Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜKLERİ 14 EKİM 2020

KORONA GÜNLÜKLERİ 14 EKİM 2020

GÜNDEM

  • Pandemi gerekçesiyle vizon katliamı! En az 63 çiftlikte corona virüsü görülen Danimarka’da, hastalığın yayılmasına karşı alınan tedbir amaçlı karar uyarınca 2.5 milyon vizonun itlaf edilmesine başlandı. Virüs görülen çiftliklere 8 kilometre mesafedeki çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri ise ‘corona’ bulaşmayan vizonları kendileri uyutacak.
  • Kürtçe oyuna engel! Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı, İBB Şehir Tiyatrosu’nda Teatra Jîyana Nû tarafından sahnelenmesi planlanan Kürtçe “Bêrû: Klakson Borizan Birt” adlı oyunu, gösterime saatler kala “kamu güvenliğini bozabileceği” gerekçesiyle yasakladı. Söz konusu oyun sahnelenseydi Şehir Tiyatroları’nın 106 yıllık tarihindeki ilk Kürtçe oyun olacaktı.
  • İstanbul, İzmir, Mersin, Aydın, Muğla, Trabzon, Zonguldak ve Kırıkkale’de, 9 Ekim’den bu yana sahte içkiden yaşamını yitirenlerin sayısı 44’e yükseldi. 50’ye yakın kişi de hastanelerde tedavi altında.
  • Hollanda Halk Sağlığı Bakanı Hugo de Jonge, Meclis’e gönderdiği mektupta, çaresiz hastalığa sahip çocuklar için “yaşamın aktif olarak sonlandırılmasının mümkün kılınacağını” bildirdi. Hollanda’da şu anda, bir yaşına kadar olan bebeklerde ve 12 yaşından büyük çocuklar için “yaşamın aktif olarak sonlandırılması” uygulaması mevcut. Ancak 1-12 yaş arasındaki hasta çocuklar için net bir politika yoktu.
  • Japonya’da son 20 yılda büyük uğraşlar sonucu azalan intihar oranı koronavirüs salgınıyla birlikte bu yıl özellikle genç kadınlar ve kız çocukları arasında yeniden artıyor. Ülkede Eylül ayında 1800’den fazla kişi intihar etti. Aynı dönemde 20 yaşın altındaki kadınlar arasında intihar oranı geçen yılın aynı dönemine kıyasla dört kat daha fazla. Japonya hükümeti, koronavirüs salgınının birçok gencin yaşamını değiştirdiğini belirtiyor ve zor durumdaki gençlerden sorunlarını gizlememelerini istiyor.
  • Sağlık Bakanlığı, tüm dünyada tartışmalara neden olan ve kullanılması önerilmeyen sıtma ilacı hidroksiklorokini tedavi rehberinde önermeye devam ediyor. (http://bianet.org/bianet/toplum/232634-koronavirus-tedavisinde-yanlis-ilaci-kullaniyorsunuz)
  • Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beştepe’deki cumhurbaşkanlığı ekibine her gün Covid-19 testi yapıldığını söyledi. Kalın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da belli aralıklarda test yapıldığını ifade ederek, bu süreçte kalabalıklara girmediklerini, birçok program ve yurt dışı seyahatlerini de iptal ettiklerini aktardı.
  • Ezidî hak savunucusu ve aktivist Şêx Paşa adlı genç Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Duhok kentinde öldürüldü.
  • Havayolu yolculuğunun daha güvenli olması için ‘sağlık vizesi’ girişimlerine başlandı. Planlanan elektronik uygulamaya ülkelerin hastanelerinin ve sağlık birimlerinin katılması ile dev bir data oluşturulması hedefleniyor.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 38.4 milyona dayandı. Alışıldıgı gibi haftanın ilk günü yeni vaka bildirimi düşüş ikinci gün ortadan kalktı, son 24 saatte yeni vaka sayısı 313 bin 286 oldu.
  • Yeni vaka bildirimi yüksek olduğu 10 ülke şöyle: Hindistan (63.4 bin), ABD (51.5 bin), İngiltere (17.2 bin), Rusya (13.9 bin), Arjantin (13.3 bin), Fransa (13 bin), Brezilya (11.4 bin), Çekya (8.3 bin), Hollanda (7.4 bin) ve İspanya (7.1 bin).
  • Yeni vaka bildirimi en yüksek olduğu kıta Avrupa olmaya devam ediyor. Son 24 saatte 105 bin 768 kişide Covid-19 tespit edildi. Bunu Asya (100 bin), Kuzey Amerika (63.1 bin), Güney Amerika (36.5 bin) ve Afrika (7.9 bin) izliyor. Bu istatistiklere göre pandemi Avrupa’da tırmanışını sürdürürken, diğer kıtalarda düşüş izlenmeye devam ediyor.
  • Resmi istatistiklere göre Türkiye’de son 24 saatte 1,632 yeni hasta tespit edilirken 62 kişi hayatını kaybett Aktif hasta sayısı 32 bin 850 ve ağır hasta sayısı 1,416 olup hala yüksek hızda devam ediyor. Test sayısı 115 bin civarında. Bakanlığın hedeflediği 200 bin testin oldukça uzağındayız.
  • Hollanda’da 89 yaşındaki bir kadın, ikinci kez korona virüsüne yakalanarak öldü. Kadının ilk seferinde hastalığı kısmen hafif geçirdiği ancak iki ay sonra Covid-19’a yeniden yakalandığında durumunun hızla ağırlandığı belirtildi. İsmi açıklanmayan kadının, Covid-19’a iki defa yakalanıp öldüğü tespit edilen ilk kişi olduğu aktarılıyor.
  • 25 yaşındaki erkek, ciğerleri bedenine gerekli olan oksijeni sağlayamaması sonrası hastaneye kaldırıldı. İsmi açıklanmayan kişi, ikinci kez hastalığı yenmeyi başardı. İlk ve ikinci teşhis sırasında yapılan testler, virüsün genetik kodlarının aynı bulaşma ile olamayacak kadar farklı olduğunu ortaya koydu. Bu vakanın neden ikinci kez hastalığı daha ciddi geçirdiği bilinmiyor. Daha fazla doz virüse maruz kalmış olmak, ihtimallerden biri olarak gösteriliyor. İkinci kez enfeksiyon kapmanın, 37 milyonu aşan vaka arasında çok az rastlanan bir durum olduğuna dikkat çekiliyor. Hong Kong, Belçika ve Hollanda’daki ikinci enfeksiyon vakalarında, hastalığın ikinci seyri daha şiddetli değildi. Ekvador’daki bir örnek, ABD ile benzerlik gösterse de o vakada da hastaneye yatmaya gerek olmamıştı.
  • Avrupa genelinde Corona virüsü vakalarındaki keskin artış nedeniyle önlemler sıkılaştırılıyor.
  • Çekya üç hafta sürecek bir sınırlama sürecine başladı. Buna göre, bu süre boyunca okullar, barlar ve kulüpler kapalı olacak.
  • Hollanda da kısmi sınırlama uygulayan ülkeler arasında. Ülkede, kamuya açık kapalı alanlarda maske zorunluluğu da getirildi.
  • İtalya’da hükümet, yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgınında ülkede son bir haftada günlük vaka sayılarındaki hızlı yükseliş sebebiyle yeni sıkı tedbirleri yürürlüğe koydu.
  • Berlin’in Spandau semtinde 2 Ekim Cuma akşamı yapılan Türkiyeli düğününe 50 kişi sınırlaması olmasına rağmen 1000 kişi katıldı. Gelin ve damat dahil çok sayıda davetliye Coronavirus bulaştı.

TOPLUMSAL MÜCADELE– SAĞLIK MUHALEFETİ

  • Türk Eczacıları Birliği, yurt dışından getirilecek grip aşılarıyla ilgili bir uyarı daha yaptı. Uyarıda, “Grip aşısında vakit daralıyor! Sahadan edindiğimiz bilgiler, grip aşısına talebin Covid-19 pandemisi sebebiyle geçtiğimiz yıllara oranla bir hayli yüksek seviyede olduğunu gösteriyor” denildi.
  • HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, İstanbul’da Kürtçe tiyatro oyununun gösterime saatler kala Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından ‘kamu düzenini bozacağı’ gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin “Milyonlarca insanın, yurttaşın diliyle tiyatro yapılması kamu düzenini bozacakmış. Hayır. Kamu düzenini milyonlarca yurttaşın dilini yasaklamak bozar” diyerek tepki gösterdi.
  • Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi: ‘Bu anti-demokratik uygulama ifade özgürlüğü ve Kürtçe’nin kamusal görünürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Nobel ödüllü yazar Dario Fo’nun “Klakson, Borazanlar ve Bırtlar” adlı oyunun Kürtçe uyarlaması olan ve daha önce defalarca sahnelenmiş ve beğeniyle alkışlanmış olan Bêrû’nin yasaklanması kabul edilemez. “Klakson, Borazanlar ve Bırtlar” oyunu, devletin kendi içindeki çelişkilerini irdelerken ekonomik gücün politik güçten daha etkin ve onun üstünde olduğunu vurgulayan mizahi bir oyundur. Bu yasaklama bu yüzyılda sanatın ve tiyatronun işlevinin anlaşılmadığının ifade ve sanatın üstünde uyarıcı gücünden korkulduğunun yansımasıdır.
  • Maden şirketlerine önemli kolaylıklar getiren, çevre örgütleri tarafından doğaya ve insan sağlığına büyük zararlar vereceği gerekçeleriyle eleştirilen kanun teklifinin  alt komisyon görüşmelerinde çevre örgütleri temsilcileri komisyondan çıkarıldı.

JİN

  • Ortadoğu ile Kuzey ve Doğu Suriye’de, kadın örgütleri temsilcilerinin de olduğu birçok kadın bölgedeki gelişmelere ilişkin online toplantı düzenledi. Toplantının ardından kadınlar sömürgeci güçler tarafından işlenen suçları belgelemek için “Güvenlik ve barış için, işgale ve kadın katliamlarına karşı mücadele” şiarıyla bir inisiyatif oluşturduklarını duyurdu. Kadınlar, radikal İslam’ın, İsrail ve Türkiye’nin kadına yönelik tüm suçlarını belgelemek ve kamuoyuna ifşa etmek, kadınların sesinin ilgili tüm uluslararası kurumlara ulaşması, bu kurumların sessizliğe son vermesi, suçluların uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanması için bu inisiyatifin kurulduğunu dile getirdi. Kadınlar, inisiyatifin Türkiye’nin denetimindeki gruplar tarafından katledilen Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef’in şehadetinin yıl dönümü olan 12 Ekim’de başlatıldığına dikkat çekti.
  • Polonya’daki radikal muhafazakâr gruplar bir süredir hükümet üzerinde, 2015 yılında kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi için baskı uyguluyorlar.

YENİ YAŞAM

  • ENGELSİZ FİLMLER FESTİVALİ VE “NORMALİ ARARKEN”-Sorun sağlamlık değil, erişim

Korona nedeniyle bu yıl çevrimiçi düzenlenen Engelsiz Filmler Festivali “Normali Ararken” teması etrafında 46 filmlik zengin bir seçkiyle pandeminin izini sürüyor. Her yıl olduğu gibi, göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar için ayrıntılı altyazı seçenekleri sunan festivalin çevrimiçi gösterimleri ücretsiz olarak eff2020.muvi.com üzerinden izlenebilir. Yola çıktığı günden beri sanata erişimin temel bir hak olduğu görüşüyle hareket eden Engelsiz Filmler Festivali’nin 18 Ekim’de sona erecek bu yılki programını ve çerçevesini festivalin yönetmeni Ezgi Yalınalp Birarıbir’den Ayşegül Oğuz ile konuştu.

Salgın döneminde en çok duyduğumuz cümlelerden birinden yola çıktık: “Normale ne zaman döneceğiz?” Bu soru ve evlerimize kapandığımız pandemi süreci “normal” olarak adlandırdığımız yaşantılarımızın ne kadar tercih edilir, kendimiz, etrafımızdaki canlılar ve yaşadığımız gezegen için ne kadar sürdürülebilir olduğunu sorgulamamıza yol açtı. Bu sorgulamayı sadece biz değil, çağımızın önemli düşünürleri de yaptı. Geleceğe dair farklı öngörüler de olsa, hepimizin ortaklaştığı bir düşünce var: Eski normallerimize dönemeyeceğimiz bir gelecek bekliyor bizi. Bu kırılma ânında, pandemi öncesinde sıradan ve başka türlü olamazmış gibi görünenlere daha yakından bakmak istedik ve festivali Normali Ararken temasıyla gerçekleştirmeye karar verdik. Bu tema çerçevesinde “pandemi öncesi dünyada ‘normal’ neydi?” “bedenlerimizle, yaşadığımız şehirlerle, içinde bulunduğumuz mekânlarla, bu gezegen üzerinde bir arada yaşadığımız hayvanlarla kurduğumuz ilişkilerde ‘normal’ neyi ifade ediyordu?”, “pandemi sonrası dünyada bu ilişkiler nereye evrilecek?” “başka bir duyarlılıkla farklı bir yaşam örmeye başlayabilecek miyiz yoksa ‘eski normaller’e geri mi döneceğiz?” gibi soruların yanıtlarını araştırmayı, normal kabul ettiklerimizi gözden geçirmeyi ve yeni normali seyircilerimizle birlikte aramayı amaçladık. Normal şartlarda bile sağlık, eğitim, istihdam, kültür sanata erişim gibi konular engelli kişiler için bir meseleyken, salgınla birlikte bu erişim hakları daha da kısıtlandı. Salgının yarattığı küresel kriz engelli kişilerin yaşadığı eşitsizlikleri derinleştirdi. Eğer festival düzenlenemeseydi, seyircilerimizle iletişimimiz tamamen kesintiye uğrayacaktı. Bunu istemediğimiz için festivali her zaman alışık olduğumuz şekilde sinema salonlarında yapamayacağımız belli olduğunda, festivali çevrim içinde düzenlemenin en sağlıklısı olacağına karar verdik.

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

  • “Bizi hasta eden ne?” – Zeki Gül

Hayat Eve Sığar (HES) diyorlar. Ama hangi eve, hangi koşullarda? Evler ve koşullar eşitlenmeden ülkenin bu pandemiyi yüz akıyla aşması çok zor. TTB sağlığın sosyal belirleyenlerine dair atıfla yapıcı bir süreç tanımlıyor. Çözüm ilaçta ya da açıda değil sadece…(https://www.evrensel.net/yazi/87331/bizi-hasta-eden-ne)

  • GÜVENLİK BARAJLARI- Mekânın imhası, belleğin silinmesi, halkın mülksüzleştirilmesi.

Hakkâri ve Şırnak’ta, adı resmen “güvenlik barajı” olan 11 baraj var. Dicle ve Fırat üzerinde enerji ve sulama adıyla kurulan, Hasankeyf’i sulara gömen Ilısu Barajı gibileri de cabası. Bu baraj silsilesi hangi amaçlarla inşa edildi, nasıl bir işlev görüyor? Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Mardin Ekoloji Derneği’nden Agit Özdemir Birartıbir’den Bekir Avcı’ya anlatıyor.

Bir yönetim anlayışından bahsediyoruz esasen. İnsanları yeni inşa edilen mekânlara sürerek kontrol etmeye çalışan bir yönetim anlayışı bu. ‘90’lardaki “köyü yak, suyu kurut” politikasından “mekânı dönüştür, eylemselliği önle” politikasına geçildi. Ilısu Barajı’nda da böyle, güvenlik barajlarında da.

Devletin raporlarında Ilısu Barajı nedeniyle göç edecek insan sayısı 55 bin olarak belirtiliyor. Koçerler bu raporlara dahil edilmemiş. Koçerler dikkate alındığında, baraj doğrudan ve dolaylı bir şekilde, 100 bin insanı son derece olumsuz etkiliyor.

Barajlar mekânı imha ediyor, insanları yerinden ediyor, belleği siliyor. Güvenlik politikası sadece bir alanın su altında bırakılması değil, kendi doğal ortamında tarım yapan insanları göçe zorlamak ve mülksüzleştirmektir. Barajlar devletin stratejik bir aygıtı konumunda.

Barajlara karşı durmak Kürt sorununda barıştan yana olmak, komşularla bir savaş olasılığını engellemek, zorunlu göçe dur demektir. O yüzden ekoloji mücadelesi sadece çevre mücadelesi değildir, aynı zamanda barış ve demokrasi mücadelesidir

  • Koronavirüs salgınından yarasaları sorumlu tutmak ne kadar doğru? Yarasalarla ilgili korkular ve efsaneler, Covid-19 nedeniyle artmış durumda. Yarasa uzmanları, yarasaların yaşamlarını tehdit eden temelsiz korku ve efsaneleri gidermek için, “Yarasaları Suçlamayın” isimli bir kampanya başlattılar. Uzmanlar, yarasaların, yeryüzündeki en az anlaşılan ve değer verilen hayvan türünden biri olduğunu söylüyorlar. Pek çok salgın, insanların doğayı tahrip etmesiyle ilişkili. Büyükbaş hayvan beslemek, soya fasulyesi yetiştirmek ya da yollar ve evler inşa etmek için ormanlar ya da çayırlar yakıldığında, vahşi hayvanların, insanlar ve çiftlik hayvanları ile temas ihtimalleri artıyor. Bu da virüslere bulaşmaları için fırsat sağlıyor. Porto Üniversitesi’nden Ricardo Rocha, “Yarasaların, diğer memeli hayvanlar gibi, tehlikeli hastalıklara karşı gerçek bir risk taşıdıkları reddedilemez” diyor. Ancak yarasa türlerindeki (1400 ya da üzeri) insanları enfekte eden virüslerin sayısı, kuşlar, kemirgenler ya da evcil hayvanlar gibi diğer hayvanlardaki insanlara bulaşabilen virüslerin sayısı ile benzerlik gösteriyor. Rocha, bir türü ya da diğerini suçlamak yerine doğa ile ilişkimizi gözden geçirmemiz gerektiğini söylüyor. Rocha, yarasaların sağlıklı bir ekosistem ve insan hayatı için vazgeçilmez olduklarını belirtiyor. Yarasalar, tarım ürünlerine üşüşen böcekleri kontrol altına alıyor. Tropik bölgelerdeki kakao ve vanilya gibi bitkiler, döllenme için onlara ihtiyaç duyuyor. Yağmur ormanlarındaki ağaçların tohumlarını etrafa yayıyorlar ki bu da iklim değişikliği ile mücadeleye yardımcı oluyor. (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54522220)
  • Duvar Kitap Dergi sayı 131… Sömürgenin karşısında bir düşünür: Frantz Fanon. Fırat Mollaer, Emek Erez, Onur Kartal, Esin İleri, Hasan Kılıç ve Aşîtî Azad Fanon’un düşünce dünyasını kaleme aldı.

EKLER

  • Dünyada Koronavirüs: Hangi ülkeyi ne kadar vurdu, salgınla mücadelede hangi yöntemler seçildi? – Fulya Canşen

Salgının başından bu yana, ülke ülke yaşananlar… Sonbaharın gelişi ile Koronavirüs salgınında hemen her ülkede vaka sayısı artıyor. Bu artış bir yandan test sayılarının artması ve havaların soğumasına bağlanırken, öte yandan salgın ile mücadelede kullanılan yöntemler de tartışmaya açılıyor. Koronavirüs hangi ülkeyi ne kadar vurdu? Hangi ülke salgınla mücadelede hangi yöntemi seçti ve ne kadar başarılı oldu? Bugün hangi ülke ne durumda? (https://t24.com.tr/yazarlar/fulya-cansen/d%C3%BCnyada-koronavirus-hangi-ulkeyi-ne-kadar-vurdu-salginla-mucadelede-hangi-yontemler-secildi,28343)

  • “Nobel’in Dünyadaki Açlığı Görmesi Mutluluk Verici”- TRICONTINENTAL DIREKTÖRÜ VIJAY PRASHAD

Dünya Gıda Programı’nın Nobel Barış Ödülü’nü kazanması beni daha hiçbir şeyden fazla mutlu edemezdi. Çünkü bu açlık salgını tahminen 2.7 milyar insanı felç ediyor. Açlığın artışına şahit oluyoruz. Kimse geceleri aç uyumamalı. Ve Dünya Gıda Programı, BM Gıda ve Tarım Örgütü bununla mücadele etmek için çabalıyor. Beni bundan daha mutlu edebilecek tek şey, gelecek yıl Kübalı doktorların Nobel Barış Ödülü’nü kazanması olur. Bu da, Nobel Barış Ödülü için üst üste en iyi iki yıl olur. Açlık sorunu çok önemli. Evet, pandemiden önce de açlık vardı. Ama pandemi sırasında, Guatemala’da, Guatemala City’de, insanlar teslim oluyormuş gibi “Açız” demek için beyaz bayraklar sallıyorlardı.

Dünya Gıda Programı, Gıda ve Tarım, diğer BM insani yardım kuruluşları, Yemen’deki 28 milyon insanının yarısının kıtlık koşullarında olduğunu söylüyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve benzeri silah tedarikçileri tarafından desteklenen ve Yemen halkına karşı yürütülen bu amansız savaşta, yaklaşık 10 milyon çocuğun da olduğu nüfusun yarısı açlık içinde.

Başkan Yardımcısı Mike Pence’i Sahel’de bir yolculuğa çıkarmak isterim. Onu Burkina Faso’ya götürmek isterim. Onu Nijer’e, Çad’a götürmek isterim. Ona Sahra Çölü’nün güneye doğru nasıl hareket ettiğini göstermek isterim. Ona çöl çekirgelerinin etkisini göstermek isterim. Ona bunun, toprağa ekemeyen ve dünyanın o bölgesinde yiyecek yetiştiremeyen insanlar için ne anlama geldiğini göstermek isterim.

Ve denediklerinde –bu çok önemli– devrildiler. 1980’lerde Thomas Sankara Burkina Faso’ya kooperatif çiftçiliği getirmeye çalıştığında, Fransız istihbarat servislerinin ve büyük olasılıkla CIA’in aktif katılımıyla, ona karşı tasarlanan bir darbe oldu. Bunlar dünyaya iyilik getirmeye çalışan iyi kalpli insanlardı. Şu anda yetkili olan insanlar gerçeğe bakmaya isteksiz bir şekilde “Evet, çok önemli bir şey oluyor. İklim çok zararlı bir şekilde değişti. Bunu tersine çevirmek için bir şeyler yapmalıyız,” diyor. Ama ciddi değiller. Onlar bana, bir acımasızlık çizgisi tarafından yönetiliyorlar gibi görünüyor. (http://bianet.org/bianet/toplum/232656-nobel-in-dunyadaki-acligi-gormesi-mutluluk-verici)



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...