Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 4 MAYIS 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 4 MAYIS 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ  (04 MAYIS 2021)

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! İstanbul Bayrampaşa Ulubatlı Hasan Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan aile hekimi Dr. Nurettin Kaya, Hatay’da özel bir hastanede çalışan psikiyatri uzmanı Dr. Feyruz Karaali ve Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde çalışan sağlık işçisi Tayfun Yıldız Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.

Sosyal cinayete dönüşen pandemi ölümlerine karşı öfke büyüyor. Yanlış sağlık politikaları ve salgın mücadelesine karşı yaşam hakkını savunmak için demokrasi güçleri harekete geçiyor.

***

AKP iktidarının “tam kapanma” adını verdiği pandemi kısıtlamalarının 4’üncü günü olan haftanın ilk iş gününde, iş yerlerine gitmek zorunda olanlar yine toplu taşımada yoğunluk yaşadı.

***

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünya genelinde son 2 haftada salgının ilk 6 ayına kıyasla daha fazla Covid-19 vakası tespit edildiğini bildirdi.

***

Hindistan’da tıbbi oksijen stoklarına ilişkin kriz büyüyor. Gece saatlerinde Karnataka eyaletindeki Çamarajanagar kentinde oksijen stoklarının tükendiği, bu nedenle 24 hastanın yaşamını yitirdiği belirtildi.

***

Yetersiz önlemler nedeniyle korona virüsünün hızla yayıldığı Latin Amerika ülkesi Brezilya’da, geçtiğimiz yıldan bu yana 803 hamile ve doğum sonrası dönemde olan kadının Covid-19 nedeniyle öldüğü kaydedildi. Covid-19 hastalığının hamilelik üzerindeki etkisinin inceleyen uzmanlar, ölümlerden 432’sinin bu yıl içerisinde meydana geldiğini belirtti.

***

Keyfiyet ve ayrımcılık almış başını gidiyor. Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi Başhekimi Sedat Özkul’un koronavirüse yakalanan kardeşi için, hastanenin 4’üncü katında bulunan yoğun bakım ünitesini kapattığı belirtildi. 

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 153 milyon 480 binin, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyon 216 binin üzerine çıktı.

Haftanın ilk günü olmasına rağmen yeni vaka sayısı yüksek hız devam ediyor. Son 24 saatte 669 bin 689 kişiye Covid-19 tanısı kondu, 10 bin 478 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Hindistan ile birlikte Brezilya, ABD ve Türkiye ilk dördü paylaşmaya devam ediyor. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (355.8 bin), ABD (39.8 bin), Brezilya (36.5 bin), Türkiye (24.7 bin), İran (20.7 bin), Arjantin (15.9 bin), Kolombiya (11.6 bin) ve Almanya (10.3 bin).

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 06.00) alıyoruz.

***

Türkiye’de salgın hala kontrol altına alınabilmiş değil. Yeni vaka, ağır hasta, ve aktif hasta sayısı yüksek hızda seyrediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 24 bin 733 kişiye gerilerken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 347  kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 2,501 kişiye geriledi. Toplam vaka sayısı 4 milyon 900 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı 41 bin 191 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 243 bine geriledi. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz. Dün aktif hasta sayısı 343 bin 111 kişiye gerilemesine karşın, hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak isteriz. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayımız ise hala 3 bin 438 kişi, oldukça yüksek seyrediyor. Aktif vakanın gerilemesi ile ağır hasta oranımız yeniden %1’e yükseldi, bu oran dünya ortalamasının bir buçuk katından fazla! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin daha da artacağı uyarısı ısrarla vurguluyoruz. Resmi istatistiklerde yer alan günlük ölüm ve ağır hasta sayılarına göre salgının yüksek hızda devam ettiği açıkça görülüyor.

***

Demokrasi için Birlik (DİB), AKP hükümetinin “tam kapanma” politikasının yaşam tarzına müdahaleye dönüştüğünü ve ‘çarklar dönsün diye’ milyonlarca işçinin çalıştırıldığını vurguladı. Açıklamada, iktidarın politikasının iktidarın “Çarklar dönsün, 1 Mayıs balkona hapsedilsin, içki yasaklansın, virüs yayılsın, genelge enflasyonunda boğulmak serbest olsun” anlamına geldiği belirtildi.

***

Test sayılarındaki düşüşe ilişkin konuşan Bakan Koca, “Testler semptom gösteren ya da temaslı kişilere yapılıyor” dedi. Prof. Dr. Kayıhan Pala ise “Bu açıklama yaygın ve semptom göstermeyenlere test yapılmadığının itirafıdır” diye konuştu. Pala da “Türkiye’nin test politikasını hatalı. Yalnızca semptom gösterenlere test yapılması yeterli değil. Semptom gösterenlerle birlikte semptom gösterenlerin bütün temaslılarına ve risk grubundakilere belirli aralıklarla test yapılmalı. Türkiye bu politikayı salgının başından beri tercih etmediği için salgının yayılmasını engelleyemedi. Türkiye test politikasını değiştirmeli” ifadelerini kullandı.

***

İçişleri Bakanlığı, 81 ile gönderdiği genelgeyle 7 Mayıs’tan itibaren marketlere alkollü içkinin yanı sıra elektronik eşya, oyuncak, kırtasiye, tekstil, hırdavat gibi ürünlerin satışını yasakladı.

***

1 Mayıs’ta gözaltına alınan üniversitelilerden Şilan Delipalta’nın sağlık kontrolü sırasında yapılan COVID-19 testi pozitif çıktığı halde, polis bu durumu kendisine bildirmedi ve Delipalta’yı diğer üniversitelilerle birlikte gece boyu nezarethanede tuttu

***

CHP Milletvekili Ali Öztunç’un dile getirdiklerine göre Cengiz İnşaat’ın Maçka şantiyesinde işçiler Pazar günleri de dahil olmak üzere günde 12 saat çalıştırılıyor, koronavirüs olduklarında diğer işçilerin temaslı sayılmaması için kayda geçirilmiyor.

***

Toplumsal Hukuk Emek ekibi tarafından pandemide emeğin bir yılının değerlendirildiği rapor yayımlandı. Rapor, “Pandemide Emeğin Bir Yılı” başlığını taşıyor. Üç başlıktan oluşan raporun birinci başlığında, pandemi döneminde iktidar tarafından alınan sözde önlemler, bu önlemlerin emekçileri koruyup korumadığı, pandemi dönemindeki iş cinayetleri, işten çıkarma yasağına karşı işverenler tarafından kullanılan Kod-29 hilesi irdelenirken, ikinci başlıkta pandemi döneminde ev içi ücretsiz emeğin artışı ve sonuçları, özelde mülteci kadınların emek sömürüsündeki derinleşme ve verilerle pandemi dönemindeki kadın emeği irdelenmekte, üçüncü ve son başlıkta ise pandemi koşullarının yarattığı yoksulluk ile birlikte artan çocuk işçiliği irdeleniyor.

***

Peaky Blinders dizisinin setinde korona virüsüne yönelik kuralların ihlal edildiği gerekçesiyle inceleme başlatıldı. Yapımcılar, dizinin 6. ve son sezonunun çekimleri sırasında bir çalışanın korona virüsü testinin pozitif çıkmasına rağmen çekimlere devam edilmesi iddiası nedeniyle yapım ekibinin sağlığını riske atmakla suçlanıyor.

***

İspanya’da 130 euro (yaklaşık 1300 TL) karşılığında sahte negatif Covid-19 testleri satan bir eczacı tutuklandı. Ülkenin güneyindeki El Ejido’da tutuklanan bu kişinin, İspanya’dan Fas’a gidebilmek için negatif Covid-19 test sonucu beyan etmesi gereken Faslılara sahte belge düzenlediği belirtildi.

***

Furkan Vakfı Gönüllüsü Yakup Şahin bugün Antep’te itikaf ibadetini yerine getirmek isteyenlere yapılan polis saldırısına ilişkin, “Kendileri istedikleri gibi kongrelerini yaptılar, fabrikalar çalışabiliyor, zincir marketlerde kuyruklarda yüzlerce kişi olabiliyor ama iş itikafa geldiğinde engel çıkarılıyor” dedi.

***

Yunanistan’da altı aydır kapalı olan kafe, restoran ve barlar açıldı. Dış mekanlarda servise izin verilirken, sokağa çıkma kısıtlaması 21.00 yerine saat 23.00’te başlayacak şekilde güncellendi.

***

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, ülkede son 24 saatte 17 Covid-19 vakası tespit edildi. Vakaların tamamının yurt dışından geldiği belirtildi.

***

ABD’nin en kalabalık şehri Los Angeles’ta 410 gün sonra ilk kez koronavirüs kaynaklı can kaybı kaydedilmedi. Salgının başlangıcından bu yana 23 bin 915 kişinin hayatını kaybettiği ve ocak başlarında günlük 300’e yakın ölümün bildirildiği Los Angeles, ABD’de uzun süre vaka ve ölü sayılarının en yüksek oranda seyrettiği California’nın Covid-19’dan en çok etkilenen şehri konumundaydı. Tüm eyalet çapında aşı çalışmalarının geldiği noktanın etkili olduğuna vurgulandı.10 milyonu aşkın şehir nüfusunun yarısından fazlasının ilk doz, 3’te birine yakın kısmının ise ikinci doz Covid-19 aşılarının yapıldığının altı çizildi.

***

Ankara Üniversitesi ve sağlık kurumlarında yaşanan yemek sorunlarına ilişkin basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Sağlık ve Sosyal Hzimet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube, Ankara Tabip Odası (ATO), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) katıldı. Sağlık emek ve meslek örgütleri üyesi işçiler ellerinde “Yeterli ve dengeli beslenme hakkımız pandemide de yaşamsal talebimizdir” yazılı pankart taşıdı.

“Sağlık emekçilerinin pandemide hakkını ödemeyen yöneticiler sağlıklı ve dengeli beslenme hakkını da emekçilere çok görmüşlerdir” diye devam eden açıklamada anketten çıkan bası sonuçlar da şöyle ifade edildi:

  • Araştırmaya katılanların yüzde 89’u pandemi döneminde dengeli ve yeterli beslenme düzeyine dikkat edilmediğini,
  • Yüzde 96’sı pandemi dönemi çıkan menünün vücut direncini korumak için yeterli olmadığını,
  • Yüzde 97’si pandemi dönemi ek besin takviyesi sağlanmadığını,
  • Yüzde 69 ise pandemi dönemi yemek sunumunun (ekmek arası ve köpük kaplardaki sunumu) kötü/çok kötü olarak değerlendirmişlerdir.
  • Çalışanların yöneticilerin tavrı nedeniyle tepkili olduğu ise yine araştırma sonucunda ortaya çıkmaktadır. Sağlık emekçilerinin yüzde 93’ü yöneticilerin bu sorunu çözmek için uğraşmadıklarını ifade etmiştir.

***

Özel hastanelere talep neden arttı?

Korona virüsü vaka sayıları artınca özel hastanelere olan talep arttı. artan bu talepler hastalar için çoğu kez zorunluluktan kaynaklanıyor. Çünkü devlet hastanelerindeki doktorlar yoğunluktan ötürü hastaları özel hastanelere yönlendiriyor. Sağlık Bakanlığı’nın her an servislerini kaldırabileceğini söyleyerek ayakta tedavi edilemeyen, ameliyatı riskli olan hastalara özel hastaneyi gitmelerini öneriyor.

Kamu hastanelerinde tedavi imkanı olamayan ya da ameliyat için çok fazla zamanı olmayan hastalara doktorlar, “Çalıştığım özel hastaneye gel” diyor. Sigortası olan hastaların çoğu bu durumu kabul ederken yeşil kartı olan hastalar ise maddi imkanlardan dolayı tedavi olamayabiliyor. Çünkü özel hastanelerin neredeyse hiçbiri yeşil kartlı hastalara bakmıyor. Covid hastaları olduğu için insanlar kamu hastanelerini tercih etmiyor. Hatta özel hastaneler bunun reklamını yaparak, ‘Biz tertemiz bir hastaneyiz. Covid hastası bakmıyoruz’ diyerek bu durumu fırsata çeviriyor.” Uzmanlara göre bunun birçok sebebi var: Performans sistemi, pandemi, sağlıkta dönüşüm..

https://www.gazeteduvar.com.tr/ozel-hastanelere-talep-neden-artti-haber-1521142

***

Zor geçen pandemi günlerinde mahpusları unutmayan Görülmüştür Kolektifi’nin 50 mahpusla birlikte çalışarak hazırladığı “Korona Günlerinde Mahpusluk: Tutsakların Korona Günlükleri” adlı kitap yayınlandı. Bu çalışma, on binlerce mahpusların salgın sürecinde neler yaşadıklarını, bütün bu olup biteni nasıl yorumladıklarını görebilme imkânı veriyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/korona-gunlerinde-mahpusluk-yasamin-disina-itilmis-gibiyiz-haber-1521170

***

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde 3 ay önce başlayan 12. Ebola salgınının bittiği bildirildi. Gelişmeyi duyuran Dünya Sağlık Örgütü, tetikte olunması ve güçlü bir gözlem sisteminin sürdürülmesine ihtiyaç olduğunu ifade etti.

AŞI TARTIŞMALARI

Aşı örneği üzerinden patent ve fikri mülkiyet haklatının kaldırılması mücadelesine sermaye COVAX ile yanıt bulmaya çabalıyor. Hayırsever kapitalizm devrede. Toplumsal bilgi birikimi ve kamu kaynakları ile üretilen aşı her nedense patentleniyor, küresel ihtiyaç olmasına ve bir an önce tüm dünyanın aşılanmasına engel olarak büyük kırıma neden olmasına göz yumuluyor.

Covax da zengin ülkelerin yoksul ülkelere aşı sağlamak için yardım etmesi amacıyla kurulduğu belirtiliyor. Covax 92 yoksul ülkenin nüfuslarının en az yüzde 20’sine aşı dağıtmayı hedefliyor. Covax’ı DSÖ, Küresel Aşı İttifakı (GAVI) ve Epidemi Hazırlık İnovasyonları Koalisyonu (CEPI), BM Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) partnerliğiyle yönetiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’a göre Covax ile yoksul ülkelerdeki yetişkinlerin büyük kısmının aşılanabilmesi için önümüzdeki bir yılda 35-45 milyar dolarlık ek kaynağa ihtiyaç duyuluyor.

***

AB’nin ilaç düzenleyicisi Avrupa İlaç Ajansı, Covid-19’a karşı geliştirilen Pfizer-BioNTech aşısının 12-15 yaş grubunda kullanılmasının onayı için değerlendirmeye başladığını duyurdu.

***

Türkiye’de üretilen iki korona virüsü ilacının ağustosta kullanıma sunulacağını söyleyen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yerli aşıda da üç çalışmanın öne çıktığını söyledi.

***

Avrupa Komisyonu, AB’ye seyahat izni verilen ülkelerin genişletilmesini tavsiye etti. AB veya DSÖ onayı almış aşıların gerekli dozlarını yaptıran herkesin Avrupa’ya girmesine izin verilmesi önerildi.

***

Sağlık Bakanı Koca: Sinovac aşısının sevkine devam edilecek. Sputnik V aşısının ilk dozları bu ay gelecek. 6’’ ay içinde 50 milyon doz aşı gelecek. Bayram sonrası öngörülebilir planlar yapacağız. Önümüzdeki üç veya dört ay içinde 18 yaş ve üstü bütün vatandaşlarımızı aşılama noktasında bir gayret ve çaba içerisindeyiz’’

Koca, bugünden itibaren muhtarların aşılanacağını da duyurdu.

***

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya kentte 3 milyon 835 bin 925 doz Covid-19 aşısı yapıldığını duyurdu. Yerlikaya, 65 yaş üstü vatandaşların yüzde 81.75’inin birinci doz, yüzde 73,43’ünün ikinci doz aşılarını yaptırdığını belirtti. 60-64 yaş grubunun birinci doz aşılanma oranının yüzde 71,82 olduğunu açıklayan Yerlikaya, bu oranın 55-59 yaş grubunda yüzde 48,51 olduğunu ifade etti.

***

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde yapılan bir araştırmada Covid-19 geçirdikten sonra aşı olanlarda antikor düzeyinin 3 kat arttığı ortaya kondu.

Sinovac aşısının yüksek düzeyde koruyuculuk sağladığını belirten Doç. Dr. Günay Can, “Araştırmamız Cerrahpaşa Tıp Fakültesindeki sağlık çalışanları üzerinde Sinovac aşısını kısa ve orta vadedeki antikor etkinliğini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Bu çalışmaya 345 sağlık çalışanı aldık. Bu araştırmaya alınan kişilerde birinci aşı sonrası 14’üncü gün, ikinci aşı sonrası 28’inci gün antikor düzeyine bakıldı. Araştırma sonrası sağlık çalışanlarının antikor düzeylerinin oldukça etkin olduğunu gördük. Takip ettiğimiz kişilerden sadece iki kişide antikor negatifliği söz konusu oldu. Bu da aşı etkinliğinin oldukça iyi olduğunu bize gösteriyor. Herhangi bir şekilde cinsiyet, yaş ve kilo farkı gözetmeden aşı oldukça yüksek düzeyde koruyuculuk sağlamaktadır” dedi.

Prof. Dr. Neşe Saltoğlu da “Koronavirüsü geçirmemiş sağlık personellerinde birinci dozdan sonra vakaların yarısında antikor oluştu. İkinci doza geldiğimizde ise vakaların yüzde 99’unda antikor oluştuğunu gördük. Birinci aşı ile ikinci aşı arasında geçen sürede 36 sağlık personelinin virüs ile karşılaştığını gördük. Bu kişilerde hiçbir belirti ortaya çıkmadı. Koronavirüsü geçirmiş kişilerin ise aşıdan sonra antikor düzeyinde en az üç kat yükselme oldu. Koronavirüsü geçiren ve geçirmeyenleri kıyasladığımızda koronavirüs geçirenlerde antikor düzeyi geçirmeyenlere oranla iki kat daha yüksek olduğu belirlendi. Araştırma sonucunda sadece diyabetik ve hipertansiyonu olan kişilerde ilk aşıdan sonra antikor düzeyi biraz düşük olduğunu gözlemledik. Yine araştırmayı kan grubu açısından değerlendirdiğimizde herhangi bir farklılık olmadığını gördük.” dedi.

***

Danimarka sağlık yetkililerince yapılan açıklamada koronavirüs salgınından kaynaklanan risklerin Johnson and Johnson tarafından üretilen Covid-19 aşınının muhtemel yan etkilerinin neden olabileceği risklerden daha fazla olmadığına kanaat getirdiklerini duyurdu. Kopenhag yönetimi, bu nedenle ülkedeki Covid-19’a karşı yürütülmekte olan aşılama kampanyasının bu firmanın aşısı kullanılmadan devam edeceğini bildirdi. Danimarkalı yetkililer, daha önce İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nce geliştirilen ve AstraZeneca firması tarafından üretilen aşının ülkedeki kullanımının da durdurulması kararının alındığını hatırlattı.

***

Dünyanın en büyük aşı üreticisi Hindistan Serum Enstitüsü Başkanı Adar Poonawalla, ülkede Covid-19 aşısı sıkıntısı yaşanmasından hükümeti sorumlu tuttu. Poonawalla, “Aşı siparişi olmadığı gerekçesiyle yılda 1 milyardan fazla aşı üretmemize ihtiyaç olmadığını düşündük. Haksız ve yok yere kurban ediliyorum” dedi. Yeni Delhi’de kamu sağlığı uzmanı olarak görev yapan Chandrakant Lahariya, hükümetin aşı politikasında yeterince şeffaf davranmadığını söyledi, “Kamuda kesinlikle yeterli bilgi yok” dedi. Hindistan’da aşı üretiminin Temmuz ayından sonra ayda 60-70 milyondan 100 milyon doza çıkarılması bekleniyor.

***

İsveç’in gelir düzeyi ne olursa olsun tüm ülkelere Covid-19 aşısına eşit erişim sağlamayı amaçlayan küresel girişim olan COVAX’a 1 milyon doz bağışladığını bildiren Ghebreyesus, “Bu sabah İsveç Kalkınma Koordinasyon Bakanı Per Olsson Fridh ile görüştüm ve bana İsveç’in COVAX’a 1 milyon doz AstraZeneca aşısı bağışlayacağını bildirdi” ifadelerini kullandı. Ghebreyesus, COVAX’ın şu anda 121 ülkeye yaklaşık 50 milyon doz aşı sevk ettiğini ancak ciddi tedarik kısıtlamalarıyla karşı karşıya olduğunu duyurdu. Aşı tedarik sorununun büyük ekonomilerin liderleri tarafından çözüleceğini kaydeden Ghebreyesus, “Covid-19 araç hızlandırıcısına erişim şu anda 19 milyar ABD doları tutarında bir finansman açığı ile karşı karşıyadır ve dünyadaki çoğu yetişkini aşılamak için önümüzdeki yıl 35 ila 45 milyar ABD dolarına daha ihtiyacımız olacağını tahmin ediyoruz. G7 ülkeleri bu fonların önemli bir bölümünü kendileri harekete geçirebilir ve dünya çapında Covid-19 aşılamasını hızlandırmak için küresel bir çabaya öncülük edebilir” dedi.

***

Türk Eczacıları Birliği: “Aşı ne zaman zenginleşme kaynağı haline geldi?”

“Aşıda patent kaldırılmalıdır” diyerek açıklama yapan Türk Eczacılar Birliği Başkanı Çolak, çocuk felci aşısının mucidi Jonas Salk’ın “Güneşi patentleyebilir misiniz?” sorusunu hatırlattı.

“Son günlerde tüm dünya aşıda patenti konuşuyor. Aşı ne zaman zenginleşme kaynağı haline geldi sorusunu vicdanı olan herkesin sorması gerektiğine inanıyorum. Zira, çocuk felci aşısının mucidi olan Jonas Salk “Güneşi patentleyebilir misiniz” sorusunu sormasaydı, bugüne dek milyarlarca çocuk hayatta olmayacaktı. Tüm dünyayı bir kişi bile arkada bırakmadan aşılamak hayat memat meselesi, bunu çok iyi kavramak gerekiyor.

https://bianet.org/bianet/toplum/243475-asi-ne-zaman-zenginlesme-kaynagi-haline-geldi

***

Otoriter yönetimlerden pandemiyi fırsata çevirme dersleri Ülkü Doğanay

Milyonlarca çocuk, genç, yaşlı ve kadın, “bir kriz geldiğinde yönetimin gözünde tek kelimeyle var olmadıklarını bildikleri” için erkenden yollara dökülen Hindistanlı göçmen işçiler gibi yalnızız…

Propaganda bakanı, pardon İletişim Başkanı, ibret-i alem olsun diye “Türkiye’nin Koronavirüs’le Başarılı Mücadelesi” adında bir kitap yayınlamıştı. Sonra, geçen gün iktidarın arkasına hizalanan gazetelerden biri, “Türkiye aşılamada dünyaya örnek oldu!” manşeti attı. Evet, sonunda ünlemle. Ünlem işaretini görünce acaba bir ima ya da mizahi bir yorum var mı diye baktım: Yokmuş. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü, gerçekten de “Aşı konusu dünyada belki de en iyi olduğumuz konudur” buyurmuşlar ünlemsiz bir cümleyle. Bir de biliyorsunuz, “yarım kapanma”nın daha üçüncü gününde vaka sayıları 60 binlerden 25 binlere düşmesin mi? E daha ne olsun? Yasal ve etik biçimde çift maaşlı RTÜK Başkanı haksız mı “Televizyonlara lebalep görüntüleri kullanmayın, statları, kongreleri göstermeyin, boş cadde ve sokak görüntüleri kullanın” demekte?

Arundhati Roy, “bu destansı facia” olarak adlandırıyor Hindistan’ın içinde bulunduğu durumu: “Modi’nin arkasına hizalanmış televizyon kanallarında haberleştirilirken, hepsinin nasıl da özel eğitilmiş tek bir sesle konuştuğunu fark edeceksiniz” diyor. Aşina olduğumuz bu ses, Hindistan’da virüsün sağlık “sistemini” mahvettiğinden söz ediyormuş. Sistemi mahveden virüsmüş gibi. Sorumluların sorumluluk almadığı, her kararın merkezden alındığı, başa gelenlerin tüm yükünün doğa üstü güçlere, kadere, fıtrata ya da kötücül bir virüse yıkıldığı bu büyük felakette, 2001’den bu yana hiç seçim kaybetmemiş otoriter iktidarın, Hindistan halkını nasıl da yapayalnız bıraktığına şahit oluyoruz.

https://www.gazeteduvar.com.tr/otoriter-yonetimlerden-pandemiyi-firsata-cevirme-dersleri-makale-1521218

***

ADALET VE EŞİTLİK İÇİN Hayatı eve sığmayanlar aşılanmalı! – Feride Aksu

AKP hükümetinin aşılarla ikircikli bir ilişkisi var. Aşılara yönelik tedirginliği besleyen, aşı karşıtlığı ile mücadele etmeyen ama küresel bir salgın söz konusu olduğunda aşıya tutunan ikircikli bir politika bu.

Karar alma süreçlerinin, eldeki verilerin, süreç bilgilerinin toplumun özellikle meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri gibi alanın bilgi birikimine sahip kesimlerinin katkısına ve katılımına olanak sağlayan bir çerçeve içinde tartışmaya açılması gerekir. 

Aşıya erişim sürecinin iyi yönetilmemesi aşıya yönelik tereddütleri pekiştiriyor. Aşı konusundaki bilgilerin, verilerin şeffaf bir biçimde paylaşılmaması, gerçek dışı bilgilerin, dedikoduların yaygınlaşmasına ve aşıya karşı tereddüdün artmasına yol açıyor. Aşıya erişilse bile aşıya yönelik tereddüt söz konusu olduğunda toplum bağışıklığı sağlanamayacak, hastalık ve ölümler artmaya devam ederken toplumun en kırılgan kesimleri bundan en çok zarar görecek ve pandemi ile mücadele başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

DİSK, “tam kapanma” uygulamasında emekçilerin yüzde 60’ının çalıştığını belirtiyor. Emekçiler açısından bir çifte eşitsizlik söz konusu. Çalışmak zorundalar ve aşıya erişemiyorlar! Oysa halk sağlığının etik ilkeleri sağlıkta adaletin ve eşitliğin sağlanmasının gerekliliğini vurgular

Küresel düzeyde coğrafi eşitsizlikler, ülkelerin içinde sınıfsal eşitsizliklere dönüşüyor. Toplumun, neoliberal politikaların yönettiği pandemi nedeniyle içine girdiği ölüm sarmalından çıkmasının yolu toplumsal bağışıklamadır. Bu nedenle aşılama çalışmalarında hayatı eve sığmayan emekçiler öncelikle aşılanmalıdır.

https://bianet.org/bianet/toplum/243499-hayati-eve-sigmayanlar-asilanmali



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...