Korona Günlüğü 13 Ağustos 2020

GÜNDEM

  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yazılı bir açıklama yaptı. Koca, son haftalarda Covid-19’da artan vaka sayılarına ilişkin “Artış bu hızla devam ederse bir daha yaşamak istemediğimiz ağır tedbirlere dönmemiz gerekebilir” diye konuştu.
  • Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020-2021 Eğitim-Öğretim sezonunun 31 Ağustos 2020 tarihinde uzaktan eğitimle açılacağını; 21 Eylül’de ise yüz yüze eğitime seyreltili olarak geçileceğini açıkladı.
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yönetiminden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilen tarihi Galata Kulesi’nin ‘restorasyon’ çalışmaları sırasında duvarlarının matkapla delindiği görüntülere tepki yağdı. TMMOB’un yaptığı açıklamada ‘Galata’ya matkapla giren bu vandalizm ile Palmira, Ninova antik kentlerini, Musul Kütüphanesi’ni yok eden IŞİD barbarlığı, zihniyet olarak kardeştir.’denildi.
  • CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Temmuz 2020 Hak İhlali Raporu”nu açıkladı. Rapora göre 162 kişinin yaşam hakkı ihlal edilirken, 110 toplantı ve gösteri yürüyüşüne polis müdahale etti.
  • Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM), 25 yıldır hizmet verdiği Beyoğlu’ndaki binasının yarın boşaltılacağı belirtildi. MKM çalışanları konuya ilişkin şu bilgileri verdi: “Bize hiçbir açıklama yapılmadan sözleşmemiz varken ihaleye çıkarıldı. İhaleye üç defa çıkarıldı. Son ihaleyi biz kazanınca da iptal ettiler ve bugün de süre vermeden telefon açıp yarın boşaltmamız istendi.”
  • Kırklareli’nde görev yapan bir aile hekimi kendisiyle yapılan röportajda bölgede koronavirüse yakalanan işçilerin çalıştırılmaya devam ettirildiğine tanık olduğunu anlattı. ‘’Üretim durmasın diye testleri imha ettiler, işçileri depoya sakladılar!’ ifadelerini kullandı.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ-SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 20.8 milyon sınırında, toplamda can kaybı ise 746 411 kişiye ulaştı.
  • Küresel yeni vaka sayısı yine yükselerek 285 bin 596 oldu. Yeni vaka bildiriminde Hindistan 67 binin üzerinde vaka ile zirvedeki yerine korudu. Bunu Brezilya (58 bin), ABD (54.3 bin), Kolombiya (12 bin), Peru (8.9 bin), Arjantin (7.7 bin) ve Meksika (6.7 bin) izliyor. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 31 ülke binin üzerinde vaka bildiriyor.
  • Covid-19’a bağlı bir günde yaşanan can kaybı sayısında da ciddi artış gerçekleşti. Son 24 saatte 6 bin 822 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Bu ölümlerin büyük kısmı 4 ülkede gerçekleşti: ABD’de 1,336 kişi, Brezilya’da 1,164 kişi, Hindistan’da 950 kişi ve Meksika’da 926 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
  • Resmi istatistiklere göre dahi yeni vaka sayısındaki artış kontrol edilemiyor. Türkiye’de son 24 saatte 1,212 kişi Covid-19’a yakalandı, 18 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 632 kişiye (%5.5) yükseldi, dünya ortalamasının 5.5 katı daha fazla ağır hastaya sahibiz. Pnömonili (zatürre) hasta oranı (%8.2) ciddiyetini sürdürüyor. Test sayısı 67 bine yükseldi.
  • Sağlık Bakanlığı 2-8 Ağustos tarihli Covid-19 haftalık durum raporunu yayımladı. Ağustosun ilk haftasında Türkiye genelinde 7,948 kişide Covid-19 tespit edildi. Bir önceki haftaya göre yeni vaka sayısı %17.7 (1,195 kişi) arttı. Son 7 gün içinde 100.000 kişiye düşen yeni COVID-19 vaka sayısı (insidansı) Türkiye genelinde 9.6’ya yükseldi. Rapora göre son 7 gün içinde Covid-19 insidansı Güneydoğu Anadolu (18.9), Batı Anadolu (17.5) ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgelerinde (16.1) oldukça yüksekti. Mardin 38,4, Erzurum 29,9 ve Konya 22,9 ile büyükşehirler arasında en yüksek son 7 gün insidansına sahip olan iller oldu. Büyükşehirler arasında son 7 güne ait 100.000 kişiye düşen en düşük yeni COVID-19 vaka sayısı Denizli ile Balıkesir için 1,8 ve Muğla için 1,5 olarak gerçekleşti.
  • Bölge illerinde sağlık emekçilerinden alınan bilgiye göre Covid-19 salgını ile ilgili durum şöyledir:
    • Batman: Sahada çalışan sağlık çalışanlarından aldığımız bilgiler maalesef günde ortalama 400-700 arası Covid polikliniklerine başvuru olduğu ve bu başvuranların en az yarısının olası Covid-19 vakası olduğu yönündedir. Yine ASM’ de çalışan sağlık çalışanlarından aldığımız bilgiler Batman genelinde 3000 civarı Covid pozitif vakanın evde izole edilerek izlemlerinin yapıldığı yönündedir.
    • Van: Bugüne kadar il geneli net olmamakla beraber vaka sayısı 7 bini geçti. Hayatını kaybeden hasta sayısı konusunda net bir bilgi yok. Hayatını kaybeden hastaların ölüm nedeni Covid olarak geçmiyor fakat çok sayıda ölümün bu nedenden dolayı olduğu biliniyor. Hastasının Covid sonucu öldüğünü kabul eden aileye cenazesinin verilmeyeceğini devletin defin işlemlerini yapacağı söyleniyor. Şu an aktif vaka sayısı 1400 dolayındadır. Van EA Bölge hastanesininde üç kat servis tamamen Covid hastalarına ayrılmış durumda. İpekyolu ek hizmet binasında 35 yoğun bakım hastası var (6 hasta entübe) ve servislerde yatan hasta sayısı ise 70’dir.
  • Batman Tabip Odası ve SES Batman Şubesi, sağlık çalışanlarıyla ilgili yaptığı ortak açıklamada, “Sağlık çalışanlarının salgın etkeni virüsle enfekte olması hastalığın yayılımına ve sorunun büyümesine yol açıyor.  Batman’da 560 sağlık çalışanı enfekte oldu. Haziran sonrası toplam 10 hekim pandemi hastanesi olan batman bölge devlet hastanesinden istifa ederek ayrıldı”
  • 1 Haziran’da başlatılan “normalleşme” süreci sonrası Coronavirüs vakalarındaki artış sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere ilişkin tartışmalar sürerken ‘Hayat Eve Sığar’ uygulaması İstanbul’da 4 ilçenin alarm verdiğini ortaya koydu. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Hayat Eve Sığar’ uygulaması göre, İstanbul’un Bağcılar, Bahçelievler, Sultangazi ve Zeytinburnu ilçelerinde vaka sayıları yoğun olarak gözleniyor. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 10 Ağustos tarihli ‘Covid-19 Günlük Durum Raporu’a göre, İstanbul’da 174 yeni vaka tespit edildi. Yeni hastane yatışları 75 olurken taburcu edilenler 82 olarak kayıtlara geçti.
  • Bakanlık, evde tedavi gören Covid-19 hastalarına ilişkin bir de broşür yayınladı. Bakanlık, “Covid-19’a yakalandıysanız ve tedavinize evde devam edilecekse hastalığı başkalarına bulaştırmamak için tedaviniz tamamlanana kadar evden çıkmayın, evinizde mümkünse aile bireylerinden ayrı bir odada kalın” açıklamasını yaptı. Bakanlık konuya ilişkin Twitter hesabından bir de ‘Covid-19 Evde İzlem Önerileri Broşürü’ yayınladı. Broşürde, hastalıkta sık görülen belirti ve bulgular tarifi edilirken, evde tedavi süresince yapılması gerekilenler anlatıldı.
  • İstinye Devlet Hastanesinde çalışan SES Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Davut Ak’ın belirtiler göstermesi üzerine Covid testi yaptırmak istediği ancak geri çevrildiği belirtildi.  SES yaptığı açıklamada, “Bir milletvekilinin bir ayda sekiz defa test yaptırdığını açıkladığı şartlarda, bazı sağlık emekçilerinin tek bir test vermesinin dahi keyfi bir şekilde engellenmesi kabul edilebilir değildir” dedi.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın pozitif vaka sayısının en fazla arttığı iller arasında sıraladığı Şanlıurfa’da, son 14 günde, koronavirüslü hastalarla temaslı vatandaşların yaşadığı 2 bin 200 ev karantinaya alındı.
  • Adana’da günlük ortalama 300 kişinin test sonucunun pozitif çıktığını, kentin farklı hastanelerinde 400 ila 500 hastanın tedavi edildiğini belirten SES Şube Eşbaşkanı Halide İnci, 11 Ağustos’ta 600 kişinin testinin pozitif çıktığını söyledi.
  • Ceza infaz kurumlarında kalan mahpusların sorunlarına dair Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ile birlikte bir açıklama yapan sekiz hak örgütü pandemiyle birlikte iptal edilen hizmetlerin, ağız ve diş sağlığı sorunlarını arttırdığını açıkladı. Mahpusların ağız-diş sağlığı işlemlerinin koronavirüs (Covid-19) nedeniyle durdurulduğunu hatırlatan CİSST,ceza infaz kurumlarındaki diş ünitelerinin pandemi koşullarına uygun olmadığını aktardı.
  • Solunum Derneği TÜSAD; okulların açılması kararının, sadece öğrencileri etkileyecek bir karar olmadığına dikkat çekerek, “Yaklaşık 72 milyon gibi nüfusun yüzde 80’inden fazlasını etkileyeceği öngörülmelidir” dedi.
  • Eğitim Sen tarafından düzenlenen salgında gelinen aşama ve eğitim kurumlarının durumunu ilişkin online çalıştayda konuşan TTB Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Kayıhan Pala, online eğitimin eşitsizliği arttırdığını söyledi: ‘’Bizim sağlık alanında savunduğumuz önemli bir kavram var. Eşitlik. Biliyoruz ki özel okullarla kamu okulları arasında zaten ciddi bir eşitsizlik var. Bir kere biz Türkiye’de okulları açmayı planlarken bu eşitsizliği azaltacak önlemler perspektifinden bakmalıyız. Hollanda ve Finlandiya örneğini verdi. Bu iki ülkedeki okulların açıldığını ve salgında ciddi oranda bir artış meydana gelmediğini aktaran Pala bu durumun nasıl sağlandığını ise şöyle açıkladı: Bu noktada şu ilkeler göze alınmış: 100 bin kişi başına yeni olgu sayısının birin altına düşmesi. Bu veriler bizim ülkemizde 8-10 civarında devam ediyor. Öğrencileri, öğretmenleri ve çalışanları risk gruplarına ayırmışlar. Örneğin kalp, diyabet hastası olan çocuklar var. Ya da çocuğun kendisinde hiçbir hastalık yok ama birlikte yaşadığı bireylerde bu hastalıklar var. Böyle bir risk değerlendirmesi yapmışlar. İlk aşamada bu risk gruplarını okullardan uzak tutmuşlar. ‘Şu aşamada sizsiz başlayalım’ demişler. Bu arada bu ülkelerde sınıf mevcutları 20’ye yakın ve okullardaki hijyen tedbirleri oldukça yüksek. Pala, hastalığın bir kişiden diğer bir kişiye geçiş ortamlarına ilişkin de “Bu hastalık üç yerde yoğun olarak bulaş tehlikesi içeriyor: Evler, iş yerleri ve toplu ulaşım. Buralarda eğer siz sorunu çözemezseniz, o zaman hastalığın bulaşmasını engelleyemezsiniz” diye konuştu. Bölgesel olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vakaların Marmara Bölgesi’nde görülenlerin 7 katı olduğunu ifade eden Pala, sözlerini “Siz bu denli farklı vaka artışlarının olduğu bölgeler için merkezi bir karar verdiğinizde, bunun olumsuz etkileyeceği bölge de yine vaka sayılarının yüksek olduğu bölgeler olur” diye sürdürdü. Pala sözlerinin devamında başarısız iki ülke olan İsrail ve ABD örneklerini inceledi. Pala bu ülkeler hakkında şunları kaydetti: İsrail’de birinci dalga bittikten sonra okulların açılma kararı verildi. Okullar açılırken de hijyen ve fiziksel mesafe kurallarına riayet edildi. Ancak on günün ardından iki ayrı okulda salgın görüldü. Salgının, İsrail’de ikinci dalgayı başlattığına ilişkin değerlendirmeler oldu. Ve bu ikinci dalga ilkinden daha etkili oldu. ABD de ise bu süreç daha hızlı yaşandı ve okullar kapatıldı. 10 yaşın üzerindeki çocuklarda taşıyıcılığın epeyce yüksek olduğuna işaret eden Pala, okullardaki fiziksel olanaklara bakıldığında bu hastalığın evlerde ve toplu taşımada çok hızlı yayılacağını ifade etti. Pala sözlerini, “TTB olarak Ağustos ayı içerisinde hiçbir okulun açılmaması gerektiğini düşünüyoruz” ifadeleriyle sonlandırdı.
  • İHD: Covid-19 tedbirleri kapsamında verilen para cezaları kanunsuz. İHD’nin COVID-19 ile mücadele kapsamında alınan tedbirler ve vatandaşlara kesilen idari para cezalarının yasallığını sorguladığı raporunda devletin OHAL ilan etmeden fiili bir OHAL durumu yarattığına dikkat çekildi. (Raporun tamamını okumak için tıklayın)
  • Belçika’nın başkenti Brüksel’de bugünden itibaren kamuya açık tüm alanlarda maske takmak zorunlu hale getirildi. Brüksel’de geçen hafta her 100 bin kişide ortalama 50 vaka kaydedildiği belirtilmişti.
  • Avrupa’da yeni vakalardaki artış nedeniyle halka rehavete kapılmayın uyarıları yapılıyor. İspanya, Fransa, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki yetkililer yeni vakaların daha fazla artmasından kaygı duyuyor.
  • Almanya’da yeni korona virüsü vakalarının artış hızı yükseliyor. Kamu sağlığı kuruluşu Robert Koch Enstitüsü, son 24 saatte 1226 yeni vaka tespit edildiğini açıkladı. Bu, Almanya’da 9 Mayıs’tan bu yana kayıtlara geçen yüksek sayı oldu. Son verilerle ülkedeki toplam vaka sayısı 218 bin 519’a yükseldi. Son bir günde altı can kaybı yaşanmasıyla, ölü sayısı ise 9 bin 207’ye çıktı.
  • Fransa Başbakanı Jean Castex ülkenin iki haftadır ‘yanlış yöne gittiği’ uyarısını yaptı. Fransa’da yeni vaka sayısı katlanarak artıyor. Son 24 saatte 2 bin 554 yeni vaka tespit edildi.
  • İspanya Sağlık Bakanlığı verilerine göre de yeni vaka sayısı salı günü itibariyle yeniden 3 binin üzerine çıkmıştı. Son 24 saatte ise 3 bin 172 olarak rapor edildi. Yeni vakaların çoğunun ağırlıklı olarak Katalonya, Madrid ve Aragon’da görüldüğü belirtildi. Bu bölgelerde geçen ay tedbirler yeniden sıkılaştırılmıştı.
  • Van’da enfekte olmuş sağlıkçı sayısı  160 civarı olup bu saglık emekçilerinin 123’ü Van merkezindeki sağlık kurumlarında çalışmaktadır. Yine Başkale ‘de 12, Gürpınar’da 8, Erciş’te 4, Çaldıran’da 4, Muradiye’de 3, Özalp’ta 3, Çatak’ta 2 Saray’da 1 sağlık emekçisi enfektedir. 
  • Diyarbakır’da enfekte sağlık çalışanı sayısı bugün itibariyle 382’ye ulaştı.
  • Skandal! Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde aralarında hemşire ve sağlık hizmetlisinin bulunduğu toplam 80 sağlık çalışanına ‘Neden pozitif çıktınız? Neden kendinize dikkat etmediniz?’ gerekçesiyle hastane yönetimi tarafından idari soruşturma başlatıldığı öne sürüldü.

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • İşçi sağlığı ve güvenliği meclisi temmuz ayında aralarında kadın, çocuk, göçmen işçilerin de olduğu en az 164 işçinin hayatını kaybettiğini belirtti.
  • Adana Tabip Odası (ATO) Başkanı Dr. Selahattin Menteş, koronavirüste (Kovid-19) gelinen son duruma ilişkin yazılı açıklama yaptı. Ülke genelinde ve Adana’da bayram tatilinden sonra hasta sayılarının gittikçe arttığını söyleyen Menteş, mevcut durumun belirtilenin çok üstünde olduğunu gösteren verilerin kendilerine geldiğini belirtti.
  • Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu (TTB-AHK) 6 Ağustos Perşembe akşamı elektronik ortamda gerçekleştirdiği genişletilmiş toplantıda, birinci basamak sağlık hizmetlerinde pandemiyle mücadelede güncel durum, sorunlar, bundan sonra yapılacaklar görüşülüp, öneri ve talepler oluşturuldu. Aile hekimleri Sağlık Bakanlığı’na soruyor: Salgınla mücadele sona mı erdi? Bütün emeklerimiz ve çabalarımız boşa mı gitti?
  • Adıyaman Kahta Devlet Hastanesi’nde görevli sağlık emekçileri Coronavirus salgını nedeniyle son 2 ayda döner sermayeden hiç para alamadıkları için çalıştıkları hastane önünde sosyal mesafe kuralına uyarak eylem yaptı.

YENİ YAŞAM İNŞASI  

  • Pandemi dönemiyle beraber dünya yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dünya düzeni vahşi kapitalizmin sömürüsüyle geri dönülmez bir yola giren mavi gezegenin sonu olabilir. Sadece mavi gezegen değil, insan soyunun da sonu olabilir. Sadece doğa değil, toplumlar da bir yozlaşma ve çürüme içinde kendini yok etmeye doğru gidiyor. Yakın gelecekte insansız, sanal bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Her şeyin meta olduğu, sanallaştığı bu yeni dünya düzeninde sanata her dönemden daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yozlaşan, çürüyen, insani değerlerin kaybolduğu, henüz adlandırılamayan bu dönemde; çürüyen ve kokuşan ruhlarımızı arındıran şeyin en eski, en naif, varoluşsal bir tinsel eylemliliğimiz olan sanat olduğu gerçeğini görmemiz gerekiyor. Sanata ve evrensel insani değerlere yüzümüzü çevirerek, açgözlülüğümüzü sona erdirip ruhlarımızı doyuma ulaştıracak eşsiz bir varoluş olan sanata inanıyorum. Sanat ve felsefe içimizdeki micro-klimayı evrenin makro-klimasına çevirmemiz için hâlâ elimizdeki en kıymetli edimlerimiz. https://yeniyasamgazetesi1.com/ya-yenecegiz-ya-da-yok-olup-gidecegiz/

JİN

  • Tutuklu Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, HDP’nin kadına karşı işlediği suçlar nedeniyle iki milletvekiline yönelik tutumunun olumlu olduğunu ancak ‘yetersiz kalabileceği’ uyarısında bulunarak, “HDP’ye düşen; erkek egemenliğine karşı güçlü bir sorgulama, bilinçlenme ve arınma kampanyası başlatmaktır” ifadesini kullandı. Böyle bir kampanyanın toplumsal bilinçlenme seferberliğine dönüşebileceğini belirten Kışanak, kadın özgürlük çizgisini güçlendirebileceğini öngördüğü soruları da sıraladı.
    • Parti içi toplantılarda “erkekliği sorgulamayı” gündeme almayı ihmal mi ettik?
    • Ağzı laf yapan kurnaz erkek tipinin ne kadar tehlikeli olduğunu yeterince bilince çıkartamadık mı? Kadınlar yıllarca “özel alan politiktir” derken; ne demek istediklerini anlamadık mı?
    • Mekânsal olarak erkek egemenliğinin en korunaklı alanı olan evleri, politika dışında mı tuttuk?
    • Kadınlar hep kendilerini eğitmek, değiştirip dönüştürmekle uğraşırken; partili erkekler ‘demokrat/devrimci’ kimliğin arkasına mı sığındı?

Sorulabilecek daha onlarca soru var…

  • Ankara’da kadınların “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” eyleminde polislerce gözaltına alınan aralarında kadın hakları savunucuları, gazeteciler ve avukatların da bulunduğu kadınlar serbest bırakıldı.
  • Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları, iktidar tarafından tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin 81 ilde eş zamanlı açıklama yaptı. Açıklamayı kadın kolları başkanlığına yeni seçilen Aylin Nazlıaka yaptı.Açıklama: ’Erkek egemen iktidar ise hukuken kazanılmış haklarımızı gasp ettiği yetmiyormuş gibi, şimdi de bu hakları tamamen ortadan kaldırmak istiyor. 2011 yılında imzalanan ve kadına yönelik şiddete karşı devletin atması gereken adımları temel alan İstanbul Sözleşmesi, bugün tam olarak uygulanıyor olsa idi birçok kız kardeşimiz yaşıyor olacaktı.’
  • Endonezya’da ilk kez bir trans kadın kamu yöneticisi seçildi. Habi köyünün yöneticiliğine seçilen Hendrika Mayora Kelan, hayatı boyunca cinsel kimliği nedeniyle pek çok baskıya uğradığını belirterek, translar gibi toplumda ötekileştirilmiş grupları kucaklayıcı politikaları hayata geçirmeye çalışacağını söylüyor.

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

  • “İletişim alanında son teknolojilerin getirdiği “sarhoşluk” insan ırkının yalnızca geleceği açısından değil, geçmişi açısından da büyük bir tehlike olarak beliriyor. Hatta bu ikincisinin daha büyük bir tehlike olduğunu düşünüyorum. Nasıl Nazizm, “totaliter” bir dili genel bir toplumsal/kütlesel denetim mekanizması olarak kurmuş ve bu sayede “mitolojik” bir dili 19. yüzyılın sahip olduğu belli bir tür “tarih bilinci”nin yerine getirmişse, medyanın dili de geçmişi kaybettirme etkisine sahiptir. Nazizmin en ilginç tiplerinden olan Doktor Goebbels “görsel-işitsel” adını verdiğimiz iletişim ve propaganda tekniklerinin babası ve destekleyicisiydi: Nazi propagandasının rakipleri karşısındaki üstünlüğünü, rakiplerinin hâlâ 19. yüzyıl kamu alanlarını varsayan “bilişsel” bir dili, bilinçlere hitap eden “yazılı” basın tekniklerini kullanmakta ısrar etmelerinin dolaysız bir sonucu olarak görüyordu. Her şey medyanın görsel-işitsel dilinin “düşünme” faaliyetini engellemesi üzerinde kurulmuştur. Modern iletişim teknolojilerinin cephaneliğinde “düşünme” ile “iletişim” arasında hiç değilse Nazizmden bu yana süregiden bir mücadelenin sona erdirilmesi yolunda sayısız beklenti bulunmasına karşın, bazılarının “enformasyon toplumu” adını verdiği ve yeni yeni girmekte olduğumuz (Türkiye olarak büyük bir şevk ve tedbirsizlikle girmeye can attığımız) “denetim toplumu” tüm bu beklentileri bir karamsarlık denizinde boğmaya adaydır. Hele Türkiye gibi kırık dökük bir demokrasiye sahip bir ülkede medyatik denetim toplumu bilgi alışverişlerinde son derecede tehlikeli bir eşitsizliği kurumsallaştırabilir.” https://www.e-skop.com/skopbulten/medyaya-nasil-direnilir/5783
  • Dersim’in Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözeleri’nin “Çevre düzenlemesi” adı altında yapılaşmaya açılmak istenmesine yönelik tepkiler sürüyor. Dersim Dernekleri Federasyonu DEDEF,Alevilik açısından kutsal bir ziyaretgâh olan Munzur Gözeleri’nin yapılaşmaya açılmak istenmesine tepki göstermek amacıyla açıklama yaparak, Munzur Gözeleri’nin rant kapısı olmadığına dikkat çekti. “’Munzur Gözeleri Rekreasyon Projesi’ İçme ve Kullanma Suyu Kaynaklarının korunmasına dair mevzuat hükümlerine aykırıdır. İhaleye konu projede planlanan yapılar için Mevzuatta belirtilen koruma mesafeleri nazara alınmamıştır. Munzur Gözeleri, Alevilik açısından kutsal bir ziyaretgâhtır. Bölgenin doğal dokusu binlerce yıl korunmuştur”.

GÖRÜŞLER

  • Gülten Kışanak’ın HDP içindeki 2 milletvekilinin kadına karşı işlediği suçlar nedeniyle uzaklaştırılmasına yönelik doğru ama yetersiz yorumu önemlidir. Örgütlerde yan yana yürüdüğümüz erkek yoldaşlarımızın özel-kamusal  hayatlarında kadınlara uyguladığı şiddeti görünce şaşırmamak mümkün değil. Eril şiddetin görüldüğü tek yer aile ve ev olamaz, bu kişilikler örgüt içinde de bu tarz tutumlar geliştirmiş ama göze batmamış olabilir. Bunların sebebini sorgulamak, kadınları güçlendirmekle birlikte erkekliği de örgütlerimizden silmek, örgütlerimizin erkekliği besleyen tarzını ve bu kişilikleri eleştirmek dönüştürmek zorundayız. Erkeklerin konforuna dokunmaz, erkeklikle mücadele etmezsek mücadeledeki erkeğin kadına karşı şiddetini engelleyemeyiz. Cezalandırmak yeterli değil.

EKLER