Korona Günlüğü 1MART 2021
Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! Aydın Devlet Hastanesi’nde çalışan santral görevlisi Emel Yaman Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
***
İlk olarak Brezilya’da tespit edilen koronavirüs varyantının Birleşik Krallık’ta da görüldüğü açıklandı. Üç vakaya İngiltere’de rastlanırken üç vaka da İskoçya’da görüldü.
***
Türk Tabipleri Birliği (TTB), mutasyonlu koronavirüs vakalarıyla ilgili ciddi bir uyarıda bulundu: “Sahadan mutant virüs oranlarında ciddi bir artış olduğu bilgileri gelmektedir,” diyen TTB, Twitter hesabında yer verdiği paylaşımda bir de çağrı yaptı; “Sağlık Bakanlığı güncel tüm verileri açıklamalı, yeni vaka artışına yönelik mücadele stratejisini kamuoyu ile paylaşmalıdır. #şeffafbilgi”
***
Salgını kontrol altına alamayan Türkiye’de ne yazık ki salgın kontrolündeki tek adam rejimi ısrarı devam ediyor. Tüm Türkiye’de gözler, bugünkü ‘yerinde karar’ döneminin ilk kabine toplantısına çevrildi. Beştepe’de yapılacak toplantıda, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri konusunda kabineye kapsamlı bir sunum yapacak. Koca, mutasyonlu virüsün hangi illerde ne durumda olduğunu, illerdeki vaka tablosunu, alınabilecek tedbirleri ve esnetme önerilerini kabine üyelerine anlatacak. kabinede risk durumunun düşük olduğu illerde yüz yüze eğitime geçiş, lokanta, kafe, restoran ve kıraathanelerin açılması, hafta sonu sokağa çıkma yasaklarının esnetilmesi, hafta içi yaşlılar ve gençler için uygulanan kısıtlamanın normalleşme çerçevesinde kademeli kaldırılmasına dönük kararların çıkması bekleniyor.
***
Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 114 milyon 681 binin üzerine çıkarken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 543 bine yaklaştı. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısı 21 milyon 902 binin üzerinde olup düşme eğiliminde olmasına karşın halen oldukça yüksek sayıda olduğunu hatırlatıyoruz.
Dünya genelinde haftanın son günü yeni vaka sayısı 311 bin 706 kişi oldu. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 6 bin 169 kişi. Günlük vaka bildirimin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (49.4 bin), Brezilya (34 bin), Fransa (20 bin), İtalya (17.5 bin), Hindistan (15.6 bin), Rusya (11.4 bin) ve Polanya (10.1 bin).
Yeni vaka bildiriminde bu ülkeleri izleyen iki Ortaoğu ülkesi Türkiye (8.4 bin) ve İran (8 bin). Her iki ülkede de salgın hala kontrol altına alınabilmiş değil, yeni vaka sayısı yüksek hızda devam ediyor.
Küresel olarak altı haftadır eden düşme eğilimi geçtiğimiz hafta durdu ve yükselişe geçti. Bir önceki hafta 360 bin civarında olan yedi günlük yeni vaka ortalaması, geçtiğimiz hafta 385 bin 397’ye yükseldi. Bununla birlikte ölümlerde düşüş eğilimi devam etti. Bir önceki hafta 9 bin 389 olan günlük ölüm bildirimi, geçtiğimiz hafta 8 bin 977 can kaybına geriledi.
***
Türkiye’de ise Covid-19 salgını bir türlü kontrol altına alınamıyor, vaka-ağır hasta-aktif hasta sayısı yüksek hızda devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 8 bin 464 kişi, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 66 kişi olup, düşme eğiliminde olsa da hala oldukça yüksek olduğuna dikkat çekiyoruz. Toplam vaka sayısı 2 milyon 700 binin üzerine çıkarken, toplam can kaybı 28 bin 569 kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 610 kişi. Günlük test sayısı 106 binlere indi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor.
Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısıda yükselerek 100 binin üzerine çıktı, 28 Şubat itibarıyla aktif hasta sayısı 100 bin 785 kişiye yükseldi. Ağır hasta sayısımız 1,191 kişi. Halen %1.2 olan ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) üç katı! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.
***
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Türkiye nüfusunun neredeyse beşte birinin bulunduğu İstanbul’da bir haftadır vaka sayısında ve test pozitiflik oranındaki artış görüldüğüne dikkat çekerek, “Tam açılma için henüz erken” dedi. Yavuz, ‘’sadece oranlardaki düşüş değil, bu düşüşün süreklilik göstermesi de gerekiyor. Yani il pandemi kurullarının bakması gereken bir diğer parametre de tabii ki infeksiyon hızının haftalar boyunca düşüş trendi içinde gitmesi, yani artmaması. Düşüş olmuş ama artışa geçtiği bir ortamda açılmalara giderseniz o da sıkıntı yaratabilir.
***
Ülkede vaka sayıları tekrar artışa geçerken iktidar ‘normalleşme’ ısrarından vazgeçmiyor. İstanbul, Ankara ve İzmir tabip odaları artışa rağmen test sayılarının düştüğüne dikkat çekiyor.
***
Sağlık Bakanından sonra Eğitim Bakanı da özür diledi! Selçuk, ‘özür açıklaması’nda şunları kaydetti: “Bazı illerimizde son birkaç günde tespit edilen hızlı vaka artışı yeniden değerlendirme zorunluluğunu doğurmuştur. Sağlık önceliğimiz. Sabrınız ve anlayışınız için teşekkür ederim.”
***
Çorum’un Dodurga ilçesinde görev yapan bir öğretmende mutasyonlu virüs tespit edildi. Bunun üzerine okuldaki 6 öğrenciye test uygulanırken ailelerinin de gözetim altına alındığı öğrenildi.
***
Trabzon’da dükkanını “Namuslu bir şekilde battık” diye satışa çıkaran esnaf İbrahim Odabaşı, “Pandemi sürecinde lebalep batırdınız bizi” diye sitem etti.’
***
İstanbul’da sahte Covid-19 raporu düzenledikleri suçlamasıyla gözaltına alınan 12 şüpheliden 3’ü tutuklandı.
***
ABD’de 40 yıldır cezaevinde tutulan siyah hakları savunucusu Mumia Abu Jamal’ın korona virüsüne yakalandığı duyuruldu. Nefes almakta zorlanan 67 yaşındaki Jamal’ın tedavisinin yapılması ve serbest bırakılması için kampanya başlatıldı.
***
Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) COVID-19 pandemisi sürecinde LGBTİ+’ların sosyal hizmetlere erişimi hakkında bir araştırma raporu yayımladı. Pandemi süreci ile birlikte toplumda var olan kırılganlıkların daha fazla derinleşmeye ve görünür olmaya başladığına dikkat çekilen raporda “Bu süreçte, LGBTİ+’lar daha da kırılgan bir topluluk haline gelerek, yaşam hakkı başta olmak üzere sosyal hizmetlere (barınma, sosyal yardım, psiko-sosyal destek ve şiddet sonrası destek mekanizmalarına erişim) erişim ile ilgili ciddi sorunlar yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor” denildi.
AŞI TARTIŞMALARI
Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi ve Boston College Üniversitesi Biyoloji bölümü mikrobiyoloji uzmanı Doç. Dr. Emrah Altındiş, Amerikalı bilim insanı Jonas Edward Salk‘ın çocuk felci aşısını insanlığın hizmete sunmasını hatırlatarak “Türeci ve Şahin hocaların çalışması muhteşem. Keşke çocuk felci hastalığının görülmez olmasını sağlayan, patent sorulduğunda “bu aşının patenti insanlığa ait, güneşi patentleyebilir misiniz?” diyen Dr. Salk gibi aşıyı insanlığa ait kılacak patentsizleştirmeyi tercih etselerdi. İdeal şartlarda aşıların üretim hakkı/bilgileri paylaşılmalı, bir üretim seferberliği ile tüm dünyaya yetecek kadar aşı üretilip, dağıtılıp uygulanmalıydı. İnsanlık ahlaki olarak kapitalizme yenildi. DSÖ’nün ve diğer kurumların çağrıları duyulmadı. Bunun sonuçlarını dünyanın dünyanın yoksul ülkelerinin yurttaşları aralıktan bu yana önlenebilir bir hastalıktan ölmeye devam ederek yaşayacaklar. Bu esnada pek çok ülkenin zaten kısıtlı kaynakları bu devasa şirketlerin kasalarına akacak. Ama daha tehlikeli/ahmakça bir nokta daha var! Virüs yayılmaya devam ettikçe mutasyonlar da sürecek. Pandeminin sürmesi demek, her an bağışıklık sisteminden ve/ya aşıların korumasından kaçabilecek yeni varyantların ortaya çıkıp yeni bir pandemi başlatabilmesi demek. Dolayısıyla dünyayı hızla aşılamak olmazsa olmaz! Covid19’u ancak küresel bir seferberlik ile yenebiliriz. Bilim insanları olarak insanlığa faydalı olacak araçlar yaratsak da bu araçların dağılımı yarattığımız ekonomik sistemin çıkarlarına göre yapılıyor. Einstein ile başladım onunla onunla bitireyim. Bu ahlaki çöküşün panzehiri sosyalist planlı bir ekonomik model. Dr. Salk ve Dr. Sabin’in yarattığı çocuk felci aşısı bu hastalığı dünyadan neredeyse sildi. Bunun en önemli sebebi bu iki dev bilim insanının aşıların patentlemeyi reddetmeleriydi! Pandemilerde ana slogan şu olmalı: “Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimiz güvende değiliz” dedi.
https://t24.com.tr/haber/harvard-universitesi-ogretim-gorevlisi-emrah-altindis-cocuk-felci-asisi-patentini-reddeden-bilim-insani-gibi-keske-tureci-ve-sahin-de-patentsizlestirmeyi-tercih-etseydi,935944
***
Latin Amerika ülkesinde halk, siyasilere yakın bazı kişilere iltimaslı bir şekilde Covid-19 aşısı uygulanması nedeniyle hükümete ‘kızgın’. Başta başkent Buenos Aires olmak üzere çeşitli kentlerde toplanan binlerce kişi, medyada “VIP aşı” olarak anılan skandalı protesto etti. 19 Şubat’ta ortaya çıkan skandal sonrası eski Sağlık Bakanı Gines Gonzalez Garcia, Cumhurbaşkanının talebi üzerine istifa etmişti. Göstericiler, Devlet Başkanı Alberto Fernandez hükümeti karşıtı slogan atarken, başkentteki hükümet binası Casa Rosada’nın demir parmaklıklarına siyah kurdeleler astı.
***
Filipinler, Türkiye’nin de kullandığı Sinovac aşılarının ilk dozlarını Çin hükümetinin bağış yapması sayesinde teslim aldı. Aşıları havalimanında karşılayan Devlet Başkanı Rodrigo Duterte ise ‘aşı yaptıracağını ama doktorunun kendisi için bir başka Çin aşısını istediğini’ söyledi.
***
Avrupa Birliği, Perşembe günü ‘Dijital ve AB içinde tek standartta aşı pasaportu’ (aşı kimliği ya da aşı kartı da deniyor) konusunda anlaşmaya vardı. Anlaşmayı, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen açıkladı. Türkiye, Çin aşısı nedeniyle AB için onaylanmış olma şartını yakalayamayarak sürece dahil olmazsa, turizmden çok şey kaybedecek. Türkiye’ye gidenler mağdur olacak.
***
Corona virüsü varyantlarına karşı büyük yarış – İlker Kayı / İ. Cem Sungur
Halkların Aşı İttifakı (The People’s Vaccine Alliance) adındaki küresel sivil toplum oluşumu gelişmiş ülkelerin dünya nüfusunun yüzde 14’üne sahip olmalarına rağmen ümit vadeden Covid-19 aşıların yüzde 53’ünü satın aldığını ifade ediyor. Küresel eşitsizliklerin pandemi öncesi dönemde de belirgin olduğu, yoğun bakımların, ventilatörlerin ve oksijen desteğinin son derece yetersiz olduğu Afrika kıtasında pandemiyle birlikte bir uçuruma dönüştü. Böylesi bir tabloda Gana birkaç gün önce Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı’ndan (Covax) yararlanarak aşı alan ilk Afrika ülkesi olurken, Afrika Birliği tarafından güvenceye alınan aşıların teslimat tarihi nisandan önce olacak gibi görünmüyor.
Diğer yandan varyant virüsler ve aşılama programları arasındaki kıyasıya yarış devam ederken, gelecekle ilgili çelişkili öngörüler kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor. Aşılamanın gecikmesi sadece ahlaki değil, yeni ve daha dirençli varyantların ortaya çıkmasına neden olabileceğinden, küresel sağlık açısından da büyük sorunlara yol açıyor.
Öte yandan dünyada genel olarak olgu sayısındaki düşmenin nedenleri de araştırılıyor. Değişik araştırmacılar insanların kişisel korunma önlemlerine daha iyi uymaları, hava sıcaklığının kuzey yarımkürede artmaya başlaması, kısıtlamalar ve aşılamanın başlamış olması gibi faktörleri olası neden gibi vurguluyorlar. Büyük bir ihtimalle hepsinin ortak etkisi demek daha doğru olacak.
Afrika’daki durum, “Pandemide herkes güvende olana kadar, hiç kimse güvende değildir” sözünün somut bir kanıtı. Eğer aşılamada eşitlik gözetilmezse ve geç kalınırsa dünyada Covid-19’un farklı varyantlarının neden olduğu farklı farklı pandemiler eş zamanlı yaşanmaya başlanabilir. Dünya Sağlık Örgütü Genel …Direktörü Dr. Tedros bu tablo karşısında ‘‘Dünya ahlaki açıdan başarısızlığın kıyısında ve bunun bedeli yoksul ülkelerdeki yaşamlarla ödenecek’’ ifadesini kullandı. Buna rağmen aşı milliyetçiliği ve ekonomik eşitsizler nedeniyle aşı yarışı da zamana karşı değil, ülkelerin birbirleriyle yaptıkları bir yarışa dönüşmüş durumda. Oysa Dr. Anthony Fauci aşı yarışıyla ilgili görüşünü şu şeklide ifade etti: “Bu öyle bir yarış ki, bir yarışmacının tek başına ipi göğüslemesinin bir ödülü yok. Bütün yarışmacılar ipi birlikte göğüslerse ve hepsine de bir kupa verilirse bu yarış kazanılır.”
https://www.gazeteduvar.com.tr/covid-19-salgininin-kent-yoksulluguna-etkileri-haber-1514717
***
Covid-19 salgınının kent yoksulluğuna etkileri – Tahsin Bakırtaş
Covid-19 salgını dünya çapında hayatları ve ekonomileri altüst etti, ancak bundan en fazla etkilenen kentler oldu, kentlerde yaşayan yoksullar oldu, kentlerdeki güvencesiz-korunaksız insan kümeleri oldu. Covid-19 virüsü, sosyal mesafenin olanaksız olduğu ve sanitasyonun yetersiz kaldığı yoğun mahallelerde büyüdü; yoksul-korunaksız gruplar ya var olan gündelik işlerini kaybettiler ve açlığa mahkûm edildiler, ya da kent içinde ve çevresinde iş sağlığı güvencesinden yoksun çalışmaya devam etmek zorunda kaldılar.
Covid-19, kentlerdeki var olan derin yoksulluğu ve eşitsizlikleri görünür kıldı ve şiddetlendirdi. Covid-19 salgını, en fazla kentlerin periferisinde yaşamlarını sürdüren en savunmasız ve hastalıktan ölme olasılığı en yüksek olan yoksulları etkilemiştir. Bu insanlar kentteki en korunaksız insanlardır. Gündelik güvencesiz işlerde çalışırlar ve gündelik yaşarlar. Bu insanlar geçim kaynaklarından mahrum bırakılmıştır. Bu insanların çocuklarının çoğunun internet erişimi yoktur, bu nedenle bir yıldan fazla bir süre resmî eğitim kaybetmiş durumdadırlar. Kentlerdeki risk altında olan ve toplumda damgalanmayla karşı karşıya kalan yaşlılar, sosyal etkileşim fırsatları olmadan evlerine hapsedildiler. Kentlerdeki göçmen işçilerin bir kısmı, yoksulluğun geleceği ile yüzleşmek için zorlu yolculukların ardından evlerine döndüler. Diğerleri hastalığa yüksek oranda maruz kalan derme çatma evlerinde ya da bekar odalarında derin yoksulluklarına yaşamaya terk edildiler.
https://www.gazeteduvar.com.tr/covid-19-salgininin-kent-yoksulluguna-etkileri-haber-1514717
***
Canı çıkasıcalar! – Şebnem Korur Fincancı
Türkiye’de siyasi otoritenin giderek dozunu arttırdığı saldırılara karşı kurulmuş olan İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağıdır. Son günlerde ardı ardına savrulan tehditlere karşı söz söylemek zorunlu olmuştu:
“Tüm bu olan biten karşısında, biz, İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı bileşenleri olarak:
İnsan hakları savunucuları üzerindeki baskılara derhal son verilmesini; Hükümet yetkililerinin hak savunucularını, LGBTİ+’ları, sivil toplum örgütlerini ve son dönemde öğrencileri hedef gösteren ve karalayan ayrımcı söylemlere son vermelerini;Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma gibi anayasal güvence altında olan hakların kullanılmasının kriminalize edilmesine ve idarece engellenmesine son verilmesini;Boğaziçi Üniversitesine rektör atanmasını protesto etmelerinin ardından tutuklanan ve ev hapsine mahkum edilen bütün öğrencilerin derhal özgür bırakılmalarını;Barışçıl toplantı ve gösterilere polis müdahalesinin hemen engellenmesini ve hukuka aykırı müdahalelerin sorumlularının etkili biçimde soruşturulmasını;Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde gözaltına alınanların işkence iddialarının soruşturularak sorumluların cezalandırılmasını talep ediyoruz.Buradayız, burada olacağız, hiçbir yere gitmiyoruz!”
“Bir değil, bin olasıcalar” diye yanıtlamıştı birileri İçişleri Bakanını, biz de bir kez daha taleplerimizle birlikte tekrarlayalım!
https://www.evrensel.net/yazi/88249/cani-cikasicalar