Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 3 ŞUBAT 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 3 ŞUBAT 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor! İstanbul’da çalışan Dişhekimi Şerif Giray Deneçli  Covid-19 nedeniyle haytını kaybetti.

***

Avrupa Birliği, Covid-19 salgınından en çok etkilenen bölgelere ilişkin risk haritasına ‘koyu kırmızı’ renginin eklendiğini duyurdu. Son 14 günde 100 bin kişide 500’ün üzerinde vaka kaydedilen bölgelerin koyu kırmızıyla işaretleneceği belirtildi. Konsey’den yapılan açıklamada, güncellenen tavsiye kararında yeşil, turuncu, kırmızı ve gri renklerden oluşan mevcut risk haritasına ‘koyu kırmızı’ eklendiği duyuruldu. Koyu kırmızı kullanılan harita henüz yayınlanmadı. AB üyesi ülkeler, koyu kırmızı ile işaretlenmiş herhangi bir bölgeden gelen kişilerden varış öncesinde Covid-19 testi yaptırmasını ve varışında karantinaya girmesini talep edecek. Benzer talepler virüsün yeni türlerinin görüldüğü yerlerden gelen kişiler için de geçerli olacak.

***

İngiltere’de daha hızlı yayılan korona virüsü varyantının, yeniden mutasyona uğradığı belirtildi. Buna göre İngiliz varyantında, Güney Afrika ile Brezilya’da görülen ve aşıların etkisini azaltmasından endişe edilen E484K mutasyonuna da rastlandı. Uzmanlar, en kötü olasılıkla, gerekmesi halinde aşılar üzerinde küçük değişiklikler yapılabileceğini söyledi.

***

Covid-19 tedavisinde ‘umut veren ilaç’ olarak nitelendirilen monoklonal antikorların, korona virüsü varyantlarına karşı etkisiz olduğu kaydedildi. ‘Covid-19 Therapeutics Accelerator’ programının yöneticilerinden Nick Cammack, “Varyantların ortaya çıkmasıyla beraber başa döndük” dedi.

***

Covid-19 pandemisi çok görülmeye, çok öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 104 milyon 385 bine yaklaşırken, hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 262 bini geçti.

Haftanın ikinci günü yeni vaka sayısı ve ölüm sayısı yeniden yükselmeye başladı. Dünya genelinde son 24 saatte yeni vaka sayısı 451 bin 759 kişi, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 14 bin 679 kişiye yükseldi.  Günlük vaka bildirimin yüksek olduğu ülkeler şunlar: ABD (114.7 bin), Brezilya (56.2 bin), İspanya (29.1 bin), Fransa (23.3 bin) İngiltere (16.8 bin), Rusya (16.6 bin), Hindistan (11 bin), Endonezya (10.4 bin) ve Kolombiya (10.1 bin).

Dün Covid-19’a bağlı en fazla ölüm yaşanan 5 ülke ve ölüm sayıları şöyleydi: ABD (3,632), İngiltere (1,449), Brezilya (1,240), Almanya (990) ve İspanya (724).

***

Türkiye’de Covid-19 salgını hala kontrol altına alınmadı. Hafta ikinci günü yeni vaka sayısı tırmanışını sürüdürüyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 8 bin kişiye dayandı. Toplam vaka sayısı ise 2 milyon 493 bine yaklaştı. Ölümler ise hala ciddi düzeyde. Son 24 saatte 120 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 26 bin 237 kişiye yükseldi. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı 630 kişiye indi. Günlük test sayısı çok düştü, 140 bin civarında. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük olarak aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de aktif hasta sayısı hala yüksek, 88 bin 634 aktif hastaya sahibiz. Bu hastalar bulaştırma potansiyelinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Ağır hasta sayısı iki binin altına indi, bununla birlikte 1,592 ağır hastaya sahibiz. Aktif hastaların içinde ağır hastaların payı hala oldukça yüksek! Halen %1.8 olan ağır hasta oranı hala dünya ortalamasının (%0.4) yaklaşık beş katı! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu tekrar tekrar hatırlatıyoruz.

***

Türkiye genelinde korona virüsü vakalarının günlük 30 binlerden 7 binlere gerilemesi, Anadolu şehirlerindeki hastaneleri de rahatlattı. Tabip Odaları ve sendika temslcileri, vaka sayılarındaki bu düşüşün rehavete yol açmaması konusunda uyarılarda bulunurken aşı olmaktan da korkulmaması gerektiğini söylediler.

https://www.gazeteduvar.com.tr/anadoluda-korona-vaka-sayisi-sevindirici-rehavet-tehlikeli-haber-1512150

***

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, köy okullarının tüm kademelerde 15 Şubat’tan itibaren yüz yüze eğitime geçeceğini duyurdu. 1 Mart’tan itibaren ilköğretimde yüz yüze seyreltilmiş eğitime başlanacak. Lise sınavları yüz yüze yapılacak, okula gitme kararı velilere bırakılacak. Yüz yüze eğitime başlayan öğretmenler şubat ayı içinde aşı programına alınacak. Öğrencilerin okullarda yüz yüze eğitime katılımları geçen dönemde olduğu gibi yine velilerin kararına bağlı olacak.

***

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), sağlık bakanlığından üniversitelerde 2020-2021 bahar döneminde yüz yüze öğretime geçilmesine ilişkin ‘acil görüş’ bildirilmesini istedi. YÖK’ün açıklamasında, küresel salgın nedeniyle yükseköğretim kurumlarının 2020-2021 eğitim ve öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020’den itibaren başlatılmasına karar verilerek örgün eğitim müfredatının, yüzde 40’a kadarının uzaktan ve dijital öğretim yöntemleriyle yapılabilmesi ve karma öğretim uygulayabilmeleri için üniversitelere geniş bir alan bırakıldığı hatırlatıldı.

***

Takım halinde yakalandıkları Covid-19’u yenmeyi başaran Voleybol 1. Lig Erkekler B Grubu ekibi Malatya Büyükşehir Belediyespor’un oyuncuları gençleri hastalığı hafife almamaları konusunda uyardı.

***

Pandemide meslek lisesi öğrencileri çalışmaya mahkum edildi; okulların döner sermayeleri yüzde 100’ün üzerinde arttı. Pandeminin başlangıcı ilan edilen mart ayından bu yana uzaktan eğitimde öğrenciler derslerini evden takip etmeye çalışırken, meslek liseliler “staj” adı altındaki sömürüyle sokağa sürüldü. İşyerlerinde veya okulda çalışmaya devam eden meslek liseliler, fabrikada çalışmak zorunda kalan işçilerin koşullarından farksız çalıştırıldı; 20 yaş altı için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutuldu. Bu süreçte üretimi sürdüren meslek liselerinin döner sermayeleri ise yüzde 100’ün üzerinde artarak 503 milyon 197 bin TL’ye çıktı.

***

CİSST RAPORU-“Karantina, tecrit olarak uygulanıyor”: Hapishanelerde karantina koğuşları hijyenik değil, yeterince havalandırılmıyor, karantina koğuşlarını mahpuslar temizlemek zorunda kalıyor..

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), hapishanelerden 15 ve 30 Ocak tarihleri arasında Covid-19 salgınıyla ilgili kendilerine gelen şikayetleri sıraladığı raporunu açıkladı. Mahpuslar CİSST’e koğuşlarının kalabalık, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğunu, bu yakınlıkta uyumak zorunda kaldıklarını, sosyal mesafe koyamadıklarını, açık hapishanelerde farklı koğuşlarda kalan mahpusların ortak alanlarda ve yemekhanelerde bir araya gelmek zorunda kaldıklarını aktardı.(http://cisst.org.tr/raporlar/hapishanelerden-gelen-koronavirus-covid-19-kaynakli-sikayetler-15-30-ocak/)

***

ABD’deki Boston Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. David Hamer, yüze tam olarak oturduğu sürece tek maske takmanın yeterli olacağı görüşünde. Ancak “İyi bir maske olması gerekir” diyerek uyarıyor. Yine de riskli gruplar ya da uzun süre toplu halde bulunulacağı durumlarda ekstra koruma ihtiyacı doğabiliyor. Ekstra koruma ihtiyacı olduğunda seçeneklerden biri bez maske ve cerrahi maske kullanmak. California Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Monica Gandhi bu kombinasyonun N95 maskesine benzer bir koruma seviyesi sağlayabileceğini belirtiyor. Hangisinin üste takıldığı fark etmeksizin bulaşma oranlarının yüksek olduğu kapalı alanlarda bulunan kişilere bu yöntemi öneriyor.

***

Doğum yapan yakınını ziyaret için Kırklareli’nden Edirne’nin Süloğlu ilçesine bağlı Şafak Mahallesi’ne giden Covid-19 hastası kadın, 37 kişiye virüs bulaştırdı. 320 nüfuslu mahalle karantinaya alındı.

***

Uluslararası havayolu taşımacılığında yolcuların sahte Covid testlerine daha çok başvurmaya başladığı ortaya konuldu. Afganistan’da zengin ailelerden hükümet yetkililerine kadar birçok kişi, seyahat etmek için sahte Covid testleri ediniyor. Afganistan Sivil Havacılık İdaresi yöneticisi Mohammad Qasim Wafayeezada, geçtiğimiz yılın Ekim ayında söz konusu vakaların ortaya çıkmaya başladığını anlatıyor: “Başlangıçta her uçakta 10-20 kişinin sahte Covid test sonuçları taşıdığını tahmin ediyorduk. Daha sonradan durum kötüleşti ve bu sayı 50’ye kadar çıktı. Bu kişiler gittikleri yerlerde teste tabi tutulduğunda pozitif sonuçlar karşılarına çıkıyor.”

***

İspanya’da Covid-19 salgınında son 24 saatte 724 kişinin hayatını kaybettiği ve 29 bin 64 yeni vaka tespit edildiği açıklandı. Sağlık Bakanlığının güncellediği verilere göre son 8 ayın en yüksek günlük can kaybının görüldüğü İspanya’da, Covid-19 nedeniyle şimdiye kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 59 bin 805’e çıktı.

***

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, bu artışın çok ani olmadığını ancak mutant virüsün daha da artmaması için korunma tedbirlerimizi güncellememiz gerektiğini söyleyerek üç yeni tedbir üzerinde durdu. Prof. Dr. Kara’nın uyulmasını önerdiği tedbirler şöyle:

1) Mesafeyi 1 metreden 1.5’e çıkarın: “Eskiden aynı ortam içerisinde bulunan 10 kişi varken bunlardan 3’üne bulaşıyorsa şu an 6-7’sine bulaşabiliyor. Böyle olunca da korunmak için bizim biraz daha dikkatli olmamız lazım. Önceden sosyal mesafemiz 1 metre ise şimdi bunu en az 1.5 metre yapmalıyız.”

2) Süreyi 10 dakikadan 3’e düşürün:  “Önceden karşılıklı durma süremiz diyelim ki 10 dakika ise şimdi bunu mutlaka 2-3 dakikalara indirmemiz lazım.”

3) Tek maske yerine çift maske takın: “Özellikle kapalı bir ortamdayız, havalandırması az olan bir ortamdayız ve süre de biraz uzayacaksa o zaman maske sayısını 2 maske yapabiliriz ya da Almanya’nın önerdiği filtre özelliği daha sıkı olan, havadaki partikülleri bile tutabilen maskeyi tercih etmek öyle bir ortamda gerekebilir.”

Öte yandan Kara, İngiltere’yi örnek vererek şöyle uyardı:

“Kara, aşının ilk dozuyla korunmanın tam başlamayacağını da dikkat çekti: “İkinci dozu olduktan sonra 7 ila 10 gün sonrasında bizim korunmamızın başlayacağını biliyoruz. O bakımdan, bugün ‘aşı oldum rahatız’ diye bir hareket içerisinde veya ‘vaka sayılarımız azalıyor’ diyerek bir rahatlama içerisinde olmamamız lazım. İngiltere’de bunu çok net olarak gördük. Rakamlar düştüğünde maskeye, mesafeye daha az dikkat etmeleri çok ciddi bir 3. dalgaya neden oldu.”

***

İki coğrafya, tek virüs: Bilge Yıldırım Kilgore ile Türkiye ve Çin arasında geçirdiği pandemi günleri üzerine…

Burada çok uzun zamandır hayat nispeten normale dönmüş durumda. Bunda devletin ve vatandaşların başından beri ihtiyatlı davranmalarının ve ciddi önlemler alınmasının rolü büyük tabii ki. İnsanlar hâlâ çok dikkatliler, pek çoğu zorunlu olmayan yerlerde de hâlâ maske takıyor. Yüksek riskli görülen toplu taşıma araçları, hastaneler, bankalar, devlet ofislerinde maske takmak halen zorunlu. Burada da yeni vakalar oluyor tabii ki ama diğer ülkelere kıyasla, hele de nüfus oranlarına bakılacak olursa yok denecek kadar az. Bu vakaların çoğu Çin’e dönen uçaklardaki yolcularda oluyor. Ancak ülkeye girişteki kontroller o kadar sıkı ki vakalara anında müdahale edilebiliyor.

Son birkaç haftadır burada da (Şangay) vaka sayıları artmaya başladı. Son duyumlarımıza göre toplamda altı vaka olduğu söyleniyor. Son bir haftadır da vakaların yoğun olduğu bölgelerdeki okulların bazıları çevrimiçi eğitime geçti bile. Buradaki bir hastanenin tamamen, koronavirüs kapmış ya da kapma şüphesi olan hastalara ayrıldığı söyleniyor. Biz bu bölgeden çok uzak olduğumuz için şu an halen yüz yüze eğitime devam ediyoruz ancak öğrenciler ve veliler her an çevrimiçi eğitime geçilebileceği konusunda bilgilendirildi. Biz de buna göre hazırlıklarımızı tamamladık. Şimdi iki haftalık bir tatile giriyoruz (Çin Yeni Yılı) ve bu tatil Çinlilerin ailelerini ziyaret ettikleri, ülke içinde çok yoğun bir yolcu trafiğinin olduğu bir tatil. Hükümet önlem olarak Çin genelinde tüm okulların tatil dönüşü en az iki hafta süre ile çevrimiçi devam etmesine karar verdi. Yüz yüze eğitime tekrar geçildiğinde tüm okul çalışanları ve öğrenciler seyahat ve sağlık beyanında bulunmak zorundalar tabii yine.

Eylül sonunda Şanghay’a dönüp karantina süremizi tamamladığımızdan beri özgürce dışarı çıkıp sosyalleşebiliyoruz. Oğlum rahatlıkla akranlarıyla oynayabiliyor, endişe duymadan parka gidebiliyoruz. Oradayken dışarı çıkmak, markete, pazara gitmek bile çok stresliydi bizim için. Çoğu insanın önlem almıyor oluşu, bizim almaya çalıştığımız önlemlere anlam verememeleri ya da “abartılı ve gereksiz” bulmaları, en yakınımızdakilere bile durumun ciddiyetini anlatma konusunda yaşadığımız sıkıntı bizi biraz yıldırmış ve yormuştu açıkçası. Hatta biraz alay konusu da olmuştuk.(https://sendika.org/2021/02/iki-cografya-tek-virus-bilge-yildirim-kilgore-ile-turkiye-ve-cin-arasinda-gecirdigi-pandemi-gunleri-uzerine-diyar-saracoglu-607318/)

 

[su_box title=”AŞI TARTIŞMALARI ” style=”soft” box_color=”#cb4831″ title_color=”#080404″ radius=”0″][/su_box]

Rusya’da geliştirilen korona virüsü aşısı Sputnik V’in Faz-3 sonuçları saygın tıp dergisi The Lancet’te yayımlandı. Aşının, hastalığın ağır ve orta şiddette geçirilmesine karşı yüzde 100 koruma sağladığı, genel koruma oranının yüzde 91.6 olduğu açıklandı. Sputnik V, 60 yaş üzerinde de yüzde 91.8 oranında koruma sağladıAşı yaşlılar üzerinde (60 yaş ve üzeri) de yüzde 91.8 oranında koruma elde etti. Aşının Covid-19’un orta şiddette veya ağır geçirilmesine karşı yüzde 100 oranında koruma sağladığı tespit edildi. Rus aşısı Sputnik V’in elde ettiği bu sonuçlar, Batı dünyasında da umutla karşılandı. Londra’daki Imperial College’dan immunoloji profesörü Danny Altmann, “Koruma oranı, 60 yaş üzerindeki kişiler de dahil, iyi görünüyor. [Covid-19’a karşı] küresel cephaneliğe yeni bir ek yapılması iyi” dedi.

***

Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırma, Oxford-AstraZeneca aşısının bireyleri hastalıktan korumasının yanı sıra koronavirüsün bulaştırılmasını “büyük ölçüde” engellediği sonucuna vardı. Oxford Üniversitesi’nin 17 bin kişiden alınan örneklerle yaptığı araştırma, katılımcılardan her hafta numuneler alarak “ne kadar virüs taşıdıklarını” izledi. İki dozun da yapıldığı kişilerde Covid-19 testlerinin pozitif çıkma oranı yarı yarıya azaldı. Araştırmada ortaya çıkan diğer bir sonuca göre, Oxford-AstraZeneca aşısı yalnızca ilk dozun yapılmasından sonraki üç ayda yüksek düzeyde koruyucu olmayı sürdürüyor. Oxford Üniversitesi’ndeki çalışma, İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’dan 17 bin kişide ilk doz aşının ardından koruyuculuk düzeyinin 3 ay boyunca yüzde 76 düzeyinde kaldığını gösterdi. İkinci dozun ardından bu oran yüzde 82’ye yükseliyor. İngiltere’de sağlık otoriteleri, iki aşı dozu arasındaki süreyi uzatarak, mümkün olan en fazla sayıda kişiye ilk dozu en kısa zamanda ulaştırma stratejisini benimsiyor. Bu tercih, uluslararası sağlık çevrelerinde tartışmalara konu oluyor. Bu düşünceye göre, mümkün olan en çok kişiye ilk dozu yapmak, ölüm oranlarının düşürülmesine katkı sunabilir. Ancak bu plana göre iki doz arasında 12 haftayı, yani 3 ayı bulan süreler bırakılması gerekiyor.

***

İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İSŞP), korana virüsü salgınından en çok etkilenen kesimler arasında yer alan fabrikalar ve işyerlerinin riskli alanlar kapsamına alınarak, işkolu ayırt edilmeksizin tüm işçilerin aşılanması çağrısında bulundu.  İSŞP, aşılama süreci ile ilgili taleplerini şöyle sıraladı:

  • Fabrikalar ve işyerleri riskli alanlar kapsamına alınmalı; işçi ve emekçiler işkolu ayırt edilmeksizin öncelikli olarak aşılanmalı.
  • Güvenilirliği bağımsız bilim kurumlarınca onaylanmış olan tüm aşılar herkese yetecek miktarda temin edilmeli ve ücretsiz, yaygın bir şekilde hızla uygulanmalıdır.
  • Aşılar tüm insanlığın ortak malı olarak kabul edilmeli ve aşıların ilaç tekelleri için zenginleşme aracına dönüşmesi engellenerek patent uygulaması kaldırılmalıdır.
  • Aşılar dahil olmak üzere hiçbir sağlık hakkı ticari bir araca dönüştürülmemeli; tüm sağlık hizmetleri parasız, nitelikli ve kolay ulaşılabilir olmalıdır.
  • Aşılama süreci açık ve şeffaf olarak sürdürülmeli; tüm bilgiler kamuoyuna duyurulmalıdır. Sağlık emek-meslek örgütleri ve sendikaları aşılama sürecine dahil edilmelidir.

***

Fransa Bilim Kurulu, AstraZeneca’nın korona virüsü aşısının kullanımına onay verdi. Fakat 65 yaş üzeri kişilere etkinliğine dair yeterli veri bulunmadığı gerekçesiyle, AstraZeneca aşısının 65 yaş altı kişilere yapılması önerildi.

***

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin araştırmasında, ülke genelinde Covid-19 aşısı yaptıranların yalnızca yüzde 5.4’ünün siyahlardan oluştuğu tespit edildi. Irk ve etnik kökene dair verilerin yetersiz olduğunu belirtilirken, aşılananların yüzde 60.4’ünün beyaz olduğu kaydedildi. Oysa Daha önce Covid Tracking Project tarafından yapılan araştırmada, siyahların Covid-19 nedeniyle ölme riskinin 1.5 hat fazla olduğu tespit edilmişti.

***

Amerikan ilaç şirketi Pfizer, 2020’nin dördüncü çeyreğine ilişkin bilançosunu açıkladı. Şirketin gelirinin 2020’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 2 artarak 41,9 milyar dolara ulaştığı bildirildi. Ayrıca Covid-19 aşısından 2021’de yaklaşık 15 milyar dolarlık gelir elde edilmesinin beklendiği kaydedildi.

***

Çin polisi, korona virüsüne karşı ‘çakma aşı’ satan bir çetenin çökertildiğini açıkladı. Çetenin, tuzlu su ile hazırlanan ‘aşı’ları yurtdışına satma niyetinin olabileceği belirtildi. 3 binden fazla sahte aşıya el kondu.

***

Meksika Sağlık Bakan Yardımcısı Hugo Lopez-Gatell, Rusya’nın geliştirdiği ve dünyanın ilk tescil edilen yeni tip Coronavirus (Covid-19) aşısı Sputnik V’ye yerel düzenleyici kurum tarafından acil kullanım onayı verildiğini duyurdu.

***

İlaç firmaları karı paylaşmaya yanaşmıyor – Fulya Canşen

BioNTech/Pfizer’den başlayarak diğer ilaç firmaları da biliyorsunuz ardı ardına üretim ve tedarikte sorun yaşayacaklarını ilan ettiler. Oysa küresel tedarik zincirini ve en iyi üretim yerlerini bu ilaç şirketleri biliyordu, hükümetler değil. Bu yüzden bana kalırsa gecikmelerin en büyük müsebbibi kara doymayan ve paylaşmaya hiç yanaşmayan bu aşı şirketleri.

Alman sağlık bakanı Jens Spahn’ın gerekirse Rus ve Çin aşısına da baş vurabiliriz demesinin ardından BioNTecH’in üretimini %50, Astra Zeneca’nın da sekiz milyon doz arttıracağını açıklaması tesadüf olmasa gerek. Her ne kadar Merkel tersini iddia etse de ilaç şirketlerinin daha fazla para veren ülkelere daha hızlı sevkiyat yaptığı da açık. Ama hiçbiri patent hakkının askıya alınıp aşıları başka firmaların da üretmesine izin vermeye yanaşmıyor. Eğer küresel bir salgın yaşıyorsak, bir an önce bu salgınla küresel bir şekilde mücadele etmek mantıklı değil mi? Yoksa dünyayı bugünlerde hükümetler değil de ilaç firmaları mı yönetiyor? İlaç firmaları aşı bulsun diye milyonlarca Euro teşvik veren hükümetlerin sözü de mi hiç geçmiyor?

https://t24.com.tr/video/avrupa-da-asilama-tartismalari-devam-ediyor-ilac-firmalari-kari-paylasmaya-yanasmiyor,35980

***

Bu aşılar için zaten ödeme yaptık –  Reshma RAMACHANDRAN / Zoey THILL

Yeni tedavilerin ve aşıların keşfini ve genellikle geliştirilmesini bunları pazara sunmak için şirketlere devretmeden önce finanse ediyoruz. Ardından, onlara erişmek için tekrar ödeme yapıyoruz.

Moderna’daki yöneticiler, Amerikan vergi mükellefleri tarafından finanse edilen bir federal hükümet programı olan Warp Speed ​​Operasyonu aracılığıyla bankaların bu ürünleri tepeden tırnağa yüzde 100 finanse ettiğini kabul ettiler. Halk, aşıyı pazara sunması için şirkete sadece 1 milyar dolar sağlamakla kalmadı, aynı zamanda Ulusal Sağlık Enstitüsündeki (NIH) hükümete bağlı bilim insanları, Gıda ve İlaç İdaresi tarafından yetkilendirilmesini sağlayan klinik deneylerin yürütülmesine de yardımcı oldu. Uzmanlar ayrıca, patent başvurusu açıklamalarına göre, NIH bilim insanları tarafından kritik bir bileşen keşfedildiği için ABD hükümetinin aşı için temel patentlere ortak olabileceğini de öne sürüyorlar. ABD hükümeti bu aşı için Moderna ile 200 milyon doza karşılık 3.2 milyar dolarlık bir sözleşme imzaladı.

Pfizer ve BioNTech’teki yöneticiler, ürünlerinin vergi mükellefi fonlarından yararlanmadığını iddia ederken, Alman hükümetinden aldıkları kamu desteğini veya aşının dayandığı mRNA teknolojisinin NIH’nin finanse ettiği üniversite tarafından geliştirildiğini kabul etmiyorlar.

Bu kamu katkılarına rağmen, federal hükümet Pfizer’a 200 milyon doz için yaklaşık 4 milyar dolar ödedi.

Bunların Pfizer, Moderna veya başka bir şirketin aşıları olduğunu söylemek yerine, onların gerçekte ne olduklarını, yani halkın aşıları olduklarını belirterek evrensel erişim vizyonuna doğru ilk adımı atalım. Kolektif katkımızın etkisini daha özgün bir anlatımla, yani gerçekten de #ThisIsOurShot (#BuBizimAşımız) diyerek ifade edelim. Bunu yaparak, aşılara erişimin artık ilaç firmaları tarafından değil, ilk etapta varlığını finanse edenler tarafından kontrol edildiği bir geleceğe bakabiliriz.

https://www.evrensel.net/haber/424991/bu-asilar-icin-zaten-odeme-yaptik



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...