Home / KORONA GÜNLÜKLERİ / KORONA GÜNLÜĞÜ (09 ARALIK 2020)

KORONA GÜNLÜĞÜ (09 ARALIK 2020)

  • Salgın yönetilemiyor! Sağlık emekçileri tükenmeye, ölmeye devam ediyor!
  • İzmir S.B.Ü. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin İber, İzmir’de özel bir hastanede çalışan Psikiyatri Uzmanı Hamdi Kandilcioğlu ve Konya’da yaşayan eczacı Nazım Yiğit Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Hatay’da son bir haftada 7 sağlıkçı hayatını kaybetti.
  • İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporu sağlıkçı ölümlerini ortaya koydu. Kasım ayında en az 294 ‘’işçi cinayeti’’ yaşandı. En çok ölüm sağlık sektöründe. Ölenlerin yüzde 54’ü koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
  • İstanbul Tabip Odası, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. Ümit Erdem’i andı. Eylemde “Artık yeter, ölümleri durdurmak için tam kapanmak şart” pankartı açıldı.
  • Sağlık meslek örgütlerinin temsilcileri ve sağlıkçı milletvekilleri zaman kaybetmeden en az 14 günlük tam kapanma uygulanması için çağrı yaptı. Sağlık sisteminin çökme noktasında olduğunu, hastanelerin artık bu yükü kaldıramadığını belirten sağlıkçılar, “Mümkünse 28 gün veya en az 14 günlük tam kapanma bir an önce uygulanmalı. Yurttaşlara bu süreçte de psikolojik ve ekonomik destek sağlanmalı” dedi. (https://www.birgun.net/haber/saglik-meslek-orgutleri-ve-saglikci-milletvekillerinden-cagri-en-az-14-gunluk-kapanma-sart-325906)
  • Tunus’ta sağlık çalışanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ağırlaştırdığı çalışma koşullarını protesto etmek için gösteri düzenledi.  Sağlık çalışanlarının üyesi olduğu üç sendikanın çağrısıyla başkent Tunus’ta toplanan binlerce doktor, hemşire ve tıp öğrencisi, ağırlaşan çalışma koşullarını ve genç bir doktorun görevi başında hayatını kaybetmesini protesto etti.
  • Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Margaret Harris, salgında “birinci, ikinci dalga” gibi ifadeleri kullanmadığını Covid-19 salgınında virüsün geniş çapta yayılmasının​​​​​​​ sürekli bir durum arz ettiğini vurguladı. Harris, “Aşılar harika araçlar ve (salgında) çok yardımcı olacaklar. Ancak artan risk durumunda ve bir çeşit bağışıklık duvarı oluşturmasındaki etkisi hala çok uzakta” dedi. Vaka sayılarındaki artışı ve salgındaki dalgalanmaları engelleyebilmek için yapılması gerekenin, halk sağlığı önlemlerine uyulması olduğunu vurgulayan Harris, sosyal mesafe, el yıkama, test ve temaslıların takibi gibi önlemlere titizlikle uyulması çağrısında bulundu. Harris, “Bu yoğun bulaşı durdurmak için bu saydığım şeyler, her zamankinden daha büyük bir titizlikle yapılmalıdır” ifadesini kullandı.
  • Çin’in koronavirüs aşısı Sinovac’ın Faz 3 deneylerinde ilk sonuçlar açıklandı. Endonezya devlet ilaç kurumu Bio Farma, aşının yüzde 97 koruma sağladığını açıkladı. Gün içinde bu açıklama geri çekildi. Aşıyı üreren Sinovac firmasının “Sonuçlar için daha zamana ihtiyacımız var” duyurusu sonrasında, Endonezya devlet şirketi Bio Farma “Yüzde 97” açıklamasını revize etti. Sinovac firmasının bir sözcüsü, Amerikan haber ajansı Bloomberg’e yaptığı açıklamada, yüzde 97 oranının, aşının koruma oranına işaret etmediğini söyledi. Sözcü bu sonucun, aşının sadece Endonezya’daki serokonversiyon oranına (antikor üretip üretmediğine dair veri) tekabül ettiğini vurguladı. Buna göre Coronavac aşısı, Endonezya’daki 1600 gönüllünün yüzde 97’sinde antikor üretti. Ancak firma, bu verinin aşının Covid-19’a karşı hangi oranda koruma sağladığına dair henüz bir analiz içermediğini vurguladı.
  • Pandemi kontrolden çıktı. Toplam vaka sayısı 68.5 milyonu geçti, toplam can kaybı da 1 milyon 562 binin üzerine çıktı. Küresel aktif vaka sayısı da yükselerek 19.5 milyonu üzerine çıkarken, bu hafta sonuna doğru 20 milyon sınırını aşacağını öngörebiliriz. Küresel aktif vaka sayısı pandeminin daha da büyüyeceğini gösteriyor.
  • Haftanın ikinci gününde beklendiği gibi, yeni vaka bildirimi ve günlük can kaybı yükselmeye başladı. Dünya genelinde son 24 saatte yeni vaka sayısı 584 bin 227, günlük can kaybı ise 11 bin 714 kişi.
  • Yeni vaka bildiriminde Avrupa ve Asya birincisiyiz, kendimizi hangi kıtada görmek istersek isteyelim durumumuz değişmiyor, dünyada ise ilk üçteyiz. Salgın kontrolünde sıklıkla eleştirdiğimiz İran’ın üç katı yeni vaka bildirimi yapıyoruz.
  • Yeni vaka bildiriminin yüksek olduğu ülkeler şöyle: ABD (208.1 bin), Brezilya (47.9 bin), Türkiye (33.2 bin), Hindistan (32.1 bin), Rusya (26.1 bin), Almanya (18.3 bin), İtalya (14.8 bin), Fransa (13.7 bin), İngiltere (12.3 bin), İran (11 bin) ve Ukrayna (10.8 bin).
  • ABD’de pandemi tamamen kontrolden çıkmış durumda. Yeni vaka bildirimi 200 binin üzerinde devam ederken günlük ölüm sayısı 3 bine yaklaştı, dün 2 bin 913 kişi Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Toplam vaka sayısı 15.6 milyona, toplam can kaybı 293 bin 400’e yaklaştı.
  • Türkiye’de resmi istatisitikler dahi rekor üstüne rekor kırıyor. Günlük can kaybı 200’ün üzerinde, vaka ise 30 binin üzerinde seyrediyor. Dahası, bu düzeylerin hızla aşılacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de son 24 saatte 33.198 kişide Covid-19 tespit edilirken, 211 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Toplam vefat sayısı ise 15 bin 314’e yükseldi. Sağlık Bakanlığı hasta-vaka ayrımına devam ediyor, yeni hasta sayısı düşmüyor, son 24 saatte yeni hasta sayısı 6 bin 593 kişi, toplam hasta sayısı da 552 bin 304 kişiye yükseldi. Nihayet günlük test sayısında hedeflenen 200 bine ulaşıldı, toplam test sayısı da 20 milyonu geçti. Toplam vaka sayısı ve aktif hasta sayısı turkuaz tabloda paylaşılmıyor. Günlük olarak bu istatistikleri Worldmeters’dan paylaşmaya devam ediyoruz.
  • Worldmeters’a göre toplam vaka sayısı 893 bin 630’a yükseldi. Sağlık Bakanlığı’nın paylaşmadığı aktif hasta sayısını da sayısı 441 bin 515 kişiye yükseldi. Ağır hasta sayısı 5 bin 882 kişi. Aktif hastaların içinde ağır hastaların oranı yeni vaka bildirimdeki ciddi artış ile % 1.3 seviyesine kadar düştü. Buna rağmen ağır hasta oranı hala dünya ortalamasına göre 2.5 kat daha yüksek! Sağlık Bakanlığı halen toplam vaka sayısı ve ağır hasta oranındaki çelişkili istatistikler hakkında bir açıklama yapmış değil! Konu hakkında Bakanlık tarafından çalışma yapıldığı ve yakında kamuoyu ile paylaşılacağı gazete haberlerinde yer almasına karşın henüz açıklama yapılmış değil!
  • Covid-19 hastalığı ölümlerinin gizlendiğine yönelik tartışma büyüyor. İBB Mezarlıklar Daire Başkanı, kasım ayındaki ölüm sayısının geçen yılların ortalamasının iki katı olduğunu açıkladı: Bir ayda 11 bin 500 kişi öldü. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Yalvarıyorum, tedbir alınsın. Şehri kapatalım, 2 hafta, 3 hafta…” dedi.
  • CHP eski milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, Covid-19 nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden yaşlı bir yurttaş için düzenlenen ölüm raporunda ölüm nedeni olarak “doğal ölüm” yazıldığını ancak torununun itirazı üzerine raporu düzenleyen doktorun ikinci bir rapor yazarak ölüm nedenini “bulaşıcı hastalık” olarak düzelttiğini söyledi. Yarkadaş söz konusu yurttaşın ölüm raporuna itiraz eden torunu Hakan Şişik’e, raporu düzenleyen doktorun “Hakkınızı helal edin. Eğer gerçek ölüm nedenini yazarsam soruşturma açılır.” dediğini kaydetti.
  • Dünkü günlükte dikkat çektiğimiz gibi Sağlık Bakanı Koca İl Sağlık Müdürleri ve Halk Sağlığı Başkanları ile yaptığı toplantı sonrası, o illerle sınırlı vaka artışı devam ediyor söylemine devam etti. Koca, İzmir, Adana, Mersin ve Hatay’ın valileri, il sağlık müdürleri ve halk sağlığı başkanları ile görüştü ve twitter üzerinden bu illerde sabit vaka artışı olduğunu ve ağır hasta yükünün arttığını aktardı. Ne yazık ki Koca’nın açıklamalarından salgının kontrol altına alındığı il yok gibi görünüyor. Sağlıkta dönüşüm Programının çökerttiği birinci basamak (Aile Hekimliği sistemi) salgını kontrol etmeyi başaramıyor.
  • Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nce illere gönderilen genelgeye göre, diğer sağlık personelinde olduğu gibi, yeni tip koronavirüs (Covid-19) hastasıyla direkt temas etmeyen ve rutin güvenlik önlemlerine uyan serbest eczacılar ile eczane personeli, temaslı kabul edilmeyecek.
  • SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Yıldız Ok Orat, koronavirüs vaka sayılarına ilişkin aralık ayında bekledikleri artışın gerçekleşmeye başladığını söyledi. Orat, pandemi hastanesi olarak belirlenen hastanelerin yoğun bakımlarında yer olmadığını vurguladı. Bugüne kadar Diyarbakır’da 16 sağlık çalışanının virüs nedeniyle vefat ettiğin hatırlatan Orat, 2 bin civarında sağlık çalışanının da enfekte olduğunu belirtti. Orat, vaka sayısındaki artışın nedenlerinden birinin İstanbul’da görülen artışla ilgili olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Geçen mart ayında Diyarbakır için edindiğimiz tecrübeye göre, Diyarbakır hatta bölge illerinin hepsinde, İstanbul’un pik yapmasından yaklaşık iki hafta sonra bölgede de sayıların en yüksek seviyeye ulaştığı idi. İstanbul ülkenin kalbi ve oradaki sayılar arttıktan sonra şehirlerarası gidiş gelişle vakalar tüm ülkeye yayılıyor. Mayıs ayında İstanbul’da yükselişle şehirlerarası gidiş gelişlerden sonra haziran ayında bölgede yükseliş başladı ve geçen haftalarda yine İstanbul’daki yükselişten sonra Aralık ayının ortalarında beklediğimiz yükselme yine gerçekleşmeye başladı. İki hafta önce günlük vaka sayısı 1000 civarı iken şu anda yüzde elli artışla 1500 civarına ulaşmış durumda. 200 civarı hasta yoğun bakımda ve bunların çoğunun durumu çok ağır. 800 civarında kişi kliniklerde tedavi ediliyor. Pozitif olup eve gönderilenlerle birlikte vaka sayısı 1500’ü buluyor.”
  • Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre en riskli illerden biri olan Hatay’da Koronavirüs vaka artışı % 125. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; kentteki 4 günlük ölüm sayısını 179 olarak açıkladı. Hatay Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde de son bir haftada, merkezde kalan 17 kişi yaşamını yitirdi. 2 bin 600 yatağın olduğu kentte, yoğun bakım doluluk oranı ise Sağlık Bakanlığı’nca yüzde 86 olarak açıklandı. Kentte acil servis ve ameliyathanelerin yoğun bakıma dönüştürüldüğünü söyleyen SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Meryem Avcı, filyasyon ekiplerinin vakalara yetişemediğini, hastaların birkaç gün ilaç beklemek zorunda kaldığını dile getirdi. Kentte vaka ve ölüm sayılarının yüzde 100 arttığını vurgulayan Avcı, Hatay Bölge Hastanesi’nin karma cerrahi, onkoloji ve kadın doğum servisi dışında tüm hastanenin pandemiye dönüştürüldüğünü söyleyerek, “Acil servisin içine yeni yoğun bakımlar açıldı, ameliyathanenin bazı bölümleri yoğun bakıma dönüştürülüyor. Buna rağmen yoğun bakımlarda yer yok. Bu nedenle ağır hastalar servislerde takip ediliyor. Arrest olan hastalara servislerde saatlerce ambu yapılıyor, ventilatör cihazları yeterli sayıda değil. Yoğun bakımlarda yer olmadığı için hastalar özel hastanelere ve çevre illere sevk ediliyor. Bunun için bile saatlerce beklemek zorunda kalıyorlar.” dedi.
  • Mersin’deki sağlık örgütleri, “Halkın hükümete olan güvensizliğinin sonucu, aşılara karşı da bir güvensizlik oluşmuştur.” açıklaması yaptı. Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, “Günlük vaka sayılarının kentimizde hızla arttığı, ülkemizde 70-75 bin civarında olması nedeniyle vaka sayısı açısından dünya genelinde ilk üç ülke arasında olduğumuz dönemde, şehirlerarası trafiğin kapanmasını, toplumsal hareketliliğin kısıtlanmasını, AVM ve ibadethanelerin kapanmasını içermeyen önlemlerin pandemi ile mücadelede yeterli olmadığına inanıyoruz. … Geldiğimiz aşamada, epidemiyolojik veriler ışığında belirlenecek bir süre için toplum hareketliğinin kısıtlanması yaygınlaştırılarak sürdürülmeli, filyasyon ve aktif sürveyans yanı sıra, endikasyonu olan herkese test uygulanabilmesi sağlanmalı. Bunun için hastane ve sağlık müdürlüklerine ek olarak belediyelerin de test birimleri kurmalarının önü açılmalı, hastane tedavisi gerekmeyen hastaların izolasyonuna ağırlık verilmeli, evlerde değil eski hastaneler, yurt ya da diğer toplu merkezlerde takip edilmeleri sağlanmalıdır. Tam bir kapanmayla toplum hareketliliğini kısıtlanmaz ise daha fazla insan hastalanacak, ölecektir. Kısıtlamalar; sosyal devlet ilkesiyle yapılmalı, güvenceli çalışanlara ücretli izin, diğer tüm çalışanlara da sosyal destek programlarının olduğu, kira, elektrik, su ısınma masraflarının ve temel ihtiyaçların karşılandığı bir bütçeyle özellikle büyük işyerlerinin kapatıldığı bir şekilde olmalıdır.” dedi.
  • Türk Eczacıları Birliği (TEB), koronavirüs aşısına ilişkin yapılan tartışmaların aşı kararsızlarını etkilediğini belirterek, sürecin şeffaf yürütülmesi çağrısında bulundu. TEB, Sağlık Bakanlığına aşının Türkiye’ye getirilmesi ve uygulanması noktasında cevaplanması gereken 15 soru yöneltti.
  • DİSK, Türk-İş, Hak-İş ve KESK’e bağlı 238 sendika ve meslek odası salgınla mücadele için ‘tam kapanma, tüm emekçilere sosyal koruma’ çağrısıyla 9 maddelik taleplerini sıraladı. Çağrı metninde “Fabrikalarda pandemi koşullarına uygun önlem alınmadığı gibi, işçilerin çalışma saatleri uzatıldı, koşullar ağırlaştı.” ifadelerine yer verildi. Metinde, “Sermayenin değil işçi ve emekçilerin acil taleplerinin karşılanmasını istiyoruz.” vurgusu yapıldı. Salgın koşullarının ağırlaştığı ve iktidarın çözüm üretemediği belirtilen metinde şunlara dikkat çekildi: “Toplu taşıma araçları, balık istifi insan taşımaya devam ediyor. Milyarlarca lira sermayeye kaynak olarak verilirken, işçilere günlük 39 TL ile karnınızı doyurun diyorlar. İşçilere ya açlıktan, ya koronavirüsten ölüm dayatılıyor. Bildirideki talepler ise şöyle:
  1. 21 gün boyunca başta halk sağlığı ve ihtiyaçları için sağlık, belediye, temizlik, enerji, gıda üretimi ve satışı dışındaki tüm işyeri ve işletmelerde üretimin durması, tam kapanma uygulanması, Covid-19 testinin ücretsiz yapılması
  2. İşyerlerinde işçilerin insiyatifinde pandemi kurulları (komiteler) oluşturulması
  3. Kamu ve özel çalışan, işçi, memur vb. tüm emekçilerin maaşının kesintisiz ödenmesi
  4. Tüm işsizlere insanca yaşayacakları ücret verilmesi
  5. Yoksulluk sınırı altında yaşayanların elektrik, su, ısınma, internet faturalarının devlet tarafından ödenmesi
  6. Yoksulluk sınırı altında yaşayan vatandaşların kredi kartı ve kredi borçlarının pandemi süresince ertelenmesi
  7. Asgari ücretin insanca geçim sağlayacak düzeye çıkarılması ve vergi dışı bırakılması
  8. Kadro bekleyen tüm sağlık emekçilerinin sınavsız olarak işe başlatılması, sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesi, güvenceli istihdam sağlanması
  9. Bilim Kurulu’na sağlık, emek ve meslek örgütlerinin dahil edilmesi, bilim kurulunun bağımsız olması.
  • CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, kişisel sosyal medya hesabından Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçilerin genel durumunu anlatan 2 video paylaştı. Koronavirüs’ün (Covid-19) tavan yaptığı bu süreçte yayınlanan görüntüler işçilerin salgında nasıl bir risk altında olduğunu gözler önüne serdi.
  • Caddelerde HES kodu zoruunluluğu yaygınlaşıyor. Trabzon’da Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında kentin en işlek yerlerinden Uzun Sokak ile Kahramanmaraş Caddesi’nde Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulaması başlatıldı.
  • Belediyeler esnafın su borçlarında devreye girmeye başladı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, iş yerleri kapalı olan esnafın su borçlarının 500 liraya kadar olan kısmını ödeyeceklerini açıkladı.
  • Koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı uygulanan hafta sonlarında, marketlerde alkol satışı yasaklandı. Kararın hukuk dışı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Metin Günday, “Bu kararda genel sağlığı koruma yok. Karar insanların yaşam tarzına açık bir müdahaledir.” Derken, CHP milletvekili Murat Emir, “4. Murat bile bu kadarını yapamazdı.” diye konuştu. Tekel Büfeleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Erol Dündar ise “İşletmelerimiz, gelen bir emir olduğunu ifade edilerek keyfi olarak kapatıldı.” dedi.
  • Nutrients dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, C vitamini Koronavirüs’ün (Covid-19) ağır seyrettiği hastaların durumunu iyileştirebiliyor.
  • İsviçre’deki bir araştırmaya göre Covid-19’un belirtileri 6 haftadan fazla sürebiliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 33’ü, Covid-19 teşhisinden yaklaşık 6 hafta sonra dahi yorgunluk, koku veya tat kaybı, sürekli öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlerde bulundu
  • Reuters ajansı, koronavirüs pandemisinin başlangıç noktası sayılan Wuhan’da son durumu görüntüledi. Kentteki ilk vakaların patlak verip dünyaya yayılmasından yaklaşık bir yıl sonra, kentteki hareketlilik dikkat çekti. Bir pazarcı Reuters’a, “Korkmuyorum, korkacak ne var?” dedi. Çin kenti Wuhan’da, pandemiden yaklaşık bir yıl sonra hayat büyük ölçüde normale dönmüş görünüyor.
  • Pandemi döneminde otoriterleşen ülkelerden biri de ABD. Florida eyaletinde polis, eyaletin resmi Covid-19 temas-takip uygulamasını geliştiren veri bilimcisi Rebekah Jones’un evine baskın yaptı. Jones, ABD Sağlık Bakanlığı’nı, salgın önlemlerini esnetmek için verileri manipüle etmekle suçlamıştı. Polis ise eyaletin acil sağlık sistemine bir bilgisayar korsanı saldırısı üzerine baskının düzenlendiğini söylerken, Jones bu iddiayı reddetti. Jones, suçlamalarının ardından geçen Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı’ndaki işinden kovulmuş ve daha sonra kendi veri tabanını kurup, virüsün yayılışını bağımsız bir şekilde takip etmişti.
  • Karantinada tecrit – Zeki Gül : Farklı sözlükler yılın kelimesi olarak, COVID-19 pandemisi ile bağlantılı olanları seçti bu sene. Öne çıkanlar pandemi, tecrit, karantina… Benim tercihim ise ‘karantinalı tecrit’. Karantinanın bu süreç için tek başına yeterli olamadığı kanaatindeyim. Hatta bu yüzden Cambridge sözlüğü, “Karantinanın yeni bir anlam kazandığına” atıfla eski tanımına ek yapıldığını duyurmuştu daha  pandeminin erken döneminde. Cambridge sözlüğünde yeni hali ile ‘karantina’ şöyle yer alıyor: “İnsanların bir hastalığa yakalanmamaları veya hastalığı yaymamaları için, evlerini terk etmelerine veya özgürce seyahat etmelerine izin verilmeyen genel bir zaman aralığı”. Bazen tek bir sözcük bir devri tanımlamaya yeter de artar bile. Sahi, nasıl oldu da zora dayalı ve bir o kadar da rıza temelli eve, köye, şehre ve tek bir ülkeye kapanmanın ötesinde kendimizi tecrit eyledik! Bir yanda ülkede ve dünyada zora dayalı ama bir o kadar da rıza gösterilen tecrit, diğer yanda F Tipi başta olmak üzere cezaevlerinde süregiden bir insan hakları ihlali olarak ek tecrit. Böyle bir ahvalde cezaevlerinin yeni sorunlara yol açmayacak şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor. Aksine, insan hakları kurumlarının gözlemleri ise kaygı verici. Tecritte ek tecrit yani cezaevi gerçeği geçmişte görülmedik yeni bir sorun. Doğası gereği olası sonuçları çok daha ciddi olabilir. Bizim evde gönüllü tecritlerimiz onlar için bir ek tecrit olarak “işkenceye” zemin hazırlayabilir. Vicdani ve etik sorumluluğumuz daha artıyor bu nedenle. (https://www.evrensel.net/yazi/87704/karantinada-tecrit)
  • Sağlık Bakanlığı’na mektup gönderen İşkence Mağdurları Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi (IRCT), tutuklanan TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in serbest bırakılmasını istedi. Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi ve önceki dönem Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in tutuklanmasına tepki gösteren IRCT, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya hitaben bir mektup kaleme aldı. IRCT Tanıtım-Savunu Direktörü Asger Kjaerum, imzalı mektupta “IRCT, Dr. Gökalp’in tutuklanması ve kendisine yönelik suçlamalar nedeniyle derin bir kaygı içindedir; bu durumu, yalnızca sağlık hizmeti vererek mesleki ve etik görevini yerine getirdiği ve insan haklarını savunduğu için kendisini susturma girişimi olarak değerlendirmektedir.” denildi.

AŞI TARTIŞMALARI

  • Geçen hafta Covid-19 aşısına onay verilen Birleşik Krallık’ta koronavirüs aşılaması başladı. İlk aşı 90 yaşındaki bir kadına yapıldı. Pfizer/BioNTech aşısı, ilk dozun yapılmasının ardından 12’nci günden itibaren bağışıklık oluşturmaya başlıyor. İlk dozdan 21 gün sonra ise ikinci dozun yapılması ve 28’inci günde de tam bağışıklığın oluşması öngörülüyor.
  • İngiltere hükümetinin aşı görev gücü, koronavirüse karşı geliştirilen aşıların ‘karışımının’ etkisini ölçecek. Ocak ayında başlaması beklenen deneyde, aynı aşıdan iki doz yaptırmak yerine farklı aşılardan birer doz yaptırmanın Covid-19’a karşı etkisi ölçülecek.
  • ABD’de, yasalar kapsamında şirketlerin aşı yaptırmayı zorunlu kılma hakkı olduğu belirtildi. Bazı şirketlerin Covid-19 aşısını mecburi kılma eğiliminde olduğu ve aşı yaptırmanın iş güvenliği kuralları arasında yer aldığı kaydedildi. Pew Araştırma Merkezi’nin son kamuoyu yoklamasına katılan her 10 kişiden dördü, ‘kesinlikle’ ya da ‘muhtemelen’ aşı yaptırmayacağını söyledi. ABD yasaları ise işverenlerin çalışanlarını aşı olmaya zorlamasına izin veriyor. Bu, aşı yaptırmayan çalışanların işlerini kaybedebilecekleri anlamına geliyor.
  • ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Pfizer/BioNTech aşısında dair incelemesinin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Raporda, aşının hastalığın ağır geçirilmesini engellediği belirtildi. Açıklamada ayrıca aşının 16 yaşından küçükler, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi sorunları olanlarda etkili olup olmadığı konusunda ise herhangi bir karara varmaya yetecek verinin bulunmadığı belirtildi. FDA’nın açıklaması, Pfizer aşısına ABD’de kısa süre içinde onay çıkacağının sinyali olarak görülüyor. FDA, Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısının denemelerine katılan 38 bin kişiden alınan verilerde “belirli bir güvenlik kaygısı olmadığı” belirtildi.
  • Astrazeneca ve Oxford Üniversitesi, geliştirdikleri Koronavirüs aşısıyla ilgili tüm verileri hakemli bir bilimsel dergide yayımlayan ilk aşı geliştiricileri oldu. Aşının Koronavirüs hastalarında % 70 etkili olduğu doğrulandı.  Lancet’teki makalede Astrazeneca ve Oxford’un aşının etki oranını yüzde 90’a çıkarmak için çalışmalarını sürdürmesi gerektiği belirtildi. Bu durumun Astrazeneca/Oxford aşısının kullanılmaya başlamasını geciktirebileceği ifade edildi. Verilere göre aşı, ilk olarak yarım dozu alan kişileri korumakta yüzde 90 etkili oldu. 2 dozun tamamını alanlarda ise bu oran yüzde 62’ye düştü. Astrazeneca/Oxford, tüm klinik sonuçları bir havuzda toplayarak aşının yüzde 70 etkili olduğunu duyurdu. Aşı geliştiricileri, hangi doz kullanımının daha etkili olacağını tespit etmeye çalışıyor. John Hopkins Bloomberg Kamu Sağlığı Okulu’ndan Maria Deloria Knoll, Lancet’te yayımlanan verilere eşlik eden değerlendirmesinde yine de sonuçların Astrazeneca/Oxford aşısının “güvenli, iyi tolere edilmiş ve etkili” olduğunu belirtti. Knoll bu aşının aynı zamanda daha ucuz, üretimi ve taşıması daha kolay olduğuna dikkat çekti. Astrazeneca/Oxford Koronavirüs aşısının dozunun 2 veya 3 dolar olacağı belirtildi.
  • Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Covid-19 aşılarıyla ilgili tartışmalara ilişkin ilk görüşünü yazılı açıklama ile paylaştı. “Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı’nın, en azından aşı uygulamalarında şeffaf olması gerekliliğinin hayati önem taşıdığını bir kez daha vurgulamak isteriz.” diyen TTB, uyarı ve taleplerini başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm kamuoyuyla paylaşma gerekliliği duyduğunu belirtti. Açıklamada, uyarı ve talepler şöyle sıralandı:
  1. Pandeminin başından bu yana aşı konusunda yapılan çalışmalar biyoteknoloji ve informatik teknolojilerin gelişmeleriyle geçmişe göre daha büyük bir hızla yapılmakta; çalışmaların klinik öncesi ve klinik deneme safhaları kayıt altına alınmakta; belgelendirmeler güvenilir ve bağımsız olan değerlendirme/onaylama kuruluşları tarafından yerine getirilmektedir. Bu kapsamda üretilmiş ve ruhsatlandırılmış olan bir aşıya, güven duyulacaktır.
  2. Sağlık Bakanlığı’nın şeffaflıktan uzak tutumu; aşı olmaya yönelik endişe ve belirsizlik yaratan her türlü söylem ve uygulaması, halk sağlığı açısından risk oluşturacaktır.
  3. Türk Tabipleri Birliği olarak aşıların hangi ülkede üretildiğinin, üreten firmanın hangisi olduğunun bir önem taşımadığını kamuoyuna buradan bildiririz. COVID-19 aşısının bizler için önem taşıyan yanı bilimsel ve etik kurallara uygun ruhsatlandırılmış olması; tüm dünyada ve Türkiye’de toplumun tüm kesimlerine eşit ve adil bir şekilde ulaştırılmasıdır.
  4. Aşının AR&GE çalışmalarından ruhsatlandırılıp sunulmasına, soğuk zincirle taşınmasından dağıtımı yapılarak uygulanmasına kadar her basamağı gündelik politikanın, rekabetin ve ticaretin konusu dışında tutulmalıdır. Bu bağlamda, Sağlık Bakanlığı’nın herhangi bir COVID-19 aşısı için önceden anlaşma/sözleşme imzalaması, bir kamu kurumu olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu üzerinde de siyasi baskı nedeni olmamalıdır.
  5. Sağlık Bakanlığı, aşıların ruhsatlandırma süreçlerini; etkili ve güvenli olduklarına ait belgeleri, kamuoyuyla, basınla ve emek-meslek örgütleriyle şeffaf bir şekilde paylaşmalıdır.


İLİŞKİLİ İÇERİK

KORONA GÜNLÜK 22-28 KASIM 2021

Sağlığın piyasalaştırıldığı, emeğin değersizleştirildiği ve yabancılaştırıldığı, kışkırtılmış sağlık hizmetinin olduğu, kapitalist erkek egemen sağlık sisteminin ...