Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 7 NİSAN 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 7 NİSAN 2020

GÜNDEM

  • SPO rutin toplantılarına devam ediyor. Küresel sağlık değerlendirmesi, salgının siyasal değerlendirmesi yapıldı.
  • HDP, DBP ve birçok siyasi parti, ortak bir açıklama yaparak infaz düzenlemesinin adeta idam cezası niteliğinde olduğuna dikkat çekti, “Tutsakların yaşamı hiçe sayılıyor” dedi.
  • Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmasında üretim ve istihdamın devamlılığı, yeterli üretim ve adil dağılım ile pandemi sonrası yeni bir Türkiye vurgusu yaptı. Bu vurguların 2023 hedefleri ile uyumu dikkatleri çekti.
  • YÖK’ün interneti olmayan öğrencilere bu yıl ‘eğitimi dondurma hakkı’ vermesi üzerine Eğitim Sen tarafından YÖK’ün eşitsizliği meşrulaştırdığını ifade edildi. YÖK’ün üzerine düşen görev, yoksulluğun sonuçlarını meşrulaştırmak değil, öğrencilerin bundan etkilenmemesi için önlem almak ve tüm öğrencilerin uzaktan eğitime erişimini sağlayacak koşulları oluşturmak, olanakları sağlamaktır.
  • 0-20 yaş arası genç çalışanlara dair ekonomik bir tedbir uygulanması beklenirken, İçişleri Bakanlığı dün yayımladığı ek genelge ile 18-20 yaş arasındaki mevsimlik tarım işçileri, kamu ve özel sektör çalışanlarının sokağa çıkma yasağından muaf tutulduğunu belirtti. Sokağa çıkma yasağından muaf tutulan 18-20 yaş arası genç işçi sayısı 811 bin. Devletin bu gençlerin üç ay boyunca çalışmaması halinde asgari ücret üzerinden ödeyeceği toplam tutar ise 5,5 milyar TL. Genç nüfus, bu parayı almak yerine ekonominin devamlılığı için hayatları hiçe sayılarak gizli bir sürü bağışıklamaya itilmiş durumda.
  • Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk Politikaları Başkanı Ayhan Sefer Üstün, korona virüsü salgını sürecinde alınan kayyum atamaları ve belediye yardımlarının durdurulması gibi kararları 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece benzetti ve virüs bahanesiyle toplum yeni bir otoriter iklime sokulmak isteniyor dedi.
  • Ev işçileri güvencesiz, sigortasız ve haklarını bilmeden çalışıyor. Riskin yüksek olduğu yerde çalışmak zorundalar, bazıları ise iş dahi bulamıyor.
  • İzmir’de Covid-19 için tarama testleri sokağa taşındı. Ücretsiz olarak kimlik numarasıyla test yapılabiliyor.
  • Çin’den sonra ABD’de de boşanma sayıları arttı. Maddi sıkıntılar bir de hastalık endişesi insanları patlama noktasına getirmiş durumda.
  • Salgının eşcinsellik için ilahi bir ceza olduğunu söyleyen İsrail Sağlık Bakanı Jakov Litzman ve eşi korona virüse yakalandı.
  • 30 Büyükşehire giriş-çıkış yasaklandı. Yurttaş eve kapandı ancak geçmediği yolların, köprülerin, tünellerin parasını verilen hazine garantileri nedeniyle ödemeye devam ediyor.
  • Türkiye çapında koronavirüs nedeniyle uzaktan eğitime geçilince öğretmenlerin çoğu müdürlerin talepleriyle Zoom adlı online video konferans programı kullanmaya başladı. Ancak programı kullanan bazı öğretmenlerin maaşlarından bir anda 58,5 dolar kesildi. Milli Eğitim Bakanı faturanın öğretmenlere çıkarılamayacağını söyledi.
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir işçi daha korona virüs nedeniyle yaşamını yitirdi. İBB işçilerinde toplam vaka sayısı 161.
  • Ukrayna’da bulunan ve 1986 yılında nükleer felaketin yaşandığı Çernobil’de başlayan orman yangını nedeniyle bölgede radyasyon seviyesi 16 buçuk kat arttı. Doğaya verilen zarar bir ay evde kalmakla düzeltilemeyecek kadar büyük.
  • Mart ayında 113 işçi cinayeti yaşandı. Sınırlı erişime rağmen Covid-19 nedenli en az 14 işçi ölümü olduğu İSİG Meclisi tarafından tespit edildi.
  • Kaçak maske üretimlerine baskınlar devam ediyor. Kırıkkale’de polis ekiplerinin bir eve düzenlediği operasyonda 5 bin 150 adet kaçak tıbbi maske ele geçirilirken olayla ilgili psikolog, öğretmen ve bir mühendis gözaltına alındı.
  • Sürü bağışıklığı stratejisi ile İngiliz halkını büyük tehlikeye atan İngiltere başbakanı Johnson yoğun bakımda

MEVCUT DURUM

  • Türkiye’de toplam vaka sayısı 30 bini aştı, düne göre vaka sayısında 3 binlik bir artış oldu. Ölüm sayıları giderek artıyor, toplam ölüm sayısı 649 oldu.
  • Dünya
  • Toplam vaka: 1.309.439
  • Toplam iyileşen: 273.546
  • Toplam ölüm: 72.638
  • En fazla iyileşen sayısı Çin’de iken en fazla ölüm İtalya’da olmuştur. En fazla vaka sayısı ile ABD bir süredir birinci sırada.
  • Korona virüsü salgınını kontrol altına almış görünen Çin’de, asemptomatik (belirti göstermeyen) vakalarda artış tespit edildi. Ülke genelinde şu an için 705 asemptomatik kişi gözetim altında ve ikinci bir dalganın habercisi olabilir.
  • Hindistan’da corona hastaları için hazırlanan trendeki vagonları, hastaneye çevrildi
  • İtalya’da corona virüsten ölenlerin sayısı 16 bin 523’e yükseldi
  • Latin Amerika ülkeleri içinde salgından en çok etkilenen ülke olan Brezilya’da ölü sayısı 506’ya yükseldi
  • Türkiye ile kiyaslandiginda İtalya da 50 yas altı olumler cok daha az. Italya‘da 50 yaş altı ölüm oranı %1.2.
  • Danimarka azalan vaka sayılarından sonra kapatılan kreşlerin ve ilkokulların 15 Nisan’dan itibaren açılacağını duyurdu..
  • Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği’nin kuruluşundan bu yana en büyük sınavla karşı karşıya olduğunu söyledi.
  • Norveç’te Covid-19 kontrol altına alındı.
  • İspanya’da Covid-19 ölümleri yavaşladı.
  • Avusturya’da mağazalar yeniden açılıyor.

ÖNLEME VE KORUMA

  • DSÖ, umumi el hijyen istasyonlarına evrensel erişim öneren ve bunların herhangi bir kamu veya özel ticari binaya ve herhangi bir toplu taşıma tesisine girip çıkarken kullanılmasını zorunlu kılan yeni bir teknik rehber yayınlamıştır. Ayrıca sağlık tesislerinin el hijyenine erişimi ve el hijyenini uygulamayı iyileştirmesini önermektedir.
  • TTB 5-T stratejisi uygulansın: Test, Temaslı Takibi, Tecrit, Tedavi ve Talepler! Genel yaklaşım 4T üzerine olmasına karşın TTB ücretli izin ya da temel gelir talebini eklemelidir.
  • İstanbul iline özelinde sağlık çalışanlarının çalışma şartlarında değişiklik getirildi. Atamaların hızlandırılacağı, doğumu takiben alınan ücretsiz izinlerin sonlandırılacağı, kısacası İstanbul’da sağlık çalışanı sayısını artırmaya yönelik bir takım önlemler alındı.
  • 65 yaş altı ve 20 yaş üzerine haftada beş adet olmak üzere ücretsiz maske dağıtımı kararı alındı. E- devlet üzerinden maske istemi yapılabilecek.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Sağlık çalışanları için temas algoritması değişti. Buna göre artık yüksek riskli teması olan sağlık çalışanı 7 gün izole edilerek, sürecin sonunda test yapması bekleniyor.
  • Semptomu olmayan temaslı sağlık çalışanlarına test yapmamada direnç devam ediyor. Temaslı sayısının her geçen gün arttığı, buna rağmen test sayısının aynı oranda artmadığı görülüyor.
  • Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından ülkenin her yerinde görev yapan tüm sağlık çalışanlarının 7/24 ulaşılabilecekleri bir ruhsal destek hattı oluşturulmuş. 0850 532 66 76 telefon numarası ile erişilebilecek destek servisi 6 Nisan itibari ile hizmete açıldı.
  • Fransa’da hemşireler, hükümetin kendilerine yeteri kadar koruyucu ekipman temin etmediğini, aynı zamanda yetersiz yoğun bakım üniteleri nedeniyle hastalar arasında seçim yapmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Covid-19 karşısında çıplağız diyen hemşireler protesto için soyundu.
  • İzmir Tabip Odası İzmir’deki sağlık çalışanlarının Covid-19 bilançosunu yayınladı. 69 hekim, 27 hemşire/ebe, 10 temizlik personeli, 2 sekreter, 5 memur pozitif saptandı. Hekim sayısının fazla olması hekim merkeziyetçi tutum ile araştırma nedenli olabilir.

SAĞLIK MUHALEFETİ

  • TTB, adaletli ve eşitlikçi infaz değişikliği yasası; cezaevlerinde kalanların sağlık ve yaşam hakkı için elzemdir dedi.
  • Ankara Tabip Odası salgın döneminde Ankara’lıların “Kapatılan Hastanelerimizi Açın” talebini içeren basın açıklaması düzenlendi. Hastanemi Açın Platformu (HAP) olarak değiştirilen platform kapanan hastanelerin yeniden açılarak sağlık hizmetlerine kazandırılmasını istiyor. En köklü, en fazla acil hasta karşılayan, kolay ulaşılabilir, üst düzey sağlık hizmeti veren hastanelerin yerini şehir hastaneleri almış, bunun en büyük etkisi de salgın zamanında görüldü.
  • Uluslararası anlamda da birçok ulus devletin sağlık sistemi sorgulamaya başlandı. Hemen hemen hiçbir ülke ve başta DSÖ başta olmak üzere hiçbir uluslararası örgüt şu ana kadar başarılı ve tutarlı bir sınav veremedi. Sağlık muhalefeti mevcut sistemin işlemediğini tekrar tekrar vurguluyor.
  • Sağlık emekçileri: Birlik ve beraberlik bizi bölenlerle değil, tam da onların karşısında sağlık emekçilerinin örgütlü gücüyle sağlanabilir. Bizleri sağlığımızı kaybetme hatta ölüm riskiyle karşı karşıya bırakan sağlık sisteminde pasif uygulayıcılar değil, yeniden inşa ettiğimiz bir sağlık örgütlenmesinde aktif özneler olmak zorunda olduğunu söyledi.

TOPLUMSAL MÜCADELE

  • DİSK taleplerini yineledi: “İşçileri ve ailelerini gözden çıkararak salgınla mücadele olmaz!” Salgınla mücadelenin tıbbi olduğu kadar sosyal bir mücadeleyi de gerektirdiğinin üzerinde durdu.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) mevsimlik tarım işçileri için tablo daha ağır, sınıfsal ayrımcılık dışında, kimi bölgelerde yabancı düşmanlığı ve milliyetçi reflekslerle de karşılaşan tarım işçileri sürekli göç halinde, yoğun çalışma, sağlıksız beslenme ve barınma koşulları nedeniyle bulaşıcı hastalıklar karşısında savunmasızdır. Mevsimlik tarım işinde çalışan 300 ile 400 bin arasında Suriyeli işçiyi de dahil ettiğimizde yüz binlerle ifade edilen tarım işçisi, salgınla karşı karşıya. Salgın ile üretim ve ciro baskısının sentezlendiği bu dönem yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor dedi.
  • DİSK, KESK, TMMOB ve TTB Kadın Temsilcilerinden açıklama: Pandemi sürecinde bedenimize ve emeğimize yönelik oluşan bu yeni sömürü biçimine asla rıza göstermiyoruz! Güvenceden ücretli izin hakkına, erkek şiddetinden toplumsal cinsiyete kadar birçok konuda başkaldırılarını dile getirdiler.
  • Fransa’dan; ”Virüs hükümettir. Üretim araçlarının özyönetimi ve toplumsallaştırılması” pankartları asılırken ülkemizde ise sağlık çalışanlarının ‘virüs ikiye ayrılır 1. Hak-iş 2. Covid-19’ pankartı ilgi çekti.
  • Tarihten Örneklerle Pandeminin Tek Panzehri: Dayanışma! Bu ne ilk ne son pandemi olacak. Ve aslolan dayanışmadır. https://www.hayatadestek.org/blog/tarihten-orneklerle-pandeminin-tek-panzehri-dayanisma/

YENİ YAŞAM

  • Kürt Araştırmaları Derneği, korona virüsü nedeniyle online eğitime geçtiğini duyurdu. Başvuruların başlamasının ardından 12 saat içerisinde 1048 kişi başvurdu.
  • Fransız Yeni Dalga öncü yönetmenlerinden olan Jean-Luc Godard, koronavirüs nedeniyle yarın İnstagram üzerinden ‘Koronavirüs günlerinde imgeler’ adlı söyleşiyi canlı olarak gerçekleştirecek
  • HDP’nin başlattığı kardeş aile kampanyası ile her vekil 10 aile ile dayanışma gerçekleştirecek.

GÖRÜŞLER

  • ‘Evde kal’ meselesi kritik toplumsal mücadele alanı , bir yandan da devletin izin verdiği sınırlarda cevaplar üretiliyor. Bu şekliyle işçiler arası iş barışı, eşitsizlik doğru ele alınmıyor. Yaşa takılmadan sistemi kilitlemenin yolları zorlanmalı. Bunu yapacak sendikal mücadele hattı yok gibi. DİSK 48 saat süre vermişti ama gerçekliğinin olmadığını gördük. Sendikaların bu gerçekliği ile işçi sınıfının mücadelesi kapitalizmin ve devletin ezberini bozacak yöntemlere ihtiyaç var. Bunu da yapacak olan proleteryanın yani sınıfın Kürt olduğu gerçekliği. Sistemi pansuman eden yerden mi bakalım yoksa radikal devrimci olanaklara mı? Bu soruya ve cevaplara odaklanacak toplumsal mücadeleye öncülüğe ihtiyaç var
  • Toplumsal mücadele , sokağın- meydanların boşaldığı bir dönemde her yer eylem alanı olur .İsyan her daim mümkün .
  • Küresel salgın değerlendirmesi;
  • Salgına ilişkin en çok gündemde olan Çin merkezli komplo teorilerine bakacak olursak; Amerika ile Çin arasında başlayan 5G gerilimi ile beraber Çin de bir GSM operatörünün 7.5 milyon aboneme ulaşamıyorum, bir sürü gazeteci tutuklandı ve kaybedildi haberleri ile salgın için kendini çözüm noktasında gösterip her türlü tanı kiti, ilaç ve malzeme üretimi yapıp satan Çini bu komplo teorilerinin merkezinde tutuyor. Yine salgının hemen başında Taiwan kendi ülkesinde toplumsal karantina ilan etmeden salgını kontrol altına alıp bu deneyimi Çine ve Dünya Sağlık Örgütüne aktarmaya çalışırken, Çinin hem kendi ülkesinde hem Dünya Sağlık Örgütünde Taiwan’ı manipüle etmesi  de komplo teorilerini Çin merkezli olarak güçlendiriyor. Salgına küresel olarak böyle bir yerden bakmak mücadele açısından yol kat edilecek bir yerde durmuyor. Çünkü özünde kapitalizmin kendisi komplocudur, tasfiyecidir. Dolayısıyla salgını küresel boyutta da ulusal boyutta da ele aldığımızda bu salgın bir uygarlık krizidir aynı zamanda toplumsal bir krizdir. İyiye giden ekolojik emareleri baz alarak bu krizi ekolojinin intikamı olarak değerlendirmekte yetersiz kalmaktadır. Sermayenin ve ulus devletin krizleri fırsata çevirme yeteneği bu süreçte de gösteriyor kendini. Tüm ulus devletler tek bir noktada birleşti. Salgın küresel mücadele ulusal. Dolayısıyla bu süreçte dünya vatandaşlığı olmak için daha uygun bir zemin yok. Toplum eve kapatılmış bu süreçte salt ulus devletlerin çizeceği yol yönteme umut bağlamış durumda. Toplum eve kapatılırken iktidarlar toplumsal emek alanlarına hala saldırılarına devam etmektedir. Salgınla başa çıkma noktasında kendini alternatifsiz bırakmaya çalışan kapitalist modernite toplumun kendini alternatifsiz hissetme durumunu da ulus devletlerin daha da otoriter ve daha denetimci bir yapısının oluşmasına olanak sağlıyor, toplumsal alanlar daraltılmaya çalışılıyor. Bilimin kutsanarak geldiği aşamada yapay zeka, robotlar, blockcahin gibi alt yapılar önümüzdeki dönemde de bu ulus devletlerce çarpıtılarak denetim toplumunun inşasında kullanılmaya devam edecektir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde gıda ve gıdaya ulaşım, endüstriyalizm tartışmaları da önemli bir yer tutuyor.
  • Geldiğimiz noktada salgının küreselleştiği bu süreçte mücadeleyi de evrenselleştirmek temel bir hedef olmalı. Toplum bu süreçten daha güçlü çıkabilmeli. Ulus devlet geriletilmeli, toplumsal emek alanları genişlemeli, insanın doğa ile olan ilişkisi tamir edilmeli. Tahakküm kuran, yok eden bir ilişki yerine doğayla uyumlu insan dönüşümü hedeflenmelidir. Bu değişim dönüşümleri yaratırken bu sürece kadar önümüze koyduğumuz işleri yürütmeli ve yeni olanakları yaratabilmeliyiz. Özellikle kutsanmaması gereken bilimin bize internet ile açtığı bu kadar imkan da varken çaresizlikten kurtulmalı ve toplumsal inşaya giden tüm yol ve yöntemleri değerlendirmeliyiz. Rol alan kurum ve kurumsallıkların silkelenerek sorumluluk alma zamanıdır. Sağlık kurumlarında edilgen emek gücü haline gelen sağlık emekçileri şimdi bir özne olmuşken bu fırsatı iyi değerlendirebilmelidir. Emeğin özyönetimine giden yolda komitelerin örgütlemesi bu sürecin en önemli nüvesi olabilir.
  • Pandemiler hemen her yüzyılda kırıp geçmişler dünya nüfusunun büyük bir oranını ama tıbbın ve teknolojinin bunca geliştiği bi dönemde insanlar kabullenemiyor bu durumu ve altında başka nedenler arıyor sürekli.. robotik beyin cerrahisi yapan yüce tıp nasıl olur da bir virüsle başedemez bunun altında kesin başka bir iş var sorusu birçok kesimin aklına takılıyor geçen haftaki malum ropörtajda da görüldüğü üzere.. sağlıkçılar canlarını ortaya koyarak bir itibar savaşı veriyorlar ama aşırı gelişmiş başarılı muktedir tıbbın da sorgulanacağı bir süreçtir bu absürt komplo teorilerinden bağımsız..
  • Ben bunların komplo teorileri oldugunu düşünüyorum, insanlar virüs gibi küçük biseyin insan yaşamını etkilemesini anlayamıyor ve bunun yerine kapitalizmi suçlamak için elindeki tek materyal olan 5 G’yi suçluyor  bugünkü yaşam biçimine  kızmak yerine.Çünkü bu yaşam biçimi çok kanıksanmış, değişemez görülüyor.

EKLER

Italya’da Covid19 kaynaklı ölümlerin karakteristikleri ( 2 Nisan 2020 tarihine kadar toplanan verilere dayanmaktadır.)

1-Orneklem:

Bu rapor, Italya’da COVID-19 ölümlerinin karakteristiklerini tanimlamaktadir.

2-Demografik bilgiler:

COVID-19 kaynaklı kaybedilen hastaların ortalama yasi 78dir. Kadinlar grubun %31.4 unu olusturmaktadir.

Ölenlerin yas ortalaması, ülke çapında yani alanların yas ortalamasından (62) yaklaşık 16 yas fazladir.

Ölen kadın hastalarin yas ortalaması ise olen erkeklerden fazladir. (kadinlar icin median 82, erkekler icin median 78).

Fig 2 ölümlere gore yas ve cinsiyet dagilimini gostermektedir.

3-Altta yatan hastaliklar:

Bu sonuclar hastanede olen 1.102 hastanın verilerinden cikarilmistir. Olen hastalarin altta yatan hastaliklarinin ortalama sayısı 2.7 olarak bulunmustur. Kadinlarda 2.6, erkeklerde 2.7.

  • %2.8 : altta yatan hastalığı bulunmayan
  • %22.1:altta yatan 1 hastalığı olan
  • %23.9 altta yatan 2 hastalığı olan
  • %51.3 altta yatan 2 veya daha fazla hastalığı olan.

Bu hastalarin, hastane yatislarindan önce %27 si ACE inhibitoru ve %16 si ARB kullanmaktaydi.

Altta yatan hastalıkların sıklığı:

  • Iskemik kalp hastaligi %27.4
    • Atrial fibrilasyon %22.6
    • Kalp yetmezliği %16.9
    • Felç %11.5
    • Hipertansiyon %72.1
    • Tip 2 Diyabet %31.5
    • Kronik Böbrek Yetmezligi %23.5
    • KOAH %18.3
    • Demans %15.7
    • Son 5 yıl içerisinde aktif kanser öyküsü %17.1

4- Hastanede yetisi gerektiren olgular:

Hastane yatislarinin %94.6si pnomoni, solunum yetmezliği, ates, oksuruk, nefes darligi gibi COVID-19 semptomlarıyla uyumludur. Toplam 54 vakada (%5.4) ise hastane yetisi enfeksiyon bugularindan bagimsizdir. ( neoplazi, gastrointestinal patolojiler, kardiyovasküler patolojiler).

5- Semptomlar:

Hastane başvurularında en sik gözüken semptomlar ates, nefes darligi ve oksuruktur.  Ishal ve hemoptizi daha nadirdir. Toplamda hastalarin %5.9 u ise başvuru sırasında semptomsuzdu.

6-Akut durumlar:

ARDS(acute respiratory distress syndrome) olen hastalarin %96.1 inde, akut bobber yetmezligi %25inde, ikincil enfeksiyon %10.6 sinde ve ani kardiyak olaylar %10.4 unde gozlenmistir.

7-Tedavi:

Hastane yatısından hastalarin %85 inde antibiyotik, %55 inde antiviral ve %33unde kortikosteroid kullanilmis. 3 tedavinin de ayni anda kullanildigi vaka oranı %18 dir. Ölen hastalarin tumunde hastane yatısında Tocilizumab tedavisi oranı ise %1.9 dur.

8-Zaman akışı:

Ölen hastalarin semptomlarının ortaya çıkışından ölüme kadarki sure median 10 gün, semptomlarin ortaya çıkışından hastane yatisina kadarki sure median 5 gün, hastane yatısından ölüme kadarki sure median 5 gun olarak bulunmustur. Yoğun bakım destegi alanlarda almayanlara gore hastane yatısından ölüme kadarki sure 2 gun daha uzundur.

9-50 yas alti ölümler:

2 Nisan itibariyle 12.250 kisiden 145 i , 50 yas altidir. 9 kadin, 26 si erkek olmak uzere 35 kisi 40 yas alti. Bu hastalarin 21inin klinik bilgileri mevcuttur ve 18 inde altta yatan hastalıklar varken (kardiyovaskuler, renal, psikiyatrik hastalıklar, diyabet, obezite) 3 ünde yoktur.

Noam Chomsky: Koronavirus-Tehlikede olan ne? başlıklı röportajının çevirisi

-Ilk yazinizi 10 yasinizdayken Ispanya ic savasiyla ilgili olarak, Barselona’nin dususunden hemen sonra 1938de yazmissiniz. Ikinci dünya savaşı, Hirosima, Vietnam Savaşı, Cernobil, Berlin duvarının yıkılmasi, 11 Eylul donemi, 2007-2008 ekonomik krizi gibi onemli tarihi olayların tanigisiniz. Peki, bugünkü koronavirus krizine nasıl bakiyorsunuz? Bunu sasirtici, esi benzeri görülmemis bir olay olarak görüyorsunuz?

-Barselona’nin dususunde sonra yazdigim yari, Avrupa’da yükselmekte olan ve daha sonra üstesinden gelinen faşizm uzerineydi. Daha sonra ortaya çıkan belgeler ise bu savaşın biteceği ve dünyanın Amerika ve Almanya hakimiyetiyle ikiye bölüneceği yönündeki öngörülerini ortaya cikardi. Bu anılarım bugünlerde tekrar gündeme geliyor. O zamanlar Hitler’in radyodaki konusmalarini dinlerken hissettiğim tehditvari tavırlar, bana şimdinin Donald Trump’ini hatırlatıyor. Fasist ya da ayni ideolojide olduğu icin, kendinin dusunen bir sosyopat olarak tabir ve korkular ayni. Bir ülkenin ve dünyanın kaderinin sosyopat bir şaklabanın elinde olması fikri hayret verici bir durum. Koronovirus ciddi bir durum fakat çok daha büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğu da hatirlanmali. Donald Trump ve emrindekiler bastalar ve uçuruma kosuyorlar. Iki büyük tehditle karşı karsiyayiz. Birincisi, silahların yönettiği rejimden kalanlarla alevlenen nükleer Savas, ikincisi ise, gittikçe artan kuresel ısınma. Bu ikisinin de ustusunden gelinebilir, fakat çok zamanimiz yok. Koronovirus de korkutucu sonuclar doğurabilir, fakat üstesinden gelinecek, digerlerinden ise kurtulamayacagiz. Onlarla mücadele etmezsek, bittik.

Bildiginiz gibi doomsday clock(insan kaynaklı global bir katastrofinin ihtimalini temsil eden sembol) her yil ocakta, gece yarısına yaklasan yani “son”a yaklasan dakikalarla kuruluyor. Trump seçildiğinden beri o dakikalar gece yarısına doğru yaklasiyor. Gecen yıl geceyarısına 2 dakika vardi, şimdiye kadar sona en çok yaklasildigi zamanlarda. Bu yıl ise analistler saniyelerden konuşmaya başladı. Sona 100 saniye kala… Simdiye kadar sona en yakin oldugumuz zaman… Gözle gorulur 3 tehlike: 1-nukleer savas 2- kuresel isinma 3-bu krizin üstesinden gelebilmemiz ve halkin kendi kararını verebilmesi icin tek umudumuz olan demokrasinin gerilemesi. Gelecegimizi bu sosyopat şaklabanın eline bırakırsak, kurtuluş yok. Biz Amerika’nin gerilemesinden bahsediyoruz fakat Amerika yikici yaptirimlarini uyguladigi zaman her yer tabi olmak zorunda kaliyor. Avrupa bundan hoslanmayabilir, Iran yaptirimlarindan aslında nefret ediyorlar ama onlar da uluslararasi finans sisteminden kovulmamak icin tabi olmak zorunda. Bu doganin kanunu degil, Avrupa’nin Washington’daki efendinin astı olmak icin verdigi bir karar. Diger ülkelerin secme şansı bile yok. Koronoviruse donersek, durumun sasirtan ve carpici yanlarından biri, acıları artıran yaptırımlar, tabii ki bilinçli. Iran onemli ic sorunlar yaşıyor, bu gundemle beraber uygulanan yaptırımlar, onları üst üste sikintiya boguyor. Kuba da ayni sekilde bunlara maruz kalan bir ülke, sasirtici sekilde üstesinden geldiler ve ise bakin ki bu virüs doneminde Küba Avrupa’ya yardim ediyor. Almanya Yunanistan’a yardim etmez ama, Küba Avrupa’ya yardim ediyor. Binlerce insan Akdeniz’de ölürken, bulundukları yerden ölüme gönderilirken… Buna söylenecek soz bulamiyorum. Batinin bu uygarlık krizi hüsran verici.

-Demokrasi krizinden bahsettiniz. Bugün, yaklaşık 2 milyar esi benzeri gorulmemis bir sekilde ya izolasyonda ya karantinada. 2 milyar insan su an evde, evleri olacak kadar şanslıysalar tabii ki.  Avrupa kendi icinde ve disariya olan sinirlerini kapatmış durumda. Fransa, Sırbistan, Ispanya ,Italya ve diler ülkelerde sokağa çıkma yasakları var ordu sokaklarda. Bir dilimci olarak size sorum sudur: yalnızca Donald Trump degil Macron ve diler Avrupalı siyasileri dinlediğimizde sürekli bir savas hakkında konusuyorlar, medya da boyle geciyor, doktorlar cephe hattındaki savascilar ve koronovirus dusman. Bu bana Victor Klemperer’ in Ucuncu Imparotorlugun Dili’ni animsatiyor. Dil araciligiyla ideolojiyi dayatma… Sizin gozunuzden bu savas benzetmeli söylemler ne ifade ediyor? Virus dusman olarak göstermek, bu olagandisi durumu tanımak anlamina mi geliyor, yoksa daha derin bir anlamı olabilir mi?

-Elbet bunun bir anlamı var. Bir krizi alt etmek istiyorsak,  savas zamanındaki gibi bir hareketlilik yaratmaliyiz. Amerika gibi zengin bir ülkeyi dusunelim. Ani bir ekonomik krizi asabilecek kaynakları var, Ikinci Dunya Savasi ülkeyi çok büyük bir borç bataginin icine soktu, üretimi dorde katlayarak bunalımdan cikardi. Su an ihtiyacımız olandan çok kucuk bir ölçek bu. Ayni açıdan degil cunku bu bir dünya savaşı degil fakat ihtiyacımız olan bu hareketin bilinci.  2009’daki domuz gribi epidemisini dusunursek, birkaç yüz bin insan iyiye gidersek kalan kisim icin oncesidnden daha kotu sonuçları oldu. Bu amerika gibi zengin bir ülke icindi. Simdi ise 2 milyar insandan bahsediyoruz, cogunlugu Hindistan’da. Kit kanaat gecinen Hindistanlilara ne oluyor? Izole olanlar açlıktan olecek, ne olacak? Uygar bir dünyada zengin ülkeler destek sağlamalılar onları su an yaptıkları gibi daha çok boğmak yerine. Benzeri bir kriz: bu yaklaşımlar devam ederse Güney Asya, 10-20 yıl icinde yaşanmaz bir yer olacak, sıcaklıklar 50 derecelere ulasiyor ve artmaya devam ediyor. Su kaynakları daha bile kotu olabilir, iki nükleer güç bunun icin savasacak. Demek istedigim, koronavirus gercekten ciddi bir durum gözardı edemeyiz. Fakat hatirlamaliyiz ki bu yaklaşmakta olan büyük krizin yalnızca kucuk bir kismidir. Bahsetmiş oldugum büyük krizler yaşamı koronavirusun bugun yaptıgı sekilde bir sekteye ugratmayabilir ama bunlar turlerin yasamasını engelleyecek ve çok da uzak bir zaman dilimden bahsetmiyoruz.  Ustesinden gelmemiz gereken bir çok konu var, acil olan koronavirus ciddi, cozulmelidir. Cok daha büyükleri ise uygarlık krizleri. Koronavirusun bir iyi tarafı, insanları nasıl bir dünyada yasamak istediklerine dair dusunmeye zorlaması olarak gorebiliriz. Bunlara neden olan bi dünyada mi yasamak istiyoruz? Bu krizin kaynagini dusunmemiz lazim, neden boyle bir koronavirus krizi yaşıyoruz? Bu devasa bir marketin cokusu, derin sosyoekonomik problemlerin neoliberal vahşi uygulamalarla daha da artirilmasina kadar uzaniyor. Bir pandeminin olabilirliği uzunca bir suredir biliniyordu, bunun Sars benzeri koronavirus nedenli bir pandemi olabileceği de çok iyi anlasilmisti. 15 yıl önce bunun üstesinden gelindi virus tanimlandi, sekanslandi, asi bulundu. Bu andan itibaren dünyadaki bir çok laboratuvar muhtemel bir tehlikeye karşı hazırlanabilirdi, neden yapmadılar? Piyasalarin sinyalleri yanlisti, gelecegimizi ellerine teslim ettigimiz ilaç şirketleri, bu ozel tiranliklar, insanları olası virus pandemisinden koruyacak asalar icin calismak yerine yeni vücut kremleri yaptilar. Halka bunun hesabini veremezler. Polio zamanında hükümet isin icine girmisti, Salk asisinin bir devlet kurumunda bulunmasinin ardından, polyo yikimi bitmisti. Patent yok, herkes icin ulasilabilir. Bu sefer de boyle yapilabilirdi ama neoliberalism illeti bunu engelledi. Kurumsal sektörlerden gelen hayli sorumluluklar üstlenmiş ekonomistlerin ideolojisinde yasiyoruz. Bu ideoloji, elinde şirket danismalarinca hazirlanmis konuşması, bilindik gulusuyle tipiklesmis Ronald Reagan’in ‘Sorun devlet, ondan kurtulmalıyız’ deyisinin ta kendisidir. Fakat bu su anlama gelir: kararlarimizi verme yetkisini halki hice sayan ozel tiranliklara verelim. Atlantik’in obur ucunda Thatcher, yasayabilmek icin piyasanın icine atilmis insanlardan olusan bir toplumun oldugunu gösterdi ve o zamandan beri baska bir alternatif yok. Dunya yıllardır zenginlerin altında eziliyor ve simdi bu noktada Salk asisinde oludugu gibi yapılması gereken devlet müdahalesi neoliberalizmden kaynaklı ideolojik sebeplerle engelleniyor. Onemli olan su, koronavirus pandemisi onlenebilirdi, bunun icin gerekli bilgi sadece okunmayı bekliyordu. 2019 Ekimde, pandemiden hemen önce, Amerika’da dünyadaki boyle bir pandemide neler olacaginin bir simülasyonu yapıldı. Bundan sonra hiç bir şey yapilmadi. Yapilan su ki bu kriz bu politik sistemin hainliğiyle daha da kötüye gitti. Farkinda oldugumuz seye dikkat vermedik, 31 Aralık’ta Cin, Dunya Saglik Orgutu’nu pnomoni benzeri semptomlara yok acan bilinmedik bir etkenin olduğu konusunda bilgilendirdi, 1 hafta sonra Cinli bilim insanları bu etkeni koronavirus olarak tanimladi, DNA’sini sekansladi ve bu bilgiyi dünya ile paylaştı. Cin, Güney Kore, Tayvan, Singapur’daki virolojistler bunun icin bir seyler yapmaya başladı. Avrupa’da da bazı açılardan ayni şey yaşandı. Saglik sistemlerini zamanında liberalizmin boyundurluguna geçirmemiş olan Almanya, fazlaca tani kapasitesine sahipti ve oldukta bencil bir sekilde baska ülkelere yardim etmeden kendi kapsamında sureci yonetebildi. Diger ülkeler sadece yok saydı, En kötüleri ise Birlesik Krallık ve tabii ki, bir gun ‘kriz yok sadece grip’, obur gun ‘bu çok şiddetli bir kriz, bunu hep biliyordum’, diger gun ‘islerimize dönmek zorundayız cunku secimi kazanmak zorundayim’ diyen bir liderin basında olduğu Amerika. Dunyanin bu gibi insanların elinde olması fikri korku verici. Fakat, bunlar neoliberalizme daha  da derinlesen çok temel sosyoekonomik sorunları işaret eden büyük bir piyasa cokusuyle başladı. Ve devam etmekte, cunku faaliyet olsalardi bugunun krizleriyle mücadele edebilecek olan kurumların işlevsiz hale getirildi. Bunlari dusunmemiz gerekir ve tabii ki dediğim gibi nasıl bir dünyada yasamak istediğimizi tartismamiz gerekir. Bir sekilde üstesinden gelirsek, onumuzde seçenekler olacak. Bu yelpaze son derece otoriter acımasız devletlerden, daha insancıl, toplumun ihtiyaçlarını bireysel karlarin uzerinde tutan bir toplumun yeniden yapilandirilmasina kadar uzaniyor. Sunu da aklımızda tutmak gerekir ki bu son derece otoriter olacak olan yapılanma, ekonomik cikarlarina uygun olduğu surece neoliberalizmin doğasıyla son derece uyumlu. Neoliberalizm köklerini, işçi sendikalarını ve Avusturya sosyal demokrasisini ezip gecen 1920 Viyana’sinin proto-fasizmden almakta. Pinochet, Sili’ye katil acımasız bir diktatorlugu getirdiğinde, kimileri onun icin savaştılar, kendi cikarlari icin. Yani, paralel bir düzlemde, vahşi neoliberal düzen, kendi bastan var eden liberaller araciligiyla yeniden kurulabilir. Bu yasanabilecek kabusun bir parcasi. Fakat boyle olması gerekmez; cogu insanin şimdilerde olduğu gibi daha iyi bir dünya oluşturabilmek icin birleşmesi, organize olması karsilastigimiz tum sorunların cozumunu saglayacaktir. Ozellikle nükleer silahlanma ve geridonusunun çok kısa zaman sonra mumkun olamayacağı ekolojinin harabiyeti. Insanlik tarihindeki donum noktalarından birini yasayacağız, sadece koronavirus yüzünden degil, bu olay ayni zamanda dünyadaki sosyoekonomik sisteme ve gidişata olan farkindaligimizi artırmalı.  Koronavirus bir uyari sinyali olmalı ve nasil alt edileceğine dair bir ders cikarmaliyiz. En onemlisi de yasadigimiz virus krizinin nedenlerini ve kaynaklarını dusunmeli, bu köklerin  nasil daha çok ve daha beter krizlere yol açabileceğini kavramaliyiz.

-Kollektif hareketler, seferberlikler, organizasyonlar icinde hem fiziksel hem sosyal yakinlik kurarak aktif olan insanlar, simdi birden ‘sosyal mesafe’ denilen seye alışmaya calisiyor. Sorum su: bu sosyal mesafe doneminde toplumsal direnisin gelecegini nasil goruyorsunuz? Bu bireysel izolasyon donemi aylar belki de yollar surecekse, aktivistlere, entellektuellere, isçilere ve ogrencilere bu yeni durumda organize olabilmeleri icin tavsiyeleriniz neler olurdu? Global bir otoriterizm yerine yesil, esit, dayanismaci radikal bir degisimin olabileceğine dair umudunuz var mi?

– Oncelikle sunu aklımızda bulundurmaliyiz ki, son birkaç yıldır gayet yikici olan bir sosyal izolasyon formunu yaşıyorduk. Simdi bir McDonalds a gittiğinizi dusunun, bir suru genc masanın etrafına oturmuş ellerinde hamburgerleri. Ya yüzeysel konuşmalarına şahit olursunuz ya da her birinin cep telefonlarıyla meşgul olduğu toplumun icinde izole olmuş hallerini gorursunuz. Thecther prensipleri… Sosyal medyayı yanlış kullanarak ozellikle gencleri bu kadar izole hale getirerek ilerleyen bir toplum yoktur. Amerika’da üniversitelerde de goruyoruz, kaldırımlarda telefonlarına yapismis genclere ‘Kafani kaldır buraya bak’ demeniz gerekiyor. Bunlar da kendi yarattigimiz sosyal izolasyonun boyutları ve çok da zararlı. Su anda gercek bir sosyal izolasyon durumu icerisindeyiz. Nasil yeni bağlar kurabiliyorsak, dayanışmayla, ihtiyacı olana yardim ederek, gelecek icin plan ve organizasyonları beraber kurgulayarak her nasil olursa olsun yeni sosyal bağlar kurarak bu donemi asmaliyiz. Yuz yüze iletişim tabii ki bizler icin sart, ama intertet cagindayiz ve bir sure islerin boyle gideceği ortada. Bu iletişim aracımızla insanlar bir araya gelmeli, birbirlerinin sorunlarına destek olmalı, kendi calismalarina devam etmeliler. Kolay olacak demiyorum ama insanlik şimdiye kadar bir çok sorunla yuzlesti. https://www.youtube.com/watch?v=t-N3In2rLI4



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...