KORONA GÜNLÜĞÜ 17 ŞUBAT

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! İstanbul’da özel bir hastanede çalışan Dr.Halil Onalt Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.

***

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır geçen eylül ayında, Covid-19 sürecinde istifa eden ve rapor alan doktor sayılarını öğrenmek için Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya soru önergesi verdi. Önergeye gelen yanıt, sağlık emekçilerinin sorunlarına devletin ne kadar kayıtsız kaldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Sağlık Bakanı Koca, 7 ayda toplam 2 bin 412 hekimin istifa ettiğini açıkladı. Koca, kaç hekimin rapor aldığı sorusuna ise yanıt veremedi. 10 Mart 2020 ile 8 Eylül 2020 tarihleri arasında 858 uzman tabip, 144 asistan ve bin 410 tabip olmak üzere toplam 2 bin 412 hekimin istifa etti.  Ayrıca, 487 uzman tabip, 31 tabip ve 4 diş hekiminin özel hastanelere geçiş yaptı.

***

Türkiye’de sayıları yaklaşık 30 bini bulan asistan hekimler, 36 saate varan nöbet sisteminden, eğitimcilerin mobbinginden ve giderek düşen eğitim kalitesinden şikâyetçi. Kimi cerrahide, kimi anestezide, kimi de çocuk hastalıkları bölümünde uzman olmak için çalışan asistan hekimler yaşadıkları çıkmazı şu şekilde özetliyor: “Nöbet ertesi izin için dilekçe verdik; ayda 8 olan nöbet saatimizi 14’e çıkardılar”, “Bizi 36 saat nöbete katlanmaya dayandıran, hata yapma korkusu aslında”.

https://www.gazeteduvar.com.tr/asistan-hekimler-anlatiyor-sisteme-itiraz-ettik-ayda-8-olan-nobetimizi-14e-cikardilar-haber-1513579

***

Covid-19 pandemisi çok görülmeye, çok öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 110 milyonu geçerken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 450 bine yaklaştı. Bulaş tehdidi olan aktif hasta sayısında düşme eğilimi devam etti, küresel olarak 22 milyon 756 bin kişiye indi.

Dünya genelinde haftanın ikinci günü yeni vaka bildirimi 342 bin 151 kişi, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 9 bin 777 kişi oldu. Dünya genelinde on binin üzerinde günlük bildirim yapan ülke sayısı yeniden dokuza yükseldi: ABD (63.4 bin), Brezilya (55.3 bin), Fransa (19.6 bin), Rusya (13.2 bin), Hindistan (11.8 bin),  İngiltere (10.6 bin), İtalya (10.4 bin), İspanya (11.9 bin) ve Endonezya (10 bin).

Yakın komşumuz İran’da mutant virüsün yaygınlaştığı açıklması sonrası vaka sayısı aynı hızda devam ediyor. Son 24 saatte İran’da 8 bin 11 yeni vaka bildirimi yapılırken 89 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. İran’da toplam vaka sayısı 1 milyon 534 bine, can kaybı 59 bin 117 kişiye yükseldi.

***

Küresel vaka ve ölüm sayılarındaki düşüş Türkiye’de ne yazık ki gözlenmiyor. Covid-19 salgını bir türlü kontrol altına alınamıyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 7 bin 906 kişi oldu, toplam vaka sayısı ise 2 milyon 602 bini geçti. Ölüm sayısı da ciddiyetini koruyor, son 24 saatte 90 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 27 bin 652 kişiye yükseldi Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 658 kişi. Günlük test sayısı 116 bin civarında. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısında yükseliş dün de devam etti, aktif hasta sayısı 84 bin 131 kişiye yükseldi. Ağır hasta sayısı 1,201 kişiye düştü. Halen %1.5 olan ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) yaklaşık dört katı! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunun vurgulamaya devam ediyoruz.

***

Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye’de koronavirus mutasyon analizlerinin haftalık açıklanması gerektiğini belirterek “Sahadan gelen veriler, yoğun bakımda yatanların yaş grubunun düştüğünü gösteriyor. Eğer böyle bir şey varsa, gençlerde mutasyonun virülansı (hastalığa neden olma yeteneği) daha yüksek bir hale mi geldi? Şimdi 40-50 yaşında ölümlerin olduğunu görüyoruz. Bundan böyle yaş gruplarına göre ve bölgesel olarak mutasyon açıklanırsa biz de mutasyonun nasıl etkilediğini görürüz” dedi.  İl bazında mutasyonun açıklanmasının salgınla mücadeleyi de kolaylaştıracağını söyleyen Bulut, “Mutasyonlar arasındaki farkı da görmüş oluruz. Hangisi daha ölümcül, hangisi daha ağır biliriz” diye belirtti.

***

Sağlık Bakanı Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama yaptı. Koca, ”Tedbirlerle ilgili artık vaka sayılarına göre ‘Yerinde karar’ dönemine geçiyoruz” dedi. Covid-19 mutasyonlarıyla ilgili etkin bir çalışma yürüttüklerini belirten Bakan Koca, “Buna rağmen bazı mutasyon türlerinin bulaşma oranı çok daha yüksek” ifadelerini kullandı. “Bilim Kurulumuzun oluşturduğu öncelikli grupların aşılamasında 1. aşamayı tamamlamak üzereyiz” diyen Koca, şu ana kadar yaklaşık 800 bini ikinci doz olmak üzere, 5 milyonu aşkın doz aşı yapıldığı bilgisini verdi.

Koca ayrıca, üniversitelerde uygulamalı eğitimlerin yüz yüze, teorik eğitimlerin ise çevrimiçi devam edilmesi konusundaki görüş birliğinin Yükseköğretim Kurumu’na (YÖK) iletildiğini belirtti.

***

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun tavsiye kararları ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’nın açıklamaları kapsamında, 2020-2021 eğitim öğretim yılı bahar dönemi için bazı üniversitelerde hibrit (karma) eğitim modeli kararı alındı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ), Konya Selçuk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi aldıkları senato kararlarını ilk duyuran üniversiteler oldu.

***

İngiltere’de, uzmanların ‘endişe verici mutasyonlara sahip’ olduğunu söylediği korona virüsünün yeni bir varyantı tespit edildi. Bilim insanları, E484K mutasyonunu barındıran bu yeni varyantın daha önce İngiltere’de saptanan B.1.1.7 isimli virüsle benzerlik taşıdığını aktardı.

***

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal mesafe kuralına uyulmayan kongrede partililere seslenerek “Bakın, salgının olduğu dönemde kongre yapıyoruz ve Rize’de salon lebalep (tıklım tıklım) dolu” diyerek salgın tedbirlerini çiğnemekle övünmüştü. Erdoğan’ın bu sözlerine tepkiler sürüyor CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın lebaleb dolu açıklamasına tepki göstererek, “Beş masalı lokantadan bulaşan virüs lebaleb dolu kongreden bulaşmaz! Halk aç, insanlar evsiz, işletmeciler perişan! Kongrede yazan ‘siyasetin tek limanı ahlaktır’ cümlesi pek manidar.

***

Eğitim-Sen, yüz yüze eğitime geçilmesi için atılması gereken adımları içeren açıklama yaptı. Eğitim emekçilerinin aşılanması gerektiğini belirten sendika, “MEB yöneticileri, okullarda alınması gereken önlemlerin hangi gerekçelerle neden yaşama geçirilmediği konusunda kamuoyuna bir açıklama yapmak zorundadır” dedi.

***

DTB Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber, uluslararası iş birliğine duyulan ihtiyacı vurguladı: “Hep birlikte, pandeminin sonuçlarını hafifletecek stratejiler üzerinde, tedavi ve aşı geliştirilmesi gibi konularda çalışmalar yapabildik. Tek başına hiçbir ülke bu işin altından kalkamazdı, tek başına hiçbir bilim insanı bu zorluğun üstesinden gelemezdi ve tek başına hiçbir hekim gerekli sağlık hizmetini veremezdi. İşbirliği, uluslararası işbirliği bu alanlarda yol açıcıdır. Ve hep birlikte ileriye yol alırken aynı zamanda paylaşmalıyız da. Hiç kimseyi, kolayca örselenebilir insanları ve devletleri ihmal etmemek için… Günümüz bencilliğin ve milliyetçiliğin zamanı değildir.” https://www.evrensel.net/haber/426010/dunya-tabipler-birligi-kovid-19a-karsi-mucadelede-is-birligi-cagrisinda-bulundu

***

Lahey Bölge Mahkemesi, önlemlere karşı olan “Virüs Gerçeği” (Virus Truht) adlı grubun açtığı davada, Hollanda hükümetinin korona irüsü salgını nedeniyle uyguladığı sokağa çıkma yasağının meşru olmadığına hükmetti. Mahkeme, ciddi hak ihlâllerine yol açtığını belirttiği yasağın derhal kaldırılmasını istedi. Hükümet temyize gitmeyi düşünüyor.

***

Küresel pandemiden etkilenen sanat kurumlarının başında gelen İKSV, yeni yıla Eczacıbaşı Topluluğu’ndan aldığı 35 milyon liralık destekle giriyor. Destek paketi üç yıl olarak planlandı.

***

Yargıtay, maske takmayanlara ‘Kabahatler Kanunu’ uyarınca ceza verilmesine ilişkin 14 Aralık 2020 tarihli kararını kaldırdı. Bolu’da Covid-19 tedbirleri kapsamında maske takmayan N.K.’ye, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle 900 TL idari para cezası uygulandı. N.K.’nin itirazını değerlendiren Bolu Sulh Ceza Hakimliği, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası uygulanamayacağına, idari yaptırım kararı verme yetkisinin mahalli mülki idari amirine ait olması nedeniyle kolluk tarafından uygulanan idari para cezasının kaldırılmasına hükmetti.

***

ABD’de federal hükümetin satın alarak eyaletlere dağıttığı milyonlarca Covid-19 hızlı test kitinin kullanılmayarak kenarda bekletildiği belirtildi. Eyaletlere dağıtılan 142 milyon Covid-19 test kitinin en az 32 milyonunun kullanılmadığı kaydedildi.

***

Bornova Belediyesi’nin hobi ve beceri kurslarında fotoğrafçılık eğitimi alan farklı kursiyerler, korona virüsü salgınının psikolojik, sosyal ve ekonomik etkilerini fotoğrafladı. Online ortamda düzenlenen sergi ile ilgili yapılan açıklamada, “Pandemi Sürecinde Hayatlarımız” çalışmasının salgın sürecinde içeriden ve dışarıdan görsel yansımalardan oluştuğu ifade edildi.

***

BioNTech’in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, ”Bu virüsün bizimle kalacağı çok açık. Bu sadece 2021 ve 2022’nin geçici bir sorunu değil. Bu gelecek 10 yıl için bir zorluk oluşturuyor” dedi.

AŞI TARTIŞMALARI

Hatay Tabip Odası aşı çalışmaları ile ilgili açıklama yaptı ve ‘’Sağlık Bakanı’nı bir günlüğüne aile sağlığı merkezinde çalışmaya davet ediyoruz’’ dedi. Açıklmada, ‘’Aile sağlığı merkezlerindeki fiziksel altyapı, personel eksikliği, aşı uygulama yerlerinde aşı sonrası takip için bekleme alanları göz ardı edilerek hastalığın bulaşma riski arttırılmaktadır” ifadelerine yer verildi. Hatay Tabip Odası, ASM’lerde poliklinik, bebek, çocuk ve gebe aşıları, gebe izlemleri ve diğer çalışmaların devam ettiğini hatırlatarak, hastaların randevu alıp aşılarını yaptıramadan dönmelerinin hem aşırı kalabalığa hem de vatandaşların mağduriyetine neden olduğunu kaydetti. https://sendika.org/2021/02/hatay-tabip-odasi-saglik-bakanini-bir-gunlugune-aile-sagligi-merkezinde-calismaya-davet-ediyoruz-608766/

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “SinoVac ile yaptığımız anlaşmaya göre nisan sonuna kadar 100 milyon doz aşı elimizde olacak.Tabii ki üretimin aksamaması, her şeyin yolunda gitmesi en büyük dileğimiz.” açıklamasını yaptı.

***

Güney Afrika’nın, geçtiğimiz hafta ülkeye ulaşan 1 milyon doz Oxford/AstraZeneca aşısını geri vermek istediği öne sürüldü ancak Güney Afrika Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, böyle bir uygulamanın söz konusu olmadığı belirtildi. Haberler, DSÖ’den Oxford/AstraZeneca aşısına acil kullanım onayı verilmesiyle eş zamanlı olarak gündeme geldi.

***

Güney Koreli istihbaratçılar, Kuzey Kore’nin, ABD’li ilaç şirketi Pfizer’den Covid-19 aşısında kullanılan teknolojiyi çalmaya çalıştığını açıkladı.

***

Dünya Ticaret Örgütü’nün ilk kadın ve Afrikalı lideri seçilen Ngozi Okonjo-Iweala, ilk basın toplantısında koronavirüs salgınında yaşanan “aşı milliyetçiliğini aşma” çağrısı yaptı.

***

Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca ilaç firması, Covid-19’a kaşı geliştirdikleri aşıyı, 6-17 yaş grubundaki çocuklarda test edeceklerini duyurdu. Oxford Üniversitesi St George Hastanesi, Southampton Üniversitesi Hastanesi ve Bristol Kraliyet Çocuk Hastanesinde yürütülecek klinik deney için gönüllü kayıtları başlatıldı. 300 çocuğun katılması planlanan denemede, deney grubundaki 240 çocuğa Covid-19 aşısı, kontrol grubundaki 60 çocuğa ise menenjit aşısı yapılacak. Deneme, aşının çocuklarda enfeksiyonu önleme etkisini ölçmeyi amaçlıyor.

***

Peru’da eski Devlet Başkanı Martin Vizcarra’nın ülkede aşılama programı henüz başlamadan yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı yaptırdığının ortaya çıkmasıyla başlayan kriz büyüyor. Geçici Devlet Başkanı Francisco Sagasti, yaygın aşılama başlamadan önce gizlice aşı yaptırdığı için istifa eden Sağlık Bakanı Pilar Mazzetti ve Dışişleri Bakanı Elizabeth Astete ile birlikte 487 hükümet yetkilisinin program dışı aşılandığını açıkladı. Sagasti, söz konusu hükümet yetkililerinin görevlerini bu şekilde kötüye kullanmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Hükümetimizin parçası olan bu kişiler kamu çalışanı olarak görevlerini yerine getirmekte başarısız olmuşlardır.” ifadesini kullandı. Sagasti yetkililerin isimlerinin savcılığa bildirildiğini belirtirken muhalefet partileri konu hakkında meclis soruşturması başlatılması için görüşmelere başladı.

***

Aşı milliyetçiliğinin panzehiri: Aşı dayanışması – Yasemin Giritli İnceoğlu

Şu anda, dünya nüfusunun sadece yüzde 16’sına sahip zengin ülkeler, dünya genelindeki aşı stokunun yüzde 60’ını satın aldı. Aşıya erişim eşitliği sadece ahlaki bir zorunluluk değil, aynı zamanda stratejik ve ekonomik bir zorunluluk.

Uluslararası bir çaba ile geliştirilen aşıları, bir ülkenin ürünü olarak etiketlemeye çalışmak, ülkelerin aşılara erişimi kısıtlamak aşı milliyetçiliğidir. 2020’de yaşanan ‘maske diplomasisi’nde olduğu gibi, bazı ülkeler, aşıları adeta bir “pazarlık kozu” olarak görüp zenginleri koruma altına alıyorlar. Halbuki olması gereken, bu aşıların küresel kamu malı olarak hiçbir ayrımcılık yapılmadan dağıtılması. Ana aşı üreticileri üretimi artırmak için çalışıyorlar, ancak talebi karşılamaya yakın bir yerde bile değiller.  Hükümetler ve şirketler bu yapay kıtlığın üstesinden gelmek için bir araya gelmeliler. Aşı üretimini artırmak ve dağıtımını genişletmek için atılabilecek birçok adım var. Bunlar arasında aşı üretim teknolojisinin, fikri mülkiyet haklarının (patent) ve know-how’ın Covid-19 teknoloji erişim havuzu aracılığıyla açıkça paylaşılması, fikri mülkiyet engellerinin reddedilmesi ve üreticiler arasında gönüllü sözleşmelerin genişletilmesi yer alıyor. Gelişmekte olan Ülkelerin Aşı Üreticileri Ağı gibi girişimlerle aşı talebini karşılamak için özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika’da ek üretim üsleri inşa etmesi, bir başka deyişle, üretimin küresel olarak genişletilmesi, sağlık eşitliğini ve sağlık güvenliğini sağlamak için son derece gerekli adımlar. Pandemiyi kontrol etmek için tek kalıcı çözüm, dünyanın dört bir yanındaki birçok insanı mümkün olduğunca çabuk aşılamaktır. Geç kalınan her gün acıyı ve beraberinde sosyal ve ekonomik katliamı arttırır.

https://bianet.org/bianet/toplum/239377-asi-milliyetciliginin-panzehiri-asi-dayanismasi

***

TTB Covid-19 İzleme Kurulu’ndan Prof. Dr. Kayıhan Pala, salgını yenmek için toplumun yüzde 67’sinden fazlasının Covid-19’a karşı bağışık kılınması gerektiğine dikkat çekti. Pala, “Buradaki yüzde 67 rakamı toplumun ne kadar aşılanacağına ilişkin bir rakam değildir. Buradaki yüzde 67 rakamı toplumun ne kadarının bağışık olmasına ilişkin bir rakamdır. Dolayısıyla yüksek düzeyde koruyuculuğu olan aşılar kullanılarak elde edebileceğimiz bir rakam, yani 100 kişiden 67’sini aşılamak yetmeyecek, 100 kişiden 67’sinin bu hastalığa karşı bağışıklığın sağlanması gerek” dedi.

***

Covid-19 okumaları – Edip Polat

Naçizane 18 yılını kamuda bakteriler ve virüsler üzerinde çalışarak geçiren biri olarak, bu virüsün atasının yıllarca insanda hastalığa neden olmadan yaşadığını ve kimsenin bunun farkına varmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ne zaman ki mutasyon geçirip ölümcül olduysa “doğuş teorileri” ortaya atılmış ve adlandırılmıştır. WHO heyetinin çalışma yönteminin hatalı oluşundan söz ettik, zira doğada bazı olaylar geri dönüşsüzdür (irreversible) ve asla tekrarlanamazlar, doğum olayı da bunlardan biridir. Her bir canlının doğuşu (virüs, bakteri vs. de dahil) Big Bang gibidir, bir kez olur, müstesnadır, her birey için de, türler için de bir kez vuku bulur. Bu yüzden teşbihte hata olmaz; ha akan bir dereye daha önce bırakılan bir eşyayı aynı yerde aradınız, ha virüsü doğduğu yerde aradınız. Aynı suda bir kez daha yıkanmak mümkün değil.

WHO heyetinin bir şey bulması beklenemezdi, bulsaydı da aynı virüs olmayacaktı. https://www.gazeteduvar.com.tr/covid-19-okumalari-haber-1513507

***

Covid-19 ve maske! – Dr. Ali Tepe

Geçtiğimiz günlerde Fauci “mutasyona ya da varyantlara karşı çift maske kullanımı daha etkili olabilir şeklinde düşünüyorum” deyince bizde de “çift maske” önerisi yapma moda haline geldi. Hatta öğrendik ki birçok bilim insanımız zaten çift maske takarmış. Ara verip Fauci’nin önerisindeki “olabileceğini düşünmek ya da olabilirlik” ifadesi üzerinde düşünülmesini öneriyorum. Olabilirlik, olamama ya da olmama durumunu da aynı bağlamda dillendiren bir ifadedir. Olabilir, olmayabilir de! Ve görünen o ki pandemi süreci ile ilgili bilgisizlikler kanıta dayanmayan konuşmaları bir gelenek haline getiriyor. Bu pandeminin bilim alanına yaptığı olumsuz bir müdahale olarak etkisini sonradan daha anlaşılır bir şekilde gösterecektir. Yukarıda da dediğim gibi eş zamanlı olarak bizim bilim insanlarımız da aynı, benzer önerilerle arzı endam etmeye başladılar.

…..

Mutasyon olgusu maske konusundaki yaklaşımların da benzer şekilde gözden geçirilmesine yol açtı. Birçok bilim insanı ya da “uzman” “maskenizi bir üst düzeye çıkarın” diye öğüt veriyor. Ve bunda da “olabilir” belirsizliğini eklmeyi ihmal etmeyerek sonradan yalnışa düşmüş olma olasılığından kendilerini korumaya çalışıyorlar. Çok katmanlı, cerrahi maske ile birlikte N95 tarzı özel bir maskenin kullanılmasını öneriyorlar. (Bu önerilerde ilginç bir unsur ise “batı”nın N95 maskesinin benzeri olan KN95’i ise “Çin maskesi” yaftalamasından kurtulamaması) Bu öneri saydığımız -ve saymadığımız- birçok sorunun daha da artmasına neden olabilir. Örneğin mutasyona karşı uzmanların önerdiği maskeye ayrılacak bireysel bütçenin 8-10 kat artmasına neden olabilir. Çift maske ise iki katı, doğal olarak. Diğer taraftan üretilen-kullandığımız maskelerin üretim malzeme kalitesi konusunda bireyler olarak ne kadar bilgiliyiz. Virüs boyutuna karşı yetersizlik sorununun -eğer böyle bir sorunun varlığından kuşku duyuyorsak- çift maske ile çözülmeyeceği matematiksel bir gerçekliktir. Çift maske tartışmalarında bu nedenle yeni sorunların ortaya çıkabileceğini iddia eden bilim insanlarının açıklamalarını da okuyoruz: örneğin solunum zorluğuna neden olabileceğini, tek maskeye göre oksijenlenmeyi daha da azaltabileceğini söylüyorlar. (Oysa bunu diyenler daha önce maskenin solunumu etkilemeyeceğini iddia ediyorlardı.) İkinci bir maskenin oluşturacağı yeni bir sorun olarak da yeni enfeksiyonlar için uygun ortam oluşturabileceği gündeme getiriliyor. Özetle tüm bilinmezlikleri ve bilinmezliklere yönelik “deneysel araştırmalarla” Covid-19 süreci devam ediyor ve bu şartlarda pandemide maskenin öyküsü de devam edecek gibi gözüküyor. Ve maske aracılığıyla, tabii kullanabildiğimiz taktirde, bizlerin göreceği yararlar ve uğrayacağımız olası zararlar konusundaki tartışmalar da. http://yeniyasamgazetesi2.com/covid-19-ve-maske/