Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 19 AĞUSTOS 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 19 AĞUSTOS 2020

 

GÜNDEM

  • ‘SALGIN YÖNETİMİ ŞEFFAF DEĞİL’ HDP, Parti Meclisi toplantısı ardından salgına ilişkin yapılan açıklamada  “Türkiye halkları bugün koronavirüs tehdidi altında olduğu kadar, AKP-MHP ittifakının halkı umursamayan, sağlığı bir ticaret alanı gibi gören politikalarının yarattığı risklerin altındadır. Salgının sağlık, ekonomi ve sosyal etkileri ile baş edemeyen AKP-MHP ittifakı, ‘normalleşme’ adı altında sermayenin çıkarlarını halkın sağlığına tercih ederek tüm Türkiye’de adı konmamış bir sürü bağışıklığını devreye koymuştur. Sağlık emekçilerinin bütün uyarılarına karşın şeffaf bir salgın yönetimi göstermeyen, halktan gerçekleri gizleyen saray rejimi, salgını gitgide baş edilemez hale getirerek hem halk sağlığını, hem de sağlık emekçilerinin can güvenliğini tehlikeye atmıştır. HDP olarak bütün toplumu hep birlikte tedbirlerimizi almaya, dayanışma ağlarımızı kurarak sağlığımızı korumaya çağırıyoruz.” dendi.
  • HDP 16 Ağustos’ta Eş Genel Başkanı Pervin Buldan başkanlığında online gerçekleşen Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Paylaşılan bildirgesinde kayyımlar, Demokratik Mücadele Programı, Kürt sorununun yanı sıra ülkedeki siyasal ve ekonomik gelişmeler ele alındı. Bildirgede, “Krizlerin birbirlerini tetiklediği ve süreklileştiği” ifadeleri yer aldı.
  •  İngiltere’de uzmanlar, Covid-19’un çocuklarda Tip-1 diyabete yol açabileceği uyarısında bulundu. Uzmanlar, daha önceki dönemlere kıyasla hastanelere gelen diyabet hastalarının sayısının yaklaşık iki katına ulaştığına ve 30 kadar vakanın çoğunun ağır olduğuna dikkat çekti.
  • Koronavirüs vakalarının yaygın olarak görüldüğü Van’da, sahte test yapan dolandırıcılar kapı kapı dolaşıyor. Van Valiliği, korona testi yaptıklarını söyleyerek evlere gelen kişilerin, ilgili kurumlara haber verilmesini istedi.
  • Cizre kayyumu pandemiden bu yana almadığı önlemler nedeniyle halk tarafından sıkça eleştiriye maruz kalmıştı. Tepkileri dindirmek için 19.08.2020 ile 26.08.2020 tarihleri arasında Cizre ilçesinde maskesiz dolaşmak yasaklanıp idari para cezasının uygulanacağını duyurdu.
  • Yerlerine kayyım atanan eş başkanlar tahliye edildi. Batman İki Köprü belediye Eş başkanları Osman KARABULUT ve Hatice TAŞ tahliye oldu.
  • Tutuklu DBB Eş başkanı Selçuk Mızraklı kayyım atanmasının birinci yılı dolayısıyla ‘ ya bugün dur dersiniz bu pervasız gidişe, bu ölçüsüz gidişe. Eğer buna dur dedirtemezsek yarın başka biçimlerde her yerde yaşanacaktır ‘ mesajını paylaştı.
  • Uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihar eden İ.E  polis ablukası altında toprağa verildi. Halen tutuklanmayan uzman çavuş devletin cezasızlık politikalarından faydalanmaya devam ediyor. Bölgede son dönemlerde istismar uyuşturucu ve tecavüzlerin  devlet politikası haline getirildiğini görmekteyiz.
  • Meclis’teki vekillere haftada iki kez test yapıldığı, Cumhurbaşkanlığı çalışanlarının düzenli virüs testine girdiği haberlerinin ardından şimdi de AKP yöneticilerinin her hafta düzenli Covid-19 testi yaptırdığı ortaya çıktı. 
  • Milli savunma bakanlığı çocuk işçiyi görmedi. ‘ gelecekteki askeri ‘ gördü.Diyarbakır’da çekilip sosyal deney diye yayınlanınca çocuk hakları ihlali olduğu için eleştirilen videoyu paylaştı.MSB paylaşımında ‘ işte geleceğin fedakar ve kahraman Mehmetçik adayları ‘ dedi.
  •  Kürdistan’da siyasi soykırım saldırıları devam ediyor. Şırnak , Muş ve Hakkari’de onlarca kişi KCK ve DTK   operasyonları kapsamında göz altına alınıp tutuklandılar.
  • Demokrasi buluşmaları kapsamında yürütülen çalışmalar Kürdistan’da devam ediyor. DTK HDP DBP öncülüğünde , kentlerde halk buluşmaları gerçekleştiriliyor. Heyet Dersim ve Mardin’den sonra heyet Şırnak’a geçip 2 günlük ziyaret planlaması yaptılar. Ziyaretler kapsamında il ve ilçe örgütleri,  emek ve demokrasi kurumlarının ziyareti ve halk ile çeşitli buluşmalar gerçekleştirilecek. 

MEVCUT DURUM – SALGININ KONTROLÜ – SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 22.3 milyona dayandı. Covid-19 nedeniyle som 24 saatte hayatını kaybedenlerin sayısı 6 bin 312 kişiye yükseldi. Toplam can kaybı ise 783 bin 516’ya yükseldi.
  • Dün 200 binin altına inen yeni vaka sayısı yeniden yükselerek 253 binin üzerine çıktı. Ülkelere göre dağılım şöyle: Hindistan (65 bin), Brezilya (48.6 bin), ABD (44 bin), Kolombiya (12.5 bin), Peru (7.8 bin), Arjantin (6.8 bin), Filipinler (4.8 bin), Rusya (47 bin), Irak (4.6 bin) ve Meksika (3.6 bin). Binin üzerinde yeni vaka bildiren ülke sayısı da yeniden yükselerek 29’a çıktı.
  • Irak’ta salgın artarak devam ediyor. Yeni pik sayısı tırmanışta. Ağustos ayının ikinci yarısında yeni vaka sayısı 4 bin eşiğini de aştı. Son 24 saatte 4 bin 576 kişi Covid-19’a yakalanırken 82 kişi hayatını kaybetti.
  • Resmi istatistiklere göre Türkiye’de son 24 saatte 1,263 kişi Covid-19’a yakalandı, 20 kişi hayatını kaybetti. Toplam can kaybı 6 bini geçti. Aktif hasta sayısı 12 bin 876’ya yükseldi. Ağır hasta sayısı da artış devam ederek 703 kişi (%5.5) ulaştı, hala dünya ortalamasının 5.5 katı daha fazla ağır hastaya sahibiz. Test sayısı yükselmeye devam ediyor, son 24 saatte test sayısı 82 bin 318 oldu. Test sayısındaki artış yeni vaka sayısında artış ile paralel gidiyor.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Bu tabloda her gün açıklanan Koronavirüs test sonuçları, ortalama 10 gün önceki bulaşmaları gösteriyor. Sonuçlara göre, ortalama 10 gün önce, virüs, tedbirlere uyulmayan ortamlarda 1.263 kişiye daha bulaştı. Kararlı olursak, virüse bu gücü tanımayabiliriz” ifadelerine yer verdi.
  • Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’den sonra Antalya’nın Alanya İlçe Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’in de Covid-19 testi pozitif çıktı.
  • Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS): Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu ve Karadon Müesseseleri’nde çalışan 5 maden işçisinin Coronavirus test sonucunun pozitif çıktığı ve 53 işçi karantinaya alındı. Şu an için hükümetin aldığı böyle bir önlem yok ve bizler takip ediyoruz, gerekli açıklamaları gerekli yerlerde yapıyoruz.
  • Ethem Sancak’ın sahibi, Katar ordusunun ortağı olduğu BMC Otomotiv’de koranavirüs vakalarının yükselişe geçtiğini belirten işçiler üretimin de tüm hızıyla devam ettiğini vurguladı. İzmir Pınarbaşı’da bulunan ve 3 bin çalışanın yer aldığı BMC Otomotiv’de koronavirüs pozitif vaka sayısının 12’yi bulduğunu söyleyen işçiler, yaklaşık 100 işçinin evde karantinaya alındığını ifade etti. Koranavirüs tespit edilen bölümlerde ise işçilere sadece maske kontrolü yapıldığını ve dezenfektan uygulamasından sonra da üretime devam edildiğini belirten işçiler endişeli olduklarını dile getirdi. Koranavirüs çıkan bazı bölümlerde çalışmanın devam ettiğini hatta işçilere 1 hafta sonra test yapıldığını söyleyen işçiler, fabrika yönetiminin salgını kontrol altına alamadığını aktardı. BMC Kurumsal İletişim tarafından  yapılan açıklamada ise rakamların net telaffuz edilemediğini, söylenen rakamın abartılı oldugu, gerçekte 10’un altında oldugu, ilk günden beri gerekli uygulamaların gerçekleştiği ifade ediliyor.
  • Coronavirüsü vaka sayısının en fazla görüldüğü beş il arasında bulunduğu belirtilen Malatya’da, mesai saatlerinde yeni düzenleme kararları alındı.24 Ağustos 2020 tarihinden itibaren ildeki mesai saatleri 09.00-12.30-13.00-17.30 olarak uygulanacaktır.
  • Covid-19 vaka sayısının, testi negatif çıkanların istatistiklere girmemesi nedeniyle düşük göründüğü yönündeki eleştiriler sürerken, bunun bir örneği de Çorum’da yaşandı. Korona virüsü tedavisi görürken vefat eden hastanın ölüm nedeni kayıtlara Bulaşıcı Hastalık (Normal Ölüm) olarak geçti.
  • Covid-19 vakalarındaki artış nedeniyle 65 yaş ve üstündeki yurttaşlara yönelik yeni tedbirler getiren şehirler arasına Konya, Dersim, Balıkesir ve İzmir de eklendi.
  • Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: Covid-19 salgını dolayısıyla özel ve devlet okullarında 8. ve 12. sınıflar hariç destekleme ve yetiştirme kursu adı altında yüz yüze eğitime izin verilmeyecek..
  • İçişleri Bakanlığı, korona virüsüyle mücadele kapsamında 81 ilin valiliğine genelge göndererek, çarşamba günü kapsamlı denetim yapılacağını bildirdi.
  • 21 Eylül’e kadar Sağlık Bakanlığının dört haftalık bir strateji geliştirilmesi gerektiğini belirten uzmanların ilk önerisi test sayısının günlük 150 bine çıkarılması. Sağlık Bakanlığı’nın pandeminin en yoğun olduğu dönemde, günde en fazla 54 bin test yaptığı, son dönemde ise bu rakamın 82 bine çıktığı biliniyor. Araştırmalarda, ‘taksiciler, otobüs ve tramvay sürücüleri, restoran çalışanları ve temizlikçiler’ en yüksek risk grupları olarak belirlendi. Mücadelede risk gruplarından başlayacak tarama yapılması, pozitif çıkanların izole edilmesi de tavsiyelerden biri. Evde izolasyonda çıkan sorunların giderilmesi için de farklı öneriler getirildi.
  • Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, kentte Corona virüsüne yakalanan sağlık çalışanlarının sayısının 430’a yükseldiğini duyurdu. Diyarbakır’da 1 Haziran öncesi efekte sağlık çalışanı sayısının 90 olduğunu hatırlatan sendika, “Bunun sebebi ‘normalleşme’ ile insanların sokağa daha fazla çıkması değildir. En büyük neden 1 Haziran sonrası çıkan genelge ile esnek çalışmanın sonlandırılıp eski çalışma düzenine geri dönmekten kaynaklı olarak, sağlık çalışanlarının Covid’li hastalarla daha uzun süreler temasta bulunması ve kullanılan malzemelerin her birime verilmemesi, verilen malzemelerin kalitesizliğidir” ifadelerini kullandı.
  • Adana’da pandemi sürecinde, son iki ay belirli günlerde Covid-19 polikliniğinde çalışan yeni mezun doktor Halit Yücel, 4 Ağustos’ta, kendisi ile ailesindeki herkesin testinin pozitif çıktığını duyurdu. Babasının yoğun bakım ünitesinde, kendisinin ve diğer aile üyelerinin ise serviste tedaviye alındığını belirtip maske takılması konusunda uyarıda bulundu. Yücel babasını Covid-19 nedeniyle kaybetti. Yaşanan olay saglık emekçilerinin saglıgının toplum saglıgı için ne kadar elzem bir konu oldugunu gözler önüne serdi.
  • Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Covid-19 salgınının altı ayında 40’tan fazla ülkede sağlık çalışanları, hastalar ve sağlık altyapısına karşı 611 şiddet, taciz ve damgalama vakası kaydedildiğini açıkladı.
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde göğüs hastalıkları uzmanı Özlü, sağlıkçılara, Twitter hesabından, maske ve sosyal mesafe konusunda şöyle seslendi: “Hastalarla karşılaşmadan önce kişisel koruyucu ekipman kullanımına genellikle dikkat ediliyor; ancak ekip bir araya gelince maske ve mesafeye uyum azalıyor. Bulaşma oluyor. Mesafeye dikkat edilmeli. Asla maskeler çıkarılmamalı.’’
  • Sağlıktaki şiddet Covid-19 nedeniyle yeni bir boyut kazandı. Kocaeli’ndeki özel bir hastanede korona virüsü (Covid-19) tedbirleri kapsamında refakatçi kabul edilmemesine sinirlenen hasta yakınları, başhekim Op. Dr. Ufuk Şenel ve güvenlik görevlisi Ali Terzioğlu’na saldırdı. Olayda Şenel ve Terzioğlu çeşitli yerlerinden yaralandı. Hastane yönetimi, hasta yakınları hakkında suç duyurusunda bulundu.
  • İtalya’da son günlerde yeniden artmaya başlayan koronavirüs vakalarının yüzde 25-40’ı arasının tatilden dönen İtalyanlardan, yüzde 3-5 kadarının ise ülkeye yeni gelen göçmenlerden kaynaklandığı belirtildi.Yeni vakaların yaş ortalamasının düşük olması nedeniyle, gece hayatına yönelik yeni önlemler bugünden itibaren yürürlüğe girdi. Ülke çapındaki tüm diskotekler ve dans salonları en az 7 Eylül’e kadar kapatıldı.
  • Koronavirüs salgınının başlarında aldığı tedbirlerle örnek gösterilen Güney Kore’de vaka sayıları yeniden artmaya başladı. Başkent Seul’de bir kilisedeki 4 bin 500 kişiden 313’ünde virüs tespit edildi. Kilise ibadete kapanıp mühürlendi. Ayine katılan herkese karantina zorunluluğu getirilirken Sarang Jeil Kilisesi’nin bulunduğu bölgede de sokağa çıkma kısıtlamaları devreye sokuldu. Başkent Seul’de de toplu etkinliklere katılım sayısı 50 kişiyle sınırlandırıldı.
  • Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) koronavirüsün yayılmasında belirti göstermeyen ya da çok hafif belirti gösteren gençlerin payının büyük olduğunu belirterek gençleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. DSÖ’nün Asya-Pasifik bölge sorumlusu Takeshi Kasai, bölgede koronavirüs vakalarının hızla yayılmasında 20, 30 ve 40’lı yaşlarındaki genç insanların önemli rol oynadığını belirterek bu yaş grubundaki pek çok vakanın hafif ya da hiç görünmeyen semptomlar nedeniyle virüs taşıdığının farkına varmadığını ve virüsü bilmeden başkalarına bulaştırdığını kaydetti.
  • Koronavirüsün mutasyonuyla ilgili yeni bulgular ortaya çıkmaya başladı. Uluslararası Bulaşıcı Hastalıklar Birliği’nin başkanlığına seçilen Singapur Ulusal Üniversitesi kıdemli danışmanı Paul Tambyah, koronavirüsün Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’nın bazı bölgelerinde giderek daha sık rastlanan mutasyonunun daha bulaşıcı ama daha az öldürücü olabileceğini söyledi.
  • İzolasyon ve karantinaya uyum için sosyal destek şart. Geçimin sürdürülmesi için gerekli destek sağlanmadığında uyumsuzluk artıyor. ‘ … Covid-19 tanısı konulduğu için karantinada olması gereken çiğ köfteci dükkanda satış yaparken yakalandı.’ Gazetelerin haberi böyle, suçlu yakalandı şeklinde. Oysa asıl yapılması gereken uyumsuluğun nedenlerini ortaya çıkarmak olmalı. Covid-19 salgın yönetiminde toplum neden zorlanıyor, hangi konularda desteğe ihtiyaç var vb. çok sayıda soru yanıtsız kalmaya devam ediyor.

TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • .SES İSTANBUL AKSARAY ŞUBE; SALGIN DEĞİL, SAĞLIKÇILAR TÜKENİYOR

Çok yoğun ve tehlikeli işler yapmasına rağmen karşılığını alamadıkları,  hastaneler zarar ediyor diye, performans denen uygulamadan kaynaklı ücret kaybına uğradıkları, performans uygulamasına son verilmesini, temel maaşlarının insanca yaşayacak düzeye çıkarılması için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi.

.Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi ‘ sistem çoktandır alarm veriyor, iktidar görmezden geliyor sağlık emekçileri tükeniyor, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tamamı kadroya alınmalı, OECD ortalamalarına ulaşacak şekilde güvenceli istihdam sağlanmalıdır ‘ talepleri ile basın açıklaması gerçekleştirip güvenceli iş, güvenceli gelecek şiyarı ile eylem etkinlik takvimi açıkladı. Bu kapsamda;

Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Kampanya Takvimi

18 Ağustos- 24 Eylül 2020                                 

-İşyerinde stantlar açacak, imzalar toplayacağız. İmza kampanyası Web sayfamızda da ([email protected]) imzaya açılacaktır

– İşyeri toplantıları yapacağız.

– İşyerleri önünde basın açıklamaları yapılacak

– Sosyal Medya etkin kullanılacak

28-29-30 Eylül 2020                      

Şube/temsilcilikler aracılığıyla o ilin milletvekilinden randevular alınarak imzaların bir nüshası milletvekillerine teslim edilecek.

28-29-30 Eylül 2020                       

Genel Merkez TBMM de grubu bulunan partilerin grup başkan vekillerinde randevu alarak imzaların bir nüshasını teslim edilecek.

1 Ekim 2020                 

Her şube/temsilcilikten yapılan açıklamalarla bir kişiyi temsilen Ankara’ya uğurlayacak

2 Ekim 2020

İllerden gelen temsilcilerimizle ile birlikte TBMM Başkanına imzalar teslim edilecektir

Sağlık ve sosyal hizmet alanlarında, piyasaya açan tüm uygulamalardan vazgeçilmeli, sağlıkta dönüşüm programı tüm sonuçları ile birlikte sonlandırılmalıdır. Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kadroya alınması ve güvencesiz çalışmanın kalıcı olarak sonlandırılması; sağlık ve sosyal hizmet alanlarında yetersiz olan emekçi sayısının kadrolu atamalarla artırılması için her iki alanda da en azından OECD ortalamasına ulaşacak şekilde güvenceli istihdamın sağlanması için mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.

  • .’Yüz yüze eğitim’ uyarısı: Mevcut durum salgının kontrolden çıkmaya başladığını göstermektedir’Ülkemizde mevcut durum, salgının ilk dalgasını kontrol altına alamadan bir artış eğiliminde olduğumuzu, salgının kontrolden çıkmaya başladığını göstermektedir’ Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Pandemide Okul Sağlığına İlişkin Uzman Görüşleri” raporu yayınladı. Raporda, okulların yüz yüze eğitime açılacağı 21 Eylül’e kadar salgının kontrol altına alınması gerektiği belirtilerek, “Ülkemizde mevcut durum, salgının ilk dalgasını kontrol altına alamadan bir artış eğiliminde olduğumuzu, salgının kontrolden çıkmaya başladığını göstermektedir” denildi.

TTB’nin yayınladığı raporda okulların yüz yüze eğitime açılması için çözüm arayışlarının devam ettiği hatırlatılarak, “Ancak okulların yüz yüze eğitime açılması kararı, toplum sağlığı açısından önemli sonuçları olabilecek, çok boyutlu bir süreç olarak karşımızda durmaktadır” denildi. Okulların açılması için 3 temel sorunun “Ne zaman yeniden açılmalı? Kim için açılmalı? Hangi sağlık ve güvenlik önlemleri uygulanmalı” olarak sıralandığı raporda, eğitimdeki eşitsizliklerin dikkate alındığında soruları yanıtlamanın imkansızlaştığı belirtildi.

Raporda okulların yüz yüze eğitime açılacağı 21 Eylül’e kadar koronavirüs salgının kontrol altına alınması gerektiği kaydedilerek, “Ülkemizde mevcut durum, salgının ilk dalgasını kontrol altına alamadan bir artış eğiliminde olduğumuzu, salgının kontrolden çıkmaya başladığını göstermektedir. Türkiye’de salgının kontrol altına alınabilmesi için her türlü çabayı göstermeye çağırıyoruz. Bu çabada en büyük pay önlemlerin etkinliğini arttırması gereken kamu yöneticilerinindir” ifadeleri kullanıldı.

Okulların açılması için yetkililerin sağlık sorularıyla ilgili açık ve şeffaf olması gerektiği kaydedilen raporda, yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

-İzlenecek strateji, eğitimde var olan eşitsizlikleri artırmamalı, tersine bu eşitsizlikleri pandemi koşullarında bile olsa gidermeyi amaçlamalıdır.

-Okulların açılması, eğitimin sürdürülmesi veya ara verilmesi gibi kararlar, mevcut bilgiler ve bilimsel kanıtlar çerçevesinde ülkemize özgü belirlenmiş ölçütlere dayanarak yapılmalı ve bu ölçütler toplumla paylaşılmalıdır.

-Gerek okul çocukları, gerek öğretmenler gerekse aile bireylerinden risk grubunda bulananlara yönelik alınan koruma önlemleri belirlenmeli ve toplumla paylaşılmalıdır.

– Öğretmen-öğretmen, öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci etkileşimlerinin fiziksel koşulları ile ilgili kuralların ne olması gerektiği ve kurallara uymanın nasıl sağlanabileceği, izlenebileceği, olası toplumsal tepkiler üzerinde de düşünülmelidir.

YENİ YAŞAM İNŞASI  

  •   MUTFAKTAKİ KİMYACI ‘ bizi kim doyuracak ve halkın gıda politikası ‘ BÜLENT ŞIK

 Artık muayene olmak, semptomdan tanıya, teşhisten tedaviye giden konvansiyonel ve lineer klinik muhakemeyi askıya alırcasına, bir dizi teste tabi tutulmaktır. Nitekim Susan Sontag da, en güncel biyomedikal tetkiklerle, yeni bir “ömürboyu paryalar sınıfı” olarak “geleceğin hastaları”nın yaratılmasının artık mümkün olduğunu not ediyordu.[2] Nitekim şimdilerde de, geç moderniteye tarihlenen hemen tüm küresel salgınlar gibi, enfekte olmak, yani etkeni edinmek ile, kısacası “taşıyıcı/portör” olmak ile “hasta” olmak özdeşleştiriliyor. Dolayısıyla SARS-CoV-2 (baştaki isimlendirmesiyle, 2019-nCoV) ile Covid-19 birbirine eşitlenerek kullanılıyor.[3] Viral etkeni kapan veya edinen kişi, hele ki bizatihi “virüs” teriminin etimolojisi düşünüldüğünde, çok geçmeden bir tür “toksik başka”ya dönüşüveriyor. Nitekim paniklemiş aşırı reaksiyonun tetiklediği ırkçı paranoyanın çoğu kere hastalığın kendisinden daha tehlikeli sonuçlara yol açabileceğine ilişkin bir metin kaleme alan Regina Rini, orada, insanların tehlikeli nesneler olarak alımlanması, taşıyıcıların bir “kişi” olarak düşünülmesinden ziyade “hastalık taşıyıcılar veya kontamine yüzeyler olarak” görülmesi, insanların sistematik olarak kontrol altına alınması gereken hareketli şebekeler olarak değerlendirilmesi şeklindeki dehşetli görüngüyü, Peter F. Strawson’ın “bir kişiyi belirleyici rastlantısal evrende sadece başka bir boğum olarak düşündüğümüz ‘nesnel tutum’ dediği karakteristik yönelim” üzerinden okuyordu


JİN

  •  Kürt diline yönelik baskılara karşı kadınlar birlik vurgusu yaptı. Baskıların her gün daha da arttığına işaret eden kadınlar bu baskılara karşı kürt halkının dilini sahiplenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Kadınlar ‘ Dilimizi yaşatacağız ‘ diyerek çocuklarını anadillerini öğreterek büyüttüklerini kaydetti. Bu dille doğduk bu dille öleceğiz diyen kadınlar çocuklarınıza kürtçe öğretin çağrısında bulundu.
  • ‘ erkekler için dizayn edilmiş bir dünya’ CRİADO PEREZ

Criado Perez bu kitapta, kadınların görmezden gelinmesinin yaşamımıza olan negatif etkilerini topluyor. Gerçekten kadın olarak şu dünyada yaşıyor olmamızın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu zorlukların çoğu, erkeklerin ‘hadi cinsiyetçilik yapıp kadınların hayatını zorlaştıralım’ diye yaptıkları şeyler değil. Fakat kullandığımız neredeyse her alet edevatın, toplumsal alanların, hizmetlerin, ilaçların, her şeyin dizaynının erkek-odaklı yapılmasından kaynaklı. Kitabın henüz Türkçesi yok. Fakat o kadar önemli olduğunu düşünüyorum ki uzun uzun bu kitapta anlatılan cinsiyetçi dizaynların listesini yapmak istedim.”

“Kadınların günlük hayatını etkileyen en önemli konulardan biri güvenlik. Kanada dahil birçok ülkede kadınların %50’sinden fazlası toplu taşıma araçlarında, duraklarda ve duraktan eve giderken güvenli hissetmediklerini söylüyor. (Bu oran erkeklerde %20-30 arasında.) Fakat durakların ışıklandırılması gibi akla kolayca gelebilecek bir çözüm bile “Kadınların ihtiyacı nedir?” diye sorulmadığı için (erkek) şehir planlama uzmanlarının aklına gelmiyor. ABD’de bu tarz kadın-erkek olarak ayrılan istatistiklerin toplanması son on yılda oluyor sadece ve çok da yaygın değil. Bir de şehir hayatında güvenlik korkusu küçük yaşlardan başlıyor aslında kadınlar için.

SİYASAL SAĞLIK- EKOLOJİK SAĞLIK

  • Sanatı taklit eden hayat: Şikago ve Alman Mezbahalarında olan bitenler – Necla Akgökçe

İşçi sınıfı sanat ve edebiyat gibi konularda yazı yazan uzman erkekler tarafından Et endüstrisindeki işçilerin çalışma koşulları üzerinden Amerikan kapitalizmine sağlam bir eleştiri olarak gösterilen, Upton Sinclair’in “Şikago Mezbahaları” isimli romanı, son dönemlerde Alman et endüstrisinde yaygınlaşan Koronavirüs vakaları nedeniyle yeniden gündeme gelerek, tartışılmaya başlandı. Nasıl tartışılmasın aradan yüzyılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen, kapitalizmin en güçlü merkezlerinden biri olan Almanya,  Doğu Avrupa kökenli göçmen işçilere romandaki sömürü ve barınma koşullarına benzeyen koşulları Avrupa’nın orta yerinde onca demokrasi ve insan hakları söylemlerine rağmen çok rahatlıkla dayatabiliyordu. Oscar Wilde haklı çıkmıştı; hayat gerçekten de bu kez sanatı taklit ediyordu.

  • Ali TATLI ile söyleşi ‘ acımasız ve kuralsız bir yağmalama ! ’

“Covit19 küresel salgının asıl nedeni ekolojik dengelerde oluşan bozulma olması nedeniyle dünyada ve Türkiye’de toplumsal çevre bilincinin güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Bu küresel salgının ağır faturası karşısında insanlığın çaresizliği ve buna neden olan ekosistemdeki bozulma ve olası benzeri salgınların insan yaşamını tehdit etmesi süreci çevre/ekoloji mücadelesinin önemini daha da artırarak ön plana çıkaracaktır. Küresel kapitalizmin kazancı azaldıkça emeğe, doğaya ve sosyal kazanımlara daha çok saldıracak, bu duruma tepki olarak da emekçilerin, çevrecilerin ve sosyal kazanımları kaybeden kitlelerin mücadelesi bu doğrultuda artacaktır. Bu süreci iyi takip etmek ve değerlendirmek gerekmektedir”

“Türkiye küresel ekolojik krizin bir parçasıdır. Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olması nedeniyle doğaya karşı daha acımasız ve daha kuralsız bir yapıya sahiptir. Finans kapital, enerji, yatırım malı, ara malı ve ilk madde malzeme açısından dışa bağımlılığın yüksek olması, ülke kaynaklarının daha acımasız yağmalanmasına ve uluslar arası güçlere yağmalatılmasına neden olmaktadır. Çevre mücadelesinin yakın tarihte büyümesinin asıl nedeni, ülkenin bu yapısal sorunundan kaynaklanmaktadır. Ekosisteme yapılan şuursuz müdahale tüm canlıların yaşamını riske etmesi karşısında oluşan tepkisel tutum çevre mücadelesinin artmasına ve büyümesine neden olmuştur.”

“Ekonominin dışa bağımlılığı ve yüksek kar hırsı doğaya daha büyük tahribatların verilmesine neden olacaktır. Ekonomideki bu çarpık yapının yaratacağı ağır tahribatlar ülkenin ekolojik sorunlarını büyütecektir. Ekolojik mücadele; siyasal karar alma yetkisinin tek kişinin elinde toplanması ve ekonomide yaşanan kiriz nedeniyle daha sert ve daha ağır baskılarla karşı karşıya kalacaktır. Bu zor koşullarda mücadelenin devamı için toplumun daha örgütlü ve daha kararlı olması gerekmektedir. Ülkemizde kısa bir geçmişi de olsa oluşan çevre bilincini fırsata dönüştürüp toplumun duyarlı katmanlarını da mücadeleye katarak ekosistemi bozan tüm unsurlara karşı top yekün mücadele yapmaktan başka bir seçenek kalmamıştır. Doğada yaşayan tüm canlıların kendilerini yeniden üretebilmelerinin ve yaşamlarını sürdürmelerinin olmazsa olmazı olan top yekün mücadele çevre karşıtı güçleri dizginlemenin tek yoludur. Aksi durumda ülkemizde ve dünyada insanlık ve diğer canlılar ağır yaşamsal sorunlar yaşamaya devam edecektir.”

. Artık muayene olmak, semptomdan tanıya, teşhisten tedaviye giden konvansiyonel ve lineer klinik muhakemeyi askıya alırcasına, bir dizi teste tabi tutulmaktır. Nitekim Susan Sontag da, en güncel biyomedikal tetkiklerle, yeni bir “ömürboyu paryalar sınıfı” olarak “geleceğin hastaları”nın yaratılmasının artık mümkün olduğunu not ediyordu.[2] Nitekim şimdilerde de, geç moderniteye tarihlenen hemen tüm küresel salgınlar gibi, enfekte olmak, yani etkeni edinmek ile, kısacası “taşıyıcı/portör” olmak ile “hasta” olmak özdeşleştiriliyor. Dolayısıyla SARS-CoV-2 (baştaki isimlendirmesiyle, 2019-nCoV) ile Covid-19 birbirine eşitlenerek kullanılıyor.[3] Viral etkeni kapan veya edinen kişi, hele ki bizatihi “virüs” teriminin etimolojisi düşünüldüğünde, çok geçmeden bir tür “toksik başka”ya dönüşüveriyor. Nitekim paniklemiş aşırı reaksiyonun tetiklediği ırkçı paranoyanın çoğu kere hastalığın kendisinden daha tehlikeli sonuçlara yol açabileceğine ilişkin bir metin kaleme alan Regina Rini, orada, insanların tehlikeli nesneler olarak alımlanması, taşıyıcıların bir “kişi” olarak düşünülmesinden ziyade “hastalık taşıyıcılar veya kontamine yüzeyler olarak” görülmesi, insanların sistematik olarak kontrol altına alınması gereken hareketli şebekeler olarak değerlendirilmesi şeklindeki dehşetli görüngüyü, Peter F. Strawson’ın “bir kişiyi belirleyici rastlantısal evrende sadece başka bir boğum olarak düşündüğümüz ‘nesnel tutum’ dediği karakteristik yönelim” üzerinden okuyordu

GÖRÜŞLER

Covid-19 yeni yaşamın fitili olur mu?

Covid-19 ile derinleşen ekonomik ve toplumsal kriz tüm dünyayı sarmış durumda. Kapitalizmin uzun süredir yaşadığı kriz maskelerinin aralanması ile daha da görünür olmaya başladı. Kendini yeniden var etmeye çalışan egemen sistem Covid-19’u fırsat gören yerden toplumsal birikime saldırıyı arttırdı. Yeni ekonomi biçimleri üzerinden toplumu kıskaca almaya çalışan modernite, çıkış yakalama peşinde. Buna paralel olarak ta toplumsal refleksler ve yeni yaşama ilişkin tartışmalarda dünya genelinde hissedilmeye başlandı. Bu toplumsal krizin baş sorumlusu olarak görülen kapitalist moderniteye alternatif ekonomik ve yeni yaşam modelleri bir hayli tartışılan konular arasında. Hindistan’ın Kerela eyaleti ve Rojava Demokratik Özerk Yönetimi covid-19 da gösterdiği toplumsal sağlık mücadelesi yakından takip edilmektedir. Toplumların yeni yaşama ilişkin ihtiyaçlarını karşılayacak bu yönetim , ekonomi ve toplumsal modellerin daha fazla görünür kılınmaya ihtiyacı var.

EKLER

  • ‘Mevsimlik tarım işçileri virüs mü açlık mı ikileminde’

Kalkınma atölyesi . Covid-19 salgınında mevsimlik gezici ve göçmen tarım işçilerine ve onların çocuklarına ilişkin gelişmeleri izleme ve belgeleme çalışması olan ‘ salgında ötelenenler ‘ raporunu yayınladı.  http://m.bianet.org/bianet/toplum/229200-mevsimlik-tarim-iscileri-virus-mu-aclik-mi-ikileminde

  • İstanbul Sözleşmesi’nden “çıkmak” istemek, utancı yurt edinmektir .  TANIL BORA

https://www.birikimdergisi.com/haftalik/10237/istanbul-sozlesmesi-istanbul-protokolu



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...