Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 19 MAYIS 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 19 MAYIS 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor!

Sosyal cinayete dönüşen pandemi ölümlerine karşı öfke büyüyor. Yanlış sağlık politikaları ve salgın mücadelesine karşı yaşam hakkını savunmak için demokrasi güçleri harekete geçiyor.

***

Covid-19 hastasıyken İngiltere Başbakanı Johnson’a bakan hemşire, hükümetin sağlık çalışanlarına zam teklifi ve mesleğe saygısızlığı nedeniyle istifa etti. Jenny McGee adlı hemşire, hükümetin yüzde 1 maaş zammı teklifi ve ‘mesleğe saygısızlıklarını’ gerekçe göstererek işinden ayrıldı.

***

Ukrayna Parlamentosu aşı bulamayan Sağlık Bakanı’nın işine son verdi. Açıklamada, “Yeterli sayıda aşı bulmak Sağlık Bakanı Stepanov’un en önemli göreviydi. Ancak bu süreç çok yavaş işledi. Şu ana kadar 2,3 milyon doz geldi. Bu konuda Sağlık Bakanı Stepanov’un etkili olduğunu söylemek zor.” denildi.

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 164 milyon 885 bine yaklaşırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyon 418 bini geçti.

Dünya genelinde haftanın ikinci günü yeni vaka ve günlük ölüm bildirimleri yeniden artışa geçti. Son 24 saatte 612 bin 4211 kişiye Covid-19 tanısı kondu, 13 bin 960 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Hindistan zirvedeki yerini korurken Türkiye sekizinciliğe indi. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (267.2 bin), Brezilya (74.4 bin), Arjantin (35.5 bin), ABD (27.5 bin), Fransa (17.2 bin), İran (13.9 bin), Kolombiya (13.1 bin) ve Türkiye (11.9  bin). Hindistan (4 bin 525 ölüm) ve Brezilya (2,517 ölüm) ile günlük can kaybında zirvedeki yerini koruyor. Haftanın ilerleyen günlerde bildirimler gerçeği ortaya koyacak. Bununla birlikte dünya genelinde yeni vaka sayısında düşüş eğilimin devam ettiğini hatırlatmak isteriz. Bu düşüş eğilime karşın özellikle Hindistan ve Latin Amerika ülkelerinde salgın ciddi boyutta varlığını sürdürüyor.

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 06.00) alıyoruz.

***

Türkiye’de yeni vaka sayısı yeniden artışa geçerken ve can kaybı yüksek hızda devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 11 bin 937 kişi oldu. Covid-19 nedeniyle 203 kişi hayatını kaybetti. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı binin altına düştü, 916 kişiye geriledi. Toplam vaka sayısı 5 milyon 139 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı 45 bin 186 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 217 binin üzerinde. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Türkiye’de aktif hasta sayısı dün yeniden artışa geçti. Dün itibarıyla aktif hasta sayısı 123 bin 54 kişiye yükseldi. Bulaştırma potansiyeli yüksekliği dikkate alındığında aktif hasta sayısının hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak isteriz. Ağır hasta sayımısında azalma eğilimi devam ediyor, dün 2 bin 232 kişiye geriledi. Aktif vaka sayısının gerilemesi ile ağır hasta oranımız %1.9’a yükseldi, bu oran dünya ortalamasının üç katından fazla! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin yüksek hızda devam edeceği uyarısını ısrarla vurguluyoruz.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 8-14 Mayıs arasında illere göre her 100 bin kişide görülen Covid-19 vaka sayılarını açıkladı. Erzurum, İstanbul, Ağrı, Rize ve Bilecik en çok Covid-19 vakası görülen iller oldu. Vaka sayısı en çok azalan iller ise Kastamonu, Tekirdağ, İstanbul, Bayburt ve Zonguldak. İllere göre haftalık Covid-19 vaka sayısı, her 100 bin kişide İstanbul’da 184,78, Ankara’da 152,63, İzmir’de 93,86 oldu.

‘Tam kapanma’ sonrası ortaya çıkan risk haritası, turuncu kentlerin sayısının arttığını ortaya koydu. Ayrıca, bazı kentler sarıya döndü. Sağlık Bakanlığı’nın haftalık vaka tablosuna göre 81 ilin 45’i, çok yüksek riskli ‘kırmızı’ kategoride. Bir önceki hafta bu sayı 66’ydı. Turuncu kent sayısı da 15’ten 33’e yükselirken, Adana, Hatay ve Şırnak sarı kategoride. Tam kapanma öncesi 79 kent kırmızı kategorideydi.

***

Diyarbakır Tabip Odası’nın Mart-Nisan ayı Kovid-19 raporuna göre, 1 Mart tarihi itibariyle kentte günlük 40 bandında seyreden vaka sayıları, birkaç hafta içinde 10 kat artarak 400’lere ulaştı. Raporda, kentte aşı tanımı yapılmış bireylerin yarısının dahi aşılanmadığı belirtildi. 

Tüm halkların kendi anadillerinde eşit, nitelikli, erişilebilir, parasız kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekleri yasal ve pratik düzenlemelerin yapılması çağrısının yinelendiği raporda, “Çünkü anadilinde sağlık hizmeti sunulamamasının yarattığı sorunlar pandemi sürecinde daha da katmerleşmiştir. Pandemi sürecinde sağlık sisteminde yaşanan alt üst oluşlar hizmet sunulan dili bilmeyenler açısından sağlığa erişimde ciddi sorunlara yol açmıştır. Covid-19 Pandemisi ile mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılar ile ilgili aşı kampanyalarının yapılmaması sonucunda genel olarak aşılanma oranları düşük olsa da bölgemizde bu düşüklük daha fazla olmuştur. Kampanyaların amaçları farkındalık yaratmak, iletişimi sağlamak olduğu için kişilerin anladığı dille onlara ulaşılır olsaydı bu olumsuz tablonun tersine çevrilmesi mümkün olabilecekti. Bölgemizde Türkçe bilmeyen 65 yaş üstü kişilerin teknolojik uygulamaların kullanımı üzerinden randevu oluşturulması, aşı randevusu alma aşamalarındaki zorluklara bir de bilmediği, anlamadığı bir dil ile bu süreçleri yürütmeye çalışmaları yurttaşlar açısından zorlayıcı olmuştur. Covid servislerinde doğal olarak tek kişilik odalarda refakatsiz bir şekilde sağlık çalışanlarıyla aynı dili konuşamayan hastaların kendi istek ve ihtiyaçlarını dile getirememelerinin yalnızlık ve ölüm korkusuna neden olduğu gözlemlenmiştir. Anadilde sağlık hizmet sunumu tercih edilmesi gereken bir durum değil zorunlu olarak yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü dilini bilmeyen derdini de anlatamamaktadır” denildi.

***

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Okyay, kontrollü normalleşme süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Okyay, “Açılma kararından haberimiz yoktu. Bizim yapılanmış haliyle haberimiz oldu” derken, tam kapanma sürecindeki içki ve ped satışı yasağının da hiçbir bilimsel tarafının olmadığını vurguladı.

***

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 5 bin hedefiyle ilgili olarak, “Bilimsel bir perspektifle ortaya konulmuş bir hedeften bahsetmiyoruz. Vaka sayılarıyla değerlendirsek bile, nüfusa göre 100 binde 10 olması gerekiyor ki bir biçimde kademeli uygulamalar olabilsin, toplumsal hareketlilik biraz daha artırılabilsin. Günlük 5 bin vaka, 100 binde 40’a tekabül ediyor yaklaşık olarak” ifadelerini kullandı.

TTB Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Sinan Adıyaman, 5 bin hedefinin Turizm Bakanı tarafından telaffuz edilmesini eleştirerek, “5 bin rakamı hiçbir bilimsellik içermeyen, adeta otel ve seyahat acentesi sahibi bir Turizm Bakanı’nın temennisi şeklinde değerlendirilebilir. Bu saatten sonra 5 bine düşer mi? Düşse bile 5 bin rakamı çok yüksek” diye konuştu. Türkiye’de yeni açılmanın olabilmesi için günlük vaka sayısının 5 bine değil, (Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre) 1000 ile 1500 arasına düşmesi gerektiğini söyleyen Adıyaman, “5 bine düşmesi yeniden açılma kararı için yeterli değil” dedi. 

***

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Şu anda tedbirler, hastalığı kontrol etme açısından aşılamadan daha önemli. Aşılamada, yüzde 10- 20 ikinci doz aşılamayla direkt etki göremiyorsunuz, etkiyi yüzde 70-75 aşıladığınızda görüyorsunuz” dedi. 1 Haziran’a kadar uygulanacak tedbirleri çok etkili bulmadığını söyleyen Ceyhan, “Hatta bazen ters etki de yapabilecek kısa süreli, hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamalarının devam ettiğini görüyoruz. Bunun şöyle olumsuz bir tarafı var; bu evlerin çok büyük bir çoğunluğunda işe gidip gelen insanlar var, dolayısıyla bunlar işe gidip orada virüsü alıp eve getiriyor ve dışarı çıkmadıkları için kapalı ortamda kalıyorlar. Kapalı ortamda çok daha kolay bulaştırıyorlar birbirlerine. En büyük sorun olan, bulaş kaynağı olan iş yerlerine yönelik önlemler önemli” dedi.

***

Nisan ayında aldığı kararla 15 Nisan-1 Haziran arası Türkiye’ye uçuşların kısıtlayan Rusya’nın, mevcut kısıtlamaları gözden geçirmek için Türkiye’den “süre istediği” bildirildi. Bakan, haziran ve temmuz aylarında yapılacak aşılarla birlikte, Türkiye’de toplumsal bağışıklığın yaz aylarında sağlanabileceğini ifade etti.

***

Prof. Dr. Azap, test sayısının artırılması ve yaygın test yapılması gerektiğini vurgulayarak “Sağlık Bakanlığı’nın test yaklaşımı sadece semptom gösterenlere test yapılmasına yönelik. Yani bir yurttaşın şikayeti yoksa test yapılmıyor. Ancak Covid-19 geçirenlerin yarısından fazlasının ya çok az şikayeti oluyor ya da hiç şikâyeti olmuyor. Hafif geçirenler veya şikâyeti olmayanlar hastalığı bulaştırıyor” dedi.

***

İngiltere basınında ülkede hızla yayılan Covid-19 Hindistan varyantının, açılma planlarını tehlike sokacağı uyarısına yer verildi. Ülkede son dört günde vaka sayıları yüzde 75 artarken, Hindistan varyantının birkaç gün içerisinde baskın tür olacağı tahmin ediliyor. 21 Haziran’da tüm kısıtlamaların kaldırılması planının ertelenmesi ve yerel kapanma uygulamasına tekrar geçilmesi gündemde.

***

Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından (TİHV) 20-23 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Salgın Sonrası Dönemde İnsan Hakları Gündemi” başlıklı sempozyumda, salgın süreci sağlık hakkından dijitalleşmeye, ekonomik ve kültürel haklardan otoriterleşmeye kadar geniş bir yelpazede tartışılacak. Çalışmalarında Avrupa ırkçılığı, sınır kavramı, şiddet, kimlik ve özgürleşme gibi soruları ele alan Étienne Balibar, Doğu Hindistan’da mülksüzleştirme ve tarım krizinin kadınlara etkileri üzerine kitaplarıyla tanınan feminist aktivist ve yazar Ranjana Padhi, yakın zamanda “#İnsanHakları: Adalet Taleplerinin Uygulamadaki Siyaseti ve Teknolojileri” çalışmasıyla gündeme gelen Ronald Niezen gibi isimler sempozyumda konuşmalar yapacak. Popülizm ve toplumsal cinsiyet konusundaki çalışmaları Türkiye’de de yakından takip edilen ‘Althusser ve Çağdaşları’ ve ‘Öteki Adam Smith’ başlıklı çalışmalarıyla tanınan Warren Montag da sempozyuma yurtdışından katılacak diğer önemli isimler arasında. Türkiye’den ise Ahmet İnsel, Nilgün Toker, Feride Aksu Tanık, Aslı Odman, Zeynep Gambetti, Gaye Boralıoğlu, Tarık Beyhan ve Türkcan Baykal konuşmaları ve sunumlarıyla sempozyumda yer alacak. Ayrıca TİHV Akademi İnsan Hakları Araştırmaları Programı kapsamında yapılan çalışmalar da sempozyum kapsamında gerçekleştirilecek oturumlarda sunulacak.

AŞI TARTIŞMALARI

Milli Eğitim Bakanı Selçuk “Bugün 40 yaş üzeri tüm öğretmenlerimiz ve okul çalışanlarımızın aşı randevuları açıldı” dedi.

***

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu hafta içinde 10 milyon doz Sinovac aşısının, sonbahara kadar da 90 milyon doz BioNTech aşısının Türkiye’ye ulaşacağını açıkladı. Koca, haziran ayında 30 milyon doz, eylül ayına kadar da 60 milyon doz olmak üzere sonbahara kadar 90 milyon doz BioNTech aşısının Türkiye’ye ulaşacağını açıkladı. Bakan, haziran ve temmuz aylarında yapılacak aşılarla birlikte, Türkiye’de toplumsal bağışıklığın yaz aylarında sağlanabileceğini ifade etti.

***

‘Kontrollü normalleşme’ süreci, aşı tedariki ve salgındaki duruma ilişkin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu 20 Mayıs Perşembe günü toplanacak. Bu toplantıya BioNTech aşısını geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin’in de çevrim içi katılacağı öğrenildi. Şahin, 20 Mayıs Perşembe günü gerçekleştirilecek toplantıya çevrim içi katılacak. Hem BioNTech aşısının tedariği hem de aşı kampanyasıyla ilgili açıklama yapacak.

***

Türkiye’de, Covid-19 aşı programı kapsamında son 24 saatte uygulanan birinci ve ikinci doz toplam aşı miktarı 504 bin 890 doz oldu.

***

Japonya’nın aşılama seferberliğinden sorumlu Bakanı Taro Kono, yavaş ilerleyen aşı programını hızlandırmak için eczacıların Covid-19 aşılarını uygulamasına izin vermeyi düşündüğünü söyledi.

Aşı, bilim, ahmaklık ve parmakla sayılmayan halk faktörü – Metin Solmaz

Marie Curie ve Pierre Curie tıpkı (hem de anne tarafımdan akrabam olan) Özlem Türeci ve Uğur Şahin gibi karı koca harikulade bilim insanlarıydı. Türeci-Şahin gibi milyarlarca dolara şirket satmışlıkları yoktu. Tasavvurları dahilinde bile yoktu öyle paralar. Parayı bırakın üniversite onlara laboratuvar vermediği için deneylerini bahçelerindeki kulübede yapıyorlardı. Motive mi olamadılar? Marie Curie, toryumun radyoaktif özelliğini buldu ve radyum elementini ayrıştırdı. Radyoloji bilimini kurdu. Fizikti kimyaydı Nobelleri topladı ve bu uğurda öldü. Hakikaten bu uğurda öldü. Çalışmalarında maruz kaldığı radyasyon yüzünden kanser oldu.

İşler şimdi değişti mi? Asla. Biraz kurcalayın bilim insanlarını. İyi olanlarının ezici çoğunluğu üç otuza harikulade işler çıkarıyorlar. Gayet motiveler. Şirket sömürülerine, devletlere rağmen nefisler. Açık bilim tartışmaları nereden çıktı yoksa?

Şimdi bir hak teslim edelim. Türeci ve Şahin’e minnettar olmalıyız. Çok önemli bir şey yaptılar. Kapitalizmi hepimizin hayrına çalışmış Türeci ve Şahin üzerinden eleştirecek değilim. Ama Türeci ve Şahin aynı zamanda şirket sahibi milyarder girişimciler diye bilimin gelişmesinin yeşil kağıtlara bağlanmasını kabul edemem. Kabul etmemeliyiz. Bu Curie’lere, bilime ve sıradan insana hakaret olur. 

Bilim konusunda parmakla sayılmayan halk faktörüne. TÜBİTAK yayınlarının mevta olmadan önce çıkardığı son güzel kitaplardan bir tanesini önereceğim size. Clifford D. Conner’ın kitabı Halkın Bilim Tarihi’ni. Kitap 600 sayfa boyunca tane tane bilimin aslında halka ait olduğunu anlatıyor. Hem sıradan insanın buluşlarda ne kadar etkili olduğunu anlatıyor. Hem de daha kişisel örnekler veriyor. Mesela Kuzey Amerika’ya çiçek hastalığına karşı aşı kullanmayı gösteren ilk kişi Onesimus isimli Afrikalı bir köleymiş. Dr. Edward Jenner’e atfedilen çiçek aşısının keşfini ise Benjamin Jesty isimli bir çiftçi yapmış. Aerodinamik’e ve fiziğin başka alanlarına büyük katkıları olan Wright Kardeşler fizikçi değil bisiklet tamircisiymiş. “Dahası ondokuzuncu yüzyıla dek, tıp biliminin gelişiminde, üniversite eğitimi almış ve aslında çalışmaları yeni tıbbî bilgilerin elde edilmesi sürecini yavaşlatmış olan bilim adamlarından ziyade, yarı okuryazar berber-cerrahlar, eczacı kalfaları ve yasadışı şifacılar rol oynamıştı. 1580’de ilk sezaryen doğumu gerçekleştiren, asıl işi domuzları hadım etmek olan, Jakop Nufer adında bir köylüydü.”

https://www.gazeteduvar.com.tr/asi-bilim-ahmaklik-ve-parmakla-sayilmayan-halk-faktoru-makale-1522667

***

HES uygulaması tam da bu günler için değil miydi zaten? – Mahmut Tezcan

HES şimdiye kadarki önleyici tedbirler ve takip açısından tam bir fiyasko. Tıpkı günlük vaka gibi HES ile toplanan bilgilerin işlenip günlük olmasa da haftalık aralıklarla paylaşılması gerekiyor.

 HES şimdiye kadarki önleyici tedbirler ve takip açısından tam bir fiyasko. Tıpkı günlük vakaları açıklar gibi HES vasıtasıyla toplanan bilgilerin işlenip günlük olmasa da haftalık aralıklarla kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Aksi durumda, HES uygulaması sadece dostlar alışverişte görsün diye üretilip bir kenara bırakılmış günlük vaka güncelleme aracından başka anlam ifade etmez. HES’ten toplanıp işlenen verilerle aşağıdaki sorulara sorumluların yanıt vermesi şart.

HES uygulaması toplamda kadar kaç cihaza indirildi ve şu anki aktif kullanıcı sayısı nedir?

HES uygulaması vasıtasıyla Covid-19 pozitif vakaların ve temaslı kişilerin zorunlu karantina koşullarına uyup uymadığı kontrol ediliyor mu? Ediliyorsa ihlal oranı nedir? İhlaller karşısında nasıl önlemler alındı?

HES üzerinden kaç kez ve hangi tür ihbarlar yapıldı? İhbarların değerlendirilme süreci nasıl işliyor? İhbarların doğruluğu ne şekilde ve ortalama ne kadar süre içinde kontrol ediliyor?

HES’i merkeze koyan bir normalleşme mümkün değil mi? Fransa örneğindeki gibi belli bir mesafeye kadar insanların hareket edebilmelerini sağlamak bu kadar mı zor?

https://www.gazeteduvar.com.tr/hes-uygulamasi-tam-da-bu-gunler-icin-degil-miydi-zaten-haber-1522662



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...