Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 25 EYLÜL 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 25 EYLÜL 2020

GÜNDEM

 

  • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 5-9 Ekim 2014 tarihleri arasındaki Kobanê eylemlerine ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltına alınanlar için 4 günlük gözaltı süresi konuldu. Gözaltına alınanlar arasında şu anda Kars belediye başkanı olan Ayhan Bilgen ile birlikte Sırrı Süreyya Önder gibi eski HDP milletvekilleri de bulunmakta.
  • ABD’li ilaç şirketlerinden sonra yerli tıbbi cihaz üreticileri de alacaklarını tahsil edemedikleri için isyan etti. Türkiye’deki yerli tıbbı cihaz üreticileri de yaklaşık 16 aydır alacaklarını tahsil edemiyor. Yerli sağlık firmalarına borç 20 milyar lirayı aştı. Ödenmezse ameliyatlar aksayabilir.
  • Sağlık Bakanlığı, haftalık olarak açıkladığı “COVID-19 Durum Raporu”nu Eylül ayında hiç yayımlamadı. Yayımlanan son rapor, 24-30 Ağustos tarihleri arasını kapsıyordu.
  • Koronavirüs pandemi günlerinde ‘paralı sağlık’ devam ediyor. Eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş’tan İstanbul Esenyurt Necmi Kadıoğlu Hastanesi’nde Covid-19’dan yaşamını yitiren hasta için 80 bin TL istendiğini iddiası. Yarkadaş hastane yönetiminin cenazeyi aileye vermek için ücreti 80 bin TL’den 46 bin TL’ye indirdiğini paylaştı.
  • Sağlık bakanı tarafından “olma ihtimali yüksek bir durum “ diye normalleştirilen sağlıkta şiddet devam ediyor. Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (SAÜEAH), bir hasta ve 4 hasta yakını cerrahi müdahale ekibinde görevli sağlık çalışanını darp etti. Sağlık çalışanı hastaya sedyeye doğru bir şekilde yatmasını söylediği için darp edildiğini belirtti.
  • İlk kez Nelson Mandela’ya verilen Ludovic Trarieux İnsan Hakları Ödülü, bu yıl “adil yargılanma’ talebiyle başlattığı ölüm orucu eyleminde hayatını kaybeden avukat Ebru Timtik ile tutukluluğu süren kardeşi avukat Barkın Timtik’e verildi.

 

  • Konya’da öğretmen olan anne ve babası EBA üzerinden canlı ders verdiği sırada komşuya bırakılan bebekbalkondan düştü. 20 aylık bebek olay yerinde vefat etti.

 

  • 18 yaşındaki kargo işçisi Furkan Celep, sosyal medya hesabına bir intihar notu bırakarak yaşamına son verdi. Celep, intihar notunda yaşıtlarıyla arasındaki eşitsizlikten, bir araba ve bir ev uğruna yıllarını harcamak zorunda olduğu yorucu iş hayatından ve değer görememekten şikayet ediyor.

 

 

  • 11 Temmuz 2020’de TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla kabul edilen ve 15 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7249 sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında İstanbul 2 No’lu Baro’nun kurulması için gerekli 2 bin imza toplandı.

 

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Pandemi kontrol edilemiyor. Dünya genelinde toplam vaka sayısı 32 milyon 400 bini, Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 987 bini geçti.
  • Yeni vaka sayısı iki gündür 300 binin üzerinde. Küresel olarak son 24 saatte vaka sayısı 314 bin 855 kişi oldu. Binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapan ülke sayısı 36’ya yükseldi. Pandemi Güney ve Güneydoğu Asya, ABD, Latin Amerika, Ortadoğu, Avrupa ve Afrika’da yükseliş eğiliminde.
  • Yeni vaka sayısının yüksek olduğu 10 ülke şunlar: Hindistan (85.9 bin), ABD (45.4 bin), Brezilya (32.1 bin), Fransa (16.1 bin), Arjantin (13.5 bin), İspanya (10.7 bin), İsrail (7.4 bin), İngiltere (6.6 bin), Rusya (6.6bin) ve Kolombiya (6.6 bin).
  • İkinci dalga tehdidi ile gündeme gelen Avrupa kıtasında günlük vaka bidirimi 64 bin 548’e yükseldi. Binin üzerinde yeni vaka bildirimi yapan Avrupa ülkesi sayısı 12’ye yükseldi. Fransa, İspanya, İngiltere, Rusya’nın yanında Ukrayna, Çekya, Hollanda, Almanya, İtalya, Belçika, Romanya ve Polanya’da yeni vaka artışı endişelere yol açtı.
  • Küresel aktif vaka sayısında yükselme devam ediyor. Bulaş potansiyeli anlamını taşıyan aktif vaka sayısı 7.5 milyona dayandı.
  • Türkiye’de vaka artışı engellenemiyor. Son 24 saatte 1,721 yeni vaka tespit edilirken 74 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı 30 bin 041’e ve ağır hasta sayısı 1,573’e yükseldi. Test sayısı yeniden 113 binin üzerinde.
  • Almanya’da bilim insanları, koronalı hastalardan elde edilen antikorlardan en etkili olanları izole ederek pasif aşı çalışmalarına başladı.
  • Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Houston kentindeki bilim insanları, kentteki Koronavirüs (Covid-19) salgınında iki ayrı dönemde yayılan virüs örneklerini karşılaştırdı. Araştırmada, kentte yayılan Koronavirüs’ün zaman içinde daha bulaşıcı hale geldiği sonucuna varıldı.
  • Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB)’nde Koronavirüs’e yakalanan personel sayısı artıyor. Belediyede alınan tüm önlemlere rağmen Koronavirüs’e yakalanan ve takip süreci devam eden personel sayısının 981’e yükseldiğini belirtti.
  • Finlandiya’ da bulunan Helsinki havaalanında Covid-19 tanısı için köpekler kullanılmaya başlandı. Köpekler koklayarak 10 saniye içinde enfekte, sağlıklı ayrımı yapabiliyorlar.
  • İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkedeki yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgınında yeni dalgalarla karşılaşılması halinde kısıtlamalara başvuracaklarını söyledi. Ruhani, şehirlerarası seyahatler, metro seferleri başta olmak üzere toplu taşıma araçlarındaki yoğunluğun ve sağlık talimatlarına riayet edilmemesinin virüsün yayılma hızını artırdığını belirterek, tekrarlanan uyarılara rağmen kurallara uymayan ve halkın sağlığını tehlikeye atan kişilerin cezalandırılması talimatı verdi. İran’da her sene büyük bir katılımla düzenlenen Erbain merasimlerinin Covid-19 tedbirleri kapsamında iptal edildi.
  • İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “Temaslıların doğru bilgilendirilmesi” konulu genelge gönderdi. Genelgeye göre, Covid-19 tanısı konulan kişilere, temaslı olduklarıyla ilgili eksik ya da yalan beyanda bulunmaları halinde 3 ay ila 2 yıl arasında değişen hapis cezası uygulanacak.
  • Adıyaman’da Koronavirüsü vakaları 2 ay önceye oranla ikiye katlandı. Covid-19 tanısı konulup, durumu ağır olanların hastanelere yatırıldığı Adıyaman’da, hastaların büyük bölümü ise ilaçla evde takip yöntemiyle tedavi ediliyor. Adıyaman İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu son bir haftalık süreçte koronavirüslü ve bu kişilerle temaslı olanların yaşadıkları çeşitli semtlerdeki 542 evi karantinaya aldı.
  • SES Van Şubesi Eşbaşkanı Figen Çolakoğlu, kentte günlük ortalama 700 kişinin Covid-19 testinin pozitif çıktığına dikkati çekerek, kentteki toplam pozitif vaka sayısının ise 20 bin olduğunu söyledi. Covid-19 testi pozitif olduğu için karantinada olan toplam sağlık emekçisi sayısı 350 civarında…
  • Mardin Tabip Odası Covid-19 salgını sürecinde Mardin’de sağlık sisteminde yaşanan sorunlara ilişkin rapor hazırladı. “Mardin İlinde Covid-19 Nedeniyle Sağlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığı ile yayınlanan raporda enfekte olan hasta sayısının yanı sıra virüsün yayılım sürecindeki hareketlilik ve sağlık sistemindeki temel sorunlara yer verilerek, çözüm önerileri sunuldu. Mardin’de yoğun bakımda 430 hastanın tedavi gördüğü ve 152 kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilen raporda, hayatını kaybeden hasta oranının yüzde 35 ile dünya sıralamasının altında olduğu vurgulandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 4 Eylül’de bölgeye yaptığı ziyarette yatak doluluk oranını yüzde 81 olarak açıkladığı belirtilen raporda, “Yoğun bakım doluluk oranını ilimizde %81 olarak bildirmiş, bunun özel ve kamuda toplam yatak doluluk oranı olduğunu söylememiştir. Aynı gün kamu hastanelerinde saat 22:00 itibariyle yoğun bakım doluluk oranı %100 olarak tespit edilmiştir. Özel hastanelerin Kovid-19 yoğun bakım ücretinin artırılması ise bundan üç gün sonra gerçekleşmiştir” denildi.
  • Eskişehir’de, apartman görevlisi ve eşinin Covid-19 testi pozitif çıktı. 120 daire bulunan beş bloktaki 500 kişi karantinaya alındı.
  • Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, bir ilçede kitle bağışıklığına ulaşıldığını açıkladı. Azap, “Eğer yapabiliyorsanız kapatın ilçenizi kimse girip çıkmasın veya kontrollü giriş çıkış yaptırın, bir daha sorun yaşamazsınız” tavsiyesinde bulundu. Azap, bunu belirtmekle birlikte grip gibi ikinci kez yakalanma riskinin bulunduğunu da anımsattı. İlçede yaşayanların bir başkasıyla temas etmemesi veya denetimli kontrol halinde herhangi sorunla karşılaşmadan sağlıklı kalacaklarına vurgu yaptı. Ankara çevresindeki bir ilin ilçesinin adını söyledi ama yazılmasını da istemedi, nedeni çok yüksek ilgi görüp ikinci kez insanların hastalığa yakalanma riski… Şurası açık ki, daha küçük yerleşimlerde kitle bağışıklığına ulaşma şansı yakalanabilir. Ancak büyük kentler için bunu söylemek pek olası değil gibi görünüyor.
  • Ankara Tabip Odası, Covid-19 tanısı konulan sağlık çalışanlarının sayısının 943’e yükseldiğini bildirdi. Toplamda 5 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi.

 

 

  • İsviçre’de, 2 bin 500 turizm ve otelcilik öğrencisi okuldaki Covid-19 vakaları nedeniyle karantinaya alındı. Yaz tatilinden dönen öğrenciler arasında yayılan vakalara bir ya da birden fazla partinin neden olduğu belirtildi.
  • İsrail, geçen hafta Cuma günü yürürlüğe giren Koronavirüsü kısıtlamalarını daha da sıkılaştırıyor. Bakanlar Kurulu, sokağa çıkma kısıtlamalarını da içeren ve ilk etapta iki hafta yürürlükte kalması öngörülen yeni önlemleri onayladı.

 

 

 

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

 

  • Mardin Tabip Odasının Yayınlan Covid-19 raporunda”Poliklinikte görevli personeller günübirlik Covid-19 servislerine çekilmekte ve poliklinik hizmetleri aksamaktadır. Koruyucu ekipman olarak sadece maske verilmekte, bir gün boyunca maskenin kullanılması istenmektedir” denildi. Ayrıca”600 sağlık çalışanı enfekte, kirli maskelerle çalışıyoruz” açıklamasıyla olayın vehameti vurgulandı.
  • Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren basına yönelik baskıların daha da arttığına dikkat çekti. Sansürün gazetecileri ve gazetecilik mesleğini engelleyemeyeceğinin altını çizen Durmuş, “Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskı sürekli kılık değiştirerek devam ediyor. İktidarda habere, haberciye düşman olanlar bulunduğu için baskıdan vazgeçmiyorlar

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, internete yönelik getirilen yasayla Türkiye’de gerçeklerin üzeri örtülmek istendiğini vurguladı. Müftüoğlu, “Gazetecilere yönelik baskılar artıyor. İktidar, gazeteciliği engellenemeyeceğini çözdü. Gazetecileri tutuklayarak, gazetecileri gözaltına alarak, TV ekranlarını karartarak bir şey elde edemiyor. Gazeteciliği baskı altına alabilmek için her gün yeni bir yol yeni bir yöntem deniyor ne yazık ki. Haberlere erişim engeli de bununla bağlantılı. İnternet Yasası yasalaşmadan önce de kimi zaman ya gazete ya da internet sitelerine mail yoluyla ulaşıp ‘Şu haberi kaldırın yoksa sitenizi kapatacağız. Erişime engelleyeceğiz’ diyerek haberlere engeller geliyordu ya da direk siteye erişime engelleniyordu. Artık bunun yerine direk olarak erişim engelini yasallaştırıp, engellemeler geldi. Birçok önemli davada gizli kararı veriyor o meseleye ilgili haber yapılmasın yasaklanıyor. Bu da bunun bir ileri aşaması. Bu baskıları kabul etmek mümkün değil. Gerçeğin üzerine bir perde örtülmek isteniyor. Bir kez daha aslında ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Biz gerçeklerin üzerine gittikçe onlar da üzeri örtmeye çalışıyorlar. Bu yasa sansürün yeni bir adımı ve yeni bir başlangıcıdır. Her gün küçük küçük

 

JİN

  • Kapitalizmin yapısal bir ürünü: Kadına yönelik şiddet-Aynur Cengiz

Kapitalizmin yapısal ve sistemsel politikalarının bir sonucu olarak kadına yönelen şiddet, sistemin devamı için özellikle kadın kimliği, bedeni ve emeği üzerinden araçsallaştırılan toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ayrıştırma, ötekileştirme, asimilasyon ve savaş siyaseti bir yanda şiddeti tekrar tekrar üretip, ideolojik altyapısını oluştururken, üretilen şiddet üzerinden de kendisini siyasal, sosyal, ekonomik ve toplumsal olarak yeniden var ediyor.

 

Dolayısıyla kapitalizmin var oluşundan bu yana sömürüyü, şiddeti ve adaletsizliği en derinden yaşayan kesimlerin kadınlar olması tarihin bir tesadüfi değildir.

https://yeniyasamgazetesi1.com/kapitalizmin-yapisal-bir-urunu-kadina-yonelik-siddet/

 

 

  • #İstanbulSözleşmesiYaşatır – Nur Betül Çelik

Kadını ancak hiyerarşik karşıtıyla var kılan bir dili var modern hayatın. Erkekliğin bütün pozitif yüklemlerinin yokluğuyla, olumsuz olanla, yoklukla malul kılınan kadınlık… Karşıtlıklar böyle işte. Hiyerarşik bir ilişkiyi, daha da iyisi ilişki yokluğunu ifade ediyorlar. İkiliklerin kutuplarından biri pozitif, diğeri negatif. Var/yok, varoluş/yok oluş, varlık/yokluk (nam-ı diğer hiçlik), yaşam/ölüm, olumlu/olumsuz, akıllı/akılsız (nam-ı diğer duygusal), akılcı/ akılcılıktan nasibini almamış, varsıl/yoksul, eğitimli/eğitimsiz, iktidarlı/iktidarsız… Listeyi uzatabiliriz. Bunlarsız konuş(a)madığımız için, şimdi eminim her birinizin aklına şu listeye ekleyeceğiniz sayısız ikili karşıtlık gelmiştir. Peki bunların hayatımızı nasıl kurduğu üzerine hiç düşündünüz mü? Bu birbirine zıt kutupların keskin karşılaş(amama)ları, dilimizi zenginleştiren ifadelerin ötesine geçen bir toplumsal pratiğe, güç ilişkilerine işaret ettiğine göre, üstlerine düşünmek, aralarındaki sınırları delik deşik edecek biçimde şifrelerini çözmeye girişmek önemli olsa gerek değil mi? İktidarın dilini kutuplaştırıcı olduğu için yargılarken kendi dilimize, ilişki pratiklerimize böylesine kurucu biçimde içkin bu karşıtlıkları görmezden gelmek, bu karşıtlıkların dayattığı özcü perspektifi hiç sorgulamamak bana kalırsa önemli bir politik aymazlık göstergesi. Oysa belki de bildiğimiz diğer her şeyden daha fazla politik bir mesele bu. Gündelik ilişkilerimizin tamamı bunlarla şekilleniyor. Tavır alışlarımız bunlardan bağışık olamıyor. Karşıtlıkların beraberlerinde getirdikleri fanatiklik bütün bakışımıza sinmişken güç ilişkilerini çözümlememiz, tepetaklak etmemiz, onları dönüştürmemiz bana pek mümkün görünmüyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/09/25/istanbulsozlesmesiyasatir/

  • Aleyna Çakır olayının kronolojisi: Çürümüş iktidarın çatlaklarını zorlayan bir kadın cinayeti

Aylardır gündemde olan bir kadın cinayetinin baş şüphelisi olduğu halde dokunulmayan, Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’yle verdiği pozları arkasına alıp Süleyman Soylu’ya çağrı yapan, Berat Albayrak’ın televizyonunu şikâyet eden, AKP’li medya organlarını karşı karşıya getiren çete artıkları bu gücü nereden alıyor? Ya da iktidarın bunlara borcu ne?

İktidarın da verdiği güçle, kadına yönelik şiddetin kadın cinayetlerinin faili olan erkekler bunların üstünü vatan-millet edebiyatıyla kapatmaya çalışıyor. Kameralarda Soylu’ya seslenip bayrak altında poz vererek kendini aklamaya çalışan erkekler devlet tarafından korunuyor.

https://sendika63.org/2020/09/aleyna-cakir-olayinin-kronolojisi-curumus-iktidarin-catlaklarini-zorlayan-bir-kadin-cinayeti-597113/

 

SİYASAL SAĞLIK- EKOLOJİK SAĞLIK

 

  • Yakıtı nefret olan toplumlar ayakta kalamaz –Temel demirer

Kapitalist yeniden üretim döngüsü, yeniden ırkçılık döngüsünü de üretir. Irkçılık, sömürgeciliğin/ emperyalizmin ürünüdür. Onlarla küreselleş(tiril)miştir. Kapitalist küreselleşme yerküresinde dermanı bulunamayan ırkçılığı bir hastalık olarak kodlayıp, psikiyatriye yönlendirip onu masumlaştıramazsınız. Hitler hasta değildi. Irkçılık bir ideoloji körlüğüdür. Irkçılığın psikopat üretme çiftliği olan kapitalizm ile bir diğer ilişkisine gelince Kapitalizm salt ekonomik bir ilişki değil.

 

Yaklaşık 35 yıldır kapitalizm yapısal krizini yönetmekte, var olanı yıkarken kendini yenilemekte gittikçe zorlanıyor. Mali krizden sonra bu zorluk daha da belirginleşti, bilinçlere çıktı. Kapitalizmin yapısal krizi içinde verili sermaye birikim rejimi tüm değerleriyle birlikte dağılıyor.

https://yeniyasamgazetesi1.com/yakiti-nefret-olan-toplumlar-ayakta-kalamaz/

Furkan Celep: İntihar mı, katl mi? – Yüksel Akkaya

  • Furkan Celep başkaldırısında, itirazında bir kaza, meslek hastalığı olmasa da, işverenler bir işçinin yaşamı için gerekli olanakları yaratmadıkları için bu cinayet gibi olmayan bir cinayettir. Suç, elbette bir şeyi yapmaktan çok yapmamaktan kaynaklanmaktadır.

Engels’in yerinde ifadesiyle ‘Bir insan, bir başkasına ölüme yol açan bir zarar verdiği zaman buna adam öldürme diyoruz; saldırgan, vereceği zararın öldürücü olduğunu önceden biliyorsa o zaman buna cinayet diyoruz.’ İşverenler, doğal olmayan bir ölümle, basit ve önlenebilir bir kazadan koruyamayarak işçileri iş kazaları nedeniyle ölümle karşı karşıya bıraktığı için bu bir cinayettir. Öyle söylendiği gibi basit kaza sonucu ölüm değildir. Engels’in söylemi ile, işverenler, iş kazasında ölen işçileri yaşamın gereklerinden yoksun bırakıp, bu kazalar ile yaşayamayacakları konuma soktuğu için bu bir cinayettir, örtülü, kasıtlı bir cinayettir. Hiç kimsenin kendisini savunamadığı bir cinayettir; kimse katili görmediği için, mağdurların ölümü ‘doğal’ kabul edildiği için de ‘cinayet gibi olmayan cinayettir’, suç bir şeyi yapmaktan çok yapmamaktan kaynaklanmaktadır. Yeterince koruyucu ve önleyici önlemleri almayan, bunun güvencesini işçilere vermeyen her işveren bu cinayetin failidir, öldürülenlerin katilidir.

 

 

  • Kütahya’nın Emet ilçesinde içme suyuyla ilgili Gazi Üniversitesi 2011’de yaptığı çalışmada, suda Dünya Sağlık Örgütü tarafından içilebilir düzeyde kabul edilen arsenik miktarının 350 katı olduğu, bor miktarının ise 8 bin katı olduğunu tespit edildi. Gazi Üniversitesi tarafından 2011’de hazırlanan raporda “Emet Çayı’ndan alınan su örneklerinin 23 yıl boyunca izlenmesi sonucu elde edilen B (bor) ortalama konsantrasyon değeri 0.726 (±0.97) ppm ve As (arsenik) ortalama konsantrasyon değeri ise 86.5 (±125.6) ppm bulunmuştur” ifadeleri kullanılırken, Dumlupınar Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada bölgede kanserden ölüm oranlarının ilin diğer bölgelerine oranla 3 katı olduğunu açıklandı. CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap mecliste yaptığı açıklamada “Bölge halkı zehirsiz su istiyor. İğdeköy’e gittik. Orası burada arsenik oranında tavan yapan köy. Uluslararası yayınlarda bile var. Yabancılar bile gelip burada araştırma yapmışlar. Dünyada iki tane böyle ciddi yer var. Bir tanesi Bangladeş bir tanesi de Kütahya. Çok ciddi problem” dedi.

 

EKLER

  • Hayatın gelecek yıl da normale dönmesini beklemeyin- Aeron E.Carroll

Gerçekçi olmayan bir iyimserlik, kısmen, insanların umutlarını tıbbi bir gelişmeye bağlamış olmalarından kaynaklanıyor. Umut verici gelişmeler oldu. Hastaneye yatırılan hastalar için Remdesivir ilacı iyileştirici bir potansiyele sahip. Hastalığı atlatanların plazması da aynı şeyi yapabilir. Antikor tedavileri, bazıları için sonuçları daha iyi hale getirebilir ya da en yüksek risk grubunda olan kişilerde görülen enfeksiyonları engelleyebilir.

2021’de, özellikle de yılın ilk yarısında süren hayatın şu ankine benzemesi çok daha muhtemel. Yalnızca birkaç acı dolu ay daha bu duruma tahammül etmemiz gerektiğini düşünen insanlar, beklentilerini buna göre ayarlamalı. Bu yıl sonbahardaki okul sisteminin bir defaya mahsus olacağını, gelecek eğitim yılı bir yana hemen önümüzdeki yıl normale döneceğimizi düşünenler, büyük bir hayal kırıklığına uğrayabilirler.

https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2020/09/25/hayatin-gelecek-yil-da-normale-donmesini-beklemeyin/

  • Çağın parolası: ‘Her şey çok belirsiz’ –Pınar Öğünç

Bu zamanların parolasını söyler gibi “Her şey çok belirsiz” diyor herkes birbirine. Doların 10 lira, iş yeri girişinde artık işsiz olduğunuzu öğrenebileceğiniz bir sabah. Maske izlerinin yüzünüzde erken kırışıklıklarla karışacağı, cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanmadığınız, çalışırken ve yolda ölmemeyi dileyeceğiniz bir gündü. Birden mesela kentsel dönüşüm kararı çıkabilecek kiralık evinizde, misal yan komşu bir sebepten köpeğinizi ya da sizi vurmazdan evvel sofraya oturup, tabağın dibine çöken pestisite dalacaktınız. Gelecek, ancak pestisit kadar gösterecekti kendini. Gittikçe “acayipleşen havalar” çığırından çıkmadan ve robotlar dünyayı ele geçirmeden, yeni virüslerden, eski virüslerden, başkanlık sisteminden, her şeyden kaçıp taşınacağınız, yakınına taş ocağı, HES, RES, nükleer santral yapılmayacak bir emeklilik köyü arayacaktınız Google Haritalar’da. Fay hatlarından uzakta.

https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/09/25/cagin-parolasi-her-sey-cok-belirsiz/

 

 

 

 

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...