Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 16 NİSAN 2021

KORONA GÜNLÜĞÜ 16 NİSAN 2021

Salgın yönetilemiyor! Emekçiler, ötekileştirilenler ölmeye devam ediyor! Sağlık emekçileri tükeniyor, hayatını kaybediyor!

Sosyal cinayete dönen pandemi ölümlerine karşı öfke büyüyor. Yanlış sağlık politikaları ve salgın mücadelesine karşı yaşam hakkını savunmak için demokrasi güçleri harekete geçiyor.

***

Amed Sağlık Platformu tarafından koronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube eski yöneticilerinden Cuma Kurt için yapılmak istenen anma etkinliği, polislerce engellendi. Açıklama yapılmamasına tepki gösteren SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, “Bugün bir anma programınız olacaktı ama ‘kurum içi’ denilerek açıklamaya izin verilmedi. Bu ülkede sağlıkçıların önlenebilir tedbirler alınmadığı için yaşamını yitirdiğini biliyoruz. Bugün itibariyle 403 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi. Her gün binlerce vaka var ama bu hükümet her gün yalanlar söylemeye devem ediyor ve biz bu yalanları her yerde teşhir etmeye devam edeceğiz. Cuma arkadaşımız 15 Nisan 2020’de bu gördüğünüz Sağlık Müdürlüğü’nün aymazlığı yüzünden, almadığı tedbirler yüzünden yaşamını yitirdi” dedi. Platform üyeleri daha sonra Sağlık Müdürlüğü’ne giderek yaşamını yitiren Cuma Kurt’un masasına karanfiller bıraktı.

***

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odalarının çağrısıyla emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, 15 Nisan 2021 günü Ankara’da Ulus Meydanı’nda ve illerde sağlık müdürlükleri önünde “Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz, Ölümleri Durdurun!” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi.

Ankara’daki basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi üyeleri; Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Muğla, Samsun, Şanlıurfa ve Van tabip odalarının başkanları ve yöneticileri ile emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı. TTB’nin toplumcu bir sağlık anlayışıyla ilk günden itibaren yaptığı uyarılara kulak verilmediğini söyleyen Korur Fincancı, özellikle 1 Mart’tan itibaren yürütülen “kontrolsüz normalleşememe” politikaları nedeniyle bugünkü acı tablonun ortaya çıktığını kaydetti. Basın açıklamasını okuyan TTB genel sekreteri Bulut, şunları ifade etti: “1 Mart’tan bu yana uygulanan ‘kontrolsüz normalleşememe’ halinin ne denli başarısız olduğunun ifadesidir. Yeni kısıtlamalar adı altında alınan önlemler de iktidarın pandemi sürecine dönük bilimdışı bir anlayışın ürünüdür. Alındığı söylenen önlemler, ölümleri durdurmayacak, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşullan değiştirmeyecektir. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir. Yaşadıklarımız Gabriel Garcia Marquez’in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanındaki gibi her şeyin herkesin gözü önünde olmasını andırıyor. Böyle olacağını başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün yönetenler biliyordu. Ancak tüm uyanlarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyretmekle yetindiler. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgın yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar, ‘aşı umudu tacirliği’ yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar. …Bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı, meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı

“Yaşamak yaşatmak istiyoruz”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganlarının atıldığı açıklamada DİSK, KESK, TMMOB, TDB, Genel Sağlık-İş Sendikası, ASMMMO, Halkevleri, TKP, Sol Parti, EMEP, CHP ve HDP temsilcileri birer konuşma yaptı.

Açıklamada atılması gerektiği söylenen acil önlemler ise şöyle sıralandı:

  • Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır.
  • Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.
  • Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.
  • Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.
  • Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.
  • Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.
  • Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.

İstanbul’da hekimler, Çemberlitaş tramvay durağı yanında basın açıklaması yapmak istedi ancak polis engel oldu. Ellerinde “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” yazılı pankart taşıyan sağlık emek ve meslek örgütleri üyesi sağlık emekçileri Sultanahmet’te açıklama yapmaya başladı. Ortak açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Güray Kılıç, şunları kaydetti: “Alındığı söylenen önlemler, ölümleri durdurmayacak, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştirmeyecektir. Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün ortalama bir ilimizin nüfusu kadar yurttaşımızı hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir.”

***

TTB Merkez Konseyi üyeleri geride kalan hafta içerisinde CHP, HDP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Emek Partisi, Sol Parti ve Halkevleri’nin temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Fincancı, siyasi parti temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerin amacına ilişkin ise şöyle konuştu: “Biz bir meslek örgütüyüz. Bizim salgına dair bir takım önlem önerilerimiz var. Aslında bunun duyulması yalnızca bizimle sınırlı kalmamalı. Bunun duyulması ve toplumun da bu öneriler doğrultusunda yaşam haklarını talep etmeleri için siyasi partilerin adım atması gerekiyor. Siyasi partilerin de toplumun bileşenlerine bu çağrıyı iletmeleri, Türkiye’de çoğunluğun bu iktidar tarafından alınamayan önlemlere dair talepte bulunmasının sağlanması gerekiyor. Bu nedenle siyasi partilere bir çağrıda bulunduk. Sağlığın toplumsallaşması için de siyasi partilerin bizim önerilerimizi desteklediğine dair bir görünürlük gerekiyor.”

Fincancı, “AK Parti’den randevu talebiniz oldu mu?” sorumuza ise, “Hayır” yanıtını verdi ve bunun nedenini şu ifadelerle açıkladı. “Çünkü bu önlemlere dair alınmayan kararlar bu partinin iktidarda olması sebebiyle onların sorumluluğundadır. İktidara biz, Sağlık Bakanlığı nezdinde taleplerimizi sürekli iletiyoruz. Bizim muhatabımız sağlık alanında otorite diye var sayılan Sağlık Bakanlığı olmalı. Sağlık Bakanlığı’na randevu talebinde bulunduk.  Her ne kadar önlemlerin açıklanmasına dair çalışma Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmayıp Cumhurbaşkanlığı’na söz devredilse de biz bunun uygun olmadığını ifade ediyoruz. Sağlık Bakanlığı siyaset adına sağlık otoritesidir.”

TTB Merkez Konseyi yönetimi ile Covid-19 İzleme Kurulu Üyeleri’nin 2020’nin Eylül ayında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yla görüşme gerçekleştirdiğini, geride kalan süreç içerisinde oluşturulan randevu taleplerine olumlu yanıt alamadıklarını belirten Fincancı, “’Son yaşanan ciddi artış karşısında salgınla mücadele için üstümüze düşen sorumluluğu yerine getireceğiz’ demek üzere randevu istedik ama ne yazık ki yanıt alamadık” dedi.

Salgın kontrolü ile ilgili önerilerini Fincancı şu şekilde dile getirdi: “Biz TTB olarak tam kapanma demiyoruz. Bu konuda özenli davranmak gerekiyor. ‘İnsanları evine kapatın’ da demiyoruz. Biz toplu bulunulan alanların kapatılmasını, zorunlu üretim dışında üretimin durdurulmasını, fabrikaların, atölyelerin, AVM’lerin kapatılmasını ve bu nedenle ekonomik kaybı olacak tüm çalışanların, esnafın kayıplarını karşılayacak bir destek sağlanmasını talep ediyoruz. Yaygın taramayla temaslılar da dahil olmak üzere ilk vakaya ulaşarak karantina uygulamalarının etkili bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Temaslı olmayanların fiziksel mesafeleri koruyarak bireysel hareketliliği toplu taşıma kullanmadan sürdürebilecekleri koşulları öneriyoruz.“

***

DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge, Avrupa’da yaşamını yitirenlerin sayısının geçen hafta 1 milyonu aştığını belirterek “Bölgemizde durum ciddi. Her hafta 1,6 milyon yeni vaka bildiriliyor. Yani saatte 9 bin 500, dakikada 160 kişi.” uyarısında bulundu.

***

Covid-19 pandemisi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 140 milyona, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 3 milyona dayandı. Dünya genelinde yeni vaka sayısı rekor üstüne rekor kırıyor. Son 24 saatte 837 bin 577 kişiye Covid-19 tanısı kondu, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 13 bin 858 kişiye yükseldi. Günlük vaka bildiriminde Hindistan 200 binin üzerinde seyrediyor. Hindistan ile birlikte Brezilya, ABD ve Türkiye ilk dördü paylaşmaya devam ediyor. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: Hindistan (216.9 bin), Brezilya (80.5 bin), ABD (74.5 bin), Türkiye (61.4 bin), Fransa (38 bin), Almanya (30.6 bin), İran (25.1 bin), Arjantin (25 bin), Polonya (21.1 bin), İtalya (17 bin), Kolombiya (16.9 bin), Ukrayna (16.4 bin), Peru (13.3 bin) ve Filipinler (11.4 bin).

Günlük ölüm sayısında artış da pandeminin ağır seyrettiğini gösteriyor. Pandeminin yüksek can kaybına yol açmaya başlayan ülkeler şunlar: Brezilya (3,774 ölüm), Hindistan (1,183 ölüm), ABD (815 ölüm), Polonya (682 ölüm), Meksika (518 ölüm) ve Ukrayna (433 ölüm).

***

Türkiye’de salgın tırmanışını sürdürüyor. Yeni vaka, ağır hasta, aktif hasta ve can kaybı yüksek hızda devam ediyor. Yeni vaka sayısı 61 bin 400 kişi. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 297 kişi, günlük can kaybında 300 eşiği aşılacak görülüyor. Turkuaz tabloda eleştirilere rağmen ısrarla yer verilen yeni hasta sayısı tırmanışa geçerek 2,845 kişiye yükseldi. Toplam vaka sayısı 4 milyon 87 bin kişiye yaklaşırken toplam can kaybı 35 bin 35 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 318 binin üzerinde. Turkuaz tabloda aktif hasta sayısı yer almıyor. Günlük aktif hasta sayısını Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.

Worldmeters’a göre Türkiye’de 500 bini geçen aktif hasta sayısı rekor kırmaya devam ediyor. Dün aktif hasta sayısı 516 bin 886 kişiye yükseldi. Aktif hasta sayısındaki dizginlenemeyen bu yükseliş, bulaş tehdidinin daha da artacağını gösteriyor. Ağır hasta sayımız ise 3 bin 80 kişiye yükseldi. Aktif vakanın yükselmesi ile %0.6’ya kadar düşen ağır hasta oranı dünya ortalamasının (%0.4) halen bir buçuk katından daha fazla! Yüksek ölüm hızının yüksek ağır hasta oranı ile ilişkili olduğunu, ölümlerin daha da artacağı uyarısı ısrarla vurguluyoruz.

***

Hükümet, yeni alınan Koronavirüs önlemlerinin sonuçlarını iki haftalık ve bir aylık periyotlarla izleyecek. Vaka sayılarının iki haftada yüzde 50’ye yakın gerilemesi bekleniyor. Daha sert önlemlere ağır hasta sayısına göre karar verilecek. Ağır hasta sayısı 5 bine ulaşırsa yeni önlemler gündeme gelecek. Kısıtlamalar sonucunda vaka sayısının iki haftada yüzde 50 gerilemesi, 30 günde ise 20 binin altına inmesi bekleniyor.

***

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi yoğun bakım ünitesindeki 559 yataktan 490’ı dolu. Başhekim Yardımcısı Dr. Arslan Çoban, artan vakalarla birlikte yoğun bakımlarda oluşan doluluğa dikkat çekti: “Bugün itibariyle 559 yatak ayrılmış durumda. Bunların 490 tanesi şu an dolu, 151 tanesi bunun yoğun bakım yatağı ve bunların içinden 6 tanesi de çocuk yoğun bakım için ayrılmış durumda. 59 hasta da entübe durumda. Toplam servis olarak hastanenin değişik bölümlerinde 11 tane yoğun bakım 21 tane de Covid servisi olarak hizmet veriyor. Ama ihtiyaç olursa dediğim gibi her gün yeni servisler eklenerek gidiyor. Ama inşallah daha fazla ihtiyaç olmaz. Bir yerden bu üçüncü dalga döner.’’ Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Merve Arı da sürecin sağlık çalışanlarını yorduğunu vurgulayarak, kısıtlamaların kalktığı an servislerin tamamıyla dolduğunu söyledi. Arı, “Kısıtlamalar kalktığı an servislerimiz tamamen doluyor. Şu an full dolu. 24 hasta bakıyoruz. Yine keza aynı şekilde diğer servislerimiz de açtık. 11-12 servisi yoğun bakıma çevirdik. Azalmaya başladığında kapattığımız servisleri tekrar aynı hızla açtık. Aynı hızda biz de devam ediyoruz” dedi.

***

Günlük vaka sayıları 60 bin sınırına dayanırken, Türkiye’nin kırmızıya boyalı neredeyse her ilinin yoğun bakım servislerinde yatak bulunamıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Giresun, Adana, Tekirdağ, Bursa ve Diyarbakır… 8 ildeki sağlık emekçileri, illerdeki son acil servis ve yoğun bakım tablosunu Evrensel’e anlattı:

  • Yer olmadığından dolayı Şişli’den Silivri’ye bile hasta yönlendiriliyor.
  • Birçok hastane elektif ameliyatları (aciliyeti olmayan, ertelenebilir) durdurmuş durumda.
  • Ya bir hasta taburcu olacak ya da hayatını kaybedecek, o şekilde yer açılıyor.
  • Ameliyathaneler dahi yoğun bakım ünitelerine çevriliyor.
  • Giresun’da trafik kazası, bıçaklanma gibi başka hastalıklardan dolayı yoğun bakım ihtiyacı olsa yoğun bakım yatağı yok.
  • Yoğun bakımlarda da neredeyse bir hastayı kaybettikten sonra yeni hasta alır duruma geldik.
  • Bu yoğunluk tablosu, son bir haftada ağırlaştı.

https://www.evrensel.net/haber/430746/8-ilden-yogun-bakim-halleri-yer-acilmasi-icin-hasta-ya-taburcu-olacak-ya-olecek

***

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, bazı özel hastanelerin yatışlı Covid hastalarından para aldığını belirterek, “İstanbul ve Ankara’da bazı hastaneler Covid hastalarından günlük 5 bin TL istiyor. Ücret yasal olmadığı için de para nakit alınıyor, fatura kesilmiyor” dedi. Emir, tedavi sürecinin uzaması ve farklı kalemlerin eklenmesiyle birlikte 10 günlük tedavi için bir hastadan 80 bin TL’ye kadar ücret alınabildiğine dikkat çekti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı göreve çağıran Emir, “Bakan isterse, bu hastanelerin listesini kendisine verebiliriz” dedi.

***

Türk İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu ve Bilim Akademisi üyesi de olan Prof. Dr. İhsan Gürsel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bugünkü 61 bin 400 vaka ve 300’e yakın ölümün çok acı olduğunu dile getirerek, şunları ifade etti: ”Bu sayılar sadece yüzde 50-70 daha bulaştırıcı olan İngiliz varyantı ile açıklanamaz. Artık bu vakalar Türkiye’de dolaşan bize özgü yeni varyant(lar)ın olduğunu önermektedir. Hasta örnekleri çok daha hızlı ve birçok merkezden dizilenmeli.”

***

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokul ve ortaokullarda uzaktan eğitime geçiş sürecine ilişkin usul ve esasları belirledi. Kararda, birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan ilkokullar ile köy ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki ilkokullar dahil olmak üzere tüm resmi ve özel ilkokulların 1, 2, 3 ve 4. sınıflarında tam zamanlı uzaktan eğitime geçilecek. Tüm resmi ana sınıflarında da eğitime uzaktan devam edilecek. Köy ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki resmi ve özel ortaokullar ile imam hatip ortaokulları da dahil olmak üzere tüm ortaokulların 5, 6 ve 7. sınıflarında da tam zamanlı uzaktan eğitime geçilecek.

***

Alınan önlemler, getirilen kısıtlamalar ve salgındaki son durumu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Dr. Meltem Günbeği değerlendirdi. Günbeği, ‘’ Okulu kapatıp hastanede polikliniklerde kısıtlamaya gittiler ama fabrika ve AVM’yi kapatmadılar. Toplum bunu görmüyor mu? …devlet açıkça saat 7’ye kadar virüsü birbirinize bulaştırın akşam 7’den sonra da o virüsü evde birbirinize bulaştırın diyor. Bunun için ramazanı beklemesi çok büyük bir sıkıntı. 3 haftadır neyi bekliyordunuz? Bu arada her gün ölen 250-260 kişi oldu. Bu virüsle randevulaşmadır. Şu an aşılananlar evde aşılanmayanlar ise dışarıda. Bu daha fazla riski demek” dedi. Sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için önceliklerle ilgili Günbeği şunları söyledi: “Sağlık Bakanı salgının başından beri maske mesafe ve hijyen diyordu. Maskeyi temin edemediler. Çalışma yaşamında da mesafeyi temin edemiyorlar. Hijyenin ise zaten bilimsel olarak sadece yüzeylerden teması dışında pek bir durum söz konusu olmadı. Geriye ne sunuyorsunuz halka? Bugün hala ciddi bir filyasyon ve temaslı takibi hala yapılmıyor. Bugün yapacakları şey ciddi bir temaslı takibi yapmak. Kalabalık kapalı mekanları tamamen kapatmak. Kapatamadıkları ve mecburi üretimin olduğu yerlerde de o mesafeyi yönetenlerin sağlaması. O yüzden Sağlık Bakanlığı’na mesajımız, mesafeyi de, gelir desteğini de, temaslı takibini de siz yapmak zorundasınız. Salgın tedbirlerini yürütmesi için sağlık, emek, meslek örgütlerinin ve toplumun yerel yönetimlerinin de sürece dahil olması gerekiyor. Bir an önce yerel yönetimlerle il bilim kurulları oluşturarak başta TTB olmak üzere o illerdeki tabip odalarının dahil olacağı, toplumu karar alma sürecine katarak tedbirler alınması gerekiyor.”

***

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), pandemi kısıtlamalarına dair açıklama yaptı. Yazılı açıklamada, resmi rakamlara göre COVID-19’dan 391 sağlıkçı ve 35 bin vatandaşın önlenebilir bir hastalıktan dolayı “çarkların dönmesi uğruna” hayatını kaybettiği ifade edildi: “Hiçbir emekçinin salgının kontrol altına alınamamasında sorumluluğu yoktur. Küresel salgın yönetiminin sorumluluğu devletlerin sorumluluğundadır. Vatandaşların sağlık ve güvenliğinden sorumlu olanlar, onlara sorumluluk yükleyemezler. Yasaklar değil, gerçek ve bilimsel önlemler alınmasını, sosyal devlet olmanın gereklerinin yerine getirilerek ödediğimiz vergilerin akıtıldığı muslukların kesilmesini ve tüm yurttaşların sosyal koruma şemsiyesinin altına alınmasını istiyoruz.”

***

HDP pandemide halkın desteklenmesi için kanun teklifi verdi. Teklifle işsizlere 3 ay 3 bin TL doğrudan gelir desteği sağlanması, en düşük emekli maaşının 3 bin TL’ye yükseltilmesi öngörülüyor.

***

Nisan ve mayıs aylarında ücretsiz izne çıkarılanlara verilmesi planlanan desteğin kapsamı genişletildi. AKP’nin Meclis’e sunduğu düzenlemede, yalnızca yeme-içme sektöründe çalışan, nisan ve mayıs aylarında ücretsiz izne çıkarılanlara günlüğü 50 liradan aylık 1500 lira destek verilmesi öngörülmüştü. Meclis’e görüşmeleri süren düzenleme için ek önerge verildi. Yeni önergeyle, yeme-içme sektörüne ek olarak çok sayıda sektör de destek kapsamına alınıyor. Ayrıca halen nakdi ücret desteği alan kişiler için de destek tutarı, 39 liradan 50 liraya çıkarılıyor.

***

Covid-19 salgını nedeniyle karantinaya alınan umrecilere ilişkin verilerde çelişki olduğu ortaya çıktı. Umreden 15 Mart 2020’de dönen 10 bin 330 kişinin karantinaya alındığını belirtilse de Diyanet’in verileri, yalnızca 2 bin 867 kişinin karantinaya alındığını ortaya koydu.

***

Salgınının İstanbul’daki hava kirliliğine etkisi üzerine yapılan bir araştırma önceki yıla göre hava kirliliğinde yüzde 10 azalma olduğunu ortaya koydu. Aynı döneme göre, kentte hava kirliliği sadece Esenler’de yüzde 1 artış gösterdi. Kentte bir yıl öncesine göre hava kirliliğinin en fazla azaldığı ilçelerin başında yüzde 24 ile Esenyurt yer alırken, bunu yüzde 21 ile Başakşehir, yüzde 18 ile Ümraniye ve yüzde 15 ile Fatih izledi.

***

Koronavirüsün şimdiye kadar çocuklarda ve bebeklerde ağır seyretmediği belirlense de, Brezilya’da 1300 bebeğin virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu yaşamını yitirmesi tartışmalara neden oldu. Brezilya’da 2020’nin Şubat ayı ile 2021’in Mart ayı arasında Covid-19 nedeniyle, 9 yaşın altında en az 852 çocuk yaşamını yitirdi. Bunlardan 518’i bir yaşın altındaki bebekler. Bu veriler, Brezilya Sağlık Bakanlığı’na ait. Dr. Marinho, bunun iki katından daha fazla sayıda çocuğun Covid’den öldüğü görüşünde. Covid testi yeterince yapılmadığı için sayıların düşük çıktığını söylüyor. Akut solunum yetmezliği nedeniyle yaşanan ölümleri yıllara göre karşılaştıran Dr. Marinho, geçtiğimiz yılların ortalamasından 10 kat daha fazla çocuk ölümü olduğunu buldu. Buna göre, virüs nedeniyle 9 yaşın altında 2 bin 60 çocuk öldü. Bunların 1302’si bebek.

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56757506

***

Japon hükümetinde Başbakan Yoshihide Suga’dan sonra ikinci en güçlü isim olan Liberal Demokrat Parti Genel Sekreteri Toşihiro Nikai, ülkede koronavirüsün daha da yayılması durumunda, Tokyo Olimpiyatları’nın tamamen iptali seçeneğinin düşünülebileceğini söyledi. Üç Japon bilim insanı bu hafta ünlü İngiliz tıp dergisi The British Medical Journal’da hakemsiz yayımlanan bir makale kaleme alarak şu aşamada 2020 Tokyo Olimpiyatları’nı düzenlemenin güvenli ve etik olmayacağını savundu, Olimpiyatlar’ın bilimsel ve ahlaki değerler göz ardı edilerek iç politika ve ekonomi malzemesi yapılmasına karşı olduklarını söyledi.

***

Almanya’da, Robert Koch Enstitüsü’nden (RKI) önlemlerin daha da sıkılaştırılması çağrısı geldi. RKI Direktörü Lothar Wieler, ‘dramatik’ diye nitelediği üçüncü dalganın hâlâ ‘kontrolden çıkmış’ durumda olduğunu belirterek sosyal mesafe tedbirlerine uyulmasını istedi. Daha hızlı yayılan B117 isimli İngiliz varyantının Almanya’da artık vakaların yüzde 90’ını oluşturduğunu söyleyen Wieler, yoğun bakım doluluk oranlarının ikinci dalganın zirve yaptığı ocak ayındaki rekor seviyeleri geçebileceği uyarısında bulundu. Wieler yeni hastaların büyük çoğunluğunun 15-49 yaş arasında olduğunu söyledi. Wieler, yaş ortalamasının ilk iki dalgaya kıyasla çok aşağılara indiğini, giderek daha fazla genç insanın yoğun bakımda tedaviye ihtiyaç duyduğunu anlattı. Alman yetkili, 90 yaş üzerindeki vakaların da son günlerde artmaya başladığını söyledi.

***

İsveç’in en büyük sendikası Unionen’in yaptığı araştırmalar, işverenlerin kısa çalışma uygulaması sırasında emekçilerin mesleki eğitimlerine yatırım yapmadığını gösterdi. Her 10 çalışandan sadece 2’si kısa çalışma ödeneği alırken eğitime gönderildiklerini söyledi.

***

Şili, birkaç ay öncesine kadar aşılamada çok iyi bir performans sergilemekle övünürken son günlerde koronavirüs krizinin tekrar şiddetlenmesiyle yüz yüze geldi. 9 Nisan’da ülke günlük 9 bin koronavirüs vakasıyla yeni bir rekor kırdı. Bir önceki zirve ise geçen haziran ayında 7 bin vaka ile olmuştu. Yoğun bakım üniteleri tekrar yoğun bir döneme girdi; bu yüzden ülke sınırlarını ikinci defa kapattı. Şili’ye sadece oturma izni olanlar giriş yapabilirken ülkenin 18 milyonluk nüfusu dışarı çıkamıyor. Çok sayıda kişi Şili Devlet Başkanı Sebastián Piñera hükümetini koronavirüs kısıtlamalarını erken kaldırmakla suçluyor. 2020’de mart ayından kasıma kadar ülke sınırları kapalı kaldı, katı sokağa çıkma kısıtlamaları uygulandı. Kasım ayında yedi günlük ortalamalar 1.300 vakaya düşünce sınırlar tekrar açıldı, Şililere daha rahat seyahat etmeleri için izin verildi. Restoranlar, mağazalar ve tatil beldeleri açıldı. Ancak aşılama hızlı olsa bile sadece aralık ayının sonunda sağlık çalışanları ve 90 yaş üzerindekilerin aşılanması gerçekleştirilmişti. Bu yüzden ocak ve şubat ayında çok sayıda Şilili akrabaları, aileleri ve arkadaşlarıyla tatil için görüştüklerinde henüz daha aşılanmamışlardı. Brezilya’da oluştuğu düşünülen mutant virüslerin ülkeye varması da sorunu büyüttü. Verilere göre Şili’de 7,4 milyon kişi aşının ilk dozunu olsa da ikinci dozda bu veri 4,3 milyon kişide kaldı. Ülkenin yüzde 93’ü Çin’de üretilen CoronaVac aşısını vuruldu. Şili Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma CoronaVac aşısının ikinci dozdan iki hafta sonra koruyuculuğunun yüzde 56,5 olduğunu ortaya koydu. Şili Üniversitesi rektörü Ennio Vivaldi, düzenlediği basın toplantısında ilk doz CoronaVac aşısının neredeyse hiçbir etkisinin olmadığını söyledi.

 

[su_box title=”AŞI TARTIŞMALARI” box_color=”#b8e324″][/su_box]

Koca, paylaşımında şunları kaydetti: ”Son iki günde, açılan aşı kapasitesinin çok az bir bölümüne randevu alındı. Hastanelerimizde gece saat 24’e kadar aşı randevusu verilmektedir. Gündüz vakit bulamayanlar için iftardan sonra aşı olma imkanı var.’’

Sağlıkta Dönüşüm Programı Covid-19 aşılama programında bir kez daha çuvalladı. Başvuruya dayalı zihniyet nedeniyle ellerinde aşı olsa da yapamadılar. Geçen hafta da aşıya gelmeyen kişiler nedeniyle boşa giden aşılar gündem olmuştu. Covid-19 salgın kontrolünde parçalanmış birinci basamakta yaşanan sorunlar (olası vaka bulmaya yönelik stratejinin olmaması, kendi haline bırakılan tanıya yönelik test çalışması, yapılamayan filyasyon, az sayıda temaslı tespiti, temaslı izlemlerinin yetersizliği ve başarısız izolasyon politikaları gibi) ciddi başarısızlığa yol açtı. Benzer şekilde etkin yürütülemeyen aşı çalışması da ağır bedeller ödetmeye devam ediyor.  Sorunun kaynağı olan aşı uygulamasının vatandaşın aktif başvurusunu gerektirmesi halk sağlığı açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Birinci basamakta topluma dayalı, bölge ve nüfus esaslı, bütünlüklü bir ekiple ve toplumun katılımının öne çıkartıldığı yaklaşımın benimsenmemesi salgın kontrolünde ciddi sorunlar yaratmaya devam ediyor. Salgın kontrolünde sermaye yanlısı tek adam rejimi, salgını hastanede karşılamaya stratejisi ve neoliberal reformlar ile kaosa sürüklenen birinci basamak ağır bedelin ana sorumluları arasındadır. Sorumlu 84 milyon değil, bu politikalarının müsebbibi tek adam rejimidir.

***

İstanbul’un Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, şu anda 60 yaş üstü ile kronik hastalara aşı yapıldığını, 40 yaş üzerine aşı yapılması için yaklaşık 20 milyon kişinin daha önümüzdeki 1,5 ay içerisinde aşılanmış olması gerektiğini ifade etti: “İkinci dozlarını da yaptırmış kişileri aşılanmış kabul ediyoruz, yani 20 milyonun aşılanması için 40 milyon doz aşıya ihtiyaç var. İki doz arasında da en az 15 gün süre geçmesi gerekiyor. Bakanın açıkladığı gibi bir aşılama yapmak mümkün ancak bunun için elimizde aşı olması gerekiyor. Şu anda günlük aşılama 120 bin civarında maalesef… Bu süreç hızlandırılabilir ama bunun için hızlıca aşıların gelmesine ihtiyaç var. Hızlı aşılama mümkün, yeter ki aşı çeşitliliği sağlanarak gerekli doz aşılar getirilsin.”

***

Yurtdışına 399’dan Euro’dan başlayan fiyatlarla “aşı turu”. Sosyal medyada kısa bir araştırmayla onlarca tur acentesinin reklamını görmek mümkün. Moskova, Dubai, Londra, Belgrad ve New York… Hizmetin kapsamı sadece aşıyla sınırlı değil. Öyle ki dünya çapındaki kapanmaya rağmen acenteler düzenledikleri tur kapsamında insanları götürdükleri ülkede transfer, konaklama, yeme-içme ve rehber gibi ihtiyaçları da karşıladıklarını iddia ediyor. Fiyatlar ise hizmetin kapsamına bağlı olarak 399 Euro’dan (15 Nisan kuruyla 3 bin 853 TL) başlıyor ve ucu açık olarak isteklerinize göre değişkenlik gösteriyor.

***

ABD’li ilaç firması Pfizer, Covid-19 aşılarını yaptıran kişilerin en geç 12 ay içinde üçüncü doz aşıya ihtiyaç duyabileceklerini duyurdu. Pfizer’in verilerinin 2 binden fazla aşılanmış kişiye dayandığı ancak korumanın 6 ay sonra devam edip etmediğini belirlemek için daha fazla veriye ihtiyaç olduğu bildirildi. Pfizer ve BioNTech, şubat ayında virüsün yeni varyantlarına karşı bağışıklık tepkisini daha iyi anlamak için Covid-19 aşısının üçüncü dozunu test ettiklerini açıklamıştı. Johnson & Johnson CEO’su Alex Gorsky de tıpkı mevsimsel grip aşıları gibi insanların her yıl Kovid-19 aşısı yaptırmaları gerekebileceğini ifade etmişti.

***

AstraZeneca’nın Covid-19 aşısına ilişkin tartışmalar sürerken, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu aşıyı tercih edeceği açıklandı. 66 yaşındaki Merkel’in, yarın aşı yaptıracağı duyuruldu. Almanya’da AstraZeneca aşısı, kan pıhtısı riski nedeniyle şu an için sadece 60 yaş üzeri için tavsiye ediliyor. Merkel’in de bu aşıyı tercih ederek, tavsiye edilen yaş grubunda bulunanlara güven vermeyi amaçladığı belirtiliyor.

***

Danimarka Sağlık İdaresi, Oxford Üniversitesi ve Britanya merkezli AstraZeneca ilaç şirketinin ortak geliştirdiği aşıyı aşılama programından çıkardığını bildirdi. Aşının uygulanmaya devam edilmesi durumunda, ölüm oranlarının ‘kabul edilenden yüksek’ olacağını belirten idare, Danimarka’nın salgını kontrol altında tuttuğu ve BioNTech/Pfizer ve Moderna’nın aşılarından yeterli sayıda tedarik ettiği, bu nedenle AstraZeneca’nın kullanımından vazgeçildiğini aktardı.

***

İsrail’de nüfusun yarısından çoğu, 5.3 milyon kişi, aşılandı. Buna ek olarak 830 bin kişi virüse yakalanarak doğal yolla bir ölçüde bağışıklık kazandı. Bu, kabaca nüfusun yüzde 68’inin vücudunda virüsle savaşacak antikor oluştuğu anlamına geliyor. İsrail’in en büyük hastanesi Şeba Tıp Merkezi’nin direktörü Prof. Eyal Leshem’e göre ülkede kısıtlamalar kaldırıldıkça vakaların düşmeye devam etmesinin tek açıklaması sürü bağışıklığı. “Kısıtlamaları kaldırılmasıyla hayatın neredeyse normale dönmesine rağmen vakalarda düşüş sürüyor” diyen Prof. Leshem sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bize bir kişi enfekte olsa bile karşılaştığı kişilerin ondan hastalık kapmadığını gösteriyor.” Üstelik vakalardaki düşüş, henüz 16 yaş altının genel aşılama programına dahil edilmemesine rağmen çocuklar dahil bütün yaş gruplarında.

***

Avrupa’da bugüne kadar 171 milyon dozdan oluşan 7 Covid-19 aşısı ve ürünü uygulandığını belirten Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Kluge, Avrupa nüfusunun yaklaşık yüzde 13’üne 1 doz, yüzde 6’sına da iki doz aşı uygulandığını aktardı. Kluge, bölgede 80 yaşın üstü kişilerde Kovid-19 ölümlerinin şubattan bu yana kademeli olarak düşerek, salgının başından bu yana en düşük seviye olan yüzde 30’a ulaştığı bilgisini paylaştı. Kluge, Yunanistan’da 100 binden fazla mülteci ve göçmen nüfusun ulusal aşılama stratejisinin bir parçası olduğunu belirterek “Yunanistan mülteci kamplarında toplu aşılama kampanyaları önümüzdeki ay planlanıyor” ifadesini kullandı

 

 

 



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...