırılmamıştır. Ülkemizin en namlı solcu hekimlerinin aradan geçen bir yılı aşkın zamana karşın hastalığın sınıfsal etkileri konusunda bile gözlemler dışında o her ağızlarını açtıklarında dile getirdikleri türden bilimsel araştırma yapmamış, sunmamış olmaları sadece yenilginin değil, bir tür aczin de göstergesi değil midir? …Harikalar yarattığı iddia edilen tıp bilimi çaresizce yenilmiştir. Tıp sektörünün şimdi argümanlarını güçlendirirken izlediğimiz yönelimleri ise kapitalizmin zaferini önceler. Aşı çalışmaları, aşı dağıtımları, yoksulların, emekçilerin aşıya ulaşımındaki güçlükler, ulaşamamaları bu zaferini örnekler.
…Sürdürülebilirlik durumunu niteleyen ve bunu kanıtlayan şey sermayenin/burjuvazinin pandemi sürecinden -kesinlikle az zararlar değil- net bir kârla çıkmış olmasıdır. “Hastalıklar eşitlikçidir” ya da “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” gibi sloganlara kananlar yenilmiştir.
…Kazanan egemenler, kaybedenler ezilenlerdir. Sınıf kaybedendir, sınıfın kaybetmesi kapitalizmin -ve pandeminin- sürdürülebilir olmasının garantisidir. Ve otorite için pandeminin sürmesi onun devamlılığının da garantisi haline gelmiştir. Pandeminin bu bağlamda sürdürülebilirliğinin nasıl kırılacağını, pandemiye rağmen nasıl kazanılabilineceğini ve pandeminin kazananının nasıl olunacağını ise Newroz coşkusu göstermiştir.
http://yeniyasamgazetesi2.com/surdurulebilir-pandemi/