Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 4 EYLÜL 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 4 EYLÜL 2020

 GÜNDEM

  • Koronavirüs salgının ekonomik etkilerini azaltmak için getirilen 3 aylık işten çıkarma yasağı, Cumhurbaşkanı kararı ile 2 ay daha uzatıldı.
  • ‘Wall Street’i İşgal Et” hareketinde etkin rol oynayan ve ‘Rojava tarihe geçecek bir deneyim’ sözleri ile uluslararası arenaya çağrı yapan ünlü antropolog David Graeber, hayatını kaybetti.
  • Dünyada 7 binin üzerinde sağlıkçı COVID-19 nedeniyle öldü. Uluslararası Af Örgütü, pandemi süreci boyunca vaka ve ölüm oranlarının yüksek seyrettiği ABD’de 1.077 ve Brezilya’da 634 sağlık çalışanının öldüğünü; vaka oranlarının son aylarda hızla arttığı Güney Afrika’da 240, Hindistan’da ise 573 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini tespit etti.
  • “Rojava” Özerk Yönetimi, çocuk yaştaki bireylerin silahaltına alınmasını önlemek amacıyla Çocukları Savaştan Koruma Ofisi’nin aktif hale getirilmesini kararlaştırdı; 20 yaş altı hiç kimse silah altına alınmayacak.
  • Sağlıkta kriz! İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, tıbbi cihaz ve malzeme firmalarının kamudan alacaklarının 15 milyar lirayı bulduğunu belirterek, birikmiş alacakların ödenmemesi halinde firmaların bu ay başlayacak Kredi Garanti Fonu geri ödemeleri nedeniyle ayakta durmakta zorlanacağını söyledi.
  • Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 214 gündür ölüm orucunda olan Av. Aytaç Ünsal hakkında tahliye kararı verdi. Kararın ardında  Ünsal, tahliye edildi Halkın Hukuk Bürosu kararı duyururken: “Bu karar ile Ebru Timtik’i tahliye etmeyenler Ebrumuzun katili olduğunu bir kez daha ilan etmiştir.” Şeklinde tepkisini dile getirdi.
  • ABD’nin Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) resmi olarak 6 Temmuz 2021’de çekileceği bildirildi.
  • Daha önce Yerine kayyum atanan ve 4 gün önce gözaltına alınan Karayazı Belediye Eşbaşkanı Burhanettin Şahin tutuklandı.
  • Kamu Denetçiliği Kurumu, “Türkiye’nin Koronavirüs Hastalığı ile Mücadelesi” isimli özel raporunu erişime açtı. Şikâyetlere en çok konu edilen kurum BDKK ile birlikte Sağlık Bakanlığı olduğu bildirildi. Çok sayıda hekim, hastane çalışanlarının sağlığı ve güvenliği için zaruri olan önlemlerin alınmadığından yakındı. Bazı yurttaşlar ise koronavirüs şikayeti ile gittiği hastanede kendisine kötü davranıldığını savunarak şikayet başvurusu oluşturdu. Kuruma, koronavirüs ile mücadeleye ilişkin 24 Mart-28 Nisan dönemlerinde yapılan bazı başvuruların konu dağılımı ise şöyle: Salgın sürecinde görev yapan sağlık çalışanlarının durumlarının iyileştirilmesi. Korona ile mücadelede iş paylaşımının adil yapılmaması. Maske talep etmesine rağmen halen gönderilmesi ve parayla satın alınamadığı için yaşanan mağduriyetin giderilmesi. İhtiyaç nedeniyle talep edilen 10 bin TL kredinin sadece 3 bin TL’sinin karşılanması. İhtiyaç kredisi talebinin, ödeme güçlüğü, kredi notu düşüklüğü gibi gerekçelerle reddedilmesi.
  • ‘VIP hasta’ dönemi! Vaka artışının en yüksek olduğu illerin başında gelen Ankara’da, “VIP Covid-19 hastası” dönemi başladı. Filyasyon ekiplerinde çalışan sağlık emekçileri, “Sağlık Müdürlüğü bizi arayıp, ‘VIP hasta var. Öncelikle onlara gidip, onlardan sürüntü alacaksınız’ diyor. Semptomu olmayan ve algoritmaya uymayan kişilere test yaptırıyorlar” ifadelerini kullandı.
  • Avrupa’nın en büyük genelevlerinden biri olan Almanya’nın Köln şehrindeki 10 katlı ‘Pasha’ adlı genelev ülkenin koronavirüs tedbirleri nedeniyle iflas etti.

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 26.5 milyona yaklaştı. Son iki günde yeni vaka sayısı 575 bini geçti. Bu trend her 4 günde toplam vaka sayısına 1 milyon kişinin eklenmeye devam ettiğini gösteriyor.
  • Küresel can kaybı 872 bini geçti. Covid-19 nedeniyle en fazla ölüm ABD’de gerçekleiti (191 bin).
  • Brezilya’da toplam vaka 4 milyonu geçerken can kaybı 125 bin sınırına dayandı.
  • Küresel olarak yeni vaka sayısı 288 binin üzerine çıktı. 84.2 bine yaklaşan yeni vaka sayısı ile Hindistan rekor kırmaya devam ediyor. Hindistan’ı Brezilya (44.7 bin), ABD (44.5 bin), Arjantin (12 bin), İspanya (9 bin), Kolombiya (8.2 bin), Fransa (7.2 bin) ve Peru (6.7 bin) izledi.
  • Dünya genelinde aktif vaka sayısı da 6 milyon 933 binin üzerine çıktı.
  • Ortadoğu’da yeni vaka sayısında yükseklik kaygı veriyor. Son 24 saatte Irak’ta 4.8 bin, İsrail’de 3 bin ve İran’da 2 bin yeni vaka tespiti yapıldı.
  • Rojavave Kuzey Suriye’de son 24 saatte 14 yeni tip coronavirüs (Covid-19) vakası tespit edildiği açıklandı.Rojava ve Kuzey Suriye’de şimdiye kadar 609 vaka tespit edilirken, 40 kişi de hayatını kaybetti.
  • Resmi istatistiklere göre yeni vaka, ölüm, zatürreli hasta oranı ve ağır hasta sayısı artıyor. Günlük ölüm bildirimi 40’ın üzerinde devam ediyor. Son 24 saatte Türkiye’de yeni vaka sayısı 1,642’ye yükseldi. Covid-19 nedeniyle 49 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı 20 bin 345, ağır hasta sayısı 1,041 ile tırmanmaya devam ediyor. Test sayısı yeniden 110 binin üzerinde…
  • Resmi istatistiklere göre hastalarda pnömoni (zatürre) oranı % 7,6’ya yükseldi. Bakan Koca En çok hasta bulunan beş ilde pnömoni oranları şöyle: Ankara % 4.7, İstanbul  % 4.61, Konya % 8.78, Kayseri % 6.49, Diyarbakır % 8,37.
  • Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Coronavirus salgınında aktif vaka sayısının arttığına dikkat çekerek, “30 Temmuz’da 10 binlerde olan aktif vaka sayımız, 1 Eylül itibariyle 19 binlere çıkmış durumda. Yani % 100’e yakın artış var” dedi. Prof. Dr. İlhan, yeni tanı alan kişilerin virüs yüklerinin çok fazla olduğuna işaret ederek, “3 pozitiften başlıyor; 4, 5 pozitif daha da yukarı doğru yol alıyor. Bu nedenle de vakaların tedavileri daha uzun sürüyor. Ölüm sayımız yaklaşık 1 haftalık sürede 15-20’lerden 40’lara çıktı. Bunun da nedeni; ağır hasta sayımızda vakalardaki virüs yükü arttığı için artıyor. Virüs yükü artmasından dolayı ağır hastalarımız daha fazla. Şu an tüm Coronavirus hastalarından 20’de 1’i entübe. Bu ne demek? Diyelim ki 1500 kişi tanı alıyorsa bunların içinden 75-80 kişi makineye bağlı hale gelecek anlamına geliyor. Makineye bağlı kişiler arasında vefat ihtimali çok daha fazla” diye konuştu.
  • İlhan’ın açıklaması, sansürlenen veriyi ortaya çıkardı: Entübe hastada rekor! Türkiye’de şu anda aktif koronavirüs vaka sayısı 26 bin 425. İlhan’ın açıklamasındaki orana göre bu vakaların bin 321’i entübe durumda. Sağlık Bakanlığı’nın 28 Temmuz’da son kez paylaştığı entübe hasta sayısı ise 403’tü. Aktif vaka sayısının 16 bin 421 olduğu 28 Temmuz’da entübe hastaların tüm hastalar içindeki oranı yüzde 2,4’tü. İlhan’ın açıklamasına göre ise oran bugün yüzde 5’e çıkmış durumda.
  • Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden: “Testi pozitif çıkarsa ‘kimi çalıştıracağız’ kaygısıyla test yapılmıyor hatta testi pozitif çıksa bile belirti yoksa arkadaşlarımız alanda çalışmak zorunda kalıyor. Normalde 14 gün olan karantina sağlık çalışanları için 7 gün uygulanıyor temaslılarda uygulanmıyor. 7 günden sonra alana çalışmaya çağrılıyorlar. Her 10 Covid-19 hastasından 1’i sağlık emekçisi. Her gün bu ağır ve yoğun çalışma şartlarından kaynaklı tükeniyoruz, yoruluyoruz ve artık ölüyoruz. Sağlık emekçileri artık kendi işini yapamaz noktaya geliyorlar. Alanda inisiyatif sağlık emekçilerinin elinden alınmış durumda. Her hekim PCR testi isteyemiyor. Baş hekimin yetkilendirdiği isimler anca isteyebiliyor. Sağlık emekçilerine test yapılmıyor. Bugün Meclis’te milletvekilleri sınırsız sayıda test yaptırabilirken sağlık emekçilerine bu testin yapılmaması kabul edilir şey değil. Çok kalitesiz koruyucu ekipmanlarla süreci yürütüyoruz. Bu sürecin dışına itilmişlik ve zor şartlar sonucunda emekliye ayrılabilen emekliye ayrılıyor, emekliye ayrılamayan ise istifa ediyor. İstifalar çok fazla artmaya başladı. Sadece Batman’da 13 hekim istifa etti. Sağlık Bakanlığı’nın politikalarından kaynaklı sağlık emekçileri istifa ediyor. Bakanlık çözüme yönelik bir adım atmak yerine görmezden duymazdan geliyor.”
  • Mersin’in Yenişehir ilçesi 50. Yıl Mahallesi’nde bulunan bir Yaşlı Bakım Merkezi’nde kalan 17 kişi dün gece yüksek ateş ve öksürük şikayetleriyle Coronavirus testi yaptırdı. Testi pozitif çıkan 17 kişi hastaneye kaldırıldı. Ziyarete kapalı olan ve çalışanlarının 14’er gün dönüşümlü çalıştığı Yaşlı Bakım Merkezi’ne virüsün başka bir rahatsızlık nedeniyle hastaneye götürülmek zorunda kalınan bir kişiye bulaştığı, oradan da bakım merkezine yayıldığı ihtimali üzerinde duruluyor.
  • İçişleri Bakanlığı, 81 kentin valiliğine yeni genelge gönderdi. Genelgeye göre; bugün (4 Eylül) Türkiye genelinde Covid-19 önlemlerine ilişkin denetim yapılacak. Denetimlere vali, kaymakam, belediye başkanı, muhtar ve kolluk birimleri katılacak. Denetimler; konaklama tesisleri, alışveriş merkezleri, pazar yerleri, sosyete pazarları, lokanta, kafe, restoran, kahvehane, kıraathane, çay bahçesi, düğün ve nikâh yapılan yerler, berber/kuaför/güzellik merkezleri, internet kafe/salon ve elektronik oyun yerleri, şehir içi ve şehirlerarası toplu ulaşım araçları, otogarlar, ticari taksiler, taksi durakları, park/piknik alanları, lunapark/tematik parklar ve plajlar, cadde ve sokakları kapsayacak. Genelgeye göre “Aykırılıklar için birinci ihlalde uyarı, ikinci ihlalde idari para cezası, işyeri, ticari taksi ve toplu ulaşım araçları için üçüncü ihlalde 1 gün, dördüncü ihlalde 3 gün şeklinde faaliyet durdurma cezası teklifleri mülki idare amirine iletilecek.”
  • Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Corona virüsü salgını nedeniyle 2020-2021 futbol sezonunun ilk devresinin seyircisiz oynanmasını kararlaştırdıklarını açıkladı.
  • Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Covid-19 tanısı konan ve karantinada olan öğrencilere kayıt işlemleri için 15 gün ek süre verildiğini açıkladı.
  • Kayseri Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Eski Başkanı, işyeri hekimi olarak görev yapan Dr. Seyit Ahmet Okur’un Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
  • Manisa’da koronavirüs salgınına yakalanan bir öğrencinin hasta olmayan öğrencilerle aynı salonda sınava alındığına yönelik iddialar Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından doğrulandı. Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı için Manisa Şehit Ömer Halisdemir Ortaokulu’nda oturumdan üç gün önce koronavirüs tanısı konulmuş bir öğrencisinin 20 kişilik salonda sınava alındığı ve “fenalaştı” denilerek başka bir odaya götürüldüğü belirtildi. Koronavirüs tanısı konanla aynı salonda sınava giren öğrencilerin karantinaya alındığı ve velilere karantinaya uymamaları ve bu yöndeki evrakları imzalamamaları durumunda 3 bin TL’lik ceza ile karşılaşacakları uyarısında da bulunuldu.
  • Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre Pandemi döneminde istifa etmeyi düşündünüz mü” sorusuna sağlık çalışanlarının yüzde 61,1’i “Evet” cevabı verdi. Sağlık çalışanlarının yüzde 92,6’sı artan iş yükünün fiziksel ve ruhsal bir baskı oluşturduğunu da belirtiyor.
  • 100 gündür yerel corona’vakasının çıkmadığı Tayland Covid-19’la mücadelede çok az ülkenin elde edebildiği bir başarı yakaladı. Şimdi bu başarıya gölge düşürmeden sınırlarını turistlere açmanın yollarını arıyor. Ülkeye girişte 14 gün karantina zorunlu. 70 milyon nüfuslu ülkede şimdiye kadar yalnızca 3 bin 427 vaka, 58 can kaybı kaydedildi. Vakaların yüzde 28’inden fazlasının yurt dışından geldiği bildirildi. Sınırların kapatılması işe yaradı; dünyada virüs hızla yayılırken Tayland vaka sayısını düşürmeyi başardı. Ancak bu, turizm sektörü için büyük bir sorun yarattı. Aylar süren Covid-19 kısıtlamaları ekonomisi büyük ölçüde turizme bağlı olan Tayland’ın zor günler geçirmesine neden oldu. Ülke ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 12.2 küçüldü, bu 1998’deki Asya finansal krizinden beri en kötü kriz oldu.
  • Salgınla ilgili ‘sosyal damgalanma’ uyarısı. “Hasta kişiler toplumdan dışlanabilir ve utanç duyabilirler. Enfekte olan kişiler birden fazla sosyal damgalanma yaşayabilir. Sosyal damgalanma yaşayan insanlar, aynı zamanda topluma aktif olarak katılamayacaklarını da hissederler” diyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, toplum içerisindeki sosyal damgalanma korkusunun tedaviyi de geciktirebileceğine işaret etti.

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile görüştü. Bakan Koca’ya pandeminin geldiği son durum, virüsün hızlı şekilde yayılması ve pandeminin kontrolünün elden kaçırıldığı yönündeki fikirlerini ilettiklerini belirten Sinan Adıyaman “Aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimlerinin rapor aldıkları zaman maaşlarında kesinti oluyordu. Yaptığımız görüşme sonunda bunun en kısa zamanda halledileceğini öğrendik. Bu çok sevindirici bir haber. Ayrıca Covid-19 ile mücadele eden uzmanlar, asistanlar, aile hekimleri ve diğer hekimlerin ücretleri ile ilgili 1 Ağustos itibarıyla bir düzenleme yapıldığını öğrendik,” diye konuştu. Ayrıca pandemiye ilişkin kendilerine gelen rakamlar ile tabloda açıklanan rakamların farklı olduğunu, kendilerine daha fazla verinin ulaştığını illettiklerini belirten Adıyaman “Bakan Koca, özellikle riskli bölgelerde çalışan tüm sağlık çalışanları için rutin testlerinin yapılmasına sıcak baktı ve bu konuda talimat verdi,” dedi.
  • Covid-19 polikliniklerindeki gözlemlerini aktaran ATO Başkanı Ali Karakoç, en çok vakanın kamu çalışanlarında görüldüğünü söyledi. Ankara’daki vaka sayısının sonbahar dönemiyle birlikte artarak devam edeceğini ifade eden SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya’ya göre ise eylül başı itibariyle Ankara’daki pozitif vaka sayısı 60 ile 70 bin arasında.
  • HDP Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4-12 Eylül 2015 tarihleri arasında ilan edilen, 21 kişinin yaşamını yitirdiği sokağa çıkma yasağını Meclis gündemine taşıdı. Üzerinden beş yıl geçmesine rağmen ölümlerin failleri hakkında açılan dosyaların 9’u hakkında takipsizlik kararı, 6’sının ise zamanaşımına bırakıldığını belirten İmir, “Yaşamını yitirenlere ilişkin davalara ilişkin sağlıklı bir hukuki sürecin işletilebilmesi, bu hukuksuz süreçlerin son bulması yargının şeffaf bir şekilde işlemesi için bu insan hak ihlallerini tespit etmek ve alınacak önlemlerin saptanması amacıyla Araştırma Komisyonu kurulması” talebinde bulundu.

YENİ YAŞAM İNŞASI 

Başka bir dünyanın mümkünatı üzerine…-Emek Erez

“Kendi neslinin en önemli antropologlarından birisi olarak anılan David Graeber, özellikle Madagaskar adasında yapılan araştırmaları ve küreselleşme karşıtı bir aktivist olmasından kaynaklı olarak Yale üniversitesinden atılmasıyla tanınıyor. Bizim gündemimize ise son dönem Türkçeye çevrilen kitabı Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar ile girdi. Boğaziçi Üniversitesi yayınlarından çıkan kitabın ana teması, insanın kendi kendini özgür ve tahakkümsüz olarak yönetebileceği bir kuramın var olabileceği üzerine bir tartışma sunuyor.”

“Anarşizmi bir inanç biçimi olarak tanımlayan yazara göre, anarşizm bir kuram olmasının ötesinde gönüllülük esasının hâkim olduğu, belirli toplumsal kuralların bir bölümünü reddeden, kendiliğinden örgütlenmeye dayalı bir anlayış. Anarşizmin reddeden tavrı ve tanımındaki muğlaklık ve akademisyenlerin son yıllarda yaşanan tartışmaların uzağında kalması anarşizmin bir kuram olarak akademide çok yer bulmamasına neden oluyor.”

“Ancak anarşizm bir kuram olarak akademide yer alabilecekse buna en yakın disiplin olarak da yazar antropolojiyi öneriyor. Bu bağlamda tartışılan konulardan bir tanesi anarşizm akademide bu kadar az yer edinirken Marksizmin akademide bu kadar çok varolabilmesi ne ile ilgili olduğuna dair.”

“Yazar kitaba Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar adını vermesini buna dayandırır, çünkü antropolojinin anarşizme yardımcı olması için iyi konumlandığı bir alan olduğunu düşünür. Ona göre etnografya pratiği devrimci entelektüel pratiğin nasıl çalışabileceğine dair en azından, çok kabaca ve “ilkel” bile olsa, bir model sunmaktadır. Çünkü etnografya araştırması yapan kişi bunu yaparken insanların ne yaptığını gözlemler, duyguların, algıların, sembollerin, insanlarda uyandırdığı anlamlarla ilgilenir, onun bir öncüllük, öğreticilik gibi bir derdi yoktur. Etnolog ya da antropolog yeni fikirler, neticeler sunmayı değil, katkılar, imkânlar sağlamayı ve bunları onlara tekrar armağan olarak sunmayı amaçlar ve bu tamamen gönüllülüğe dayalıdır. Kendisi bir iktidar kurma çabası değil, karşılıklı bir diyalog ve gönüllülük esasına göre çalışır. Bütün bunlar aslında antropoloji ve anarşizm arasındaki kuramsal bağlara işaret eder. Tabiİ ki bu durum bütün bir antropoloji geleneğinin her zaman böyle olduğu anlamına gelmiyor ancak son dönem antropolojik perspektif bu bakış açısına göre konumlanıyor ve bu da antropoloji ve anarşizmi birlikte diyalog içinde olabilecek bir boyuta taşıyor.”

“Anarşist bir antropolojiye dair bir kuram önerisi olan Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar, antropoloji ve anarşizm benzerliklerinden yola çıkar. Kısaca bu benzerlikler; anarşistler bu dünyanın marjinal çocukları, antropologlar ise akademinin marjinalleridirler. Başka bir dünyanın mümkün olabileceğine dair kesinlikten uzak hayaller kuran anarşistlerin bu hayallerinin en yakın tanığıdırlar antropologlar; itaatsizdirler küresel politikalara karşı yerelliklerin nasıl direndiğinin göstericileridirler. O zaman anarşizmin akademide yer edinebileceği en yakın disiplindir antropoloji.” https://www.gazeteduvar.com.tr/kitap/2020/09/04/baska-bir-dunyanin-mumkunati-uzerine/

Asimilasyon yaraları kültürle iyileşir- Reyhan Hacıoğlu

““Var olan ve yapılan şarkılar halkın değerlerine çok tezattı. Mesela Kürtlerin bin yılları bulan bir sanat geçmişi var. Sanat dallarının birçoğunu içinde barındıran dengbêji geleneği var” diyerek gruplarının ortaya çıkışını anlatıyor Grup Avesta üyeleri. Bir yandan Kürt dili ve kültürüne yönelik saldırılara karşı anadilde şarkı üretmenin sorumluluğunu yerine getirirken, bir yandan da geçmişi geleceğe taşıyorlar. Yeni çıkacak albümleri öncesi grup üyeleriyle gruplarını, albümlerini ve ilk Kürtçe şiirlerden bir sayılabilecek “BI HIVRE”nin şarkıya dönüşme hikâyesini konuştuk.”

“Evet müziğin topluma yön verecek gücü var, özetlemek gerekirse üstad Neşet Ertaş’ın bu konuda bir sözü var;’ Bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha güçlüdür” diye bir sözü vardı, bu doğru ve yerinde bir sözdür. Ama burada bunu belirtmekte fayda var, herkes kendi kültürünü, kendi rengini dile getirirse bu daha da bir anlam kazanır. Eğer bir halkın kültüründen bir haber başka bir halkın kültürünü taklit ederse hem kendi kültürünü yok eder hem de başka kültürleri kirletir. Ki zaten kültürde asimilasyonun birinci ayağı budur. Başka kültürlerden de eserler yapılmasın demiyoruz ama insan ilkin kendi kültürünü öğrenmeli ve özümsemelidir. Ki zaten kendi kültürünü anlamayan birisinin başka kültürlere de bir katkısı olamaz.”

“Aslında her şarkının bir hikâyesi var; Örneğin İsraila Mamedê; Bu bir dengbêjlik şarkısıdır. Büyük üstadımız Miradê Kinê’nin şarkısıdır. Ondan derledik. Tabi söz konusu dengbêjî olunca buna ayrı bir yer ve değer verdik. Bu albümde üzerinde en çok çalışıp düşündüğümüz eser budur. Bir de müziğini de çok farklı yaptık, dinleyiciler bu şarkıyı dinledikleri zaman dengbêji kültürümüzün ne kadar zengin ve önemli olduğunu daha çok anlayacaklardır umarım…” https://yeniyasamgazetesi1.com/asimilasyon-yaralari-kulturle-iyilesir/

JİN

Işıl Özgentürk kadın olduğunu unutup yazmış-Müjgan Halis

“20 yıl önce Batman: Batman değil Urfa’da, Diyarbakır’da da yaşanıyordu. Bunun elbette en önemli nedeni 20 yıla varan çatışmalı sürecin tek tek Kürtleri ve tek tek kadınları çok etkilemiş olmasıydı.”

“Savaşları biliyoruz, bir erkek eylemi olarak nitelenir. Kürt coğrafyasındaki çatışmada en çok etkilenenler arasındaydı kadınlar. İnsanlar yerlerini yurtlarını terk etmek zorunda kaldı.

Batman’daki faili meçhul cinayetler, Hizbullah’ın katliamlarına da kadınlar tanık oldular. Kadınlar intihar etmeye başladılar. 20 yıl sonrasında ise bütün dünyanın kabul ettiği bir güç ortaya çıktı: Kürt Kadın Hareketi.” http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/230225-isil-ozgenturk-kadin-oldugunu-unutup-yazmis

Tecavüzü devletleşen erkeğin zihniyetinde aramak: Zelal Yerlikaya

“Ahlaksızlığın, işgalin, irade gaspının, savaşın, katliamın, insan olmaktan ve canlı olmaktan doğan tüm haklara saldıran iktidar-erkek-devlet organizasyonunun modernitesi ve zihniyetinin tecavüz kültürüyle ideolojik/politik/tarihsel bağını derinden görmek önemlidir. Ataerkil devlet zihniyetinin lehine kırılan tarihsel an tüm kötü zihniyetlerin ve kültürlerin başlangıcı olmak ile meşhurdur. Bu anlayış tüm evrensel varlıkların, canlıların, oluşumların ataerk zihniyeti altında bir nesne, bir hakikat olduğuna inandırmıştır kendisini.”

“İktidarlaşan erkek ve devletleşen iktidar a’dan z’ye kendi zihniyetleri dışındaki tüm halklara, bireylere sistematik bütünlüklü ve sürekli bir saldırı-tecavüz halindedir. Daha trajik ve sorun teşkil eden bio iktidar diye de tanımlanabilecek genelde toplumu özelde erkeği komple bir tecavüz-iktidar zihniyetinde inşa etme mühendisliğidir. Anlayan ve gören gözler ile baktığımızda çıplak bir şekilde görüyoruz ki milliyetçi-ırkçı-devletçi olan mantık aynı zamanda cinsiyetçidir ve cinsiyetçilik zihniyetini yoğun yaşayan toplumsal tabakalardır. Cinsiyetçi ve faşist olmayan bir zihniyet tecavüzcü de olamaz. Beş bin yıllık hegemonik ataerkil devlet kültürünün inşa ettiği zihniyet yansıması ilk tecavüzü kadın şahsında ‘doğaya’ ve halkların iradesine saldırarak start vermektedir. Elbette ki tarihe ve tüm topluma kadının artık “kölelerin kölesi” olduğu ilanı yapılır ve kabul ettirilir.”

“Devlet ve hukuk mekanizması Batman’daki uzman çavuşta da (tecavüzde uzman) görüldüğü gibi serbest bırakılarak diğer tüm devlet kadrolarına, tecavüzcü erkeğe “arkandayız” mesajı veriliyor. Milliyetçi ve devletçi kitleye de bunun mubah olduğu gösterilmeye çalışılıyor. Zira bunun bir özel savaş yöntemi olarak kullanıldığı gerçeği tüm topluma benimsetilmek isteniyor. Bu tecavüz kültürü ve saldırısını onaylamayan herkes “terörist ve vatan haini” ilan ediliyor.”

“Dolayısıyla devlet-iktidar tecavüz kültürü karşısında bilinçli direniş kültürü geliştirmekten başka hiçbir çıkar yolu görünmemektedir. Öldürülen toplumsal refleksler sisteme yansıtılmadan çocuk, kadın ve siyasi tecavüzün son bulmasını ummak acı bir ifadeyle kendini aldatmaktan öteye gidemeyeceği aşikardır.”

https://yeniyasamgazetesi1.com/tecavuzu-devletlesen-erkegin-zihniyetinde-aramak/

SİYASAL SAĞLIK – EKOLOJİK SAĞLIK

Bilim Kurulu ve “Medikal Popülizm”-Deniz Yıldırım

            “Geçen sene yayımlanan makalelerinde iki bilim insanı, Lasco ve Curato, acil müdahale gerektiren sağlık krizlerinde bazı hükümetlerin sergiledikleri yaklaşımı “Medikal Popülizm” kavramıyla açıklamışlardı. Liderle kitleleri özdeş kılan otoriter siyaset tarzının sağlık krizlerini nasıl yönettiğini göstermekteydi makale. Lasco, geçen günlerde yayımlanan bir başka makalesinde de bu kavrama göre ABD’nin, Brezilya’nın ve Filipinler’in COVID-19 ile mücadele stratejilerini incelemiş. Lasco’ya göre, bu üç ülkedeki Medikal Popülist iktidarların ortak noktaları şunlar: Küresel salgını başlarda önemsizleştirmek, ciddiye almamak; ikinci aşamada, komplo teorileriyle ve savaş benzetmeleriyle mücadeleyi dramatikleştirmek; üçüncüsü, halk sağlığına düşman “ötekiler (ilaç şirketleri, başka devletler, Dünya Sağlık Örgütü, göçmenler vb.)”grubu icat ederek kendisini “halk sağlığı”nın gerçek savunucusu konumuna yerleştirmek ve son olarak da kimi zaman bilimin aksi yönde, kimi zamansa bilimden yararlanıyor görünerek virüsün tedavisiyle ilgili “gerçek bilgi”ye sahip olduğu izlenimini vermek”

“Bizdeki neoliberal popülist iktidarsa ilginç şekilde virüsle mücadelede, en azından dört unsurun tamamı bakımından düşünürsek, “Medikal Popülizm” stratejisini benimsemedi. Özellikle de ilk üç maddeyi. Demek ki düşündüğümüzden daha stratejik bir akılla karşı karşıyayız. Ancak en çok öne çıkan unsur 4. özellik oldu. Yani, bilimden yararlanıyor görünmek, ki bu da o stratejik aklın göstergesi.”

“Bilim Kurulu üyeleri de yetersiz tedbirler, zamansız gevşetme kararları karşısında kendilerine yönelen eleştiriler için, “kararları biz almıyoruz” demek zorunda kalıyorlar. Öyleyse sormak lazım: Kararları siz almıyorsanız ve uyarılarınız dikkate alınmıyorsa, tek kişi iktidarının “bilime göre ve danışarak süreci yönetiyoruz” propagandasına niye alet oluyorsunuz?”

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/deniz-yildirim/bilim-kurulu-ve-medikal-populizm-1762737

EKLER

 

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...