KORONA GÜNLÜĞÜ 19 OCAK 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! Mersin Tarsus Devlet Hastanesi’nde çalışan Ambulans Şoförü Rasim Güçlü, Kocaeli’de özel bir hastanede çalışan Aşkın Demirören ve Mersin’in Erdemli’de görev yapan Aile Hekimi Dr. Mehmet Yaşar Karabacak Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.

***

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) California eyaletinde, yeni tip Coronavirus’ün (Covid-19) mutasyona uğramış yeni bir türünün hızla yayıldığı bildiriliyor. L452R olarak adlandırılan virüs varyantı, İngiltere’de görülen ve virüsün mutasyona uğramamış haline kıyasla daha hızlı yayıldığı belirtilen B.1.1.7’den farklı. California Üniversitesi’nden viroloji uzmanı Prof. Dharles Chiu, San Francisco ve Santa Clara’da görülen varyantın pandeminin başlangıcında Danimarka’da ortaya çıktığını ve daha sonra California ve diğer bazı eyaletlerde görüldüğünü söyledi. Prof. Chiu, Aralık ortasındaki araştırmalarında üzerinde çalıştıkları örneklerin yüzde dördünde bu varyantı tespit ettiklerini, bu ayın başlarında bu oranının yüzde 25’e çıktığını söyledi.

***

DSÖ Acil Durum Programı Direktörü Dr. Michael Ryan, Coronavirus kaynaklı ölümlere ilişkin açıklama yaptı. Ryan, “Halihazırda epidemiyolojik durum dinamik ve dengesiz bir şekilde gelişiyor, gelecekte zorlaşabilir. Ölenlerin sayısı haftada 100 bine çıkabilir” dedi. Şu anda ölümlerin yüzde 47’sinden fazlasının Kuzey Amerika ve Güney Amerika’da yaşandığını dile getiren Ryan, gelecekte bu oranın artabileceğini söyledi.

***

Covid-19 pandemisi çok görülmeye, çok öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 96 milyona yaklaşırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 49 bine dayandı.

Dünya genelinde yeni vaka sayısı ve günlük ölüm sayılarında haftanın son ve ilk günleri yaşanan azalma dün de gerçekleşti. Yeni vaka sayısı 474 bin 92 kişiye inerken, bir günde yaşanan ölüm sayısı ise 9 bin 167 kişi oldu. Günlük vaka bildirimin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (142 bin), İngiltere (37.5 bin), İspnaya (33.8 bin), Brezilya (24.1 bin), Rusya (22.9 bin), Kolombiya (14.7 bin), ve Meksika (11.2 bin).

***

Türkiye’de Covid-19 yeni vaka sayısı azalma eğilimi devam ediyor. Buna rağmen ölümler hala ciddi düzeyde. Son 24 saatte 164 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 24 bin 161 kişi. Yeni vaka sayısı 6 binin altına indi, dün 5 bin 862 Covid-19 vakası tespit edildi. Toplam vaka sayısı ise 2 milyon 393 bin civarında, yarın 400 binli rakamları telafuz edeceğiz. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı binin altına düştü, 749 yeni hasta. Günlük test sayısı 151 binin üzerinde. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısı 18 Ocak itibarıyla 100 binin altına inerek 98 bin 33 kişi oldu. Ağır hasta sayısında azalma eğilimi devam ediyor, halen 2 bin 183 ağır hastaya sahibiz. Aktif hastaların içinde ağır hastaların payı hala yüksek! Halen %2.2 olan ağır hasta oranı  dünya ortalamasının dört katından fazla! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

***

Yetkilerin paylaştığı bilgilere göre mart ayının ikinci yarısında hafta içi sokağa çıkma yasağı saati 21.00’den 23.00’e çekilebilir. Hafta sonu yasağı gündüz kaldırılabilir. Okullar ve lokantalar belli kurallarla açılabilir. Buna göre, hükümetteki toplantılarda ‘korona’ yasaklarıyla ilgili şu değerlendirmeler yapılıyor: Salgının seyrine bağlı olarak, kuralların değiştirilmesine ilişkin seçenekler tartışılıyor. Cumartesi-pazar günü uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarının gündüz için kaldırılması da yeni planlamada söz konusu olabilecek. Hafta içi kısıtlamalarının saatlerinin de 21.00’den 23.00’e çekilebileceği belirtiliyor. Bir süre sonra Sağlık Bakanlığı hastanelerinde, normal hasta kabul edilebileceği, ertelenen ameliyatlar ve tedavilere de yeniden başlanabileceği ifade ediliyor. Mart ayından itibaren okulların ikinci yarı yılında yüz yüze eğitime geçmesi de tartışılan konular arasında. Lokanta ve kafelerin belli kurallarla açılabileceği, buralara HES koduyla girilmesine ilişkin yeni düzenlemeler yapılabileceği belirtiliyor.

***

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “15 Şubat’ta okulları açmakla ilgili ilke kararı aldık” dedi.

Bilim Kurulu Serap Şimşek Yavuz kısıtlamaların ancak şubat ayından sonra gevşetilmeye başlayabileceğini söyledi. Önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirten bilim kurulu üyesi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günlük vaka sayıları on binlerden biraz düşüp de test pozitiflik oranlarımız yüzde 5’in altına indiğinde bunu düşünebileceğiz. Yani rakamların günlük binlerin altına indiğini görmemiz gerekiyor. Ancak o şekilde okul açarak serbestleşmeye gitmek gerekiyor. Şu an çocukların durumu gerçekten çok kötü. Eğitim yönünden çok eksik kaldılar. Bana kalırsa önceliği okullara vermek gerekiyor.”

***

Çin’in kuzeydoğusunda birçok kentte sağlık konferansları veren 45 yaşındaki bir kişinin ‘süper yayıcı’ olduğu tespit edildi. Çinli sağlık yetkilileri, ismi açıklanmayan 45 yaşındaki bu erkeğin 102 kişiye virüs bulaşmasından sorumlu olduğunu duyurdu.79 kişinin seminerlerde virüs kaptığı, 63 asemptomatik vakanın 62’sinin de bu seminerlerle bağlantılı olduğu açıklandı.

***

İngiltere Ulusal İstatistik Kurumu’nun, University College London ve Leicester Üniversitesi ile yürüttüğü çalışma çerçevesinde yeni tip Coronavirus’ü (Covid-19) atlatan 47 bin 780 kişi takip edildi. Çalışmada hastaların yaklaşık yüzde 30’unun (14 bin 140 kişi), Covid-19’u atlattıktan sonraki 140 gün içinde kardiyovasküler sorunlarda artış, solunum güçlüğü ve yüksek şeker şikayetleriyle tekrar hastaneye kaldırıldığı, bu kişilerin yüzde 12.3’ünün hayatını kaybettiği belirtildi.

***

“Koruyucu ekipman meselesi pandeminin ilk döneminde bizler için en can yakıcı meseleydi. Ve sağlık meslek örgütlerinin, SES’in çok ciddi girişimleriyle bunun bir miktar önüne geçilebildi. Bugün hâlâ birçok yerde nitelikli malzemeye erişim sıkıntısı var” diyerek sağlık çalışanlarının sorunlarına değinen SES Ankara Şube Eşbaşkanı Karacabey, “Evet, belki koruyucu ekipman meselesi zamanla giderildi ama 24 saatlik uzun mesailer, zaten yorgun olan sağlık emekçileri yetersz sayıda pandemiyi karşıladılar. İnsanüstü bir gayretle, sadece ekipman kıtlığı değil, artan iş yükü ve mobbingle de mücadele etmek zorunda kaldılar. Bir de şunu altını çizmek lazım, bu koruyucu ekipmalar erkek çalışanlar için tasarlandığından çoğu yerde kadın sağlık çalışanlarının ekipman uyumluluğu konusunda sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Maskeleri, tulumları bantlayarak kullandıklarını biliyoruz. Bazı sağlık çalışanları sırf bu yüzden su içmeden çalışıyordu ki tuvalet ihtiyacı doğmasın. Koruyucu ekipman dahilinde çalışma alanına yansıyan sıkıntılar bunlar aynı zamanda” diye konuştu.

***

Yunanistan, Covid-19 salgını nedeniyle Kasım ayından bu yana ikinci kez ülke çapında uyguladığı sokağa çıkma kısıtlamalarını gevşetti. Ülkede bugünden itibaren, açılan mağazalarda günde en fazla 2 saat alışveriş yapılabilecek. Alışverişe çıkmak isteyenlere, saatlerini SMS mesajları ile bildirme zorunluluğu getirildi. Alınan karara göre tekrar açılan mağazalar, kuaförler, berberler ve güzellik salonları ile ibadethanelerde, her 25 metrekarede bir kişi bulunabilecek. Mağaza ve işyerleri 08:00-20:00 saatleri arasında açık kalabilecek. Maske-mesafe zorunluluğu ve akşam 20:00’den sonra sokağa çıkma kısıtlamaları ise aynen devam edecek. Karara gerekçe, ülke genelindeki günlük vaka sayısının 237’ye ve can kaybı sayısının da 20’lere düşmesi gösterildi.

***

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin bugün gerçekleştirilen Manisa, Aydın, Mardin, Adıyaman, Kilis, Bingöl, Bitlis, Elazığ ve Muş il kongrelerine online olarak katıldı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un da katıldığı kongrelerde AKP’lilerin fiziki mesafe kuralına uyulmadan salonu hınca hınç doldurduğu , Covid-19 tedbirlerinin unutulduğu kongrelerde çok sayıda kişinin maske dahi takmadığı görüldü. AKP kongreleri sürerken salondan yapılan yayınları sosyal medya üzerinden izleyen yurttaşlar tepkilerini dile getirdi. Yapılan yorumlarda baro seçimlerinin ertelenmesi, toplantı ve basın açıklamalarının yasaklanması, restoran, kafelerin kapatılması hatırlatılarak, görüntülere tepki gösterildi.

***

Koronavirüsü salgını birçok alanı olduğu gibi eğitimi de etkiledi.

Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) verilerine göre, yaklaşık bin özel okul kapandı, beş bine yakın çalışan da işsiz kaldı. Yaklaşık 300 bin öğrenci ise özel okullardan kaydını sildirdi.

***

11-18 Ocak tarihleri arasında sokağa çıkma kısıtlamalarına uymayan 24 bin 755 kişi hakkında adli veya idari işlem yapıldığı bildirildi.

***

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Anadolu Şubesi ve İstanbul Tabip Odası, Kartal Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi önünde açıklama yaparak sağlık emekçilerinin taleplerini dile getirdi. Sağlık çalışanları ellerinde, “Performans nerede? Yüzde 3,5 zama hayır, insanca yaşanacak temel ücret” yazılı pankart taşıdı.

Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) “Çığlığımız Duyulmadı, Taleplerimiz Görülmedi. Şimdi Sıra Maskelerimizde” başlığıyla başlattığı kampanyasını talepleriyle sürdürüyor. Kampanyanın ikinci haftasında sağlık çalışanları özlük hakları odaklı bir hafta geçirmeyi planlıyor.

https://sendika.org/2021/01/cigligimiz-duyulmasa-da-maskelerimiz-konusuyor-saglik-emekcilerinin-ozluk-haklari-karsilansin-606204/

***

SES Adana Şubesi, gerçekleştirdikleri alkış eylemi nedeniyle 11 doktor hakkında açılan soruşturmaya tepki göstererek, ‘Sağlık emekçileriyle değil, salgınla mücadele edin’ dedi. SES Adana Şubesi Eşbaşkanı Mürşit Enes Akyüz, doktorlar hakkında soruşturmanın açıldığı hastanede her geçen gün artan sorunların, sağlık emekçilerinin soruşturma tehdidi ve birbirine düşürmesiyle çözülmeye çalışıldığına dikkati çekti. Nöbet sistemi ve çalışma şartlarıyla ilgili sağlık emekçilerine söz hakkı verilmediğini belirten Akyüz, en son Psikiyatri uzmanı doktorların gerçekleştirdikleri alkış eylemi gerekçesiyle soruşturma açıldığını aktardı. Akyüz, “Maalesef ki iktidarın sağlığı ve tüm iş hayatını yönetme biçiminin burada da tekrarlandığını görüyoruz. Sorunları çözmek yerine üzerini kapat, ses çıkaranı sustur korkut, hatta sağlık emekçilerini birbirine düşür. Bizler sağlık emekçilerinin özlük haklarının ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan fikir ve ifade özgürlüğünün yanındayız. Hiçbir sağlık emekçisinin kötü şartlar yüzünden zarar görmesine izin vermeyeceğiz. Sağlık emekçileriyle değil, salgınla mücadele edin” dedi.

***

Türk Tabipleri Birliği COVID-19 İzleme Kurulu tarafından hazırlanan ve 11 Ocak 2021 günü çevrimiçi bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklanan “TTB COVID-19 Pandemisi 10. Ay Değerlendirme Raporu” yayımlandı.

Raporda yer alan yazılar şöyle:

  • Halk Sağlığı Etik İlkeleri Çerçevesinde Pandemide Aşıya Erişim Sürecinin Değerlendirilmesi
  • Acil Kullanım Onayı
  • COVID-!9 Aşıları
  • COVID-19 Aşılamasına Doğru: Pandemi Sürecinde Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu ve Yürütülmesi
  • COVID-19 Aşılarının Uygulanmasında Önceliklendirme
  • Çocukların Aşılanması
  • Aşı Sonrası İstenmeyen Etki (ASİE) Bildirimleri ve İzleme Sistemi
  • COVID-19 Sürecinde Bağışıklama: Aile Hekimliği Boyutu
  • COVID-19 Sürecinde Bağışıklama: İl-İlçe Boyutu
  • Aşı Tereddüdü ve Güven
  • COVID-19 Aşısı – Profesyonel Habercilik için İpuçları
  • Acil Servislerde COVID-19: Ateşin Düştüğü Yer
  • COVID-19 Salgınının Gölgesinde Eğitim
  • COVID-19 Pandemisinde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.

***

Üç ülke üç pandemi – Ceren Ergenç

Ankara’dan, İstanbul’a, oradan Helsinki’ye, en sonunda Şanghay ve Suzhou’ya, giderek artan önlemler silsilesi dünyanın küresel bir halk sağlığı tehdidine verdiği farklı ve parçalı tepkilerin küçük bir örneklemiydi. Hazmat tulumlarından kapalı işyerlerine, çeşitli Covid testi yöntemlerinden farklı telefon uygulamalarına kullanılan yöntemler ise pandemi sonrasında bizi nasıl bir küresel düzenin beklediğine bir işaret.

https://www.gazeteduvar.com.tr/uc-ulke-uc-pandemi-makale-1510617

[su_box title=”AŞI TARTIŞMALARI” style=”soft” box_color=”#cb7631″ title_color=”#080404″ radius=”0″][/su_box]

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Covid aşılarının eşitsiz dağıtımı yüzünden dünyanın “feci bir ahlaki çöküşün eşiğinde olduğu” uyarısında bulundu. Ghebreyesus, zengin ülkelerdeki genç, sağlıklı insanların, daha yoksul ülkelerdeki tehdit altındaki insanlara göre daha önce aşıya ulaşmasının adil olmadığını söyledi. Ghebreyesus, 49 görece zengin ülkelede 39 milyon doz aşının yapıldığını belirtti ve düşük gelirli bir ülkede sadece 25 doz aşı yapılabildiğini ifade etti. Şu ana dek Çin, Hindistan, Rusya, İngiltere ve ABD kendi aşılarını geliştirirken, Amerikan-Alman Pfizer aşısı gibi uluslararası ekiplerin geliştirdiği aşılar da bulunuyor.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 830 bin sağlık çalışanının Covid-19 aşısının ilk dozunu olduğunu belirterek “Aşılama programının 1. aşamasının 2. adımına geçiyoruz. Yarından itibaren huzurevleri, engelli ve bakımevlerinde aşılamaya başlamak istiyoruz. Ayrıca  yarından itibaren 90 yaş üstünde olan vatandaşlarımızı da aşılamak istiyoruz. 90 yaş üstü vatandaşlarımızı sağlık kuruluşlarına getirmeden; aşılamalarını evinde, yerinde organize etmenizi istiyoruz. Sağlık ekibinin gerektiğinde müdahale yapabilecek nitelikte olması ve acil durum ekipmanıyla birlikte eve giderek yapması son derece önemli. Bunun takvimini de Cumartesi ve Pazar dahil olmak üzere hafta sonu tamamlamış olalım” dedi.

Aşı sırası geçen sağlık çalışanlarına tüm basamaklar bittikten sonra tekrar sıra gelecek…

***

SES Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey kinci doz aşılarla ilgili kaygılarını şu sözlerle dile getirdi: “Biz alanda kendi arkadaşlarımızdan bile çok zor geri dönüş alabiliyoruz. Bunun da en büyük nedeni şeffaflıktan uzak bir yönetimin sergilenmesi. İkinci doz aşıların 28. günde mutlaka olunması gerekiyor. Buna dair de çalışma yapılmıştır diye umuyor ve güvenmek istiyoruz. Sadece sağlık çalışanları açısından değil, toplum sağlığı açısından da çok önemli. Bir de bu aşıların dağıtım ve uygulama süreci var, bu sürecin nasıl işleyeceğine dair net bir bilgi yok. Yine aile hekimleri aracılığıyla yapılacaksa gerçekten sıkıntı olacak çünkü filyasyon sürecinde de gördük ki aile hekimliklerine pandemi boyunca çok iş yüklendi. Böyle kaygılarımız var açıkçası” dedi.

***

Çin merkezli biyoteknoloji şirketi Sinovac, koronavirüse karşı geliştirilen Coronavac aşısının iki dozu arasındaki sürenin artırılmasının, aşının etkisini de artırabileceğini açıkladı. Sinovac’tan pazartesi günü yapılan açıklamaya göre, Brezilya’daki klinik çalışmalar sırasında aşının ikinci dozunu daha geç alanlarda aşının etkisinin yüzde 20 daha fazla olduğu tespit edildi. Sinovac sözcüsü, aşının ikinci dozunu üç hafta sonra alan yaklaşık bin 400 kişide aşının koruma etkisinin yaklaşık yüzde 70 olduğunu kaydetti. Sözcü, klinik çalışmalara katılan bazı gönüllülerin çeşitli nedenlerle aşının ikinci dozunu daha geç aldığını ancak diğer yandan bu gruba ilişkin sonuçların bilimsel açıdan daha az güvenilir olduğunu ifade etti.

***

 

İsrail’de Ultra-Ortodoks haham Daniel Asor’un takipçilerine “Covid-19 aşısı yaptırırsanız eşcinsel olursunuz” çağrısı tepkilere neden oldu. Dünyanın en hızlı aşılama kampanyalarından birini sürdüren İsrail, mart ayı ortalarına kadar 9 milyon vatandaşının 5 milyonunu aşılamayı ve ekonomisini yeniden açmayı hedefliyor. İki milyondan fazla İsrailli çoktan ilk doz aşıyı yaptırdı, yaklaşık 225 bin kişiye de ikinci doz aşılar vuruldu.

***

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, koronavirüs aşısı olmak istemeyen ya da henüz aşıya ulaşamamış kişilerin haklarının kısıtlanacağı gerekçesiyle, “aşı pasaportuna” sıcak bakmıyor.

***

İngiltere’de koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında Aralık ayı başında başlatılan aşılama kampanyası hızlandırıldı. Bu hafta dördüncü öncelik grubu olan “70 yaş ve üzeri ile sağlık durumları aşırı kırılgan olanların” aşılanmasına başlandı. Sky News Televizyonu’na konuşan aşı programından sorumlu hükümet yetkilisi Nadhim Zahawi, ülkede dakikada ortalama 140 kişiye Covid-19 aşısı yapıldığını söyledi. Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Sözcüsü Sir Simon Stevens, İngiltere’de halen her bir dakika içinde tespit edilen Covid vaka sayısının dört katı aşı yapıldığını açıkladı.

Sir Simon Stevens bazı hastanelerin günün 24 saati ve haftanın her günü aşılamaya geçeceğini, bunun 10 gün süreyle deneneceğini duyurdu. Stevens aşılamadaki hız ve başarıya karşın sağlık hizmetlerinin hiç bu kadar tehlikeli bir noktada olmadığına, şu anda hastanelerde geçen yıl Nisan ayındaki birinci dalganın en yüksek noktasına kıyasla yüzde 75 daha fazla hasta bulunduğuna dikkat çekti.

***

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, yüksek risk altındaki sağlık çalışanları hariç, hastalığı geçirenlerin altı ay boyunca aşılanmayacağını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, aşıyla ilgili oluşan soru işaretlerinden bazılarını şu açıklamasıyla giderdi: “Öncelikle, hastalığı geçirenlerin şu ana kadar yapılmış çalışmalarda genellikle altı aya kadar bağışıklığının kaldığı düşünülüyor. Çok nadir yeniden enfeksiyon olma oranı. Çok çok düşük. O nedenle genellikle hastalığı geçirenlerin altı aydan önce aşılanmalarına gerek yok deniyor. Dünyada da genel bilgi olarak bu şekilde. Biz de ilk altı ay zaten aşılamayacağız. Vatandaşların antikor baktırmasına da gerek yok zaten herkesin antikorlarına bakılması da çok uygulanabilir bir şey değil. Ancak sağlık çalışanlarında durum farklı. Özellikle hafif geçirenlerde, antikor oluşmuyor ya da çok az oluşuyor. Bu durumda da T hücre yanıtı dediğimiz savunma mekanizması ile de korunabiliyoruz. Ama sağlık çalışanlarının virüse maruz kalma riskleri çok yüksek. O nedenle de istemeleri halinde ön safhada çalıştıkları için, hastalığı geçirmiş olsalar da aşılanacaklar.’’

Yavuz’un yorumu bilimsel gerekçelerle mi, yoksa gelen aşı miktarının az olmasından katnaklı oldugu tartışma konusu oldu. Bir çok bilim insanı ve uzman, çok yakın bir dönemde enfeksiyon geçirilmeyen kişilerin aşılanabilecegini kamuoyu ile paylaşmıştı.

***

Türk Tabipleri Birliği Pratisyen Hekimler Kolu, “Halkın aşıya olan güvenini sarsacak bilimden uzak her türlü davranış ülkemiz halkına yapılacak çok büyük haksızlıktır. Aşı candır” dedi. “Biz birinci basamak çalışanları yıllardır özverili çalışmalarla ülkemize kazandırdığımız bağışıklama hizmetlerine olan güvenin azaltılmasına müsaade etmemeliyiz” çağrısının yapıldığı açıklamada koruyucu hekimlik hizmetlerinin en önemli başlığının “bağışıklama” olduğu vurgulandı. Son günlerde aşı hizmeti için aile sağlığı merkezlerinin koşullarıyla ilgili olumsuzlukların dile getirildiği belirtilen açıklamada şöyle devam edildi: “Koşullar ve olanaklar ne olursa olsun birinci basamak hekimleri aşı hizmetinden çekinmemelidir. Doğrudur; aile sağlığı merkezlerinde güvenli aşı dolabı sorunumuz var, çok sayıda yardımcı sağlık personeli eksiği var, iş yükü fazla olan aile sağlığı merkezlerine ek personel desteği sağlanmıyor. Doğrudur; güvenli çalışma ortamı yok, performans kesinti tehdidiyle cezalandırıyorlar, bina alt yapıları yetersiz, bizi karar mekanizmalarına katmıyorlar, yeterince bilgi vermiyorlar. Az zamanda yatırım da yapmıyorlar, bina da sağlamıyorlar, hekimleri de taşeron gibi çalıştırıyorlar, yeni birim açılmasını inisiyatife bırakıyorlar, sıfır nüfuslu birim tanımlıyorlar, seçen hekimin de rekabetçi piyasa koşullarıyla diğer meslektaşından hasta almasını ve ücretini diğerinin ücretini azaltarak arttırmasını bekliyorlar.

Bu sorunların ana kaynağının iyi örgütlenmemiş bir birinci basamak sistemi olduğu çok net olarak görülmektedir. Daha önce aynı ekip içinde bir bütünün parçası olarak, birlikte çalışıp birlikte üreten ve sorunlara tek güç olarak müdahale eden 25 binin üzerinde hekim ve bir o kadar ebe ve hemşire aile hekimliği sistemiyle bütünden ayrılmıştır. Aile hekimliği sistemine geçildiğinden bugüne ilçe sağlık müdürlükleri ile aile hekimlikleri arasında süreci birlikte yürütmeye yönelik işbirliği oluşturulabilmiş değildir. Süreci birlikte değerlendirme ve çözüm üretme olanağı da oluşmadığı gibi iletişimde ciddi sıkıntılar yaşanmaya devam etmektedir.”

https://ttb.org.tr/kollar/_phk/haber_goster.php?Guid=044bed1a-5999-11eb-a234-396657807ef8

***

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, aşı takviminin belirsizliği nedeniyle Türkiye’nin kısa vadede toplumsal bağışıklık düzeyini yakalama ihtimalinin görünmediğini vurguladı. “Toplumsal bağışıklık için 120 milyon doz lazım” diyen Prof. Pala, “Gelen 3 milyon doz yapılsa da önleme devam” diye uyardı. Pala, toplumsal rahatlama için de, “Bu durum aşı takviminin açıklanması sonrası tartışılabilir. Şu an önümüzü göremiyoruz” diyerek tarih veremedi. Toplumsal bağışıklık düzeyini yakalamamız için toplumun yüzde 70 kadarında bir bağışıklık yakalamamız lazım. Toplumun yüzde 70 kadarı dediğimizde, 18 yaş altını da aşılama dışında tuttuğumuzu da düşünecek olursak Türkiye’deki 83 milyon yurttaş ve 4 milyonu aşkın sığınmacı ile birlikte kabaca 60 milyon insanı aşılamamız lazım. Bu, 120 milyon aşıya en az ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Şu an kullandığımız Sinovac aşısının etkinliğinin yüzde 50’nin biraz yukarıda olması nedeniyle biz bu düzeyi yakalayabilmemiz için aslında daha fazla aşı yapmak zorunda kalabiliriz” sözlerini kaydetti. Prof. Pala, “Ne zaman toplumsal rahatlama olur” sorusuna şöyle yanıt veriyor “Bu durum aşı takviminin açıklanması sonrası tartışılabilir. Şu an önümüzü göremiyoruz. Sayın Bakan demişti ki ‘2020’nin sonuna kadar 20 milyon doz aşı Türkiye’ye gelecek’. Oysa ocak ayının ortasını geçtik elimizde yalnızca 3 milyon doz aşı var. Dolayısıyla aşıların gelme takvimi belli olursa, gerçekten aşılar gelirse bundan sonra bu tartışılabilir ama bugünkü koşullarda Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 54.5 milyon doz aşı ilk 3 ay içinde gelecek olsa bile her aşı yapılanın da aşağı yukarı 5 hafta sonra koruyuculuk düzeyine gelebileceğini varsayacak olursak, bu yılın ilk 6 ayı içerisinde henüz büyük bir rahatlama olabilme ihtimali çok görünmüyor” değerlendirmesini yaptı.

***

Doç. Dr. Cemal Güvecin: Aşı kararsızlığının nedeni bilgi kirliliği

Pandeminin ilk aylarında yaşanan şaşkınlık ve çaresizlik sonrası bugün tüm dikkatlerin kitlesel aşılamaya çevrildiğini ifade eden Güvercin, “Adeta, ülkeler arasında adı konulmamış bir yarışa dönen aşıya erişim, yeni bir eşitsizlik olarak gündeme gelmiştir. Anlaşmayı ve ödemeyi erken yapan ülke vatandaşları aşıya kısa sürede ulaşırken, süreci iyi yönetmeyen veya yoksul ülkelerin vatandaşları ‘aşı çaresizliği’ ile tanışmışlardır. Öyle ki Kanada her bir vatandaşı için 9 aşı satın alırken, bazı Afrika ülkeleri her 13 kişiye 1 aşı düşecek kadar aşı alabilmeyi planlamıştır” dedi. ‘Aşı milliyetçiliği’ olarak ifade ettiği bu anlayış ile pandemide küresel başarı sağlanmasının mümkün olmadığını söyleyen Güvercin, “Ülkeler arası bu eşitsizlik, bazı ülkelerde ulusal düzeyde de kendini göstermiş ve zengin kesimler ve siyasi elitler aşıya herkesten önce ulaşmıştır buna ‘aşı elitizmi’ de diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Sağlık çalışanları arasındaki birkaç günlük aşılama pratiğine bakıldığında, Sinovac aşısı olmaya yaygın olarak onay verildiğinin görüldüğüne dikkat çeken Güvercin, “Ancak yine de belli bir kesimde bu aşıya karşı bir ‘kararsızlık’ olduğu gündeme gelmiştir. Aşının orta ve uzun vadede yan etkileri olabileceği ya da aşının etkili olmadığı söylemlerinden başlayıp, ucu açık komplo teorilerine varıncaya kadar geniş bir ölçekte taraftar bulabilen bu görüşler aşı olmayı reddetmeyle sonuçlanabilir. Aşı kararsızlığı, pandemi sürecinde yaşanan olumsuzlukların yarattığı güven kaybından bağımsız düşünülemez. Halka doğru bilgi verilmemesi, yeterince şeffaf olmama ve vaatlerin yerine getirilmemesi, ciddi bir güven kaybına yol açmaktadır” diye vurguladı. “Aşı yaptırmayı reddeden bir sağlık çalışanı aşı olmaya zorlanabilir mi?” sorusunu ‘hayır’ diyerek yanıtlayan Güvercin, “Kişinin onam vermesi, yapılacak girişimin hukuka uygunluğunun temel unsurudur. Aydınlatılmış onamın dayandığı etik ilke kişinin özerkliğine saygıdır. Yani yeterliliği tam olan bir kişinin kendi geleceğini belirleme hakkıdır. Ancak kişi, aşı olmamanın doğuracağı ve başkalarının sağlığının riske girmemesi için gereken önlemlere uymak durumundadır” dedi.

Sinovac aşısıyla ilgili “Aşı olsam yan etki yapar mı? Bu aşı virüse karşı etkili mi, etkisi yoksa zararı var mıdır?” gibi pek çok soruyla karşılaştıklarını belirten Güvercin, “Sinovac aşısı faz-1 ve faz-2 aşamalarını tamamlamış ve faz-3 aşamasında bulunmaktadır. İlk iki aşama özellikle aşının vücuda yan etkilerinin olup olmadığını ortaya koyan ‘güvenlik’ aşamasıdır. Aşı bu aşamayı geçmiştir, güvenli olduğu anlaşılmaktadır. Faz-3 aşaması özellikle hastalığa karşı etkililiğini ortaya koyan ‘Etkinliğin kanıtlanması’ aşamasıdır. İlk bulgular etkili olduğunu göstermektedir” dedi.

Güvercin, “Örneğin aşılı olmadığı için toplu yerlerde bulunmaması, kalabalıktan uzak durması, temas riskini en aza indirecek işyeri önlemleri alınması gibi. Ancak bu önlemler bireyin temel haklarının ihlaline yol açmamalıdır. Örneğin aşı olmadığı için hastalığa yakalanan kişiye sağlık hizmeti verilmemesi ya da sosyal güvenceden yararlanamaması gibi. Bunun yerine kişisel koruyucu donanım ve korunma mesafesi önlemlerine titizlikle uyarak, diğer bireylerle temasının önlenmesi sağlanmalıdır. Bu kişilere karşı damgalayıcı veya ötekileştirici bir tutum yerine, özenle yaklaşmak, kaygılarını gidermek ve gerektiğinde bilimsel verileri paylaşmak uygun olacaktır” diye konuştu. Güvercin son olarak sürecin şeffaf yönetilmesi gerekliliğine vurgu yaparak, “Aşı kararsızlığının panzehri doğru bilgi vermek, şeffaf olmak, taahhütlere uymak ve güveni korumaktır” dedi.

https://www.evrensel.net/haber/423864/doc-dr-cemal-guvecin-asi-kararsizliginin-nedeni-bilgi-kirliligi

***

Halk sağlığı uzmanı doktor Nuriye Ortaylı, Türkiye’deki aşılama sürecine ilişkin olarak, “Sağlık Bakanlığı aşı portföyünü daha etkin aşılarla çeşitlendirmek zorundadır.” düşüncesini dile getirdi. Ortaylı, Covid-19 aşısının temini için oluşturulan küresel işbirliği ağı Covax’a katılmanın bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Bir de tweetinden anladığıma göre Sayın Bakana Covax konusunda yanlış bilgi verilmiş. Covax’a katılınca aşı seçme şansları olmadığını söylüyor.” yorumunu yaptı.

Ortaylı ‘’Hem pandemiden çıkışı planlayabilmek hem de sağlık çalışanlarından sonra en riskli grup olan yaşlıları ve kronik hastaları koruyabilmek için gerekli.” görüşünü savundu.

Ortaylı, “Zira bağışıklık oluşumu daha güç olan bu gruplar için Sinovac aşısının verisi bulunmuyor. Dolayısıyla aşının etkinliğinin 18-59 yaş grubu için ilan edilenlerden daha düşük olması hiç şaşırtıcı olmaz. Çeşitlendirme için Covax’a katılmayı bir kez daha düşünmekte fayda var. Bir de tweetinden anladığıma göre Sayın Bakana Covax konusunda yanlış bilgi verilmiş. Covax’a katılınca aşı seçme şansları olmadığını söylüyor. Halbuki, Covax, Oxford-AstraZeneca, Moderna dahil yedi aşı ile ön alım anlaşması yapmış durumda. Bu iki aşının da koruyuculuğu daha fazla. Üstelik 65 yaş için güvenlik ve etkinlik verisi var. Elli milyon dolar ödenirse bunlardan birisinden otuz altı milyon doz almak mümkün. Mutlaka özel bir aşı seçmek istiyorsanız da biraz daha fazla bir ücret vermek gerekiyor. Bu da doz başına üç dolar, Sinovac’a verdiğimizin beşte biri. Bütçe açık veriyor diyeceksiniz, ama elli ya da yüz milyon dolar Türkiye için çok para değil. Dediğim gibi bir uçak satılsa karşılanır.” ifadesini kullandı. https://yetkinreport.com/2021/01/19/bakana-asi-ve-covax-hakkinda-yanlis-bilgi-mi-verildi/