Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ 15 EYLÜL 2020

KORONA GÜNLÜĞÜ 15 EYLÜL 2020

GÜNDEM

  • Türk Tabipleri Birliği (TTB) koronavirüs (Kovid-19) salgınından dolayı artan vaka sayısına dikkat çekmek ve yaşamını yitiren meslektaşları için tüm sağlık çalışanlarını bir hafta boyunca yapacakları eylemlere katılmaya çağırdı. TTB, yaptığı yazılı açıklamada, tüm illerdeki Tabip Odalarına yapacakları eylemlere dair çağrıda bulundu. TTB, açıklamasında, “Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatmaya devam edeceğiz”ifadelerine yer verildi.
  • Samsun’da Suriyeli Eymenh Hammamı ırkçı saldırıda bıçaklanarak katledildi.Vezirköprü ilçesinde fırın işçisi olarak çalışan Suriyeli mülteci Eymenh Hammamı (16) dün akşam saatlerinde maruz kaldığı ırkçı saldırı sırasında bıçaklanarak öldürüldü.
  • Edirne’de zorunlu askerlik yapan Doğan Çetin, iki askerin saldırısına uğradı. “Keşke Kürtçe eğitim alsaydık” dediği için hedef alındığını söyleyen Çetin’in yüzüne tüfek kabzasıyla vuruldu. Burun ve alın kemiği kırılan kaburgaları çatlayan Çetin ameliyat edildi.
  • Afyon’da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Kürt işçi Özkan Tokay, toprağa verildi. Askerler, HDP Milletvekili Sarısaç ve beraberindeki heyetin mezarlığa girişine engel oldu
  • Urfa’nın Viranşehir ilçesinde 4 Eylül günü gözaltına alınan ve gözaltında işkenceye maruz kaldıkları kamuoyuna yansıyan 3 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
  •    Afrin’de bombalı saldırı meydana geldi. İlk belirlemelere göre 3 kişi hayatını kaybetti. Yapılan son açıklamada ise, hayatını kaybedenlerin sayısının 7’ye, yaralıların sayısının ise 40’a yükseldiği bildirildi.
  • TJA 4 ay sürecek kendimizi savunuyoruz kampanyasının startını bugün verdi.
  • Türk Tabipleri Birliği, 3 Eylül’de ağır çalışma koşulları nedeniyle intihar eden Dr. Mustafa Salğın’ın hayatını kaybettiğini duyurdu.
  • Ciddi bir aşı karaborsası başladı. Özellikle zatürre aşısı hiçbir yerde bulunmuyor. Durum böyle olunca da tek doz zatürre aşısını 350 TL yerine 4-5 bin TL’ye satmak isteyen uyanıklar devreye giriyor. Grip aşısında da muhtemelen aynı sorunla karşılaşacağız.
  • Ipsos’un araştırmasına göre çoğunluk (yüzde 87) sokağa çıkma yasağı uygulamasını destekliyor. Ankete katılan vatandaşların yarısı son dönemde toplu taşımayı nadiren kullanıyor ya da hiç kullanmamaya çalışıyor. Bu oran son hafta içinde ise yüzde 60’ı aşmış durumda.

MEVCUT DURUM -SALGININ KONTROL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI

  • DSÖ’nün Avrupa direktörü Hans Kluge, koronavirüsü vakalarındaki artışın ölümlere yansımasının kaçınılmaz olacağını söyledi. Kluge, “Durum daha da zorlaşacak. Ekim ve kasımda daha fazla ölüm göreceğiz” dedi. “Sürekli şunu duyuyorum, ‘Aşı pandeminin sonunu getirecek’. Tabii ki hayır! Aşının bütün nüfus gruplarına yardım edip etmeyeceğini bile bilmiyoruz. Bir grubun işine yarayacağına, diğerinin yaramayacağına dair işaretler alıyoruz. Ve, farklı aşılar sipariş etmemiz gerekirse, tam bir lojistik kabus yaşanacak. Pandeminin sonu, bizlerin bir toplum olarak onunla nasıl yaşayacağımızı öğrendiğimiz an gelecek. Bu bize bağlı” diye konuştu.
  • Dünya genelinde toplam vaka sayısı 29.5 milyona dayandı. Haftanın ilk günü dünya genelinde yeni vaka sayısı 242 binin üzerinde gerçekleşti. Bildirimle ilgili sorunlar yeni vaka sayısına yansıyor. Bazı ülkelerde düşüş bazı ülkelerde artış görünüyor. Günlük vaka sayısının yüksek olduğu 10 ülke: Hindistan (81.9 bin), ABD (38.1 bin), Brezilya (19.1 bin), Arjantin (9.9 bin), Fransa (6.2 bin), Kolombiya (5.6 bin), Rusya (5.5), İsrail (4.8 bin), Filipinler (4.7 bin), ve Meksika (4.4 bin).
  • Ortadoğu’da pandemi yerleşiyor. İsrail (4.8 bin), Irak (4.2 bin), İran (2.6 bin) ve Türkiye (1.7 bin) yeni vaka sayısının yüksek olduğu ülkeler.
  • Türkiye’de Covid-19 salgını büyümeye başladı. Son 24 saatte 1,716 yeni vaka tespit edildi, 63 kişi hayatını kaybetti. Aktif hasta sayısı (25 bin 701) ve ağır hasta sayısındaki (1,301) artış devam etti. Test sayısı 112 bin 500’ü geçti.
  • İstanbul’da salgın yeniden başladı! İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Çapa’da 530 testin 81’i pozitif. Pozitiflik oranı yüzde 15’i geçti. Bugünden artık salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Ağırlıklı gençler ve maalesef zatürre oranı yüksek. Moral bozmak için değil tedbir alın diye yazıyorum. Yoksa herkes üzülecek” dedi.
  • Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü “Sağlık Bakanlığı’nın tespitlerine göre asemptomatik olarak geçirenlerin sayısı, vaka sayısının yaklaşık 10 katı. Herkes, her aile, her hane halkı, etrafında tanıdıkları arasında testi pozitif çıkan veya hastalanan bir kişi bulabiliyor artık. Yani tehdit eskisi gibi uzaktan gelmiyor. Yakın tehdit söz konusu. Etrafımızdaki çember daraldı. ”
  • Malatya’da Coronavirus tedavisinin tamamlandığı söylenilerek taburcu edilen Bektaş Kaya eve geldikten 1 saat sonra hayatını kaybetti. Kaya’nın cenazenin defnedilmesi için çağrılan belediye ekipleri gelmedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yetkililer gelmediği için ailenin tamamının Coronavirus’e yakalandığını ve cenazenin halen evde beklediğini söyledi.
  • Okullar yüz yüze eğitime geçmeye hazırlanırken, Konya’da iki eğitimci vefa etti. Konya’da ilkokul müdürleri Metin Avcı ve Atilla Ayan korona virüsü salgını vefat etti.
  • Olası vakalara yönelik hiç bir önlem alınmıyor. Ankara’dan Kırşehir’e otobüsle giderken bir gün önce yaptırdığı Coronavirus testinin sonucu pozitif çıkan 58 yaşındaki bir kişi, kent girişinde otobüsten indirilip ambulansla geri götürüldü. Otobüsteki 17 kişi de kendilerini izole etmeleri için evlerine gönderildi.
  • Ankara’nın ardından İstanbul’da da esnek mesaiye geçiliyor. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul’da kademeli mesai saatleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Mesai saatlerinde, sadece beyaz ve mavi yakalılar değil, sadece kamu değil hep beraber aynı ulaşım araçlarını en verimli ama sağlığımızla ilgili bize sıkıntı yaratmayacak şekilde nasıl kullanacaksak bunun üzerinde duruyoruz. Yakın zamanda İstanbul’a bunu paylaşacağız” dedi.
  • Esnek mesainin amacı fiziksek mesafeye uyumun sağlanması. Toplu Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı konuya şu şekilde açıklık getiriyor: “Son haftalarda metrobüs yolculukları bir günde 500 bin civarında seyrediyor. İki pik nokta yer alıyor. 50 bini sabah 08.00-09.00 arasında, 50-55 bini de akşam 17.00-18.00 arasında gerçekleşiyor. Mesai kademelendirmedeki amaç, bu pik saatleri azaltmak. Mesailer 4 gruba ayrılsa ve sabah 07.00, 08.00, 09.00 ve 10.00’da başlayan gruplar olursa 50-55 binlik rakamlar en az 20 bine düşer. Bu sayede sosyal mesafe ayarlanır, risk azaltılır.”
  • Diyarbakır Sağlık Platformu, 14 Eylül itibariyle kentte Coronavirus salgınına yakalanan sağlık çalışanı sayısının 660 olduğunu açıkladı. Platform, 174 hekim/dişhekimi, 1 diş hekimi klinik yardımcısı, 243 hemşire/ebe, 16 paramedik/ATT, 80 personel, 33 tekniker, 11 otomasyon görevlisi, 13 güvenlik görevlisi, 15 memur, 8 laborant, 2 müdür, 8 şoför, 1 aşçı, 36 sekreter, 1 raportör, 2 portör, 2 sosyal hizmet uzmanı, 4 psikolog, 1 çocuk gelişim uzmanı, 1 eczacı ve 1 fizyoterapistin salgına yakalandığını paylaştı.
  • Endonezya’nın Doğu Cava bölgesinde maske takmayı reddeden kişilere ceza olarak Coronavirus (Covid-19) kaynaklı ölünlerin mezarları kazdırıldı
  • Birleşmiş Milletler’e göre dünyada en ağır insani krizin yaşandığı Yemen’deki iç savaş 2015 yılının Mart ayından beri sürüyor. Savaş nedeniyle ülkede sağlık sistemi çöktü. Hastaneler kullanılamaz halde. Bir yandan savaş sürerken, yönetim boşluğu ve dış müdahalelere maruz kalan ülke koronavirüs salgınına da hazırlıksız yakalandı. Aden kentinde pandemi zirve noktasına ulaşırken, koruyucu malzemeleri olmayan doktorların çoğu hastaneleri terk etti.
  • ABD’de yapılan bir araştırma, dışarıda yemek yemenin Covid-19’a yakalanma riskini artırdığını ortaya koydu. Federal hükümete bağlı Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’nin (CDC) araştırmasında, Covid pozitif olan kişilerin hastalanmadan önceki 14 günde bir restoranda yemek yemiş olma oranı iki kat daha yüksek çıktı.
  • Covid-19 neoliberal sağlık reformlarını yaygınlaştırabilir, yenilerini tetikleyebilir. Dün ortak açıklama ile kamuoyu ile paylaşılan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Küresel Hazırlık İzleme Kurulu’nun (GPMB) Covid-19 salgını izleme raporu bu sinyali veriyor. Salgının, dünyanın pek çok ülkesinde sağlık sistemleri, ekonomiler ve toplumları altüst ettiğini vurgulayan DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, “Gelişmiş sağlık sistemlerine ve güçlü ekonomilere sahip ülkeler bile bunalmış durumda ancak başarılı olan ülkelerin çoğu SARS, MERS, H1N1, Ebola ve diğerleri gibi önceki salgınlardan ders almış olanlar” diye konuştu. DSÖ ve Dünya Bankasının ortak bir kurumu olan GPMB’nin eş başkanı Elhadj As Sy ise rapora ilişkin, “Covid-19 salgınına karşı mücadelede şeffaflık ve hesap verebilirlik şarttır. Güven, daha iyi sağlık sistemleri için hükümet-topluluk ilişkilerinin temelidir ancak bu güven, hükümetler ve liderler taahhütlerini yerine getirmediğinde dağılır” değerlendirmesinde bulundu. DSÖ ile DB flörtünün sağlık hizmetlerininin metalaşmasına yönelik reformlarla karşılık bulduğunun 30 yıllık tanığıyız. Bakalım bu saptamalar önümüze hangi reformları çıkaracak

 TOPLUMSAL MÜCADELE-SAĞLIK MUHALEFETİ

  • Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), salgında vakaların izolasyon süresinin 14 günden 10 güne indirilmesi ve izolasyon sonrası sürecin sonlanmasında testin kaldırılmasına ilişkin algoritma değişikliğine tepki gösterdi. Değişikliğin salgını önlemek ve halk sağlığı için değil işe dönüşleri kolaylaştırmak için yapıldığına dikkat çeken SES “İktidar kapitalizme, sağlıkta neoliberal politikalara halel getirecek tek bir uygulamada dahi bulunmamak için kararlıdır. Mevcut sağlık emekçilerine yüklenmek, her türlü çalıştırmak, posamızı çıkartmak için her yol mübah görülmektedir. Bu nedenle ölümleri önleme çabası söz konusu değildir” dedi.

 

  • Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi, pandemi tedbirleri nedeniyle açık havada yapılması planlanan sanatsal gösterilerin yasaklanmasına ilişkin bir açıklama yayımladı. AVM gibi kapalı alanların kapatılmayıp sanat etkinliklerinin iptal edilmesine tepki gösteren tiyatrocular, “Tiyatromuzu yaşatmak ve yaşamak için anayasal hakkımızı istiyoruz. Tüm tiyatro emekçileri için karşılıksız maddi destekler talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Pandeminin yükselişe geçmesi nedeniyle açık havada yapılması planlanan sanatsal gösterilere yasaklar/iptaller gelmeye başladı. Kuşkusuz toplum sağlığını dikkate alan her türlü önlemin yanındayız ancak yasaklama/kısıtlama söz konusu olunca her zaman ilk akla gelenin kültür-sanat etkinlikleri olması düşündürücü. Gidişat böyle olursa bu ‘boynu bükük’ sezonumuzu bir türlü açamayacağız. Şimdiden tek tek tiyatro salonları kapanıyor ya da kapanmanın eşiğine gelmiş halde. Bu durumda merkezi ve yerel yönetimlerden acil beklentilerimizi bir kez daha paylaşmak istiyoruz.

Alınan önlemler çerçevesinde iptal edilen veya ertelenen festival ya da benzeri etkinliklerde sergilenecek oyunların ücretlerinin (koşullar normale döndüğünde etkinliğin gerçekleştirilmesi şartıyla) yerel yönetimler tarafından peşinen ödenmesini istiyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmede dijital proje desteği hakkı alan tiyatroların çoğunluğunun 3 aydır süren bürokratik oyalamaya maruz kaldığını hatırlatıyor ve ödeneklerin bir an önce verilmesini talep ediyoruz.

 

  • Karadenizli aydın, siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve çeşitli çevrelerden birçok yurttaşın imzacısı olduğu, Sakarya’da Kürt işçilere dönük ırkçı saldırıyı kınayan bir açıklama yayınlandı. “Karadeniz’in karartılmasına karşıyız…” başlığıyla 130 kişinin imzasını taşıyan açıklamada, Sakarya’da yaşananların basit bir şiddet olayı olmadığına dikkati çekildi.  Saldırıların birçok açıdan kaygıları derinleştirdiğine vurgu yapılan açıklamada, “Ülkemizdeki derin ekonomik eşitsizliğin ve adaletsizliğin bir sonucu olarak her yıl çay ve fındık toplama sezonlarında Karadeniz’e gelen Kürt emekçilerine yönelik bu saldırıların basit bir şiddet olayı olmadığı aşikâr” denildi.

 

 

  • CHP, 5 Eylül’de Hatay’ın Samandağ ilçesinde başlayarak Hatay kent merkezi yakınlarına kadar ilerleyen yangın ve yangının ardından yürütülen söndürme çalışmaları ile ilgili rapor hazırladı. Yangın bölgesinde inceleme yapan CHP Heyeti, yangına geç müdahale edildiğini, Bakanlık ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki iletişim kopukluğu nedeniyle yangınla etkili mücadele edilemediğini tespit etti.

 

Raporda, 4 gün süren yangın sonucu 3500 hektarlık orman alanının yok olduğu hatırlatıldı. Havadan müdahalede geç kalınması sonucu yangının erkenden kontrol altına alınamadığına dikkat çekildi. Yangına havadan müdahalenin ilk olarak yangının çıkışından 4 saat sonra yapıldığı değerlendirilirken, bu gecikme sonucu orman yangının daha da geniş alanlara zarar vermesine yol açtığı öne sürüldü.

 

  • İntörn hekimler, Kovid-19 pandemisi sürecinde sahadaki personel açığını kapatmak için sosyal güvencesiz, çok düşük ücrete çalıştırılıyor. Kovid-19 tanısı konan intörn hekim sayısı artarken geçtiğimiz günlerde immün yetmezliği ön tanısı bulunmasına rağmen riskli birimde çalıştırıldığı belirtilen Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf Öğrencisi İntörn Doktor Merve Mercan’ın koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmesi, tıp fakültesi öğrencileri arasında tepkiye yol açtı. Ankara’nın çeşitli üniversitelerinden Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencileri, intörnlerin bir iş tanımı olmamasına, sağlık kurumlarında çeşitli angaryalara maruz bırakılmalarına ve pandemi sürecinde ucuz iş gücü olarak ön saflarda çalıştırılmalarına tepki gösterdi. Hacettepe İntörn Hekimler Komisyonunun hazırladığı bildirgede talepler şöyle:
  1. Koronavirüs ile temas riski en yüksek bölgede çalıştığımız için talep eden her intörnün izole konaklaması ücretsiz sağlanmalıdır. (yurt, konukevi vs. )
  2. Her bölümde intörnler gelmeden önce yeterli korunma malzemelerinin (N-95, cerrahi maske, siperlik) bulunması ve söz konusu malzemelerin haftalık olarak yeterli sayıda temin edilmesi gerekmektedir.
  3. Herhangi bir meslek kazası karşısında yetersiz kalan (korona dahil) intörn sağlık sigortası yenilenmeli, görev başındaki bir doktorun içeriğiyle aynı içeriğe sahip olmalıdır.
  4. Bu stresli sürecin içinde öğrenci sayılıp uzaklaştırılmak yerine doktor sayılıp görev veriliyorsa, şu an ödenen maaş kabul edilemez. Ailelerinden salgın nedeniyle ayrı kalmak zorunda oldukları için giderleri daha da artan büyük bir risk içinde neredeyse her türlü görevi üstlenen intörnler, LCME standartlarında da belirtildiği üzere en az asgari ücret olmak üzere kendilerine yetecek bir maaş almalıdır.
  5. Temas riski olan bölümlerde çalışan intörnlerin haftalık olarak testleri yapılmalı, bu testler kalabalık olmayan sağlık personeli için ayrılmış bir alanda personel için belirlenmiş saatlerde güvenli ve hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. İntörn pozitif çıkması halinde kendisi için hazırlanan konaklama yerlerinde izolasyona girmelidir. Bu riskli ortamda hizmet vermeyi kabul etmiş olan intörn bu süre zarfında devamsız sayılmamalı, intörne farklı şekillerde (ödev, makale sunumu) telafi yolları sunulmalıdır.
  6. Bu şartların kendisine sağlanmadığını ve çalıştığı ortamdaki durumun kendisi ve çevresi için faydadan çok zarar getirdiğini düşündüğü durumlarda intörne online eğitim imkanı sunulmalıdır.

 JİN

  • BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, salgının cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında on yıllardır kaydedilen “kısıtlı ve hassas” ilerlemeyi tersine çevirdiğini söyleyen Guterres, ilgili karşılık verilmezse bir neslin veya daha fazla kazanımların kaybedileceği uyarısında bulundu.Guterres, salgının başladığından bu yana kadınların, sağlıkçı, öğretmen, önemli çalışan ve aileler ile toplumlarda bakım veren kişiler olarak covid-19 ile mücadelede ön saflarda olduğunu belirtti.Sağlık çalışanlarının yüzde 70 ila 90’ının kadın olmasına rağmen bunlardan sadece yüzde 30’unun karar verebilen kişiler olarak çalışabildiğini belirten Guterres, salgının fiziksel ile ruhsal sağlığı, eğitimi ve iş gücü katılımını etkilediğini aktardı.

 

  • Diyarbakır Barosu’nun ekim ayında yapılacak 47’nci Olağan Genel Kurulu’nda yönetim kurulu adayı olan avukat Öykü Çakmak, “Daha fazla kadın yöneticinin olması baromuz ve toplum açısından refahımızı, bilincimizi, duygu ve hak mücadelesini, mesleki olarak yargıdaki durumumuzu daha iyi bir düzeye taşıyacaktır” diyerek barolarda eşit temsiliyetin olması gerektiğine çekti.

 

Diyarbakır Barosu’nun ekim ayında yapılması planlanan 47’nci Olağan Genel Kurulu çalışmaları başladı. Birçok sivil toplum kuruluşunda olduğu gibi barolarda da kadın temsiliyetinin yeterli olmadığı biliniyor. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu adayı olan ve baronun Kadın Hakları Merkezi’nde görev yürüten avukat Öykü Çakmak her alanda kadınların olması gerektiğine dikkat çekti. Öykü, eşit temsiliyet açısından “eşbaşkanlık” fikrinin baro açısından tartışılabilir bir düzeye gelmesi için görüşlerini paylaşacaklarını söyledi.

 

SİYASAL SAĞLIK- EKOLOJİK SAĞLIK

  • Sosyalist idealin yenilenmesi / John Bellamy Foster

“Zorunluluk ve özgürlük talepleriyle uyumlu biçimde yeni bir toplumsal yeniden üretim sistemi kurmayı amaçlayan sosyalist inşanın devrimci süreci, uzun erimli bir stratejinin parçası olarak kapsamlı bir “yönlendirici ilke” ve “başarı ölçüsü” olmaksızın gerçekleşemez. İşte bu noktada, Mészáros’u takiben, bugünün mücadelelerinde esaslı bir demokrasiyi de gerektiren maddi eşitlik ya da eşitler toplumu kavramı devreye girer. Böylesi bir yaklaşım, sadece onun barbar kalbinde sermayeye karşı dikilmekle kalmaz, aynı zamanda sosyalizme geçişi yarıda kesecek ve nihayetinde nafile olacak her türlü çabaya da karşı durur.”

  • İnsanlığa karşı savaş açmış bir sistem / Raul Zİbechi

“Pandemi sırasında ceremesini çektiğimiz gündelik hayatın militarizasyonunu bu bağlamda değerlendirmeliyiz. Bu düzeyde, aynı zamanda çok kısa dönemler içinde yükselen bir eşitsizliği, demokratik özgürlükler ve kurumlara esnekliği devam ettirerek sürdürebilmek mümkün değil. Latin Amerika hükümetleri tarafından uygulanan sosyal politikalar, en azından bazı ülkelerde mevcut olan kapsamlı ve düzgün sağlık ve eğitim sistemlerinin yanında bir gülümseme.”

  • Şırnak’ta devam eden yangınlara karşı yapılan açıklamada konuşan HDK Ekoloji Meclisi’nden Asrin Keleş, “Yangın hepimizin nefesini kesiyor. Bütün ekolojistleri Şırnaklıların mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

Açıklamada konuşan HDK Ekoloji Meclisi’nden Asrin Keleş, kentteki ekoloji tahribatının Haziran ayında yoğunlaştığına dikkati çekti. Yangınların yaşam alanlarına kadar genişlediğini kaydeden Keleş, haber verilmesine rağmen son dönemde yaşanan yangınlara yetkililerin müdahale etmediğini belirtti. Yangının söndürülmesinin “meşguliyet” olarak görüldüğünü söyleyen Keleş, “Yaşam alanlarını korumak isteyen halk yangına müdahale etmiştir. Yetkililer, yangına müdahale eden halkı fotoğraflayıp, fişlemekle yetinmiştir” dedi.

 

  • Tarım ve Orman Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam Sen) son günlerde artış gösteren orman yangınlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Adana’nın Kozan ve Pozantı ilçeleri, Mersin, Hatay, Osmaniye, Çorum, Ankara, Sinop, Şırnak Cudi Dağı eteklerinde ve Çanakkale Gelibolu’da toplam 6 bin 500 hektar ormanın alanın yandığını ve yangınla mücadele eden birçok personelin yaralandığı kaydedildi.

 

Binlerce hektar ormanın kül olmasının ve birçok emekçinin yaralanmasının asıl sorumlusunun, kapitalist kâr hırsı olduğuna işaret edilen açıklamada, “Yeni yatırım alanları açmak ya da Şırnak Cudi Dağı eteklerinde olduğu gibi güvenliği sağlamak gibi gerekçelerle bilerek yangın çıkaran baskıcı, ihmalci ve rantçı zihniyettir. Bu zihniyetteki Endüstriyel tarım, turizm, maden ve inşaat sektörleri nereyi sömüreceklerse orada faili meçhul yangınlar çıkarmakta daha sonra etkisini kullanıp yasa düzenlemelerle bu alanları orman vasfından çıkararak kendilerine alan açmaktadırlar. Yakılan ormanların yerlerinde bir zaman sonra otellerin yükselmesi, çok uluslu şirketlerin eliyle endüstriyel tarıma açılması ya da benzer işletmelerin açılması bunun göstergesidir” denildi.

  • Munzur Özgür Aksın Meclisi öncülüğünde sivil toplum, çevre-ekoloji örgütleri, siyasi partiler, sanatçı, yazar, aydın, dernek, sendika, insan hakları savunucuları, Munzur imara açılmasının yolunu açacak peyzaj düzenlemesinin durdurulmasını isteyen bir bildiri yayınladı.“Munzur Gözeleri’nin talanına hayır” başlığıyla yayınlanan bildiride, Munzur Özgür Aksın Meclisi’nin Dersim’de çevre tahribatı yaratan projelere karşı yürüttüğü mücadeleye işaret edilerek, “Munzur Özgür Aksın Meclisi’nin istemleri de bir bütün olarak halkın istemleri olmakla birlikte bu sürecin bir parçası ve meşru zeminidir. Bu süre zarfında ilimizde birçok proje gerçekleştirilmek istenmiş bir kısmı hem hukuki hem fiili mücadele ile durdurulmuş veya iptal edilmiş ise de bir kısmının da gerçekleştirilmesine engel olunamamıştır. Sermaye ile doğa arasında süregelen bu çelişki günümüzde de amansız bir şekilde devam etmektedir. Bilindiği üzere coğrafyamızın önemli bir sembolü olan Munzur; vadisi, nehri ve dağlarıyla sermayenin açık hedefi olmuştur. Kaynağını binlerce yıllık doğal ve jeolojik yapısı ile Alevi-Kızılbaş inancının merkezi olan Munzur Gözeleri sermayenin yeni hedefi haline gelmiştir” denildi.

 

  • Kazdağları’nda Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni Projesi’yle ilgili yarın ‘halkın katılım toplantısı’ gerçekleşecek. Kazdağları’nda 350 bin ağaç kesen Alamos Gold’un şirketinin 6 bin 130 dönümlük çalışma alanı olduğunu hatırlatan Avukat İsmail Hakkı Atav, “6 bin 130 dönümlük proje alanı için kestiği 350 bin ağaç üzerinden orantı kuracak olursak, 3, 5 milyon civarında ağaç kesilecek” dedi.

 YENİ YAŞAMIN İNŞASI

  • Venüs’ün etrafını çeviren bulutlarda canlı mikroorganizmalar olabileceği öne sürüldü.İngiltere’de Cardiff Üniversitesinden Prof. Jane Greaves liderliğindeki uluslararası bir gök bilimci ekibi, Venüs’ün atmosferinde oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroplar tarafından üretilen fosfin gazı keşfetti.Çalışmaların sonunda gezegenin atmosferinde tespit edilen fosfin için yaşamın varlığı dışında bir açıklama olmadığı sonucuna varıldı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Dr. William Bains’in fosfin üretmenin doğal yolları üzerine yaptığı çalışmada, Venüs’ün atmosferinde tespit edilen miktarı üretmenin mikroorganizmalar dışında başka bir yolu olmadığı belirtildi.

 

  • Koronavirüsten dolayı Hong Kong çevresinde yüksek hızlı feribot trafiğinin durmasının ardından nadir olarak görülen ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Hint-Pasifik kambur yunusların sayısında artış gözlemlendi.

 

St. Andrews Üniversitesi’nden deniz bilimci Lindsay Porter, Çin’in beyaz ve pembe yunusları olarak da bilinen memeli hayvanların Hong Kong ile Makao arasında gidip gelen feribotlardan uzak durmak için gelmekten vazgeçtikleri İnci Nehri Deltası’nın bazı bölümlerine geri döndüğünü söyledi.

 

GÖRÜŞLER

  • Ankara’da günlük vaka sayısı 4000’ e dayandı. Birçok hastahane dolum kapasitesini aşmış durumda ve sağlık çalışanları hastahaneye hasta yatışı için hastalar arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Hastahanelerde sağlıkçıların mecbur kaldığı ‘hasta seçme’ durumunun benzeri şu an fabrikalarda ve işletmelerde yaşanıyor.

Ankara’da birçok fabrikada vakalar %20-%25 oranına dayandı. Bu durum işçiler arasında büyük tedirginlik yaratıyor. Çalışma saatlerinin fazla olduğu, yakın temasın yoğun olduğu ve filyasyonun yapılamadığı bu gibi ortamlarda önlemin sadece dezenfektan ve maskeyle sağlanamayacağıda aşikardır.

İşletmelerde vaka oranın bu kadar yoğun olduğu bu zaman diliminde sağlıkçılar filyasyonu yapmakta zorlanmaya başladı. Pozitif vaka çıkan çalışanın yakın temaslı/ temaslı sorgulaması yapıldığında işverenler tarafından doğru bilgi verilmemeye başlandı. Sağlıkçılar bu bilgiye eriştiği zaman ise işveren tarafından baskı uygulanarak yakın temaslının gönderilmemesi istenmekte. Sağlıkçıları olması gerekeni yapmamaya zorlayan bu davranış işçi sağlığı için büyük bir sağlıksızlık yaratıyor.  

EKLER

 

  • KOPUŞ / Şebnem Korur Fincancı

“İşkence ile mücadele tarihimde, her zaman işkence görenle ilişkilendirildiğim, işkenceyi şikayet konusu yapanlar da büyük bir çoğunlukla siyasi nitelikte davaların sanıkları olduğu için örgütten örgüte savrulan bir kimliğe büründüğümden yabancısı olmadığım bu ölçüsüzlük hali yaşadığımız bu özel zaman diliminde her alana sirayet etmiş durumda. Hanidir avukatlar savundukları üzerinden tanımlanan suçların faili kılınmış, adil yargılama hakkını cezaevinden savunmak zorunda bırakılmış, duyuramadıkları seslerine bedenlerini katıp ölümlerine seyirci kalınmıştı. Şimdi yeni bir furyada gene onlarca avukatın savundukları ile yer değiştirmesine tanıklık ediyoruz. Toplumun, avukatla sanığın kimliğini öne çıkaran bu ölçüsüzlüğü kimlikler üzerinden değil, yargılamanın meşruluğunu yitirmesi üzerinden değerlendirdiği gün yeni bir gerçekliği gözler önüne sermeyi hedefleyen kopuş savunmaları ölçüsünü yitiren bu dünya için farklı anlamlar taşıyabilir.”

https://www.evrensel.net/yazi/87150/kopus



İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...