KORONA GÜNLÜĞÜ (11 ARALIK 2020)
- Salgın yönetilemiyor! Sağlık emekçileri tükenmeye, ölmeye devam ediyor!
- Celal Bayar Üniversitesi’nde Kadın Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
- Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Sağlık çalışanları için meslek hastalığı düzenlemesine ihtiyaç yok. Vazife malulü diye bir durum var. 2 doktorumuz ilan edildi. Başvuru halinde illiyet bağı varsa malul ilan ediliyor.” dedi.
- Küresel düzeyde yeni vaka ve günlük can kaybında yükselme devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 676 bin 806 kişiye, günlük can kaybı ise 12 bin 625 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 70.7 milyonun, toplam can kaybı 1 milyon 587 binin üzerine çıktı. Aktif vaka sayısı 20 milyona dayandı, aktif hastaların yaklaşık 107 bini (% 0,5) ağır hasta olarak kabul ediliyor.
- Yeni vaka bildiriminde Avrupa birinciliğimiz sürerken, dünya sıralamasında dördüncülüğe indik. Dünya genelinde yeni vaka bildiriminin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (217.8 bin), Brezilya (53.4 bin), Hindistan (34.7 bin), Türkiye (30.4 bin), Almanya (28.2 bin), Rusya (27.9 bin), İngiltere (21 bin), İtalya (17 bin), Fransa (13.8 bin), Polanya (13.7 bin), Ukrayna (13.4 bin), Meksika (12 bin) ve İran (10.4 bin). Altmış ülke binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapıyor.
- Avrupa genelinde yeni vaka sayısı yeniden 220 binin üzerine çıktı. Almanya’da vaka sayısı tırmanışa geçti. Son 24 saatte 28 bin 179 yeni vaka bildirimi ile Almanya zirveye oturdu. Rusya, İngiltere, Polonya, Ukrayna, Hollanda, Sırbistan, Romanya, Çekya, Macaristan, İsviçre ve Hırvatistan Avrupa’da salgının artış eğiliminde olduğu ülkeler.
- Afrika kıtasında yeni vaka sayısı 19 bine yaklaştı. Yeni vaka bildiriminde iki ülke öne çıkıyor: Güney Afrika (8,166 yeni vaka) ve Fas (3,345 yeni vaka).
- Türkiye’deki toplam vaka sayısı ilk kez açıklandı: Toplam 1 milyon 748 bin 567 kişi virüse yakalandı. Bildirilen vaka sayısı ile Türkiye dünyada en fazla vaka tespit edilen 8’inci ülke oldu.
- Türkiye’de günlük can kaybı resmi istatisitiklerde dahi rekor üstüne rekor kırıyor. Son 24 saatte 220 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti, toplam can kaybı ise 15 bin 751’e yükseldi. Yeni vaka sayısı hala 30 binin üzerinde seyrediyor. Covid-19 tespit edilirken, Sağlık Bakanlığı hasta-vaka ayrımına devam ediyor, yeni hasta sayısı düşmüyor. Son 24 saatte yeni hasta sayısı 5 bin 435 kişiye, toplam hasta sayısı da 552 bin 304 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 206 binin üzerinde. İlk açıklamada toplam vaka sayısı ve aktif hasta sayısı turkuaz tabloda yer almıyordu. Toplam vaka sayısının açıklanması ile birlikte tablodan toplam hasta sayısı silindi onun yerine toplam vaka sayısı kondu. Turkuaz tabloda halen hem yeni vaka hem de yeni hasta sayısı yer alıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.
- Worldmeters’a göre de toplam vaka sayısı 1 milyon 748 bin 567 kişi. Sağlık Bakanlığı’nın paylaşmadığı aktif hasta sayısı da güncellendi, 578 bin 483 kişiye yükseldi. Ağır hasta sayısı 5 bin 943, aktif hastaların içinde ağır hastaların oranı %1 seviyelerine kadar düştü. Bu düşüşte hem yeni vaka saysı artışı hem de Sağlık Bakanlığı’nın turkuaz tabloda yaptığı güncelleme etkili oldu. Buna rağmen ağır hasta oranı hala dünya ortalamasının yaklaşık 2 katı!
- Yeni vaka sayılarındaki tartışma şimdi de toplam vaka ve ölüm sayılarında yoğunlaştı.
- Açıklanan verilerle ilgili Twitter üzerinden değerlendirmelerde bulunan Türk Tabipleri Birliği eski Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, bakanlığın açıkladığı verilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Tükel twitter paylaşımında şunlara dikkat çekti: Bugün 1.748.567 olarak açıklanan toplam vaka sayısının, gerçek sayıyı yansıtıyor olması zor. Böyle olması, vakaların yaklaşık üçte ikisinin 8 ayda, üçte birinin son birkaç haftada tespit edilmiş olduğu anlamına gelir. Gerçekçi mi? Not:25 Kasım’dan bu yana 495.850 vaka açıklandı.
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ölüm sayılarına dikkat çekti: “Bugün, şu saate kadar 437 definimiz var; 204’ü salgın hastalıktan. Yaklaşık bir aydır 400’lü rakamlarla defin yapıyoruz; bu hiç düşmedi. Kısıtlamalarda üçüncü haftaya girdik. Bir miktar esneme oluyor rakamlarda ama aşağıya düşüş yok. Bunun yeterli olmadığını net olarak söylemek lazım. Danışma Kurulu’muz, bugün yaptığı toplantıda da tam kapanmayı şart koşuyor. 3 hafta öneriyorlar; olmazsa iki haftanın da olumlu sonuçlar verebileceğinden bahsediliyor.’’
- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB bünyesindeki Covid-19 verilerini paylaşarak, salgın sürecinde 34 çalışanlarını kaybettiklerini söyledi. Belediye bünyesinde hasta sayısının 2 binlere kadar çıktığını kaydeden İmamoğlu, 3 ila 4 bin arasında da temaslı çalışan olduğunu ve bundan dolayı iş kaybı yaşadıklarını belirtti.
- CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, Hatay’da yoğun bakım yatağı kalmadığını ve PCR testlerinin 5-6 günde çıkmaya başladığını söyledi. Topal, “PCR testinin sonucunu Hatay halkı mezarda öğreniyor.” dedi. Hatay’da, Covid-19’u yenerek görevinin başına dönen vali yardımcısı Aydın Tetikoğlu, vaka artışının nedenlerinden birinin hastalığa yakalananların gizlemesi olduğunun altını çizdi. Tetikoğlu, solunum cihazına bağlı kişilerin, “Ben corona değilim”dediğini söyleyerek hastalığın gizlenmemesi konusunda uyardı.
- Sağlık Bakanı Koca vaka sayısında düşüş olan illeri açıkladı: “Gaziantep’te günlük vaka sayısı %35, Şanlıurfa’da %30, Tekirdağ’da %20, Denizli’de %25 oranında düştü. Filyasyon ekiplerimiz sahada yoğun takip yapıyor. Hastane ve yoğun bakımlarda yükümüz henüz devam ediyor.’’
- HDP: Borç batağı büyüyor, pandemide 2 milyon 568 bin yeni borçlu eklendi. “Ekonomik adalet yoksa toplumsal barış imkânsızdır.” diyen HDP ‘Borçsuz Yaşam Ekonomisi’ başlığıyla ekonomiye ilişkin verileri ve önerilerini paylaştı. Raporda bireysel kredi borçlarının artışına dikkat çekildi. Konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinin 2002 yılında borç toplamının 6,6 milyar TL iken, 2019 Aralık itibariyle 618,5 milyar TL’ye çıktığı, pandemi ile birlikte 9 ayda yüzde 35 yükselerek 218 milyara çıktığı anlatıldı.
- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ile Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu, yaptıkları yazılı açıklamayla “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, dünya genelinde 1 milyon 481 bin 869, Türkiye’de 15 bin 314 insanın öldüğü Covid-19 salgını gölgesi altında anılıyor.” dedi. Ortak açıklamada şunlara yer verildi: “Covid-19 pandemisi her ne kadar viral bir salgın olarak başlamışsa da ortaya çıkartan koşullar ve sonraki süreçler değerlendirildiğinde ekolojik kriz ile birlikte ortaya çıkan ve ekonomik kriz nedeniyle ağır sonuçlara neden olan, insan eliyle oluşturulan bir felaket olarak değerlendirilmelidir. Sağlığı alınıp satılan bir meta kabul eden ve onu serbest piyasa kurallarına terk eden kapitalist sağlık anlayışıyla, pandemiye karşı mücadele etmek, yaşanılan bir yıllık süreçte deneyimlendiği gibi imkansızdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin asgariye indirildiği, sağlığın piyasa kurallarına kurban edildiği bir dünyada virüs insanların hayatını kabusa çevirmeyi başarmıştır. Bir yandan da otoriter yönetimlerin antidemokratik baskılarını artırmak ve meşrulaştırmak için salgını bir fırsat olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Bunun en büyük göstergesi İç İşleri Bakanlığı genelgeleriyle yönetilen ve salgın adı altında uygulanan yasakların bilimsellikten uzak mantığı ve pratik uygulamalarıdır. Pandemide epidemiyolojik bilimsel kuralları esas alan uygulamalar yerine yasakçı anlayış devreye konulmuştur. Polisiye tedbirlerle, ceza kesme uygulamalarıyla, bireyler haklarından yoksun bırakılmaktadır. Hükümet pandemi ile ilgili yurttaşların en temel insan hakkı olan bilgilenme hakkını da ihlal etmiştir. Uzun zaman pandemiyle ilgili veriler saklanmış, bilim dışı bir hasta-vaka ayrımı yapılmış, pandemiyle mücadelede gerçek dışı bir başarı hikâyesi defalarca dillendirilmiştir. Yaratılan başarı algısı toplumda rehavete yol açarak salgının yayılmasında bir etken olmuştur. Ancak mızrak çuvala sığmamış gerçekler ortaya çıkınca insanların en temel haklarından biri olan doğru bilgilenme hakkının ihlal edildiği görülmüştür.’’
- Covid-19 pandemisi sürecinde tüm sağlık çalışanlarının iş yükleri artarken kadın sağlıkçılar çocuk bakımı ve ev işleri nedeniyle daha fazla sorun yaşıyor. Okullar kapalı olduğu için bazı sağlık çalışanları çocuklarını hastaneye götürmek zorunda kalıyor. Kadın sağlık çalışanlarının yaşadığı bir diğer sorun ise filyasyon sürecinde maruz kaldıkları sözel ve fiziksel şiddet. Toplumun büyük kesimi tarafından kadınların görevi olarak görülen ev içi emek ve çocuk bakımı konularında kadın sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları anlatan sağlık meslek örgütü temsilcileri, kadın sağlık çalışanlarının çaresizlik nedeniyle çocuklarını hastaneye götürdüklerini, filyasyon sürecinde şiddetle karşı karşıya kaldıklarını ve uzayan mesai saatleri sonunda güvenlik kaygısı yaşadıklarını anlattılar. Yöneticilerde ve toplumun büyük kesiminde çocuk bakım ve ev içi emeğin tamamen kadına ait bir şey olarak görüldüğünü söyleyen Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Laleş Tunç’a göre sağlık çalışanlarının izinlerinin olmadığı, yıllık izin hakkını kullanamadığı dönemde kadın sağlık çalışanlarının üzerindeki iş yükü de baskı da arttı. Okulların pandemide kapalı olduğu dönemde hastanelerde gerekli önlemlerin alınarak kreş hizmetinin sağlanması gerektiğini belirten Tunç, “Bakıcısı olan olmayan, aileden destek alabilen alamayan bir sürü farklı sorun yaşayan sağlık çalışanı var. Eğer sağlık çalışanını çalışmak zorunda bırakıyorsanız o çocuğun bakım hizmetini de bu noktada sağlamak zorundasınız. İnsanlar bu dönemde ciddi hasta oldukları zaman bile hastaneye gitmeye çekinirken sağlık çalışanları çaresizlikten çocuklarını hastaneye yanlarında götürüyor.” dedi. (https://www.gazeteduvar.com.tr/saglik-calisanlari-caresizlikten-cocuklarini-hastaneye-goturuyor-haber-1506972)
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya 120 binin üzerinde sağlık çalışanının virüse yakalanmasını değerlendirerek “Günlük son iki ayda vaka sayısı ortalama 1350. Bizim tespitlerimize göre 180 bin ve 200 bin arasında sağlık çalışanı virüse yakalandı. Tahminimiz, bakan taşrada ve özel sektördeki verileri tam olarak alamıyor.” dedi. Yalçınkaya şunları kaydetti: “Sağlık emekçilerinin beslenme ve dinlenme hakları engellendi ve enfeksiyonun önüne atıldı. Ekmek arası peynirle sağlıkçıların beslenmesi sağlanmaya çalışılıyor. Bakanlık ‘Vücut direncini yüksek tutun, dinlenin.’ diyor ama izinlerimizi gasp ediyor. Sağlıkçılarımızda yılgınlık arttı. Virüs toplumda yaygın durumda. Normal servise gelen birine sağlıkçılar müdahale ediyor, sonra müdahale ettiği hasta Covidli çıkıyor. Bu nedenle normal servisin de koruyucu ekipmanı artırılmalı.”
- Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Covid-19 tedavisinde kullanılan bütün ilaçları geri ödeme listesine aldık. Genel Sağlık Sigortası kapsamında karşıladığımız ödemeler 4,4 milyar liraya ulaşmış durumda.” dedi.
- İngiltere’de, koronavirüs nedeniyle izole olması gerekenleri teşvik etmek amacıyla ödenen 500’er sterlinlik yardımdan faydalanabilecek kişiler için yeni düzenleme yapıldı. Buna göre, izole olmaları gerektiğini telefon uygulamasından öğrenenler de artık 500 sterlin destek alacak.
- Çin Sivil Havacılık İdaresi güncellediği rehberinde, uçuş görevlilerine Covid-19 bulaşma riskini azaltmak için uçakta tuvalete girmek yerine bez kullanmalarını tavsiye etti.
AŞI TARTIŞMALARI
- Türkiye’de 15 Eylül’de üçüncü faz çalışmalarına başlanan Çin Sinovac firmasının CoronaVac aşısının, 12 şehirde 25 merkezde 12 bin 450 gönüllü yurttaş üzerinde uygulanmasına devam ediliyor. 2 hafta önce ilk doz aşılama olan yurttaşlara ikinci doz aşılama yapılmaya başlandı. İkinci doz uygulamasının Diyarbakır ayağı Dicle Üniversitesi tarafından gerçekleştiriliyor. Diyarbakır’da iki hafta önce başlayan ilk doz aşılamada günde 25 gönüllüye aşı uygulandı. Bugüne kadar hiçbir gönüllüden yan etki bildiriminin olmadığını söylendi. Dünya genelinde görülen yan etki oranlarının da çok düşük düzeyde olduğunu kaydeden Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, “Toplum gönüllülerine yönelik yapılan ve K2 olarak adlandırılan Faz 3 çalışması ayağında artık ikinci aşı yapılmaya başlandı. Bugüne kadar hiçbir gönüllümüzden yan etki bildirimimiz olmadı. Bir gönüllümüzde kısa süreli kas ağrıları olmuştu. Onun dışında herhangi bir sıkıntı olmadı. Zaten dünya genelindeki verilere de baktığımızda lokal ağrı aşı bölgesinde yüzde 3 oranında, halsizlik yüzde 1,5 oranında ve ateş de binde 2 oranında gibi çok düşük düzeydeki yan etkiler var. Bunun dışında herhangi bir problemle karşılaşmadık.’’ dedi.
- Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Covid-19’a Almanya-ABD ortaklığıyla geliştirilen BioNTech-Pfizer aşısının ara raporunu yorumladı. Twitter hesabından açıklama yapan Tevfik Özlü, “Biontech-Pfizer’ın geliştirdiği aşının faz2 ve faz3 ara raporu yayınlandı. Acil kullanım için ön onay başvurusuna esas olan veriler, 16 yaş ve üstü 43.548 gönüllüdeki güvenlik ve etkinliği raporluyor. Aşı yüzde 95 koruyor ve güvenli. Türkiye’den de veriler yer aldı.” dedi. Cinsiyet, ırk, kronik hastalık gibi faktörlerin aşının etkinliğini değiştirmediğini aktaran Özlü, “Alt grup analizleri için henüz gönüllü sayısı az olsa da, 65 yaş ve üstünde de sonuçlar benzer görünüyor. Cinsiyet, ırk, etnisite ve kronik hastalığın olup olmamasından etkinliğin değişmediği görülüyor.” ifadelerini kullandı. Özlü ayrıca aşının ABD’de de onay aldığını duyurarak, “ABD Gıda ve İlaç Dairesinin Pfizer-BioNTech Aşısı toplantı raporundan: “Mevcut bilimsel kanıtlara göre, Aşının 16 yaş ve üstünde COVID-19’u önlemede etkili olabileceğine inanmak akılcıdır. Aşının bilinen ve potansiyel faydaları, risklerinden ağır basmaktadır.” mesajını paylaştı.
- Amerikan biyoteknoloji şirketi Moderna yetkilileri, 12 ila 18 yaş arasındaki gençlerde orta-son aşama aşı testi çalışmasında ilk katılımcıların aşılandığını ve 2021 okul yılı öncesinde verilerin ellerine geçmesini hedeflediklerini söyledi.
- Covid için geliştirilen aşılar ne kadar güvenli? Koronavirüs aşılarının güvenilirliğini tartışırken bir şeyi akılda tutmak gerek: Covid-19 öldürmeye devam ediyor. Örneğin Birleşik Krallık’ta yaşayan her 1000 kişiden biri bu virüs nedeniyle öldü. Pfizer/BioNTech aşısını alan iki kişide alerjik reaksiyon görülmesini değerlendirirken buna dikkat etmek gerekiyor. Tıpta “güvenli” ve “zararsız”, “risk” ve “riskli” kavramları arasında önemli bir fark bulunuyor. Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’ndan Prof. Stephen Evans “Eğer ‘güvenli’ derken kesinlikle hiçbir yan etkisi olmamasını kast ediyorsanız hiçbir aşı veya ilaç için güvenli diyemeyiz.” diyor ve ekliyor: “Ben güvenli derken istenmeyen yan etkilerin, ilacın faydasına kıyasla dengesini kastediyorum ve bu aşıda denge açık ara ilacın faydasından yana.” “Aşıların ilaçlara kıyasla bir farkı var: İlaç hastalara verilir ve zaten hasta olan kişi daha fazla risk alabilir fakat aşı sağlıklı kişilere yapıldığı için riskin son derece küçük olması gerekir. Denetleyici kurumların kararları kamuoyuna açıklananlardan çok daha fazla bilgiye dayanır. Bunların yalnızca bir kısmı basın açıklamalarıyla duyurulur. Verileri saklamak mümkün değildir. Aşıyla ilgili herhangi bir güvenlik çekincesi varsa denetleyici kurumlar bunları görür. Şirketlerin laboratuvarlardaki testler, hayvanlı deneyler, ilk faz güvenlik deneyleri, ikinci faz doz deneyleri ve üçüncü faz geniş kapsamlı deneylerin tüm verilerini teslim etmesi gerekir.” Prof. Evans, bütün bunların en az 10 bin sayfalık bilgi içerdiğini söylüyor. Pfizer/BioNTech aşısı Covid-19’u yüzde 95 oranında azaltıyor fakat aşı yapılan yerin acıması, baş ağrısı, üşüme ve kas ağrısı gibi yaygın yan etkileri var. Aşı yapılan her 10 kişiden en az biri bunları hissedebilir. Bütün bunlar bağışıklık sisteminin çalışmasıyla ilişkilidir ve parasetamol ile idare edilebilir. Aşıların henüz görülmemiş yan etkilerinin de olması her zaman mümkündür. Pfizer/BioNTech aşısı 20 bin kişide, Moderna 15 bin kişide ve Oxford/AstraZeneca aşısı da 10 bin kişide denendi. Yan etkileri görmek için bunlar yeterli bir miktar. Fakat 50 bin kişiden birinde ortaya çıkan çok nadir bir yan etki bu deneylerde görülmemiş olabilir. Londra’daki King’s College Üniversitesi’nden Dr. Penny Ward, “Aşının lisansını alırken milyonlarca kişide deney yapmadıysanız bu son derece nadir yan etkileri göremeyebilirsiniz.” diyor. Fakat bu durum yalnızca Covid-19 aşısı için değil, bugüne kadar onay alan tüm aşılar için geçerliydi. Örneğin her yıl yapılan grip aşılarının milyonda bir de olsa Guillain Barre sendromu adlı bir sinir sistemi hastalığına yol açması mümkün. Öte yandan grip olan kişilerde bu sendromun oluşma ihtimali bundan daha fazla. Dr. Ward, “Bir arabaya binip bir yere giderken kimse kaza geçirme ihtimalini düşünüp ona göre karar vermez. Oysa bir aşının sizde yan etki gösterme ihtimali, araba kazası geçirme ihtimalinizden çok daha küçüktür.” diyor. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55254195)
- Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez,”Sputnik V” isimli aşıyı geliştiren Rusya ile anlaşma imzaladığını duyurdu. Fernandez, “Ocak ve şubatta 10 milyon Arjantinliye uygulamak üzere yeterli miktarda aşıya sahip olacağız.” Dedi.
- İran Sağlık Bakanı Said Nemeki, ABD’nin tek taraflı yaptırımları nedeniyle yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı almak için para transferi yapamadıklarını söyledi. ABD yönetimi, 8 Mayıs 2018’de, İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilerek Tahran’a yaptırımları geri getirmişti. Washington’un doğrudan İran sağlık sektörüne bir yaptırımı söz konusu olmamasına rağmen tek taraflı bankacılık yaptırımları ve ABD’nin yaptırım listesine alınmaktan çekinen yabancı şirketlerin Tahran’la ticaret yapmaktan kaçınması, İran’ın sağlık malzemeleri ve aşı temin etmesini zorlaştırıyor.